23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 23 Kasım 2015 haber TASARIM: SERPİL ÜNAY 18 ÜÇ KONUK YAZAR IŞİD TERÖRÜNÜN HEDEFİ OLAN PARİS’İ YAZDI KONUK YAZAR NEDİM GÜRSEL Fotoğrafın ya da şeytanın gör dediği yah bayrağı. Arkasında savaşta olduğumuzun kanıtı bir zırhlı araç durmakta. Araç da önünde poz veren savaşçı gibi, her an harekete hazır. Motorunun çalıştığını duyar gibiyiz. İslamcı terörist, dünyaya meydan okur gibi, tek ve yegâne doğruyu iki elinde tuttuğundan emin, gözlerimizin içine bakıyor. Eyleme geçecek birazdan, dünyayı kan gölüne çevirecek, elinde tuttuğu kitabın kendisine vaat ettiği cennete bir an önce gidebilmek için. Bir büyüğümüzün deyimiyle bu “öfkeli çocuklar”, yani cellatlarımız, belli bir ideolojiye hizmet için, halifeliği geri getirip şeriatı uygulayan bir devlet kurmak için savaşıyorlar. Kandırılmış, aldatılmış, yoldan çıkarılmış, hatta uyuşturucuyla şiddete yöneltilmiş olabilirler. Ama sonuçta, kutsal saydıkları bir “ideal” uğruna öldürüyor ve ölüyorlar. Teslim olduklarını bugüne dek görmedik. Bizi hedef almalarının nedeni işlediklerimizden, yaptıklarımızdan kaynaklanmıyor. Biz, yani kendimiz olduğumuz, onların nefret ettiği bir yaşam tarzını benimsediğimiz için, katlediliyoruz. Fotoğrafa doğru bakmamızın zamanı geldi artık. Şeytanın gör dediğini görmemiz, önlemleri bu gerçeğin ışığında almamız gerekiyor. Fotoğraftaki herhangi bir terörist değil çünkü. Örneğin Rus çarını ortadan kaldırmayı göze almış bir Neçayev ya da ülkesinin bağımsızlığı uğruna bomba koyan bir ulusal kurtuluş savaşçısı da değil. O, köktenci İslam adına savaşan bir mücahit. Ama aynı zamanda bir katil. KONUK YAZAR OSMAN ULAGAY KONUK YAZAR FAZIL SAY ir süredir fotoğraf sözcüğü dile pelesenk oldu.Yorumcuların, köşe yazarlarının, haber sunucularının ağzından düşmüyor. Herkes “fotoğrafın büyüğü”nü görmek, gördüğünü de çözümleyip yorumlamak gereğini duyuyor. Öte yandan, Ankara’da, Beyrut’ta, Paris’te, daha birçok kentte gerçekleşen korkunç saldırılar konusunda fotoğrafın gör dediğine bakan pek yok. Abdelhamid Abaaoud Belçika’da doğup büyümüş, Müslüman kökenli, yirmi yedi yaşında bir gençti. Suçsuz insanlara kıydıktan, Paris’i kan gölüne döndüren saldırıları düzenleyip gerçekleştirdikten sonra güvenlik güçlerince öldürüldü. Bu caninin İslam Devleti’nin (IŞİD) Dabig adlı propaganda dergisinde yayımlanan fotoğrafını, Liberation’un 17 Kasım tarihli sayısında gördüm. Çetin Altan’ın bir zamanlar yazdığı gibi “şeytanın gör dediği” bir fotoğraftı. Ne var ki, bakan olduysa bile yorumlayan pek olmadı. Oysa yaşadığımız dehşet günleri hakkında çok şey anlatıyordu. Tabii bakmasını ve görmesini bilene. Örneğin terör eylemlerinin ardında bir ideolojinin, adını koymanın zamanı çoktan geldi geçti bile, “radikal İslamcı” anlayışın bulunduğunu gözler önüne seriyordu. Abdelhamid Abaaoud başında siyah takke, koyverdiği gür ve siyah sakalıyla bize bakıyor, sağ elinde Kuran, sol elinde bayrak var. Üzerine beyaz harflerle “kelimei şehadet” işlenmiş, IŞİD’in si B Dünyaya meydan okumak nsanlığın bugün içine sürüklendiği noktada her kafadan bir ses çıkıyor, Paris’teki korkunç saldırı sonrasında herkes kendi konumuna göre bir şeyler söylüyor. Saldırıyı gerçekleştirenlerin ve onları yönlendirenlerin amaçları hakkında da farklı görüşler ileri sürülüyor. Gerçekçi bir çıkış yolu bulmak istiyorsak bir an için kendimizi “onların” yerine koyarak düşünmeyi, “onların” yerine konuşmayı, yazmayı deneyebiliriz belki de. 13 Kasım 2015 gecesi dışlanmışlığın ve kıstırılmışlığın doğurduğu nefretle Paris’i cehenneme çevirdik. Sizden intikam alırken Paris’in tarihine geçtik. Hayatta olmayabiliriz ama artık biz de Paris’in bir parçasıyız. Sizden, Batı’dan hesap sormaktı amacımız. Geçmişin günahlarının ve bugünün günahlarının hesabını sormaktı. Aslında sizden öğrendik bütün yaptıklarımızı. Acımasızlığı, şiddeti, yakıp yıkmayı, rakipleri ve düşmanları yok etmeyi sizin tarih kitaplarınızı okuyarak, sizin TV dizilerinizi izleyerek öğrendik. Sıradanlıktan kurtulmanın, kişilik sahibi olmanın, haddini bilmemenin, çarpıcı bir eylem yaparak gündeme damga vurmanın önemini siz öğrettiniz bize. Başkaldırıyı, cesareti, hedefe odaklanmayı ve sonuca varmak için her şeyi gö Paris’te insanlığın zor zamanı İ ze almayı sizin kurumlarınızda, sizin işyerlerinizde çalışırken öğrendik. Başarının sırlarını ve yöntemlerini siz gösterdiniz bize. Belki de en önemlisi romantizmi, aşk uğruna, inanç uğruna, kahraman ya da kurban olmanın yüceliğini de siz öğrettiniz bize. Sapıklığı ve çılgınlığı da sizden öğrendik. Eşitsizliğin ne demek olduğunu sizin toplumunuzda yaşarken anladık. Eşitlik için savaşmanın önemini de sizden öğrendik. Şimdi sizinle eşitlenmek için sizi öldürüyoruz ve kendimiz de ölüyoruz. Niçin anlamıyorsunuz bizi, biz aslında sizin gibi olmak, sizin gibi yaşamak istiyoruz. Yüz binlerce göçmen her türlü tehlikeyi göze alarak Avrupa rüyasının duvarlarını aşmaya çalışıyor aylardır. Siz ise kendi ilkelerinizi inkâr ederek duvarlarınızı yükseltmeye, bizi durdurmak ve dışlamak için her yolu denemeye hazırlanıyorsunuz. Artık çok geç. Küreselleşmeyi siz başlattınız. Şimdi duvarları yükselterek ve bizi dışlayarak bizden kurtulamazsınız. Kendi aranızdaki dayanışmayı güçlendirerek, aramıza yeni duvarlar örerek bizden kurtulamazsınız. Bizim işimiz çok zor ama sizin işiniz daha da zor. İnsanlığı yeniden öğrenmek zorundasınız. Müzik barışın çaresidir konserlik Avrupa turnesi sona erdi. Çok zor bir haftaydı. Paris terör olayları tam bir şok yarattı. Dostlar; 30 yıldır Avrupa’dayım. Avrupalılarda bu terör olaylarının yarattığı kadar travmayı, bu 30 yıllık tarihte hiç görmedim. Bu kadar derin bir olağanüstü hal, korku, endişe benim yaşadığım dönemde, Avrupalılar yaşamadı. Anlatmak isterim, konserler iptal olabilirdi, birçok şey iptal oldu, hayat durdu, biz yine de konserleri yapmaya karar verdik. Ve her şeye rağmen, konserlerimiz fevkalade doldu. Şunu da iyice iyi anladım bu turnemde; müzik, sesler aracılığı ile insanlara dostluk ve barış mesajı vermekte. İnsanları sevgi ile sarmalamakta. İnsanlar müzik ile iyileşmekte ve hissetmekte. Orkestra ile çaldığımız eser, Ravel olsun, Anadolu’nun sessizliği olsun, ben bir Türk müzisyeni olayım, orkestra da Hapon, Belçikalı, Ermeni, Rus, Musevi kim olursa olsun bu dostluk bizi birbirimize bu sefer daha da yakınlaştırdı. Bis olarak solo Sarı Gelin çaldım hep; olsun bu mesaj Batı ve Doğu insanları arasında dolanıyor, onları birbirine kavuşturuyor. Müzik sevgidir. Müzik insanlıktır. Müzik barışın çaresidir. Bu turnede beraber çalan tüm meslektaşlarıma, Belçika Ulusal Orkestrası’na, şef Andre Boreyko’ya ve salonlarımızı dolduran binlerce sanatsevere sevgiyle sarılıyorum. 5 Hiçbir soruyu yanıtsız bırakmayın, çünkü yanlış doğruyu götürmüyor aU G’Dd TEŞO R Ğ O ARIYA BA Sınav anında dikkatiniz dağılırsa, soruyu okumadan önce kalemi bırakın, kafanızı kaldırıp birkaç saniye dinlenin... kaldırıp, bir kaç saniye dinlenin. Cevabını anında kodlayın: Bu kodlama işlemi sırasında bir sonraki soru öncesi zihniniz rahatlar ve son çözdüğü soru ile bağını kopararak yeni soru için hazır hale gelir. Ayrıca sorunun cevabını hemen kodlamak, soruların toplu halde kodlanırken hata yapılmasının önüne geçilmesini sağlar. Sınav alışkanlığı: Deneme sınavlarına girmek ya da evde çalışırken süre tutarak test çözmek sınav alışkanlığı kazandırır. Mutlaka planlı ve süre tutarak çalışın. Kendinize güvenin: Her şeyden önemlisi ise sınavdan ve başarısız olmaktan korkmayın, kendinize güvenin. Sınav kaygısı soruları doğru anlamanızı ve doğru çözmenizi zorlaştırır. Zihnin sorudan hatta sınavdan kopmasına sebep olur. Bu durumda tekrar sınava dönmek çok zor ve zaman kaybettirici olabilir. Kendinize başarılı olacağınızı telkin edin. İnanmak başarmanın yarısıdır. ğrenciler TEOG2 sınavına göre çok daha az kazanımdan sorumlu oldukları TEOG1’den iyi bir sonuç almayı hedeflemeliler. Çünkü Ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanı (AOSP) hesaplamasında TEOG1 ve TEOG2 Sınav Puanları yüzde 50 oranında eşit ağırlığa sahip. Yani daha az konuyla girilen ilk sınavda DENİZ ÜLKÜTEKİN bu avantajı en iyi şekilde kullanmak çok önemli. Bilfen İlköğretim Kurumları Ölçme ve Değerlendirme Koordinatörü Güray Kaymaz’dan sınav taktikleri Boş soru bırakmayın: Cevabını bilmediğiniz ya da çözemediğiniz soruları bir işaretle belirleyip bir sonraki soruya geçin. Çözemediğiniz soruları ikinci tura bırakın. Böylece bildiğiniz soruların çözümünü daha hızlı yapmış olursunuz. İkinci turda bu soruların cevap şıklarında eleme yaparak, size en doğru gelen şıkkı işaretleyin. Unutmayın ki TEOG sınavlarında yanlış cevaplar doğru cevapları götürmüyor, boş geçmeyin. Soruları okurken kalem kullanın: Önemli gördüğünüz ifadelerin altını çizin. Sayısal ve şekilli soruları mutlaka kalem kullanarak çözün. Bu yöntem, soruyla bağ kurmanıza ve soruyu daha iyi anlayıp daha hızlı çözmenize sebep olur. Dikkatinizi toplayın: Bazen sınav anında dikkatiniz dağılabilir. Böyle bir durumda soruyu tekrar okumadan önce kalemi bırakıp, başınızı Ö Hemen kodlayın Uğur Kariyer Merkezi Direktörü Nazik Kösegil, öğrencilere şu önerilerde bulundu : 4 Öğrencilerin sınavdan önce başarı sızlık içeren cümlelerden kaçınmalar ı sınavdaki heyecanı dengeleyecektir. 4 Sınav esnasında öğrencilerin dikk atini dağıtacak pek çok şey olacak. Öze llikle de sınavlara kendi okullarında gird ikleri için arkadaşları olacak. Sınava girdikler ini yalnızca soru kitapçıklarına odaklanıp, soruları çözmeye çalışmalılar. 4 Sınavlar arasındaki teneffüsler de çok önemli. Öğrenciler sınavdan çıkt ıktan sonra arkadaşlarıyla birlikte oldu kları için sürekli sınavla ilgili konuşma ihtiy acı duyacaklar. Bu konuşmaların bir son raki sınavı destekleyici nitelikte olm ası önemli. Sınavda dikkat C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear