14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 OCAK 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 bir silahı nasıl tutacaklarını, bombayı nasıl atacaklarını biliyor hepsi. İtilip kakılan, aşağılanan, işsiz gençler; bu terör örgütlerinin kanlı terör eylemlerini gerçekleştiriyor... Her kanlı eylemin sonucuna katlanıyor bu gençler, ölümü göze alarak... Herkes biliyor ki, “İslamofobi” eksenli bu saldırıları gerçekleştiren, kendi kimliklerini arayan terörist topluluklar, parasal destek alıyor bir yerlerden... Yabancı düşmanlığı, iç savaşlar, bağnazlık sarmalında büyüyor gelişiyor... Gündemden düşmeyen IŞİD ve El Kaide kanlı eylemlerle böylece kendi gücünü deniyor! En acımasız, vahşi katliamı yapıyor IŞİD ve El Kaide... Bunalımdan kaos üretmek çok kolaydır... Yanı başımızda yaşanan iç savaşa bir bakın, bunu anlarsınız... HHH Kuralsız savaşlarda kuralsız terörist eylemler olur... Afganistan niçin işgal edildi? Sözde demokrasi ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesi için! Hayır, böyle değil! Afganistan, eroin üretiminin odağı olan bir ülke. Yılda 500 milyar dolarlık eroin üretiliyor. Eroinin büyük bölümü ilaç sanayiinde kullanılır... ABD ve AB’ye kaçak yollardan girer... Yollardan birisi de Türkiye... Önceki gün Paris’te yaşanan kanlı terör eyleminde, ikisi polis, on dergi çalışanı 12 kişi katledildi 10 kişi de yaralı. Dün ayrıca bir kadın trafik polisi öldürüldü... Irk, din, mezhepsel kimlikler üzerinden yapılan çatışmalar, savaşlar ve terör! Fransa bugün şaşkın! Irkçılığın giderek arttığı Fransa’nın başkenti Paris’in en merkezi yerindeki saygın mizah dergisini, savaşçı olduğu, iyi askeri eğitim aldığı anlaşılan (görüntülerden belli oluyor) iki köktendinci terörist silahlarıyla basıyor. Bu katliam iki kişinin eylemi değil... Paris’te 1995 yılında Saint Michel metrosunda bombalı eylem yapılmıştı... 25 yıl sonra bir kanlı eylem daha... İslamofobinin karşılığı terör değildir! Fransa da ve AB ülkelerinde yaşayan Müslümanlar terör örgütünün yaptığı kanlı eylemden ötürü tedirgin... Fransa’da giderek güçlenen ırkçı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen ise gücüne güç katmak için kollarını sıvadı... Soruşturma Komisyonu’nda Yüce Divan kararı vermeyen AKP’lilerin gerekçeleri şaşırtmadı ‘Kesyapıştır’ aklama ‘Bakanlar kabul etse de şüphem olmaz’ soruşturma yapma yetkisi yoktur. Bakanlarla ilgili tapelere dayanarak hazırlanan rapor ve fezlekeler yok hükmündedir. Bakanlara yönelik iddialarla ilgili olarak makul şüpheyi de bırakın ben vicdanen düşüneceğim zaman makul şüphenin de daha da altında bir şüphe bende oluşturmadı. Tüm şüpheliler hakkında yasal delil bulunmaması nedeniyle takipsizlik kararı verilmişken bu durumda bunlarla irtibatlandırılan, bakanlar hakkında yürütülen kovuşturmanın yasal olduğunu söylemek ne kadar doğru? Bakanların her şeyi kabul ettiklerini varsaysak bile bir suç işlediklerine dair yeterli şüphe ya da makul şüphe uyanmadı bende. Bu operasyonlar belirli hedefe yöneliktir ve bu amaç hukukun tesisini sağlamak değil amaç çok farklı. yan farklı tarihlerde işlendikleri iddia edilen, belgelerde gösterilen suçlar tek bir torbaya konularak belli bir günde operasyon düğmesine basıldı. Bazı suçlar hakkında kayda alma, dinleme ve izleme kararı, iletişimin tespiti kararı verilemeyecek kişilerin kayıtlara geçirildiğini ve tapelendiğini, soruşturma gizli olmasına karşın medyaya servis edildiğini gördük. Bütün bunlara baktığımız zaman daha baştan bazı şeylerin planlı olduğu kanaati bende hasıl olmuştur. Soruşturma önergesinde belirtilen fiillerle ilgili dava açmaya yetecek, her türlü şüpheden uzak delil yoktur. Soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı da kesinleşmiştir. Bu durumda bakanlar hakkında kolluğun delil toplama yetkisi bulunmadığı, yine diğer ilgili kişiler hakkında toplanan delillerin geçersiz olduğu düşünüldüğünde her halukârda kolluğun bakanlarla ilgili topladığı delillerin geçersiz olduğunu kabul etmek gerekir. larınca algı operasyonunun yapıldığını hem Türkiye hem dünya kamuoyu gördü. 7 Mayıs 2010 tarihli bir elektronik posta ve ihbarlarla başlıyor. MASAK raporu delil olarak kullanılıyor. Ama Rıza Sarraf’la ve bakanlarla ilgili MASAK raporunda hiçbir rapor olmamasına rağmen bu soruşturmanın başlangıcı yapılıyor ne hikmetse. Rüşveti, yolsuzluğu, örgütü, kadın ticaretini ve uyuşturucuyu ekliyorlar. Burada hükümetin diğer üyelerine ve başbakanımıza uzanacak bir şey bulabilir miyiz de acaba Türkiye’yi 2013’ün sonundan itibaren hükümeti devirip de kendimiz gelebilir miyiz gibi bir algı operasyonu yapılmaya çalışılmış olduğunu görmemek mümkün değil. EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Soruşturma Komisyonu’nun 4 eski bakanla ilgili aklama kararı veren AKP’li üyeleri, gerekçelerini “17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verilmesi, paralel yapının hükümeti devirmeye çalışması, soruşturma kapsamında elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu” savunmasına dayandırdı. Bilirkişi Ali Demir’in Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış’ın malvarlıklarıyla ilgili orantısızlıklarını bizzat anlattığı toplantıda, AKP’li Ayşe Türkmenoğlu “Bakanların her şeyi kabul ettiklerini varsaysak bile suç işlediklerine dair bende bir şüphe oluşmadı” dedi. AKP’li bazı üyeler Rıza Sarraf’ı savunurken AKP’li Mustafa Akış, siyasi konjonktüre göre karar verdiklerini söyledi. 4 eski bakanla ilgili 5 muhalefet üyesinin oyuna karşılık 9 AKP’li üyenin oyuyla aklama kararı alınan 5 Ocak’taki toplantının tutanaklarına göre, AKP’li milletvekilleri, şu görüşleri dile getirdi: Ayşe Türkmenoğlu: Cumhuriyet savcılıklarının bakanlarla ilgili rüntüleri, ayakkabı kutuları, para sayma makineleri, paralar, yatak üzerindeki bu görüntüler baştan normal, akil baliğ, temyiz kudretine sahip bir insanın düşünmesi gerekiyor. Burada nasıl bir kurgu var diye düşünmeden edemiyorsunuz. Bu operasyonun asıl amacı da algı operasyonuyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik yapısını bozmak, darbeyle beraber belki hükümeti değiştirmekti. İlknur İnceöz: Operasyon gö İslamofobinin Karşılığı Terör Değildir! Sömürü düzeninde Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananlar; Suriye’den Irak’a; Pakistan’dan Afganistan’a değin yayılan çıkar savaşları, terör eksenli köktendincilik, yağma düzeni, ezilen halklar... Nedense bu yaşananları hep görmezden geldik! Irak’ın işgali ve Saddam’ın devrilmesi, öldürülmesi... Kaddafi’nin Libya’sı... AB ülkelerinin tek kutuplu dünya düzeni, vahşi kapitalizmin güler yüzü olarak önümüze sunulan küreselleşme... Irk, din, dil, mezhep, inanç ayrımcılığı! Bunların üzerinden emperyalizmin vurucu gücünün, yeraltı kaynaklarını ele geçirme tutkusu... Savaş! Ölüm! Akan kan! Acı! Gözyaşı! İnsan haklarının, insanlığın ayaklar altına alındığı, varsılın daha varsıl, yoksulun daha yoksul olduğu bir dünyada yaşıyoruz... Emperyalizmin ağababaları, kışkırtıcı ajanlar önce Balkanlar’da oynadılar bu oyunu, halkların kardeşliğini ortadan kaldırmak için Yugoslavya’yı bölüp parçaladılar... Din sarmalı, baskı, şiddet! Bir de baktık ki, demokrasi ve özgürlükler için değil, sivil dikta rejimlerinin olduğu ülkelerdeki doğal kaynaklarını ele geçirmek için atağa kalktılar. Irak işgal edildi... Sözüm ona ülkeye, demokrasi ve özgürlük getirilecekti. HHH Bugün Avrupa’da Müslüman olan büyük bir kesim yaşıyor... Fransa’da beş, Almanya’da üç milyondan fazla Müslüman yaşıyor... Türkler, Cezayirliler ve sömürge ülkelerinden gelenler var... Birinci kuşak, ikinci kuşak, üçüncü kuşak... Üçüncü kuşağın çoğunluğu işsiz, eğitimsiz... Paris’in varoşlarında bunları görebilirsiniz... İçlerinde elbet eğitimli olanlar da var... İslamofobiyi neredeyse haklı çıkaran terörist saldırıları gerçekleştiren El Kaide, IŞİD gibi örgütlerin içinde “beyin takımı” olan teröristlerin olduğu bir gerçek. Teknolojiyi çok iyi biliyor ve kullanıyorlar... Savaşçıları iyi eğitim almış, ‘Siyasi konjonktüre göre karar veririz’ Tek kalemden çıkmış gibi gerekçe Kemal Şerbetçioğlu: Mevzuatımıza göre kolluk ve cumhuriyet savcılığının bakanlarla ilgili soruşturma ve delil toplama yetkisi bulunmamaktadır. Hukuken geçersiz delillerle suçlama yapmak veya hüküm kurmak mümkün değildir. Kaldı ki, bakanlarla irtibatlı olduğu ileri sürülerek haklarında soruşturma yapılan kişilerle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, takipsizlik kararı vermiş ve karar kesinleşmiştir. Soruşturma önergesinde sayılan fiillerin suça dönüşmediği ve işlenmediği iddia edilen suçların unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyim. Bilal Uçar: Birbiriyle ilgili olma Yusuf Başer: Olayın meydana çıktığı andan itibaren, soruşturmanın gizli olmasına karşın özellikle paralel örgütün medyasındaki uzantı ‘Başbakan’a uzanmak istediler’ Yılmaz Tunç: Telefon dinleme kararları hukuka aykırı. Konuyla ilgili soruşturmada da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar kesinleşmiştir. Yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden Yüce Divan’a sevk edilmemesi görüşündeyim. İsmet Su: Tekrara düşmemek için bu konulara girmeyi de uygun bulmuyorum. AK Partili komisyon üyesi arkadaşların görüş ve kanaatlerine ben de katılıyorum. ‘Yeterli delil yok’ Mustafa Akış: Rıza Sarraf’ın 1 Temmuz 2013’e kadar altın ihracı için yaptığı işlemlerle, bu tarihten sonra da yaptığı ilaç ve gıda ihracı için yapılan işlemlerde hukuka aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Bir kişinin en önemli gelir kaynağının İran ile yapılan ticarete dayalı olmasının gelirin suçtan elde edildiği iddiasına haklılık kazandırmayacağı açıktır. Meclis soruşturma komisyonlarının vereceği kararlar aynı zamanda da siyasal kararlardır ve bu kararlar ülkenin siyasi konjonktürünü de yakından ilgilendirir. 1725 Aralık soruşturması masum bir yolsuzluk soruşturması ve bir şeffaflaşma gayreti midir yoksa siyaseti dizayn etme, algı yaratma, psikolojik bir harekât ve devamında milli iradeye ve onun seçtiği hükümetine bir darbe teşebbüsü müdür? Bu soruya verilecek cevap eğer ikincisiyse neticesinin ortaya çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Hakkı Köylü: Ben konuşmayacağım, sadece görüşümün çoğunluktan yana olduğunu belirteyim, şimdilik bu kadar. Bence güzel bir çalışma oldu, sonucu da böyle oldu, hayırlı olsun demekten başka yapacağımız bir şey yok. ‘Sonuç güzel oldu’ ‘Kararı Patagonya mahkemesi mi verdi?’ CHP’li Erdal Aksünger: Dinleme kararları hukuka uygun değil diyorsunuz. Yahu bu mahkeme Patagonya’nın mahkemesi mi? Peki bu mahkeme, birçok davaya bakarken insanlar intihar ederken niye yoktu bu mahkemeler? Bu memleketin Genelkurmay Başkanı’nı örgüt lideri diye içeriye attılar kimsenin gıkı çıkmıyordu “Gitsinler mahkemede aklansınlar” deniliyordu. AKP’liler ‘paralel’ mi? CHP’li Rıza Türmen: Soruşturma Komisyonu, AKP’li milletvekillerinin verdiği önergeyle kurulmuş bir komisyondur. O zaman AKP’li milletvekilleri, paralel yapının bir parçası mıydılar ki bu komisyonun kurulmasını önerdiler gibi sorular akla geliyor. Sayfa sayfa ilanlar verdi, bu bir hafta içinde komisyon üzerinde büyük bir baskı oluşturuldu. Komisyon raporu da kaçırıldı EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Soruşturma Komisyonu, bugün TBMM Başkanlığı’na sunacağı komisyon raporunu üyelere vermezken muhalefetten şerhlerini 5 Ocak’ta alınan karar üzerinden yazmaları istendi. Komisyonun CHP’li üyesi Erdal Aksünger, “Sağlıklı bir süreç zaten olmamıştı, şimdi de rapor bizden kaçırıldı. Raporu görmediğimiz ve gerekçeli karara bakamadığımız için şerhimizi tahminimize göre yazıyoruz” dedi. TBMM Soruşturma Komisyonu, bugün raporunu TBMM Başkanlığı’na sunacak. Komisyon, 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan’a göndermeme kararını içeren raporu üyelere göndermedi. Muhalefet milletvekillerinden, rapora yönelik şerhlerini 5 Ocak’ta alınan karara göre yazmaları istendi. Bu duruma tepki gösteren CHP’li Aksünger, “Normal şartlarda biz şerhimizi bize sunulması gereken rapora göre yazarız. O raporda tasvip etmediğimiz, eklenmesini istediğimiz ya da yanlış bulduğumuz şeyler varsa şerh yazarız. Rapor bize gönderilmedi. Bu da bir şerh meselesi” dedi. Komisyonda baştan beri sağlıklı bir sürecin işlemediğini vurgulayan Aksgüner, “Ortada bir senaryo var, tiyatro oynanıyor. Raporun bize verilmemesi de artık işi komediye çevirdi. Duyan da komisyon çok çalışmaktan raporu yazmaya vakit bulamadı zanneder. Raporu göremediğimiz, gerekçeli karara bakamadığımız için şerhimizi tahminimize göre yazıyoruz. Bu durumda biz de raporu TBMM Başkanlığı’na verildikten sonra görebileceğiz. Rapor da komisyon üyelerinden kaçırılmış oluyor” diye konuştu. Kurulu’nda görüşülmesini planlıyor. TBMM Başkanlığı, CHP ve MHP’nin tapelerin imha edilmemesi için yaptığı başvuruyu incelemeye aldı. Hukuk Müşavirliği’nin başvuruyla ilgili başkanlığın bu konuda bir yetkisinin olup olmadığı ve imha kararı verilip verilmeyeceği konusunda hukukçulardan alınacak değerlendirmeye göre bir görüş oluşturacağı, buna göre iki partiye bir yanıt verileceği belirtildi. Ancak komisyon başkanı Hakkı Köylü’nün TBMM Başkanlığı’nın yanıtını vermeden imha işlemini gerçekleştirebileceği kaydedildi. ‘İmha’ incelemesi AKP’li başkan dev Abdülhamit tablosu astırdı apor, en geç 19’unda görüşülecek AKP, soruşturma komisyonu raporunun Meclis TV’nin yayın yapmadığı 16 Ocak cuma ya da 19 Ocak Pazartesi günü TBMM Genel R Osmanlı sevdası makam odasında HAKAN DİRİK İZMİR Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Osmanlıca çıkışının ardından AKP’liler Osmanlı’ya ait motifleri öne çıkarmakta birbiriyle yarışıyor. Son seçimlerde yerel yönetimi CHP’den devralan Torbalı Belediye Başkanı AKP’li Adnan Yaşar Görmez’in ilk icraatlarından biri makam odasına dev bir Abdülhamit tablosu ve Osmanlı ordu arması asmak oldu. Torbalı Belediyesi, “Osmanlıca kursu” için de ilk harekete geçen belediyeler arasındaydı. Görmez’in Osmanlı icraatları, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ı İzmir Valisi Mustafa Toprak’la birlikte makamında ağırlarken ortaya çıktı. Eski Torbalı Belediye Başkanı ve CHP İlçe Başkanı İsmail Uygur, kendi döneminde, Abdülhamit tablosunun bulunduğu alanda Torbalı’nın uydu fotoğraflarının olduğunu kaydederek “Bir çalışma yapacağımız zaman bu fotoğraflar üzerinden değerlendirme yapardık. Şimdiki başkan da Abdülhamit’e bakıp çalışma yapacak herhalde” dedi. Torbalı’da Abdülhamit’in bazı eserlerinin bulunduğunu dile getiren Uygur, “Örneğin eski askerlik şubesi olarak kullanılan bina, yıkıntı durumundaydı. Orayı restore ettirdik ve kent arşivi olarak kullanıma soktuk. Yine Abdülhamit’in yaptırdığı camileri ayağa kaldırdık. İlçede birkaç eseri daha var. Onları da fotoğrafını asanlar ayağa kaldırsın” diye konuştu. Şişli’de aynı kare Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve meclis üyesi Emir Sarıgül arasında yaşanan gerginlik Şişli Belediyesi’nin bu ayki toplantılarının ikinci oturumunda da devam etti. Şişli Belediye Başkanlığı binasında dün gerçekleşen toplantıda salona ilk gelen Hayri İnönü olurken ikili tokalaşmadı. İnönü’nün yine meclis koltuklarında tek oturması dikkat çekti. Salı günkü görüşmelerde olduğu gibi ön sıralarda yan yana oturan iki siyasetçi yine konuşmadı. Salı günü salona sığmayan yurttaşlar nedeniyle yaşanan izdiham bu kez salon dışına konulan ekranlarla engellendi. Meclis gündeminin görüşülmesinin ardından söz alan Şişli Belediye Başkanı İnönü’nün konuşması sırasında salonda bulunan bazı yurttaşlar salondan çıkarken bazı yurttaşlar da boşalan koltuklarda yerini aldı. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear