Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA 14 HABERLER CUMHURİYET 27 OCAK 2015 SALI GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ‘Çetinkaya ve Karan’a silahlı saldırı olursa üzülmem’ sözleri yargıya taşınıyor n Baştarafı 1. Sayfada ... Yunanistan halkı 1990 yılında hükümete adeta diz çöktüren Önlük Hareketi’nin 16 yaşındaki liderlerinden sosyalist Aleksis Çipras’ı 25 yıl sonra iktidara taşıdı. 25 yıl önce 16 yaşındaki bir Yunan genci bugün iktidarda. Bizde ise 16 yaşındaki Konyalı gence hapishane yolları göründü. Suçu; Bay RTE’yi eleştirmek! Yunanistan’da 16 yaşından beri gelen geçen hükümetlere muhalefet ederek bugünkü konuma gelen bir gence karşı; bizde dokunulmazlık zırhına bürünerek Kaçak Saray’ında zorba bir rejimi temsil eden Bay RTE’yi eleştirdi diye 16 yaşındaki bir Türk gencini içeri atana halkımızın kılı kıpırdamıyor. HHH Yunanistan uzun süredir ekonomik ve mali kriz içinde. Yunan halkından Çipras’ın iktidar için oy almasını sağlayan vaat; halkın uzun süredir ABIMF reçetelerine duyduğu öfkeyi dillendirmesi… AB destek yatırımlarının önşartının “felaket getirdiğini” durmadan yinelemesi... AB ile adil çözüme hazır olduğunu söylüyor. Acaba Yunanistan’a acil yardım paketinin baş mimarı ve destekçisi Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Çipras’ın öne süreceği koşullarla masaya oturmaya hazır mı? Çipras, kemer sıkma politikasının savunucusu Angela Merkel’in bu konudaki inadını kırabilecek mi?.. Yunanistan krizden sıyrılabilmek için AB ve IMF yardımlarına mutlak gereksiniyor. Çipras’ın işi zor. HHH Yunanistan’a oranla Türkiye bugün ekonomik koşullarda rahat konumda. IMF’yi tersliyor. AB’ye biz size değil, siz bize muhtaçsınız diye kafa tutuyor. Bay RTE’nin ekonomik ve mali konularda ayağı bir sürçmesin... AB’nin ve IMF’nin de ona ve maalesef halkımıza ceza programlarıyla kök söktüreceklerinden kuşkunuz olmasın... HHH Ekonomik konularda rahat görünen başımızdaki ikili, bütün çabalarını 2015 genel seçimlerini istedikleri vekil sayısı ile kazanmaya ayırdılar ve… … RTE’nin vekili Başbakan AD, konuşmasını bağırarak güçlendireceğini sanan bir tavır içinde. Bir günde tamamen seçim porpagandası olan konuşmaları iki ildeki AKP kongrelerinde sergiledi. Bir pazar günü, ünlü TV’ler NTV ve CNNTürk başta, sayıları 20’yi bulan yandaş ve yalaka TV bu parti ve seçim konuşmalarını naklen canlı olarak yayımladılar. Aynı TV’ler ana muhalefet liderinin parti ve seçim programı içerikli konuşmalarını acaba naklen canlı olarak yayımlayabilirler mi? Yüzde 1 bile olasılığı yok! HHH AD’nin il il gezerek parti kongrelerinde konuşması, yöre halkını ülke sorunlarıyla ilgili aydınlatmak için değil, AKP iktidarı devam ederse... Örneğin Diyarbakır’da kırk bin kişilik stadyum gibi seçim vaatlerini içeriyor. Bu durum 2015 seçimlerine daha bugünden gölge düşürmüyor mu? Kuşkusuz öyle... Seçimlerin tarafsızlıkla başlaması ve sonuçlanması için mevcut yasalardaki yasak hükümler bu partinin başındaki hukuk sever görünen genel başkan ve Başbakanı’na anımsatacak babayiğit bir kurum yok mu? Var da, iktidar zorbalığından korktuklarından, şayet iktidarın huyunda ve suyunda gitmezlerse bugün oturdukları koltuklardan bir saatte koparılacakları kaygısıyla susuyor olmalılar. HHH Ama Başbakan, biraz fazla oy için Diyarbakır’da bir gazeteye “güzel” dediği Kürtçeyi öğrenmeye başladığını açıkladı. Ünlü Kürt kökenli kalemlerin bile ünlü eserlerini “güzel” Kürtçeleri ile değil; Türkçe yazdıklarını unutan, oy yalakalığı ile Kürtçeye övgüler sıralayan bir başbakanın yönettiği bir ülke burası! Üstelik demokrasiyle yönetildiği iddiasında bir ülkede... Ne demokrasinin temeli olan kurallarla ne de tarafsız ilkeler doğrultusunda yapılacağı örnekleriyle kanıtlanan, tabii hayırlara vesile olmayacağı bugünden belli bir seçime gidiliyor. Hedef gösteren Kaya için suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖzgürDer) Başkanı Rıdvan Kaya’nın düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak, terör eylemine duydukları tepkiyi dile getirmek için Charlie Hebdo’nun özel sayısının kapağını köşelerinde yayınlayan gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan ile ilgili “silahlı saldırı olursa üzülmem” sözleri yargıya taşınıyor. Çetinkaya ve Karan, suç duyurusunda bulunarak Rıdvan Kaya’nın Türk Ceza Kanunu’nun “suç işlemeye tahrik” ve “iftira” maddeleri uyarınca cezalandırılmasını istedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan adına avukatları Bülent Utku, Tora Pekin ve Abbas Yalçın suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde 26 Ocak 2015 tarihinde T24 sitesinde ÖzgürDer Genel Başkanı Rıdvan Kaya ile gerçekleştirilen röportajdan alıntılar yapıldı. Röportajda, Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere toplandıkları Çağlayan Adliyesi’nde yaptığı konuşmadaki “Bazı kardeşlerimiz birazdan suç duyurusunda bulunacaklar! Ben suç isnadında bulunmuyorum! Yargılanmalarını falan değil, cezalandırılmalarını talep ediyorum” ifadeleri anımsatılarak Kaya’ya “Cezalandırılmaları derken kastınız ne” sorusu yöneltildi. n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Katliamın kınanması rahatsız etti İstanbul Haber Servisi Yeni Şafak, Akit ve Sabah’ın aralarında bulunduğu bazı medya organları Charlie Hebdo katliamını kınayan bir habere imza atan Gazete Kadıköy’ü hedef gösterdi. Charlie Hebdo karikatürlerini yayımlamayan, sadece katliamı kınayan bir haber yapan Gazete Kadıköy’ü “CHP’li Kadıköy Belediyesi’nden Peygamber Efendimize büyük terbiyesizlik” başlıklı bir haber yapan Akit, haberdeki Charlie Hebdo’nun editörünün fotoğrafını da sansürlendi. Konuyla ilgili Kadıköy Belediyesi’nden yapılan açıklamada söz konusu haberde Charlie Hebdo Dergisi’ne yönelik yapılan saldırıya ilişkin Kadıköylü karikatüristlerin görüşlegösterdiği vurgulandı. Röportajın ilerleyen bölümlerinde “Bu kadar yoğun bir saldırı ortasında Charlie Hebdo’ya ifade özgürlüğü adına destek verme çabası içine giren insanların hiçbir şekilde samimi olduklarına inanmıyorum ve bunu Müslümanlara düşmanlıklarından yaptıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla şiddet eylemine maruz kalırlarsa kınamayacağım…” beyanlarıyla Karan ve Çetinkaya’nın Müslümanlara düşman kişilermiş gibi gösterildiği, Kaya’nın iftira suçunu işlediği belirtildi. Karan ve Çetinkaya’nın Charlie Hebdo dergisinin kapağını düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak, terör eylemine karış duydukları tepkiyi dile getirmek için köşelerine taşıdıkları ifade edilerek “Müvekkillerin bu davranışlarının Müslümanlığa düşmanlıkla uzakrinin bulunduğu, dergiden hiçbir karikatür kullanılmadığı belirtildi. Haberde kullanılan tek karikatürün dergiye yapılan saldırı sonrasında ünlü karikatürist Carlos Latuff tarafından, öldürülen karikatürist Stephane Charbonnier’i anma amacıyla çizilen karikatür olduğu kaydedildi. Haberde saldırı sırasında yaşamını kaybeden Charbonnier’in elinde derginin bir sayısını tuttuğu fotoğrafın kullanıldığı belirtilerek herhangi bir hakaret unsuru olmadığının altı çizildi. Gazete Kadıköy’de yayınlanan öldürülen karikatürist Charbonnier’in fotoğrafının “karikatür yayınladılar” şeklinde haber haline getirilmesinin bütünüyle çarpıtma ve siyasi manipülasyon amacı taşıdığı ifade edildi. tan yakından bir ilgisi yoktur. Böylesine açık olan bu durum karşısında şüphelinin beyanlarının TCK 267 ve 214/1. maddeleri kapsamında suç teşkil ettiği kanımızca tartışmasızdır” denildi. Kaya’nın “Bu insanların sonuçlarını bilerek yaptıkları, insanları tahrik etme amaçlı bir eylemdir”, “Bu kişilere dair olumsuz bir eylem olduğunda birinci sorumluları kendileridir. Herhangi biri de çıkıp silahlı eyleme başvurursa açıkçası üzülmem, beni ilgilendirmez”, “Ama zulmedenlerle mücadele ederiz. Eğer o mücadelenin belli aşamalarında şiddet gerekiyorsa şiddet de uygulanır” beyanlarıyla Karan ve Çetinkaya’ya karşı suç işlenmesi, onlara saldırıda bulunulması yolunda insanları yönlendirdiği, hedef gösteren beyanlarında ısrar etttiği vurgulandı. Müslümanlara düşmanmış gibi gösterdi Rıdvan Kaya’nın daha önce Karan ve Çetinkaya’nın “öldürülmesi gerektiği” anlamındaki beyanını değiştirme çabasına girse de “saldırıya uğrarlarsa, saldırıyı amasız şartsız kınayanlardan olmayacağım” diyerek yazarlarımızı hedef KAYSERİ CUMHURİYET SAVCISI ALİ İSMAİL KORKMAZ KARARINA İTİRAZ ETTİ ‘Müebbet verilsin’ ALİCAN ULUDAĞ / CAN HACIOĞLU ANKARA Kayseri Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kalkan, Eskişehir’de düzenlenen Gezi eylemleri sırasında üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ı döverek öldüren polis Mevlüt Saldoğan’a “kasten yaralama” suçundan verilen 10 yıl 10 ay hapis cezasına itiraz etti. Savcı, ayrıca fırıncı Ebubekir Harlar için de ceza verilmesini istedi. Savcı Kalkan mahkeme kararının mütaalasına aykırı olduğunu bildirdi. Savcının mütaalasında, Saldoğan hakkında “kasten adam öldürmek” suçundan müebbet hapis cezası isteniyordu. Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Ali İsmail Korkmaz davasında 21 Ocak günü son kararını açıklamıştı. Polisler Mevlüt Saldoğan ve Yalçın Akbulut, kasten yaralama sebebiyle ölüme neden olmak suçundan cezalandırılmıştı. Saldoğan 10 yıl 10 ay, Akbulut ise 10 yıl hapis cezası almıştı. Diğer iki polis beraat ederken, davanın 4 sivil sanığı ise 3 yıl 4 ay ile 6 yıl 8 ay arası hapis cezası almıştı. Duruşma savcısı Mehmet Kalkan, dün bu kararlara karşı kısmen itiraz etti. Fotoğraf: DHA Arşiv Savcı Kalkan, polis Saldoğan’a “kasten adam öldürme” yerine “Yaralama ve ölüme sebebiyet sonucu ölüme yol açmak” suçundan 10 yıl 10 ay hapis vezası verilmesine ve fırıncı Ebubekir Harlar’ın beraat etmesine itiraz etti. Karar, protesto edilmişti. ... sol partinin bir araya gelmesinden oluşan ittifak SYRİZA, beklenenin de üzerinde yüzde 37 oy aldı, ancak 2 milletvekilliği ile tek başına iktidarı kaçırdı. 6 yıldır ağır ekonomik krizler altında, AB içinde sürekli savrulan Yunanistan’da yeni hükümet birkaç gün içinde kurulacak. Asıl tartışma bu aşamadan sonra başlayacak. Zira SYRİZA’nın 41 yaşındaki lideri Aleksis Çipras, AB’ye çapraz duruyor. AB’nin dayatmalarına ve salt BrükselBerlin merkezli çözüm paketlerine hayır diyor. Yunanistan kriz sarmalına nasıl girdi? AB’ye 1981 yılında giren Yunanistan, o yıllarda sıklıkla şöyle anılırdı; Avrupa’nın şımarık çocuğu. Böyle durumlarda bir şımaran varsa, bir de şımartan vardır. 1990’lı yıllarda AB, Yunanistan’ı adeta krediye boğdu. Ama şartı vardı; AB ülkelerinden silah alırsa. Kimi dönemler Yunanistan, tüm ulusal bütçesi kadar silahlandı, çarkı AB kredileriyle döndürdü. Bu durum üretimi ikincilleştirdi. Kredilerin ödeme süresi gelince, bunu karşılayacak gelir gücü olmayınca, AB’ye 2000’lerin başında katılan ülkeler de pastaya ortak olunca, Yunanistan’ın payına kriz düştü. HHH Kriz sonrasında Yunanistan yönetimini büyük ölçüde biçimlendiren AB, önceki günkü seçimlerle birlikte çözüm dayatmasına dayalı politikalarının da siyasal sonuç vermeyeceğini görmüş oldu. Yunanistan seçimleriyle birlikte dünya gündemine düşen bir soru da şu: Sol, vahşi kapitalizmin biçimlendiriciliğinde ilerleyen küreselleşmeye karşı yeni politikaların üretilmesinde kelebek etkisi yaratır mı? Zaten bu yönde arayışlar var, en azından bunların canlanmasına, tartışmanın güçlenmesine ve seçenek olarak solun daha etkin hale gelmesine neden olacaktır. Küreselleşmenin dünyada büyük bir dengesizlik yarattığı ortada. ABD’de, gelir gücü bakımından ilk yüzde 1’lik dilim, öteki yüzde 99’dan daha büyük. Bundan çarpıcı fotoğraf olabilir mi? AB içinde de sosyal politikalara büyük ölçüde veda edildi. AB’ye yeni katılan üyelerden gelen işgücünün kaderini de piyasa belirledi. Örneğin, güçlü Alman markaları, işçi sendikalarına dönüp, “Fazla hak isterseniz, üretimi Doğu Avrupa’ya kaydırırız” dedi. Bunun üzerine pek çok sendika varlığını koruma derdine düştü. HHH Gelelim bize... Yunanistan seçimleri Türkiye’yi nasıl etkiler? Girişte vurguladığımız gibi Türkiye ile Yunanistan Ege’nin iki yakası. Yunanistan’da 6 sol parti bir araya gelebildi, bir hedef etrafında birleşebildi. Bu köşenin sürekli okurları sıklıkla şu tanımın altını çizdiğimizi anımsayacaktır; hedef ortaklığı. İktidarda, yukarıda özetlediğimiz küresel yapıyla bütünleşmiş, onların istemlerine büyük ölçüde uyan, toplumsal tabanını da inanç sömürüsüne dayandıran, topluma direnme hakkı tanımayan, sadece dilenme hakkı tanıyan, onu da kesesinden veriyormuş gibi lütuflaştıran, çıkarcı bir grup var. Buna karşı en geniş mücadele zemini yaratabilecek parti CHP’dir. CHP, “özünü yitiriyor” algısı yaratacak bir iklimden uzak durarak, AKP’nin sandığa gömülmesinde samimi olan tüm kesimlerin desteğini almak zorunda. AKP’ye karşı olan, ancak CHP ile olmak istemeyenlere de bir sorumuz var: Önceliğiniz ne; CHP’yi yaralamak mı, AKP’nin gerçek yüzünü halka anlatıp muhalefeti güçlendirmek mi? Eğitim Sen takvimine l Abdullah Cömert ile Hasan Ferit Gedik davalarında itirazlara ret verilen ceza iptal ‘Süre tutum’ dilekçesi Mahkemenin gerekçeli kararı açıklandıktan sonra itirazının ayrıca gerekçesini de sunacağını belirten savcı Kalkan, mahkemeye verdiği “süre tutum” dilekçesinde, “.. Mahkemeniz kararı; 26 Kasım 2014 tarihinde verdiğimiz esas hakkındaki mütalaamıza; kısmen uygun kısmen aykırı olarak verilmiş bulunduğundan temyiz etmek istiyoruz” dedi. Gerekçeli itiraz dilekçesi ise, daha sonra mahkeme aracılığıyla Yargıtay’a gönderilecek. Savcısının “mütaalama kısmen aykırı” dediği kısım, Mevlüt Saldoğan’la ilgili olan bölüm. Savcı Kalkan, 26 Kasım’daki davada verdiği mütaalada polis Mevlüt Saldoğan’a kasten adam öldürme suçundan müebbet hapis cezası verilmesine itiraz etmişti. Mütaalada, polis Saldoğan’ın tekmelenerek yere düşürülen Ali İsmail’in göğsüne ve başına gelecek şekilde 3 tekme attığını, Korkmaz’ın buna bağlı olarak hayatını kaybettiğini söylemişti. Mütaalada diğer sanıklar hakkında ise mahkemenin verdiği karara uygun talepler vardı. Davalar aynı yerde görülecek CANAN COŞKUN salonunun fiziki şartlarının yetersiz olduğu” öne sürülerek yine ertelenmişti. Mahkeme 3. celsede ise “fiziki koşulların duruşma yapmaya uygun olmadığı” ve “kamu güvenliği” gerekçesiyle davanın başka bir şehre nakli için Adalet Bakanlığı’na dosyayı göndermişti. 12 Eylül protestosuna hapis istemi Yurt Haberleri Servisi Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, 35 kişi hakkında 12 Eylül’ün yıldönümünde yaptıkları protesto gösterisi nedeniyle 1.5 yıldan 3 yıla, bu kişilerden yüzlerini maskeyle kapatarak polise taş ya da sapanla misket attığı iddia edilen 10 kişiye ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Eskişehir’de 12 Eylül 2013’te 12 Eylül askeri darbesini protesto etmek ve Gezi Direnişinde yaşamını yitirenleri anmak için toplanan kalabalık eylem yaptı. Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre, savcı Aydın Tekin, protestolarla ilgili hazırladığı iddianamede göstericilerin “tanınmamak için” yüzlerini maske ve bez parçalarıyla kapattığını, ellerinde bulunan taşları, şişeleri polise attığını, bazı göstericilerin de polise sapanla misket attığını ve okul binalarına yazı yazdığını ifade etti. İddianamede tüm şüphelilerin, yaklaşık 3.5 saat boyunca eylem yapılan genel yollarda trafiği tamamen ulaşıma kapattıkları, bu toplantı ve gösteri yürüyüşünün barışçıl amaçlı olmadığı savunularak “Şüphelilerin olaylar sırasında tanınmamak için yüzlerini kapattıkları ve ayrıca üzerlerinde sapan, taş vb. cisimleri bulundurdukları, bu durumun da toplantı ve gösteri yürüyüşünün barışçıl amaçlı olmadığını gösterdiği” ileri sürüldü. Savcı Aydın Tekin, bu gerekçelerde 35 sanık hakkında “kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenlemek” suçundan 1.5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcı Tekin ayrıca yüzünü maskeyle kapatan ve polise taş veya sapanla misket attıkları tespit edilen 10 şüpheli hakkında ise ayrıca 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istedi. Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucu çetelerine karşı geçtiğimiz yıl Eylül ayında düzenlenen yürüyüşe saldırarak, Hasan Ferit Gedik’in ölümüne neden olan sanıkların yargılandığı ve mahkemenin güvenlik nedeniyle naklini istediği davada Adalet Bakanlığı son sözü söyledi. Adalet Bakanlığı, mahkemeye yazdığı yazıda davanın naklini gerektirir sebeplerin olmadığını belirtti. Dava, mahkemenin talebiyle dosyanın nakline ilişkin Adalet Bakanlığı’ndan 3 aydır cevap gelmediği için kilitlenmişti. Adalet Bakanlığ’nın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği 13 Ocak tarihli yazıda, kamu güvenliğinin sağlanması yönünde bir engel olmadığı belirtildi. Davanın geçen yıl Ağustos ayında görülen ilk celsesi, “Güvenliğin sağlanamadığı” gerekçesiyle başlamadan ertelenirken, 2. celse de “Duruşma AYM’den Cömert Ailesi’ne ret Gezi eylemleri sırasında Hatay’da yaşamını yitiren Abdullah Cömert davasının Hatay’dan Balıkesir’e nakledilmesine karşı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvuru reddedildi. Cömert’in annesi Hatice Cömert ve avukat Hatice Can başvuruda, davanın, Hatay’dan Balıkesir’e kamu güvenliği gerekçesiyle nakledilmesi nedeniyle yargılamanın adil ve etkili bir biçimde yürütülemeyeceğine dikkat çekmişti. Anayasa Mahkemesi dün başvuruyu reddetti. Gerekçe olarak ise, yargılama sürecinin henüz tamamlanmamasını gösterdi. Haber Merkezi Antalya Gazipaşa’daki Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Demirel’e, üyesi olduğu Eğitim Sen’in takvimini odasının duvarına astığı gerekçesiyle Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen “ihtar” cezası, mahkeme tarafından iptal edildi. Antalya Bölge İdare Mahkemesi kararında disiplin yönünden 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca cezanın hangi koşullarda verileceğini ayrıntılı şekilde değerlendirdi. Dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığına hükmeden mahkeme cezayı iptal etti. Mahkeme yaklaşık bin liralık mahkeme ve avukat masraflarını da Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ödemesini kararlaştırdı. Soruşturmaya konu olan takvimde “Örgütlü toplum, demokratik Türkiye, insanca yaşam” başlığı altında kalem, defter, araba, top, müzik enstrümanları gibi çeşitli nesnelerin karakalem çizimleri bulunuyor. Liselilere Osmanlıca soruşturması Can HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Osmanlıcanın okullarda ders olarak okutulmasını protesto eylemine katılan 7 lise öğrencisi hakkında soruşturma başlattı. Antalya’daki 19. Eğitim Şurası’nda Osmanlıcanın okullarda ders olarak okutulması kararı 11 Aralık’ta Eskişehir’de öğrenciler tarafından protesto edildi. Osmanlıcanın ders olarak okutulmasını savunan Eğitim BirSen’in Eskişehir Şubesi önünde eylem yapan öğrenciler, binaya yumurta attı. Eskişehir polisi, eyleme katılan öğrencilerin kimliklerini belirleyerek, kamera görüntüleriyle birlikte Valilik aracılığıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdi. Bunun üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü, öğrencilerin okudukları İsmail Tetik Anadolu Lisesi, TOKİ Savaş Kubaş Anadolu Lisesi, Şehit Fazıl Yıldırım Anadolu Lisesi ve Salih Zeki Anadolu Lisesi’ne yazı göndererek öğrenciler hakkında disiplin soruşturması açılmasını istedi. AKP seçmeni Paris’e ‘hayır’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezici Araştırma Şirketi tarafından yapılan kamuoyu anketine göre, seçmen, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Charlie Hebdo baskınında yaşamını yitirenler için yapılan yürüyüşe katılmasını onaylamadı. Ankette, yurttaşların yüzde 45.3’ü, Davutoğlu’nun yürüyüşe katılmasını “olumsuz” bulurken, destek verenlerin oranı yüzde 23.3’te kaldı, yüzde 31.4’lük kesim ise “kararsız” kaldı. Türkiye’nin 7 bölgesinden toplam 3 bin 600 kişi ile yapılan ankette sonuçlar özetle şöyle: l AKP oyları yüzde 40’ın altına inerek yüzde 39.8’e gerilerken, CHP’nin oyları 29.6 oldu. HDP’nin oy oranı ise yüzde 7.3 . l Paris’e katılımı AKP tabanını oluşturan “mufazakarlar” ve “dindarlar” karşı çıkıyor. Paris yürüyüşünü olumsuz bulanların yüzde 29.8’i dindar, yüzde 25.2’si muhafazakar ve yüzde 39’u da milliyetçiler. l Son seçimde AKP’ye oy vermelerine karşın haziran seçiminde oy vermeyeceklerini açıklayanların yüzde 54’ü bunu “yolsuzluğa” bağladı. Cemaat gerilimi diyenler ise yüzde 13 oldu. l CHP seçmenleri dışındaki yurttaşlara “CHP’ye oy verip vermeyeceği” sorulduğunda, yüzde 28.5’i “evet” yanıtını verdi. “Hayır” diyenler yüzde 52 iken, “Belki veririm” diyenlerin oranı ise yüzde 19.5 olarak gerçekleşti. MHP’ye oy vermeyen yüzde 27.2, bu seçimde MHP’ye oy vereceğini kaydetti. AKP için bu oran yüzde 12.3. l Ankette başkanlık sistemini destekleyenlerin oranı ise yüzde 24.8’de kalırken, desteklemeyenler yüzde 59.2 oldu. Yüzde 13.9 “kısmen evet” derken, yüzde 2.1’i fikri olmadığını bildirdi. l Bir kurumdan, devletten, dernekten yardım alanların yüzde 88.5’i AKP’ye oy verdiği belirlendi. Bu kesimin yüzde 76.9’u AKP’ye oy vereceğini söyledi. C M Y B