25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2015 PAZAR 6 HABERLER Ağabey Gürkan Korkmaz, Ali İsmail’in polise taş attığının öne sürülmesini ‘komik’ olarak niteledi ‘Bakanlık belgeyle kanıtlasın’ AKIN BODUR İSKENDERUN Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de polisler ve eli sopalı esnaf tarafından dövüldükten sonra beyin kanaması geçiren ve 38 gün sonra yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmal Korkmaz’ın ölümüyle ilgili sanık iki polise Korkmaz’ı, “kemik kırığına neden olacak” şekilde dövdüğü için 10 yıl hapis veren mahkemenin sivil sanıklara ise “Kemik kırığına neden olmadan vurdukları” için 6 yıl 8 ay ceza verdiği ortaya çıktı. Korkmaz’ın ailesinin tazminat talebiyle Eskişehir 2. İdare Mahkemesi’nde açtığı davaya, İçişleri Bakanlığı adına Hukuk Müşavir Yardımcısı Adnan Türkdamar tarafından gönderilen savunmada ise buna ilişkin hiçbir delil bulunmamasına karşın Ali İsmail’in polise taş attığı ve polise direndiği ileri sürüldü. Savunmada, “Korkmaz’ın ölümünün kendi söz ve eylemlerinin etkisiyle gelişen ve kişisel kusurundan” kaynaklandığı savundu. atilleri aklamak için Ali İsmail’i suçluyorlar’ Korkmaz ailesinin avukatlarından Ayhan Erdoğan, yaşananlara isyan etti. Erdoğan, “Bu ifade terbiyesizliktir. İnsanlar bu kadar vicdansız olabilir mi? Dava dosyası ortada. Kamera görüntüleri Ali İsmal’i kovalanıp kaçarken ve dövülürken gösteriyor. Hiçbir sanık ya da tanık ‘Ali İsmail polise taş attı’ ifadesinde bulunmuyor ama İçişleri Bakanlığı, ‘Polise taş attı’ diyebiliyor. İçişleri Bakanlığı bu olaydaki sorumluları ve olayı azmettirmedeki suçluyu aramak yerine hâlâ Ali İsmail’i suçlu göstermek istiyor, gerçek olmayan beyanda bulunuyor. Katilleri aklamak için Ali İsmail’i suçlamaya çalışıyorlar” dedi. Ali İsmail’in ağabey avukat Gürkan ‘K Korkmaz ise bakanlığın savunmasını “komik” olarak niteledi. Gürkan Korkmaz, “Bakanlık, Ali İsmail’i kusurlu gösterme arayışında. Kaygısı bu. Çünkü tazminat, kusur oranında belirlenir. Madem bakanlık Ali İsmail’i suçluyor, taş attığını, polise mukavemet ettiğini söylüyor, o zaman iddialarını belgelesin. Varsa elinde fotoğraf ya da görüntü çıksın bunu açıklasınlar. Ama kaygıları başka” diye konuştu. Narlıdere Kaymakamına Ali İsmail kormaz yanıtı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, ilçe kaymakamlığı yanındaki sokağa, Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın adını vereceklerini bildirdi. Uğur Mumcu anma etkinliklerinde konuşan Batur, Kaymakam Osman Aslan Canbaba’nın, Yavuz Bingöl Sokağı’nın adını Berkin Elvan olarak değiştiren meclis kararlarını veto ettiğini anımsattı. Batur, “İstediği kadar veto etsin. 2 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz mecliste Berkin Elvan adını o sokağa yeniden vereceğiz. Ayrıca Narlıdere’de Gezi Parkı Direnişi’nde hayatını kaybeden gençlerimizin adlarını sokaklara vererek onları onurlandıracağız. 2 Şubat toplantısında kaymakamlığın yanındaki sokağa Ali İsmail Korkmaz adının verilmesini teklif edeceğim” dedi. En Seçkin Beyinler ve İhtiyaçlar Piramidi li İsmail’in ailesi kararı temyiz etti Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıklara düşük cezalar verilmesi ve ceza indirimleri uygulanması üzerine Korkmaz ailesinin avukatları kararı temyiz etti. Avukat Ayhan Erdoğan tarafından anne Emel Korkmaz, baba Şahap Korkmaz, ağabey Gürkan Korkmaz ve ablaları Aylin Taktuk ve Melike Çakırkaya adına Yargıtay Ceza Dairesi Başkanlığı’na iletilmek üzere önceki gün temyiz başvurusu yapıldı. A l İflas davasını kabul eden mahkeme Yozgat Tapu Müdürlüğü’ne yazı yazılması karar verdi Yimpaş’a ihtiyati tedbir AYKUT KÜÇÜKKAYA Yıllardır hukuk mücadelesi veren Yimpaş mağdurları paralarını geri alabilmek için iflas sürecini adım adım işletiyor. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Urla villalarıyla adı gündemden düşmeyen Latif Topbaş’la Aytaç Et şirketine 2014’te ortak olan ve şirketin sermayesini 140 milyon TL’ye yükselten Yimpaş’ın patronu Dursun Uyar’ın şirketi Yimpaş İhtiyaç’a açılan iflas davasında mahkeme “şirketin taşınmaz malları üzerine alacak miktarı kadar tedbir konulmasına” karar verdi. Mahkeme ihtiyati tedbir kararı için Yozgat Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasını da kararlaştırdı. Mağdur avukatı Dr. Acun Papakçı, “Yimpaş’ın bu borcu ödememesi durumunda iflas etmesi söz konusu” dedi. Almanya Essen’de oturan Yimpaş mağduru M.A.K. 1 ay önce 19 Aralık 2014 tarihinde Yimpaş Yozgat İhtiyaç Mad. Paz. ve Tic. A.Ş.’ye iflas davası açtı. Davayı kabul eden Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) mağdur lehine önemli bir karara imza attı. 15 Ocak 2014 tarihinde mağdur M.A.K.’nin eline ulaşan tensip tutanağına göre mahkeme heyeti, “davacının talep miktarları göz önüne alınarak takdiren teminatsız olarak davalı şirketin taşınmaz malları üzerine alacak miktarı kadar tedbir konulmasına, bu hususta Yozgat Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına” karar verdi. Mahkemenin ilk kararını gazetemize değerlendiren mağdur avukatı Dr. Acun Papakçı şunları söyledi: “Mahkeme alacak miktarı oranında teminat alınmadan ihtiyati tedbir konulmasına karar verdi. Yimpaş’ın bu borcu ödememesi durumunda iflas etmesi söz konusu. Kısa bir süre önce borsaya girmek için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurmuştu. Yani SPK denetiminde olan bir şirket. Bu nedenle iflas durumunda devlet kurumlarının sorumluluğu da söz konusu olacak. Şirketin iflas etmesi durumunda şirketten kaçırılan mallar ve hileli iflas gibi nedenlerle sorumlular hakkında suç duyuruları yapılacaktır.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kısa bir süre önce karara bağladığı temyiz başvurusunda “Dursun Uyar’ın da davalı şirketlerin yönetim kurulu başkanı olarak zarardan sorumlu tutabileceğine” karar vererek yerel mahkemenin ret kararını Yimpaş mağduru yararına bozmuştu. 2015’in ilk günlerinde mağdurun eline ulaşan kararla Yimpaş ve benzeri şirketler tarafından sürekli ileri sürülen “anonim şirketlerde ortaklık payının geri istenemeyeceği” savunması, yüksek yargı tarafından kabul görmeyerek bozma gerekçelerinden biri olarak gösterilmişti. Gazetemize destek sürüyor ‘Özgürlük galip gelecek’ İstanbul Haber Servisi Paris’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıya karşı dayanışma sergileyen gazetemize destek ziyaretleri sürüyor. Kartal Belediye Başkanı Dr. Altınok Öz, sanatçı Edip Akbayram ve Onur Akın ile besteci Mehmet Gümüş dün gazetemize gelerek destek ziyaretinde bulundu. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı Orhan Erinç’le görüşen konuklar, gazetemizle dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler. Gazetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu’yla birlikte bir grup okur da gazetemize gelerek destek oldu ve 24 Ocak 1993’te öldürülen yazarımız Uğur Mumcu’yu anarak gazete binası önüne karanfil bıraktı. Gazetemize destek mesajları da gelmeye devam ediyor. Yazar Hikmet Altınkaynak gazetemize yolladığı mesajda gazetemize yönelik tehditleri kınayarak, “Geçmiş olsun dileklerimi sunarken, saldırıların siz yöneticileri olduğu kadar Cumhuriyet’le bütünleşen yazar ve okurlarını da asla yıldırmayacağına, basın özgürlüğünü sürekli savunacağına inanıyorum. Bu inançla özgürlüğün ve bağımsızlığın her zaman için galip geleceğini umuyor, hep yanınızda olduğumun bilinmesini istiyorum” ifadelerini kullandı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan yolladıkları mesajla gazetemize yönelik baskıları kınadı. Cumartesi Anneleri Abdullah Canan için adalet istedi: Vicdan muhasebesi yaptınız mı? İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri bu hafta, failleri 19 yıldır cezasızlık zırhıyla korunan Abdullah Canan için toplandı. Kayıp yakınları katillerin yargılanarak cezalandırılmasını istedi. Yüksekova’da tanınan bir işadamı olan Canan 23 Kasım 1995’te Befircanı köyünde Dağ Komando Tabur Komutanlığı tarafından yapılan baskında evlerin yakılıp tahrip edilmesi nedeniyle tabur komutanı hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Şikâyetini geri çekmesi için tehdit edilen Canan, 17 Ocak 1996 günü gözaltına alındı ve 21 Şubat’ta işkence görmüş cansız bedeni elleri, ayakları ve ağzı bağlı bir şekilde bulundu. Canan’ın gözaltına alındığı hiçbir zaman kabul edilmedi. Galatasaray Meydanı’nda dün gerçekleştirilen ve CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun da destek verdiği oturma eyleminde kayıp yakınları katledilişinin 19 yılında Canan için adalet istedi. Abdullah Canan’ın oğlu Tayyip Canan “Bir vicdan muhasebesi yaptınız mı? Hayır. Çünkü katlettikleriniz sizin için insan değil. Katil Mehmet Emin Yurdakul’u ve diğerlerini Türkiye devleti yargılamadı ama onlar tarih önünde hesap verecek” dedi. Uğur Mumcu’nun, Ahmet Taner Kışlalı’nın, Bahriye Üçok’un, Turan Dursun’un (bu değeri tanımadınız mı?) Muammer Aksoy ve daha bir dizi aydının (Buna Gaffar Okkan’ı da katın!) ve Gezi Parkı direnişçi yiğitlerinin (mücadele etme gücü ve geleceğin değerleri olarak) öldürülmelerinin, onların kişisel yaşamlarından belki de çok daha önemli bir yönü, toplum için ifade ettikleridir. Uğur Mumcu, araştırmacı yazar ve gazeteciliğiyle; cesur, yurtsever, laiksolcu kişiliğiyle; ses getiren araştırmalarıyla dönemin siyasi alçaklıklarını hallaç pamuğu gibi atmıştır. O zaman kurduğu bağlantılar bugün güncel ve gerçekleşmiştir. Bu özellikleriyle Uğur Mumcu (tabii ki diğerleri de) topluma gerekli bir insan mıdır, yoksa gereksiz midir?.. Mumcu’nun devlet ve toplumda yasaların arkasında olan biten düzenbazlıkları toplumun önüne getirmesi, şüphesiz ki bir avuç düzenbaz ahlaksız siyasetçi ve yeraltı dünyasının dışında kalan, toplumun yüzde 99’unun yararınadır. Demokrasinin, hukuk devletinin, yasaların ve anayasanın.. Ve toplumun geleceğinin.. Yarınların yani... Şöyle bir denklem kurabiliriz: (Hepsinin adına) Uğur Mumcu’lar çoğaldığı sürece, Türkiye, Hukuk, Saydamlık, Demokrasi, Cumhuriyet, Ekonomi gelişecektir. Uğur Mumcu’lar yok edildiği sürece de Türkiye karanlıklar çağını yaşamaya devam edecektir. 1980 öncesi ve 1990 sonrası büyük olaylar ve cinayetlerin hemen hepsi, Türkiye’yi karanlıklar çağına mahkum etme çabalarıdır. Toplumların, ülkelerin önünde iki yol var: Ya aydınlığa yürüyeceksiniz, ki burada insan hak ve özgürlükleri, adalet, eşitlik, hukuk, doğa ve çevre, yasa, laiklik, demokrasi, gelişme, güzellik, estetik, çağdaşlık, düşüncebilimteknolojisanat üretimi vardır ve bunları çoğaltırsınız... Ya da karanlıkta çakılı kalacaksınız, dahası gerileyeceksiniz: Toplumu bölücü, bir kısmını dışlayıcı ne varsa ön plana çıkartacaksınız. Mesela dini alet olarak kullanacaksınız. Toplumu etnik ve mezheplere böleceksiniz.. özgürlükleri boğacaksınız. Yasa ve anayasayı bazen çiğneyecek, bazen arkadan dolanacaksınız. Direnişçileri, gençleri öldüreceksiniz.. toplumu, birleştirici laiklik temelinde değil, din temelinde yönetmeye başlayacaksınız... Uğur Mumcu’ları yok edeceksiniz... Size karşı olan, eleştiren aydınlara yaşamı dar edeceksiniz... Odatv komploları kuracaksınız. Muhalefetin önde gelenlerini sindireceksiniz, korkutacaksınız, ezeceksiniz... Ya da onları sunduğunuz nimetlerle satın alacaksınız.(*) Gezi Direnişi’nde gençlerin bir bir ardına devrilmesiyle, Uğur Mumcu ve 198090’ların cinayetleri arasında bu anlamda bir fark yoktur. O gençler, mücadele güçleriyle toplumun düşünen eylemci öncüleridir. Bu şiddet, karanlık bugünün korunması ve aydınlık yarının kurulmasının her koşulda engellenmesidir... HHH Amerikalı psikolog Maslow’un 1943’te bir makalesinde ortaya attığı ve sonradan katkılarla geliştirilen ünlü “İhtiyaçlar Piramidi”ni geniş çoğunluk bilir. Burada toplum, en geniş tabandaki ihtiyaçlardan başlayarak, yukarıya doğru kat kat inşa edilir. Geçen cuma günkü Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’deki Gündem yazımda “İhtiyaçlar Piramidi Değişti mi” başlıklı bir tartışma açtım. Ama burada değineceğim olayın başka bir yönü... Uğur Mumcu ve o dönemlerin aydın katliamlarına, Sivas’larına geri dönüyorum şimdi. Bir ülkeye yapılacak en büyük ihanet/alçaklık, hem cesur hem de korkusuz güzide beyinlerini susturmaktır, yok etmektir. Şimdi Gündem yazımda yayımladığım şu piramide bakın... En alttaki bilgisayarinternet.. bölümünü bir kenara bırakın. Miştenur’a TEVDEM bayrağı ‘Eylemcileri korkutacaktık!’ Yurt Haberleri Servisi Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’ne ait zırhlı araçtan yol kenarına patlayıcı torpil atmaktan açığa alınan 3 polisten Y.Ü.’nün ifadesi ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinin haberine göre Y.Ü., torpil maddesini yaklaşık 10 gün önce T.Ç. isimli işyerinden aldıklarını, torpilleri Koruma Şube Müdürlüğü’ne bağlı noktalara yapılabilecek molotoflu ve havai fişek saldırılarına karşı eylemcileri korkutmak amaçlı kullanacaklarını söyledi. Y.Ü, 15 Ocak saat 23.00’te polis M.B.C.’yi TOKİ’de bulunan ikametine götürmek üzere Keklik Kantar mevkiinden geçtiklerini ve bu arada araç içerisinden dışarıya doğru deneme amaçlı 3 adet torpil attıklarını söyledi. Savcılık çocukları ifadeye çağırdı Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ın Cizre ilçesinde 7 kişinin yaşamını yitirdiği olayları protesto için önceki gün Siirt’in Dumlupınar, Barış, Alan ve Conkbayır mahallelerindeki gösterilerde gözaltına alınan 35 çocuk Siirt Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü’nde yapılan işlemlerinin ardından ailelerine teslim edilmiş, ailelere çocukların korunması ve kamu güvenliğinin sağlanmasına dair kararın 4. maddesi gereğince 208’er lira para cezası kesilmişti. İfadeye çağrılan 35 çocuktan 12 yaşından büyük 18’i, aileleri tarafından getirildikleri Siirt Adliyesi’nde savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Aynı olayda mahkemeye sevk edilen 18 yaşından büyük B.K. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ayrıca Siirt’te “Öcalan’a özgürlük kampanyası” ile şehir merkezinde kurulan stantlarda görev alan A.D, M.E.K, M.T. ve G.K. “terör örgütü propagandası yapmak, yasaklı yayın bulundurmak” suçlarından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar İfadelerinin ardından serbest bırakıldı. Fotoğraf: VEDAT ARIK DİYARBAKIR (Cumhuriyet) IŞİD’in 15 Eylül’de Kobani’ye başlattığı saldırılar 132. gününü geride bıraktı. Rojava’da yönetimi elinde bulunduran PYD’nin silahlı gücü YPG, doğuda Sinai bölgesinin tamamını, Şeria okulu, Seyda Sokak ve Seyda Camisi’ni, güneyde ise Termik köyünü IŞİD’den kurtardığını açıkladı. YPG, dün son 24 saatte 25 IŞİD militanının öldürüldüğünü belirterek, Kobani’nin batı ve güneyindeki köylerde ilerlediğini duyurdu. YPG, peşmerge ve Kürt güçlerinin geri aldıkları Miştenur tepesindeki vericilere 75 metrelik kırmızı, sarı, yeşil renklerden oluşan Demokratik Toplum Hareketi (TEVDEM) bayrağı astı. Dev bayrak Suruç sınır köylerinden de görüldü. Fizyolojik ihtiyaçlar, bir toplumun en geniş katmanını ilgilendiren en temel ihtiyaçlardır. Tamam, toplum bu ihtiyaçları, gerçek ihtiyaç olmaktan çıkardığı, hepsini hallettiği zaman uygarlaşmada büyük adım atar... Ama benim burada işaret edeceğim, piramidin tepesidir. Bu tepe var ya bu tepe… Toplumların ne mal olduklarını ve ne mal olabileceklerini belirleyicidir. (Kendini gerçekleştirme, yaratıcılık, problem çözme, güvenilir olma, kendiliğindenlik...) Şüphesiz, toplumlarda bu piramit az çok hepsinde vardır. Bir toplumda en tepedeki bölümde sayılan (eklemeler yapabilirsiniz) bu nitelikler çoğaldığı ve piramidin üst kısmı bu niteliklerle şişkinleştiği, genişlediği ,bollaştığı ölçüde, o ülkenin, o toplumun sırtı yere gelmez. HHH Bir ülkenin seçkin cesur beyinlerini susturduğunuz, yok ettiğiniz sürece, o ülkeye en büyük ihaneti, en büyük alçaklığı yapıyorsunuz demektir. Ama sadece bu rezillikleri ellerinde kalıyor. Uğur Mumcu ve Demokrasi Haftası içindeyiz... Katiller ve diktatörler hiçbir zaman öğrenemeyecekler: Toplumları aydınlığa yürüme kararlılığına ulaşmışsa, durdurmanız mümkün değil. Ayrıca: Ne kadar uzun yaşadığın değil, nasıl ve hangi niteliklerle yaşadığın önemli. Mumcu ve tümü yaşıyorlar... Gezi şehitleri hep yaşayacak… Toplumun gördüğü ve bize kalan miras budur. (*) Henüz iktidar çatlaması gerçekleşmeden önce, bazı gazeteciler arasında Cemaat merakı vardı. Bunlar, çevrelerindeki gazetecileri de onların toplantılarına çağırır, “gelin katılalım, bize yeni kapılar açılır, hep birlikte kazanırız” derlerdi. Kısa zaman önceye kadar! Çatlamadan sonra, Cemaat güç kaybedince bunlar tabii ki yan çizdiler veya öyle göründüler; bazıları bugün önemli yerlerde, afra tafra satıyor; ama oralarda saklı kalamayacaklar... C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear