Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 OCAK 2015 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Haklarında rüşvet ve yolsuzluk iddiası bulunan 4 bakan için Genel Kurul’da oylama yapılacak Tarihi oylama yarın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda haklarında yolsuzluk ve rüşvet iddiası bulunan eski dört bakan hakkındaki Yüce Divan oylaması, son anda bir değişiklik yapılmazsa, yarın gerçekleştirilecek. Eski bakanlar hakkında gizli oylama usulüne göre ayrı ayrı oylama yapılacak. TBMM Genel Kurulu’nda eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında rüşvet ve yolsuzluk iddiasıyla haklarında kurulan Soruşturma Komisyonu’nun raporu görüşülecek. TBMM Soruşturma Komisyonu’nda normalde 22 Aralık 2014’te yapılması gereken oylama, AKP içindeki bazı komisyon üyelerinin “Yüce Divan’a sevk” yönündeki eğilimleri üzerine, “Saray müdahalesiyle” 5 Ocak’a ertelenmişti. Aradan geçen bu süre içinde 4 eski bakan önce Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmüştü. Bu görüşmede Davutoğlu’nun “Yüce Divan’a gidip aklanmayı kendiniz isteyin” mesajı kamuoyuna da yansımıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın devreye girmesi üzerine AKP’de tavır değişti. Erdoğan’ın “aklama” istediği ve bunu Davutoğlu’na da ilettiği de kulislere yansımıştı. 5 Ocak’ta komisyonda yapılan oylamada AKP oylarıyla, 4 eski bakan hakkındaki Yüce Divan’a sevketmeme kararı çıktı. TBMM Genel Kurulu’nun gündemine herhangi bir değişiklik olmazsa yarın ele alınması beklenen Meclis Soruşturma Komisyonu raporunun görüşmelerinde komisyon adına bir milletvekili, parti grupları ve haklarında rüşvet ve yolsuzluk iddiası bulunan bakanların konuşma hakkı bulunuyor. Komisyon adına yapılacak konuşmada 20 dakika süre tanınırken, milletvekillerinin 10’ar dakika sınırlaması bulunmuyor. ğü toplantıda muhalefet, 4 eski bakanın Yüce Divan’a sevk edilmesi yönünde önerge verecek. Dört bakan için de ayrı ayrı gizli oylama yapılacak. Soruşturma Komisyonu’nun AKP’li üyeleri eski dört bakanın Yüce Divan’a sevk edilmemesi yönünde karar alarak, haklarındaki ciddi iddialara karşı bakanları aklamıştı. Ancak Komisyon raporunun Genel Kurulu’nda görüşüldü 4 Yıllık Vekilliğe 3 Konuşma Arası AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu’nun sosyal medya üzerinden “600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” açıklaması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Tepkiler üzerine AKP’li Babuşcu yine Twitter hesabı üzerinden “90 yıllık reklam arası” açıklamasıyla “istikrarlı, darbelere boyun eğmeyen, büyüyen, dünyada söz sahibi olan Türkiye’yi” kastettiğini belirterek “Reklam arası bitti, film başladı” ifadesini yine kullandı. Biz de AKP’li Babuşcu’nun Twitter ve parlamento karnesini sizler için derledik:Twitter’ın herkese açık verilerine göre Babuşcu 6 Temmuz 2013 tarihinde Twitter hesabını açmış. Yaklaşık 1.5 yıllık dönem içerisinde de 2 bin 700’ün üzerinde tweet atmış. Başka bir deyişle AKP’li Babuşcu, Twitter âlemini aktif bir şekilde kullanıyor. Babuşcu genel olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarını ve partisiyle ilgili çeşitli mecralarda çıkan haberleri paylaşıp bu konularla ilgili yorum lar yapıyor. AKP’li Babuşcu’nun TBMM karnesine baktığımızda ise çok tersi bir tablo ortaya çıkıyor. 12 Haziran 2011 tarihinden beri milletvekili olan Babuşcu’nun ilk imza sahibi olduğu, doğrudan verdiği bir yasa önerisi bulunmuyor. Yaklaşık 4 yıldır yürüttüğü milletvekilliği görevi kapsamında Babuşcu, diğer milletvekillerinin verdiği 10 yasa önerisine imzayla destek vermiş. Babuşcu’nun sahibi olduğu herhangi bir yazılı ya da sözlü soru önergesi de yok. Aynı şekilde herhangi bir genel görüşme önerisinde de hiç bulunmayan Babuşcu’nun, milletvekili yemini sayılmazsa Genel Kurul kürsüsünden yaptığı konuşma sayısı da yalnızca üçle sınırlı. Öyle ki bu konuşmaların ikisini de bütçe konuşmaları oluşturuyor. AKP’li Babuşcu’nun “90 yıllık reklam arası” tespitinden yola çıkarak biz de parlamento karnesine baktığımızda “Dört yıllık vekilliğe üç konuşma arası” değerlendirmesini yaparsak yanlış olmaz. Ayrı ayrı gizli oylama Muhalefetin önergesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda eski bakanlar için yapılacak Yüce Divan oylamasında kabul kararı üye tam sayısının salt çoğunluğu ile alınacak. Buna göre 276 oyla bakanların Yüce Divan’a sevk kararı alınabilecek. TBMM Genel Kurulu’nda Yüce Divan’a sevk kararı alınırsa dosya, en geç yedi gün içinde Başkanlık tarafından dizi pusulasına bağlanarak Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilecek. Sevk için 276 oy gerekli Haluk Koç, Davutoğlu’nun iftiralarla, yalanlarla CHP’ye saldırdığını söyledi ‘İkinci Kabataş yalanı’ TEKİRDAĞ l SETA’NIN ALEVİLİK TOPLANTILARININ İLKİ AMASYA’DA YAPILDI ‘İnşallah Maşallahlı Teklif! Günlük konuşmalarımız içerisinde bir kelimeyi ortalama kaç kez söylüyoruz? Günde ortalama kaç kelime ile konuşuyoruz? TBMM Anayasa Komisyonu’nda, AKP Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Armağan Uslu ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi armasının belirlenmesini içeren yasa teklifinin görüşmelerinde gazetecilerin aklına takılan sorular, bunlar oldu. Zira görüşmelerde, CHP’li ve MHP’li vekiller teklifin yasalaşmasının gelecek döneme kalma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyince AKP’li vekiller konuşmalarında birbiri ardına “inşallah”la başlayan cümleler kurdu. Ancak konuşmalarda öyle bir noktaya gelindi ki MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz’la, AKP Nevşehir Milletvekili Ebu Bekir Gizligider arasında “ilginç” bir diyalog yaşandı. Gizligider, “teklifin yasalaşmasının gelecek yıla kalmaması” temennisinde bulunarak “Zeynep Hanım’ı (Zeynep Armağan Uslu), şahsen, gerçekten tebrik ediyorum. İnşallah ulaşır amacına, matuf olur. İnşallah yetişir ama yetişmezse de temeli...” diye konuşurken MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz “dayanamayarak” araya girdi: “Kormaz: İnşallah! Gizligider: Her şey inşallahtır bizde, ‘Allah’ın izniyle’ demektir inşallah. Korkmaz: ‘İnşallahta bile bir ümitsizlik görüyorum. Gizligider: Hayır, tam tersi. Bizim inancımızda inşallah ‘Allah’ın izniyle’ demektir, biliyorsunuz bunu siz. Korkmaz: İyi de sen ayrı ben ayrıymış gibi böyle… Gizligider: Hayır, bizim, bizim, bizim inancımızda... Korkmaz: Bizim derken yani… Gizligider: Bakın, o kelimeyi de… Bakın, her şeyi yorumlayarak nasıl çıkacağız bu işten Allah aşkına, inancımızda bu demektir inşallah.” Bu diyaloğun üzerinden kısa bir süre geçmişti ki bu kez AKP Adana Milletvekili Fatoş Gürkan söz aldı. O da “İnşallah, bu yıl bu kanun teklifi de gerçekleşir ve güzel bir şey yapmış oluruz” deyince, MHP’li Korkmaz yine “dayanamadı:” “Korkmaz: İnşallahlarla, maşallahlarla… Gürkan: Hayır, hayır. ‘İnşallah’ güzel bir temennidir ve olması yönünde temennidir. Korkmaz: Katılıyorum. ‘Keşke’ anlamında kullanılıyor biraz da o manada… Gürkan: Yok, ‘keşke’ anlamında kullanmıyorum. ‘Allah’ın izniyle’ demek, bu anlamda kullanılıyor. Korkmaz: İnşallah!” Davutoğlu yine hedef gösterdi TEKİRDAĞ (AA) Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen AKP Tekirdağ İl Kongresi’ne katılan AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fransız karikatür dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının ardından, derginin son sayısından seçki yayımlayan gazetemizi yine hedefine aldı. Davutoğlu, CHP’yi eleştirerek “Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhuriyetçiliği cumhurla ilgili değildir. Belki bir gazeteyle ilgilidir, olabilir. Cumhuriyet gazetesiyle ilgili olabilir ama cumhur ile ilgili değildir. Dikkat edin o gazete Peygamber Efendimize hakaret ima eden karikatürleri bastığında yanında Kılıçdaroğlu vardı, cumhur yoktu. Ama Kılıçdaroğlu o hakaretlerin yanında, arkasında durdu” ifadelerini kullandı. Türkiye’deki her türlü basın özgürlüğünün teminat altında olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Her türlü teröre karşı da her türlü güvenliği alacağız” diye konuştu. Edirnedeki, AKP 5. Olağan Kongresi’nde, konuşmalar sırasında tribünlerde oturan bir kadının sesi duyulmaya başladı. Bunun üzerine çok sayıda sivil polis, kadını salondan dışarı çıkardı. Kadın, gazetecilerin sorusuna “Orada ‘hırsız’ dediğim için çıkartıyorlar. Ben Rizeliyim. Artık yeter.” diye cevap verdi. İki sivil polisin koluna girdiği kadın daha sonra gözaltına alındı. Amasya’daki Alevi toplantısına katılanlar Hamdullah Efendi Cemevi’ni ziyaret etti. ‘AKP ayrımcılığı hat safhaya taşıdı’ MEHMET MENEKŞE AMASYA Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) “Alevi Kimlik Talepleri ve Çözüm Önerileri” konulu toplantısında, Alevilerin talepleri bir kez daha dile getirilirken AKP iktidarının ayrımcılığı “hat safhaya” taşıdığı belirtildi. SETA’nın Aleviliğe ilişkin ilk toplantısı Amsaya’da Appel Otel’de yapıldı. Aynı konulu toplantı Erzincan, Malatya, Tekirdağ ve İstanbul’da yapılacak. Farklı oturumlarda yapılan toplantıya çok sayıda akademisyen Alevi sivil toplum kuruluşları ve dedeler katıldı. SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, “Toplantının amacı Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde bulunan Alevi kanaat önderlerinin Alevi kimlik taleplerini ve bu taleplere dair çözüm önerilerini tartışabildikleri bir diyalog platformu oluşturmaktır” dedi. Necmettin Erbakan Üniversitesi öğretim üyelerinden Ahmet Taşğın, “AKP iktidarı sürecinde Aleviler adeta linç edilmiş, ayrımcılığa uğramış, ötekileştirilmiş, kullandıkları dil nefret dili olmuştur. Ayrımcılık ülkenin iliklerine kadar işlemiştir” dedi. Toplantıda Alevilerin talepleri şöyle sıralandı: “Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılıp yerine özerk bir kurum oluşturulmalı, kurum bütün din ve mezhepleri temsil edecek şekilde yapılandırılmalı. Alevilere yönelik ötekileştirici, ayrımcı, asimilasyoncu politikalara son verilmeli. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı. Cemevlerine yasal statü verilmeli. Alevi köylerine zorla cami yaptırıp, imam atama işine son verilmeli. Madımak utanç müzesi yapılmalı. Bütün dergâhlar gerçek sahibi Alevilere verilmeli.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP’nin peygambere hakaretin arkasında durduğunu söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Tükenmişliğin ortasında, şimdi ikinci bir Kabataş yalanına sığınıyorsun” diye tepki gösterdi. Koç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Davutoğlu’nun hedefine CHP’yi oturttuğunu, iftiralarla, yalanlarla konuşmalar yaptığını kaydetti. Davutoğlu’nun, içine sürüklendiği siyaset açmazında, “şeytanı rehber edinerek” özellikle CHP’ye saldırmaya yeltendiğini kaydeden Koç, “Birkaç gündür CHP’yi diline dolamış, tek sermayesi olan inanç tacirliğinde, en aşağılık, en alçak ifadelerle, insafsızca, hayasızca kullanıyor” dedi. Koç, şunları dile getirdi: “Ahmet Bey sermayeyi çok çabuk tükettin, çok aşağılardasın artık, çukurdasın. Sen de rüşvet paraları gibi sıfırlanmış durumdasın. Tükenmişliğin ortasında, şimdi ikinci bir Kabataş yalanına sığınıyorsun. Biliyorsunuz birinci Kabataş yalanını, şimdi gelen vekil, ikinci bir Kabataş yalanına sığınmaktan hiçbir hicap duymuyor. CHP’yi, peygamberimizle ilgili karikatürleri sanki savunuyormuş gibi suçlayan ifadeler, alçakça, aşağılık birer yalandır. Yüz kere, bin kere söyledik; siyaset iknaya dayanır. İnançlar ve bu çerçevedeki kutsallar ise özel alanlardır, tartışılmazdır, herkesin bu kutsallara saygılı olması gerekir dedik.” Davutoğlu’nun Allah’ın ayetiyle alay eden “makara, takara” diye dalga geçen şaibeli bir bakan için ağzını bile açmadığını kaydeden Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşanan hırsızlıklara, rüşvetlere, pisliklere müdahil olamıyorsun. Yaşamını kaybeden insanları anmak için Paris’e koşup sırıtarak, korteje kaynak yapmaya çalışıyorsun. Kendi partinin içinde, kendisini ‘Hazreti İbrahim’, küçük kardeşini de ‘Hazreti Muhammet’ olarak ilan eden vekile seyirci kalıyorsun. Başındaki muktediri, Allah’a şirk koşan gafil diğer milletvekiline ses bile çıkartamıyorsun. Haramın içinde boğuluyorsun, ondan sonra dönüp CHP’ye yalan, yanlış iftira atarak siyaset çukurunda küstahça çırpınıyorsun. Bütün bu alçakça, aşağılık, zavallı saldırılar senin tükendiğinin işaretidir Ahmet Bey.” ‘Bunlara niye sesin çıkmadı’ ‘Bin Bir İsim’ Davutoğlu Siyasi liderlerin sözleri pek çok kez kamuoyunda tartışıldı, hatta bazı sözler üzerine “espriler” de yapıldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin belki bugüne kadar internet sitelerinde en çok paylaşılan sözü “püskevit”ti; ancak bu sözün “popülerliği” yerini, her salı partisinin grup toplantısındaki konuşmalarında ve her açıklamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na atfen yaptığı benzetmeler alacak gibi görünüyor. İşte Bahçeli’nin Davutoğlu’na “taktığı isimlerden” bazı örnekler: “6 Ocak tarihindeki grup toplantısından: Fason Başbakan... Hükümetteki Erdoğan muhiplerini kollayan Davutoğlu... 11 Ocak’ta Kayseri’deki merkez yönetim kurulu toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasından, (AKP’nin 2015 seçim şarkısı Kiziroğlu Mustafa Bey’e atfen...): Kızarmış Yüz Oğlu Davutoğlu... 13 Ocak tarihindeki grup toplantısından: Fotokopisi bile rüküş duran, gırtlağına kadar vesayet batağına saplanan ve saraya sekretarya hizmeti veren Başbakan... ‘Hırsız var’a gözaltı Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı, Fırat Kozok, Selda Güneysu parlamentokulisi@gmail.com l CHP’li vekilin ‘küresel terörist’ sözüne şikayetçi oldu Bu yedinci 19 Ocak yazısı. Daha kaç 19 Ocak yazısı yazacağım bilmiyorum. Arkadaşımı kalleş bir pusuda yitirmenin acısı yıllar geçtikçe azalacağına artıyor. Bu nasıl açıklanmalı? Bilmiyorum. Bildiğim yedi yıl önce, zaptedebildiğim gözyaşlarıyla bilgisayar başına çökmüştüm. Bugün gözyaşları zaptedilmiyor. Niye? Dedim a, bilmiyorum… Acı arttığı kadar öfke de artıyor. Katili yakalanmış, katilin suç ortakları yakalanmış. Cinayetin azmettiricileri ayan beyan olmuş. Onun ölümüne giden yolun kanlı taşlarını bilerek isteyerek döşemiş; döşeyenlere bilerek isteyerek göz yummuş üniformalı, üniformasız bürokrasinin tepelerindeki adamların ipliği çoktan pazara çıkmış… Bütün bunlara rağmen bir davayı sekiz yıldır sonuçlandırmayan bir yargı erkine öfkelenmek hakkım, hakkımız yok mu? Acı büyüyor, öfke onunla yarışıyor ve anılar yıllar geçtikçe silikleşeceğine gitgide daha taze, daha berrak, daha yakıcı anılara dönüşüyor. Unutmayın, Bugün 19 Ocak… Prens adaları içinde en sevdiğim Kınalı’dır. Yıllardır Kınalı’ya adım atmaktan beni önleyen anılardan başka ne olabilir?.. Kınalı benim için balıkçılıkta acemi ama kendini usta sanan; kıyı boyunca yürürken etrafla selamlaşmaktan iki çift laf edilemeyen; bir gece vakti meyhane açtırıp meyhaneciyle birlikte sarhoş olunan; kuru soğukta yorgan kesmeyince üste kilimler örtünülen, “konyak ısıtır” deyip berbat bir Metaksa şişesi bitirilen bir adadır. Hayır, yüreğim Kınalı’yı kaldırmıyor… HHH Cinayette payları olduğuna hiç kuşkum olmayan rütbeli polis şefleri son günlerde savcı karşısına dikildiler, ifade verdiler. İki polis tutuklandı, birisi için yakalama kararı çıkartıldı. Sekiz yıldır parmağını kımıldatmayan iktidar nihayet ve nedense onlar hakkında soruşturma izni veriverdi. Umutlananlar oldu. Acaba arkası gelecek mi diye bir beklenti oluştu. Yoğurdu üfleyelim. Çünkü daha şimdiden cinayeti “paralel yapı”ya yıkma manevrasının ipuçları belirdi. Sekiz yıllık adalet arayışımızın kirli bir siyasal çekişme için araçsallaştırılmasına göz yumacak değiliz herhalde. “Hepiniz oradaydınız ve kolkolaydınız ulan” diye haykırmaktan bizi kimse alıkoyamaz… Cinayetten sonra taziye için onun evine kadar gidip, “Bu cinayetin Ankara koridorlarında kaybolmasına izin vermeyeceğiz” diye kostaklanan zatın, daha sonra “Affedersiniz Ermeni” diye başlayan cümleler kurmasını da unutacak değiliz. Hele hele her yıl 18 Mart’ta kutlanan “Çanakkale Zaferi”nin bu yıl 24 Nisan’a alınmasındaki kaba ve ayıp bezirgân numarası da gözümüzden kaçmış değil. 24 Nisan Çanakkale savaşında bir zafer günü değil taa Avustralya’dan gelmiş Anzak birliklerinin çıkarma yaptıkları gündür. Ancak unutulmasın, 24 Nisan’da Anzak birliklerine karşı çok kanlı bir siper savaşı verilirken aynı saatlerde İstanbul’da yüzlerce Ermeni aydını İttihat Terakki polisi tarafından evlerinden alınıp daha sonra yok edilecekleri Anadolu kasabalarına sürgün ediliyorlardı. O yüzden 24 Nisan Ermeniler için 1915’te başlayan ve soykırımla noktalanan kanlı bir tarihsel dönemin başlangıç günü kabul edilir. O yüzden bunca yıl boyunca kutlanan ve bir geleneğe dönüşmüş olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni anma gününün sinsi bir kurnazlıkla 24 Nisan’a alınması masum bir tercih değildir. 2015’i bu iktidarın nasıl karşılayacağının çok anlamlı bir ipucudur… HHH Farkında mısınız? Yazı yürümüyor. Sulu gözlü bir yazı benden uzak olsun. Kendisinin öyle anılmasına önce o itiraz ederdi. Bunu biliyorum. Ben okurlara bugünün 19 Ocak olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Hepsi bu. Bugün 15.00’te yine Agos’un önünde buluşmamız için bir çağrı bu. Saat tam 15.05’te hep birlikte susarak onu anmamız için bir çağrı. Ben o saatte orada olacağım. Siz de olacaksınız değil mi? Veli Ağbaba’ya jet El Kadı fezlekesi “Küresel terörist El Kadı ile AVM pazarlığına girildi. Bu arazi Yasin el Kadı’nın şirketine 460 milyon bedelle verildi mi? Beton ve rant lobisi ile iş tutan AKP, topraklarımızı teröristlere peşkeş çekiyor?” dediği gerekçesiyle şikâyetçi oldu. El Kadı, ayrıca Ağbaba’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a “Küresel teröristlerle pazarlık yaptınız mı?” diye sorduğunu savundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Selamettin Celep tarafından jet hızıyla hazırlanıp 13 Kasım 2014’te TBMM Başkanlığı’na gönderilen fezlekede Yasin el Kadı’ya “alenen hakaret ettiği, iftirada bulunduğu” gerekçesiyle Ağbaba’nın milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi. Ağbaba, AKP hükümeti döneminde hukukun “guguk kuşu”na çevrildiğini söyedi. Ağbaba, AKP’nin hukuku kendi adamlarını aklamak, muhalefeti karalamak için kullandığını kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 11 Eylül saldırılarının ardından BM Güvenlik Konseyi’nin “terörü finanse edenler” listesinde yer aldığı, ancak 2012’de listesinden çıkardığı Suudi İşadamı Yasin El Kadı’nın şikâyeti üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba hakkında “jet fezleke” düzenlendiği ortaya çıktı. El Kadı’nın geçen ekim ayında Etiler Polis Okulu arazi ile ilgili yaptığı açıklamalarda, kendisine “küresel terörist” dediği gerekçesiyle Ağbaba hakkında şikâyetçi oldu. Bunun üzerine soruşturma başlatan savcılık, dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle hazırladığı fezlekeyi de hızla TBMM’ye sevketti. Fezleke düzenlenmesine tepki gösteren Ağbaba, “Hukuk AKP’nin elinde guguk olmuş. Rüşvet alanlar için kanaat oluşmazken benim hakkımda jet hızıyla fezleke hazırlanmıştır” dedi. Yasin El Kadı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın C M Y B