25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 9 Peşmerge çekildi, IŞİD Sincar’ı ele geçirdi. Siviller kaçıyor. Ankara Türkmenlere ‘pasaport’ soruyor Türkmenleri işiten yok ve Ezidiler, KürtEZİDİLERE ÖLÜM TEHDİDİ Türkmenler lerin kontrolündeki dağlara ve Dohuk bölgesine kaçıyorlar. IŞİD son kazanımlarının ardından Türkiye sınırına dayandı. IŞİD’in Şengal Dağı’na sığınan Ezidileri sabaha kadar Müslümanlığa geçmemeleri halinde öldürmekle tehdit ettiği bildirildi. Duygu Güvenç ANKARA IrakŞam İslam Devleti (IŞİD) haziran ortasında ele geçirdiği Musul’dan Kürt Bölgesel Yönetimi (KBY) sınırına dayandı. IŞİD, Kürtlerin “Şengal” olarak adlandırdıkları ve Irak ordusunun çekilmesinden bu yana kontrol altında tuttukları Sincar kentini ele geçirdi. KBY’ye bağlı peşmerge güçleri, Suriye sınırına yakın kente üç koldan giren IŞİD militanları karşısında geri çekilirken Zummar kasabası ile etrafındaki petrol sahaları da IŞİD’in eline geçti. Sincar’ı kutsal kabul eden Ezidilerin yanı sıra kente sığınmış Türkmenler ve Şabaklar can havliyle kaçıyor. Türkiye’nin ise sığınma taleplerini yanıtsız bıraktığı öne sürülüyor. IŞİD’e ait bir kontrol noktasını ele geçirdi. Irak’ın Tel afer kentinden kaçan Türkmenlerin sığındığı Sincar’ın IŞİD’in eline geçmesi üzerine yaklaşık 450 aile, dün sabah ZahoHabur sınırına geldi. Çoğunluğunu Beyatlı aşiretinin oluşturduğu aileler adına Cumhuriyet’e konuşan Abbas Beyatlı, “Pasaportumuz yok ama bize de sığınma versin, kampa yerleştirsin. Beklentimiz, güvenlik sağlanana kadar Türkiye’nin bize de kapılarını açması” dedi. ITC Telafer sorumlusu Kasım Kara ise Türkiye’nin kapısını açması için Cephe Başkanı Erşad Salihi’ye bu talebi ilettiklerini söyledi. Türkiye’de bulunan Salihi’nin ise bu talebe net yanıt vermediği öğrenildi. Dohuk’a sığınan Kara da ilk etapta çok sayıda Türkmenin Türkiye’ye gelmek istediğini söyledi. Kara, Türkiye’den kendilerine yardımların geldiğini ve bazı kamyonları da bizzat teslim aldığını belirtirken “Ancak daha sonra yardımların bir kısmına Kürtler ‘bizim payımız’ diyerek el koydu. Şu anda bölgede dağıtılan bir yardım yok” bilgisini verdi. Kara, bir grubun Doha’ya ulaşırken, diğer bir grubun Sincar’dan kaçan dağda mahsur kaldığını kaydetti. Sığınılan bölgenin IŞİD tarafından çevrelendiğini söyleyen Kara, dün gece itibarıyla yaptığı açıklamada, Cumhuriyet aracılığıyla yardım istedi. Kara, “100’den fazla ailenin dağda suya ihtiyacı var. Aksi halde ölecekler” dedi. Öte yandan Erbil’e sığınan Türkmen ler de Türkiye’ye gelmek istiyor. Türkiye Başkonsolosluğu’nun resmi taleplere, “Ancak pasaportunuzla geçebilirsiniz” yanıtını verdiği belirtildi. Yetkililerin, Türkmenlere, “Ya yaşadığınız yere ya da Bağdat’a gidip pasaport çıkartın. Buradan Irak pasaportu çıkartamazsınız” dediği öğrenildi. Oysa Şii Türkmenler, IŞİD kontrolündeki bölgeye geçerlerse ölüm tehdidiyle karşı karşıyalar. Yunus Efsanesi, Gezi Efsanesi ve Fazıl Say Turgutreis DMarin’de Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin açılışı 31 Temmuz’da Fazıl Say’ın “Yunus Sırtındaki Çocuk” eseri ile yapıldı. Hem de festivalin 10. yıldönümünü kutlayarak. Bu bir dünya prömiyeri idi, yapıt ilk defa sunuluyordu. Milas’taki çocuk Hermias’ın efsanesi ile Gezi’deki Berkin’in gerçek acı öyküsü sese ve lirizme bürünmüş olarak içimize, duygularımıza, benliğimize yerleştiriliyordu sanki Fazıl’ın performansı ile. Gezi’nin çocukları da Sevgili Fazıl’ın dramatik ve lirik bestesinde bütünleşerek efsaneleşmişler. Hermias’ın masalı ve Gezi çocuklarının dramı efsanevi bir biçimde bütünleşiyorlar. Fazıl Say’ın bu birleştirici felsefesi Mezopotamya Senfonisi’nde de buram buram hissedildi. Orada ölüm kültürü ile yaşam sevincinin geçişleri harmanlanıyordu. Milas’ın insanını Hermias’ın ve Yunus’un verdiği sevgi ve bütünleştirme ruhu Gezi’nin gençlerinde de yok muydu? Fazıl Say’ın yeni yapıtı çok etkileyici, Hermias’ın masalını bugünün Gezi ruhu ile birleştiriyor. Sevgili Fazıl’ı bir kez daha gönülden kutluyorum. Onun müzik yolu ile topluma sunduğu insani, demokratik ve birleştirici mesajları insanımızın gururunu okşuyor. Yarına umutla bakmasında etkili oluyor. Fazıl’ın üzerine gidenler ve onu to plumdan soyutlamaya çalışanlar Fazıl Say’ın bir yaratıcı müzik insanı olarak toplumla bütünleşmesinden rahatsız olanlardır. Fazıl Say öte yandan, müziğin (ve sanatın) toplum üzerindeki etkisini gözler önüne seren eserler sunarak bunu kanıtlamaktadır. Türk insanına ve dünyaya örnek olacak şekilde bu festivali 10 yıldır düzenleyen herkesi sanat ve toplum adına kutlamamız gerekiyor. Fazıl’ların yaratıcılıklarının bizim ve dünyanın önüne serilmesine büyük katkı yapmaktadırlar. Öte yandan Fazıl Say gibi Genco Erkal, Gülriz Sururi, Müjdat Gezen, Levent Kırca, Yıldız Kenter, Tarık Akan, Dilek Türker gibi niceleri dünden bugüne sanatın toplumdaki apaydın yüzünün örnek yansımaları halinde halkla bütünleşmişlerdir. 1970’ten bugüne kadar Türkiye ve dünyadaki 60 kişi hakkında yazdığım yazıları bir kitapta toplamıştım.(*) O 60 insan arasında tabii Fazıl Say da bulunuyor. “Mezopotamya Senfonisi”ni toplumsal felsefe penceresinden görmeye çalışmıştım o yazımda. Belki 500 önemli insan hakkında bugüne kadar yazmıştım ama bunların arasından 60’ını ayırdım, Fazıl’la birlikte. Festivalin 10. yılı dolayısıyla verilen kokteylde İstanbul’da göremediğim bazı dostlarla dertleştik. En azından Turgut Kazan ile yaptığımız kapsamlı sohbete değinmek istiyorum. Sevgili Kazan ile 20. yüzyılın ve bugünün diktatörlerini masaya yatırdık. Bugünlerde görülen ideolojik diktatörlerin nasıl eskilerden farklılaştıkları konusuna geldik. Meseleyi din bağlamında da değerlendirdik ve tehlikenin dünkülerden daha büyük olduğu sonucuna vardık. Turgut Kazan beni “dinci diktatörlerin din dışı ideolojik diktatörlerden daha tehlikeli olduğuna” iknaya çalışıyordu. Sonunda, beni ikna etmeyi başardı.(!) Fikir birliği içinde ayrıldık. Her neyse, sohbet benim için çok yararlı oldu. İkimizin de içinde yaşadığımız “çelişkileri” üzülerek andık. Umarım gelecek yıl da festivalde Fazıl Say ile yeniden birlikte oluruz. Umarım Turgut Kazan’la daha olumlu sorunlar üzerinde sohbet ederiz. (*) Onlar İçin Yazdıklarım; 60 İnsan, Tarihçi Kitabevi, 2013. Türkiye’ye imdat çağrısı Irak Türkmen Cephesi (ITC) Telafer sorumlusu Kasım Kara, kaçarken dağda mahsur kalan 100’den fazla ailenin susuzluktan ölmek üzere olduğunu söyledi. AFP’ye konuşan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Yetkilisi Hayri Sincari, IŞİD bayraklarının kentteki yönetim binalarında dalgalandığını söyledi. IŞİD’den yapılan açıklamada da “24 saatlik çatışma sonucu” Zumar ve 12 köyün ele geçirildiği kaydedildi. Örgüt, Ain Zalah yataklarının da kontrolünü aldı. Musul’dan Suriye’ye uzanan bölgede IŞİD’in koridor açması KBY’nin kontrolü tamamen yitireceği anlamına geliyor. Gelişmelerin ardından Suriye’deki Kürtlerin partisi Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) bağlı güçlerin Til Koçer üzerinden çatışma bölgesine geçtiği bildiriliyor. YPG Sözcüsü Polat Can, “Sınırı kaldırdık. Güneyli kardeşlerimizi IŞİD çetelerinden korumak için güney’e geçtik” dedi. YPG güçlerinin Musul’un Rabi sınır kapısını da ele geçirdiği bildirildi. IŞİD’e karşı savunmaya KYB güçleri de katılırken, Mesud Barzani bir heyetle bölgeye gitti. Irak savaş uçaklarının Musul’un doğusundaki Bazvaya bölgesine düzenlediği saldırıda, IŞİD üyesi çok sayıda kişinin öldürüldüğü bildirildi. Peşmerge güçleri, bombardımanın ardından IŞİD BARAJI ELE GEÇİRDİ IŞİD’in, Irak’ın en büyük barajı olan Musul Barajı’nı ele geçirdiği ileri sürülürken Irak Su Kaynakları Bakanı Danışmanı Avn Ziyab, bu iddiayı yalanladı. IŞİD’in baraj kapaklarını açması halinde kentlerin sular altında kalabileceği ileri sürülmüştü. Barzani bölgeye gitti Lübnan’da 13 asker öldü Dış Haberler Servisi Lübnan’ın Suriye sınırında Sünnilerin ağırlıkta olduğu Arsal’da ordu ile silahlı gruplar arasında çıkan çatışmada, 10 Lübnan askerinin öldüğü, 13’ünün de kayıp olduğu bildirildi. Lübnan ordusundan yapılan açıklamada, Arsal’da önceki günden beri devam eden çatışmaların dün sabaha kadar devam ettiği kaydedilerek kayıp askerlerin rehin alınmış olabileceği belirtildi. Ordu güçlerinin Suriyeli gruplardan birinin yöneticilerinden olduğu öne sürülen Ebu Ahmed el Cuma’nın Arsal bölgesinde askeri bir barikatı geçerken gözaltına alınmasından sonra silahlı grupların, bir güvenlik noktasına saldırı düzenlediği ve 2 asker ile bazı sivilleri kaçırdığı duyurulmuştu. Lübnan ordusuna karşı savaşan güçlerin Suriye’de savaşan Nusra Cephesi mensubu oldukları belirtiliyor. BM okulu kan gölü Dış Haberler Servisi İsrail, Gazze’de son ateşkesin bozulmasına gerekçe gösterdiği kaçırılan askerin öldüğünü açıkladıktan sonra dün yine bir Birleşmiş Milletler (BM) okulunu vurdu. BM Genel Sekreteri Ban Kimun sert bir dille kınadığı saldırının savaş suçu olduğunu söyledi. Hamas ve El Fetih, Mısır’daki ateşkes görüşmeleri için Kahire’ye heyet gönderirken görüşmelere katılmama kararı alan İsrail ilk kez Gazze’den kısmen asker çekse de ateşkese yanaşmıyor. İsrail ordusunun dün Refah kentinde sığınmacıların bulunduğu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’na (UNRWA) bağlı Enes el Vezir okuluna düzenlediği saldırıda 10 kişi hayatını kaybetti, bazıları ağır 50 kişi yaralandı. Kan gölüne dönen ve kaos yaşanan bölgede, aralarında çocukların bulunduğu yaralılar güçlükle ambulanslara taşındı. Hamas, İsrail’in okula saldırısıyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Kimun’u da suçladı. Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, “Ban Kimun, ölen İsrail askerleri için ağlarken İsrail’in masum sivillerin kanını dökmesini görmezden geldiği ve tüm bu ölümler karşısında sessiz kaldığı için yapılan yeni katliamın bizzat ortağıdır” diye konuştu. BM Genel Sekreteri Ban Kimun ise İsrail’in okul saldırısını sert bir dille kınarken saldırının “ahlaki” olmadığını, “savaş suçu” olduğunu söyledi. Ban, “Bu çılgınlık durmalı” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, yaptığı yazılı açıklamada, “ABD, Refah’ta 3 bin civarında yerlerinden edilmiş kişiye barınak sağlayan, en az 10 Filistinli’nin daha trajik biçimde hayatını kaybettiği UNRWA okulunun dışındaki utanç verici bombalamadan dehşete düşmüştür” ifadesini kullandı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise uluslararası topluma İsrail’in durdurulması için “acil müdahale” çağrısında bulundu. Abbas, “İsrail, saldırıların başladığı günden Gazze’de bir kez daha sivil sığınmacılar vuruldu: 10 ölü, 50 yaralı Ve kokteylde konuşulanlar(!) bu yana her saat başı 17 Filistinliyi öldürdü ve yaraladı, her 3 saatte bir ise 1 çocuğu öldürdü” dedi. İsrail 4 gün önce de Cebaliye’deki bir UNRWA okulunu vurmuş, saldırıda 16 kişi ölmüştü. İsrail savaş uçakları, Anadolu Ajansı’nın (AA) Gazze ofisinin bulunduğu 15 katlı bir binayı da vurdu. AA ofisi ve binanın önündeki AA aracı büyük hasar görürken saldırı esnasında ofiste bulunan muhabir Mustafa Habbuş saldırıdan yara almadan kurtuldu. Filistin sağlık ekiplerinin verdiği bilgiye göre, Refah kenti ve Gazze’nin diğer bölgeleri ile Deyr Belah kenti ve Cibaliye mülteci kampına dün düzenlenen ha va sal AA ofisi vuruldu Çin’de deprem: 367 ölü Dış Haberler Servisi Çin’in Caotong kentinde dün meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremde 367 kişi yaşamını yitirdi. Ülkenin güneybatısındaki Yunnan eyaletine bağlı Caotong’da en az 1881 kişinin yaralandığı bildiriliyor. Çin’in resmi Şinhua haber ajansına konuşan yetkililer, depremin yerin 12 kilometre altında meydana geldiğini ve bölgede çok sayıda binanın yıkıldığını duyurdular. Özellikle de nüfus yoğunluğu fazla olan Ludian bölgesinde çok sayıda kişinin kayıp olduğu belirtiliyor. Deprem bölgesinde elektriklerin kesildiği ve iletişim sıkıntısı yaşandığı da gelen haberler arasında. Caotong kentinde 2002 yılında meydana gelen 5.7 büyüklüğündeki depremde 80 kişi ölmüş, 800’den fazla kişi yaralanmıştı. Yine Yunnan eyaletinde 1970’te medana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremde ise en az 15 bin kişi hayatını yitirmişti. ABD: Dehşete düştük dırılarında 36 Filistinli hayatını kaybetti, 100 kişi yaralandı. Refah’taki saldırıda El Gul ailesinden 10, Deyr elBelah’ta ise El Hattab ailesinden 6 Filistinli öldü. Son saldırılarla Gazze’de ölenlerin sayısı 1830’a, yaralıların sayısı ise 9 bin 370’e yükseldi. Gazze’de kaçırıldığını öne sürdüğü İsrail askeri Hadar Goldin’in öldüğünü açıklayan İsrail ordusu, askerin cesedine ulaşılıp ulaşılmadığı konusunda ise bilgi vermedi. Olayı araştırmak üzere kurulan ve ordunun başhahamının başkanlığını yaptığı özel komitenin araştırmaları sonucunda, Goldin’in çatışma sırasında öldürüldüğü duyuruldu. İsrail daha önce, 23 yaşındaki Goldin’in Hamas tarafından kaçırıldığını, böylece ateşkesi Hamas’ın bozduğunu savunarak yeniden saldırılara başlamıştı. Gazze’de saldırılar bütün hızıyla sürerken El Fetih ve Hamas heyetleri ateşkes görüşmeleri için Mısır’ın başkenti Kahire’ye gitti. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Tzahi HaNegbi, ateşkesi yine Hamas’ın bozduğunu öne sürdü ve Mısır’ın girişimi esas alınarak yürütülecek görüşmelere katılmanın “kendilerine ne gibi bir fayda sağlayacağının belirsiz olduğunu”, Kahire’ye heyet göndermeyeceklerini söyledi. Gazze’den kısmen asker çeken İsrail, bazı bölgelerde yeniden konuşlandı. Operasyonların ne vakit duracağı meçhul. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kara operasyonuyla bilinen Hamas tünellerini yok ettiklerini, güvenliği tehdit edebilecek yeni hedeflerin belirleneceğini söyledi. Hamas ise ateşkesi kendilerinin bozmadığını, ancak İsrail saldırılarına karşı koymaya devam edeceğini duyurdu. Hamas Sözcüsü Fevzi Berhum, “Filistin, hedefleri gerçekleşene dek direnecek. Netanyahu, tünelleri vurduğunu söyleyerek hayali zaferler üretmeye çalışıyor. O ancak, evlerinde oturan masumları öldürerek sahte zaferlerden söz eder” diye konuştu. Yeni operasyonlar kapıda Savaşa karşı kucak kucağa Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck 1. Dünya Savaşı’nın 100’üncü yıldönümünü birlikte andı. İki lider savaş sırasında 30 bin askerin öldüğü Fransa’nın Alsace bölgesindeki Hartmannswillerkopf’ta buluştu, kentte inşa edilen anıta çelenk koydu, barış müzesinin temelini attı. Konuşmalarda iki ülkenin savaş sonrası dostluğu öne çıkarıldı. 1’inci Dünya Savaşı 3 Ağustos 1914’te Almanya’nın Fransa’ya savaş ilanıyla başlamıştı. Hadar Goldin’in öldüğü açıklandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear