23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 l IŞİD’den canını kurtarıp Türkiye’ye ulaşan Ezidilere halk sahip çıkmış. Pek çoğunun yakını pasaportu olmadığı için Irak tarafında kalmış. Kendilerine de Suriyelilere olduğu gibi kapıların açılmasını istiyorlar... Yarım kaldılar Sıcak Bölgede CEYDA KARAN Saim Süleyman ve 2.5 yaşındaki oğlu Vasim. asim Süleyman henüz 2.5 yaşında. En çok korktuğu kelime “Daiş”. Arapların ve Irak’ın kuzey bölgelerindeki ahalinin Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) verdiği isim bu. Annesi, babası ve büyük amcasının ailesiyle birlikte Borik köyünden kaçmışlar. Şimdi Irak sınırının hemen dibindeki Silopi’de oluşturulan geçici kamp yerinde yaşama savaşı veriyorlar. Saim Süleyman ve ailesi geçici olarak Silopili halkın ve sivil toplum örgütlerinin yardımıyla oluşturulan Afet Konutları’nda yaşıyor. Pasaportları yok, Türkiye’de kaçak durumdalar. Öykülerini aktarıp aktarmamakta tereddüt ettiğimde, baba Saim Süleyman, gayet düzgün İngilizcesiyle “Önemi yok, anlatabilirsiniz” diyor. Süleyman ailesi Türkiye’ye Habur kapısından girmek istemiş, pasaportları olmadığı için Türk yetkililer onları kabul etmemiş. “Tıpkı Suriyeliler gibi bizi de alacaklarını düşündük” diye anlatıyor Saim. Reddedilince çaresiz Dicle Nehri ve pamuk tarlalarını aşarak sınırı geçmişler. İlk denemede de küçük Vasim V ‘Bir daha dönemeyiz’ yüzünden “yakayı ele vermişler”. Gülerek anlatıyorlar. Türk askeri birliğini görünce pamuk tarlalarına sığınmışlar, lakin küçük Vasim karşısında gördüğü askerleri “Daiş” zannetmekle kalmamış, başını uzatıp “Daiş hepimizi öldürecek!” diyerek bağırmış. Askerler aileyi gerisin geriye yollamışlar. Ama Süleyman ailesi gider gibi yapıp saatler sonra tekrar yola koyulmuş ve sınırı aşmayı başarmış. Saim Süleyman 26 yaşında. Mühendis. Daha önce belediyede çalışan amcaları Omar da çat pat İngilizce konuşuyor. Saim, Irak’taki Ezidi köylerinin hep Sünni Arap köyleriyle çevrili olduğunu söylüyor. “Bir daha dönemeyiz. Artık biz Ortadoğu’da yaşayamayız. Bize yardım etsinler, bize umut versinler, Irak’a mahkum etmesinler” diyor. Türkiye’yi sorunca, “Türkler de Müslüman ama onlar daha iyi” yanıtını veriyor. Kız kardeşi Şayan Süleyman ondan bir yaş kadar küçük. Duhok Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş. Pediatrist olmak istiyor ama artık ne yapabileceğini bilmiyor. Said Müşhan dört çocuğuyla birlikte sınırı geçmiş. Fidan’dan İmralı’ya ‘Süreç hızlanıyor’ ziyareti Hükümet ile PKK’nin ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan İmralı Adası’ndaki lideri Abdullah Öcalan arasında başlayan ‘çözüm süreci’ adı verilen görüşmelerin belirleyici iki aktöründen biri Başbakan Tayyip Erdoğan’dı. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra bu sürecin devam edip etmeyeceği, edecekse nasıl ve hangi takvim ile devam edeceği konusu hayati öneme sahipti. Hayri Sait pasaportu olmayan eşini Zaho’da bırakıp 12 ve 14 yaşlarında iki oğlu Sahir ve Samir ile Türkiye’ye gelmiş. ayri Sait 53 yaşında bir taksi şoförü. H Musul Barajı’nın hemen yanındaki Babiri köyünden kaçmışlar. 12 yaşındaki Sahir ve 14 yaşındaki Samir isimlerini taşıyan iki oğlu ile haziran ortasında henüz Musul IŞİD’in eline düşmeden önce son anda edinebildiği pasaportlar sayesinde gelmişler Zaho üzerinden. Ama 50 yaşındaki eşi karşı tarafta kalmış. Pasaportu olmadığı için Türkiye kabul etmiyor. Sait, “Suriyelilere pasaport sormamışlardı” hatırlatması yapıyor. 20 yaşındaki kızı Dilvin İsveç’te yaşıyormuş. Tek arzusu eşine pasaport temin edip yanına aldırdıktan sonra ailesiyle birlikte kızının yanına, İsveç’e gitmek. Sünni Arapları kastederek, “O insanlarla beraber yaşıyorduk. Köylerimizde dükkânları vardı. Gelip gidiyorlardı. IŞİD saldırdığında evlerimizi ilk yağmalayanlar onlar oldu” diyor. 14 yaşındaki oğlu Samir “En kötüsü evlerimizi bırakıp kaçtığımızda oldu. Ondan sonrası hep korku” diye anlatıyor. Annesini özlediğini belirtiyor, “Şefkat yok” diyor. Etraftan duyduklarını da anlatıyor, “Çirkin kadınları öldürüyorlar, güzel kadınlara el koyuyorlarmış” diyor. Sekizinci sınıftan dokuza geçmiş. Ne olmak istediğini soruyorum, önce “Sadece bu azaptan kurtulmak istiyorum” diyor. Mesleği kastettiğimi tekrarlayınca öğretmen olmak istediğini söylüyor. Said Müşhan 38 yaşında. Ailesiyle birlikte Zaho üzerinden Habur’dan geçmişler. Silopi üzerinden de Cizre’de ahalinin kendi çabasıyla sığınmacılara açtığı inşaatı henüz bitmemiş sanayi bölgesinde konaklıyorlar. Onların pasaportları var. Pasaport Avrupa’ya geçmek için umut demek. Müşhan ailesinin sıkıntısı ise geride dayılarının kızı olan Gule Hıro’yu bırakmış olmaları. Ondan haber de almışlar. Cep telefonunu IŞİD’den saklamayı başaran genç kadın teröristlerden gizlice onları aramış. Üç çocuk annesi olan Gule, “Bizi yaşlı buldular. Bizlerden genç olanları seçip emirlerine fuhuş için götürüyorlar” demiş. Gule bir de susadığı için yardım istedikleri sekiz yaşında bir çocuğu, önce “Gelsin” diyerek kapı eşiğine çağırdıklarını, sonra da kafasından vurarak öldürdüklerini anlatmış telefonda. Said’in amcasının oğlunu da IŞİD çetesi kaçırmış. Said, IŞİD’in terörü nedeniyle haziran ortasında Telafer’den kaçan iki Şii Türkmen aileyi evinde ağırlamış. “Burada nasıl bize yardım ettilerse biz de onlara yardımcı olmuştuk” diye anlatıyor. Silopi ve Cizrelilere müteşekkir ama Türkiye’nin yardım yapmamasından şikâyet ediyor, “Bize bir tek yardım eden buradaki halktır” diyor. IŞİD’in Şiilerden nefret ettiğini söylüyor. “Şiiler dışında yakaladıklarından cizye türünden para isteyip sonra bırakabiliyorlar ama Şiilere afları yok. Hatta Şiilere yardım ettikleri için iki Ezidi şoförü gözümüzün önünde öldürdüler. Bizden çok onlardan nefret ediyorlar” diyor. Dayı kızı IŞİD’in elinde idan’dan ‘güvence’ ziyareti Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın dün medyaya yansıyan son açıklamaları çözüm sürecinin geleceği açısından önemli ipuçları içeriyordu. Atalay’ın açıklamalarında bize göre de en dikkat çekici konu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın beraberinde bir heyetle cuma günü Öcalan’a yaptığı ziyaret. Çözüm süreci öncesindeki Oslo müzakereleri sırasında, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak kritik öneme sahip olan Fidan daha sonra MİT Müsteşarlığı görevine atandıkan sonra da Öcalan’la İmralı’da görüşmeleri sürdüren isim. Fidan bir buçuk yıldır devam eden bu süreçte birkaç kez İmralı’da Öcalan ile görüştü. Ondan daha fazla sayıda ziyareti ise MİT’ten daha alt seviyede isimler gerçekleştirdi. Fidan’ın bu gidişini ‘istisnai’ yapan neden nedir diye soruşturduğumuzda karşımıza ‘Cumhurbaşkanlığı seçimi’ yanıtı çıktı. Geçen hafta cuma günü yapılan ziyaret Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yapılan ilk ziyaret olması açısından kritikti. F anlaşılıyor. Anlaşılan o ki Öcalan’a, “Erdoğan hem kampanyasında hem de seçildikten sonra yaptığı açıklamalarda olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı makamında otururken de çözüm sürecinin temel takipçisi olacak” güvencesi verildi. Hatta belki de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nın süreci ‘daha da hızlandıracağı’ vaadi de buna eklenmiş olabilir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun son dakikada bir değişiklik olmazsa başbakan olması beklenirken, Fidan’ın da yerine gelebileceği kulislerde konuşuluyor. Fidan’ın İmralı ziyareti bu açıdan da önemli. Fidan’ın ziyaretiyle kişilerden bağımsız olarak çözüm sürecine sahip çıktıklarının kararlılığını Öcalan’a ilettiği değerlendirmesi yapılıyor. andil ve Avrupa’ya heyetler Atalay’ın, “Fidan beraberinde bir heyetle İmralı’ya gitti” sözleri ve bundan sonra devreye Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın ve sivil aktörlerin de girebileceği şeklindeki açıklamaları önümüzdeki günlerde oldukça tartışılacak gibi gözüküyor. Bugüne kadar adaya sadece Fidan ve onun ekibinden MİT yetkilileri gidebiliyordu. Bundan sonra Kamu Güvenliği Müsteşarlığı da devreye girecek. Ayrıca akil insanlar heyetlerinden bazı isimlerle gazetecilerin İmralı’ya ziyaretleri de gündeme gelebilecek. Atalay’ın açıklamalarından MİT ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın oluşturacağı heyetlerin bundan sonra Kandil’deki silahlı kanat ve Avrupa’daki PKK unsurlarıyla da görüşmesi aşamasına gelindiği anlaşılıyor. Yeni yol haritası, “Çekilme, silah bırakma, eve dönüş ve normal hayata katılım” şekinde açıklanıyor. Çözüm sürecinin başında da halka buna benzer bir takvim sunularak 78 ay içinde sorunun kalıcı çözümüne ulaşılacağı vaadi aktarılmıştı. Seçim sonrası AKP’liler eylül ayında sürecin sonuçlanma aşamasına geleceğini söylemeye başladılar. Sürecin en başında, “Görüşmeler şeffaf olsun. Seçimler için kullanılmasın” şeklinde yapılan olumlu eleştiriler bugün kadar dikkate alınmadı. Şimdi sonuç aşamasına gelindiyse başta hiçbir adıma engel olmayan Meclis’teki ana muhalefet başta olmak üzere tüm Türkiye insanı bilgilendirilmeli. K Eşi karşı tarafta kalmış Bu kez şeffaf olunsun ürecin başında kim var Hem Fidan’ın ziyareti hem de Atalay’ın dün yaptığı açıklamalar, Öcalan’ın ve sürecin Kürt tarafındaki diğer aktörlerin (Kandil, HDP, Avrupa kanadı) aklında oluşan, ‘Erdoğan Köşk’e çıkınca çözüm süreci devam edecek mi?’, ‘Sürecin karar vericisi Erdoğan mı kalacak yoksa yeni başbakan mı olacak?’, ‘Bundan sonra atılmasını istediğimiz adımlarda son sözü kim söyleyecek’ gibi sorulara yanıt niteliği taşıdığı S Yerel halk seferber zidi mültecilerin öyküleri yürek burkuyor. Hakikaten değişik insanlar. Çok zor koşullar altında sergiledikleri paylaşımcılık insanı şaşırtıyor. Herkes getirilen erzaktan payına düşeni alıyor. İkiüç tane fazla alayım demiyor. Benim dolaştığım Silopi ve Cizre’deki geçici kamplar için bütün bölge ahalisi ve belediyeler adeta seferber olmuş durumdalar. Silopi Acil Komisyonu, Silopi’deki Afet Konutları’na kurulan geçici kampın yönetimini üstlenmiş durumda. Komisyonda Baro, Eğitim Sen, KESK gibi sivil toplum kuruluşları var. Afet konutları aslında 1990’lardan kalma, içinde zar zor barınılacak yapılar. 21 konutta dört aile, yani yaklaşık 2324 kişi birlikte yaşıyor. Mobil sağlık ekibi devamlı kampta, bir doktor nöbet tutuyor. Silopi’nin merkezinde de 1000’e yakın l CHP: IŞİD’e değil Ezidilere pasaport soruluyor İnsanlık dışı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Silopi’ye giderek Ezidilerle görüşen CHP genel başkan yardımcıları Veli Ağbaba, Sezgin Tanrıkulu ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, dün TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gözlemlerini anlattılar. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, katliamdan kaçan Ezidilerden pasaportu olmayanların Türkiye’ye girmelerine izin verilmediğini, ancak IŞİD üyelerinin geçişinin Türkiye tarafından sağlandığını söyledi. Tanrıkulu, “Vahşetten kaçan insanlara maalesef pasaport soruluyor. Kiminin 5 yaşındaki çocuğu kalmış, babası kalmış, aileler paramparça olmuş. Şimdi anneler girmiş, babalar girmiş buraya, çocuklar Zaho’da. Bu insanlık dışı davranışı neyle açıklayabiliriz” dedi. E Ezidi aile evlerde misafir ediliyor. Geçici kampın hemen yakınlarından kanalizasyon geçtiğinden Silopi Acil Komisyonu, 100150 dönümlük bir araziye kalıcı bir kamp kurup kurulmamasını tartışıyor. Cizre’deki geçici kamp ise henüz tamamlanmamış, sanayi bölgesi binaları ahalinin yardımlarıyla geçici bir kamp olarak oluşturulmuş. Yaklaşık 740 kişi kalıyor. Elektrik sorunu olmadığından 40 dereceyi bulan sıcaklıkta yerel ahalinin yolladığı klimaları da çalıştırabiliyorlar. Belediye Başkan Yardımcısı Metin Bayik, belediye meclisi üyesi Şerafettin Elçi ile sığınmacılar için seferber olmuşlar. Bütün yapılan yardımlar bir deftere kaydediliyor. Yetkililer ise iki yerdeki sığınmacıların Aynı aileden bir kişiye çıkma izni da Midyat’ta kurulan kampta toplanmasını istiyorlar. Ancak yerel ahalinin ilgisinden memnun Ezidiler isteksiz. Cizre’den geçenlerde Midyat’a gönderilen beş otobüsten ikisi sığınmacılarla birlikte geri dönmüş. Sait Müşhan ve ailesi Midyat’tan dönenlerden. Çadırlardan oluştuğu için 40 dereceyi bulan sıcakta elektrik sorunu olduğunu, bir aileden bir günde sadece bir kişiye dışarıya çıkma izni verdiklerini anlatıyor. Ezidilerin bir başka çekincesi de Midyat’taki kampa yakınlarda 2 bin Suriyeli Arap’ın getirilmiş olması. İki geçici kampta da kimse BM’nin ismini duymamış, hiçbir insani yardım da gelmemiş. Silopi geçici kampına sadece bir Amerikan konsolosluk görevlisi uğrayıp durumlarını sormuş. Türkiye’den ise resmi bir yetkiliye rastlamamışlar. davranış l CENEVRE (AA) Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Adrian Edwards, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) saldırılarından kaçarak evlerini terk eden yaklaşık 500 bin Iraklıya bu hafta yardım ulaştıracaklarını bildirdi. Edwards, BM Cenevre Ofisi’nde yapılan basın toplantısında Irak’a gidecek yardımların, Ürdün’den hava ve karayoluyla, Türkiye’den karayoluyla ve Dubai’den İran’a deniz yolunun ardından Irak’a karayoluyla ulaştırılacağını belirtti. 500 bin Iraklıya yardım bu hafta Türk çocuğa tecavüz iddiaları üzerine Suriyelilerin işyerlerine saldırıldı İskenderun da karıştı Hatay’ın İskenderun ilçesi Barbaros Mahallesi’nde ailesi kafe işleten 14 yaşındaki bir Suriyeli çocuğun, aynı mahallede yaşayan 9 yaşında bir erkek çocuğa tecavüz etttiği iddia edildi. İskenderun Devlet Hastanesi’nde yapılan muayenede tecavüz bulgusuna rastlanmadı. 14 yaşındaki Suriyeli çocuk gözaltına alınırken ailesi de sığınmacı kampına yerleştirilmek üzere Hatay Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne gönderildi. Olayın duyulması üzerine dün akşam toplanan mahalleli Suriyelilerin işyerlerine saldırdı. Korkan Suriyeliler ise dükkânları kapatarak bölgeyi terk etti. Suriyelileri istemediklerini söyleyen mahalleli, “Burası Gaziantep olur. Savaştan kaçıp geldiler diye sahip çıktık. Şu olanlara bakın” dedi. Olay yerine giden İlçe Emniyet Müdürü Cengiz Başar, “Varsa suçu, kanunlar cezasını verecek” dedi. Ancak gruptan bazı kişiler Suriyelilerin işyerlerine taşlarla saldırdı. Polis, saldırganlara copla müdahale etti. (AKIN BODUR) DÜZELTME 17 Ağustos 2014 tarihinde gazetemizde ‘35 kuruşluk iptal’ başlığıyla yayımlanan haberde şirket isimleri yazılırken yanlışlık yapılmıştır. Osmangazi Belediyesi’nin belirlediği yaklaşık maliyetin yalnızca 35 kuruş üzerinde teklif veren şirket Ortem Temizlik A.Ş. olacaktır. Kamu İhale Kurulu’na Ortem A.Ş.’nin yaptığı şikâyet üzerine iptal edilen ihalede Gintem Madde Yönetimi A.Ş. yaklaşık maliyetin 350 bin TL altında teklif vermiştir. Osmangazi Belediyesi’nin açtığı diğer ihalede de yaklaşık maliyetin 31 kuruş üzerinde teklif veren şirket yine şikayetçi Ortem A.Ş.’dir. İhaleyi ise Reis Turizm Taşımacılık Şti. almıştır. Düzeltiriz, okurlarımızdan ve Gintem Madde Yönetimi A.Ş.’den özür dileriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear