23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP MYK’de ulusalcı vekillerin çıkışı ve seçim sonuçları masaya yatırıldı 5 avunup yeni lider arayacakları yerde, kendilerini sorgulasınlar... AKP 12 yıldır nasıl iktidarda kalabiliyor, 9 seçim kazanıyor? AKP ve MHP yavaş yavaş kumsala yayılırken CHP, Türkiye’nin partisi niçin olamıyor? Sosyal demokrat bir parti olamadığı için! CHP tabanı asla “derin milliyetçi” değil, emeksermaye çelişkisini özümseyen bir yapıdır... CHP’liler ölülerle yaşamaz, ölüleri anar! Bugün CHP Parti Meclisi’nde, TBMM’de, örgütlerde sosyal demokrasi bilincinde çok değerli siyasetçiler, bilim insanları vardır! Türkiye 12 yıldır tek parti tarafından yönetiliyor... Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan düşünce özgürlüğü gerçekleşti mi? Bugün “Kılıçdaroğlu istifa etsin” diyen milletvekilleri, seçim bölgelerinde çalıştı mı? Hayır! CHP’de, parti içinde disiplin yok ama CHP’nin yenilikçilik yolunu kesenler azçok... Amaçları 1999 seçimlerinde olduğu gibi CHP’yi yüzde 10 engeliyle karşı karşıya getirmekse o başka bir şey... HHH Yaşanmışı yeniden yaşamak istediğinde şaşırırsın... Çünkü belleğinle yaşarsın! Yolunu çizebilmek için, geçmişle değil bugünle yaşamak, geçmişin güzel yolculuklarını anımsamak gerek... Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP’de olduğu gibi... Toplumu kucaklayarak! Din, dil, ırk, inanç, mezhep ayrımcılığı yapmadan, partini yıpratmadan, liderine ve parti yönetimine tuzak kurmadan... Parti yönetimine basın toplantısı düzenleyerek “çekil git” demeden... Sosyal medya üzerinden eleştiri yapmadan! Yüz yüze! Kurultaylarda kürsüye çıkarak! Başta söyledim, yineleyeyim: “İnsan yapısında duyguların değil, bilgilerin arşivi güçlüdür!” Sakın unutmayın! HHH CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş’ın şu çağrısına kulak verilsin önce... Bu çağrı çok önemli: “CHP’nin her şeyden önce ideolojsini, temel değer ve ilkelerini netleştirmesi; sağ, muhafazakâr ve liberal anlayışlardan farkını net olarak ortaya koyması gerekir. Aynı biçimde örgüt yapısını, organlarının işleyişini ve adaylarının belirlenmesini de çağdaş solun demokratik anlayışına uygun yapılanmaya dönüştürmelidir. CHP bir üye ve program partisi haline getirilmelidir. İdeoloji ve söylemde bütünlüğü sağlamalıdır.” Kurultay ve disiplin şimdilik yok AYŞE SAYIN ANKARA CHP yönetimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunu “başarısızlık” olarak değerlendiren ve parti yönetimine bayrak açan parti içi muhaliflerle ilgili şimdilik disiplin sürecini işletmeme kararı alırken Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da olağanüstü kurultay toplamayı düşünmediği öğrenildi. Seçimin ardından CHP MYK dün ilk kez toplandı. Toplantıda çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçimi ilk turda kaybetmesinin nedenleri ve parti içi muhaliflerin çıkışı masaya yatırıldı. Bazı MYK üyeleri, seçim sürecinde çalışmayan ve partinin adayı aleyhine açıklamalar yapan muhalifler hakkında disiplin sürecinin işletilmesi gerektiğini savundu. Ancak böyle bir durumun söz konusu miletvekillerini mağdur edip gereksiz yere büyütmek anlamına geleceği de düşünülerek bu yöntem benimsenmedi. Kurultay isteyen vekillerin tabanda ve delege bazında tabanları olmadığı ve kurultay için gerekli imzayı toplayamayacakları ve tartışmanın da bir süre sonra sona ereceği değerlendirmesi yapıldı. Kulislerde Kılıçdaroğlu’nun şimdilik gündeminde kurultay olmadığı ancak gerekli görmesi halinde kendisinin istediği bir tarihte baskın kurultaya gidebileceği konuşuluyor. CHP’li bir yönetici “Birileri istedi diye genel başkan kurultay yapmaz. İsteyenler imzayı bulsun. Şu anda genel başkanın bir güven tazelemeye de ihtiyacı yok” görüşünü dile getirdi. Toplantıda seçimlerde alınan sonuç da değerendirildi. Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar, çatı adayı projesinin doğru bir seçim olduğunu ancak seçim sürecinde 3 konuyu öngöremediklerini belirtti. Şenatalar, “AKP seçmeninden oy gelecek diye bekledik ama gelmedi. İkinci nokta CHP seçmeninin katılımının bu kadar düşük olacağını öngöremedik. Üçüncüsü MHP seçmeninden özellikle İç Anadolu’da bu kadar oy kayacağını tahmin edemedik. Aslında seçimin ikinci tura kalması hiç zor değildi. Yaklaşık 2.5 puan ve bir milyon seçmenin oyu seçimleri ikinci tura bırakırdı” dedi. Şenatalar’ın seçmenin tümü esas alınarak Tayyip Erdoğan’ın yüzde 38 ile seçildiğini savunup bu nedenle meşruiyet tartışması açmanın doğru olmadığını ancak 17 Aralık dosyası nedeniyle “şaibeli” olduğuna dikkat çekti. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da yerel seçimlerle Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının kıyaslamasına ilişkin bir sunum yaptı. CHP, Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’ndaki yemin törenine katılıp katılmamayı ise başbakanlıktan istifa edip etmemesine göre netleştirecek. Erdoğan’ın seçim sonuçlarının Resmi Gazete’de ilan edilmesiyle görevi bırakmaması durumunda, Erdoğan’ın Genel Kurul’da protesto edilmesi üzerinde duruluyor. Kesin sonuçlar açıklandıktan sonra Erdoğan’ın başbakanlıktan ayrılmasının zorunlu olduğu aksi takdirde bunun bir “devlet krizi”ne dönüşeceği değerlendirmesi yapılan toplantıda, bu durumun da büyük bir ekonomik krizle sonuçlanabileceği vurgulandı. Toplantıda, bu konudaki hukuksuzluğun halka anlatılması gerektiği üzerinde duruldu. Ölüler Anılır, Ölülerle Yaşanmaz... İnsan yapısında duyguların değil, bilgilerin arşivi güçlüdür... Yaşamı yeniden yaşamak isteği, düşüncelerin boy vermesiyle olur. Duygu aklın, bilimin süzgecinden geçerse coşku yüreğini küt küt attırır. Anılaşmak bir anlamda ölmek demektir! Ölüler anılır, ölülerle yaşanmaz... Türkiye’nin yol haritası, demokrasinin laiklik temelinde yükseleceği, özgürlüklerin böyle filizleneceği Cumhuriyetin ilk yıllarında belirlenmiştir... Belleğiyle yaşamaya çalışanlar, hep şöyle derler: “Nerede o güzel günler!” O güzel günler hiçbir zaman gelmemiştir, sanayileşmemiş, demokrasisi ve özgürlükleri gelişmemiş toplumlarda... O bir avuntudur! Güzel günler insan belleğinde bilgi birikimiyle, deneyimle birlikte gelir... O yüzden yaşanmışı yeniden yaşamak istediğinde şaşırır, eski günleri anımsamakla yetinirsin. Bu doğru değildir! Bugün siyasette yaşanan budur, o nedenle eski günleri “güzel günler” olarak anımsarsın! HHH Erdoğan’ın başbakanlık görevinin düştüğünü savunanlardan biri olan Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, aynı zamanda bir bilim insanı. Kamalak, anayasa hukuku profesörü... Diyor ki: “Erdoğan’ın bundan sonra yapacağı işlemler anayasaya göre suç olur!” CHP de aynı görüşte olduğu için Tayyip Erdoğan’ın “başbakanlığı ve parti başkanlığı”nı yargıya taşıdı. Yargıtay’a başvuran CHP, anayasanın 101 ve 102. maddelerine göre Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği anda öteki görevlerini bırakması gerektiğini öne sürdü. İşte bu sırada üçbeş CHP milletvekili ortaya çıktı ve Kemal Kılıçdaroğlu’na rest çekmeye kalkıştı... Gerçekten bu olay beni hiç şaşırtmadı... Amaçları ne? Kimilerinin koltuk hırsı, Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna oturmak, 1999 seçimlerinde olduğu gibi CHP’yi yüzde 10 barajının altına düşermek mi? HHH Ne var ki yaşanan artık anılaşmış, bellekteki iz, ağacından kopan bir yaprak gibi solmuştur... CHP’liler didişecekleri, anılarla Kılıçdaroğlu’na bayrak açan Muharrem İnce ‘seçimle geldiği’ için grup başkanvekilliğinden istifa etmeyecek ‘Partim gözlerimin AYŞE SAYIN ANKARA 30 Mart yerel seçimleri ve ardından yapılan cumhurbaşkanı seçimlerini başarısızlık olarak nitelendirerek parti yönetimini eleştiren CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, bugün düzenleyeceği basın toplantısıyla başlatacağı liderlik mücadelesinin gerekçesini açıklayacak. İnce’nin, son iki seçimde alınan sonuçların 2015 genel seçimleri için de “iktidar umudu” vaat etmediğini belirtip bu duruma “hem Türkiye’nin hem de partinin kötü gidişine dur demek için” yola çıktığını söylemesi bekleniyor. Cumhuriyet’in konuya ilişkin sorularını yanıtlayan İnce şunları söyledi: “Sayın Genel Başkan’ın benim yaptığım grup başkanvekilliğinden bir şikâyeti varsa, yetersiz buluyorsa, beceriksiz buluyorsa, AKP ile iyi mücadele edemediğimi düşünüyorsa, altı oka ve CHP’nin kurucu felsefesine aykırı açıklamalar yaptığımı düşünüyorsa, bunu doğrudan veya dolaylı olarak söyleyebilir. Sokakta kamuoyunda benimle ilgili ‘Bu işini yapamıyor, sizin vekâletinizi yerine getiremiyor, derdini iyi anlatamıyor’ gibi şikâyetler alıyorsa ben vekâletini bırakmaya hazırım. Ama atama ile gelmedim. Kırmızı plaka meraklısı değilim. Zamanı geldiğinde bırakırım. Derdim ülkenin kötü gidişiyledir. Derdim partinin gözlerimin önünde eriyip gitmesidir.” önünde eriyor’ ‘3 konuda yanıldık’ CHP yönetimi ve yenilikçilerden ulusalcı kanada sert tepki: Önce hesap versinler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP yönetiminden, “kurultay ve istifa” çağrısı yapan ulusalcı milletvekilleri ve muhaliflere sert yanıt geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, “İlk turda, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığına partili olmalarına rağmen destek vermeme, alanda sorumluluk almama ve katılımın azalması yönünde tercihlerde bulunma yolunu seçenlerin, eleştiriden önce kendi tavırlarını etik olarak da sorgulamaları gerekmektedir” sözleriyle muhaliflere yüklendi. Koç, CHP’deki olağanüstü kurultay toplama koşullarının belli olduğuna işaret ederken parti yönetimi konusunda örgütlere “imza vermeyin” gibi bir telkinleri de olmayacağını söyledi. CHP MYK dün Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplandı. Toplantı sürerken açıklama yapan Koç, cumhurbaşkanı seçimi sonrasında AKP içinde başlayan tartışmalara dikkat çekti. AKP açısından ortalığın “toz duman” olduğunu belirten Koç, “Kimin eli kimin ceCHP Sözcüsü Koç, MYK toplantısı sürerken düzenlediği basın toplantısında kurultay için delegelere imza baskısı yapmayacaklarını açıkladı. İstifa etmezse protesto binde belli değil bu süreçte, tam da bu ortamda ‘hayır AKP gündemde olmamalı, gündeme biz CHP olarak kendimizi taşımalıyız’ diyen istirahattaki CHP’li arkadaşlarımızın açıklamaları geldi” dedi. Tam bu aşamada CHP içinden yükselen muhalif sesleri “turfanda açıklamalar” olarak nitelendiren Koç, şu görüşleri dile getirdi: “Burada ilke söz konusu değildir, burada ‘ben yakın dönem siyasi beklentimi, çıkarımı nasıl sağlarım’ güdüsü maalesef ön plandadır”. Olağanüstü kurultay isteyen muhaliflerin, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, alanlarda çalışmadığı gibi katılımın azalması için çaba harcadıklarını savunan Koç, muhaliflerin öncelikle bu konuda etik olarak kendilerini sorgulamaları gerektiğini söyledi. Koç, “Bugün hesap soruyoruz diye ortaya çıkanların öncelikle kendilerinden hesap sorulması gereken kişiler olduğu herkesin bilgisi dahilindedir” dedi. Batum: Parti yönetimi çalışmamızı engelledi AYŞE SAYIN Başlıktaki benzetmeden alınganlık gösterecek samimi CHP’liler hoş görsünler ama daha iyi ve daha cuk oturan bir halk deyimi bulamadım. Belki yoktur da… Bu yazı ise o halk deyiminin CHP için geçerli olup olamayacağını tartışmaya çalışıyor. Soru yalın: CHP’de patlak veren ve patlak vermesi kesinlikle bir sağlık fırsatı yaratan çekişme, tellak değişikliği ile mi sınırlı kalacak yoksa tepeden tırnağa, programdan ülke sorunlarına somut çözüm önerilerine uzanan sahici bir yenilenmeye mi dönüşecek? Yani eski hamam eski tas olacak da tellaklar mı değişecek, yoksa hamam mı? Başlıktaki “hamam” benzetmesi kabul edin ki CHP’nin bugününe cuk oturuyor. Ağustos sıcağında partinin içi pek ısındı; kazanlar kaynıyor… Bunun şaşılacak bir yanı yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminden neresinden bakarsak bakalımCHP yenik çıktı. MHP ile el ele tutuşup bulunan cumhurbaşkanı adayı formülü tutmadı. Sandık başına gitmeyen 13 milyon seçmen içinde CHP seçmeninin oranı galiba CHP Hamamında Tellak Kavgası en yüksek olanı. Nitekim Ekmeleddin İhsanoğlu’na başlangıçta da karşı çıkan parti içindeki milliyetçi kanat kılıcını çekti ve en tepeden kelle istedi. Ankaralı meslektaşlar yanılmıyorsa, partinin ağır toplarından Muharrem İnce de o kervana katılıyor. Yarın yeni kelle avcıları da ortaya çıkarsa kimse çok şaşırmayacak. Sanmıyorum ama diyelim milliyetçi kanat CHP’nin yönetimini ele geçirdi, CHP’de ne değişmiş olacak? CHP aslında gümbür gümbür iktidara yürüyecek de, 1970’lerde Ecevit hareketinde olduğu gibi seçmenler akın akın CHP’ye yönelecek de buna Kılıçdaroğlu ve ekibi mi engel oluyor? Bunu ileri sürenler, söylediklerine sanırım kendileri bile inanmıyorlar. Yaşı uygun olanlar hatırlasın, Ecevit hareketi “Toprak işleyenin, su kullananın… Tekellerin bizi kuşatmasına izin vermeyeceğiz” gibi o yılların Türkiyesi için anlamlı ve etkili sloganlarla silkinmiş; yüzünü emekçilere, köylülere çevirmiş; devletin partisi olmaktan halkın partisi olmaya yönelmiş; “ortanın solu”nda bir parti olmaya çabalamıştı. Bunu başarıp başaramadığı ki başaramadıbu yazının konusu değil. Ama o hareket, “Kemal Satır’giller gitsin, Ecevit ve ekibi gelsin” sığlığında bir tellak değişimi ile sınırlanmayan bir siyasal çıkıştı. Nitekim 12 Mart sonrasındaki ilk seçimde sandıktan hükümeti kuracak parti olarak CHP çıktı. Dört yıl sonra, 1978’de de yüzde 42’lik bir seçmen desteğine kavuştu… Bugünkü CHP öylesine bir çıkış yakalayamazsa artık ana muhalefet partisi bile olamayacağı günleri görebilir. Daha iddialı söyleyeyim: Görür. HHH Birkaç gün önce Tırmık’ta yazıldı. Yineleyeceğim: l Kürt sorununun barışçıl çözümü için CHP ne öneriyor? l Kıbrıs kördüğümünün çözümü için CHP’nin önerisi ne? l AB üyeliği konusunda CHP’nin tutumu ne ve üyelik için hangi adımları atmak için kolları sıvayacak? l AKP elebaşılarının ekonominin motoru olarak seçtikleri inşaat sektörüne karşı ya da en azından onun yanı sıra yönelecekleri ekonomik alan ne? l Doğalgaz ve petrole sımsıkı bağımlı kılınmış, üstüne nükleer santral ile tüy dikmeye hazırlanan AKP’nin enerji politikalarına karşı CHP ne öneriyor? l “Komşularla sıfır sorun” deyip her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran Davutoğlu’nun dış politika çizgisi yerine CHP komşularla ve komşu olmayanlarla sahiden sıfır sorun hedefine ulaşmak için önümüze nasıl bir dış politika projesi koyuyor?.. HHH Saymaya, sıralamaya devam etmeyeyim değil mi? Türkiye’de demokrasinin serpilip gelişmesi, zenginleşmesi, derinleşmesi için CHP’nin göz ardı edilemeyecek bir siyasal güç olduğu kanısındayım. Ama sadece tellak değişimiyle yetinilirse engel ve ayakbağı olacağı kanısındayım da... Ya siz?.. ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na seçim bölgesinde eşlik etmemek ve çalışmamakla suçladığı Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, “Parti yönetimi bana ve Emine Ülker Tarhan’a, hafta sonları bile Ankara dışına çıkmamamız için yazı gönderdi. Yani çalışmalara özellikle katılmamamız istendi” dedi. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamanın kurultay ve istifa çağrısında ne kadar haklı olduklarını ortaya koyduğunu belirten Batum, temmuz ayı başında, milletvekilleri seçimde görevlendirilirken kendilerine grup yönetiminden bir yazı geldiğini ve “hafta sonları dahil” Ankara’da kalmalarının istendiğini belirtti. Batum, şöyle konuştu: “Eğer yaptığı görevlendirmeye rağmen bunu söylüyorsa, bu çok kötü. Yok eğer birileri haberi olmadan böyle bir yazı gönderdiyse bu daha da kötü. Çünkü bize görev verilmediğini o tarihte tüm gazeteler yazdı. Çünkü bize ‘mazeretli bile olsanız Ankara dışına çıkmayın’ dendi.” Kılıçdaroğlu’nun suçladığı isimlerden Birgül Ayman Güler de 17 Temmuz tarihli kendilerine gelen yazıda Ankara’dan ayrılmamalarının istendiğini söyledi. Genç: Oy pusulası yasaya aykırı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Kamer Genç, Cumhurbaşkanlığı seçiminin iptali için Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. Yasada, oy pusulalarında sadece adayın “adı, soyadı yer alır” ibaresinin oluduğunu anımsatan Genç, seçim için bastırılan pusulalarda adayların resimlerinin de yer aldığına dikkat çekti. Genç, “Adayların resimlerinin olması, adayların fiziksel görüntüleri bakımından avantaj ve dezavantaj kazandırması yönünden anayasadaki dürüst ve eşit seçim ilkelerine açıkça aykırıdır” diye konuştu. Kart’tan Özal ve Demirel örnegi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Atilla Kart, cumhurbaşkanlığı seçimi kesin sonuçlarını 15 Ağustos’ta açıklanmasının beklendiğini anımsatarak Tayyip Erdoğan’ın milletvekilliği ve parti genel başkanlığının bu tarihte düşmesi gerektiği görüşüyle Yargıtay Başsavcılığı’na başvurduğunu anımsattı. Başsavcılığın AKP’ye yazı yazarak genel başkanlık makamının boşaldığını bildirmesi gerektiğini belirten Kart, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı seçildikten sonra göreve başlamadan önce başbakanlığı bıraktığını anlattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear