22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 MAYIS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Siyaset Ticaret Dayak Soma’da işçi kardeşlerimizin katledilmesinin bir kirli siyasetticaret ilişkisi olduğunu CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, çok çarpıcı bir biçimde dile getiriyor. Hasan Ören’e göre, olayın tek gerçek nedeni “siyasetin sermayeye, maden sahiplerine tahakkümünden”, “maden sahiplerinin de siyasetin istediğinin karşılığını verdiğinde siyasetten istediklerinden” kaynaklanıyor. Savını kanıtlamak üzere de önemli ipuçları veriyor Hasan Ören: “Siz, Soma’da belediye başkanlığını kazanmak için alın teriyle geçinen, hayatını hiçe sayıp yüzlerce metre aşağıya inen o insanları maden sahibinin baskısı altında tutar iseniz, hangi siyasi partiye oy vereceğini anlatmaya çalışır iseniz, belediye başkanlığı seçimlerinde AKP’ye oy verilmediğinde madenlerin kapanacağını, yeni ruhsatların, yeni ruhsat yerlerinin açılmayacağını anlatır, maden sahiplerini sıkıştırır, onlara ‘üretimi artır’ baskısını yaparsanız, 301 evladımızın cansız bedeniyle karşı karşıya kalırız.” Hasan Ören’in anlatımıyla dahası da var: “Siyasetin talebini maden sahibi karşılamayacak mı? Yani, binlerce insanı, Başbakan Manisa’ya geldiğinde, baretlerini kafasına geçirerek, yüzlerce otobüs tutup yevmiyelerini vererek Başbakan’ın miting alanına sokmayacak mı? Sokacak. Ama onun karşılığında bir şey istemeyeceğini mi zannediyorsunuz? İşte, sermaye de karşılığını istiyor. Diyor ki: Evet, ben senin dediklerini yaptım. Şimdi, Soma’nın yaşamını da bana teslim edeceksin. Sendikayı ben belirleyeceğim. Kimin delege olacağına ben karar vereceğim. Kimin yönetim kuruluna gireceğine ben karar vereceğim. Sanatına ben karar vereceğim. Spor yaşamında ben olacağım. Daha da önemlisi, sana siyasette taşıdıklarımın karşılığını istiyorum. Sayın Çalışma Bakanı, bana da gönderdiğin müfettişlerin ne zaman geleceğiyle, neye bakacağıyla ilgili bilgiyi de bir hafta önceden isterim.” Bu siyasetticaret ilişkisinin sonucu belli: 300’den fazla ölü ve yaslı yakınlarına bizzat Başbakan ile müşavirinden dayak! 2 Kat Fazla Üretim CHP’li Aykut Erdoğdu, Soma’daki madene ilişkin bir Sayıştay raporunu açıkladı. Raporda, “Sözleşme kapsamında 2012 yılı içerisinde 1.5 milyon ton program üretime karşılık maksimum 1.5 milyon ton planlanmış 3 milyon 816 bin ton kömür üretimi gerçekleştirilmiştir” saptaması yazılıymış. Öyle anlaşılıyor ki, ocakta planlananın iki katından fazla üretim yapılmış. Aykut Erdoğdu’nun ifadesiyle de, daha fazla üretim yapmak için işçiler adeta kırbaçlanmış, sürülmüş, dayıbaşları tarafından ezilmiş. İşçi ne kadar çok kömür çıkarıyorsa, şirket o kadar devlete yüksek fiyattan kömür satmış, kârına kâr eklemiş. Sorulacak hesap çok da, kim soracak? Vefa Bir köşe yazısında bazen ne istediğini anlatabilmek o kadar zordur ki... Bir de buna yanlış anlaşılmak eklendiğinde, işte o zaman iş daha da zorlaşıyor. Bu bütün çekincelere rağmen, bu yazıyı yazmak boynumun borcudur. Son dönemde Silahlı Kuvvetler’in toplum tarafından belki en çok eleştirildiği konu, silah arkadaşlarının birbirlerine göstermedikleri o “vefaydı”. Hatta bunu, Sayın İlker Başbuğ da birçok yerde dile getirmişti. Silahlı kuvvetler personelinin başına gelenler, aynı dönemde toplumun başka kesimlerinin de başına gelmiş ama onlar çok daha fazla dayanışma göstermişlerdi. “Omuz omuza mücadele eden silah arkadaşlarının, barış zamanında birbirlerinden esirgemiş olduğu dayanışma ruhunu, olası bir savaş durumunda nasıl gösterebileceği” toplumda büyük bir şaşkınlık yarattı. Askerlik yapanlar iyi bilir ki, takım olamayan herkes aslında bir hiçtir. Peki, ne olmuştu da aldıkları eğitimin nerdeyse tamamı birbirine sadakat, adanmışlık ve vefa olan bu askerler bunları gösterememişlerdi? Bunun birçok nedeni var, ama asıl neden; “yıllardır bazı iç sorunların görmezlikten gelinerek ortaya çıkan adaletsizliktir. Hakkının yendiğini veya hakkaniyet ve liyakatin anlam ifade etmediğini gören personel birbirinden uzaklaşmaya başlamıştır. Küçük hesaplar uğruna gelecek kuranlar yüzünden idealizm anlamsız bir hale dönüşmüştür. İdealizm ve inancın olmadığı bir yerde de vefa yalnızca mahalle ismi olarak anılır.” Daha önce “olağan şüpheliler” yazısında da bahsettiğim üzere, süreci doğru okuyamazsak nerede yanlış yaptığımızı bilemeyiz. Bu yazımı, haksız davalar yüzünden hapis cezası alan veya geleceğini kaybeden kişilerin başka bir açıdan bakarak okumasını rica ediyorum. Sanırım üzmek isteyeceğim son kişiler onlar olacaktır ama yaşananları doğru anlatamazsak mezun olduğumuz okulların veya görev yaptığımız kuvvetlerin anlamı da kalmayacaktır. Uzun tutukluluk nedeniyle cezaevinde bulunanlar neredeyse üç Genelkurmay Başkanı dönemini de gördüler. Yaşananlara aile yakınları ve sevdikleri de şahit oldular. Ben her birine bazı sorular sormak istiyorum. Cezaevinde sizlerle ne kadar ilgilenildi? Ailenizin ve yakınlarınızın sorunları için nasıl adımlar atıldı? Cezaevi koşullarında yaşadığınız sorunların çözümü için neler yapıldı? Bu üç dönem içinde hangisinde daha fazla general seviyesinde sizinle yüz yüze temas kuruldu? Mali sorunlarınızın ne kadarı çözüme kavuşturuldu? Bu sorulara yanıt verilmesi hem bizler, hem de toplum açısından çok önemli. Siz cevap verin ki; bir eksik varsa bizler elimizden gelen desteği verelim. Siz cevap verin ki; ak koyun, kara koyun ortaya çıksın. Siz cevap verin ki; toplum kendisini rahat ve güvende hissetsin. Toplum sırt sırta, omuz omuza vermiş bir silahlı kuvvetlere sahip olduğu bilinciyle evinde rahat uyusun. Aslında bu soruların büyük bir kısmının cevabını biliyorum ama asıl muhataplarının cevaplarını vermesini rica ediyorum. Herkes bir cevap verdikten sonra, elbette benim de üstüne ekleyeceklerim olacaktır. Sizlere sadece şöyle bir ipucu verebilirim; çıkacak sonuçlar inanın sizlerin ezberlerini bozacaktır. Yeniden yargılanma sürecinin konuşulduğu bir dönemde, sivil otorite ile karşılıklı görüşebilen ve ihtiyaçları birinci ağızdan kendisine iletilebilen bir Genelkurmay Başkanı’nın ve ekibinin, haklarının iadesini bekleyenler için bir şans olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bunun aksini düşünenler de olacaktır. Hatta bu söylemimi, yandaş olmakla itham edenler de olacaktır. Benim fikrimin aksi görüşte olanlar ne düşündüklerini de açıklamak zorundadır. Lafları ağızlarında geveleyerek haksızlığa uğramış Silahlı Kuvvetler personeline hiçbir faydaları olmayacaktır. Soruların cevaplarını açıklayalım ki iyi bir şeyler yapmak için çalışan insanlar kendilerinde daha fazla güç bulsunlar. İyiliklerin çoğalması bazen küçük bir teşekküre, bazen de avuç dolusu alkışa ihtiyaç duyar. Bir kusurumuz varsa affola. Reddi İlhak CHP’nin kitle örgütleri ile görüşerek Cumhurbaşkanlığı için destek arayışı, MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini CHP’nin önünde ikinci parti olarak bitirme hedefi karşısında bir ön alma çabası olarak görülüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de karar kıldığı, ancak başka isteklilerin örneğin Deniz Baykalolası muhalefetlerini göğüslemek için Büyükerşen’i parti adayı olarak şimdiden ilan etmeyi uygun bulmadığı söyleniyor. Bir başka duyum da örgütlerden: CHP tabanı, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra olası bir kurultay için bir süredir dalgalanmaya başlamıştı. O hareketliliğin giderek ivme kazandığı, Kılıçdaroğlu’nun partide “yeni” nitelemesiyle birlikte oluşturduğu yapı ve kadrolara karşı bir güçlü iç muhalefete dönüşme eğilimi gösterdiği, ancak henüz dağınık olduğu ifade ediliyor. Kendilerini bir tür “Reddi ilhak hareketi” olarak görüyor bu taraf. Başta Türkİş olmak üzere birçok sendikayı ele geçirdiler. Kendilerine benzettiler. Sıra geldi, bugüne değin hep dik durmakta olan meslek odalarına... Daha önce kimi odaların idari ve mali denetimi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmişti. Geçen hafta yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararıyla da, geri kalan birçok odanın idari ve mali denetimi çeşitli bakanlıklara dağıtıldı. Hale bakar mısınız? 17 Aralık soruşturmaları ve Soma katliamı sonrası denetlenmelerinin bir zorunluluk olduğu, hatta başlarındaki bakanların yargı önünde hesap vermesi gerektiği anlaşılan bakanlıklar, meslek odalarının ensesinde boza pişirecek! Bir de çıkmışlar diyorlar ki, “Soma’ya da ulaştık, Somali’ye de...” Somali’ye döndüğümüz kesin. Denetim Nereye? Sürekli bağırıyor. Sesi ısırıyor, etimizden et koparıyor... Küfür, tekme, tokat gırla. Polisler, yurttaşları kurşunluyor güpegündüz sokakta. Tükürün diyor, yüksekten, büyük bir kinle... Atın şunu diyor, böbürlenerek... Kıyın diyor, göz açtırmayın diyor, arkanızda ben varım diyor, hınçla... “Ölmüştür, gitmiştir” diyor, öfke dolu bir duygusuzlukla. Kulaklarımız uğulduyor, başımız ağrıyor, midemiz bulanıyor. Nereye... Nereye kadar? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Milas’ta Turhan Selçuk’lu iyimserlik OLCAY AKDENİZ MİLAS Milas Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’in dördüncü kuruluş yıldönümü nedeniyle, büyük çizgi ustasının, Voltaire’in “Candide” (İyimserlik) kitabının Server Tanilli’nin yaptığı çevirisine çizdiği karikatürlerin sergilenmesine başlandı. Milas Belediyesi’nin ev sahipliğinde açılan “Turhan Selçuk’un Çizgileriyle Candide ya da İyimserlik” sergisinin açılışına onur konuğu olarak Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk, Karikatürlü Ev’in kurucusu gazetemiz çizeri Kamil Masaracı, Hürriyet gazetesi çizeri Latif Demirci de katıldı. Törende konuşan Ruhan Selçuk “Karikatür dünyasının duayen ismi Turhan Selçuk 1993’te düşünce hayatının önemli isimlerinden olan ve ‘söylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı görüşte değilim, ancak onları söyleme hakkınızı ölünceye kadar savunacağım’ deyişiyle ünlü Voltaire’in Candide adlı kitabını yaratıcı görselliğiyle resimlendirmiş, kitabın Türkçeye çevirisini de Server Tanilli yapmıştı. Eseri içeren sergi ilk kez 1994’te Fransa’nın Strasbourg kentinde açılmıştı. Milas’ımız ikinci sergileniş yeri oldu” dedi. HARBİ SEMİH POROY BULMACA UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com SEDAT YAŞAYAN mahkuma piknik Uslu Üstün, Türkiye’deki cezaevlerini övdü TBMM (AA) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İtalya’da cezaevinde kurallara uyan mahkumlara ödül olarak eşi ve çocukları ile cezaevinin bahçesinde bir masada piknik ortamında yemek yeme imkânı tanındığını belirterek, bunun Türkiye’de de uygulanabileceğini söyledi. İtalya’daki temasları hakkında bilgi veren Üstün, iki yüksek güvenlikli cezaevini incelediklerini belirtti. Üstün soru üzerine “O cezaevleri bizim yapılmış Sincan, Silivri, Sakarya, Şakran gibi cezaevleri ile kıyas götürmez bile, bizimkiler çok çok iyi” yanıtı verdi. Genç kulaçlar yarıştı Haber Merkezi “TYFİÇDAŞ Türkiye Açık Su Yüzme Şampiyonası” Çanakkale Boğazı’nda yapıldı. Türkiye Yüzme Federasyonu (TYF) ve İÇDAŞ organizasyonu ile düzenlenen yarışlarda Türkiye genelinden 140 sporcu kulaç attı. Şampiyona sonunda 2013–2014 sezonu Açık Su Yüzme Milli Takımı aday kadrosu da belirlendi. Genç yüzücüler 2 kilometre, 5 kilometre ve 10 kilometre mesafelerinde yarıştılar. TYFİÇDAŞ Türkiye Açık Su Yüzme Şampiyonası’nda 10 kilometre mesafe 16 yaş erkeklerde Doğu Duru, 17 yaş erkeklerde Berkhan Sakal, 19 yaş erkeklerde Emre Öztürk birincilik kürsüsüne çıktı. Aynı mesafede 16 yaş bayanlarda İris Kılıç, 17 yaş bayanlarda İlayda Kaya birinci oldular. T.C. ÇAY İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/69 TLMT Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı takdirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 06/05/2014 NOT: Damga resmi, KDV alıcıya aittir, tellaliye satış bedelinden ödenir, iştirakçilerden, %20 oranında geçici teminat alınacaktır. l. İhale Tarihi: 01/07/2014 günü, saat 10:00 10:10 arası. 2. İhale Tarihi: 16/07/2014 günü, saat 10:00 10:10 arası. İhale Yeri : Yetişen Yediemin Deposu Yeni Sanayi Bitişiği Akşehir Yolu Üzeri Çay / Afyonkarahisar No: 1 Takdir Edilen Değeri TL.: 25.000,00 Adedi: 1 KDV: % 1 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri): 03 VK 189 Plakalı Fiat Marka, Fiorino 225 tipli, 2011 model, multijet, beyaz renkli, arkada koltukları olan, silindir hacmi 1248, ön lastikler iyi, arka lastikler yıpranmış durumda, boyası temiz vaziyette, 154.334 km’de, 199A20004129562 motor No’lu, NM422500000227014 şasi No’lu, ruhsatta 2 sıra koltuklu, camlı van olarak geçen araç * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 33924) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Bir tür ni 1 şasta helvası. 2 2/ Gereğinden çok yemek yi 3 yen... “Marifet 4 iltifata tâbidir 5 / Müşterisiz 6 zâyidir” (Mu allim Naci). 3/ 7 Litvanya’nın pa 8 ra birimi... Bazı 9 ağaçlardan sızan koyu ve şekerli 1 2 3 4 5 6 7 8 9 madde. 4/ Bir zaman 1 B A T I N İ L İ K birimi... Futbolda ka 2 E B E R M A T E leciyle savunma ara 3 S A D A K sında yer alan oyun 4 C A R E R K Ü R E cu. 5/ Bir şeyi kabul 5 T A M U E N İ K etmeyerek geri çevirE R A T M İ me... “Âşıka etmek 6 T E Z olmaz müptelâdır 7 D Ö L E K S E C İ n’eylesin” (Nefi). 6/ 8 O K E Y Eski Mısır’da güneş 9 M E Ş Ş A İ L E R tanrısı... Bir ilimiz. 7/ İslam inancına göre, kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacakları yer... Bir renk. 8/ Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme. 9/ Romatizma ağrısı... Tekel idaresine eskiden verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Güneş enerjisiyle işleyen otomobillere verilen ad. 2/ Şık, lüks ve gösterişli giyim tarzı... Oy. 3/ Vücudun kalçayla diz arasındaki bölümü... Soluk borusu. 4/ Asya ile Avrupa’yı ayıran dağ sırası... Başlıca, temel niteliğinde olan. 5/ Doğal ve tarihsel özelliklerinden dolayı koruma altına alınan alan... Eski dilde su. 6/ Parola... Mal ya da hizmet karşılığı yapılan ticaret. 7/ Bir tür hafif ve kaba ayakkabı... Tellür elementinin simgesi. 8/ Lokmanruhu... Güney Afrika Cumhuriyeti’nin plaka imi. 9/ Şişmanlamak ve kilo almaktan korkma biçiminde ortaya çıkan aşırı iştahsızlık.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear