26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2014 CUMA 4 HABERLER Demek Sivil Darbe Olabiliyormuş AKP ve Tayyip Erdoğan’ın iktidara geldikleri andan başlayarak bir sivil darbeyi adım adım gerçekleştirme peşinde olduklarını ve zaman içinde bunu başardıklarını on yıldan uzun süredir yazıyorum. Aynı uğraşı veren birçok meslektaşım da var. Buna karşılık, sivil darbeci Erdoğan takımı, hedeflerine doğru vahşi ve emin adımlarla ilerlerken, hep umacı olarak askeri darbeyi göstermekte ve gerçekleştirdikleri sivil darbeyle devletin yargı erkini eline geçirmenin yarattığı fırsatı kullanarak sahte deliller, yalancı şahitlerle hayali örgütler yaratarak yollarına devam etmekteydiler. Sivil darbeyi tamamlayan son taşın yerine konmasını sağlayan 12 Eylül 2010 referandumunda kendilerinin en büyük destekçileri olan “Yetmez ama evet”çilerin desteğiyle sivil darbeyi gerçekleştirenler, bu noktaya dikkat çekenlere “Olmaz öyle şey!” yanıtını vererek sivil darbe kavramının içinin boş olduğunu ileri sürüyorlardı. Türkiye’de demokrasinin karşısındaki tek tehdidin askeri darbe olduğunu sanan ve özgürlükler ile güvencelere, dengelere sivil tasallutu görmeyen hamakat da, sivil darbenin göz ardı edilmesini kolaylaştırıyordu. HHH Yasalar da yüzeysel okunuşuyla, sivil darbeyi öngörmüyor gibi algılanabiliyordu. Gerçekten de, gerek eski TCK’nin 146’ncı maddesi, gerekse yürürlükteki Türk Ceza Kanunu’nun “Beşinci bölümü”nde hep cebir, şiddet unsuru yer almaktaydı. Ancak hukukçuların da belirttiği gibi, söz konusu maddelerdeki cebir, şiddet kavramının anlamı, bu suçları işleyebilecek elverişli vasıtaları zorunlu kılıyordu. Yani üçbeş Kalaşnikof, ikiüç tabanca ile ne anayasal düzeni ne yasama organını veya hükümeti ortadan kaldırmak mümkün olabilirdi. Bunun için kolordu, ordu gerekirdi. Ama bir de manevi cebir denen bir unsur vardı ki, orada top tüfek olmadan, bir tek kurşun bile sıkmadan devletin erkini eline geçirip kullanarak anayasal düzeni değiştirmek mümkündü. Türk Ceza Kanunu’nun 309. maddesindeki anayasayı ihlal suçu Tayyip Erdoğan tarafından sivil darbe ile gerçekleştirilmiştir savı bu kavrama dayanmaktaydı. HHH Ne var ki, demokrasinin onsuz olmazı kuvvetler ayrılığı ilkesi ayaklar altına alınmış, yargı da yürütmenin sultası altına konmuş olduğundan, bu suç ihbarı niteliği de taşıyan uyarıları dikkate alıp harekete geçecek bir makam yoktu. Böylece manevi cebir unsuru ile bezeli sivil darbe yaptırımsız kalıyordu. Hoş, zaten sivil darbeye teşebbüs edenler emellerine nail olduklarından, yargı bağımsızlığının da bir anlamı kalmamıştı. Mahkemeler bu suçu kovuşturup, mahkum edecek yapıda olsalar dahi hiçbir şey değişmeyecekti. Çünkü iktidar, yalnızca bağımlı yargıdan istediği kararları çıkartacak yapıyı yerleştirmekle yetinmiyor, ama aynı zamanda, bağımlı yargıdan, şu ya bu şekilde sadır olan, hoşuna gitmeyen kararları da tanımıyor, uygulamıyordu. Devletin erkini eline geçirmiş olanlar sivil darbelerini gerçekleştirdiklerinden sivil darbe artık kovuşturulamaz bir fiil haline gelmiş, suç olmaktan çıkmıştı. Sivil darbeciler ile yandaşları sivil darbe kavramını bile yadsımakta ısrarcıydılar. Ne var ki, sonunda onlar da sivil darbenin varlığını kabul etmek zorunda kaldılar. AKP iktidarı Cemaat için “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmamasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ile örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan soruşturma başlatıyor. Ceza Yasası’na bakarsak bunun için cebir, şiddet unsuru gerekiyor. Nerede, diye sormaya gerek yok; zira söz konusu olan manevi cebirdir. Görüyorsunuz, demek ki sivil darbe olabiliyormuş. Peki de, burada nazik şu soru var: Cemaatin devlet içinde örgütlenerek sivil darbesini gerçekleştirmesini sağlayacak olanları o kadrolara yerleştiren suç ortakları kimlerdir? İstanbul’daki olağanüstü hal uygulaması nedeniye yurttaşlar evlerine, işlerine hatta hastaneye bile gidemedi. Turistler otellerine ulaşamadı. Bütün toplu taşıma araçları servis dışı olduğundan yurttaşlar kilometrelerce yürümek zorunda kaldı. ‘Güvenlik’ terörü İstanbul Haber Servisi Mega kent İstanbul’da 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim’de kutlanmaması için adeta ilan edilmemiş sıkıyönetim uygulandı. Kara ve deniz ulaşımı durduruldu; metro, metrobüs, vapur çalışmadı. İstanbul Valiliği, ana caddeleri trafiğe kapattı, ara sokakları bariyerle kesti, yurttaş bırakın bayramı, işine gücüne gidemedi, en tabii ulaşım hakkı engellendi. Toplu taşıma araçları yurttaşlara hizmet vermezken, İETT otobüsleri binlerce polisi sevk etmek için kullanıldı. Deniz ve kara ulaşımının engellenmesinin yanı sıra günbatımına kadar Taksim, Şişli ve bazı semtlerin semaları da uçuşa kapatıldı. 1 Mayıs Emeğin Birlik Mücadale Dayanışma Günü’nü kutlamak isteyenlere karşı “güvenlik önlemi” adı altındaki olağanüstü hal hazırlıkları, AKP iktidarı ve İstanbul Valisi tarafından günler öncesinden başlatıldı. 19 bini Taksim’de olmak üzere toplam 39 bin polis görevlendirilerek özetle İstanbul’da ilan edilemiş sıkıyönetim uygulandı. İşçiye, işsize, öğrenciye, emekliye karşı 50’yi aşkın toplumsal müdahale aracı (TOMA) ve Akrep denilen zırhlı araçlar kullanıldı. İhtiyaç halinde İl Jandarma Komutanlığı’ndan da destek birlikleri hazır bekletildi. Polis helikopterleri gün boyu İstanbul’un üzerinde uçtu. 1 Mayıs Taksim’de kutlanmasın diye İstanbul’da sıkıyönetim uygulandı İŞTE ERDOĞAN’IN İSTEDİĞİ TAKSİM! İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs’ta en büyük abluka Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’ne uygulandı. Meydan, 3 sıra bariyerle çevrilerek sadece polislerin girebildiği bir alan haline getirildi. Taksim Meydanı’na çıkan cadde ve sokaklara mevcut MOBESE kameralarının yanı sıra yaklaşık 50 ek kamera yerleştirilerek kayıt alındı.Gezi Parkı’nı emekçiye karşı 30 özel harekât polisi korudu. Akrep adı verilen 2 zırhlı araç ve çok sayıda sivil polis aracı, parka girişleri engelledi. Polis, basın mensupları ve turistler dışında Taksim’e kimsenin girmesine izin vermedi. Otellerine gitmek isteyen turistler, sayısız arama noktasından geçip polislere dert anlatmak zorunda kaldı. Polisin olay çıkacağı korkutması nedeniyle Taksim ve İstiklal Caddesi’nde esnaf işyerlerini açamadı. Dün öğle saatlerinde Taksim Meydanı’na gelen CHP milletvekili Süleyman Çelebi, meydanın ilerleyen günlerde tekrar eylem alanı olacağını söyledi. Çelebi, Tasim Meydanı’nı göstererek “Başbakana bu fotoğrafı armağan etmek lazım... Şimdilik başardı. Buradan iddia ile söylüyorum. Yarınlarda bu alan gene dolacak. Binlerce insan gene bu alanlarda olacak. Bu başbakana rağmen olacak. Burada on binler, yüz binler, milyonlar yeniden buluşacaklar. Bu hem de çok yakında olacak” dedi. aksim’e çıkan bütün yollar tutuldu Toplu taşıma araçlarının hizmet vermemesi nedeniyle yürümeyi tercih eden yurttaşların önüne polis bariyerleri çıktı. Birçok basın mensubu dahi basın kartlarını göstermesine karşın önce engellendi. Taksim, Mecidiyeköy, Şişli’de cadde ve sokak girişlerine konulan bariyerler yurttaşları canından bezdirdi. Büyükdere Caddesi girişine kurulan polis bariyerleri nedeniyle hastaneye ve işyerlerine gitmek isteyen yurttaşlar, polise tepki gösterdi. Lape ve Şişli Etfal Hastanesi’ne çıkan yolların kesilmesi nedeniyle hasta yurttaşlar, zor durumda kaldı. Birçok kişi ya çok erken saatlerde işyerlerine gitti, ya da geceyi çalıştığı kurumlarda geçirdi. Taksim’de bariyerler nedeniyle otele gidemeyen Süleyman Demirel Üniversitesi satranç takımı, tepkilerini bariyerlerin önüne taşlarını dizip satranç oynayarak gösterdi. Taksim çevresindeki otellerde çalışanlara geçiş izni için belge göstermeleri istendi. Taksim bölgesindeki hastane çalışanları da önceden izin aldıkları için gidebildiler. Unkapanı Köprüsü’nün kapatılması nedeniyle sabah saatlerinde işlerine gitmek üzere yola çıkan yurttaşlar, köprüyü yürüyerek geçti. T Geceden gözdağı Mutlu’dan videolu mesaj İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabında videolu 1 Mayıs mesajı yayımladı. Vali Mutlu, videolu mesajda 1 Mayıs’ın tüm emekçilerin bayramı olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Bugün gün ağarırken sokağı temizleyen Ahmet’in, köşe başında sıcak simit aldığımız Murat’ın, duraktan bindiğimiz otobüsün şoförü Halil’in, yolu açmak için saatlerdir kavşakta bekleyen trafik polisi Ayhan’ın, okuduğumuz gazetenin muhabiri Özlem’in, her eve dönüşte bizi sevgiyle karşılayan eşimizin, Zonguldak’ta yerin yüzlerce metre altından kömür çıkaran Haydar’ın, buz gibi soğukta elleri nasır tutmuş inşaat işçisi Bekir’in, Giresun’da fındık toplayan Zeynep’in bayramı. Bugün tek bir zümrenin, tek bir grubun değil, tüm işçinin, tüm emekçilerin bayramı. Bugünün sevgi ve hoşgörüyle huzur ve güven içerisinde kutlanabilmesini diliyor, hepimizin emek ve dayanışma gününü tebrik ediyorum.” Polis kitlesel kutlamayı engellemek için saatler öncesinden önlem aldı, gözaltılar gerçekleştirdi rafik kilitlendi, halk işyerlerine yürüdü Polisin, Boğaziçi Köprüsü’nün çıkışında Beşiktaş, Zincirlikuyu çıkışlarının kapatılması köprü trafiğini kilitledi. Yurttaşlar, otobüslerden inerek işlerine yetişmeye çalıştı. Metro, metrobüs, otobüs ve vapur seferlerinin yapılmamasına tepki gösteren yurttaşlar, uygulamanın kabul edilemez olduğunu belirterek, “En doğal seyahat hakkımız engelleniyor. Buna İstanbul Valiliği’nin ve hükümetin hakkı var mı” dediler. Çok sayıda yurttaş duraklarda ne yapacaklarını, istedikleri yere nasıl gideceklerini bilemeden yollarda kaldılar. NOTAM olarak adlandırılan ve pilotların uçuş öncesinde bilgilendirme amaçlı yayımlanan bildirime göre, gün doğumundan günbatımına kadar Beyoğlu ilçesi Taksim Meydanı, Şişli ilçesi Mecidiyeköy, Fatih ilçesi Saraçhane, Beşiktaş ilçesi Dolmabahçe Meydanı, Kadıköy ilçesi İskele Meydanı semaları uçuşa kapatıldı. İstanbul’da dün ulaşım akşam 17.00’den sonra normale döndü. T Yenikapı boş kaldı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 1 Mayıs kutamaları için emek örgütlerine adres gösterdiği Yenikapı’daki miting alanı boş kaldı. 1 Mayıs kutlamaları ve olayların devam ettiği sırada Yenikapı’daki meydana kutlama için sadece Katılımcı Büro Çalışanları Sendikası’nın başkanı ve yönetim kurulu üyelerinden oluşan 6 kişi gitti. Meydanda köfte satmak için seyyar tezgâh kuran Celal Korlaş ise umduğunu bulamadı. Meydanın kalabalık olacağı umuduyla Yenikapı’ya geldiğini belirten Korlaş uzun süre müşteri bekledi ama beklediği satışı yapamadı. İstanbul Haber Servisi İstanbul’da birçok bölge halkı,1 Mayıs öncesi geceyi ayakta geçirdi. Polis, yurttaşların bayramı kitlesel kutlamaması, Taksim’e çıkamaması için gece boyunca çalıştı. Taksim’e çıkan tüm yollara polis bariyerleri yerleştirilirken jandarma yazılı çok sayıda bariyer de hazırda bulunduruldu. İzmir, Adana, Trabzon, Erzurum, Çorum, Rize, Hatay, Mersin, Kars ve Van’dan uçakla Atatürk Havalimanı’na takviye polis ekipleri getirildi. Beşiktaş’taki İşçi Mücadele Derneği basılarak bazı kişiler gözaltına alındı. Okmeydanı’nda da yoğun güvenlik önlemi alan polis, Perpa otoparkına konuşlanarak adeta kuş uçurtmadı. Polis Bayrampaşa, Edirnekapı Metrobüs duraklarına giden üstgeçitlerde arama yaptı. Polis ekipleri, “provokatif eylemleri engellemek” bahanesiyle Cihangir, Tarlabaşı, Karaköy ve Dolapdere’de eşzamanlı olarak operasyonlar yaptı. Tarlabaşı’ndaki operasyonlarda, 11 kişi gözaltına alındı. Cihangir’de barikat için kullanılabileceğini düşünülen çöp konteynırlarının toplanması, yurttaşlar tarafından protesto edildi. DİSK’de gece coşkusu Geçen yıl yaralandı bu yıl Taksim’e yürüdü İstanbul Haber Servisi Geçen yıl 1 Mayıs’ta Tarlabaşı’nda polisin biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan lise öğrencisi D.A. da dün babasıyla birlikte yeniden Taksim Meydanı’na çıkmak istedi ancak barikatı aşamadı. D.A, “Biz şu anda Taksim’e giremiyoruz ama geçen yıl uyguladıkları şiddetin bir işe yaramadığını göstermek için buradayız. Girmeye çalışıyoruz bakalım ne olacak ama gireceğiz. Bir sene benim için çok yoğun geçti ama düşünce açısından hiçbir şey değişmedi, hepsi aynı” dedi. D.A’nın babası Ali Ekber A. ise Taksim yasağını eleştirerek “İşçilerin birlik ve beraberliğinden korkuyorlar. İşçilerden bu kadar korkulmaması lazım” diye konuştu. İşçiler DİSK Genel Merkezi önünde önceki akşam saatlerinden itibaren toplanmaya başladı. Gece yarısından sonra emekçiler, “Emek, barış, özgürlük ve demokrasi için 1 Mayıs” yazılı pankartı DİSK Genel Merkezi’nin karşısına astılar. Gece boyunca “Bir Mayıs’ta 1 Mayıs Alanındayız” sloganları hiç susmadı. Greif, Kazova, Karşı gazetesi direnişçileri, gece saatlerinde ortak pankart açarak DİSK önünde halaylarla sabahladılar. Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi de hak ihlali durumunda başvurularak numaraları sosyal medyada üzerinden paylaştı. Uçuş da yasak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear