14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 NİSAN 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Mahkemesi’nin kararını değerlendirmesine ne demeli? Başbakan der de yandaşları susar mı? Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı olmadığı fetvalarını mı istersiniz, yetkisi olmadığına mı? Hızını alamayanlar Anayasa Mahkemesi başkanının siyasette gözü olduğunu bile söylediler. Seçimin hemen ardından Başbakan Erdoğan cemaatle başlattığı hesaplaşma savaşında hızını alamamış olmalı ki dün Azerbaycan’a seçim sonrası ziyaretiyle bağlantılı, cemaatle ilişkili okulların Azerbaycan’da da kapatılması, kadroların tasviyesi medya gündemine girmişti. Bildiğimiz üzere çok gerilimli bir seçim sürecinden sonra nefes almak şöyle dursun, Erdoğan iktidarları cephesinden sorunların çözülmüş olması şöyle dursun, katlanması eksenli gerilimleri, haksızlık, hukuksuzlukları, kuralsız düzenin, kuralsız savaşlarını yaşamaya mahkumuz. Bugüne kadar çok profesyonel bir o kadar da haksızhukuksuz yürütülmüş güç üzerinden kuralsız düzenin, kuralsız savaşlarında yeni yeni taktikler ile hemen yüz yüze geldik bile. Suç paralel dinlemeler, paralel örgütlenme ile sonuna kadar savaş ilanını anlıyorum da eldeki bu seçim sonucu ile bu kadar ağır haksızlıkhukuksuzlukyolsuzluklarda, kuşkusuz cemaatle ortaklık suçları da içinde olmak üzere İktidarlarının hesap vermek zorunda kalmadığını, aklanmış gibi olduğunun ilanını hiç ama hiç anlayamıyorum. Önceki gecenin ayrıntılı ha berleri, tartışmaları içinde, seçim yolsuzlukları, belli olamayan sonuçları, hileleri üzerinden verilen bilgilere, açıklamalara bakıp içini karartmamak olanaksız. Elektrik kesilmelerindeki suçlu kedi kara mizahını gülüp geçebiliriz de kameralara yansıyan bir sandıktan tutanakla saptanmış yüzlerce oyun buharlaşmasının binlerle, belki de on binlerle örneği karşısında ne yapacağız? Gerçek şu ki, Gezi ruhunun simgesi olmuş birey iradesi, oylarına sahip çıkmak için ve sivil toplum örgütlenmeleri, kendi koşulları içinde munalefet partilerinin daha sıkı çalışmaları sayesinde bu seçimlerde ortaya çıkan, ki hiç kuşkumuz olmasın geçmiş seçimlerde de yaşanmışlığı çok olası, seçim sandığı sonuçlarının okus pokusla kaydırılması, sonuçlarda büyük haksızlık boyutları dudak uçuklatıcı. Ama ben kişisel olarak Sayın Gökçek simgesiyle, kuralsız düzende, kuralsız savaşta varılabilecek pervasızlıktaki üsluba takmış durumdayım. Gökçek sırıtarak ekranlarda yaptığı konuşmada, hukuk yolunda itirazlarda ısrar edilirse rakibinin oylarının daha da düşeceği tehdidi ile yetinmiyor, CHP’ye sadece rakibini değil, Kılıçdaroğlu’nu da tasfiye edeceklerini söyleyebiliyor. İktidarları gözü kara eksikligedikli de olsa bu ülkede kuralsız düzenin, kuralsız savaşlarının sürdürülemeyeceğini atlamakla kalmıyor, bindikleri demokrasi dalını kendileri kesiyor. Fitch: Türkiye’nin siyasi riski yüksek; kredi notu negatif etkilenebilir Siyasi risk vuracak Seçimler öncesi siyasi hareketliliğin ekonomik görünümü gölgeleyebileceğini vurgulayan Fitch, Türkiye’deki ekonomi politikalarının diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha az tutarlı ve öngörülebilir olduğunu açıkladı. Ekonomi Servisi Türkiye’nin BBBolan kredi notunu durağan görünüm ile koruyan kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, kamu maliyesi ve bankacılık sektörünün Türkiye’nin dış şoklara karşı dayanıklılığını desteklediğini ancak yaklaşan iki seçim öncesinde siyasi hareketliliğin ekonomik görünümü gölgeleyebileceğini belirtti. Fitch, Türkiye ekonomisinin “yüksek düzeyde volatil” bir seyir izlemeye devam ettiğini belirterek, Türkiye’de ekonomiye yönelik politikaların diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla “tutarlılık ve öngörülebilirliğinin daha zayıf olduğu” değerlendirmesinde bulundu. Fitch, Türkiye’nin kredi notuna dair temel bilinmeyenin ise siyasi risk olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye bu alanda uzun süredir iyi performans göstermiyor. Son seçimlerde AKP beklentileri aşarak yüzde 45’in üzerinde oy almış ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı umutlarını canlı tutmuş olsa da, yaklaşan iki seçim öncesinde siyasi hareketliliğin sürmesini ve dönemsel olarak ekonomik görünümü gölgelemesini bekliyoruz” denildi. Kuruluş siyasi riskin kredi notu üzerinde aşağı yönlü baskı yaratacağını da dikkat çekerek, “Siyasi volatiliteye ekonomi politikalarında beklenmedik adımlarla karşılık verilmesi veya hükümetin etkinliğinin azalması veya iş ortamının zayıflaması kredi notunu negatif etkileyebilir” dedi. Ekonomiye dair gerçekleşmelerin şu ana kadar kredi notunu desteklediğini belirten Fitch, büyüme tahminini bu yıl için yüzde 3.2’den yüzde 2.5’e, 2015 için ise yüzde 3.8’den yüzde 3.2’ye düşürdü. Fitch, buna karşılık Türkiye’nin sermaye akışlarında keskin gerilemeler dahil olmak üzere dış şoklara karşı dayanıklılığının gözardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. TL’nin aralık ve ocakta hem Fed’in para politikasındaki belirsizliğin yarattığı küresel riskten kaçış hem de iç siyasi ve sosyal gerilimin artması nedeniyle baskı altında kaldığına dikkat çeken Fitch, “Bu iki şok TL üzerinde güçlü baskı yaratarak, yetkililerin uluslararası likiditeyi korurken aynı zamanda TL’yi savunma becerisinin sınırlarını belli etti” dedi. Kuralsız Düzenin Kuralsız Savaşları Başbakan Erdoğan’ın balkon fotoğrafından mı başlasak; diğer balkon konuşmalarında, yaldızı çok çabuk dökülmüş olsa da hiç değilse vitrinde bu ülkenin vatandaşlarının başbakanı imajı verilmeye çalışılmıştı. Bu kez meydan okuma, “Bana oy verenler, bana yönelik hiçbir suçlamayı takmadılar, beni olduğum gibi kabul ettiler” demek istemenin ötesinde, “Suçladığınız yolda bildiğim gibi yürüyeceğim” meydan okuması vardı. Rejimi demokrasi olan ülkelerin herhangi birinde kızını ücretli danışmanı yapmış başbakan örneği duyulmamışken siyasiticari suç konusu kasetlerin içinde öne çıkmış yakın çevresi ile fotoğraf karesi, suçlama iddiaları üzerinden yargı yolunun açılması, aklamanın denenmesi şöyle dursun, sandığın aklanma yeri olarak kabul edilip hukuk yolunun kapatılması niyetinin açıklanması belgesiydi. Yandaşlar korosu hepimizi bir kez daha aptal yerine koyup yolsuzluk, rüşvet ve kirliliklerle hesaplaşmadan vazgeçme anlamına gelmediğini, sadece hukuksuz dinlemeler, paralel devlet, bu yoldaki ittifakların defterlerinin dürüleceği yolunda niyet okuyup durdular. Erdoğan iktidarlarının insan hakları, hukuk devleti düzeni, ileri demokrasi yolunda yürüyüşünden geriye dönmediğine ilişkin bizleri bir kez daha uyutmanın, rahatlatmanın peşinde oldular. İktidarlarının siyasal temsilde yetkin yakın çevrelerinden, medya, bilim yorumcularından seçim sonuçları ile rahatlamanın ardından olumlu açılımların geleceği müjdeleri veriledursun tabii ki Suriye’de sıcak savaş, sosyal medyanın kapalı tutulması, hakhukuk ihlalleri ilgili duyarsızlıkları sürüp gitmeyecek deniledursun... Tek başına seçmeni ile kurduğu ilişkiden güvenli Başbakan Erdoğan seçim sonrası hava değişikliğine bile gerek görmüyor. Balkon şovu ile başlattığı gerilimci, güce dayalı, kuralsız yürüyüşünün yeni ipuclarını vermekten hiç kaçınmıyor. Günlerdir sosyal medyanın yasal olmayan, talimatla icraat yapan, hukuken yetkinliği söz konusu olmayan bir idari kararla, fiilen, gerekçe yapılan mahkeme kararları bile ilişkisiz, trajikomik, hukuksuz kapatılmasının, hukuksuzluğuna ilişkin sayısız boyutunu tartıştıktan sonra nihayet Anayasa Mahkemesi, açılmayı zorunlu kılan, hukuksuzluğu ortaya koyan kararını verdi. Bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra bile ayak direye direye, zorla işleme sokulan açılış üzerine. HHH Başbakan Erdoğan’ın “Saygı duymuyorum, milli bulmuyorum..” cümleleri ile yıllardır kararların dan çok hoşnut olduğu Anayasa Erdoğan konuştu dolar fırladı Ekonomi Servisi Dolar/TL, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın faiz düşürmesi gerektiği yönündeki açıklaması ardından 2.15’e dayandı. Açıklama öncesi 2.1350 civarında seyreden dolar/ TL, 2.1465’e kadar yükseldi. Erdoğan Azerbaycan’a giderken havaalanında yaptığı açıklamada, “Faiz düşüyor, herhalde Merkez Bankası olağanüstü toplar, gözden geçirir ve bu sefer de faizleri düşürmesi gerekir” dedi. Kurun imdadına ABD’de açıklanan tarımdışı istihdam verisi yetişti. 192 bin ile beklentilerin altında kalan verinin ardından ABD’de faiz artışının hemen gerçekleşmeyeceği beklentisiyle dolar/TL 26 Aralık’tan bu yana en düşük olan 2.1075’e kadar indi. Sepet bazında TL ise 2.5003 ile yılın en düşük seviyesini gördü. THY’ye Erdoğan damgası Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları’nda (THY) geçen günlerde istifa eden iki yönetim kurulu üyesinin yerine atamalar yapıldı. Buna göre Mehmet Nuri Yazıcı ve Prof. Dr. Cemal Şanlı’dan boşalan iki koltuğa Yatırım Destek Ajansı Başkanı İlker Aycı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarından biri olan avukat Arzu Akalın atandı. İlker Aycı ise Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde danışmanlığını yapıyordu. Aycı’nın ismi, yolsuzluk dosyalarında yer alan Etiler Polis Okulu arazisinin Başbakan Erdoğan’ın oğlunun gizli ortağı olduğu öne sürülen Bosphorus 360 adlı şirkete devri için İstanbul’daki bir otelde yapılan toplantıya katılanlar arasında geçmişti. THY’den yapılan açıklamaya göre, söz konusu kararlar dün yapılan toplantıda alındı. Ayrıca halen yönetim kurulu üyesi olan Prof. Dr. Mecit Eş’in Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanvekili olarak atanmasının kararlaştırıldığı belirtildi. Aycı, Ocak 2011’den bu yana direkt olarak Başbakan’a bağlı çalışan Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın başkanı olarak görev yapıyor. Akalın Hukuk Bürosu’nun kurucusu ve Başbakan Erdoğan’ın bazı davalarının vekili Akalın, 2010’da Başbakan’ın baş harfleri olan RTE’yi markalaştırmak için Türk Patent Enstitüsü’ne 2 marka başvurusunda bulunmuştu. İlker Aycı Arzu Akalın ‘Türkiye, hâlâ 1. sınıf bir demokrasi değil’ Yargı ile ilgili güvenin güçlendirilememesi halinde yatırım ortamının zarar göreceğini belirten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hem siyaset hem ekonomi alanında köklü reformlar gerektiğini vurguladı. Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin hâlâ birinci sınıf bir demokrasi olmadığını, hem siyaset hem ekonomi alanında köklü reformlar gerektiğini vurguladı. Babacan, “Eğer önümüzdeki dönemde yapısal olarak çok köklü adımları atmazsak, ekonominin büyüme hızı yüzde 34 aralığına hapsolabilir” dedi. Habertürk ve Bloomberg HT’nin canlı yayınında konuşan Babacan, özetle şunları söyledi: * Güven erozyonunu önlemek, güveni güçlendirmek için adımlar atmamız gerekiyor. 1. sınıf bir demokrasiye ulaşabilmek için demokratikleşme adımlarının devam etmesi gerekiyor. * Yargı ile ilgili güven güçlendirilemezse, yatırım ortamı açısından çok büyük problem olarak kalır. Hukuk konusundaki zafiyetlerimizi tamir etmeliyiz. * Hukuk ve yargıya güvende en ileri uygulama Avrupa’da. Türkiye de AB kriterlerini sağlamak için çalışan bir ülke. * 17 Aralık sürecinde kısa vadeli önceliğimiz istikrardı. Sonuçta şu anda Türkiye’de oldukça kontrollü bir tablo var. Piyasalar da bunu teyit etmiş durumda. Babacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Para Piyasası Kurulu’nun faizleri indirmesini” isteyen değerlendirmesi sorulunca, “Son bir haftadır piyasada para politikasında gevşeme beklentisi var. Merkez Bankamız bütün bu yorumları izleyecek ve kendi kararını verecek” dedi. Babacan, “bankanın kararları üzerinde etki oluşturuluyor gibi bir algıya neden olmamak” için daha fazla konuşmak istemediğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear