23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 NİSAN 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Taksim kararlılığı İstanbul Haber Servisi Emek ve meslek örgütlerinin 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama hazırlıkları sürerken siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri Taksim’e çıkma konusunda kararlı olduklarını belirtti. CHP milletvekilleri “Bedeli ne olursa olsun biz 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız” derken Hakİş’e bağlı Liman İş Sendikası ise Taksim’in 1 Mayıs miting alanı olmasının devletin değil, tarihin kararı olduğunu belirterek Taksim’de olacaklarını açıkladı. İçişleri Bakanı Efkan Ala da “1 Mayıs İşçi Bayramı öncesi Taksim Meydanı’nda ısrar edilmesini nasıl karşılıyorsunuz” sorusuna “Taksim miting alanı değildir” karşılığını verdi. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ise Taksim’e izin verilip verilmeyeceğiyle ilgili “Bu konular tekrar tekrar. Daha müracaat bile yok” dedi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü Taksim’de kutlama hazırlıkları son hızıyla sürüyor. Emek ve meslek örgütlerinin çağrısı üzerine on binlerce kişi siyasi iktidarın yasak kararına karşı 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını bir kez daha yenilediler. CHP İstanbul Milletvekili ve eski DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, çok sayıda milletvekili ile birlikte Taksim’de olacaklarını belirtti. Çelebi, “1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü. Kölelik koşullarına karşı bir direnişin adıdır. 2011, 2012 yılında en kitlesel gösteriler Taksim’de yapılmıştır. Engellendiği zaman, gaz sıkıldığı zaman başka şeyler oluyor. Başbakan ülkeyi dizayn ediyor. Nereden olurlarsa olsunlar toplanan insanların ortak sesi işsizliğe karşı olacak. Biz CHP milletvekilleri olarak bedeli ne olursa olsun 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız” dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala dün Anadolu Ajansı’nın “Editör Masası” na konuk oldu, “1 Mayıs İşçi Bayramı öncesi Taksim Meydanı’nda ısrar edilmesini nasıl karşılıyorsunuz” sorusunu yanıtladı. Ala, “Taksim miting alanı değildir. İstese de kamu otoritesi ‘İzin veriyorum, vermiyorum’ diye bir cümle kuramaz, çünkü orası bir miting alanı değil. İstanbul’da bu iş için yeni yapılmış Yenikapı Meydanı’nı onlara verdik” dedi. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılara da değinen Efkan Ala, “Bu milletle didişmektir. Millete karşı, milletin zarar göreceği şeyleri yapmak, onu yapanlara zarar verir. Buradan zararlı çıkacak olan kimseler, bu tür faaliyet içinde olanlardır. Bunlar son derece yanlış, provokatif söylemlerdir” diye konuştu. Siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri bir kez daha ‘1 Mayıs’ta Taksim’deyiz’ dedi Nasıl da Çözdük Zamanıdır, zamanın ruhuna uygun olduğu söylense de ABD Kongresi’nin zamanlamasına daha uygun olduğu kuşku götürmez. Gerçekten zamanın ruhuna uygun olsaydı “uzun sürdü bu zaman, ama yine de uygundur” diyecek, bir içtenlik, samimiyet yoklamasına girişmeyecektik. Şimdi ama bakmak, görmek, “a sahi mi” diye sormak durumundayız. HHH “Kayıp Zamanın İzinde” koşarken “vakit bulabilseydim insanları mekânda kapladıkları kısıtlı yere karşılık, zaman içinde çok büyük, ölçüsüzce uzatılmış bir yer kaplayan varlıklar olarak tasvir edecektim” diyen Marcel Proust, “çünkü” der, “insanlar yıllara dalmış devler misali, yaşamış oldukları sayısız günden oluşan, birbirinden uzak günlerin hepsine aynı anda değerler.” Biz de kimi zaman “hilkat garibesine benzesek” de o insanlardanız. Savaşlarda büyük bir şehvetle kapışır, politikayı kazanç kapılarının anahtarı olarak kullanmayı pekâlâ becerir, lanetlemede şampiyonluğu kimselere bırakmayız. Çevre diye bir şey umurumuzda olmaz aslında, ama zaman içinde bir kâr kapısına dönüşmüşse bizden daha iyi bir çevreci bulamazsınız. Milyonlarca ağacı kesip biçip, fidanlığı orman diye yutturmanın cahil cingözlüğüyle “işte şu kadar fidan diktik, daha fazlasını diktik” diye övünen biz değil miyiz? HHH Konuyu dağıtmayalım; nihayet pek manidar bir zamanlamayla Başbakan, Ermeni kırımı, tehciri, felaketi ve artık bu konuda daha “özgürce” konuşma izni verildiğine göre, soykırımı, hangisini tercih ederseniz ve ama lütfen Taksim’de olmasın, konuşabilir miyiz artık? Biz zaten konuşuyoruz da, “zamanın ruhu”na taktım ben. İşte bugün eminim ki pek çok köşede “buradan bir şey çıkartabilir miyiz, buradan bir umut yaratabilir miyiz” diye kaydedildiğini, not edildiğini göreceksiniz o satırların; ben de aktarayım da diplomatik bir metnin içine giriveren o cümlelerde yalan mı var, sahte bir gülücük mü var, kendiniz bakarsınız artık. Şöyle yazmış her kimse kalemi kuvvetli diplomat: “Zamanın ruhu, anlaşmazlıklara rağmen konuşabilmeyi; karşıdakini dinleyerek anlamaya çalışmayı; uzlaşı yolları arayışlarını değerlendirmeyi; nefreti ayıplayıp saygı ve hoşgörüyü yüceltmeyi gerektirmektedir.” HHH Şimdi aklı başında yazarlarımız, fikir adamlarımız bunda büyük bir feraset, büyük bir umut, büyük bir devlet adamlığı görebilir ve ama bir kısmı da münafıklıkta ısrarla “iyi de nerede bu saygı, hani uzlaşı, nerede anlama çabası, hiç uğramaz mı Gezi Parkı’na, Taksim’e” diye burun kıvırırlar. Kıvırsınlar, onlar büyük dış politika âlimlerimizin “derin stratejistlerimizin” kavradığı zamanın ruhunun dışında kişilerdir; işleri, güçleri birbirinden ayırmayı bilmezler; zaten şimdi de cumhurun başvekâleti ile Çankaya’sının iki mümtaz devlet adamı arasında nasıl konuşulması gerektiğini de anlamaktan uzak olduklarını “felaket senaryoları” yazarak belli etmiyorlar mı, etmediler mi? Ettiler mirim. HHH Zamanın ruhunun dışına düşmüş kişilerdir onlar. Zaman deyince şu yaşadığımız günleri, günlerimizin ihtiyaçlarını, gereksinimlerini anlamaktan ne kadar uzak olduklarını da göstermiyorlar mı? Zamanın ruhuysa ruhu işte; tam zamanıdır dar bölgenin, daraltılmış bölgenin, çoğunluğu bir şekilde yansıtıp aynalardan... Ermeni meselesi mi? Ama biz işte onu daha dün büyük bir yüce gönüllülükle, âlicenaplıkla yani, halletmedik mi; zamanın ruhuysa ruhu... Ama “insanlar, yıllara dalmış devler misali, yaşamış oldukları, sayısız günden oluşan birbirinden uzak dönemlerin hepsine aynı anda değerler” mi? Ne diyor bu şaşkın şımarık Allah aşkına. Proust da kim yahu... Milletvekilleri Taksim’de olacak Taksim’de bariyer, Kazlıçeşme’de TOMA’lı tatbikat İstanbul Haber Servisi İstanbul Valiliği’nin Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamalarını yasaklamasının ardından bir hafta öncesinden Taksim’e polis bariyerleri yığıldı. Birçok noktaya kamyonlarla getirilen bariyerler bırakılırken Kazlıçeşme Meydanı’nda ise polis TOMA araçları ile olası müdahale tatbikatı yaptı. İşçi Sınıfının Birlik ve Dayanışma Günü 1 Mayıs için emek ve meslek örgütleri ile bazı siyasi partiler tarafından Taksim’de kutlama çağrılarının ardından polis, dün öğle saatlerinden itibaren demir bariyerleri Taksim ve çevresine getirdi. Meydana çıkan Divan kavşağı, Mete Caddesi ve Taşkışla Caddesi’ne bırakılan bariyerlerin önümüzdeki günlerde Taksim Anıtı ve meydan çevresine yerleştirileceği belirtildi. Bu arada polis TOMA araçları ile Kazlıçeşme Meydanı’nda olası müdahale tatbikatı yaptı. Yeni alınan TOMA’ların kullanıldığı tatbikatta polisler, belirlenen özel alanlarda telsizden verilen talimatlar doğrultusunda araçları nasıl kullanacaklarını uygulamalı olarak öğrendi. Polisler, alana yerleştirilen dubaları su, boyalı su ve köpüklü suyla devirmeye çalıştı. Tatbikat, yurttaşlar tarafından “1 Mayıs hazırlığı” olarak nitelendirilirken polis tatbikatın rutin olduğunu açıkladı. (Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ/SÜLEYMAN KAYADHA) ‘Taksim miting alanı değil’ ‘Sorumlu olursunuz!’ KESK 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını Bakan Faruk Çelik’e iletirken, ‘Hükümet nezdinde girişimde bulunmanız lazım’ dedi MUSTAFA ÇAKIR ‘Vicdanınız sızlamıyor mu?’ MEHMET ALİ SOLAK HATAY Gezi Direnişi sırasında 3 Haziran gecesi Hatay’da polis tarafından biber gazı kapsülüyle başından vurularak öldürülen Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert, avukat Hatice Can, kardeşi Adnan Cömert, kuzeni Servet Çetin ile birlikte Antakya Gazeteciler Cemiyeti’nde (AGC) basın toplantısı düzenledi. Gezi Direnişi sırasında Abdullah Cömert’i başından vurarak öldüren çevik kuvvet polisi Ahmet Kuş hakkında “olası kastla adam öldürmek” suçundan 25 yıla kadar ağır hapis istemiyle dava açıldığını ancak sanık polisin tutuklanmadığına dikkat çeken acılı anne Hatice Cömert, “Benim oğlumun suçu neydi? Oğlumun elinde silah mı vardı? Jop mu vardı? Gaz fişeği mi vardı? Benim oğlum insan hakları için, özgürlük için, haksızlığa ‘dur’ demek için sokaktaydı. Oğluma bu ölümü reva görenleri asla affedemem” dedi. Erdoğan’a seslenen acılı anne, “Ölüm emrini verdiniz, vicdanınız sızlamıyor mu?” diye sordu. ANKARA KESK 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e de iletti. Çelik KESK’ten Taksim’de kutlama yapmaktan vazgeçmelerini istedi. Taksim’den vazgeçmeyeceklerini belirten KESK heyeti, bakan Çelik’ten sorun yaşanmaması için hükümet içerisinde girişimde bulunmasını istedi. Türkİş de Başbakan Tayyip Erdoğan’a “taşeron işçiler” dosyası sundu. Türkİş, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarının özelleştirilmesinden de vazgeçilmesini istedi. KESK Genel Başkanı Lami Özgen başkanlığındaki heyet dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik ile görüştü. Özgen görüşmede 1 Mayıs kutlamalarını Taksim’de yapacaklarını Çelik’e iletti. KESK heyeti Çelik’e, hükümetin Taksim konusundaki açıklamalarının inandırıcı olmadığını belirterek “Siz Çalışma Bakanısınız. Emekçilerin kazanılmış hakkı olan 1 Mayıs ve Taksim Meydanı’na ilişkin talepleri var. Hükümet nezdinde girişimde bulunmanız lazım. Yoksa olacaklardan siz sorumlu olursunuz” dedi. Çelik de öğleden sonra Başbakan ile görüşeceklerini söyledi. Çelik, KESK heyetinden Taksim’de kutlama yapmaktan vazgeçmelerini istedi. “Niye bu kadar ısrar ediyorsunuz” diye sordu. KESK heyeti de 1977’de Taksim’de katledilen işçilerin katilleri bulunmadan Taksim’den vazgeçmeyeceklerini söyledi. KESK heyeti Çelik’e AİHM’nin 1 Mayıs kararını da anımsattı. Türkİş Başkanı Ergün Atalay da bakan Faruk Çelik’le görüştü. 1 Mayıs’ı Kadıköy’de kutlayacaklarını anımsatan Atalay, diğer sendikaların da bulundukları yerde bir gerginliğe sebep olmadan 1 Mayıs’ı kutlamalarını arzu ettiğini söyledi.. KESK Genel Başkanı Özgen başkanlığındaki heyet dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik ile görüştü. Fotoğraf: GÖKHAN BALCI Taksim yasağına AYM’de dava ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “izin vermeyeceğiz” açıklamasının ardından İstanbul Valiliği’nin Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları yapılmasını yasaklama kararına karşı Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. Yüksek Mahkeme’ye bireysel başvuruda bulunan avukat Sedat Vural, valiliğin kararının keyfi olduğunu belirterek yasağın tedbiren durdurulmasını istedi. Avukat Sedat Vural, Başbakan Erdoğan’ın “Taksim’den ümidi nizi kesin. Devletle gerilime girmeyin. Bu millet sokaktaki şımarıklıktan sıkılmıştır” diyerek meydanı işçilere yasaklamasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. AİHS’ye göre herkesin barışçıl olarak toplanma hakkına sahip olduğunu belirten avukat Vural, AİHM’nin 27 Kasım 2012 tarihli DİSKKESK/Türkiye kararına aykırı olduğunu vurguladı. Bu kararda mahkemenin 1 Mayıs 2008’de Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs anma ve kutlamalarının yapılmasının engellenmesini AİHS’nin 11. maddesinin ihlali anlamına geldiğini belirttiğini anımsattı. Eskişehir’de polis AKP’nin duvarına ‘Hırsız Var’ yazanların peşinde Kan örnekli ‘delil arama!’ ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir’de AKP seçim bürosuna yazılan “Hırsız Var” yazısı ile ilgili ifadesi alınıp serbest bırakılan üniversite öğrencilerinden, savcılığın talimatıyla kan örneği alındı. Öğrencilerin avukatı, yaşanan durumun basit bir yazı yazmanın kriminal bir vakaya dönüştürülmesinin bir ilk olduğunu söyledi. Eskişehir’de 28 Şubat 2014’te yazılama olayıyla ilgili çevrede araştırma yapan polisler elektrikli bisikletle gitmekte olan Anadolu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencisi Barış Erdinç Bilecen ile ev arkadaşı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi Can Dirlik’i gözaltına aldı. İki genç, sorgularının ardından serbest bırakıldı. Bir süre sonra Eskişehir Emniyet Müdürlüğü, cumhuriyet savcılığına gönderdiği fezlekede sprey boya kutusunun üzerindeki kan izlerinin 2 şüpheliye ait olup olmadığının belirlenmesi için DNA testi yapılması talebinde bulundu. Savcılık talebiyle 18 Nisan tarihinde iki öğrencinin kan örnekleri alındı. Eskişehir Barosu avukatlarından Aykut Altınok, “Bu olayın cezası en fazla Kabahatler Kanunu’na göre para cezası kesmek ve mağdur olarak geçen kişinin zararını tazmin etmektir. Yazılamanın kriminal bir vakaya dönüştürülmesi olayıyla ilk kez karşılaşıyorum” dedi. Tanklar Suriye sınırında Türkiye’nin yurtdışındaki tek toprak parçası olan Suriye’nin Halep kentindeki Süleyman Şah Türbesi’ne önceki gün 6 tank, 12 zırhlı araç ve yüzlerce askerle takviye yapılmasının ardından türbeye ulaşımın sağlandığı Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin Mürşitpınar köyü sınırında güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı. Sınır hattında bulunan 2. Hudut Tabur Komutanlığı bahçesindeki onlarca tank önceki akşam saatlerinden itibaren sınır hattında konuşlandırıldı. Komutanlık bahçesinde duran tankların bakımlarının yapıldığı da gözlenirken Suriye’yi gören hâkim tepelere konuşlu radarlar aracılığıyla gelişmelerin anlık olarak takip edildiği bildirildi. Öte yandan Suriye’den atıldığı değerlendirilen 2 top mermisi, Hatay’ın Yayladağı ilçesine bağlı Kösrelik Mahallesi yakınlarındaki boş bir alana düştü. Ölü ve yaralının olmadığı olayın ardından hudut birlikleri tarafından bölgede önlem alındığı ve inceleme başlatıldı. (Fotoğraf: DHA) İzmir’de 1 Mayıs çağrısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de 1 Mayıs, tüm kesimlerin ortak katılımıyla Gündoğdu Alanı’nda kutlanacak. Aralarında Türkİş, DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipler Birliği, KamuSen, Birleşik Kamu İş’in de olduğu sendikalar dün Konak Alanı’nda ortak açıklama yaparak tüm İzmirlileri, Gündoğdu Alanı’ndaki kutlamaya çağırdı. et Ege İZMİR (Cumhuriy şkanı Aziz Kocaoğlu’nun Ba iye n bazı gençyükşehir Beled amında yargılana Gezi davası kaps lediyesince dava açtırdığı idbe lere büyükşehir lu, iddiaları yalanladı. Ege’nin oğ ca Ko i. ild ed davasında a di habere göre Gezi Sesi’nde yer alan lerin avukatı olan Süleyman nç yargılanan bazı ge yükşehir Belediyesi’nin, GeBü ir İzm ğ, da ra âyetçi olduKa an gençlerden şik zi Direnişi’ne katıl Kocaoğlu ise Twitter üzerini. ğu bilgisini verd ada, “Gezi Direnişi’ne katılan am ıkl aç ı ığ pt ya den lundaki habercı olduğumuz yo gençlerden dava u değil” ifadelerini kullandı. ler kesinlikle doğr Aziz Kocaoğlu lanladı ‘dava’yı ya Bürosu) İzmir Bü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear