23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET kultur 19 NİSAN 2014 CUMARTESİ @cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Gerçekliğin yapıtı sayılan “Yüzyıllık Yalnızlık” adlı romanı, 1967’de yayımlanışından bugüne kadar 30 milyondan fazla satmıştı. Düşsel Macondo köyünün ve köyü kuran Buendia ailesinin geçmişini anlatan “Yüzyıllık Yalnızlık”, yalnızca bir Kolombiya tarihi değil, evrensel düzlemde insan yaşantısı üstüne bir mitos olarak değerlendirilmişti. “Albaya Mektup Yok”, “Şer Saati”, “İyi Kalpli Erendira ile İnsafsız Büyükannesinin İnanılmaz ve Acıklı Öyküsü”, “Başkan Babamızın Sonbaharı”, “Kırmızı Pazartesi”, “Kolera Günlerinden Aşk”, “Labirentindeki General”, “Bir Kayıp Denizci”, “Sevgiden Öte Sürekli Ölüm”, “Şili’de Gizlice”, “Aşk ve Öbür Cinler”, “Bir Kaçırılma Öyküsü” gibi yapıtları Türkiye’de de geniş bir okur kitlesince okunan Marquez’in roman ve öykülerinin art alanı, demokrasinin bir türlü gerçek anlamda kök salamadığı ülkesi Kolombiya’nın yoksulluk ve şiddet dolu dünyasıydı. Marquez’in, gerçeklik ile düşsel ve büyülü öğeleri iç içe dokuduğu öyküleri, çoğunlukla, ilk kez “Yaprak Fırtınası” adlı kitabında ortaya ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ın yazarı Gabriel Garcia Marquez’in ölümü sevenlerini yasa boğdu düşsel büyücüsü Marquez’den ‘Ağustosta Görüşürüz’ İSTANBUL (DHA) Marquez’in ölümünün ardından Buenos Aires edebiyat çevrelerinde yazarın ölmeden önce okurlarına son bir roman bıraktığı konuşuluyor. “Ağustosta Görüşürüz” başlığı taşıdığı söylenen eseri Marquez’in son günlerinde tamamladığı ve kitabın ağustos ayında piyasaya çıkacağı, söylentiler arasında. Garcia Marquez son romanında, her sene 16 Ağustos günü annesinin mezarının bulunduğu Karayipler’de bir adayı ziyaret eden 53 yaşındaki Ana Magdalena’nın öyküsünü anlatıyor. Cenaze evinin önünde hayranları yazarın kitaplarını okudu. u Büyülü gerçekçilik akımının başyapıtı sayılan ‘Yüzyıllık Yalnızlık’, 1967’de yayımlanışından bu yana 30 milyondan fazla satmış, Marquez’in Cervantes’ten sonra İspanyol dilinde yazan en büyük yazar olarak nitelenmesini sağlamıştı. Beşiktaş da Marquez’i unutmadı Beşiktaş Kulübü resmi internet sitesinde yayımladığı mesajda “Beşiktaşlılık duruşu dediğimiz kavramın oluşmasına evrensel değerlerle katkıda bulunan ve sadece kelimelerle bile dünyanın daha güzel, daha yaşanılır bir yer olabileceğini tüm insanlığa kanıtlayan büyük yazar Gabriel Garcia Marquez’in ölümünün üzüntüsünü yaşıyoruz” denildi. Kültür Servisi 1982’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Gabriel Garcia Marquez önceki gün, uzun yıllardır yaşadığı Meksika’nın başkenti Mexico’da yaşama veda etti. Kısa bir süre önce hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edilen Kolombiyalı yazar 87 yaşındaydı. Yazarın cenazesinin önümüzdeki günlerde memleketi Aracataca’ya devlet töreniyle götürüleceği belirtiliyor. Öncesinde ise Meksika ve Kolombiya’nın başlıca şehirlerinde anma törenlerinin düzenleneceği bildirildi. İspanyol dili edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Marquez’i üne kavuşturan ve büyülü gerçekçilik akımının baş çıkan düşsel Macondo köyünde geçiyordu. 1948’de gazeteciliğe başlayan ve uzun yıllar bu uğraşı sürdüren Marquez, Kolombiya’daki yönetimleri eleştirmekten hiç vazgeçmemiş, sol siyasal görüşleri nedeniyle baskı görmüş, zaman zaman sürgünde yaşamak zorunda kalmıştı. “Yapıtlarımda gerçekliğe dayanmayan tek bir satır yoktur” diyen Marquez, çocukluk çağında, büyükannesinden Kolombiya toplumunun batıl inançlarını ve halk masallarını öğrenmiş, bu büyülü ortamı kendi yaşa dığı toplumun gerçekliğiyle harmanlayarak olağanüstü bir yapıtlar bütününe imza atmıştı. 1982’de, “yapıtlarındaki canlılık ve coşkun düşgücünü dile getirmede kullandığı zengin dil” nedeniyle Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Marquez, romanlarındaki gerçeküstünün aslında Latin Amerika’nın gerçekliğinden kaynaklandığını söylemişti. “Labirentindeki General” ve “Başkan Babamızın Sonbaharı” gibi kitaplarında, Kolombiya’daki iktidarların uyguladığı şiddete karşı politik muhalefetini daha da açık bir biçimde ortaya koyan Marquez, 1986’da yayımlanan “Kolera Günlerinde Aşk” adlı yapıtıyla edebiyat ustaları arasındaki yerini iyiden iyiye pekiştirmişti. Şilili şair Pablo Neruda’nın belki de Cervantes’ten sonra İspanyol dilinde yazan en iyi yazar olduğunu söylediği Marquez için, Meksikalı romancı Carlos Macias, “Yalnızca bir ülkenin değil, koca bir kıtanın yaşamını, kültürünü ve tarihini yazmayı başaran ender sanatçılardan biri” demişti. NE DEDİLER Aracataca’daki Marquez Müzesi önünde hayranları toplandı. Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos: Tüm zamanların en büyük Kolombiyalısının ölümünün ardından bin yıllık yalnızlık ve üzüntü... ABD Başkanı Barack Obama: Dünya düşsel bir yazarını kaybetti. Gençlik yıllarımın gözde yazarlarındandı. Perulu yazar Mario Vargas Llosa: Edebiyatıyla dilimize önemli bir zenginlik ve prestij getirdi. Şilili yazar Isabel Allende: Edebiyata atılmamı sağlayan dürtü ve özgürlüğü ona borçluyum. Kendi ailemi, ülkemi, hayat boyu tanıdığım tüm insanları, rengi, ritmi ve kıtamın zenginliklerini onun kitaplarında buldum. İsveç Akademisi Nobel Ödülü Sekreteri Peter Englund: Çok büyük bir sanatçı aramızdan ayrıldı ama muhte şem sanatı bizimle beraber yaşamaya devam edecek. Çoğu yazar sadece gölgedir, Gabriel Garcia Marquez o gölgenin vurmasını sağlayan kaynaktır ve daima öyle kalacaktır. İngiliz romancı Ian McEwan: Toplumlara bu denli güçlü etki edebilmiş en üst düzey edebi kaliteye sahip bir başka yazar bulabilmek için Dickens’a kadar dönmemiz gerekebilir. Eski ABD Başkanı Bill Clinton: Marquez’in 20 yılı aşkın süredir arkadaşı olmaktan ve muhteşem zekâsı ve yüreğini tanımaktan dolayı onur duyuyorum. Fransa Başkanı François Hollande: Bir büyük kıtanın hayallerinin tüm dünyaya ulaşmasını sağlayan dev bir yazarı kaybettik. Gazeteci olarak yazdığı makaleler ve emperyalizme karşı verdiği amansız mücadele onu zamanımızın en etkili Güney Amerikalı yazarlarından biri haline getirmiştir. Patricia Kopatchinskaja İş Sanat sahnesine Bavyera Radyo Oda Orkestrası ile konuk oldu Klasikten flamenkoya müzik şöleni lıştınız. Fazıl Say’la çalışma sürecinden bahseder misiniz? Bir yılda her defasında da farklı Fazıl, büyüleyici bir karaktere sabir repertuvarla yüzden fazla kon hip ve insana ilham kaynağı olan bir ser veren keman virtüözü Patricia müzisyen, sahnedeki duruşunun ne Kopatchinskaja bu kez İş Sanat kadar başarılı olduğunu söylememe sahnesine Bavyera Radyo Oda Or gerek yok herhalde. Bana çok yarkestrası ile konuk oldu. Şu sıralar dımı dokunmuştur. Müzik hayatıyeni CD kaydı hazırlığı içinde olan mın en iyi ve en unutulmaz anlarıKopatchinskaja’ya, gecede, flamen nı onunla aynı sahneyi paylaştığımkonun genç yıldızı Fuda yaşadım. İkimiz de Kopatchinskaja “Klasik son derece inatçıyız ensanta La Moneta ve perküsyon sanat müziği kapalı ve sınırlı bir aslına bakarsanız. Zaçısı Agustin Diaser alan gibi düşünmemek lazım. man zaman anlaşmazra da eşlik etti. İslığa düşüp hazırlıklar Klasik müziğin her türlü esnasında şimşekler panyol besteci Mauricio Sotelo’nun kedeneyime açık olduğunu çaktırdığımız olmuşman, flamenko danstur ama tüm bunlar bidüşünüyorum” diyor. çısı ve perküsyon için zim müzikal işbirliğiyazdığı Luz sobre limizi iyi yönde destekenzo (Light on Canvas) isimli eseri ledi. Bu auraya ve sahnede böylesi nin Türkiye prömiyerinin gerçekleş bir güce sahip olan bir piyanist daha tirildiği gecede klasik müzik ve fla tanımadım. Sanırım, Franz Liszt’in menko tınıları harmanlandı. bu çağda vücut bulmuş hali olmalı. Klasik müzik ve flamenkonun Müzikte tek bir akor değişimi birleşiminden sizce nasıl bir mü bile insanı etkiler... Müziğe başlazik doğuyor? dığınız ilk yıllardan bugüne müÖrneğin Bartok, klasik eser düzen zik icranızda neler değişti? lemelerinde Doğu Avrupa’nın folkArkadaşlarımdan aldığım görüşlorik öğelerini kullanmış, hatta Türk lere göre son 15 yılda çalma teknimüziğinden tınılar bile duyabilirsi ğimde çok büyük bir değişim olduğuniz onun eserlerinde. Aynı şekilde nu söyleyemeyeceğim. Tabii ki birSpaniard Mauricio Sotelo da bes takım yenilikler var ya da kendimtelerinde flamenko ritimleri kullan den çok daha emin çaldığımı söylemış. Dolayısıyla klasik müziği ka yebilirim. Ama aslında değişen dinpalı ve sınırlı bir alan gibi düşünme leyicinin alışılagelmiş stillerden çımek lazım. Her türlü deneyime açık kıp yeniliklere çok daha açık olduolduğunu düşünüyorum. ğu. Bu değişen algı bizim de özgür Daha önce Fazıl Say’la da ça lük alanımızı arttırıyor. CEREN ÇIPLAK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear