29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 NİSAN 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 S&P’ye göre ABD’de tahvil alımlarının azaltılmasından en çok Türkiye etkilenecek Fed Türkiye’yi vuracak Standard&Poor’s, Türk bankaları için uyarıda bulunurken Morgan Stanley de şirket kârlarının düşeceğini belirterek, yatırımcılarına Türkiye hisse senetleri piyasasında portföylerini azaltma tavsiyesinde bulundu. Ekonomi Servisi Küresel piyasalarda bol para döneminin yavaş yavaş sonuna gelinirken ucuz paranın faydasını en fazla gören ülkeler arasında olan Türkiye için de tehlike çanları çalıyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını azaltmasından gelişmekte olan ülkeler arasında en çok Türkiye ve Güney Afrika’nın bankacılık sektörlerinin etkileneceğini belirtti. Suzan Sabancı Dinçer İlker Ayrık Bu Kafayla... “Bir vatansever savcı çıktı, casusluk faaliyetleri ve dinlemeler için soruşturma başlattı. Bazı zanlılar tutuklandı. Aradan birkaç gün geçmeden o paralel çete devreye girdi. Paralel yapının yargıdaki uzantıları zanlıları serbest bırakıyor..”, “Devletin koridorlarından çeteleri nasıl kovduysak, adliye koridorlarından da o şebekeleri temizleyeceğiz...” Yargı bağımsızlığına kökten aykırı bu sözleri, “rejimi demokrasi olan” demeyeceğim, “demokrasiye geçiş özlemi içinde, en azından hukuka saygılı bir vitrine oynayan ülkelerin hiçbirinde hiçbir siyasetçinin ağzından çıkmaz, çıkamaz..” diyebilirim. Bizde Başbakan Erdoğan, Meclis grubunda milletvekillerinin karşısında, sözcüklerin altına basa basa söylüyor... Sözde bağımsız yasamadan, yargının işleyişinden sorumlu milletvekilleri alkışlıyorlar... Başbakan yaşamın her alanına dönük, her konuda, herkese, her örgütlülüğe yönelik olarak buyruklarını yeri geldikçe bir bir dikte ediyor. Daha doğrusu İktidarlarının güncel çıkarları, hesapları üzerinden “dün dündü, bugün bugündür.” deme zahmetine dahi katlanmadan, eski buyruklarını sık sık değiştirerek yeni buyrukları ile karşımıza çıkıyor... “Şaktak..” ilişkisi içinde, oluşturulmuş İktidarları cephesinin icraatları ile bu buyrukların gereğinin yerine getirilmesi için seferberlik işliyor. Hedef tahtasındaki ilgili kamu görevlileri şipşak görevlerinden alınıyor, istenilen doğrultuda gereğinin yapılabilmesine yönelik yeni görevlendirilenler işlerin başına oturtuluyor. Olmadı bir daha, bir daha... Bu işlerin çivisi on yılı aşkın İktidarlarının gücünün şımarıklığı, sınır tanımazlığında çoktan çıkmıştı da... Göreceli bağımlı ancak diktatorlükler için bile geçerli hukuk kuralları nedeniyle yargı kadroları için biraz engelliydi... Başbakan’ın söylemi ile “darbe” içerden, İktidarları ortağından, üstelik öncelikli yargının işletilmesi biçiminde, “17 Aralık operasyonu” olarak, bir sürü yolsuzluk, vurgun, kutular, kasalarda saklı milyar dolarlarla.. siyasi liderleri, oğullarını, yakın çevrelerini kapsayan, yargı operasyonları biçimde gelince... Paçalar tutuşunca... Paçaların kurtarılması için en acımasız, en kuralsızından karış operasyonların gündeme sokulması zorunluluğu ortaya çıkınca, hukuk devleti düzenine ilişkin, en azından biçimsel korunması gereken kuralların da hepsi birden ayaklar altına alınır oldu... HHH Demokrasiler, hukuk devleti düzeninin işlerliğinde gerçekten anlamı olan “Yargıya intikal etmiş konuda konuşmamak.” ilkesini hep birlikte, İktidarları ortaklığının en başından, iktidarın doğrudan sorumlu ve tarafı olduğu icraatları ile ayaklar altına almışlardı... Özel yargının elindeki, muhalefetten her tür bireysel ve örgütsel protesto eylemlerinin, kamusal kurumları da hedef almış yargılamalarında, kanıtların hukuken geçerliliği, ciddiyeti, gerçekliği üzerinden bir tartıdan geçirilmeden hukuksuz sızdırılmalarıyla, acımasız bir toplumsal linç gündeme sokulmuştu... TSK, Ergenekon, darbe, çeteler, terör örgütlenmeleri başlıklarında, gizli tanıklıklarla, yasadışı dinlemeler, gerçekliği yargı süreçlerinde bile kanıtlanma gereği duyulmamış yargısız infaz nitelikli suçlamalarla süslenmiş, poliste hazırlanmış iddianameler medyada tefrikalarla yayımlanarak yargısız infaz karalamalarıyla kamuoyu oluşturulmasının birinci dereceden suç ortaklığında en üst kademeye kadar siyasi iktidar, yandaş medyası tam kadro görevlerini yerine getirmişlerdi... Şimdi aynı silahlar aynı acımasız yöntemlerle 17 Aralık operasyonlarında cemaat eliyle Erdoğan iktidarlarına, hemen karşı atak olarak da Erdoğan iktidarları cephesinden cemaate yönelik sıcak gündemimizde, kimin eli daha çok kimin cebinde, kiminki daha hukuksuz, adaletsiz tartılamayacak boyutları ile gündemimizde. Gündemimizde olmayanı, olamayanı bu büyük kaostan çıkışın tek yolu olanı, hukuk devleti ile çözüm arayışları... En kolay çözüme gidişin yolu hukuka işlerlik kazandırmak besbelli tarafların siyasal çıkarları için çıkış, kurtuluş yolu olmaktan uzakta gözüküyor... Altından kalkılamayacak sabıkalar, hakhukuk ihlalleri, kirli çıkar, suç ilişkileri ağının altından kalkılabilecek gibi değil ki... Gözü kara savaş, karşıdakine hesap sorma vitrininde, hesap vermekten kurtulma, suçların altında ezilmeme kaygısı, korkusu gözbağı olmuş... Hukuk yoluna dönmekte çözüm reçetesine bile gerek yok... Bugünün kurulu ağında yeni hakhukuk suçları işleyecek adımların atılmamasıyla başlamak kördüğümü çözmenin başlangıcı olabilir... Örneğin HSYK’nin hâkim ve savcıların kararlarının yanlış mı doğru mu olduğuna bakabilmesi söz konusu olamaz... Ancak yasalara, hukuk kriterlerine aykırı icraatlar için müfettiş gönderme, soruşturma açma yetkileri var. İrticacı, paralel damgalamaları hukuka aykırı, yargı bağımsızlığına karşı eylemlerdir... Bu kafayla gidilecek bir çıkış yolu olamaz. İktidarları gücü, toplumsal güdüleme ile çok kolay üretilebilecek siyasal kurtuluş reçeteleri, biri bin para değerinde çok, bir o kadar kolay olsalar da... Türk bankacılık sektörüyle ilgili uyarıda bulunan kuruluş, açıklamasında, incelenen yedi bankacılık sistemi arasında en yüksek hassasiyetin iki ülkenin bankacılık sistemlerinde görüldüğü ifade etti. S&P; Şili, Hindistan, Endonezya ve Peru’nun bankacılık sistemlerinin ise Fed’in tahvil alımlarını azaltmasından kaynaklanan etkilere karşı nispeten daha dirençli olmalarının beklendiği kaydetti. S&P, Türkiye’nin BB+ notuyla ilgili değerlendirmesini 23 Mayıs’ta yapacak. Öte yandan ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye hisse senetleri piyasasının portföyler içindeki ağırlığının azaltılmasını tavsiye etti. Banka tarafından dün yayımlanan gelişmekte olan ülke hisse senedi piyasaları değerlendirme raporunda, Türkiye ekonomisinde büyümenin potansiyelin altında olmasının beklendiğini ifade edilirken, şirket Galip Tözge kârlarında aşağı yönlü revizyon beklendiği belirtildi. Morgan Stanley geçen yıl şubat ayı sonundan bu yana Türkiye için “ağırlık koruma” tavsiyesi veriyordu. Morgan Stanley Türkiye’nin yanı sıra Kolombiya ve Şili ve Mısır için tavsiyelerini de düşürdü. Raporda portföylerdeki ağırlığının azaltılması tavsiye edilen ülkeler Türkiye, Güney Afrika, Filipinler, Mısır, Brezilya ve Tayland olarak sıralandı. Yeni ürün Kıvanç Tatlıtuğ Hakan Binbaşgil Samsung’dan çiftlere indirim Tasarrufu İngilizlerden öğrendi Suzan Sabancı Dinçer, “İngilizler ekonomi konusunda çok sıkıdırlar. Şişli Terakki’de okurken harçlıkla 1 gazoz ile tost alabiliyordum. Ama İngiltere’de yatılı okulda aileniz harçlığı okula veriyor. Okul idaresinin verdiği harçlıkla değil bir şişe gazoz ancak bir bardak gazoz alabiliyorduk” dedi. Kampanyaya ilişkin bilgi veren Hakan Binbaşgil, bugüne kadar 15 bin öğrenciye ulaştıklarını, 14 ilde yapılan kampanyada gönüllü Akbank çalışanlarının görev aldığını ve 18 bin öğrenciye ulaşmayı hedeflediklerini anlattı. Samsung yeni çiftleri, beyaz eşya ürünlerinde yüzde 40’a varan indirim fırsatı sunuyor. Kampanya kapsamında buzdolabı 1.299, çamaşır makinesi 749 liradan başlayan fiyatlarla tüketiciyle buluşacak. Dyson, Cinetic DC52 ve DC62 olmak üze re iki yeni süpürgeyi piya saya sundu. Top gövdeli, halı veya mobilyalara takılmayan DC52 filtresiz, DC62 kablosuz ve hafif. İki yeni süpürge Çocuklara notebook Algida, bu yazı 26 yeni ürünle karşılayacak. Yaz aylarında yeni ürünlerini ‘İlk Dondurma Düştü, Yaz Başlıyor’ projesi ile don durma severlerle buluşturacak olan şirket, özel olarak hazırlanmış mini paraşütlerle, Türkiye’deki 5 şehre havadan dondurma yağdıracak. Dondurma yağdıracak Akbank’ın iç tasarrufları artırmak amacıyla 2012’de başlattığı “Tasarruf Seferberliği” ikinci yılını tamamladı. Akbank’ın tüm çalışanlarıyla ülke çapında yaygın hale getirdiği “Akbank Ekonominin Kahramanı Çocuklar” projesi kapsamında, Suzan Sabancı Dinçer ve Kıvanç Tatlıtuğ, Tatlıtuğ’un mezun olduğu Özel Çağ Koleji’nde, Hakan Binbaşgil ve İlker Ayrık da Bilfen Koleji’nde çocuklara tasarruf dersleri verdiler. Derslere katılan çocuklara kumbara hediye edip “Ekonominin Kahramanı Çocuklar Sertifikaları”nı paylaştılar. Akbank’ın reklam yüzü Kıvanç Tatlıtuğ, kendi okuduğu okulda tasarruf eğitimine katılırken çocuklara ilk tasarruf öyküsünü de anlattı. Tatlıtuğ, “Harçlığımla bir tane gazoz, iki tane tost alıp kokulu kalemlere de para ayırabiliyordum. Tasarruf etmeyi ilk olarak bizim evin aşağısındaki kırtasiyede satılan kalem kutusunu almak için para biriktirirken öğrendim” dedi. Tasarrufun çocukken öğrenilmesi gereken bir alışkanlık olduğunu ve bu konuda ebeveynlere çok iş düştüğünü de kaydeden Tatlıtuğ, tasarruf etmeye hâlâ devam ettiğini de anlattı. Kalem kutusu dönüm noktası oldu Ekonomi normalleşmeli OLCAY BÜYÜKTAŞ ADANA Türk ekonomisinin hızla ‘U’ dönüşü yapabilecek ‘kas’ı kuvvetli bir ekonomi olduğunu vurgulayan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Moody’s’in görünümü negatife düşürmesini abartmamak gerektiğini söyledi. Suzan Sabancı Dinçer, Fed’in tahvil alımlarını azalttığı, biri mart ayında tamamlanan önünde daha 2 seçim olan bir ekonominin faaliyetlerinin etkilenmesinin normal olduğunu belirterek “Bu dönem geçici. Ekonominin hızlanacağını ve yatırımların bundan sonra bir miktar artacağını düşünüyorum. Önümüz açık. Piyasalarda da rüzgârın pozitif olduğunu görüyoruz” diye konuştu. Sabancı Dinçer, yerel seçimlerin bir belirsizlik getirdiğini bunun da atlatıldığını ifade ederek bireysel kredilerin daha yavaş, ticari kredilerin daha hızlı büyümesini beklediklerini anlattı. Sabancı Dinçer, son 10 yılda hep düşüş eğiliminde görülen faiz oranlarının son 89 aydır yeniden yükseliş trendinde ol duğunu belirterek “Hem kurda hem faizde zikzak çizmeden yeniden, normalleşerek yola devam etmek gerekiyor” dedi. Hangi ülkeye bakarsanız bakın 3 seçimin olduğu bir ülkede ekonomik faaliyetlerin etkilenmemesinin mümkün olmadığını anlatan Suzan Sabancı, Türkiye’nin ekonomide bu dönemi atlattıktan sonra hızlanacağını düşündüğünü, zaten seçimden sonra da kurun toparlayarak faizin düştüğünü anlattı. Çocuklara verdiği tasarruf eğitiminin ardından soruları yanıtlayan Suzan Sabancı, “Türkiye ekonomisinin ana kırılganlıklardan biri olan cari açığı kapatmamız lazım. İşte bu bağlamda en önemli ilaç iç tasarrufların artırılmasıdır. Düşük tasarruf oranı, sürdürülebilir bir büyüme performansı yakalamamızın önündeki en büyük engellerden biri” ifadelerini kullandı. “Enerji fiyatları enflasyonu doğrudan etkilediği için enerji konusuna mutlaka yapılması gerekenler var. Ekonomik reformlara devam edilmeli. Yabancı yatırımcıyı da çekmek gerekiyor” diyen Suzan Sabancı, Türkiye’nin ekonomisinde büyüme dinamiklerinin “sürdürülebilir” seviyelere oturmasının önemine de değinerek bunun içinde faizlerin belli bir dengede olması gerektiğine işaret etti. Suzan Sabancı, “Makul bir reel faizle hem tasarrufu teşvik ederiz hem de TL için faydalı olur. Kur stabil giderse, büyümeyi yüzde 2.53, enflasyonu yüzde 8’ler civarında bekliyorsak yüzde 11’ler civarında bir nominal faizi konuşabiliriz. Mevduat faizlerinin de yüzde 10’lar civarında devam edeceğini öngörüyoruz” açıklamasında bulundu. Çaktırmadan tasarruf Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge de insanların hayatlarını zorlaştırmadan para biriktirmek istediğini söyleyerek “İnsanlar hayatlarına yön verirken sıralamayı ‘evleneyim, ev sahibi olayım, arabam olsun ve en son tasarruf yapayım’ diye kurguluyor. Oysa bu sıralamayla gittiğinde zamanın ve faizin sihrinden faydalanmıyor. Çünkü ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Hayatlarına dokunmadan yapacakları tasarruflara yoğunlaştık. 200 bine yakın müşterimiz her ay küçük miktarlarla düzenli birikim yapıyor” dedi. Lenovo, 23 Nisan nedeniyle klavyesini çocukların rahatlıkla kulla nabileceği sıvıya dayanıklı yeni bir notebook tasarladı. Lenovo G505 dizüstü bilgisayarlar, AMD dört çekirdekli A45000 işlemciye sahip. Yurttaş Erdoğan’ı dinlemiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’de geçen yıl doğum oranlarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeni evlenen çiftlere öğütlediğinin aksine bir durum yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2013 doğum istatistiklerine göre, canlı doğan bebek sayısı 2012’de 1 milyon 286 bin 828 iken, geçen yıl 0.3 azalarak 1 milyon 283 bin 62’ye geriledi. Geçen yıl doğan bebeklerin yüzde 51’i erkek, yüz Geçen yıl doğum oranları bir önceki yıla göre azaldı. 2012’de 2.09 çocuk olan toplam doğurganlık hızı, geçen yıl 2.07 çocuk olarak yaşandı. de 49’u kızlardan oluştu. Bir kadının doğurgan olduğu dönem (1549 yaş grubu) boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden “toplam doğurganlık hızı” 2012 yılında 2.09 çocukken, 2013 yılında 2.07 çocuk olarak yaşandı. Toplam doğurganlık hızının 2013 yılında en yüksek gerçekleştiği il 4.31 çocukla Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa’yı 4.08 çocuk ile Şırnak, 3.9 çocuk ile Ağrı ve 3.66 çocukla Siirt izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1.43 çocukla Kırklareli olurken bu şehri 1.46 çocukla Eskişehir ve Edirne, 1.5 çocukla Kütahya ve Çanakkale takip etti. Mini biskrem Doğurganlık hızının en yüksek olduğu yaş grubu “2529” oldu. 2009’da bu yaş grubundaki doğurganlık hızı binde 125 iken hem 2012 hem de 2013 yıllarında bu hız binde 128 oldu. Yaşı 25’ten küçük olan kadınların doğum sayılarında düşme gözlemlenirken doğum sayısındaki en büyük artış 3034 yaş grubundaki kadınlarda meydana geldi. Bu yaş grubunda canlı doğan bebek sayısı 2009’a göre geçen yıl yüzde 25.6 artışla 306 bin 524’e ulaştı. Özel sektörün dış borcu Ülker, dolgulu bisküvi segmentinin mini formattaki ürünü Biskrem mini’yi piyasaya sundu. Yeni ürünü Biskrem Mini ile ideal bir atıştırmalık alternatifi sunan Ülker, Biskrem tutkunlarına hayat koşuşturması içinde ufak keyif molaları verdirecek. 198 milyar doları aştı Ekonomi Servisi Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, şubat sonu itibarıyla 2013 yıl sonuna göre 656 milyon dolar artarak 156.8 milyar dolara çıktı. Kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç) ise 2013 sonuna göre 11 milyon dolar artarak 41.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Merkez Bankası verilerine göre, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 515 milyon dolar arttığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının 24 milyon dolar azaldığı gözlendi. Şubat sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde yapılacak olan anapara geri ödemelerinin toplam 72.8 milyar dolar tutarında oldu. Buyaka 9 milyon ziyaretçi bekliyor Leyla Özdemir Ekonomi Servisi Buyaka Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım İşletmeciliği Anonim Şirketi tarafından hayata geçen Buyaka Alışveriş Merkezi, ikinci yılında 8 milyon ziyaretçiye ve 300 milyon TL ciroya ulaştı. Bu yı 350 milyon TL ciro hedefleyen Buyaka, ziyaretçi sayısını da 9 milyon kişiye taşıyacak. Buyaka Alışveriş Merkezi Müdürü Leyla Özdemir, 2014’ün mart ayı itibarıyla ciro anlamında yüzde 20, ziyaretçi sayısında da yüzde 15’lik artış olduğunu söyledi. Özdemir, “Aylık ortalama 670 bin ziyaretçi ağırlıyoruz. Hedefimiz dördüncü yılımızda yıllık 10 milyon ziyaretçi sayısına ulaşmak. Ziyaretçi sayımızı bu rakamlara taşımamız durumunda ise 4. yılın sonunda yıllık hedefimiz olan 550 milyon TL ciroyu geçmiş olacağız. Alışveriş merkezimiz 1500 kişiye istihdam sağlıyor. 5 bin kişiye istihdam sağlayacak ofis ve kulelerin tam faaliyete geçmesiyle de toplam 6 bin 500 kişi istihdam edilmiş olacak” dedi. Buyaka’da kiraların dolar kuruyla olduğunu hatırlatan Özdemir, kurun çok dalgalandığı dönemlerde sabitlemeye gittiklerini dolar 2.25 olduğunda kiracılar için kuru 2.15’e çektiklerini ifade etti. Özdemir, Buyaka’nın 152 mağazadan ve her biri 21 kattan oluşan 3 ofis bloku ve 22 katlı bir homeofis blokundan oluştuğunu sözlerine ekledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear