25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 NİSAN 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER On binlerin katıldığı geleneksel Grup Yorum konserinde şarkılar Gezi şehitleri için söylendi 7 ÖĞRETMENLER SUÇLANIYOR Onlara borcumuz var ALİ AÇAR ‘Çılgın Türkler’ soruşturması Grup Yorum’un geleneksel olarak Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’nda düzenlediği “4. Bağımsız Türkiye” konserinde parçalar Berkin Elvan ve Gezi şehitleri için söylendi. On binlerce kişinin hep bir ağızdan “Özgürlük, eşitlik ve adalet” istediği konserde, “Berkin’e, Ali İsmail’e, Hasan Ferit’lere bir borcumuz var. Onların katillerinden hesap sorulana kadar bu borç bitmeyecek” denildi. Grup Yorum’un “Bağımsız Türkiye” konseri için dün on binlerce kişi erken saatlerden itibaren konserin gerçekleştirileceği Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’da toplandı. “Amerika defol, bu memleket bizim”,“Berkin’in hesabı sorulacak”, “Grup Yorum halktır, susturulamaz”,“Ekmek, adalet, özgürlük”, “Hırsız, katil işbirlikçi AKP” yazılı pankartlarla Gezi olaylarında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu bez afişlerin asıldığı alanda hep bir ağızdan “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş”, “Berkin Elvan, 15’inde bir fidan”, “Her yer Taksim, her yer direniş”,“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganları atıldı. Devrim şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından konuşan ÇHD Genel Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı, Gezi olaylarının ardından artık AKP’nin eskisi gibi Türkiye’yi yönetemeyeceğini belirterek “Bizi parlamento seçimleri, cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi kısır döngü ile yöneteceklerini sanıyorlarsa onlara bir kez daha bizi bu şekilde yönetemeyeceklerini gösteririz. Başbakan Ankara Orman Çiftliği’ne yaptığı Başbakanlık binasını yıkmadan biz evlerimizi yıktırmayız. Oğlunu hâkim karşısına çıkarmadan biz oğullarımızı, kızlarımızı hâkim karşısına göndermeyeceğiz. Hapis cezalarından korkmuyoruz ve bizi yıldırımayacaklar” dedi. Daha sonra sahneye çıkan Grup Yorum adına konuşan İnan Altun, “Ey AKP, senin baskıların sürdüğü sürece bizi karşısında bulacaksın. Yeni haziranlarda karşında olmaya, dikilmeye devam edeceğiz. Bunun en önemli kanıtı Berkin’ler, Ali İsmail’ler, Hasan Ferit’ler olarak karşına çıkacak olmamız. Ancak onlara da bir borcumuz var. Onların katillerinden hesap sorulana kadar bu borç bitmeyecek. Bu halk onların katillerine dünyayı dar edecek. Onlar bir avuç ama bizler denizde kum, gökyüzünde kuş, suda balık kadar çokuz ve milyonlarız” diye konuştu. ‘Türkiye’nin vicdanı burada’ Konsere destek için katılan çok sayıda sanatçı, Van depreminde yaşamını yitirenler için bestelenen şarkıyı sahnede koro halinde söyledi. Van’daki konteynırlarda direnişte olan 39 köylüyü temsilen de bir Vanlı yurttaş konuştu. Berkin Elvan için söylenen şarkıda gökyüzüne balonlar uçurulurken, dans gösterileri, tiyatro ve sinevizyon gösterileri yapıldı. Konserde on binlerce kişi Grup Yorum’un seslendirdiği şarkılara eşlik ederek halay çekti. Konsere katılan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Türkiye’nin gerçek devrimcilerinin bir arada olduğunu belirterek “Buraya tam bağımsız Türkiye için büyük bir özveri ile geldiler. Biz de tam bağımsız Türkiye için buradaki yurttaşlarla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” dedi. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da daha önceki 3 konseri izleyici olarak takip ettiğini kaydederek “Bugün ilk kez belediye başkanı olarak bu devrimci kardeşlerimle bir aradayım. Burada Türkiye’de hukukun üstünlüğüne, barışa ve kardeşliğe dönük ciddi bir konser var. Buradan tam bağımsızlık mücadelesi verenleri selemlıyorum” diye konuştu. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya 75’inci Yıl Cumhuriyet Lisesi’nde felsefe ve tarih derslerine giren iki öğretmen hakkında bir dizi gerekçeyle soruşturma açıldı. Soruşturmaya konu kitaplar arasında İlhan Selçuk’un ‘Yüzbaşı Selahattin’in Romanı’, Turgut Özakman’ın ‘Şu Çılgın Türkler’ ve ‘Diriliş’, Attilâ İlhan’ın ‘Gazi Paşa’sı da bulunuyor. Muratpaşa ilçesindeki 75’inci Yıl Cumhuriyet Lisesi’nde İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi öğretmeni Ş.Y. hakkında, isimsiz ihbar üzerine “derste Gezi olaylarına destek vermek, sınıflarda bu yönde açıklamalarda bulunmak, siyaset yapmak, öğrencilere siyasi kitaplar önermek’ gibi suçlamalarla soruşturma açıldı. Ş.Y’nin öğrencilerine önerdiği iddiasıyla soruşturmaya konu kitaplar arasında İlhan Selçuk’un “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”, Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler”, “Diriliş”, Attilâ İlhan’ın “Gazi Paşa”, “Sırtlan Payı”, “Batının Deli Gömleği” ve “Yıldız, Hilal ve Kalpak” da bulunuyor. Aynı okulda felsefe dersi öğretmeni M.A. hakkında ise yine derste Gezi olaylarına destek verdiği, sınıflarda bu yönde açıklamalar ve siyasi içerikli konuşmalar yaptığı gerekçeleriyle benzer soruşturma başlatıldı. Eğitimİş Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Balık, söz konusu kitaplara bakıldığında hiçbirinin yayın yasağı bulunmayan, kitaplar olduğunu belirterek, “Konuların hepsinde de siyasal analizler yapılmak zorundadır” dedi. Antalya Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay ise devlet memurunun siyaset yapmasının yasak olduğunu hatırlattı. üyesi var’ diye tutuklu! Haber Merkezi 25 yıllık öğretmen Mehmet Sarı, DHKPC’nin “memur yapılanmasına” yönelik operasyon sonrasında tutuklandı. 14 aydır cezaevinde tutulan Sarı’nın eşi Sevim Sarı, savcıya “Bu adam hiçbir şeye katılmamış neye dayanarak tutukluyorsunuz” diye soran avukatlarının “Bilinçaltında örgüt üyesi potansiyeli var” cevabını aldıklarını söyledi.Hürriyet gazetesinin haberine Eğitim Sen (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) İstanbul 5 No’lu Şube yöneticisi olan 25 yıllık öğretmen Mehmet Sarı, 14 aydır tutuklu bulunduğu Kocaeli 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektupla yaşanılan hukuksuzluğa isyan etti. Hakkında hiçbir somut suçlama olmamasına rağmen haksız yere tutuklandığını ifade eden Sarı, “Tahliye edilenlerle tutuklu kalan bizler arasında hiçbir hukuk farkı bulunmamasına rağmen tutuklu kalmamız akılla, hukukla, vicdanla açıklanamayacak bir durum” dedi. ÖYM ve TMK 10’la yetkili mahkemelerin kapatılması ile “Haksız tutukluluk kalkıyor” algısının oluştuğunu ancak bunun kesinlikle doğru olmadığını belirten Sarı, hukuk cinayetlerinin devam ettiğine dikkat çekti. Sarı’nın eşi Sevim Sarı ise şöyle konuştu: “25 yıllık öğretmen, evi, işi belli olan iki çocuk babası bir insan örgüt üyeliğinden tutuklandı. Emniyet’te eşim ‘Yanlışlık yapıyorsunuz, ben sadece sendikacıyım, örgüt ile hiçbir bağlantım yok’ diyor, onlar da ‘Biz biliyoruz senin örgüt ile bağlantın yok, sendikada çok öne çıktın, dilin çok sivrildi. Onun için buradasın’ diyorlar.” ‘Bilinçaltında örgüt ‘Karşı’ kapanıyor, çalışanlar ayaklandı İstanbul Haber Servisi Karşı gazetesi İmtiyaz Sahibi Turan Ababey, Karşı gazetesinin 2 aylık yayın hayatının bugün çıkacak sayıyla sona ereceğini açıkladı. Ababey www.karsigazete.com adlı siteden gazetenin neden kapatıldığına ilişkin yaptığı açıklamada, çalışma arkadaşlarına teşekkür ederken “Ne cemaat, ne paralel yapı, ne siyasetçi ne de her hangi bir partiden destek almadım ve asla böyle bir beklentim ya da talebim olmadı” dedi. Açıklamanın ardından Karşı gazetesi çalışanları kendilerine hiçbir tebligatta bulunulmadan ve ödeme yapılmadan gazetenin kapatılmasını protesto için gazete binasını işgal etme kararı aldı. Genel Yayın Yönetmeni Kutlu Esendemir başta olmak üzere yaklaşık 40 gazete çalışanı, ödeme yapılana kadar gazeteyi terk etmeyeceklerini açıkladı. “Yalana karşı gerçeğin gazetesi” sloganıyla 9 Şubat Pazar günü yayın hayatına başlayan Karşı gazetesinde 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınıp serbest bırakılan Ali Ağaoğlu’nun tam sayfa ilanının yayımlanması üzere istifa şoku yaşanmıştı. Gazetenin yazarlarından Şebnem Sönmez, Ece Zereycan, İhsan Eliaçık ve Deniz Evin gazeteden ayrılmışlardı. Son olarak ise gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Eren Erdem istifa etmiş, yayın koordinatörü Kutlu Esendemir Genel Yayın Yönetmeni olarak atanmıştı. Kuyubaşı’nda İstanbul Haber Servisi Kadıköy’de Feneryolu’ndaki Kuyubaşı Fidanlığı’nın imara açılmasına tepki gösteren Feneryolu Mahallesi sakinleri dün “Beton değil yeşil alan” sloganlarıyla yürüyüş yaptı. Yaklaşık 6 dönümlük arazinin imara açılarak betonlaşmasına karşı olduklarını belirten Feneryolu Mahallesi sakinlerine, Göztepe Gezi Dayanışması ve Özgürlük Parkı Halk Forumu da destek oldu. Özgürlük Parkı Ana kapısında toplanan grup, Kuyubaşı Fidanlığı’na kadar “Ciğerlerimden eline çek”, “En az üç fidan”, “Alo Fatih altyazı geç Tuğlacıbaşı elden gidiyor”, “Kuyubaşı Fidanlığı yeşil kalsın” yazılı pankart ve dövizler taşıyarak yürüdü. Feneryolu sakinleri adına yapılan açıklamada “Feneryolu Mahallesi’ndeki sınırları son yeşil alanımız Kuyubaşı Fidanlığı ve içerisindeki 124 yıllık Tuğlacıbaşı Mustafa Şevki Efendi Camii tehdit altında” denildi. 35 bin nüfuslu mahallenin olası bir depremde toplanabileceği son açık alan olduğu belirtilen açıklamada, Feneryolu sakinlerinin 124 yıllık tarihi Tuğlacıbaşı Cami’sinin restore edilmesini ve çevresinin yeşil alan olarak düzenlenmesi istediği anlatıldı. Kadıköy İlçe Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin araziyle ilgili bir imar planını onayladığı belirtilen açıklamada, imar planlarının iptal edilmesi istendi. Açıklamaların ardından mahalle sakinleri arazinin etrafını saran inşaat levhalarına ağaç, çiçek, kuş resimleri yaptı. beton istemiyoruz Medyaya Saldırıda Yeni Aşama Öyle anlaşılıyor ki, medya üzerindeki baskılar yeni bir boyuta sıçrama aşamasında. Bir yandan işten çıkarmalar hızlandı, diğer yandan yazarlar üzerindeki baskılar arttı. Muhabirler ise artık haberlerini tanıyamaz hale geldiler. Başbakan Erdoğan’ın hükümet yandaşı gazete yöneticileriyle özel bir toplantı yapması ise doğrusu medya konusunda bundan sonrası için fikir veriyordu. Yandaşlık artık resmen tescil edilmiş sayılabilir. Kısacası gazeteciler için daha zor bir dönemi haber veriyor gelişmeler. Yeni MİT yasasının da gazetecilerin elini kolunu bağlamayı hedefleyen maddeler içerdiği biliniyor. Yine de gazetecilerin duruma boyun eğeceğini zannedenler yanıldıklarını kısa zamanda anlayacaklardır. Karşılaşılan durum yeni değildir ve medya 12 Mart ve 12 Eylül deneylerini başarıyla atlatabilmiş, baskılar karşısında direnmenin yollarını bulabilmiştir. Asıl büyük tehlike medyada dayanışmanın ortadan kalkması olacaktır. Baskılar karşısında ulusal ve uluslararası düzeyde dayanışmanın zayıflaması gazeteciler ve genel olarak medya açısından kötü olacaktır. Dayanışmanın devam etmesi ise özgürlükler konusunda medyada genel bir fikir birliğinin oluşmasıyla yakından ilgilidir. Son zamanlarda özellikle yasal ya da yasadışı kayıtlar konusunda kamu yararı ilkesini bir yana bırakma eğiliminin ciddiye alınması, ağırlık kazanması ve bunun etik bir tutum olduğunun savunuluyor olması şaşırtıcıdır. Bu nedenle gazetecilerin bir kere daha kamu yararı konusuna özgürlükler açısından bakmasında yarar var. Yolsuzlukların her ne şekilde olursa olsun ortaya çıkmasında kamu yararı bulunduğu tartışılacak bir şey değildir. Yasadışı dinlemelerin faillerinin bulunması, yakalanması ve cezalandırılması ile ortaya çıkan yolsuzlukları birbiri ile ilişkilendirerek kamu yararını göz ardı etmek belki güç sahiplerine uygun düşebilir, ama medya mensuplarına, gazetecilere uygun düşmediği ortadadır. Kamu yararı konusunda uluslararası kamuoyunun ve medyanın yaklaşımına bakmakta ve özellikle AİHM kararlarına bir kere daha göz atmakta yarar vardır. Yorumlar: Soru ve yanıt Cumhuriyetin elektronik sitesinde, bazı haberlerde, okuyucularınıza yorum hakkı tanıyordunuz. Bu hak ortadan kaldırıldı. Nedenini bilmiyorum, ancak toplumu tanıma açısından bence cok yararlı idi. Tekrar bu imkânı tanımayı Cumhuriyet gazetesi düşünüyor mu? Sizin aracılığınızla bu isteğimi dile getirmek istedim. Saygılarımla. Prof. Dr. Yüksel İnan Telekom’un DNS’lerle sürekli oynamasından dolayı Facebook kodlarında hatalar oluşuyor. Denetim paneli çalışmadığından küfürlü yorumlar, hakaretler onaylanmadan sayfaya yansıyor. Bu nedenle durdurduk. Yeni yorum paneli hazırlıyoruz. Yakın zamanda her okurun mail adresiyle de girebileceği bir yorum sayfası olacak. Selamlar. Cumhuriyet Portal Yöneticisi Oğuz Güven CEZAEVİ EYLEMİNE DİSİPLİN CEZASI Gezi için adalet istemek yasak ALİCAN ULUDAĞ Dengesizlikler Volt ile Watt Cumhuriyet, 07 Nisan 2014: öne çıkmalı sayfa 10 Ekonomi, sütun 1 Sosyal adaletin bu kadar bozuk olduğu bir ülkede, ortak olmak, kardeş olmak, birlik olmak için bir neden bulunmamaktadır. Siyasetten çok gazetemizin bu dengesizlikleri daha çok öne çıkarması gerektiğine inananlardanım. Trilyon telaffuz ederek satılan konutları yapanların vergi meslek guruplarına göre dağılım listesi incelendiğinde, emekliler kadar kazanç sahibi oldukları gibi bir dramatik listeyle karşılaşmaya daha ne kadar tahammül edeceğiz anlayamıyorum. Saygılar. Nusret Atayman Teşekkürler İki gün önce yapılan yerel seçim sonuçlarını en gerçekçi biçimde yorumlayan ve tüm seçmenlere, sandığına sahip çıkmak için canla başla çalışan gençlerimize moral veren yazılarından dolayı gazetemiz yazarları Deniz Kavukçuoğlu, Serdar Kızık ve Ahmet Tan’ı kutluyorum. Öte yandan sizden ve Ahmet Tan’dan, Ahmet Tan’ın 1 Nisan’daki yazısına aldığı şiirin özel bir basımının gazetemiz eki olarak yayımlanması; partilere ve gençlik örgütlerine gönderilmesini diliyorum. Saygılarımla... Ali Niyazi Öz “Kısa... Kısa” 2. haber, 2. cümle: “Çıkarılabilir ve bulaşık makinesinde... Izgara Lüks, 14501600 voltta çalışıyor.” Yani bu ızgara hiçbir zaman çalışmayacak, çünkü evlerde değil fabrikalarda bile 14501600 volt elektrik akımı yoktur. Lütfen böyle haberleri yazanlar volt ile watt arasındaki farkı öğrensinler! İlter K. Akbuğ Seçimler geçmemiş miydi?.. Eskiden önce Çetin Altan ve Ali Ulvi’yi arardı gözüm... Son yıllarda Behiç Ak, Kamil Masaracı ve Semih Poroy’un bağımlısı oldum. Pazartesi günü, Behiç Ak’ın çizgisini görünce günümü şaşırdım. Kuşkusuz çok anlamlıydı ama Cumhuriyet’i çıkaranlar baskıya vermeden okuyor mu diye düşündüğümü sizinle paylaşmak istedim... Saygılarımla. Bozkurt Güvenç ANKARA Bafra Cezaevi’nde kalan 6 hükümlü, Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybedenler için “adalet” talebiyle üç günlük açlık grevi yaptıkları gerekçesiyle cezaevi yönetimi tarafından disiplini bozmaktan cezalandırıldı. Eylem nedeniyle “1 ay boyunca bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma” cezası verilen mahkumlar, karara iki mahkemede itiraz etti. Ancak her iki mahkeme de itirazı reddetti. Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi, 14 Ocak günü Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybeden gençler için açlık grevine sahne oldu. 6 hükümlü, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, İrfan Tuna, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik ve o tarihte komada bulunan Berkin Elvan için “adalet” talebiyle 3 günlük açlık grevi eylemi yaptı. 17 Ocak’ta sona eren eylem için cezaevi idaresi soruşturma başlattı. Disiplin soruşturması sonucunda, mahkumlara “Bir ay bazı etkinlere katılmaktan alıkoyma” cezası verildi. Cezanın iptali için infaz hâkimliğine başvuran hükümlüler, eylemi adaletin sağlanması amacıyla yaptıklarını savundular. Mahkumların avukatı Özgür Yılmaz, açlık grevi eylemin sembolik olduğunu savunarak “Haksızlıklara karşı müvekkillerimizin sembolik açlık grevleri, vicdani, insani, ahlaki sorumluluklarıdır, bunların cezalandırılması tecrit politikalarının bir parçasıdır” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear