22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 NİSAN 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Eh şimdi de, hedefte olan kişi Pınar Kür. Yaftala gitsin! Yaftalamalara, yargısız infazlara, çocuk ölümlerine alıştık... Paul Celan’ın “Bütün Bir Hayat” şiirinin dizeleri: “Beyazdır ölümün güneşleri, çocuklarımızın saçları gibi. Sönmüş gözleriyle başımızın üzerinde mutluluğun hançerini kaldırmıştı.” HHH Bu coğrafyada o mutluluğun hançerini hiç yaşamadık biz. Şafağın çığlığını duyamadık! Yükselen suları, göğün mavisini göremedik... Acımasız bir toplumda Ogün, Orhan gibi niceleri daha çıkar. Dün yok muydu? Vardı! Bugün de var! Bunların kimi tetikçi olur, kimi cani! Abdi İpekçi’yi öldürür, yeşil pasaportla, pek çok katil yurtdışına elini kolunu sallayarak gider, derin devletin gücüyle. Vatikan’da Papa’ya suikast düzenler! Acı ama gerçek olan İpekçi davasının hâlâ aydınlatılmamış olması değil mi? Uğur Mumcu cinayeti de öyledir, Kışlalı cinayeti de... Musa Anter, Gaffar Okkan, Hablemitoğlu, Hrant Dink... Ethem Sarısülük cinayetinin faili polis bugün görevi başında... Kılıçdaroğlu’na saldıran kişi kim? Meclis’in kapısını bilmiyor ama orada üç saat kalıyor! Unutulacak birkaç gün sonra... Çünkü o, birilerince korunup kollanacak! Kurulu düzen çarkı dönüyor, ölümler, acılar, hüzünler umutlarımızı çalıyor... Ağaların, beylerin, paşaların, sahtekârların düzeni bu! Yoksul daha yoksul, varsıl daha varsıl olacak... HHH AKP 12 yıldır niçin iktidarda? Varsıllığı varsıllarla paylaştığı için... Yoksulun da yoksulluğunu bölüşüyor, nohut, bulgur, kömür, para, yeşil kart dağıtarak... AVM inşaatlarında naylon çadırlarda uyurken yanarak ölen sigortasız işçilerin geride bıraktıkları aileleri AKP’ye oy veriyor... Geride ne kalıyor? Kurulu düzen çarkı! Tıkır tıkır işliyor... CHP, yurtdışından bile milyon dolarların yağdığı vakfa bu ilginin nedenini sorguluyor TÜRGEV ne verdi? MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde bulunduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) yurtdışından 99 milyon 999 bin 990 Amerikan Doları bağış yapıldığını doğrulaması yeni iddiaları gündeme getirdi. CHP Sözcüsü Haluk Koç, “Bu, olayın binde biri” derken yardım yapan şirketlerin bunun karşılığında ne aldıklarını sordu. Şubat ayında TÜRGEV ile ilgili 12 soru yönelten Koç, 99 milyon 999 bin 990 dolarlık bağışın resmen doğrulanmasının ardından yeni bir değerlendirme yaptı. “Ben o zaman da sormuştum. IBAN numaları dahil tarihiyle vermiştim” diyen Koç, Vakıfbank’ın reddettiğini ancak şimdi Başbakan Yardımcısı tarafından verilen yanıt ile bu iddiaların doğrulandığını söyledi. TÜRGEV’e Royal Protocol’den gelen 100 milyon dolarlık paranın dışında yurtiçinden yatırılan paralar da olduğuna dikkat çeken Koç şu soruları yöneltti: “Birçok şirket tarafından yatırılmış para var. Bunlar ne amaçla yatırıldı? Yani Başbakan’ın HÜSEYİN ÇELİK: ÇYDD DE BAĞIŞ ALIYOR, NE VAR BUNDA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’e yurtdışından yapılan bağışın 99 milyon 999 bin 990 dolar değil 100 milyon dolar olduğunu, küsuratın bankanın online işlemlerden aldığı komisyondan kaynaklandığını söyledi. Çelik, kız çocuklarına yurt yaptığını ve eğitime destek olduğunu belirterek TÜRGEV’i savundu. Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, TÜRGEV’e yurtdışından 99 milyon 999 bin 990 dolar bağışla ilgili soru üzerine şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu bağış 100 milyon dolardır. 99.999 falan denilen bankaların online aktarma yaptıklarında aldıkları komisyondur, bu 100 milyon dolardır. Türkiye’de birçok vakıf, dernek var, bunların hangi ölçülerde bağış alıp alamayacağı yasalarla belirlenmiştir. Bu vakıf özellikle kız çocuklarına yurt yapıyor, eğitimi destekliyor.” TÜRGEV’e yapılan ‘bağış’ı savunmak için ÇYDD örneğini veren Çelik, ‘Onlar bağış almıyor mu?’ dedi. Çelik, ‘‘Yolsuzluk yapmak isteyen birisi, bunu gizli saklı yapmak isteyen birisi bunu bankalar aracılığıyla böyle birşey yapar mı? Bu gönderen belli, alan belli, hangi amaçla gönderildiği belli. 10 tane Alman vakfı sayayım, Türkiye’de bazı vakıflarla işbirliği yapıyorlar. Amaç müşterekse, yapılan iş makul, meşru ve mantıklıysa gönderen kişi senden bir şey beklemiyorsa, bu bir beklenti karşılığı değilse bunu yolsuzluk gibi lanse etmek hangi vicdanla bağdaşır” diye konuştu. Sahtekârlar Düzeni... Hayat bazen insanın içini acıtır, yakar kavurur; nice ölümleri, zulümleri yaşatır insana... Birkaç Mehmet olur ölüm, birkaç Uğur, Musa, Hrant, Ceylan, Ali, Necla, Uğur... Birkaç Berkin olur, Ali İsmail, Berkin, Burak Can... Polis Ahmet’ler olur! Bir bakarsınız Ogün Samast, Orhan Övet... Kahraman olur! Samsun’da polislerle birlikte fotoğraf çektirir gözaltına alındığında... Ne mutlu ona! Kimileri sınır karakollarında çatışmaya girip şehit olurken, kimileri derin vadilerde etkisiz hale getirilirken, tetikçi katiller kahramandır benim ülkemde dün olduğu gibi bugün de... Trilyonluk ihaleler bir kuş gibi kanatlanıp uçarken, rüşvet çamuruna düşmüşken, hırsızlar ve kahramanlar birer birer karşımıza çıkar... Geçmiş yıllara şöyle bir dönüp bakın, bankaların içini boşaltanlar, soyup soğana çevirenler nerelerdedir görürsünüz... Olan, fırından ekmek, tatlıcıdan baklava çalan çocuklarımıza olmuştur... Bu kurulu düzenin bekçileri vardır bilirsiniz, kurulu düzenlerini bozmamak için ben diyeyim 30 yıldır, siz deyin 40 yıldır aynı saati kurup işlerini tıkır tıkır yürütmektedir... HHH Ezilmiş insanların hayat öyküleri vardır... Yaşama bakışları! İnsanlara tepeden bakma, aşağılama, olup bitenler karşısında “bu milletten bir halt olmaz” deyip, keyfine bakma... İşine gelmeyince yaftalama... Şu usta edebiyatçı Pınar Kür’ün başına gelenlere bakın... Gerçekleri söylemek sanki suç! Başı açık, örtülü; laik, solcu, sağcı, muhafazakâr, hepsi birden haykırıyor: “Seni gidi faşist seni!” Birkaç Elif, birkaç Necla, Ayşe, Mehmet, Berkin, Uğur... Ölüm, acı, hüzün! Amaç neydi? oğlunun üzerinden daha sonra kendi iş dünyalarıyla ilgili taleplerinde bir nüfuz ticareti yapılıp yapılmadığı sorusu ortaya çıkıyor. Bu paralar, bu kadar yüksek meblağlar niye bu vakfa yatıyor? Türkiye’de birçok kamu yararına çalışan vakıf var. Sağlık alanında, sosyal alanlarda. TÜRGEV’e yatan paraların gerekçesi nedir? Daha sonra bu parayı yatıranların Royal Protocol bağlantılı olarak Bosphorus 360’tan tutun, sitelerde çıkan konuşmalarda, arazi rantına dönük birtakım talepler, KİPTAŞ İstanbul Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla, Başbakan’ın dahil olduğu sağlanan kolaylıklar, ortaklıklar... Bütün bunların mercek altına alınması gerekiyor.” Bu konuları iki ay önce dile getirdiklerini ancak o zaman çok fazla üzerinde durulmadığını dile getiren Koç şöyle konuştu: “Ancak şimdi soru önergesine verilen yanıtta bunun doğruluğu ortaya çıkıyor. Bu, olayın sadece binde biri. Yani başka hangi kaynaklar var? Bunların açıklanması lazım. Mesela Türkiye içinden vakfa para yatıran şirketler ne gösteriyorlar? Kamu yararına vakıf olduğu için vergiden mi düşüyorlar? Çok büyük meblağlar. Değişik turizm şirketleri, inşaat şirketleri bir sürü şirket adı var orada. Bazı özel hastaneler var İstanbul’da para yatırmış... Karşılığında ne aldılar? Bilal Erdoğan isimli kişinin Başbakan’ın oğlu olmasından dolayı buraya yatırdıkları parayla ne gibi avantajlar sağladılar?” l Dinleme soruşturması ‘Haberden operasyon’ SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltına alınan ve önceki gün tutuklanan 6 polisten 2. Sınıf Emniyet Müdürü İsmail Bilgin’in avukatı İsa Ayanoğlu, polislerin bir gazete haberi dayanak gösterilerek tutuklandığını iddia etti. Ayanoğlu, “Polislere, güvenlik tahkikatında 18 Mart 2014 tarihinde Star gazetesinde yayımlanan, ‘Yargıya polise paralel şantaj’ başlıklı haber dayanak olarak gösterildi. Yasadışı bir dinleme söz konusu değil. Müvekkilimin döneminde gerçekleşen dinlemelerin tümü yasal mevzuata makul” dedi. Medyada yer alan, “Paralel yapıya operasyon” başlıklı ve içerikli haberleri de yalanlayan Ayanoğlu, savcılık tahkikatında gözaltına alınan polislere örgüt ya da paralel yapı suçlamasıyla ilgili bir soru sorulmadığını, ancak Emniyet’teki soruşturmada, “Paralel yapı” algısıyla alakalı sorular sorulduğunu aktardı. ‘Şerefsiz’ tartışması MİT Yasası görüşmelerinde Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile MHP’li Ali Uzunırmak arasında “şerefsiz” tartışması yaşandı. Atalay, terör örgütüyle devletin menfaati gereği görüşüldüğünü söyledi. Uzunırmak, Başbakan Erdoğan’ın “Terör örgütüyle görüşen şerefsizdir” sözünü anımsatarak “Emri veren şerefsizdir” deyince tansiyon yükseldi. Atalay “Şerefsiz sensin” diye bağırdı. AKP’lilerle MHP’liler birbirinin üzerine yürürken Atalay da güçlükle sakinleştirildi. Atalay’ın arka sıralara geçerken “Bana şerefsiz diyor, şerefsiz diyene şerefsiz demeyecek miyiz?” dediği duyuldu. (NECATİ SAVAŞ) Müsteşarın yargılanması daha da zorlaştırılıyor YÜZBAŞI ATASOY FİTOZ ANKARA’DA YAKALANDI MİT’e çifte koruma İşkence davasında EMİNE KAPLAN ANKARA AKP hükümeti, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren MİT yasa önerisinde değişiklik yaparak Abdullah Öcalan’ın BDP’liler ve basınla görüşmesine yasal dayanak sağlamayı, MİT müsteşarının yargılanmasını daha da zorlaştırmayı planlıyor. MİT’in TBMM tarafından doğrudan denetlenmesi yerine Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun raporu doğrultusunda denetim yapılması öngörülüyor. Hükümet, MİT yasa önerisi üzerinde değişiklik önergeleri hazırladı. Bu önergelere göre yasa önerisinde şu değişiklikler yapılacak: ‘Her türlü’ görev çıkacak: “MİT; dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulu’nca verilen her türlü görevi yerine getirir” ifadesinden “her türlü görev” ibaresi çıkarılacak. MİT, elde ettiği istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmakla yükümlü olacak. Öcalan’la görüşmeye yasal güvence: Öneriyle MİT ve hükümet yetkililerinin Öcalan başta olmak üzere terör örgütü mensubu ve yöneticileriyle görüşmelerine yasal dayanak getirilen madde değiştirilecek. “Cezaevindeki terör örgütü mensuplarıyla görüşebilir” ifadesine “görüşmeler yaptırabilir” ibaresi eklenecek. Böylece, Öcalan’la BDP’lilerin halen devam etmekte olan ve yakında basın mensuplarıyla da yapılacak İmralı görüşmelerine yasal dayanak sağlanmış olacak. Dinleme talebi: Yeni düzenlemeyle Ankara’daki ağır ceza mahkemelerinin bir üyesi dinleme kararı verebilecek. Yüce Divan usulü: MİT müsteşarı hakkındaki soruşturmalarda Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları için getirilen Yüce Divan yargılamasına ilişkin usuller uygulanacak. Buna göre, başbakan tarafından soruşturma izni verilmesi durumunda MİT müsteşarı, 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığı’na itiraz edebilecek. İtiraz üzerine cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak. Bu usul kapsamında MİT müsteşarının soruşturulması yönünde karar çıkması durumunda denetim elemanlarından 3 kişilik bir soruşturma kurulu oluşturulacak. Kurul, soruşturma sonucunu rapor ile tespit ederek yetkili merci olan başbakana sunacak. Başbakan, kamu davasının açılmasına gerek görmesi durumunda yargılama Yargıtay’ın ilgili dairesince yapılacak. ALİCAN ULUDAĞ Hâkim: Ne ilgisi var Erdoğan’ı seviyorum ADANA (Cumhuriyet) Adana’da yasadışı dinleme iddialarıyla ilgili 6 polisin tutuklanması kararını veren hâkim İbrahim Sağır, Facebook profilinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ı öven mesajlarının ardından bir açıklama yaptı. Sağır, “Şu büyük milletin teveccühünü kazanmış ve ülkemin başbakanlığını yapan Sayın R.T. Erdoğan’ı seviyor ve takdir ediyorum. Verilen tutuklama kararıyla bu hususun ne gibi bir bağlantısı var onu anlayamadım...” dedi. Sağır, tutuklamaların ardından özel hayatının araştırılması, sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplarıma girilerek bunların basında yayımlanmasını “manidar” bulduğunu ifade etti. Rotahaber isimli sitede yayımlanan habere göre Sağır’ın Facebook profilinde daha önce paylaştığı ancak sonradan kaldırdığı ileri sürülen Erdoğan’la ilgili paylaşımları şöyle: Seni seviyoruz R.T. Erdoğan. Çünkü seni sevmeyenler bu milleti hiç sevmediği için. Çünkü tüm dünya mazlumları ve Müslümanları seni sevdiği için. 34 yıl sonra gözaltı yorlardı, daha sonra da getirip bizim birlikteki gözetim odasına teslim ediyorlardı.” eclis denetimine Başbakanlık tamponu M Hükümet, MİT’in TBMM tarafından denetlenmesine ilişkin önergeyi ise gelecek hafta netleştirecek. Edinilen bilgiye göre, TBMM denetiminden önce bir ara mekanizma üzerinde duruluyor. Bu formüle göre TBMM, MİT’i doğrudan denetlemeyecek. Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun hazırlayacağı rapor, TBMM’de bir komisyona sunulacak. Bir başka formüle göre ise siyasi partilerin milletvekili dağılımına göre bir komisyon kurulacak. Bu komisyon gerektiğinde Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan rapor gelmesini beklemeden doğrudan çalışma yapabilecek. l TIR’ların durdurulması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye’ye gitmekte olan ve silah yüklü olduğu iddia edilen MİT’e ait TIR’ların durdurulmasının ardından başlatılan “casusluk ve yasadışı dinleme” soruşturmasıyla ilgili Ankara’da gözaltına alınan ve getirildiği Adana’da nöbetçi mahkemeye sevk edilen İstihbarat Yüzbaşı Hakan Gençer tutuklandı. Soruşturma kapsamında 7 jandarma personelinin de talimatla ifadesi alındı. Aynı olayla ilgili Emniyet İstihbarat Dairesi’nde görev yapan 2’si emniyet müdürü, 2’si emniyet amiri olmak üzere 4 polis de ifade verecek. Yüzbaşı Gençer tutuklandı İçişleri Bakanı, dinleme soruşturmalarının sürdüğünü söyledi Polise 180 soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Efkan Ala, 17 Aralık operasyonunun ardından Emniyet bünyesinde 180 ayrı soruşturma yürütüldüğünü, bu kapsamda 150 polisin görevden uzaklaştırıldığını bildirdi. Türk Polis Teşkilatı’nın 169. kuruluş yıldönümü ve polis bayramı dolayısıyla ATO Kongre Merkezi’nde tören düzenlendi. Tören çıkışında soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adana’daki yasadışı dinleme operasyonuna ilişkin soru üzerine, “İdari soruşturma yönünden şu ana kadar 150’ye yakın görevli, görevden uzaklaştırıldı. Soruşturmalar, işlemler devam ediyor” karşılığını verdi. Diğer illerde benzer soruşturma olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Ala, “Soruşturmalar var. Şu anda 180’i aşkın soruşturma devam ediyor” dedi. Meslekten çıkarma olup olmadığının sorulması üzerine de Ala, teklifler bulunduğunu ancak henüz meslekten çıkarma olmadığını söyledi. Ala, bununla ilgili sayının belli olup olmadığının sorulması üzerine de sayıyı veremeyeceğini bildirdi. ANKARA 12 Eylül döneminde Amasya Et Balık Kurumu’nda şkence aleti yapılan işkencelere ilişkin açılan görmemiş dava kapsamında hakkında yakaKomutanlığın kendisine işkence lama kararı çıkarılan Yüzbaşı Atasoy Fitoz Ankara’da yakalandı. İş yapılıp yapılmadığını kontrol etkence ile suçlanan Fitoz, ifadesinin mesi için talimat verdiğini öne süren Fitoz, “Et Balık Kurumu’nda ardından serbest bırakıldı. Amasya Başsavcılığı, 12 Eylül ifade alınan yerleri denetliyor1980 darbesinin ardından gözaltı dum. İşkenceye maruz kaldıkları na alınan kişilere işkence yaptık konusunda bir olaya şahit olmaları iddiasıyla dönemin Amasya dım. İddia edildiği gibi Filistin Suluova Havza Yeniçeltek Asayiş askısı veya çarmıha germe, cinsel organına elektBölük Komutanı Atarik verilme olaysoy Fitoz ve Başçavuş u Amasya Et Balık larına tanık ol Burhan Yöntem hakKurumu’nda yapılan madım. İşkence kında dava açtı. İddianame, Amasya Ağır işkencelerden sorumlu aleti görmedim. Ceza Mahkemesi tara olmakla suçlanan Yüzbaşı Zaten Et Balık Kurumu’nun bifından kabul edilirken Atasoy Fitoz Ankara’da nasında Et Balık’ın o zamana kadar ifadeyakalandı. İşkence personeli çalışıyorsi alınamayan Yüzbaşı Fitoz hakkında ya yapmadığını ve işkence du, ifade sırasında kalama kararı çıkarıldı. aletlerini görmediğini ileri hangi oda müsaitse ifade o odada Fitoz’un pazartesi günü Ankara’da yakalandı süren Fitoz, sorgusunun alınıyordu. Sisteğı ortaya çıktı. Atasoy ardından serbest bırakıldı. matik bir işkence olmadı. İfade sonFitoz, Nöbetçi Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ifa rası birliğe geldiklerinde gayet de verdikten sonra serbest kaldı. sağlıklılardı” dedi. Fitoz, bu tür örgüt üyelerinin İfadesinde suçlamaları kabul etmeasıl amaçlarının o dönem görev yen Fitoz, şunları söyledi: “O tarihte gözetim süresi ha yapan yetkili ve sorumlu kişileri tırladığım kadarı ile 3 aydı. Mağ adreslerini takip edip tespit edindur ve müştekilerin ifadesini al ce öldürmek olduğunu savunarak madım, ifadelerine ihtiyaç duyul “Bunlar beni 30 yıldır takip ediduğu zaman polis ya da jandar yorlardı. O dönemde benim gibi ma ekibi gelerek gözetim oda başka bölgelerde görevli olan armızda bulunan mağdur ve müş kadaşlarım o dönemde gözaltına tekileri alarak bizim birliğimizin alınan örgüt üyeleri tarafından 500600 metre yakınında bulu takip edilerek öldürülmüşlerdir, nan Et Balık Kurumu’nun bina bunların amaçları benim adresisının müsait olan boş odalarına mi tespit edip öğrenince beni de götürerek orada ifadelerini alı öldürmekti” iddiasında bulundu. İ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear