14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MART 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bahçeli, Başbakan’a sert sözlerle yüklendi ‘Balı kaymağı yiyor’ ‘Önce ağzını kapat’ KÜTAHYA (Cumhuriyet) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ortaya çıkan ses kayıtlarının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir dille eleştirdi. Bahçeli, “Türkiye’de hâlâ yolsuzluk ve rüşvetin üstü örtülmeye çalışıyor. Bu iktidar size kuru soğan ekmek verdi. Ama Erdoğan ballı kaymaklı böreklerle beslenen bir genel başkan. İnlerine ineceğiz diyor, sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşık” dedi. Kütahya mitinginde halka seslenen Bahçeli, iktidara sert sözlerle yüklendi. AKP iktidarında yolsuzluk ve rüşvetin yaygınlaştığını vurgulayan Bahçeli, “17 Aralık, Türk milleti için bir yüz karasıdır. 81 gün oldu, Türkiye’de hâlâ yolsuzluk ve rüşvetin üstü örtülmeye çalışıyor. Böyle bir durum karşısında Sayın Başbakan, ‘Bunlar bana montajdır’ diyor. O operasyonda bir genel müdür var, işadamları var, belediye başkanı var, 4 bakan ve çocukları var. Bir de İran’dan gelmiş ne idüğü belirsiz bir uşak var” diye konuştu. Erdoğan’ın “Nasıl besleniyorsunuz?” sorusuna “Bal kaymakla” yanıtını verdiğini anımsatan Bahçeli, “Demek ki Türkiye’nin balını kaymağını yiyorsun da haberimiz yok. Şimdi kalkmış her gün kendisini gündeme taşıyan interneti, Facebook’u yasaklayacağım diyor. Facebook’ta bir Başbakan ve oğlu dizisi başlayınca mı yasaklayacağım diyor. Size kuru soğan ekmek verdiler. Ama Recep Tayyip Erdoğan ballı kaymaklı böreklerle beslenen bir genel başkan” dedi. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Gerekirse Facebook ve Youtube’u kapatabileceklerini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösteren BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Sen önce halkı tahrik eden ağzını kapat. Çıkıp özür dilemesi gerekirken halka hakaret ediyor” dedi BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim mitinglerini Diyarbakır’ın Kocaköy, Hani ve Lice ilçelerinde sürdürdü. Kocaköy’deki konuşmasında gerekirse Facebook ve Youtube’u kapatabileceklerini söyleyen Erdoğan’a tepki gösteren Demirtaş, “Bütün bu alaverelerin dalaverelerin duyulmaması için, ‘Facebook’u ve Youtube’yi kapatabilirim’ diyor. Facebook ve Youtube yerine halkı tahrik eden ağzını kapat. Geçen yıl 144 kişi polis kurşunuyla bu ülkede katledildi. Binlerce kişi, son 5 yılda tutuklanıp içeri atıldı. Sizin çocuklarınız paralarını bavullarla taşırken sen ‘Twitter yasaklansın’ diyorsun” dedi. AKP iktidarıyla Fethullah Gülen cemaatinin eskiden tüm hukuksuzluklarda ortak olduğunu anlatan Demirtaş, “İkisi de birbirinden suçlu ve kirlidir. Onların kuyruğuna takılan partiler bu seçimde boylarının ölçüsünü alacaklar” diye konuştu. Şırnak’ta el yapımı patlayıcının patlaması sonucu önceki gün bir uzman çavuşun şehit olmasını değerlendiren Demirtaş, “Kaygı verici ve üzücü bir olay. Uzun süredir Roboski’de ciddi bir gerilim var. Bu bir saldırı mıdır yoksa eski mayının patlaması sonucu mu yaşandı, emin değiliz” dedi. Demirtaş’tan Erdoğan’a sosyal medya tepkisi Vicdansızlar... Ezilenin değil ezenin yanındadır bu düzen... Vurgunun, soygunun, talanın yanındadır... Öfkenin, vicdansızlığın! Hoyratlığın! Kıyımın! Keskin nişancıların beş yıldızlı otellerin çatılarında mevzilendiği, Taksim’de emekçilerin kanını döken bir çarktır. Geçmişte de, bugün de! Hayatımızı sömürenlerin... Tersanelerde, AVM inşaatlarında, naylon çadırlarda ölen, asgari ücretle bile çalıştırılmayan, sigortasız işçilerin ülkesidir. Yoksulluğun kol gezdiği, kadının yok sayıldığı, şiddete uğradığı... 14 yaşındaki kız çocuklarımızın imam nikâhıyla evlendirildiği... İntiharların, töre denilen vahşetin yaşandığı... Karanlık dehlizlerde aydınlıktan korkan canilerin yaşadığı... Emeğin örgütlü gücünün, insan haklarının unutulduğu... Ceylan’ların, Ayşe’lerin, Erdal’ların, Ethem’lerin öldürüldüğü... Mayın tarlalarında hem çocukların hem de Mehmet’lerin parçalandığı, Uludere’de kaçakçı gençlerin katırlarıyla birlikte ateş topuna döndüğü... İşte böyle bir memlekettir benim memleketim... Nâzım Hikmet’lerin, Sabahattin Ali’lerin, Ahmed Arif’lerin, Hasan Hüseyin’lerin, Can Yücel’lerin yetiştiği... Zindanlara atıldığı, haklarında ölüm fermanlarının buyrulduğu... Dağlarına bahar gelmeyen canım ülkem benim! HHH Yüreğin oradadır; fısıldayan bir suda, mor dağların eteklerinde, uçsuz bucaksız vadilerde, beyaz köpüklü denizlerde... Zindanlarda! Prangalarda! Hücrelerde! Bir mor menekşe gibi açan bahçelerde... Dost ormanların gölgelerinde. Suçsuz yere beş yılı aşkın süredir tutuklu kalan herkese... Yaşam hakkı ellerinden alınıp özgürlükleri tutsaklığa dönüşenlere... Prof. Dr. Yalçık Küçük’e, Soner Yalçın’a, Tuncay Özkan’a, Hikmet Çiçek’e, Turhan Özlü’ye, Nedim Şener’e, Ahmet Şık’a, tüm tanıdık dostlara, arkadaşlara tuzak kuran tarikatçı, cemaatçi polislere, savcılara, yargıçlara, başbakana, bakanlara, hükümete... Yüreklice söyleyin bakalım... Vicdanınız acıyor mu acımıyor mu? Paralel yapı, dikey yapı, eski ortaklar, yeni düşmanlar! Gammazlayanlar, fişleyenler, dişleyenler, izleyenler! Yandaşlar, candaşlar! Yetmez ama evet diyenler, AKP’yi demokrasinin ve özgürlüğün simgesi sayanlar, Gezi Direnişi’ne katılan pırıl pırıl gençlerimize, insanlarımıza “terörist yaftası” asanlar... Medya patronu kartondan aslanlar, kaplanlar, ihale peşine düşenler, bir ayağı Pensilvanya’da, öteki ayağı Ankara’da olanlar. Dik durmayan gazeteci tayfası, yazarlar! Hâlâ yalakalığı sürdürüp yaşından başından utanmayan koçlar! Neden hep ezenin yanında oldunuz, niçin ezilenlerle saf tutmadınız? HHH Paralel yapının dinlediği 7 bin kişi... Bir İçişleri Bakanı bunu bilmez mi? Paralel yapı devletin içine sızmışsa bunda şaşılacak ne var! O yapı zaten 1980’den beri var, doğru. 28 Şubat’ta okulların anahtarlarını dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Org. Çevik Bir’e vermek istedikleri de doğru. Hepsi tamam, saptamalar yerinde... Odatv, Ergenekon, Balyoz, KCK ve öteki davalar... Meslektaşlarına neler yaptıklarını herkes biliyor... Başbakan olarak Erdoğan da biliyor örgütlenme biçimlerini... Siz 12 yıldır iktidarda değil miydiniz? Niçin işin bu boyuta geldiğini göremediniz? Bugün ortada yolsuzluk savları dolaşıyor... Ucunun nereye dokunduğu biliniyor! Mesele de bu zaten! Turgut Özal’dan Demirel’e, Çiller’e, Ecevit’e uzanan bir zincir ve sizin denetiminiz altında devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarında örgütlenme... Bizim canımız yanarken siz neredeydiniz? Şafak operasyonlarında askersivil, gazetecibilim insanları gözaltına alınırken, Cumhuriyet’e İlhan Selçuk bomba attırdı derken, yaftalarken... Evet aynen böyleydi... Bir torba vardı, katiller, katliamcılar, suçlu suçsuz herkes o torbanın içine giriyordu. Siz el ele kol kola demokrasi ve özgürlük şarkıları söylüyordunuz... NİĞDE (Cumhuriyet) Bor ilçesinde bulunan AKP seçim bürosunda AKP Milletvekili Ömer Selvi ile AKP’li olduğu öğrenilen, Niğde’de yerel bir TV kanalı ve bir gazete sahibi Naci Ünlü arasında, henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. Bu sırada AKP Milletvekili Selvi’nin, Ünlü tarafından darp edildiği iddia edildi. Olayın ardından Selvi, Niğde Devlet Hastanesi’ne giderek darp raporu aldı ve suç duyurusunda bulundu. AKP’li vekile dayak iddiası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear