25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 MART 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 telefonlaşırken titreyen sesinde gördük. HHH Korkmakta haklı. Kendini sultan sanıp öyle zalim davrandı, o kadar çok ah aldı, öyle çok çaldı ki... Şimdi hesap verme korkusu bastı. Korkmakta haklı. Tabanını sağlamlaştırmak için pompaladığı nefret söylemiyle karşısındaki cepheyi öyle birleştirdi, öyle büyüttü ki, bu seçimi, sadece Türkiye için değil, kendisi için de bir ölüm kalım harbine çevirdi. Korkmakta haklı. İktidarla öyle özdeşleşti ki, devrilirse hiçbir zaman bir “muhalif parti lideri” olarak anılamayacağını, yaptıklarının hesabının sorulacağını anladı. Korkmakta haklı. Çünkü korku gibi, cesaret de bulaşıcı... Kevgire dönen son Twitter yasağı, bunun en somut kanıtı... HHH Hiç şüpheniz olmasın: Haftaya bugün bu halk, yürütmeyi durdurma kararı alacak. “Yürütme” duracak. Musa Eroğlu’nun dediği gibi: “Sayılı günler tükendi Yolun sonu görünüyor.” Genelkurmay, Süleyman Şah Türbesi iddiasının IŞİD’e ait bir siteden kaynaklandığını söyledi Türbeye tehdit yok SESSİZ ÇIĞLIK EYLEMİ DUYGU GÜVENÇ ‘Sayenizde özgürüz’ ANKARA Türkiye’nin Suriye’deki toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’nin çevresinin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından ele geçirilmesi ve Türk bayrağının indirilmesi için 3 gün süre verildiğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığı öğrenildi. Hem Genelkurmay Başkanlığı hem de türbedeki birlik ile görüşen yetkililer, “İddia edilen tehdidin 16 Mart’ta IŞİD’e ait bir internet sitesinden kaynaklandığını” bildirdi ve “Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik bir tehdit algılaması yok” açıklamasını yaptı. Suriye’deki Türk toprağı üzerinde bulunan Süleyman Şah Türbesi’nin etrafının IŞİD tarafından kuşatıldığı ve Türkiye’ye türbedeki Türk bayrağının indirilmesi için 3 günlük süre verildiği iddia edildi. İd dianın ortaya atılmasının ardından diplomatik kaynaklar, Genelkurmay Başkanlığı’nın yanı sıra türbedeki askerlerle de temas kurarak ilk elden bilgi aldı. Edinilen biligiye göre, “Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik bir tehdit algılaması yok.” Kaynaklar, “İddia edilen tehdidin 16 Mart’ta IŞİD’e ait bir internet sitesinden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Bizim türbe ile ilgili hassasiyetimiz herkes tarafından biliniyor” açıklamasını yaptı. Yani “Türbeyi yerle bir ederiz” olarak iddia edilen tehdidin yapılmasının üzerinden 6 gün, tanınan sürenin üzerinden ise 3 gün geçti. Türkiye, Süleyman Şah türbesine yapılacak herhangi bir saldırıyı savaş nedeni sayıyor. Halen Süleyman Şah türbesini 50 kadar Türk askeri koruyor. Öte yandan başta Twitter olmak üzere sanal âlemde son dönemde yolsuzluk iddiaları ile sarsılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oyunu artırmak için türbeye yönelik küçük bir savaş boy gösterisi yapacağı ve bu fikrin mimarının da MİT Başkanı Hakan Fidan olduğu öne sürüldü. Bu arada, Suriye’nin Türkiye sınırındaki Kessep kasabasında devam eden çatışmalardan seken top ve havan topu mermileri Yayladağı ilçesine bağlı Gözlekçiler köyüne isabet etti. Sınır hattında güvenlik önlemleri artırılırken, Gözlekçiler köyü güvenlik gerekçesiyle boşaltılmaya başlandı. Köye 50 metre mesafede bahçeye düşen top mermisi Gözlekçiler köyündeki bazı evlerin camlarının kırılmasına neden oldu. Bu Halk, Yürütmeyi Durduracak Geçenlerde katıldığım bir TV programında Twitter’ın bize, tıkıldığımız hücrede yalnız olmadığımızı fısıldayan bir kuş olduğunu söylemiştim. Yalnızlık korkutucuydu. Korku, bulaşıcıydı. Oysa bu mavi kuş, her tuşladığımızda bize “Yalnız değilsin. Senin gibi düşünen, hisseden milyonlar var” diyordu. Bizi buluşturuyor, birleştiriyor, örgütlüyor, cesaretlendiriyordu. Bu nedenle de iktidarı korkutuyordu. “Kökünü kazıyacağız. Dünya umurumda değil” derkenki öfkesinde gördük bu korkuyu... Dünya diktatörlerine şapka çıkarttıran Twitter yasağında gördük. “Bayrak iniyor” gazıyla seferberlik ilan eden reklam filminde gördük. Yüzde 40’ı bile zafer ilan etmenin yolunu yapan konuşmalarında gördük. 17 Aralık sabahı oğluyla Havan topları düştü İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında tutuklu bulunan emekli ve muvazzaf askerlerin yakınlarının oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu, Sessiz Çığlık eylemini 78’inci kez gerçekleştirdi. Asker yakınları “Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk ve Odatv davalarını kamuoyu vicdanı hiçbir zaman kabul etmemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz ve Askeri Casusluk davası sanıklarının bireysel başvurularını en kısa zamanda değerlendirmesini bekliyoruz” dedi. Eyleme katılan Ergenekon davasından tahliye olan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek de “Duvarları siz yıktınız. Dışarda olmamız sizin mücadeleniz sonucu” diye konuştu. Perinçek, İP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Özbey, İP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Levent Kırca, İP Şişli Belediyesi başkan adayı Ümit Zileli ile çok sayıda İşçi Partilinin de katıldığı eylemde Perinçek şöyle konuştu: “Özgür günler yakında, hapishanelerde tek bir silah arkadaşımızı ve aydınımızı bırakmayacağız. Mustafa Kemal’in askerleri Tayyip Erdoğan’ı, Abdullah Gül’ü ve Fethullah Gülen’i toptan götürecektir.” Ergenekon davasından tahliye edilen emekli Tuğamiral Alaettin Sevim ise, “Silah arkadaşlarımız kurmaca davalarla tutsak. Onların serbest kalması için mücadelemiz sürecek” diye konuştu. Eyleme MHP Beşiktaş Belediyesi başkan adayı Burhan Akdağ da destek verdi. Fotoğraf: OZAN YAYMAN bir araya getirir BERLİN (AA) Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Berlin Alevi Toplumu’nun düzenlediği Nevruz ayramı kutlamasına katıldı. Kutlamada konuşan Cumhurbaşkanı Gauck, Almanya’da da Alevi olmayan yüz binlerce insanın da bugün Nevruz’u kutladığına, dünyada da milyonlarca insanın bu bayramı kutladığına işaret ederek bu bayramların insanları birbirine bağladığını söyledi. Gauck, insanların birbirleriyle daha fazla bir araya gelmeleri, daha fazla alışverişte bulunmaları ve birlikte bayram yapmaları halinde önyargıların bertaraf edileceğini vurguladı. Bir ülkenin farklı insanlara vatan olabilmesi için karşılıklı saygı ve dürüstlüğe ihtiyaç olduğunu kaydeden Gauck, kendisinin Cumhurbaşkanı olarak bu kutlamaya katılma nedenlerinden birisinin de bu olduğunu belirtti. farklı renkler Gauck: Ülkeleri Gezi’de Nevruz kutlaması Haber Merkezi BDP İstanbul İl Örgütü, her türlü etkinlik ve eyleme kapalı olan Gezi Parkı’nda dün Nevruz’u kutladı. Tünel’de bir araya gelen BDP üyeleri, İstiklal Caddesi boyunca Taksim Meydanı’na kadar yürüyerek halkı bugün Kazlıçeşme’de yapılacak Nevroz kutlamasına çağırmak için bildiri dağıttı. İstanbul il eşbaşkanları Arife Çınar ve Emrullah Bingül ile Barış Anneleri İnisiyatifi’nin de bulunduğu grup, yürüyüşün sonunda Gezi Parkı’na girdi. BDP’liler Gezi Parkı’nda hem bildiri dağıtıp hem de Nevruz’u kutladı. Kürtçe şarkılar eşliğinde parkta halay çeken BDP’liler, Nevruz ateşi yakarak üzerinden atladı. Ankara’da da Toros Sokak’ta bir araya gelen Ankaralılar, “Nevroz ruhuyla özgür ve demokratik geleceğe yürüyoruz” pankartıyla Kolej Meydanı’na yürüdü. “Ölümleri durdurun” pankartıyla yürüyen İnsan Halkları Derneği Ankara Şubesi de beyaz kefen giyerek hapishanelerde yatan hasta tutukluların serbest bırakılmasını talep etti. HDP’nin düzenlediği Nevruz kutlamasına katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Twitter’a yasak konusunda “Öylesine büyük bir korkuya kapılmış ki ‘Twitter mivitır kökünü kazıyacağım’ diyor. Sen ancak mivitırı kapatibilirsin. Twitter’ı kapatamazsın. Senin gücün mivitira yeter” dedi. Haftalardır yayılan bir dedikodu: “25 Mart’ta yer yerinden oynayacak.” Herkesin kendince bir tahmini var; yatak odası görüntülerinden, gündemi sarsacak suikastlara kadar... Tam bu beklentinin üzerine geldi Irak Şam İslam Devleti’nin açıklaması... IŞİD, YouTube üzerinden yayınladığı bildiride diyordu ki: “Türk askerine Süleyman Şah Türbesi’ni boşaltması için üç gün veriyoruz. Üç gün içinde oradaki Türk bayrağı indirilmediği takdirde türbeyi yerle bir edeceğiz.” Üç günlük süre doldu, ama 25’indeki sürpriz, savaş mı? El Kaide şaka yapmadığını Niğde’deki suikastla gösterdi. Dışişleri ise, 28 Türk askerinin koruduğu türbeye yapılacak saldırının Türkiye’ye yapılmış gibi algılanacağını ve savaş nedeni sayılacağını açıkladı. Genelkurmay, “Türbe’ye yönelik bir tehdit algılaması yok” bilgisini sızdırıyor, ama Davutoğlu, “Saldırıya karşı tüm hazırlıklarımız tamam” dedi. Örgütün açıklamasındaki bir detay, dikkatinizden kaçmamıştır: “O bayrak inecek” diyorlar. Bu filmi bir yerden hatırlıyorsunuz değil mi? (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Korunun ağaçlarını kestiler İstanbul Haber Servisi Beylerbeyi Koruluk Sokak’taki ağaçlar Üsküdar Belediyesi tarafından kesildi. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, mülk sahibinin talebi üzerine kuru ağaçları yangın ihtimaline karşı kestiklerini açıkladı. Ancak semt sakinleri ağaçların inşaat yapmak üzere kesildiği konusunda endişeliler. Koruluk Sokak’ta yaşayan yurttaşlar, kesimin 19 Mart Çarşamba günü başladığını ve 2 günde yemyeşil sağlıklı ağaçların yok edildiğini anlattı. Kesim sırasında arazinin sahibi olduğunu söyleyen kişinin, ağaçların kesilmesine tepki gösterdiklerinde kendilerine “Buraya evimi yapacağım hepiniz göreceksiniz” dediğini aktaran semt sakinleri, yasal olarak bunun mümkün olmadığını belirttiler. 50 yıldır burada yaşadıklarını anlatan yurttaşlar “Burada bize çivi dahi çaktırmıyorlar. Çamaşır ipi assak belediye hemen müdahale ediyor” dediler. Koruluk Sokak Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alıyor. Boğaziçi Yasası ile 1980’den sonrasında bölgede yapılaşma yasak. katliamını haber alan Kuzey Ormanları Savunması bileşenleri ile HDP’nin Küçükçekme ve Bakırköy eşbaşkan adayların da bulunduğu grup olay yerine geldi. Tepkiler üzerine ağaç kesimi durduruldu. Florya’da doğa katliamı İstanbul Haber Servisi Florya Şenlikköy’deki eski tren istasyonu civarında bulunan 100 ağaç, Marmaray projesi kapsamında tren hatlarında yapılan yenileme çalışmaları sırasında kesildi. Kesilen ağaçlar arasında yaşı 100’ü aşan asırlık çınarlar da var. Ağaç kesim ihalesini alan Su Yapı, dün öğlen saatlerinde geniş bir alanda adeta ağaç katliamı yaptı. Şirket kesimden sonra yaklaşık 200 ağacı da daha sonra kesmek üzere işaretledi. Ağaç TOKİ için halk değil rant önemli İKLİM ÖNGEL Şehrin 34 ilçesinde yapılan anket çalışması halkın eğilimini ortaya koydu İstanbullu köprü istemiyor ERK ACARER Örneklemi KONDA Araştırma ve Danışmanlık Ltd. Şti tarafından çekilen, saha süpervizörlüğünü İKON Araştırma Danışmanlık Ltd. Şti. tarafından üstlenilen ve sosyolog Güven Dağıstan ile Doç. Dr. Haluk Levent’in imzasıyla gerçekleştirilen araştırma, çarpıcı sonuçları ortaya koyuyor. Araştırmaya göre İstanbulluların büyük bölümü (yüzde 68.45) trafik sıkışıklığını en önemli sorun olarak görüyor. Araştırma sonucu, şehirde yaşayanların büyük oranının trafik sıkışıklığına köprülerin yol açtığını düşünüyor. Bu düşünceye rağmen İstanbul’da yaşayan ların yüzde 25’i, yanlış bilgilendirme nedeniyle, 3. köprüden sonra trafikte yüzde 25’lik bir rahatlama bekliyor. Ankete katılanların yüzde 57.49’u üçüncü köprünün yapımından önce sorumlu kurumların halkı yeterince bilgilendirmediğini savunuyor. alkı yeterince bilgilendirmiyorlar Ankete katılan kişilerin yine büyük bir çoğunluğu, Bakanlar Kurulu kararıyla hazırlanan 3. köprü, 3. uluslararası havaalanı, Kanal İstanbul projeleri gibi insanların hayatını doğrudan ilgilendiren konularda geniş kitlelerin karar mekanizmasında rolü olması H gerektiğine ve böyle bir mekanizma yaratılması gerektiğine inanıyor. Söz konusu konularda halkın yeterince bilgilendirilmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 65.37. Yapılması planlanan üçüncü köprünün güzergâhının İstanbul’un en kuzeyinde ki ormanlık alanda olduğunu bilenlerin oranı yüzde 49.64. Ankete katılan kişilerin yüzde 37.78’i, güzergâhı bilmiyorum, cevabını veriyor. Yüzde 12.58’lik kesim ise yapılması planlanan üçüncü köprünün güzergâhının yerleşim alanından geçtiğini, yani ormanlık alandan geçmediğini ve inşaat için hiç ağacın kesilmediğini düşünüyor. ‘Durdurulsun’ KONDA tarafından örneklemi oluşturulan “İstanbul’da Yaşam, Ulaşım Koşulları ve 3. Köprü” anketine katılan kişilerin yüzde 39.15’i köprü yapımının durdurulmasını ve projenin her aşamasının İstanbulluya sorulmasını isterken, yüzde 16.6’sı ise durdurulması ve iptal edilmesi gerektiğini belirtiyor. Çıkan sonuca bakarak durdurulması gerektiğini söyleyenlerin toplamda yüzde 55.75’le daha fazla olduğunu söylemek mümkün. Öte yandan Sosyolog Güven Dağıstan, araştırma ile algıdaki değişimi de ölçmeye çalıştıklarını söyleyerek, “sonuçlarda, kadınların erkekler e, gençlerin yaşlılara ve daha fazla eğitim almış kişilerin daha az eğitimli olanlara göre değişime daha açık olduklarını bilimsel olarak gördük. LGBT bireylerinde ise, değişime açıklık %100 olarak ortaya çıktı” diyor. ANKARA TOKİ, üzerinde 20 yıllık sağlık ocağının bulunduğu araziyi, özel bir firmaya ihale ile sattı. Şirketin, Ankara’da 6 aile hekiminin çalıştığı ve bölgeye gelen misafirlerle birlikte yılda 40 bine yakın başvurunun yapıldığı aile sağlık merkezine, araziden çıkması için ihtarname gönderdiği öğrenilirken, bölgede inşaat çalışmalarına da başlandı. Hastalar yaklaşık 6 aydır, sağlıksız bir ortamda bulunan merkezde sağlık hizmeti alıyor. Merkezin tamamen kapanacak olmasına karşın yerine başka bir yer bulunamazken, bölgede oturanların gidebilecekleri yakın çevrede başka bir merkez de bulunmuyor. Bir yandan Sağlık Torba Yasası ile aile hekimlerine nöbet getirilip, hekimler sözleşmeli olarak güvencesiz çalışmaya devam etmek zorunda bırakılırken, aile hekimlerinin kendilerinin tuttuğu ve pek çok masrafını kendilerinin karşıladığı bir merkez rant uğruna kapatılıyor. 6 aile hekiminin çalıştığı merkez, son 3 yılında aile sağlığı merkezi olarak kullanılan 20 yıllık bir sağlık ocağı. Önce Hazine’ye sonra da TOKİ’ye devredilen sağlık merkezinin de içinde bulunduğu araziyi, TOKİ bir süre önce ihale usulüyle sattı. Satışın ardından birçok ağaç kesilirken, 6 ay önce araziyi alan şirket, bölgede inşaat çalışmalarına başladı. Hastalar, araziyi çeviren panellerin arasında bırakılan kapı benzeri bir yerden merkeze giriş çıkış yaparken, diğer yanda iş makineleri kum alıp boşaltıyor. Doktorlar iş makinelerinin gürültüleri, toz toprak ve çamur içinde hastaları tedavi ediyor. Öte yandan ağaçların sökümü ve iş makinelerinin çalışması sırasında elektrik kablolarının nereden gittiği bilinmediği için sağlık merkezinin sık sık elektrikleri kesiliyor. Bu nedenle binlerce çocuk için merkezde hazır bulundurulan aşıların durumu da sıkıntıya giriyor. Doktorlar ve diğer çalışanlar elektrikler geç saatlerde gittiği zaman merkeze geri dönerek, aşıları nakil kaplarına koyarak, muhafaza edilmesini sağlıyor. Zor şartlar altında çalışan doktorlar ile sağlık merkezlerinin kapatılmasıyla karşı karşıya kalan halk, hem sağlıksız ortamdan hem de en yakınlarındaki sağlık merkezinin ortadan kaldırılacak olmasından şikâyetçi. Bölgede yaşayanlar, kapatılmasıyla binlerce kişinin mağdur olacağı merkez için hızla bir yer bulunmasını istiyor. Elektrik büyük sorun
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear