Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 MART 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yeni bir ses kaydı, Sayıştay raporunun neden Meclis’e gönderilmediğini anlatıyor: 7 Bizi süründürürler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 17 Aralık sonrası hükümet ile cemaat arasında başlayan savaşta dün yine birçok kaset yayımlandı. Twitter’daki “Başçalan” hesabı tarafından yayımlanan ve AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’a ait olduğu öne sürülen görüşmede, Sayıştay’ın 2012 yılına ait denetim raporlarının Meclis’te görüşülmemesiyle ilgili ifadeler yer alıyor. Görüşmede, Canikli’nin Sayıştay raporlarının Meclis’e gelmediğini anımsatarak “İyi ki gelmedi. Çünkü raporlar çok berbat” dediği öne sürülüyor. Doğan’ın ise “Zihniyeti, tıyneti belli olmayan Sayıştay denetçisi”nin hükümeti “perişan, kepaze edebileceğini” söylediği iddia ediliyor. Görüşmede Sayıştay Yasası’nı sürüncemede bırakmak için yaptıklarını anlattığı öne sürülen Canikli’nin, “Beyefendi talimat verdi, şimdi var ya bu raporlar gelmiş olsaydı” dediği, Doğan’ın ise “Meclis’te duman ederlerdi bizi” karşılığını verdiği iddia ediliyor. Anayasa Mahkemesi’nin Sayıştay’ın raporlarının Meclis’e gelmesini engelleyen düzenlemeyi iptal etmesi karşısında hükümetin korumasız hale geldiğini söylediği öne sürülen Canikli’nin buna karşı acil olarak kapsamlı bir çalışma yapılmasını istediği, Doğan’ın da “Anayasa Mahkemesi burada çok çirkin bir tavır içerisinde. Şeyde en son cezayı da beyefendi hiç sindiremedi” dediği öne sürülüyor. Doğan’ın, Sayıştay Başkanı Recai Akyel’in Başbakan’dan randevu istediğini söylemesi üzerine Canikli’nin kesinlikle randevu verilmemesini istediği ve “Çok büyük ahlaksızlık yapıyor” ifadesini kullandığı iddia ediliyor. Sayıştay Yasası’nda değişiklik yapılarak eski sisteme geçilmesi ve kurumların kendi kendilerini denetlemesi düzenlemesini getirmeyi önerdiği iddia edilen Canikli’nin “2013 raporlarında müthiş şeyler varmış” diyerek raporların hükümet aleyhinde olduğunu anlattığı öne sürülüyor. Olagarşik bürokrasiden şikâyet ettiği belirtilen Canikli’nin Akyel için “Şimdi tam bir cambazlık içerisinde. Onun için beyefendiye hiç yapma benim acizane kanaatim randevu falan kesinlikle vermesin” dediği öne sürülüyor. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının ardından yeni düzenleme yapılması gerektiğini ifade eden Canikli’nin “Zamanımız çok daraldı” dediği, Hasan Doğan’ın ise “Hayır ileride de herkesi mahkemelerde süründürürler başkanım” ifadesini kullandığı iddia ediliyor. Canikli’nin ise “Şimdi bu hükümet başbakan değişecek iki yıl sonra bilmem ne olacak. O zaman. Kurtaralım, biz bu şeyi bu süre içerisinde” dediği öne sürülüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürü Ödünün Ceremesi 20 Ay... 7 Mart Cuma gecesi, Batı’daki şehirlerde yemek saati. Aileler sofrada bir arada. Televizyonlar açık. Türkiye’nin 26’ncı Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un 26 ay süren esaretinin son ayları. Başbuğ ekranda görüldüğünde çatal bıçak sesleri kesiliyor, gözler buğulanıyor. Kimileri göz pınarlarından dökülen yaşları gizlemeye çalışıyor. Masada içkisi olanların elleri kadehlere gidiyor. Başbuğ’un şerefine kadehler kaldırılıyor. “Darısı öteki esirlerin başına” dilekleri de unutulmuyor. Tarihsel konuşma dinleniliyor. Kendilerinden olmayanlara yönelik nefret ve intikam yansıtan cümleler kuranlara karşın Başbuğ “nefret ve intikam duyguları içinde olmadığını” vurguluyor. Buruk ama mutlu bir başlangıç. HHH “Türk hukuku ve yargısı bu duruma nasıl geldi” sorusunun tek bir yanıtı var. AKPcemaat işbirliğinin ortak çabalarıyla! Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası, Ceza Muhakemesi Yasası, Tanık Koruma Yasası kullanılmaya elverişli duruma getirilmesiydi, anayasanın yargı ile ilgili maddeleri isteğe uygun olarak kurgulanmasaydı, guguk devleti olur muyduk? HHH Özetle diyebiliriz ki altyapıyı AKP hazırladı, uygulamaya da cemaat soyundu. Oynanan oyunun niteliğini Başbakan’ın danışmanı “kumpas” olarak nitelendirmişti. Noktayı Başbakan, Malatya mitinginde ve dönüş uçağında koydu: “Balyoz davasını alelacele hallettiler. Ergenekon’da halen gerekçeler hazırlanmadı. Burada bir katakulli olduğu çok açık. Bu davalarda haksızlığa uğrayan insanlar var. Bütün bu davalarda intikam hissiyle hareket ettiler. Kısacası paralel yapı bu davalarda görevini icra etti.” Kimse “Siz de bu davaların savcısı idiniz. Katakulli diye nitelendirdiğiniz uygulamalar sürerken neredeydiniz” diye sormadı ya da soramadı... HHH “Ne istediler de vermedik” cümlesinin kapsamında unutulmaması gereken en önemli ödün “özel görevli mahkemelerin” kapatılmasından cayılması olmadı mı? MİT Müsteşarı Fidan’ın ifade vermeye çağırılmasıyla etekleri tutuşanları unuttuk mu? Özel görevli mahkemelerde görevli kimi yargıç ve savcılar için en hafifi “devlet içinde devlet oldular” suçlaması olan çok açıklama dinledik ve okuduk. Madem katakulli vardı, özel görevli mahkemelerin kaldırılması gündemdeyken 5 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren yasaya geçici 2’nci maddeyi ekleyerek sürelerinin “ellerindeki dosyalar karara bağlanana kadar” uzatılmasına kim, neden onay verdi? Bu ödün verilmeseydi özel görevli mahkemeler tam 20 ay önce kapatılmış olacaktı. Katakullinin sürdürülmesiyle “haksızlığa uğrayan insanlar” da cemaate verilen ödünün ceremesini 20 ay daha hapislerde çekmeyeceklerdi... satın MEDYAYI ELE GEÇİRME PLANI AKP’NİN MİT’ten yardım istendiği iddiası MHP’lilerden TÜRGEV protestosu İstanbul Haber Servisi MHP Fatih İlçe Teşkilatı, Historia Alışveriş Merkezi’nin Başbakan Erdoğan’ın oğlunun yönetiminde olduğu TÜRGEV’e satılmasını, MHP Fatih Belediyesi başkan adayı Metin Ören’in de katılımıyla protesto etti. Historia Alışveriş Merkezi önünde toplanan MHP’liler “Yılın Rüşvet Skandalı: GötürgevAilece Kalkınma Partisi” yazılı ve Başbakan Erdoğan ile oğlu, eşi ve kızının resmi olan bir pankart açtılar. MHP’li grup ayrıca üzerine Hz. Muhammet’in “Devlet malından bir hırka aşıran savaşta şehit olmaz” yazısının üzerine Kurtuluş Savaşı’ndan askerler ve Bilal Erdoğan’ın fotoğraflarının bulundulen başka bir ses kaydında ise Sabah ve Çukurova medya gruplarının partiye yakın işadamlarına devri konusunda yapılan görüşmelerine yer verildi. Ses kaydında babaoğulun satın alma için oluşturulan konsorsiyumun parayı denkleştirememesi nedeniyle devreye girdikleri öne sürülüyor. Kayıtta babaoğulun işadamlarıyla görüşmeler yaparak parasal sorunları çözmek formül aradıkları iddia ediliyor. Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen ses, TMSF Başkanı Ercan Şakir Gül ile görüştüğünü ve kabul ettiğini aktarıyor, Sabah grubunun el değiştirmesinde parasal sorun çıktığı, Kalyon grubuna konsorsiyumda yüzde 10’luk kısım kaldığını belirtiyor. Kayıtta Bilal Erdoğan, grubun yüzde 25’ine sahip olan Katarlı grup ile Başbakan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın görüşmek üzere Katar’a gideceğini aktarıyor. Albayrak’ın bir kez gittiğini belirten Bilal Erdoğan, ancak randevu konusunda “klasik Arap Şeyhi tavrıyla” karşılaştıklarını aktarıyor. Erdoğan’ın 300 milyon lira değer biçilen pay için, “Gerçekçi alım değil tabii, çünkü o 300’den fazla eder, nereden çıktı 300. Oradaki tilkiliği de biliyorum” ifadelerini kullanması dikkat çekiyor. Buna karşılık Bilal Erdoğan, “Ama bir gerçek satış gibi görmüyorlar, ğu bir parkart da taşıdılar. “Hırsız var” sloganlarının atıldığı eylemde konuşan MHP Fatih Belediyesi başkan adayı Metin Ören, “Fatih’te neye dokunsak elimizde kalıyor, her yerde bir yolsuzluk, usulsüzlük var” dedi. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in tüm bu usulsüzlüklere göz yumduğunu ve ilçenin kaynaklarını boşa harcadığını savunan Ören, şöyle konuştu: “Historia AVM 105 milyon liraya mal olmasına rağmen 85 milyon liraya TÜRGEV’e satılmak isteniyor. Binanın aylık 1 milyon lira kira geliri var. Bu gelir Fatih’teki fakirfukaraya verilmelidir, uyuşturucu müptelası olan gençleri kurtarmak için harcanmalıdır.” sadece paranın resmi gidebilmesi için diyorlar yani.. daha sonra yüzde 10’un nasıl Kalyon’un olacağı formülünü bulamadılar” diyor. Bilal Erdoğan’ın, işadamı Abdurrahman Gürsoy ile görüştüğünü ve görev düşerse yerine getireceğini söylediği de ileri sürülüyor. Bir diğer ses kaydında ise oğlu yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında bir süre tutuklu kalan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, işadamı Rıza Sarraf’tan geldiği belirtilen paranın rapor edilenden “10 milyon Avro daha az olduğu” yönündeki itirazının tartışıldığı öne sürülüyor. Sarraf’a ait olduğu öne sürülen kişinin Abdullah Happani olduğu öne sürülen kişiye telefonda, “Raporu incelemiş... Avro olarak diyor ki aldıklarımızda bir 10 kâğıt fark var diyor” ifadelerini kullandığı öne sürülüyor. Bunun üzerine Happani’nin “10 kâğıt fark olur mu abi ya mümkün mü” dediği Sarraf’ın da “Abi sizin yazdığınızdan ben 10 daha aşağı aldım diyor” yanıtını verdiği iddia ediliyor. Happani’nin de bunun üzerine “Hesabı kitabı belli, hangi tarihte ne verdiğimiz belli bizim. Önüne koymak lazım şu tarihte şu gelmiş” yanıtını verdiği iddia ediliyor. Haber Merkezi Sosyal medya üzerinden dün yayımlanan bir diğer ses kaydında Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi işadamı Abdullah Tivnikli ile Fatih Saraç’ın Digitürk’ün satışı için konuştukları ileri sürülüyor. Tivnikli’nin Saraç’ın kendisini “tehdit” ettiği iddiasıyla dava açacağı ve Başbakan Erdoğan Recep Tayyip Erdoğan’ı devreye sokarak MİT’ten ses kaydi istediği ileri sürüldü. Kayıtta, “Alo Fatih” olarak adlandırılan Fatih Saraç’ın TMSF’ye devredilen Digitürk’ü almak isterken karşısına Abdullah Tivnikli’nin çıktığı öne sürülüyor. Saraç olduğu iddia edilen kişi, Tivnikli’ olduğu öne sürülen kişiye Digiturk’u alacak parayı veremeyeceklerini belirterek “Bunu veremediğiniz vakit ne olacak biliyor musunuz? Fatih Saraç gibi bir dostunuz olmadığı gibi bir tane düşmanınız var. Buyurun buradan yakın” diyor. Görüşmenin kaydınının MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın özel kalem müdürü olduğu iddia edilen Edip Ali Yavuz kanalıyla Tivnikli’ye verdiği ileri sürüldü. Ses kaydında Tivnikli’nin, Saraç’ın kendisini tehdit ettiğine ilişkin kanıt niteliğindeki ses kaydı ile dava açmaya hazırlandığı iddia edildi. 18 Aralık’ta yapıldığı iddia edilen bir görüşmenin ise Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülüyor. Bilal Erdoğan olduğu öne sürülen kişi, Fethullah Gülen cemaatini işaret ederek “Bunlar haddini bilecek. Bitecek bu iş artık, en üstüne gidene kadar bir şey yapılması lazım” diyor. Bunun üzerine Erdoğan olduğu iddia edilen kişi “Bugün atılacak adımlar var zaten, iş bayağı şeye girecek” ve “Ciddi bir medya desteği lazım” diyor. Bilal Erdoğan olduğu öne sürülen kişi, “Manşetleri göreceksin inşallah. Takvim gazetesi ‘Vaiz Lobisi’ diye manşet attı. Sabah gazetesi ‘Kaset olmadı dosya verelim’ Onlar tamamen hazır babacım. Şu an sizin talimatlarınızı bekliyorlar. En tepeden vurmaya başlayacaklar” ifadelerini kullanıyor. Erdoğan’ın da bunun üzerine “Tamam, canım ne varsa ellerinde gireceğiz onun şeyi yok” dediği iddia ediliyor. Bunun üzerine de Bilal Erdoğan’ın “Hele bir de bize biraz malzeme gelse diyorlar MİT’ten” ifadelerini kullandığı iddia ediliyor. Başbakan’a ait olduğu öne sürülen ses bunun üzerine, “Bakacağız, bizden malzemeye daha çok ulaşıyor işte” diyor. ‘Manşetler Bilal’den’ iddiası ‘10 milyon fark olur mu?’ Formül arayışı Futboldan başka dallar da var 49 yıllık okuru olduğum gazetemin spor sayfasında voleybolbasketbola “adamakıllı” önem verilsin istiyorum. Son yıllarda ülkemiz liglerinde özellikle kadınlarda voleybolun ve basketbolun nasıl sıçrama yaptığı gerçek. Voleybolda Avrupa’nın 6 finalinden 5’inde 6 Türk takımı şampiyonluk peşinde. Basketbolda keza, kadın ve erkek takımlarımız 4’lü finallere çok yakın. Hal böyle iken ve de her hafta birbirinden önemli maçlar yapılırken, siz bunlara hiç yer vermiyor, Servet Encü’nün evi tarandı Maça gittik maç yok FenerTofaş maçı için duyurunuza inanarak kalktım gittim ama ne maç vardı ne seyirci. Programları denetlemeden mi yayımlıyorsunuz? Size güvenip maça giden seyirciye yazık değil mi? Şakir Aktaş Kazancımız ve Bizi Bekleyen Tehlike Yandaşlığın insanı yüceltmediği artık örnekleriyle ortadadır. İktidarlarla alışverişle gazetecilik olmuyor. Onlara ne kadar yaranmak istesiniz de onları mutlu edemiyor ve bu arada girdiğiniz medya dünyasını da zehirliyorsunuz. Sonra o zehirli ortamdan kendinizi çekip çıkarsanız bile üstünüze sinen koku artık dağılmıyor, yazılar çiziler itiraflar sizi kurtarmaya yetmiyor. Ama bütün bu olupbitenlerin hem ülkemiz açısından hem de medya açısından yararlı bir yanı da var. Artık nasıl bir medya olunamayacağı, nasıl gazeteci diye geçinilemeyeceği ortaya çıktı. Yarın bu günleri anarken, genç gazateciler bizlere “Ağa sen o günlerde ne yapmıştın, o savaşta sen neredeydin?” diye sorma hakkını şimdiden kazandılar ve bu da medya açısından büyük bir kazançtır. Yeter ki boyun eğenler, yandaşlığa soyunanlar, kılık değiştirip kahraman pozuna giremesinler. ya da küçücük sütunlarda sadece sonuçları yazarak geçiştiriyorsunuz. Spor sayfalarında sadece Drogba Aziz Yıldırım Fatih Terim... Hiç değilse bundan böyle haftada bir gün, geçen haftanın voleybol ve basketbol ligleri sonuçları ile Avrupa’daki maçlarımıza ve önümüzdeki haftanın takvimine (KadınlarErkekler ikisine de) ve puan durumlarına topluca ve gerektiğince yer verin. Hatta zaman zaman yorumlar yazdırın. Daha çok voleybollubasketbollu günler diliyorum. Savaş Sönmez ŞIRNAK (DHA) Şırnak’ın Uludere ilçesinde, 2011 yılı Aralık ayında düzenlenen ve 34 kişinin öldüğü hava saldırısından kurtulan Servet Encü’nün evi, önceki akşam kimliği belirsiz kişilerce uzun namlulu silahlarla tarandı. Encü, “10 metre uzaklıktan ateş açıldı. Bana ve aileme bir şey olmadı” dedi. Dün sabah erken saatlerinde olay yerine gelen jandarma, yaptıkları incelemeden sonra, saldırıyı gerçekleştirenlerin yakalanması amacıyla çalışma başlattı. İstanbul Haber Servisi Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbulLos Angeles seferini yapan uçağı, bir yolcunun rahatsızlanması üzerine Kopenhag Havalimanı’na acil iniş yaptı. Rahatsızlanan yolcu, hastaneye kaldırıldı. Uçak, daha sonra Los Angeles’a hareket etti. THY uçağı acil iniş yaptı İki önemli yazı Bir değinime daha yer verdiniz; çok teşekkür ederim. Bilim ve Teknik eki tam bir hazine. 1406. sayıda (28 Şubat 2014) Doğan Kuban ve Hayrettin Ökçesiz’in yazıları eşsiz bir güzellikte. Bu iki yazıyı kaçırmış okurlar için çok beğendiğim bölümleri aktarmak istiyorum: Yeni Türk kentleri ise kaktüs dolu çöllere benziyor. Otomobiller neredeyse çekirgeler gibi duvarlara tırmanacaklar. (Doğan Kuban). Betimleme ne kadar güzel ve doğru, değil mi? Bir de Murat Sayın’ın çizimi süsleseydi Doğan Kuban’ın yazısını... Bu milletin sevgilisi Atatürk’e “ayyaş” diyebilmiş biri dünyayı ateşe verse, bu sözünden daha büyük bir halt yemiş olamaz, ama böyle biri her kötülüğü yapabilir. Çalar çırpar, yalan söyler, öldürür, azdırır; ülkesini, insanını, her şeyini satar. Onda zerre kadar hakşinaslık, ar ve terbiye, halkına saygı yoktur. (Hayrettin Ökçesiz). Yazarın yazdıklarına katılmamak olanaksız; hepimizin hislerine tercüman olmuş. İkisinin de ellerine sağlık. Saygılarımla. A. Tarık Emre Hatanın küçüğü büyüğü olmaz Sayın Yetkililer, engin hoşgörünüze sığınarak bir iki küçük eleştiri: 1 Sayın Özgen Acar’ın 25.02.2014 tarihli yazısındaki “Türkcel”in “Turkcell”, 2 Briç yazarı Sayın Nevzat Aydoğdu’nun köşesinde bir defans elini açıklarken; “5’li küçük olmasına rağmen güney uzun sure düşündü ve böyle bir durum olabileceğini düşünüp. Ortağına el geçirmek için öncelikle piki denedi.” cümlesi, “5’li küçük olmasına rağmen güney uzun süre düşündü ve böyle bir durum olabileceğini düşünüp, ortağına el geçirmek için öncelikle piki denedi.” 3 02.03.2014 tarihli gazetenin 8. sayfasında “Atatürk’e hakaretten ceza aldı” haberindeki “Prof. Dr. Mümtazer Türköne”in “Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne” olması gerekmez miydi? Yüreğiniz dert görmesin, iyi ki varsınız. Saygılarımla. Ali Durmaz KONYA (AA) Konya merkez Meram ilçesi Çaybaşı Mahallesi’ndeki bir inşaatta kalıp ustası olarak çalışan Murat Akdoğan (26), 12. katta iken dengesini kaybederek düştü. Akdoğan, olay yerinde hayatını kaybetti. Olay yerine gelen Akdoğan’ın yakınları, sinir krizi geçirdi. Kısa süre önce çalışmak için Van’dan ailesiyle Konya’ya geldiği öğrenilen Akdoğan’ın 1.5 aylık çocuğu olduğu öğrenildi. İnşaattan düşen işçi öldü ‘YouTube kapatılmayacak’ Kültür ve TV sayfalarınız Bir süre önce değerli yazarlarınızın internette yayımlanan yazılarının altında bir “Arkadaşıma Gönder” ibaresinin olduğunu, bu sayede beğendiğim yazıları bazı arkadaşlarımla paylaşabildiğimi ancak nedense bu servisin sonradan kaldırıldığını yazmış, bunun nedenlerini sormuştum. Yazım yayımlandı ancak bir açıklama yapılmadı. Gazetemizi genellikle beğeniyorum. Diğer birçok gazeteden belirgin farkları var. Örneğin Kültür Sayfası. Bu düzeyde bir sayfa başka hiçbir gazetede yok. O yüzden bu sayfayı hazırlayan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Ama dereyi geçip çayda boğuluyorsunuz. Bu kadar güzel bir kültür sayfasının yanında güzel bir TV sayfası da olabilir. Biliyorsunuz bugün televizyon artık milyonların ilgisini çeken bir mecra haline geldi. Bazı TV programları eksik yayımlandığı gibi bazıları hiç yayımlanmıyor. Eskiden gösterilecek filmler hakkında kısaca bilgi verilirdi, şimdi o da kaldırıldı. Kültür sayfanız kadar başarılı bir TV sayfası da olabilir mi? Metin Akyar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle başlayan tartışmayı değerlendirdi. İşler, “Teknolojik olarak YouTube ve Facebook’u, kapatılması söz konusu olamaz. Diyelim ki mahkeme kararı ile yasakladınız, mahkeme dedi ki, hayır bu gösterilemez, bunu yayından kaldırdı. Aynı yayın YouTube’da da devam etmemesi gerekiyor. Sayın Başbakanımızın söylemek istediği de o” dedi. Hırsızlık operasyonu İstanbul Haber Servisi Kâğıthane’deki bir işyerinden toplam değeri 200 bin Avro olan 6 kamera, 7 kamera ayaklığı ve bazı çekim ekipmanları çalındı. Hırsızlığın ardından, bölgedeki çok sayıda Mobese ve güvenlik kamerası görüntüleri incelendi. İnceleme sonucu hırsızlık olayında kullanılan araç ve sürücüsünü tespit eden polis ekipleri, sürücünün verdiği ifade doğrultusunda S.A. (25), E.K. (23) ve F.K’yi (23) gözaltına aldı. Operasyonda, çalınan eşyalar da ele geçirildi. Adliyeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.