22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Yıldırım’ın ‘atvSabah’ satışındaki rolünü ortaya koyan kayıtları açıkladı: Guinness’lik yolsuzluklar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Milyon Ali” diye isim taktığı eski Ulaştırma Bakanı ve AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım’ın “atvSabah gazetesi” satışındaki rolünü ortaya koyan tkayıtları ilk kez grup toplantısında açıkladı. Kürsüden üzerinde “atvSabah satışı fezlekesi” yazan dosyayı gösteren Kılıçdaroğlu, satış konusunda Yıldırım’ın aktif rol oynadığına dikkat çekerek, “Rakamlar büyük. Binali dersek yanlış olur, Milyon Ali dememiz lazım. Milyon Ali devreye giriyor, herkesten 10 bin 20 bin değil, milyonlar istiyor. Bakın fezleke bu. Şimdi kalkmış bu İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı. Sen İzmir sokaklarında hangi yüzle gezeceksin” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, açıklamayı yaparken, kendisine gelen notu da okuyarak TRT’nin yayını kestiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu ses kayıtlarını da gelecek hafta dinleteceğini bildirdi. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı konuşma ana başlıklarıyla şöyle: Tuzluk diyecekler: Başçalan kendi milletvekillerini tuzluk diye tanımlıyor. Eğer itiraz etmezseniz, vatandaşın gözünde artık, size “AKP milletvekili geldi” denmeyecek, “tuzluk geldi” denecek. Tüm fezlekeler elimizde: İzmir’den fezleke geldi, kendisi ile ilgili fezlekeyi Adalet Bakanlığı, “Meclis’e yollayın” diyor, Meclis “Adalet Bakanlığı’na yollayın” diyor. Adalet Bakanlığı’nda bekleyen fezlekelerin üzerinde çalışıldığını, bazı bölümlerin bürokrasiye dağıtıldığını, AKP’ye yakın avukatlara verildiğini, ek savunma alındığını biliyoruz. Guinness’e girecek yolsuzluk: Yargı, Türk milleti adına karar verir, sen ona müdahale ediyorsun. Demek ki milli irade hırsızlığını da orada yapıyorsun. Arkadaşlarıma sor Münih’te İki Proje Her yıl, Davos zirvesinden yaklaşık bir ay sonra, Münih Güvenlik Konferansı (MGK) toplanır. Bu yıl, 50. yılına giren MGK’de Batı ülkelerinin, savunma, dışişleri bakanlarından, uzmanlarından, savunma şirketlerinin, bankaların, düşünce kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan yaklaşık 400 kişilik bir topluluk, Batı merkezli dünyanın yönetişim sorunlarını ve geleceğini tartıştı. ABD, ilk kez bu yıl hem savunma, hem dışişleri bakanlarıyla katıldı. Alman Devlet Başkanı Gauck’ın, yeni Savunma Bakanı Leyen’ın, Alman devletinde, yeni bir savunma doktrininin şekillenmekte olduğunu düşündüren konuşmaları, bu yıl MGK’nin önemini daha da artırdı. ABD’li, Alman konuşmacıların sunumlarında yaptıkları vurgular, gelecek yıllarda birbiriyle yakından ilgili iki konuya özellikle dikkat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Birincisi, karşımızda iki farklı proje var. Bunlar birbirlerini destekleme olasılığı kadar, çelişme hatta çatışma olasılıklarını da barındırıyorlar. İkinci konu da Çin’in yükselmeye devam ederken Japonya ile arasındaki gerginliklerin gündeme getirmeye başladığı bir savaş olasılığı ve Batı’nın bu süreci öngörerek gereken önleyici adımları atıp atamayacağı ile ilgili. ‘Karadenizlilerin yüz karasısın!’ Kılıçdaroğlu, eski bakan Bayraktar’ın istifasını, Erdoğan’dan özür dileyerek geri çekmesine ilişkin “Önüne istifa dilekçesi konduğunda dedi ki “istifa etmem, niye edeyim, talimatı başçalan verdi, istifa edecekse onun istifa etmesi lazım.” Şimdi ciddi bir “U dönüşü” yaptı. Herhalde belinde bir hasar olmamıştır. Kendisiyle ilgili “Karadenizliler yiğit adamlardır” demiştim. Ama bu, Karadeniz’in yüz karasıdır. Ne değişti arkadaş, neler vaat edildi.” dedi. CHP lideri, Twitter’dan da “Bayraktar, Başbakan’dan özür dilemiş. Ya reddedemeyeceği bir teklifte bulunmuşlardır ya da reddedemeyeceği bir tehditte!” ifadelerini kullandı. dum kimin hırsızı birinci diye. 2003’de Saddam Merkez Bankası’ndan 1 milyar dolar götürmüş. Boston müzesini soymuşlar 300 milyon dolar. İngiltere’de kasalar soyulmuş 1987’de 110 milyon dolar... Bizde sadece 1. operasyonda tartışılan rakam 85 milyar Avro. Guinness rekorlar kitabına girecek bir rakam. TL’ye çevirdik 247 milyar lira. atvSabah fezlekesi: Başka şeyler de var. 21 Temmuz 2013. Recep Tayyip Erdoğan müteahhiti arıyor. Diyor ki “Sen Faruk’a da söyle o da gelsin.” Cemal Kalyoncu gidiyor. Konu Sabahatv. Sahibi kim Çalık. Ama Çalık yok. Başçalan var. “Çalık zor durumda bir şey yapmamız lazım.” Oturuyorlar ‘parayı nasıl aktarırız’ diyorlar. Karar veriyorlar. “Bir grup müteahhide salma salacağız.” Yeni bir şirket kuracağız, parayı gazeteye aktaracağız. Para havuzunu kim idare Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ edecek? Binali Yıldırım. Mehmet Cengiz 100 milyon dolar, Celal Koloğlu 100 milyon dolar Nihat Özdemir 100 milyon dolar, İbrahim Çeçen 100 milyon dolar. ‘Eğer üçüncü hava alanına dahil ederseniz 150 veririm’ diyor. 8 işadamından 630 milyon dolar topluyor. Binali kalırsa yaşadık: Milyon Ali için diyor ki “Beyefendi ile görüşülecek. Ne yapılacaksa ben söylerim.” Kim? Celal Koloğlu, İNTES Yönetim Kurulu Başkanı. Düzgün iş yapan bütün müteahhit arkadaşlarıma sesleniyorum. Koloğlu başkanlık yapamaz, sizi satamaz, her şey ortada gün gibi, o görevden ayrılması lazım. Milyon Ali topluyor bunları PTT tesisinde. 2 ay içinde 8 iş adamından 630 milyon dolar istiyor. 30 milyon dolar ödemiş biri. Telefonda diyor ki “görmediniz mi simsiyah olmuş.” Bu arada biri atlatmış. “Çarşambaya vereceğim, cumaya vereceğim diye…” İşi toparlıyorlar. Mehmet Cengiz diyor ki “hakikaten iyi iş oldu. Binali kalırsa yaşadık” diyor. Bunlardan birisi bir inşaat firması sahibi. “Ben eve geldim, hanımın filan yüzüne bakamadım. Soyundum yatağa girdim. Dün bana işkenceydi diyor” ve yine bu kişi, “Türkiye duyarsa yer yerinden oynar” diyor. Millete küfrediyorlar: Hâlâ mağduru oynuyor başçalan. 630 milyon dolar. Senin başkanlığında, Binali’nin koordinatörlüğünde para toplanıyor. Bunlar gazete mi? Sabah eski Sabah mı atv eski atv mi? Başçalanın hizmetindeler. Sabah akşam CHP’ye küfredelim. Ar damarınız çatlamadıysa gazetelerinizi kapatın. Bunlar bu parayı verdi güzel. Devlet ne kadar ihale verdi peki? Bu firmalara 87 milyar 832 milyonluk ihale verilmiş. 100 milyon dolar ne olacak. “O kadar nakdim yok” diyor birisi, Ziraat’te kredi ayarlanıyor. Başbakan koltuğundaki kişinin ihale dağıttığını Türkiye’nin öğrenmesi lazım. Devlet yok, çete tarafından yönetilen bir ülke var. Kayıtlarda göreceksiniz. Millete küfrediyorlar. “Biz bu parayı veriyoruz, milleti de bilmem ne yapacağız” diyorlar. Rüşvetler TÜRGEV’e: İhaleyi veriyorsun, “rüşveti TÜRGEV’e yatır” diyorsun. “99 milyon dolar yattı mı Vakıflar Bankası’ndan” dedim. Tık yok. Tüm bu Sabahatv olayları içinde Bilal Erdoğan’ın da özel bir rolü var. O davayı unutmayın: Ali İsmail Korkmaz’ın davasını izliyoruz yakından. Çocuğunuzun sopalarla dövülüp öldürülmesini istemiyorsanız bu davayı unutmayın. Başçalana soruyorlar, Korkmaz davası için ne diyeceksiniz. Yargıya intikal etti diyor. Senin yolsuzluk dosyaların da yargıya intikal etti ama, savcıyı görevden aldın, bakanın müsteşarın telefon etti. Çifte standardı görün. ‘Ağrılık merkezi’ ABD Dışişleri Bakanı Kerry ve Savunma Bakanı Hagel, konuşmalarında, ABD ile Avrupa’nın karşısındaki tehditlerin ortak ve küresel olduğunu vurguladılar. Bu vurgunun Çin’in yanı sıra Rusya’yı da kapsadığı, Ukrayna konusunda Kerry’nin, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un uyarılarını bir kenara iterek “AB’nin demokratik geleceğini Ukrayna’da yaşanmakta olanlara bağlamasından” da anlaşılıyordu. Buna karşılık, Kerry ve Hagel’in konuşmalarında bir “Transatlantik Rönesansı”ndan söz etmelerinden, MGK etrafında yaşanan kimi tartışmalardan anladığım kadarıyla, esas sorun, Çin’in yükselişinin yarattığı bölgesel, küresel etkilerin sınırlandırılması etrafında şekilleniyor. Bu bağlamda Amerika’nın Avrupa ile birlikte, yanına Japonya’yı da alarak, Çin’i Batı merkezli dünya ekonomisinin, siyasi modelinin kurallarını benimsemeye zorlayacak bir “ağırlık merkezi” oluşturma projesinden söz edilebilir. Bu projenin gerçekleşebilmesi için, Avrupa’nın, ekonomik, siyasi olarak ABD’nin yanında olacak duruma gelmesi gerekiyor. Transatlantik ticaret anlaşması süreci, NATO platformu bu konuda yardımcı araçlar. Ancak AB’nin kendi içinde bir ekonomik siyasi uyum kurması, diğer bir deyişle devletler arası ilişkilerinde hegemonya sorununun çözülebilmesi gerekiyor. Mali kriz, bu konuda en güçlü adayın Almanya olduğunu ortaya koymuştu. Almanya, kriz başladığından bu yana en önemli mali yardım kaynağı, karar verici olarak AB ekonomisini şekillendirmeye devam ediyor. Bu da bizi ikinci projeye getiriyor. Almanya’dan Başkan Gauck, Savunma Bakanı Leyen (HD), Dışişleri Bakanı Steinmeier (SD) konuşmalarında, bir taraftan, farklı vurgularla da olsa ABD’nin “Transatlantik Rönesansı”, “ağırlık merkezi” projesine uzak olmadıklarını, diğer taraftan, Almanya’nın, “tarihin yükünün” altında kendi kendini sınırlayan, savunma ve dış politika geleneğinden uzaklaşarak, artık farklı bir yöne gitmeye kararlı olduklarını da ortaya koyuyordu. Başkan Gauck, “Ulusumuzun tarihinde hiç bu kadar iyi bir dönem olmamıştı... Becerilerimize, kendimize güvenmemiz gerekir” dedikten sonra, Almanya’nın tarihin yükünden kurtularak, ordusunun etkinliklerini “Avrupa’nın kararsızlıklarının ötesine geçirerek”... “açık dünya düzenine yönelik hızlı ve dramatik biçimde gelişen tehditlerle yüzleşmesi gerektiğini” vurguladı. Steinmeier, “şiddetli çatışmaların Avrupa sınırlarına yakınlaşmakta olduğuna”, Ukrayna sorununa işaret etti, Almanya’nın “dünya politikası üzerine yorum yapmakla yetinemeyecek kadar büyük olduğunu” vurguladı. Leyen “Görevde olduğum şu kısa sürede, hep kendi güçlerimize bakarak çok zaman kaybettiğimizi düşündüm, aksine Avrupa’daki tüm güçlere birden bakmamız gerekiyor... Birlikte davranmamız gerekiyor” sözleriyle Almanya’nın projesini dile getirirken, daha çok ABD’de dincimuhafazakâr çevrelerde ilgi gören bir komplo teorisine de yeni malzemeler sunduğu söylenebilir: Almanya Avrupa’yı zorla “bütünleştiremeyeceğini” gördü. Almanya önce ekonomik imparatorluğunu kuruyor. Sonra da “uygun bir anda hızla imparatorluğun askeri boyutunu tamamlayacak”. Komplo teorisi işte... Bahçeli, dinlemelerin önünü Erdoğan’ın açtığını söyledi İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ‘Paket ihanet’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, telefon dinlemelerinden sızlanan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi telekulak çetelerinin emrine soktuğunu belirterek “Bu yolu, Başbakan ve etrafındaki iki ayaklı böcekler açmıştır” dedi. Bahçeli, demokratikleşme paketine eklenecek düzenlemeleri de “Böyle bir pakete demokratik demek, bizzat demokrasiye ihanet, milletimize hakaret, adalete kelepçe takmak demektir” diye eleştirdi. Bahçeli, sanal medyada provokatörlük yapanların MHP’yi sokaklara çekmeye çalıştığını belirterek “Bizim için tek yol demokrasidir” diye konuştu. Bahçeli, ısmarlanmış anketler, uydurma ve yandaş araştırma şirketlerinin AKP’nin değirmenine su taşımakla meşgul olduğunu, algıları yönlendirmek için canla başla mücadele ettiğini belirterek “AKP inişe geçmiş, çok ciddi oy kaybı yaşamaya başlamıştır” dedi. Erdoğan’ın AKP’den istifa eden vekiller hak kında yaptığı “tuzluk” benzetmesini anımsatan Bahçeli, “Seni ve hükümetini Tuz Gölü’ne atsak, kireç kuyusuna bastırsak, sabun deryasına soksak, ardından da Van Gölü’nde durulasak, yine aklanamaz, yine de temizlenemezsiniz” diye konuştu. Bahçeli, son günlerde internete düşen telefon dinlemelerinin yolsuzluğun derinliğini göstermesi bakımından ibretlik olduğunu kaydetti. Bahçeli, “Erdoğan medya şirketlerinin el değiştirmesinde aktif rol oynamıştır. (...) İşadamlarının tansiyonu çıksa da, yüzleri simsiyah olsa da, geceleri uyumakta zorluk çekseler de kendilerinden istenen yüz milyonlarca doları Başbakan’a tıpış tıpış vermişlerdir” diye konuştu. Türkiye’yi telekulak çetelerinin emrine sokan Başbakan’ın telefon dinlemelerinden sızlandığını belirten Bahçeli, Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanlarının görüşmeleri afişe edildiğinde Erdoğan’ın çıt çıkarmadığını kaydetti. Demirtaş’tan Ali İsmail Korkmaz davası için tepki daha paralelsin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yargıda yaşanan depremle ilgili “Paralel devlet kurmak suç değil mi? Bir tek kişi yargılanmayacak mı? Sadece görevlerinden mi alacaksınız” açıklamasını yaptı. Ali İsmail Korkmaz davası sürecinde yaşananlara dikkat çeken Demirtaş, “Sen onlardan daha paralelsin. Bunları cemaat yapmadı. Beraber yaptınız” dedi. Demirtaş, dün partisinin grup toplantısında “Bunların Ali’lerle 1400 yıldır dertleri var. Bunlara göre Ali’leri sokak ortasında dövmek, infaz etmek caizdir. Yargılarken de üstün körü yargılamak caizdir. Bu zihniyetin halka hesap vermesinin zamanı artık geçmiştir. Dün Kayseri’de yaşanan trajedi, bunun örneğidir. Vahşice adam öldürmekten yargılanan polis memuru tutuklu değil. İşte bu adalet sistemi bu iktidarların yarattığı faşizmin kalesi olmuştur” dedi. Demirtaş, güvenlik gerekçesiyle bir davanın başka bir yere nakledilmemesi için bugün yasa teklifi vereceklerini bildirdi. Demirtaş, daha önceden yaptığı konuşmada özel yetkili mahkemelerin Başbakan’ı da yargılayabileceğini söylediğini anımsatırken “Şimdi çocukları yargılanıyor, büyük bir telaş, panikle, işin ucu size dokununca ‘paraleldir, çetedir, derhal kaldırmamız lazım...’ Vatandaşın çocuğu zaten gariban. Onların Bilal kadar kıymeti olabilir mi, olamaz” dedi. ‘Sen onlardan Öte yandan BDP grubunun sürpriz bir ziyaretçisi de oldu. PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ve beraberindeki heyet BDP grup toplantısını izledi. Milliyet’in haberine göre bir grup gazeteciye Rojava’daki gelişmeleri değerlendiren Abdullah, bölgedeki özerklik ilanından sonra Türkiye ile görüşmeleri olmadığını ancak diyaloğa açık olduklarını söyledi. PYD Eşbaşkanı Salih Müslüm ile Dışişleri Bakanlığı’nın görüşmelerinin kesilmesiyle ilgili Abdullah, “Ne kadar görüşme olursa o kadar iyidir” dedi. Abdullah, özerk yapıların ekonomik ayaklarının kurulma çalışmalarının sürdüğünü, bölgedeki petrolün üretim ve pazarlanması aşamasında petrolü Türkiye üzerinden satmak için Dışişleri Bakanlığı ile görüşme yolunda temas kurduklarını da söyledi. Abdullah “Demokratik özerklik” ilanının sınır çizilmesi anlamına gelmediğini de ifade etti. YD eşbaşkanı da grup toplantısında P namikzafer@yahoo.com Öcalan’la görüşecekler DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP ve HDP’nin çözüm süreci kapsamında PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurmasının ardından ziyaretin tarihi kesinleşti. Heyet, 8 Şubat Cumartesi günü İmralı’da Öcalan ile görüşecek. Heyette, BDP Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder yer alacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear