29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2014 CUMARTESİ 16 Savaş Suçları Kıbrıs’ta Ödün Ortamı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı’ya, Kıbrıs’taki görüşmelerin adada “adil ve kalıcı bir çözüm”e yol açıp açmayacağını sorduk. Uluslararası ilişkilerin “adil ve kalıcı” olabilmesinin önkoşulunun “siyasal güce” bağlı olduğunu vurguladı: “Yolsuzluk, hukuksuzluk, yargıya karşı alınan tutum nedeniyle bugünkü iktidar, uluslararası alanda sorgulanıyor. AB sözcüleri, Türkiye’de yaşananların hukuk ve demokrasi ilkeleri açısından Kopenhag ölçütlerine uymadığından söz ediyorlar. ABD yönetimi, kendi demokrasi anlayışı ve ilkeleri çerçevesinde benzer değerlendirmelerde bulunuyor. Arap ve İslam dünyasında da Suriye, Mısır gibi ülkelere karşı Recep Tayyip Erdoğan’ın takındığı tutum yüzünden zorda olunduğu ortada. Yani, iktidarın dıştaki konumu çok zayıf. Batı, özellikle ABD, hazır Türk tarafının zayıf konumda olduğu bir ortam varken bundan yararlanmak, çözüm olarak sundukları ‘tek Kıbrıs’ dayatmasını gündeme taşımaya çalışıyor. AB zaten, Kıbrıs Rum yönetimini tüm Kıbrıs’ın temsilcisi olarak kabul ettiğinde, bu yaklaşımı benimsemişti. Şimdi Türk hükümetinin zayıf olduğu bir ortamda ödün koparma amacındalar. Eğer tek Kıbrıs olursa, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz yatakları sorununun da çözülebileceğini düşünüyorlar. Üstelik de bu durumun petrol ve doğalgazın Anadolu üzerinden geçirilmesiyle Türkiye’nin de işine yarayacağını ileri sürüyorlar. Oysa, böyle bir ortamda Türkiye’nin lehine adil, kalıcı ve barışçı çözümü içeren bir formül mümkün görünmüyor. Yalnızca ödün görünüyor.” Barış Derneği, “Suriye Halkına Karşı İşlenen Savaş Suçları” başlıklı raporunda; Suriye’deki silahlı gruplara destek veren ABD Başkanı Obama, İsrail Başbakanı Netanyahu ile Recep Tayyip Erdoğan’ı “insanlığa karşı suçun hem azmettiricileri hem de suç ortakları” olduğuna yer vermiş, Suriye’ye cihatçı toplayanların “yabancı bir devlete karşı asker toplamak veya diğer hasmane hareketlerde bulunmak” suçunu işlediklerini vurgulamıştı. Raporda ayrıca, Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir önceki İçişleri Bakanı Muammer Güler’in “savaş suçu işlemiş olanlara destek sunmak”, “kamu kaynaklarının suçu destekler şekilde kullanılmasını sağlamak”, “savaş suçlularının ülke topraklarında barınmasını sağlamak” gibi gerekçelerle Yüce Divan’da yargılanmaları gerektiğinin altı çizilmişti. Rapor; Dünya Barış Konseyi, Uluslararası Demokratik Hukukçular Birliği, Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu, Uluslararası Demokratik Kadın Federasyonu ve Dünya Sendikalar Federasyonu gibi uluslararası Aklı Siyasal İslamdan Kurtarmak ABD Merkez Bankası Fed’in açıklamasına göre Türkiye, Hindistan, Endonezya, Brezilya, Güney Afrika gibi ekonomisi en kırılgan ülkeler arasında başı çekiyor. Biz, toplum olarak ürettiğimizden daha fazlasını tüketiyoruz, harcıyoruz. Büyük ölçüde ithalata bağımlı olduğumuzdan ülkeden çıkan döviz girenden daha fazla oldukça cari açığımız da büyüyor. Bu açık büyüdükçe ekonomimizin kırılganlığı da artıyor. Cari açığı küçültmenin yollarından biri de toplumu tasarrufa yöneltmek: Bu şubat ayı başında yürürlüğe giren taksitle satış sınırlandırmalarının bir amacı da bu. Fakat geçen yıl itibarıyla salt enerji ithalatı için dışarıya ödenen dövizin 60 milyar doların üzerinde olduğu bir ülkede bu tür önlemlerin etkisi çok ama çok sınırlıdır. Bir süre öncesine kadar dışarıdan nispeten ucuz döviz bularak cari açığı biraz olsun kapatmak olasıydı, fakat ABD Merkez Bankası 2014 başında aldığı bir kararla aylık tahvil alımlarını azaltmaya başlayınca bu yol da büyük ölçüde kapandı. ABD, Merkez Bankası’ndan tahvil alımı yaparak piyasaya para pompalıyor, oluşan likidite (para) fazlalığı Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki tahvil, faiz, borsa ve döviz piyasalarına yatırım olarak giriyordu. ABD Merkez Bankası aldığı karar gereğince yıllık 85 milyar tutarındaki tahvil alımını kademeli olarak 20 milyar dolar azaltarak 65 milyar düzeyine indirdi. Bu uygulama sürecek. Kısa erimde yapacak fazla bir şey yoktur. Hükümet, dönüp dolaşıp yeni vergilerle toplumun tepesine binecek, insanları iliğine kadar sömürecektir. Öyleyse ne yapmak gerekiyor? HHH Bir ekonominin dışarıya don, fanila, pantolon satarak, otomotiv yedek parçası üreterek cari açığı dengelemesinin, kırılganlıktan kurtulmasının, ülkeyi zenginleştirmesinin, toplumu refaha erdirmesinin olanağı kalmamıştır. Çözüm, katma değeri yüksek ürün üretmek, dışarıya satmaktır. Cari açığın da, kırılganlığın da tek ilacı budur. AKP iktidarı bunu başarabilir mi? Kanımızca hayır! Çünkü katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin üretimi için inovasyona, yani farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmeye, bunları uygulamaya ve en önemlisi bunu başaracak yaratıcı insanlara ihtiyaç vardır. Bu yaratıcı insanlar, daha önce çözülmemiş sorunları çözecek, daha önce karşılanmayan ihtiyaçlara cevap verecek öneriler geliştireceklerdir. Bir örnek: Son zamanlar medyada sıkça yer aldı; Ukrayna’dan ABD’ye göçen bir ailenin çocuğu olan Jan Koum beş yıl önce kurduğu ve şu an 450 milyon kullanıcısı olan Whatsapp adlı sosyal paylaşım sitesini 16 milyar dolara Facebook’a sattı. Bizim de böyle yaratıcı insanlara ihtiyacımız var. Ne var ki günümüzün İslam dünyasında hiçbir ülke ürünü dünya markası olacak nitelikte yaratıcı insanlar yetiştiremiyor. Dünya açılırken, İslam dünyası giderek içine kapanıyor, insan aklı karartılıyor. Sonuçta bir “dogmalar bütünü” olan din, aklın önünde daha büyük bir engel oluşturuyor. Bir siyasal İslam yapılanması olan AKP, ilköğretimden üniversiteye kadar 4x4x4, Fatih Projesi, üniversite öğretim üyelerine açıklama yasağı gibi uygulamalarla aklın eleştirel özelliğini iğdiş eden, farklı düşünceye engel olan, son çözümlemede insanın yaratıcılığını körelten önlemlerle kendisine biat edecek “tek tip” insan üretmek yolunda adımlar atıyor. İnsan aklını siyasal İslamdan kurtarmak gibi acil bir görevimiz var. Çünkü siyasal İslamın iktidar olduğu bir ülkede ne cari açığımız kapanır, ne ekonomimiz kırılganlıktan kurtulur, ne dünya markası olacak ürünler üretebiliriz. Ne insani değerler açısından, ne kadınerkek eşitliği açısından, ne çocuk hakları açısından, ne de demokrasi ve özgürlükler açısından dünya sıralamasında en sonlarda yer almaktan kurtulabiliriz. örgütlere ve BM Suriye Arap Cumhuriyeti Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu üyelerine de ulaştırıldı. Böylelikle, Türkiye’de halkın büyük çoğunluğunun, dostumuz Serdar Şahinkaya’nın deyimiyle “seyrek bıyıklı asabi şahsiyet” gibi savaş çığlıkları atmadığı tüm dünyaya duyurulmuş oldu. Sözleşmeli Tasfiye Ordudaki tasfiyenin derinleşeceği yönünde işaretler var: Edindiğimiz bilgiye göre, ABD’ye uzun süreli eğitime gönderilmek üzere sözleşmeli subaylar alınmış. Türkiye’ye dönüşlerinde harp okullarında öğretmen olacaklarmış. Poliste de aynı süreç yaşanmıştı. Sonucunu yaşayarak görüyoruz. Donanım Uğradığı haksızlığın derin üzüntüsünü yaşarken onulmaz hastalığa yakalanarak aramızdan ayrılan iyi insan Engin Aydın uyduruk savlarla tutuklandığında, avukatı İsmail Sami Çakmak, dönemin gözde savcısı Zekeriya Öz’e odasında söylediklerini aktarmıştı bize: “Bu soruşturmayı yürütecek hukuki donanımda değilsin. Hukuka uygun tek bir iş yap ki, ileride sen de yargılanırken avukatlar örnek gösterip de seni savunabilsinler. Bu gidişle, ileride avukat diye meleyeceksin.” Geçen zaman, Çakmak’ı doğruladı. Hafta ortasında geçirdiği trafik kazasında ölen avukat Mahmut Gönültaş, Zekeriya Öz’ün vekilliğinden istifa etmişti. Eski CHP yöneticisi Algan Hacaloğlu, 30 Mart seçimlerinde partinin aday koyamadığı ilçeleri belirlemiş. Öyle anlaşılıyor ki, CHP’nin Güneydoğu politikaları ile yakından ilgilenen Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun bu bölgede pek sözü geçmiyor. Çünkü, Şırnak’ın tüm ilçelerinde, Van’ın Bahçesaray, Başkale ve Muradiye’sinde, Kars’ın Digor ve Yok Kağızman’ında; Muş’un Bulanık, Hasköy ve Malazgirt’inde CHP’nin adayı yok örneğin. Bırakın Doğu, Güneydoğu’yu bir zamanlar CHP’nin kalesi olan Sivas’ın Doğanşehir, Gölova, Hafik, Kangal, Koyulhisar, Suşehri ve Yıldızeli’nde de yok. Kütahya’nın Aslanapa, Dumlupınar, Emet, Gediz, Hisarcık, Pazarlar ve Tavşanlı’sında da yok! İlan Onların deyimiyle “T.C.” çökertilmişken... Yakında, çok yakında Abdullah Öcalan, “özerk” denen yerde başkan ilan edilirse, kimse şaşırmasın. Sıkıntı Abdullah Gül’ün “sıkıntılı” olduğunu ileri sürenler vardı. İnternete sansür getiren yasayı onayladığına göre, sıkıntısı geçmiştir. Siyasete Mola, Susuz Yaza Merhaba!.. Sadık ÇELİk KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Sanayi Devrimi’nden bugüne atmosferdeki metan gazı miktarı iki İktidar kavgaları, kattan fazla artmış. Bu paralel yapı, kısıtlanan gerçeğin er ya da geç özgürlükler, demokrasi bize ısınma ve iklimsel katliamları, yaklaşan dengelerin altüst olması yerel yönetim seçimleri, şeklinde geri döneceğini İnternet yasakları, HSYK biliyorduk. Son yıllar ve düzenlemesi, MİT yasası bilhassa bu yıl, bu bilimsel derken ülke meseleleri tahminlerin teoriden pratiğe son aylarda bir hayli gri ve geçişinin çoklu örneklerini kabarık, doğru. Tüm bu yaşıyoruz dünya genelinde. siyasi kirlilik ve toplumsal İklimsel felaketler keşmekeş arasında, içinden dünyanın dört bir yanından geçmekte olduğumuz sinyallerini veriyor. güçlü ve tehlikeli Meteorolojik olaylar olağan kuraklık krizine gereken seyrinden çıkmış durumda. önemi veremiyoruz, Ve Türkiye, küresel bize küsmekte olan ısınmanın potansiyel tabiat anayla yeterince etkileri açısından risk ilgilenemiyoruz; fakat durum sandığımızdan ciddi. grubu ülkeleri arasında. Uzmanlar, ülkemizde Şubat ayında kırılan küresel ısınmayla birlikte sıcaklık rekorları, kış özellikle su kaynaklarının ortasında termometrelerin zayıflaması, orman gösterdiği 20’li dereceler yangınları, kuraklık ve kısa vadede güneşin ve çölleşme ile bunlara bağlı sıcak havanın keyfini ve diğer ekolojik bozulmaların mutluluğunu yaşamak artarak yaşanacağının isteyen bizler için heyecan altını çiziyor. Meteorolojik verici oluyor belki. Fakat bu değerler aslında iklimsel kuraklık ilk olarak tarımsal kuraklık ve gıda krizi olarak anormalliklerin, yaklaşan büyük tehlikelerin habercisi. ortaya çıkacak ve bununla Bunu sadece son aylarda beraber yaşamın her alanında olumsuz etkiler hızla çölleşen göllerimize, doğuracak. çaylarımıza, ırmaklarımıza Su, insanoğlu için hayatla baktığımızda bile somut eşdeğerdir. Ancak bunun olarak görmemiz mümkün. da ötesinde günümüzde Tunceli’deki Munzur Çayı tatlı su kaynakları ülkeler örneğin. 17 Şubat 2010’da için artık stratejik bir Munzur’un ortalama doğal kaynak durumuna debisi 108.76 metreküp/ gelmiştir. Bugüne kadar saniye iken 17 Şubat petrol üzerinden yüzyıllardır 2014’te bu rakam 24.64 devam eden güç savaşının metreküp/saniyeye kadar yönü artık yavaş yavaş su düşmüş. En son 1934 kaynaklarına çevriliyor, yılının kış aylarında aynı durumun yaşandığı Munzur çevrilecek. Türkiye bu anlamda çarpıcı bir Çayı’ndaki su seviyesi, 80 yıl sonra ikinci kez bu kadar biçimde, bölge ülkelerine oranla daha çok su azalmış... İstanbul’a su sağlayan ve kaynağına sahip olmasına rağmen kişi başına düşen geçen yıl doluluk oranları su miktarı bakımından yüzde 82 olan 10 barajda dünya ortalamasının şu anki doluluk oranı altında, “su fakiri” olarak yüzde 30’lar civarında. nitelenen ülkeler arasında Geçen günlerde, doluluk yer alıyor. Bunun farkında oranı yüzde 2’lere düşen olarak ve bilinçli bir biçimde Alibeyköy Barajı’ndaki daha etkili ve sürdürülebilir toprağın nasıl çatladığını su politikalarının uygulanma gösteren fotoğraflar tam gerekliliği üst düzeydedir. anlamıyla içler acısı. Öyle Bizden önceki nesillerin ki, ülke genelinde yağışlar bir önceki yıla oranla yüzde yeryüzüne ettiği zulümlerin ceremesini biz çekmeye 44 azalmış. Yağışlı gün başladık; bizim verdiğimiz sayısı da aynı şekilde bir zararlar ise katbekat hayli az. büyüyerek, kayda değer Susuz yaz bizi bekliyor... önlemler alınmadığı Tabiatın öfkesiyle müddetçe, gelecek birlikte içinde yaşadığımız kuşakların kâbusu olacak. coğrafyada kuraklık İktidarlar değişecek, tamtamları çalarken rejimler yenilenecek, dünyanın diğer ucunda baskılar azalacak, Amerika, kar fırtınalarıyla kaybedilen özgürlükler boğuşuyor; bazı Avrupa geri kazanılacak belki ama ülkelerinde ise aşırı yeryüzünde bıraktığımız yağışlar, sel felaketlerine, izler, bu topraklara ve can ve mal kaybına neden başımızın üzerindeki oluyor. semaya verdiğimiz Küresel ısınmanın zararların telafisi kolay yalnızca kuraklık demek olmayacak… olmadığını hatırlatmakta yarar var. sadik.celik.gorus@gmail.com ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com 1/ Öldürüldükten 1 sonra içi dolduru2 lan ve süs amacıyla kullanılan 3 hayvan. 2“Ha 4 zanbel” de de5 nilen ve kökü hekimlikte kullanı 6 lan otsu bir bit 7 ki... Asma kütü8 ğü. 3/ Vücudun herhangi bir ye 9 rinde oluşan irin 1 2 3 4 5 6 7 8 9 birikimi... Hukuksal 1 bir sınırlamanın kalK UMK UMA E dırılması. 4/ Günlük 2 U R A Z A H İ T yaşama ait küçük ve 3 M A N T A R MA geçici belgeleri topla 4 K T OMA R A ma şeklindeki koleksi 5 U Z AM T EMA yonculuk. 5/ Hayvan6 M A R A T O N Y ları bağlamaya yarayan R E NG İ N kalın ip ya da zincir... 7 A H İ MAM İ K A Kumaşlara uygulanan, 8 çok renkli baskı tekni 9 E T A A Y N A Z ği. 6/ Bir nota... Son, bitim. 7/ Can ya da mal kaybına neden olan kötü olay... Malezya’ya özgü bir tür öldürücü delilik. 8/ At, aslan gibi kimi hayvanların ensesinde bulunan uzun kıllar... Sahip, malik. 9/ Çinakoptan biraz büyük lüfer. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Kırkpare, yamalıbohça” gibi adlar da verilen, değişik renk ve desenlerde kumaş parçalarının yan yana getirilip dikilmesiyle oluşturulan el işi. 2/ Zehir... Osmanlı Devleti’nin Müslüman olmayan uyruklarına verilen ad. 3/ Taştan ya da ağaçtan yapılmış büyük havan... Altın. 4/ Cennet ile cehennem arasında bulunduğuna inanılan yer... Bir cins kalın yaygı. 5/ Kitap getirmemiş peygamber... İlave. 6/ “Hayır” anlamında kullanılan söz... Yelkenin ucunda ip geçirmek üzere yapılmış göz. 7/ Merkez sinir sistemi üzerinde çok güçlü uyarıcı etkisi olan bir ilaç. 8/ Güney Amerika’nın tropik bölgelerinde yetişen bir meyve. 9/ “Şebek” de denilen bir maymun... Engel. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear