25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 ŞUBAT 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD’de etkin olan 80 isim Obama’ya mektup göndererek Erdoğan için uyardı 5 içine baka baka... Başbakan ses çıkarmaz... Paralel yapıya bakar 17 Aralık’tan sonra... Harami, çete, şu bu!.. Dün yazdım, yineleyeyim: “Sen 11 yıllık başbakanlığın sırasında o yapıyla işbirliği yaptın mı, yapmadın mı?” HHH Yargının görevi ne? Eğer bu “paralel yapı” askerin, yargının, polisin içine sızmışsa 1986 yılında İzmir Maltepe, Bursa Işıklar, İstanbul Kuleli Askeri Lisesi’ne sahte sağlık raporuyla öğrenci sokulduğuna bakın... Yargı tutanakları MİT’in, polisin, TSK’nin elindedir... Aynı yıl askeri liselerden atılan öğrencilerin dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından Özel Anadolu Liseleri’ne aktarıldığını devlet biliyor... Sır değil bunlar!.. Ben o yıllarda yazdım! Burada yapılacak olan şu: Çete, harami demeyeceksin, bir örgüt varsa bunu sahte değil gerçek kanıtlarla ortaya çıkarıp, bağımsız yargıya bırakacaksın. Demokratik bir hukuk devleti, siyasal iktidar yasaklarla değil, yasalarla yönetilir. Daha düne kadar Fethullah Gülen’e bakanları, başbakan yardımcılarını gönderen kim? Hele hele Türkçe Olimpiyatları sırasında salonu dolduranlara “Artık dön, bu hasret bitsin” diyen kimdi?.. Neden bozuldu bu ortaklık? Neden intihar etti Albay Tatar? HHH Ergenekon’un kasası diye manşetler atan gazeteleriniz, Ergenekon sanığı Kuddusi Okkır’ın kanserden ölmesine niye sessiz kalmıştı? Yoksuldu Okkır, cenazesini arkadaşları ve karısı kaldırdı. Hilmioğlu Silivri’de yatarken üniversite öğrencisi oğlunu yitirdi! İçiniz acıdı mı? Çünkü siz ve sizler Ergenekon’un, Balyoz’un savcısıydınız cemaatle birlikte... Elmalarla armutları bir torbaya koymuştunuz... Tıpkı KCK davalarında olduğu gibi!.. Unutulmasın hukuk, adalet gün gelir herkese gerekir! HHH Yazıma noktayı koyunca CHP’li Ayaydın’ın, cemaati “sivil toplum örgütü” olarak gördüğü açıklamasını gördüm odatv’de... Şaşırıp kaldım! Bir tarikat ne zamandan beri demokratik kitle örgütü olarak karşımıza çıkıyordu? Demokratik seçim mi yapıyordu tarikatlar lider belirlemek için!.. Yapmayın CHP’liler, yapmayın! Ayağınıza kurşun sıkmaktan vazgeçin!.. ‘Artık sessizliğini boz’ Haber Merkezi Aralarında eski senatör, milletvekilleri ve Türkiye’de görev yapmış eski büyükelçilerin de bulunduğu 80 kişi, ABD Başkanı Barack Obama’ya bir mektup yazarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim tarzına ve politikalarına karşı sessizliğini bozmasını talep etti. Washington’ın tanınan 80 isminin Obama’ya gönderdikleri 19 Şubat tarihli mektupta, Gezi olayları ve 17 Aralık yolsuzluk operasyonuna Başbakan Erdoğan’ın cevap veriş tarzından doğan endişeler dile getirildi. Mektupta, Erdoğan’ın bu iki olaya karşı davranış tarzının, “Türkiye’deki mükemmel olmayan demokrasiyi bir otokrasiye çevirme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını” ifade ediliyor. “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, onlarca yıldır süren stratejik TürkAmerikan ortaklığının temel direğini giderek daha çok baltalıyor: Yani Türkiye’nin gelişen demokrasisini. Biz, bu gelişmeden doğan derin hayal kırıklığımızdan dolayı bu mektubu yazıyoruz ve Türkiye’nin izlediği şu anki yol hakkında Türk kamuoyuna Amerika’nın endişelerini netleştirmeniz için sizi ısrarla teşvik ediyoruz” ifadeleriyle başlayan mektupta, ayrıca şu ifadeler de yer alıyor: “O (Erdoğan) ve partisindeki birçokları konumlarını istismar ederek ve hukukun üstünlüğünü riske atarak soruşturmaları kapatmakta, yüzlerce savcı ve binlerce polis memurunu görevden almakta veya yerlerini değiştirmekte, medyanın ağzını bağlamakta, eleştirenleri şeytanlaştırmakta ve ABD Büyükelçisi de dahil olmak üzere hayali yabancı suçlular bulmaktadır. Bunlardan daha da kötüsü, hükümet olan AK Parti yargıyı yürütmenin kontrolü altına getirmek ve devlet otoritesini, interneti sansür etmekle genişletmek gibi bazı kurumsal değişimleri zorlayarak demokrasinin şu gibi yapıtaşlarını ortadan kaldırmaktadır: Güçlerin ayrılığı, fren ve denge sistemi ve sivil özgürlükler. Bu gelişmeler şimdiden Türkiye’nin ekonomisini kötüleştirdi, toplumunu polarize etti ve siyasi istikrarını tehlikeye attı.” Mektubu imzalayanlar arasında Demokrat Obama yönetiminin ilk dışişleri bakanı olan Hillary Clinton’ın siyasi planlama direktörü AnneMarie Slaughter ve Obama’ya yakınlığıyla bilinen Center for American Progress’teki Türkiye uzmanı Michael Werz gibi Demokrat isimler olduğu gibi, Cumhuriyetçi Başkan George Bush’un kıdemli Ortadoğu danışmanı Elliott Abrams, yine muhafazakâr kanada yakınlığıyla bilinen Demokrasileri Koruma Vakfı Direktörü Clifford D. May gibi uzmanlar da bulunuyor. Siyasetçi ve uzmanların yanı sıra, Freedom House insan hakları derneği başkan ve başkan yardımcısı David Kramer ve Arch Puddington da var. Sizin Hiç Çocuğunuz Öldü mü?.. Eğer insan hayatını önemsiyorsanız, sevgiyi yüreğinizde çoğaltıyorsanız, vazgeçilmez bir tutkuyu, özlemi, sevdayı düşüncelerinize yansıtıyorsanız... İşte o zaman özgürlüğe doğru koşuyorsunuzdur! Hayat kimi zaman acılarla, hüzünlerle sürer! Siz zindanlarda hiç ölüm haberi aldınız mı? Babanız, anneniz, kardeşiniz, karınız, oğlunuz, yakınlarınız, dostlarınız öldü mü? O daracık hücrede yatarken, havalandırmaya çıkarken, televizyon izlerken ülkenizin çocukları öldürüldü mü? Karakol baskınları... Mayınlı tuzaklar... Mehmet’ler, Ahmet’ler... Ceylan’lar, Ceren’ler... Etkisiz hale getirilen 17 yaşındaki çocuklar... Bu coğrafyada yaşayan, etnik kimlikleri, dinleri, inançları farklı tüm insanlar... Çocuklar... Bedenine 13 kurşun sıkılarak öldürülen evlatlar... Kan içinde evlerinin önünde babalarıyla... Zindanda yatan, ölümcül hastalığa yakalanan tüm tutuklular, hükümlüler... Evet, AYM dün sabah, Silivri’de beş yıldır tutuklu bulunan 23 yıl hüküm giymiş kanser hastası Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun tahliye edilmesine karar verdi... HHH Benim ülkemin tarihi hem kanlı hem de karanlıktır... Bildim bileli devlet ceberut, devlet öz çocuklarını öldürür... Devlet büyük, insanlık küçüktür... Devlet babadır! Sıkıyorsa bir polise karşı çıkın, hukukun üstünlüğünü, suçsuz olduğunuzu kanıtlayın; sizi alıp götürür. Polis, halkın değil devletin polisidir! Polis şöyle der yurttaşa: “Devletin polisine karşı mı çıkıyorsun!” O polis günlerce uyumadan çalışır, ama bir sendikası yoktur... Horlanır, ezilir... Büyük kentlerin varoşlarında oturur! Memuru da gazlar, öğrencileri, emekçileri de!.. Elinde silah, sanki savaşa gidiyor... Bu devlet Fatih Hilmioğlu gibi ağır hasta tutukluları salıvermez... İster Ergenekon, ister Balyoz, ister KCK, ister bir başka davadan yargılanıyor olsun... Bu devlet sahte kanıt üretir, ülkeyi yönetenlerin gözlerinin l Başbakan Obama’yı aradı Erdoğan’a ‘hukuk devleti’ vurgusu FIRAT KOZOK ANKARA ABD Başkanı Barack Obama ve Başbakan Tayyip Erdoğan, 6 ay sonra ilk kez telefonda görüştü. Beyaz Saray, Obama’nın, görüşmede “Finansal piyasalara güvence vermek, öngörülebilir yatırım ortamını beslemek, ikili ilişkileri güçlendirmek ve Türkiye’nin geleceğine katkı sağlamak için, hukuk devletinde yerleşik sağlıklı politikaların önemine vurgu yaptığını” ifade ederken Başbakanlık “hukuk devleti” ve “Türkiye’nin geleceği” ifadelerini kullanmadı. Erdoğan, önceki akşam ABD Başkanı Obama’yı aradı. Görüşmeyle ilgili diplomasinin uzun süredir yürütüldüğü öğrenildi. Görüşmeye ilişkin Başbakanlık’tan yapılan açıklamada, Obama’nın Türkiye’nin olumlu katkılarla dünyada liderlik sergileyeceğine ilişkin inancını ifade ettiği kaydedildi. Erdoğan ve Obama’nın, Şam rejiminin baskıcı politikaları neticesinde Suriye’de ortaya çıkan terörizme karşı mücadele konusunda yakın işbirliğinin gerekliliği, bu ülkede yaşanan krize son verecek bir siyasi çözüm bulma çabalarını sürdürmenin herkesin ortak maslahatına olacağı hususlarında mutabık kaldığı vurgulanarak görüşmeye dair şu bilgiler verildi:“İki lider, Irak çerçevesinde, enerji meselesiyle ilgili olarak Bağdat ve Erbil’in ortak bir zeminde buluşmalarının teşvik edilmesi konusunu da ele almışlardır. Sayın Başbakanımızın Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin yeniden başlamasını sağlama konusundaki rolü, Sayın Obama tarafından şükranla karşılanmıştır... Sayın Başbakanımız ve ABD Başkanı Sayın Obama, dünya ekonomisinin güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeye ihtiyacı olduğu, para piyasalarını hukuk çerçevesinde güvence altına alacak sağlıklı politikaların önem taşıdığı, öngörülebilir bir yatırım ortamı sağlanması gerektiği, ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi hususlarında da görüş teatisinde bulunmuşlardır.” Beyaz Saray açıklamasında ise “hukuk devleti” konusunda daha net ifadeler kullanıldı. Açıklamada, “Finansal piyasalara güvence vermek, ikili ilişkileri güçlendirmek ve Türkiye’nin geleceğine katkı sağlamak için, hukuk devletinde yerleşik sağlıklı politikaların önemine vurgu yaptığı” ifade edildi. Beyaz Saray açıklamasında, Başbakanlık açıklamasında yer alan“ Şam rejiminin baskıcı politikaları neticesinde Suriye’de ortaya çıkan terörizm” ifadesi de yer almadı. l Özer’den sert bildiri ‘Bağımsız yargı ortadan kalkar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, HSYK’de Adalet Bakanı’na geniş yetkiler veren ve şu an onay için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önünde bekleyen yasa değişikliğine yönelik sert bir açıklama yaptı. Düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu ve HSYK’yi Adalet Bakanı’na bağlı bir genel müdürlük haline getirdiğini vurgulayan Özer, “Darbe dönemlerini çağrıştırıyor. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı bu yasa ile ortadan kalkar” dedi. HSYK’de muhalif isimlerden olan ve Adalet Bakanı’nın olağanüstü toplantıya çağırdığı genel kurulu boykot eden Özer, yasaya ilişkin şu eleştirilerde bulundu: “HSYK üyelerini korunaksız bırakan, bakanın üyeler üzerindeki maddi ve psikolojik baskısını artıran, HSYK üyelerinin anayasa madde 159 uyarınca mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatına göre görev yapmasını engelleyebilecek olan bir düzenlemedir. Hâkim ve savcılar hakkında hangi müfettişin görevlendirileceğini, bakanın seçtiği Teftiş Kurulu başkanı belirleyecek. Bu durum, yargı bağımsızlığı açısından tehlikelidir, demokrasiden geriye gidiştir. Yasama üzerinde etkin olan yürütmenin, yargı üzerinde de gücü artırılırsa, kuvvetler ayrılığı zarar görür.” TİB’e sınırsız bilgiye erişim yetkisi Muhalefete ‘susturucu’ MAHMUT LICALI ANKARA İnternet yasaklarıyla ilgili endişelerin giderileceği gerekçesiyle AKP’nin TBMM’ye getirdiği yeni düzenlemeden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) siber güvenlik kapsamında internetteki bütün bilgilere ulaşma imkânı verilmesi sansür tartışmalarının boyutunu etkin denetim ve istihbarata dönüştürdü. CHP’li Erdal Aksünger, TİB’e verilen yetkiyle birlikte internette muhalefet yapanların susturulacağını ve sosyal medyanın kontrol altına alınacağını ifade etti. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda endişeleri gidereceği gerekçesiyle önceki gün jet hızıyla kabul edilen yeni düzenlemeyle TİB’e mahkeme kararı olmaksızın internetteki bütün bilgilere erişme yetkisi verilmesi sansür tartışmalarının boyutunu değiştirdi. TİB Başkanı’na verilen sansür yetkisini, yetki kullanımının ardından mahkeme kararına bağlanarak sözde sınırlandırılırken TİB’in trafik bilgilerine erişimini kısıtlamasının altından siber güvenlik kılıfı çıktı. TİB siber güvenlikle ilgili konularda yer sağlayıcılar (sunucular), içerik sağlayıcılar (internet siteleri) ve erişim sağlayıcılardan (internete erişim hizmetini veren firmalar) istediği bilgiyi talep ettiği şekliyle alabilecek. “Siber güvenlik” kapsamında gördüğü bütün konularda iktidar TİB aracılığıyla internetteki her türlü bilgiyi yargı kararı olmaksızın ulaşabilecek. Bu da sosyal medya sitelerinden, kişisel elektronik postalara kadar TİB’in siber güvenlik kılıfıyla her türlü kişisel ve özel bilgiyi kontrol etmesinin önünü açacak. Bilişim uzmanı CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, söz konusu düzenlemeyle en basit anlamda internette “herkesin her hareketinin kontrol altına alınacağını” kaydetti. Söz konusu düzenlemenin halkın özgürlüğünü açık bir tehdit oluşturduğunu ifade eden Aksünger, sosyal medya üzerinden halkı bilinçlendirmeye çalışan gruplar ile muhalefet yapan grupların TİB’e verilecek bu yetkinin ardından etkin bir şekilde takibinin yapılacağı ve kontrol edileceğini ifade etti. Redhack gibi oluşumların susturulmak istendiğini söyleyen Aksünger, son günlerde yolsuzluklarla ilgili ortaya çıkan görüntü ve bilgilerin de internetten kaldırılması için TİB’in kullanılacağına işaret etti. Aksünger, bu düzenlemenin tam bir diktatörlük yasası olduğunu belirterek “Bu yasa halkı ve muhalefete susturucu olarak kullanılacak” diye konuştu. ‘Herkes kontrol edilecek’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear