23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2014 SALI 8 HABERLER Ayvalıtaş’ın ölüm anını gösteren kayıtlar avukatlar sayesinde bulundu Her şey çok net Öğretmene ‘önlük’ sürgünü MURAT İNCEOĞLU İzmir’de üç öğretmen, “öğretmenler odasında ortamı germek ve okulda sendika kıyafetiyle dolaşmak” suçlamalarıyla başka okullara tayin edildi. Karşıyaka Necip Demir Anadolu İletişim Meslek ve Ticaret Meslek Lisesi’nde görev yapan EğitimSen üyesi öğretmenlerden Rengin Er Menemen’e, Feride Demircioğlu Yeni Foça’ya, İşyeri Temsilcisi Semra Altınsoy Kaya Konak Gültepe’ye gönderildi. Tayin işleminde öğretmenlerin savunlarının alınmadığı kaydedildi. Sürgün kararnameleri okullara ulaşan öğretmenlere destek vermek için eylem yapan Eğitim Sen üyeleri, “Bizi değerlerimizden geri döndüremezler” dedi. n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde önceki gece terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanışının 15. yıldönümünü protesto etmek için yüzleri poşulu 15 kişilik bir grup Cumhuriyet Meydanı’nda eylem yaptı. Göstericilere müdahale eden polis havaya ateş açtı. Bu sırada 15 yaşındaki V.Ç. yaralandı. Kalçasından yaralanan V.Ç, kaldırıldığı hastanede ameliyat edildi. V.Ç’nin ağabeyi Mehmet Çelik, “Kardeşimin gençlik örgütleri ve partilerle ilişkisi yok. Oradan geçerken üzerine araç sürüp yaralamışlar” dedi. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Polis kurşunuyla yaralandı Gezi eylemleri sırasında yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın ölüm anını gösteren MOBESE görüntüleri avukatların dikkati sonucu ortaya çıktı. Soruşturmada Emniyet’in yok dediği kamerayı avukatlar buldu, bu kez de Emniyet’in gönderdiği görüntü yanlış dosyaya kondu. Bir kez daha avukatların uyarısı ile görüntüler 8 ay gecikme ile dosyaya girdi. Gezi eylemleri sırasında kalabalığın arasına hızla giren bir arabanın çarpması sonucu ölen Ayvalıtaş’ın avukatları, Emniyet’ten görüntüleri talep etti. Emniyet, olay yeri yakınında MOBESE kame SANIKLARA TUTUKLAMA İSTEMİ Y eni görüntülerin ortaya çıkması ile birlikte suçun netleştiğini öne süren avukatlar, sanıkların tutuklanması için yeniden suç duyurusunda bulundu. Avukatlar ayrıca, “MOBESE görüntüleri ile ilgili olarak yapılan kontrollerde bahse konu olayın yaşandığı yerde MOBESE kamerası olmadığından istenilen görüntüler temin edilememiştir” şeklinde bilgi veren polis memurları ve amirleri hakkında da görevlerini kötüye kullandıkları ve delil kararttıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Cizre’de uzman çavuşa molotof n ŞIRNAK (AA) Cizre ilçesine bağlı Nur Mahallesi’nde Cizre Garnizon Komutanlığı’nda görevli uzman çavuş M.Ç’nin otomobiline Akaydın Caddesi’nde yolu trafiğe kesen yüzleri maskeli bir grup tarafından molotofkokteyli atıldı. Yanmaya başlayan otomobille Garnizon Komutanlığı’na giren M.Ç’nin aracı burada askeri personel tarafından söndürüldü. Cam kırıkları yüzünden hafif yaralanan M.Ç, revirde tedavi altına alındı. Polis ekipleri, saldırganları yakalamak için çalışma başlattı. ‘Yetkisi sınırsız değil’ MİT görevlilerinin soruşturulmasının önünü açan mahkeme kararını değerlendiren avukat Cinmen, ‘MİT’çilere yönelik koruma kalkanı mutlak olmadığını’ vurguladı ALİCAN ULUDAĞ rası olmadığı yanıtını verdi. Ayvalıtaş ailesinin avukatları Ayla Öztabak ve Rana Geriş Kayan’ın olan kameranın fotoğraflarını çekerek mahkemeye sunmasının ardından görüntüler bir kez daha talep edildi. 5 Şubat günü İstanbul Anadolu Adliyesi’nde yapılan duruşmada avukatlar bazı evrakların dosyada olma dığını fark ederek mahkeme heyetini uyardı. Eksik evraklarla duruşma yapılmaması talebi nedeniyle duruşma bir kez daha ertelendi. Duruşma sonrası dava dosyasını kontrol eden avukatlar, kayıp evraklar ile birlikte, iki aracın Ayvalıtaş’a çarpma anı görüntülerinin yer aldığı MOBESE görüntü kayıtlarının da dosyada olduğunu gördü. Üstelik dosyada görüntülerin teslim alınma tarihi 2 Haziran 2013’tü. Böylelikle görüntüler, Emniyet tarafından mahkemeye gönderilmesinden 8 ay 3 gün sonra ancak dosyaya girmiş oldu. Görüntülerde çevre yolunu trafiğe kapatan grupta Mehmet Ayvalıtaş net olarak görülüyor. Yolun karşı tarafına geçen Ayvalıtaş’a ilk olarak Cengiz Aktaş’ın kullandığı ticari araç çarpıyor. Çarpmanın ardından yere düşen gencin kafasını kaldırıp etrafa bakmaya çalıştığı görülüyor. Bu sırada hızla gelen Mehmet Görkem Demirbaş’ın kullandığı araç devrilerek bir kez daha Mehmet Ayvalıtaş’a çarpıyor. Uludere’de taciz ateşi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TSK’ye ait uçaklar tarafından 28 Aralık 2011’de 34 sivilin öldüğü Uludere’ye bağlı Beyaz Tepe’de ile Karaçlı Tepe arasında başlayan ‘güvenli yol’un yapım çalışmaları bölgedeki yurttaşların tepkisine rağmen devam ederken dün akşam bölgede sıcak bir gelişme yaşandı. Yol yapımındaki makinelere sınırın Irak tarafından ateş açıldı. Herhangi bir can kaybının yaşanmadığı olayın ardından Sikorsky ve Kobra tipi helikopter bölgeye sevkedildi. Helikopterler silah seslerinin geldiği sınır bölgesini yoğun ateş altına aldı. Genelkurmay’dan yapılan açıklamada “Açılan taciz ateşine, bölgede bulunan unsurlar tarafından anında ateşle karşılık verilmiştir” denildi. Bu arada olaydan sonra Ortasu köyünden bir çok vatandaşın sınır bölgesine gittikleri bildirildi. Askerler ile PKK arasındaki ateş sırasında Kuzey Irak’tan 3040 kişilik bir grubun katırlarla kaçakçılıktan döndüğü ve silah sesleri üzerine oldukları yerlerde bekledikleri kaydedildi. Ortasu’dan Veli Encü, kaçakçıların kısa süreli çatışmanın olduğu bölgeden çıkarak köylerine doğru geldiğini söyledi. n HATAY (Cumhuriyet) Suriye’nin Babel Hava Sınır Kapısı çevresinde süren çatışmalar nedeniyle araç trafiğine kapatılmış olan Hatay’daki Cilvegözü Sınır Kapısı, sivillerin çıkışlarına da kapatıldı. Ülkelerine gitmek isteyen fakat çıkışlarına izin verilmeyen Suriyeliler kapıda bekliyor. Kapının sivillere ne zaman açılacağı henüz netlik kazanmadı. Suriye’ye geçmeyi bekleyen 3 bin 500’ün üzerindeki TIR da 60 kilometrelik kuyruk oluşturdu. Cilvegözü araçlara kapatıldı ANKARA Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin, gazeteciyazar Mehmet Altan’ın telefonlarını sahte isimlerle dinleyen MİT görevlilerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın soruşturma izni vermemesini iptal kararı, benzer diğer MİT soruşturmaları için emsal nitelik taşıyor. Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, “Bu karar, Başbakan’ın takdir yetkisinin sınırsız olmadığını göstermiştir” dedi. MİT; Yasemin Çongar, Mehmet Baransu, Markar Esayan, Amberin Zaman ve Altan’ın telefonlarını sahte isimlerle terör örgütü üyesi gibi gösterip dinledi. Altan için “Pastör” adı kullanıldı ve mahkemeden dinleme kararı alındı. Olayın basında yer alması üzerine Altan suç duyurusunda bulundu, ancak Erdoğan izin vermeyince MİT’çiler hakkında soruşturma açılamadı. Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, Başbakan’ın soruşturma izni vermemesine karşı dava açtı. Ankara 12. İdare Mahkemesi de Erdoğan’ın kararını iptal ederek, MİT’çiler hakkında soruşturma açılmasına hükmetti. MİT’çilerle ilgili “resmi evrakta sahtecilik”, “haberleşme ve özel yaşamın gizliliğini ihlal” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından soruşturma başlatılacak. Hukukçular, bu kararın diğer MİT dosyaları için örnek oluşturacağını belirtiyor. Örneğin KCK soruşturmasında da Erdoğan; Hakan Fidan, Emre Taner, Afet Güneş gibi MİT yöneticileri hakkında soruşturma izni vermemişti. ‘Üniversiteler direnecek’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında Eğitim Sen’in gerçekleştirdiği greve katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açıldığı öne sürülen 11 araştırma görevlisine destek vermek için Nişantaşı’ndaki Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi önünde toplanan grup, açıklama yaptı. Eğitim Sen 6 No’lu Şube Başkanı İsmet Akça “Kendilerine muhalif her sese polisle, yargıyla karşılık verenler bilmelidir ki, tüm üniversiteler birer direniş mekânları olarak iktidarınızın karşısına dikilecektir” dedi. Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız ise “Eğitim kurumlarını ticarethaneye dönüştüren bu sistemden ve böyle bir rektörden utanç duyuyorum” diye konuştu. Açıklamaya CHP milletvekilleri Şafak Pavey ve Aykut Erdoğdu, HDP’li milletvekilleri Levent Tüzel ve Sırrı Süreyya Önder, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul da destek verdi. Daha sonra içeriye girmek isteyen bazı öğrenciler başka fakülteden geldikleri gerekçesiyle okula alınmadı. Tartışma kısa süreli arbedeye dönüştü. Bazı kişiler ellerinde bulunan soda şişelerini güvenlik görevlilerine fırlattı. Yaşanan arbede bazı sendika üyelerinin araya girmesiyle sona erdi. edeceğiz, değil mi?” “Hayır” karşılığını verince duraladı. Soran gözlerle bakarken şu karşılığı verdim: “Artık iktidar olmayı hedefleyeceğiz. Başlıca önceliğimiz bu olacak.” Soran gözlerle ağzından şunlar döküldü: “Gerçekten mi? Yapabilir miyiz?” “Yapabiliriz” deyip şu karşılığı verdim: “Bu iktidarın son kullanma tarihi doldu. Toplumda usul usul başka bir iktidar beklentisi yükseliyor. Buna en iyi karşılık verebilecek parti biziz.” Sohbetimiz iktidarın gerçekten de değişmesi gerektiği, bunun da pek çok alametinin belirdiği üzerine devam etti. Vedalaşırken tekrar sordu: “Gerçekten iktidara gelebiliriz değil mi?” Yine üzerine basa basa “Evet, gelebiliriz. Yeter ki buna inanalım. Başarıya inanmak yolun yarısıdır. Ben yarıladım, devamını birlikte yürümeye var mısın?” karşılığını verdim. “Varım” derken elleri boynumda, omuzları omuzlarımdaydı. HHH CHP tabanını da etkisi altına alan “iyi muhalefet etme ve muhalefette kalma duygusu” toplumun pek çok kesimine hâkim. Geçenlerde iş âleminin örgütlü temsilcilerinden bir kişinin şu demecini okudum: “CHP bu ülkenin en önemli partisi. Muhalefet yapacak, iktidarı denetleyecek ciddi bir güç gerekli. Bunu da en iyi CHP yapabilir.” Sanki CHP’nin tek görevi muhalefet etmek! Bunu yaparken de zaman zaman ağzı burnu kırılsa da kendisini toplumun pek çok kesimine beğendirememek! Gelinen noktada başta Başbakan’ın kullandığı dil olmak üzere iktidarın neredeyse tüm icraatı Türkiye’yi kamplara ayırmaya yönelik. Özellikle Başbakan’ın kullandığı dil, Anadolu’da ciddi şekilde yadırganıyor. “Başka bir yöntemle siyaset yapmak mümkün değil mi” sorularını yüksek sesle sorduruyor. AKP iktidarının ilk yıllarında atılan her adımın içeride ve dışarıda anlatımını kolaylaştıracak “Demokrasi ilerliyor, Türkiye doğru yolda” izlenimini güçlendirecek unsurları vardı. Bugün bunların tümü tükendi. 12 Eylül 2010’da “Devrim yapıyoruz” naralarıyla gidilen referandumun en önemli maddesini oluşturan HSYK Yasası tamamen Başbakan’ın kaygılarına yönelik bir bencillikle değiştirildi. Yolsuzlukların, usulsüzlüklerin saklanacak bir yanı kalmadı. Bütün bunları gören toplum, “Oyumuzu başka kime verelim ki” sorusunu bir doz daha değiştirerek şöyle soruyor: “Bu ülkeyi yönetecek başka bir parti yok mu?” HHH Önümüzdeki 16 ay içinde art arda yapılacak 3 seçimin başlangıcını oluşturan 30 Mart’ın ardından yukarıdaki soru başka şekilde sorulabilir. AKP ile CHP’nin arasındaki puan farkı tek haneli rakamlara indiğinde artık cumhurbaşkanı seçimi de 2015 Haziranı’ndaki genel seçimlerde bambaşka dengeler doğuracak. Burada belirleyici unsur CHP. Bugünkü iktidarın yolsuzluklarını, olumsuzluklarını, hukuk dışı uygulamalarını topluma anlatmak, iktidara gelmek için yeterli değil. Bir kişiye her gün karnın aç, seni aç bırakıyorlar, deyip onun karnını doyuramazsınız. Nasıl doyabileceğini de anlatmanız gerekli. Son 2 ay içinde 22 kentte katıldığım 150 konferansta ve mitingde, toplumu “iktidarı değiştirmenin tadına varma” hazırlığında gördüm. “Gün gelecek devran dönecek” diye başlayan sloganın zaman kipini değiştirmenin vaktidir: “Gün geliyor, devran dönüyor...” Öcalan’ın toplatılan kitabı ‘Sadece zarara uğrattılar’ nANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) dahilde işleme rejimi kapsamında kurumun 31.7 milyon TL zarara uğradığını kabul ederken kurumun dolandırılmadığını savundu. TMO, kurumu zarara uğratan firmalarla ilgili alacak davalarının titizlikle takip edildiğini bildirdi. TMO, gazetemizin dünkü sayısında “TMO’yu dolandırdılar” başlığıyla yayımlanan haber üzerine açıklama yaptı. Açıklamada, kurumu 31.7 milyon TL tutarında zarara uğratan firmalara ilişkin alacak davalarının titizlikle takip edildiği belirtildi. 74 pilot TSK’den istifa etti BARKIN ŞIK ANKARA Pilotların mecburi hizmet süresini 13 yıldan 14.5 yıla çıkaran düzenleme Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmadan 74 pilot istifa dilekçesini verdi. Askeri kaynaklar, dilekçe veren personelden 65’inin 13 yıllık hizmet süresini tamamladığını geriye kalan 9 personelin ise 25 yıllık hizmet süresini bitirdiğini kaydetti. TBMM’de içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan pilotlara yönelik zorunlu hizmet süresinin uzatılmasına ilişkin maddenin de yer aldığı, askerlik kanununda değişiklik öngeren yasa kabul edildi. Yasa henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadı. Ancak daha şimdiden, çoğunluğu yüzbaşı rütbesindeki, TSK’de görev yapan 74 pilotun istifa dilekçelerini verdi. Şubat ayının sonuna kadar daha fazla istifa dilekçesinin gelebileceği belirtiliyor. TSK’de mecburi hizmet sistemi gereği, harp okullarından mezun olan subayların tümü için 10 yıllık bir mecburi hizmet süresi bulunuyor. Daha önce 15 yıl olan bu mecburi hizmet süresi, 2012 yılında personel kanununda yapılan değişiklik ile 10 yıla indirilmişti. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, pilot istifaları ile ilgili olarak, “Pilot ayrılmalarının sivil sektördeki gelişmelere paralel olarak artan pilot ihtiyacı, sivil sektördeki ikiüç kat fazla olan maddi gelir ve 13 senelik meslek hayatı sonunda kurulu bir düzene geçilmek istenmesi gibi sebeplerden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Bu kapsamda tecrübeli pilotların bünyede muhafazasına yönelik olarak çeşitli tedbirler üzerinde çalışılmaktadır” değerlendirmesinde bulunmuştu. ‘Beni İmralı’da ABD ve AB karşıladı’ DİYARBAKIR (DHA) Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 15 yıl geçen terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yazıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmalardan oluşan ve kitap haline getirilip basıldıktan sonra mahkemece toplatılan “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü” adlı kitabında İmralı Adası ve Öcalan’ın Kenya’daki son günleriyle ilgili değerlendirmeler yer aldı. Öcalan, İmralı Adası’na getirildiğinde kendisini dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın özel danışmanı General Galtieri, AB’nin siyasi komiserliği adına bir kadın ve şimdi cezaevinde bulunan MHP Milletvekili Engin Alan’ın karşıladığını yazdı. Öcalan, kitabında şunları yazdı: “Beni karşılayan AB Konseyi yetkilisinin yaklaşımı, komplonun AB boyutunu daha da açıklayıcı nitelikteydi. ABD, AB ve Türk yönetimi arasındaki anlaşma böylece açığa çıkmış durumdaydı. Bu gerçeklerden önce de beni etkisizleştiren gücün Türk hükümeti güvenlik güçleri olmadığından şüphe etmiyordum ama operasyon mekanizmasını tam kavrayamamıştım. Süreç gerçekte olduğundan çok farklı yansıtılıyordu. Sanki Türk hükümeti bastırıyor ve sonuç alıyor gibi bir hava ısrarla yaratılıyordu. Başbakan Bülent Ecevit’in başlangıçta beni niçin yakaladıklarından ve iade etmek istediklerinden haberinin bile olmaması, bu iddiamı doğrulayıcı kanıttır.” Bir kişiye 267 bin lira n ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen bir kişi 267 bin 827 lira ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların; 1, 5, 7, 9, 15, 17, 20, 22, 24, 27, 29, 41, 44, 49, 57, 60, 63, 65, 70, 71, 74 ve 75 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler 1500 lira doksan beşer kuruş, 8 bilenler 98 lira, 7 bilenler, 6 bilenler 3 lira, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler ise 2 lira yirmi beşer kuruş ikramiye alacak. MEMUR ADAYLARIYLA İLGİLİ İDDİA: KABATAŞ İDDİALARINA SUÇ DUYURUSU ‘Renk renk fişlediler’ n İstanbul Haber Servisi Grup Yorum üyelerinin, yurtdışı yasaklarına karşı başlattıkları açlık grevine 4. gününde Kazova işçileri de destek verdi. Kazova Kültür Merkezi ve mağazası önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında Kazova işçisi Bülent Ünal, “Grup Yorum’un burada açlık grevine başlaması bizim için onurdur. Burayı direnişlerin merkezi olarak görüyoruz. Kazova işçisi olarak bizler de bütün direnişlerde yer alacağız” dedi. Goldaş işçisi Caner Akbıyık da bugün Grup Yorum üyelerine destek vermek için 1 günlük açlık grevi yapacaklarını belirtti. ‘İftiralarla tahrik ettiler’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında Kabataş’ta bebeğiyle saldırıya uğradığı iddia edilen ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Başörtülü bacıma saldırdılar” dediği Z.D. hakkında, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ve “iftira” suçlamalarıyla suç duyurusunda bulunuldu. Gezi eylemcileri adına yapılan suç duyurusunda gazeteciler İsmet Berkan, Balçiçek İlter ve Rasim Ozan Kütahyalı için de Z.D’ye destek veren açıklamaları dolayısıyla, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ve “iftira” suçlarını işledikleri gerekçesiyle, suç duyurusunda bulunuldu. “Gezi Parkı eylemcileri” adına suç duyurusunda bulunan avukat Faruk Emre Akı, Z.D’nin karakol ve savcılık ifadesinin doğru olmadığının kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu belirtti. Öte yandan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, olayla ilgili soruşturmaya ilişkin açılacak davaya müdahil olacağını açıkladı. Grup Yorum’a Kazova desteği Haber Merkezi Kamu kurum ve kuruluşlarına personel alımı için yapılan mülakatlarda, cemaat üyelerini, CHP’ye sempati duyanları, Gezi eylemcilerini kamu alımlarının dışında tutmak için “renkli liste” formülü geliştirildiği öne sürüldü. Hüseyin Özay’ın Taraf gazetesinin manşetinde yer alan haberine göre hükümet, “paralel yapı” olarak nitelendirdiği cemaat üyelerini kamu dışında tutmak için “liste formülü” buldu. İddialara göre cemaat üyeleri, CHP’ye sempati duyanlar, Geziciler kırmızı listelerde toplanıyor. Mavi ve yeşil listeler ise kamuda işe alınacak aday adaylarını kapsıyor. Mavi listeler, AKP’nin çekirdek kadrosuna alınabilecek adaylardan oluşuyor. Bu listeler ise sınav komisyonu üyelerine dağıtılıyor. Örneğin, 100 kişilik müfettiş alımı için yapılan mülakata 300 kişi çağrılıyor. 300 kişiden 100’ü yeşil, 50’si mavi, 150’si kırmızı renkli listelerde yer alıyor. Türk: Hedefimiz özerklik DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mardin Bağımsız Milletvekili ve Mardin Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ahmet Türk, Fırat Haber Ajansı’na (ANF) yerel seçim süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Mardin’de Süryani veya diğer halklardan bir eşbaşkan alabileceklerini ifade eden Türk, “Bu seçim Öcalan’ın elini güçlendireceğimiz referandum olacaktır” dedi. Suriye’deki demokratik özerklik modelinin en iyi uygulanacağı alanın Mardin olduğunu belirten Türk, “Hedefimiz Kürdistan’ın demokratik özerkliğe kavuşturulmasıdır” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear