23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ARALIK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Çocukların Yeni Hayat Tarzı! Sıfatı Cumhurbaşkanı olan kişi, “anayasal düzeni silah yoluyla değiştirmeye kalkışmak” suçundan hüküm giymiş, cezaevinde yatmış İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi’nin (İBDAC) başı ile oturup görüşme yapıyor. Sonra da gidip Milli Eğitim Şurası’nda “Anaokulundan başlayarak öğrencilere yeni bir hayat tarzı sunacakları”nı söylüyor. Dahası, “İki yüz yıldır eğitimin formatlama aracına dönüştüğü bir sistem” ile birey yetiştirildiğine değiniyor. Sanki, iki yüz yıl önce bu topraklarda bırakın eğitimi; matbaa, kitap varmış gibi! Küçücük çocuklara belletmek istedikleri “hayat tarzı” belli. Federatif bir İslam devleti kurulmasını öngören “Büyük Doğu”nun kurucusu ve bugün Türkiye’yi yöneten kadronun “sembol ismi” Necip Fazıl Kısakürek’in, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ne karşılık, 1975’te MTTB’nin düzenlediği Milli Gençlik Gecesi’nde okuduğu metindeki hedeftir o: “Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre... Birincisi iki buçuk asır... Aşk, vecd, fetih ve hâkimiyet... İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet... Üçüncüsü bir asır... Allah’ın, Kur’ân’ında ‘belhüm adalhayvandan aşağı’ dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret... Ya dördüncüsü? .... Son yarım asır!.. İşgâl ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedî helâke mahkumiyet... İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören... Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilâkı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik... Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün ‘dikey’leri ‘yatay’ hale getirecek bir çığlık kopararak ‘mukaddes emaneti ne yaptınız?’ diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik... Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik... Halka değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında ‘Hakimiyet Hakkındır’ düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...” Ölen Zonguldak Çok değil, bundan yalnızca 1020 yıl önce on binlerce emekçi için iş olanağı, onların çocukları için de gelecek anlamına gelen Zonguldak, maden ocaklarının özelleştirilmesiydi, kapatılmasıydı, sermayeye devredilmesiydi derken çöküyor, yok oluyor. Deyim yerindeyse giderek hayalet kente dönüyor. Zonguldak’ın bu yürek yangısını, partinin geleneğinden gelen ender CHP milletvekillerinden Ali İhsan Köktürk, TBMM’ye taşıdı. Bir Meclis araştırması istedi: “Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) AKP iktidara geldiğinde çalışan sayısı 15 bin 792 iken, geçen eylül ayı rakamları itibarıyla çalışan sayısı maalesef 9 bin 240’a düşmüştür. Aynı zamanda, istihdam azalmasına paralel olarak üretim de 2.2 milyon tondan 1.3 milyon tonlara gerilemiştir ve bugün kömürün başkenti Zonguldak limanlarına maalesef ithal kömür indirilmektedir. AKP’nin on iki yıllık iktidarı döneminde 11’i aşkın il müdürlüğü veya genel müdürlük kapanmış, il dışına taşınmıştır. ÇATES’in özelleştirilmesi, Ereğli ve Alaplı’da, ERDEMİR’de kriz gerekçesiyle ücretlerin geriye çekilmesi ve işçi sayısının azaltılması, tersaneler bölgesinde 7 bini aşkın işçinin işsiz kalması, Devrek’i ayakta tutan askerî taburun başka bir yere gönderilmesi, Zonguldak’ın var olan sorunlarını daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Zonguldak’ta, 25 bin 825 esnaf 20022011 yılları arasında kepenk kapatmıştır. Her 100 esnaftan 69’unun Sosyal Güvenlik Kurumu’na borcu bulunmaktadır. Zonguldak, istihdamın başkentiyken, AKP döneminde ilk kez emekli sayısı, çalışan sayısının önüne geçmiştir. Bugün ilde 126 bin çalışan, 149 bin emekli vardır.” Köktürk’ün Zonguldak’ın sorunlarının araştırılması istemi ne mi oldu? Ne olacak... AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Konsey’den basın desteği DUYGU GÜVENÇ ANKARA Avrupa Konseyi ile uluslararası gazetecilik örgütleri, Fransız Senatosu’nda ortak bir protokole imza attı. Kurulacak çevrimiçi (online) platformla, gazetecilerin yüz yüze kaldığı sıkıntılar, hızla Avrupa Konseyi’ne aktarılacak. Konsey, BM ve AB de bu bilgilerle harekete geçebilecek. Türkiye’nin de kurucu üyeleri arasında olduğu Avrupa Konseyi Medya Alt Komitesi 2. Başkanı, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, platformun çalışmasını şöyle açıkladı: “Platform, örgütlerinin yayımladığı bilgilerle çalışacak. Ölüm tehdidi, fiziksel saldırı, siyasi baskı, sansür, haksız yere işten atılma gibi medya çalışanlarının maruz kaldığı sıkıntılar, gazeteci örgütleri aracılığıyla, hızla bu online platformda yer alacak. Böylece Avrupa Konseyi’nin yanı sıra, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların gerektiğinde daha hızlı tepki vermelerine yol açılmış olacak.” Bilgehan, kurulacak internet platformunun, gazetecilerin haklarını geliştirmeyi ve daha güvenli bir biçimde çalışmalarını hedeflediğini belirtirken “Platformda yayımlanan bilgiler, Avrupa Konseyi’ni harekete geçirebileceği gibi, ülkeler arasında gazetecilerin korunması için bir üst diyalog aracı olarak da kullanılabilecek. Kamuoyunda açıkça bilinenler dışında, gazetecilerin yaşadıklarıyla ilgili bilgilerin verilmesinde onların rızası aranacak. Gazeteci örgütleri yorum yapmaktan kaçınarak bilgileri yayımGülsün Bilgehan layacak. Gerek görülürse gazetecinin sıkıntı yaşadığı üye ülke, konuyla ilgili rapor yayımlayabilecek. Avrupa Konseyi de platformdan elde edilen bilgilerle ilgili düzenli raporlar hazırlayacak” dedi. Avrupa Konseyi ile uluslararası gazetecilik örgütleri protokol imzaladı Robinson Uygun görülen “büyük ödül”ünü alan Alev Alatlı, bugün yaşasa Daniel Defoe’nin Recep Tayyip Erdoğan’ı ayakta alkışlayacağını söyledi. Doğrudur. Sarayda yaşayan Robinson Crusoe, beydir, efendidir, “sahip”tir. Bizlere gelince: Hepimiz Cuma’yız! Araştırmacıyazar Mehmet Saydur, “paralı askerlik” denen eşitsizliğin 1910’da Osmanlı Meclisi Mebusan’ında da görüşüldüğünü anımsatıyor. Tutanaklara göre, Kastamonulu İsmail Mahir Efendi, paralı askerliğe özetle şu gerekçeyle karşı çıkmış: “Fukara, kanıyla uğraşacak; öte taraftaki rahat edecektir. Bu kesinlikle olmaz. Olabilir ki ihtiyatlar silah altına alınır, savaşa gider, üç yıl savaş sürer, öte yandaki 30 lira verecek, rahat rahat işiyle ilgilenecek, beri tarafta, gidenin ocağı sönme olasılığıyla karşı karşıya kalacak. 30 lirayı veren gitmez, veremeyen gider, diğer yurttaşlarıyla yurt yolunda canını feda ederler.” Can Feda Milas’taki santrallarda direniş devam ediyor Yatağan işçileri KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr hâlâ ayakta ÖZCAN ÖZGÜR ikir İstanbul’da doğdu, Paris’te imzalandı Gazetecilerin haklarını uluslararası online bir platformda koruma fikri, CHP Ankara Milletvekili, Avrupa Konseyi Medya ve Bilgi Toplumu Alt Komitesi 2. Başkanı Gülsün Bilgehan’ın ev sahipliğinde, 1213 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen “Avrupa’da Medya Yönetişiminde Ulusal Parlamentoların Rolü” toplantısında doğdu. Medya çalışanlarının sorunlarının da ele alındığı toplantıya Türkiye’den gazeteci örgütü temsilcileri ve gazeteciler katılarak yaşadıkları sıkıntıları aktarmıştı. İstanbul’da ortaya atılan öneri, geçen hafta, 4 Aralık günü Paris’te yaşama geçti. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin, gazetecilerin korunmasına ilişkin oturumunda, Avrupa çapında online bir platform oluşturacak adım atıldı. Protokole imzayı Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) ile Sınır Tanımayan Gazeteciler (RWB) örgütünden temsilciler attı. Thorbjorn Jagland, Fransız Senatosu’ndaki imza töreninde, “Bu platform, gazetecilerin güvenliklerini artırmak için daha hızlı hareket etmeye yönelik bir ilk adımdır” dedi. Törende, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Anne Brasseur ile Konsey’in Genel Sekreter Yardımcısı Gabriella BattainiDragoni de hazır bulundu. F MİLAS Yatağan’da santralın ve kömür ocaklarının yeni sahibi ile işçilerin anlaşmasının ardından gözler Milas’a çevrildi. Milas’ta faaliyet gösteren Kemerköy ve Yeniköy termik santralları ile kömür ocaklarını ve Ören Gemi Yanaşma iskelesini satın alan IC İçtaş firmasının hâlâ ihale bedelini yatırmadığı öğrenildi. Yatağan mücadelesinden işçilerin hak kazanımı ile çıkan Madenİş ve Tesİş sendikalarının şube yönetimleri “Milas’taki santrallarda direnişimiz devam ediyor. Bu iki santralda hâlâ özelleştirmenin iptalini bekliyoruz” açıklaması yaptı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından açılan ihalede Yatağan Termik Santralı ile Güney Ege Linyitleri İşletmesi (GELİ) tarafından kullanılan taşınmazların özelleştirme ihalesini 1 milyar 91 milyon dolarla Bereket Enerji Grubu’na bağlı Elsan Elektrik alırken, Kemerköy ve Yeniköy termik santralları için ihaleyi de 2 mil yar 671 milyon dolar bedelle IC İçtaş Enerji Üretim ve Ticaret AŞ kazanmıştı. IC İçtaş Enerji Üretim ve Ticaret AŞ’nin henüz taahhüt ettiği 2 milyar 671 milyon doları yatırmadığını belirten Madenİş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, “Bereket enerjinin taahhüt ettiği bedeli gününde yatırdığını biliyorduk. IC İçtaş Enerji’nin de yatırmadığını biliyoruz. O parayı yatırmadan ortaya çıkamazlar. Onlar çekilirse ihaleyi ikinci sırada 2 milyar 670 milyon ABD Doları bedelle ikinci teklifi veren Çelikler Taahhüt İnşaat ve Sanayi AŞ Kalyon İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ Ortak Girişim Grubu ortaya çıkabilir” dedi. HARBİ SEMİH POROY Eylem 448 gündür sürüyor Öte yandan Yatağan’da anlaşmaya varılması ile Muğla’da özelleştirme geriliminin sona erdiği sanılsa da Kemerköy ve Yeniköy termik santralları ile kömür ocakları girişlerinde bekleyiş bugün 448 günü geride bıraktı. BULMACA SEDAT YAŞAYAN VEDA Hariciye Nazırı ve Cezayiri Bahri Sefid Valisi Abidin Paşa ile Ayan Meclisi Üyesi ve Hazinei Hassa Nazırı Nuri Paşa’nın torunu; Leyla Dino İleri ve Suphi Nuri İleri’nin oğulları; Emine Bosna Behlil ve Mehmet Ali Behlil’in damatları; Durbaş ve Benatar ailelerinin dünürleri; Mahmure İleri ve Rezan Benatar’ın kayınpederi; Esin Ümit İleri ve ErenCan Nuri İleri’nin dedesi; merhume Leyla İleri, merhum Mustafa Suphi Nuri İleri ile Mehmet Can İleri’nin babaları; merhume Bedia Behlil İleri’nin eşi RASİH NURİ İLERİ vefat etmiştir. Kendisini sevenleri eşliğinde 9 Aralık 2014 Salı günü öğle namazını takiben Bebek Camii’nden Aşiyan’daki aile kabristanına uğurlayacağız. AİLESİ SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kuş tuza 1 ğı. 2/ Mü 2 zikte üç ya da daha çok 3 sesin bir 4 arada tınla 5 ması.. Ha 6 lojenler grubunun dör 7 düncü ame 8 tali olan ya 9 lın cisim. 3/ Özel gezin 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ti gemisi... Ka 1 T U R N A G Ö Z Ü dın erkek birlikte 2 U S U L E R O S oynanan bir halk 3 R A M S T E N T oyunu. 4/ Tütün 4 A R L A İ K yapraklarından çı5 Ç E T E R E V A karılan çok zehir6 A G N İ E Ş li alkaloit. 5/ ZerA Z I düşt dininde ateş 7 S A M O A E N İ R tanrısı... Bey. 6/ 8 E S İ R İslamlıktan önce 9 T U R N A K I R I Kâbe’de duran üç puttan biri... Yoz beğeni, zevksizlik. 7/ Kalsiyum elementinin simgesi... Çok güzel pembe çiçekler açan bir süs bitkisi. 8/ Gümüşhane’nin Torul ilçesinde, “tabiat parkı” kapsamına alınan 18 krater gölünün ortak adı. 9/ Japon müziğine özgü bir tür flüt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hastalara kaynatılarak içirilen pekmez, yağ ve baharat karışımı. 2/ İslamda, hiçbir kuşku duymadan inanılması gereken temel inançlar... Göklerin en yüksek katı. 3/ Kaza ya da başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan içi mektuplu şişe... Uzaklık işareti. 4/ Utanma, hayâ... Ölçüp biçmek. 5/ Satrançta bir taş... Kutsal sayıldığı için dokunulmaması gereken şey. 6/ Ensiz olarak dokunmuş parçaların yan yana eklenmesiyle oluşan nakışlı ince kilim... Polonya halkından olan kimse. 7/ “Noel Baba” olduğuna inanılan efsanevi aziz. 8/ Önü hendekli siper... Yüzeni içeriye çeken deniz akıntısı. 9/ Büyük ün kazanmış sinema ya da müzik sanatçısı... Asker.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear