23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ARALIK 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA KÜLTÜR 15 Cemal Erez’in ‘Bir Bürokratın 24 Saati’ sergisi 4 Ocak’a dek Tütün Deposu’nda l Oscar ödüllü aktör Russell Crowe’un yönetmenliğini üstlendiği, Yılmaz Erdoğan’la Cem Yılmaz’ın rol aldığı film basına tanıtıldı Maskenin ardındaki yüzler ZUHAL AYTOLUN Darmadağın, bir türlü bütün olamayan, her şeyden bir parçanın olduğu ama hiçbir şeyin tam olmadığı bir dünya... Tütün Deposu’nda Galeri Selvin’in 30. kuruluş yıldönümü sanat etkinlikleri kapsamında açılan, Cemal Erez’in “Bir Bürokratın 24 Saati” sergisi, iktidarların yaşamlarına bir bakış sunuyor. Hem de ironik, epey düşündürücü, bir o kadar da eğlenceli bir bakış bu. Erez, 200210 yılları arasında Paris ve İstanbul arasında gidip geldiği dönemde başlamış eskizlerine. Bir kokteyl resmetmiş önce. Bir bürokratın katıldığı kokteyl üzerine de dost sohbetlerinde oldukça yorum katılmış Erez’in dünyasına. Sonra, acaba akşam yemeğinde bir bürokrat ne yapar diye düşünmüş ya da yastığa başını koyduğunda. “Aslında” demiş, “Bir günü nasıl geçer bir bürokratın?” Bir anda şekiller, fikirler, kompozisyonlar, derken eskizler ortaya çıkmış. Son 3 yılda da atölyeye kapanmış, çalışmalarını tamamlamış ve 24 resimlik bir günlük çıkmış ortaya: çok seviyorum” diyor Erez. “Özellikle kurguladığım bir dünBulundukları mekânlar, saatler, iç ya değildi bu. Tesadüfen, merak muhasebesi, koltuk kavgası, karabala gelişti süreç. Tamamen eğlen sanlar, metresler, pazarlıkların hepsi mek için yaptım. Devamı da geldi.” bu sergide. “Mesela vali, gençlerin Çalışmalarda gövde ayrı yerde, gösterilerini engellemek için bazı baş, kol, bacak ayrı yerde... Paryöntemlere başvuruyor. Ne kaçalı bir anlatımı tercih etdar katı davranırsa davmiş Erez: “Dekomporansın iç muhasebesini u Erez, 24 ze etme yolunu seçyapıyor mu, vicdani yapıttan oluşan resim tim. Çünkü bürokrat bir çatışması var mı, sergisinde bürokratların dendiği zaman kabunları sorguluyofamızda takım elbibir gününe odaklanıyor. rum” diyen Erez’in seler, klasörler, dosçalışmalarında o yüzİktidarların çelişkilerini yalar gibi görünen den karabasanlar da ironik bir tavırla bir dünya var. Ancak yer alıyor. esas olan bu değil, bu Tüm bu resimleri eğyorumluyor. dünyada hiçbir şey tam lenmek için yaptığını, bave tek parça değil. Benim derkanların da eğlenmesini istedidim o görünen yüzün arka planı.” ğini dile getiren sanatçı, “AlınganMaskelerin ardına bakıyor Erez lık gösteren olmaz mı?” sorumuza, resimlerinde. “Görünen yüz sade “Olabilir tabii. Ama ben de alınıce ortalığı bulandırmak için” di yorum” diyor ve örnekliyor: yor o yüzden, “Neresinden tuta“Öğrenciliğimizde Polonya’ya caksın, bir bürokratın hayatı ne giderek Lodz sinema okuluna girresinden tutulur?” mek istedik. Konsolosluğa başvurErez’in çalışmalarında gözler ve duk, kontenjan ayrıldı. Milli Eğiifade de oldukça ilgi çekiyor. Hır tim Bakanlığı’ndan belge istediğisı, öfkeyi, acımasızlığı, arsızlığı gö mizde ‘Biz komünist ülkelere öğrebiliyorsunuz. “İfadeyi anlatmayı renci yollamayız?’ dediler. Şimdi kim alınsın? Bu örnekler öyle çok ki... Şimdi bizler mi alınalım yoksa onlar mı? Alınacaklar varsa da gelirler konuşuruz. Bunları yapma ihtiyacı hissettim, artık başıma ne gelir bilmem.” Resimleri görenlerle ortak noktalarda buluşmanın da güzelliğine dikkat çekiyor Erez: “Bu, bir durumun resmi. Herkesle aynı yerde buluşuyorsak demek ki ben böyle yaptığım için değil, böyle olduğu için. Bu, kalemin ucundan çıkan, benim dışımda olan bir gerçek.” Tabii tüm bu resimlerin ortaya çıkış sürecinin 11 yıl olduğunu düşünürsek, önemli bir tanıklık da var üretim sürecinde. Erez, tarihin tekerrür ettiğinden söz ederek Türkiye’de, Fransa’da ya da başka ülkelerde de benzer bir durumun yaşandığını söylüyor: “Tekrar olduğu gibi, değişim de var. Ama bürokraside değişen bir şey yok. Onlar bize karşı hep kullanılırlar.” Erez, bir yandan yeni çalışmalara da başlamış görünüyor. Önümüzdeki süreçte odaklanacağı konuyla ilgili ufak bir tüyo aldık bile. Erez, hazırlayacağı sergide “7 Günah”ı anlatacak. ‘Savaşlar parayla alakalı’ Kültür Servisi Oscar ödüllü aktör Russell Crowe’un yönettiği, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz’ın rol aldığı “Son Umut” filmi, 26 Aralık’ta vizyona girecek. Filmin prömiyeri için İstanbul’a gelen Crowe, filmin oyuncuları Olga Kurylenko, Yılmaz ve Erdoğan’la Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Her yıl ülkelerinde Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden Anzakların anıldığını hatırlatan Crowe, “Avustralya’da, savaş sırasında Türklerin bizlere gösterdiği saygı onur veriyor. Her yıl 10 bine yakın Yeni Zelandalı Çanakkale’ye ziyarete geliyor. Filmde de diğer bakış açısını görmek çok önemliydi” diye konuştu. Senaryonun gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkılarak yazıldığını anlatan Crowe, filmde Yunanları kızdırabilecek sahnelerden dolayı tepki alıp almadığıyla ilgili bir soruyu “Negatif bir tutum sergilemek niyetinde değilim. Filmde, siyasi beyandan ayrı bir insanlık işleniyor” sözleriyle yanıtladı. Crowe, Ortadoğu’da devam eden savaşlarla ilgili de “1. Dünya Savaşı’nın üzerinden yüzyıl geçti, hâlâ savaşlar yaşanıyor. Anne ve babalar savaşlara oğullarını gönderiyor. Anlaşmazlıkların savaşla bitmesi gerekmiyor. Gerçekçi olursak savaşlara ve çatışmalara çözüm bulabiliriz. Savaşlar birilerinin parasıyla alakalı. Bundan daha derin şeylerin olduğunu görüyoruz. Bu savaşlar petrolle ilgili. Petrol için savaşılıyor” karşılığını verdi. Filmin başrol oyuncularından Cem Yılmaz, senaryoyla ilgili “Öncelikle ‘Ne kadar güzel İngilizce okuyabiliyorum’ diye çok sevindim. Russell’la Sultanahmet civarında vakit geçirmeye başladık. İçerik ve karakterle ilgili insanın çok hoşuna gidecek konular vardı. Filmi seve seve kabul ettim” diye esprili bir dille konuşurken, Yılmaz Erdoğan hayatında ilk defa bir karakteri canlandırmayı bu kadar fazla istediğini belirtti. Basın toplantısının ardından “Son Umut” filminin gösterimi yapıldı. Çekimleri, Avustralya’nın yanı sıra İstanbul ve Fethiye’de Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı Halman 83 yaşındaydı Talat Halman yaşamını yitirdi makalelerinden oluşan kitaplar, Faulkner’dan Türkçeye yaptığı çeviriler, Amerikan şairleriyle ilgili kitaplar, Mevlana ve Yunus Emre hakkındaki kitapları sayılabilir. Halman aynı zamanda 12 Mart sonrası kurulan Nihat Erim hükümetinde Kültür Bakanlığı yaptı. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Halman’ın vefatından derin üzüntü duyduğunu belirterek, “Kendisi kültür bakanı olmasının ötesinde şiir ve Shakespeare çevirileriyle kültür dünyamıza büyük hizmetleri geçmiş, değerli bir bilim insanıydı. Bakanlık görevim sırasında her zaman yakın dostluğunu ve desteğini gördüm. Bu bana güven verdi. Vefatı kültür dünyamız için çok büyük bir kayıptır. Kendisine rahmet, ailesine ve sevenlerine, bütün milletimize sabırlar dilerim” dedi. Donizetti ödülleri sahiplerini buldu Kültür Servisi “5. Donizetti Klasik Müzik Ödülleri” sahiplerini buldu. Andante klasik müzik dergisinin bu yıl beşinci kez düzenlediği Donizetti Klasik Müzik Ödülleri, Pera Palas Oteli’nin Balo Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Toplam 11 kategoride ödül dağıtılan 2014 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde bu yıl, keman sanatçısı Ayla Erduran’a “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” verildi. Genç piyanist Can Çakmur “Yılın 18 Yaş Altı Genç Müzisyen Özel Ödülü”ne değer görülürken Gustav Mahler’in çok geniş bir kadro gerektiren Binler Senfonisi’nin Ankara’daki ilk icrasını başarıyla gerçekleştiren SevdaCenap And Müzik Vakfı ve Bilkent Senfoni Orkestrası ile mikrotonal gitar alanındaki öncü çalışmasıyla öne çıkan gitarist Tolgahan Çoğulu’ya özel ödülleri verildi. Diğer ödül kazanan isimler ise şöyle: “Yılın 30 Yaş Altı Çıkış Yapan Genç Müzisyeni” Hande Küden, “Yılın Kadın Dansçısı” İlke Kodal, “Yılın Erkek Dansçısı” Yücel Emre Kaynarsu, “Yılın Kadın Opera Yorumcusu” soprano Simge Büyükedes, “Yılın Erkek Opera Yorumcusu” tenor Murat Karahan, “Yılın Oda Müziği Topluluğu” Golden Horn Brass, “Yılın Üflemeli Çalgılar Yorumcusu” Ayşegül Kirmanoğlu, “Yılın Klasik Müzik Etkinliği” Marsyas Uluslararası Kültür Sanat ve Müzik Festivali, “Yılın Yaylı Çalgılar Yorumcusu” Çağ Erçağ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı ve Bilkent Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Talat Halman, 83 yaşında yaşamını yitirdi. Halman, Atatürk’ün İhtiyat Filosu Komutanı Tümamiral Sait Halman’ın da oğluydu. Halman, Robert Kolej’i bitirdikten sonra, yüksek lisansını 1954 yılında Columbia Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde tamamladı. 19531960 yılları arasında Columbia Üniversitesi, 19661971 ve 19721980 yılları arasında Princeton Üniversitesi, 19841986 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi’nde Türk Dili, Edebiyatı ve Kültürü; İslam ve İslam Kültürü ile Ortadoğu konularında dersler verdi. Kendisine 1988 yılında Boğaziçi Üniversitesi tarafından onursal doktor unvanı verildi. 19861996 yılları arasında New York Üniversitesi Ortadoğu Dilleri ve Edebiyatı Bölümü’nde bölüm ‘Çok büyük kayıp’ gerçekleştirilen, Çanakkale Savaşı’ndan 4 yıl sonra savaşa gönderdiği üç oğlunun kaderini öğrenmek üzere İstanbul’a gelen Avustralyalı çiftçi Connor’ın hikâyesinin anlatıldığı film, Türkiye sinemalarında 26 Aralık’ta vizyona girecek. Diğer taraftan filmin afişinin Türkiye’de dünyada kullanılandan farklı hazırlanması da dikkat çekti. Türkiye’de kullanılan afişte Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz yer alırken diğer ülkelerde kullanılan afişte yalnızca Crowe yer aldı. DNA ARAŞTIRMASINA VERİLMİŞTİ Nobel ödülü satıldı Dış Haberler Servisi Yaşayan bir Nobel ödülü sahibinin ödülü ilk kez açık artırmayla satıldı. Amerikalı genetikçi James Watson’ın ödülü New York’taki mezatta dakikalar içinde 4.75 milyon dolara alıcı buldu. Tahminler ödülün 2.53.5 milyon dolar edeceği yönündeydi. Watson ödülü, 20’nci yüzyılın en mühim buluşları arasında sayılan, DNA yapısıyla ilgili araştırması sayesinde 1962’de kazanmıştı. 86 yaşındaki Watson, 2007’de siyah insanların zekâlarını sorgulaması nedeniyle büyük itibar kaybetmişti. başkanlığı yaptı. Halman, İngilizce ve Türkçe olarak 12’si şiir kitabı olmak üzere 50 kadar kitap yayımladı. En önemli yayınları arasında eski uygarlıkların şiirlerinden oluşan bir antoloji, Shakespeare’in sonelerinin çevirisi, eski Mısır, Ortadoğu ve Eskimo şiirleri, seçilmiş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear