29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2014 CUMA 6 HABERLER lektaşlarımdan daha şanslıydım ki, tehlikeli sularda yüzdüğüm halde içeri alınmamıştım. Milli Eğitim Şurası’nda güvenlik gerekçesiyle öğrencileri fişlemenin önü açılıyor MEBEmniyet el ele SİNAN TARTANOĞLU vet, dinlenmişsiniz’ ‘E ANTALYA Milli Eğitim Şurası’nda “Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi” derslerinin kaldırılarak, konuların “sosyal bilgiler dersi” içine aktarılması reddedilirken isminin “Devrim Tarihi ve Atatürkçülük” olması önerisinin ise “Devrim yıkıcılık demek, o nedenle devrim demek Atatürk’e haksızlık olur” gerekçesiyle kabul görmemesi dikkat çekti. Liselerde seçmeli okutulan Osmanlı Türkçesi dersinin zorunlu olması önerisi oyçokluğu ile kabul edildi. Şurada, Okul Güvenliği Komisyonu’nda yetkisiz bir şekilde yurttaşlara orantısız güç uyguladığı gerekçesiyle eleştirilen özel güvenlik görevlilerinin tüm okullarda bulunması, okullara XRay cihazı, kamera ve duman sensörü kurulmasına ilişkin öneriler de benimsendi... Milli Eğitim Şurası Okul Güvenliği Komisyonu, “Öğrencilerin huzuru ve güvenliği” adı altında özel güvenlik şirketlerinden hizmet alımı yapılması, özel güvenlik görevlilerinin okul personeli içine dahil edilmesi önerisine onay verdi. Komisyon ayrıca, tüm okulların kapısına XRay cihazı konulması önerisini de kabul etti. Ayrıca kabul edilen önerilere göre, yine “güvenlik” gerekçesi ile tüm okullara duman sensörü ve kamera kurulabilecek. MEB ile Emniyet’in okul güvenliği için işbirliği yapmasına karar verildi. Bu kapsamda risk grubundaki öğrencilerin bilgilerinin sağlık ve Emniyet kuruluşlarından talep edilmesi önerisi kabul edildi. Yani MEB Emniyet’ten öğrencilerle ilgili anlık istihbarat alacak. Karma eğitim mecburiyetine son verilmesi önerisinin gündeme alınması “Okul Güvenliği” Komisyonu’nda “gündem dışı” olduğu gerekçesiyle reddedildi. TTK Başkanı Emin Karip karma eğitim tartışmaları ile ilgili “Şura programında olmayan hiçbir şey genel kurul oylamasına kesinlikle sunulmayacak” derken öneriyi gündeme taşıyan Eğitim BirSen, karma eğitimin kaldırılması ısrarını sürdüreceğini belirtti. Komisyonun onay verdiği öneriler tartışma yarattı. Komisyonun Eğitim Telefonumu Dinleyenlerle Buluştum Hürriyet’in manşetindeki 160 kişilik “dinlenen VIP’ler” listesinde bir kez daha adımı görünce, bu kez “Olur böyle şeyler” diye omuz silkmemeye, nedenini, nasılını deşmeye karar verdim. Kime hesap soracaktım ki? Hükümet, kendisi hiç sorumlu değilmiş, hatta işin mağduruymuş gibi yapıyordu. Dinleme iznini veren mahkemenin adı bile yoktu. Ben de bizzat dinlemeyi yapan istihbaratçılara sormaya karar verdim. Ne de olsa onlar da şimdi zamanında dinlettikleriyle aynı kaderi paylaşıyorlardı. Bir kısmı, hapse yolladıklarıyla aynı hapse girmiş, hemen hepsi işten el çektirilmiş ya da uzak diyarlara tayin edilmişti. Konuşurken telefonu uzak bir köşeye saklama sırası onlara gelmişti. “Derin kulak”ın eski sahiplerine, o dönem işbaşında bulunan istihbaratçılara haber gönderdim. Haber geldi. Buluştuk. Konuştuk. Doğrusu bir film sahnesi gibiydi. Bizzat kulaklık takıp telefon konuşmalarımı onlar dinlememişti gerçi, ama soruşturmayı onlar yönetmişti. Benim konuşmalarımın ses kayıtları onların önüne gitmişti. Kimlerle, ne zaman, ne konuştuğuma, nasıl konuştuğuma kulak vermişlerdi. Muhtemelen de sonunda “örgütsel ilişki ağı” içinde olmayıp sadece gazetecilik yaptığımı fark etmişlerdi. Benden farkı olmayan bazı mes MEB Müsteşarı Tekin’den zorunlu din dersi sorununun çözümü için formül: İlk sorum: “Haber doğru mu? Dinlediniz mi gerçekten” oldu. Cevap: “Evet doğru… Dinlenmişsiniz.” Güzel… Hiç değilse samimi bir diyalog bu… Evi basılmış bir şüpheli merakıyla sordum: “Mahkeme kararı var mı?” “Var. Her şey yasal çerçevede yapılmış.” “Peki neden?” “Ergenekon soruşturması nedeniyle…” Dönemi hatırlatmakta yarar var: 20082009 yılları… Ergenekon dalgalarının ülkeyi salladığı, ilk duruşmanın yapıldığı dönem… 2008 Şubat’ında, o zamanlar “imparator” tahtında oturan savcı Zekeriya Öz’e tanık sıfatıyla ifade vermiştim. Bana daha 1997’de yazdığım “Ergenekon” kitabıyla ilgili sorular sormuştu. Tutuklulardan birkaçıyla konuştuğuma dair de bir şeyler ima etmişti. Sonra düzeltmiş, “Pardon, o başkasının kitabıydı” demişti. Şimdi anlıyorum ki, kiminle ne konuştuğumun dökümü elindeydi. Belki de tapeler karışmıştı. Ergenekon dalgaları Alevilik seçmeli ders olabilir Milli Eğitim Şurası’nda 1982 Anayasası nedeniyle zorunlu olarak öğrencilere okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi dersine ilişkin çeşitli öneriler üzerinde sert tartışmalar sürerken MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, İslamın yanı sıra, seçmeli Musevilik, Hıristiyanlık ve Alevi yurttaşlar için de seçmeli Alevilik dersinin müfredata konulması önerisi getirdi. Tekin’in önerisine göre zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi de genel bilgilerin ve ahlaki değerlerin aktarıldığı bir ders haline dönüştürülecek. Tekin önerisinin yaşama geçirilmesi durumunda “zorunlu din dersi” tartışmasının çözümü için anayasa değiştirmeye gerek kalmayacağını söyledi. İsteyen velinin ya da öğrencinin dinine göre din dersini seçeceğini dile getiren Tekin, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin içeriği için de “Genel bilgilerin verildiği, ahlaki değerlerin öğretildiği bir ders haline dönüştürülebilir” değerlendirmesini yaptı. Öğrencilerin kendi dinine göre ders seçiminin, “öğrencinin veya velinin, dini tercihini açıklamaya, dini kimliğini ortaya koymaya zorlanması riski”ne ilişkin soruya ise Tekin, “Bunu tolere etmenin yolu da, herhangi bir din dersini seçmeyen kişinin zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile yetinecek olmasıdır” yanıtını verdi. Müfredat alt komisyonunda farklı öneriler de gündeme getirildi. Yazar Yücel Feyzioğlu, “Kürt ve Süryani masallarının da aralarında olduğu Mezopotamya masallarının anaokulu ve ilkokul çocuklarına Türkçe olarak öğretilmesi, okutulması” önerisini gündeme getirdi. Öneri alt komisyonda kabul edildi. Kürt masalları müfredata giriyor... Telefonun ucundakiler Neyin peşindeydiniz? İnsan karşısında bütün gündelik konuşmalarını, mesleki çabalarını, özel hayatının detaylarını bilen biriyle konuşurken başta yadırgıyor, sonra yıllardır tanışıyormuş gibi bir rehavete kapılıyor. İkinci aşamaya çabuk geçtim. “Neyin peşindeydiniz” diye sordum. “Sizinki bir ‘önleme dinlemesi’ydi” dediler. “Neyin önlemesi” diye sorunca da bir dizi teknik açıklama yaptılar. Sen’li üyesi Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, okulların suç oranlarına göre bayraklarla sembolize edilmesi ile ilgili itirazlarını Cumhuriyet’e aktardı. Bayraklama sistemi için okullara ait bir veritabanının oluşturulması gerektiğini bu veritabanında, alınan karara göre, Emniyet ve sağlık kuruluşlarından gelecek bilgilerin de kullanılacağını değerlendiren Gümüş, “Bu hem öğrencilerin hem de okulların fişlemesi anlamına gelir. Çünkü bayrakları, öğrenci velileri de görecek” dedi. Okulların kendı internet sitelerinde çok güvenli olduklarına dair bayrakları da koyacağını dile getiren Gümüş, “örneğin güvenlik bayrağı alamayan bir okul, bayrağını koymayacak. Bu durumda ‘bu okul tehlikeli’ etiketi olarak yapışmış olacak” dedi. Osmanlı Türkçesi zorunlu “Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri” Komisyonu’nda ise, liselerde seçmeli okutulan Osmanlı Türkçesi dersinin zorunlu olması önerisi sunuldu. Bir komisyon üyesi öneriye, “Yeni nesil dedesinin mezar taşında ne yazdığını bile okuyamıyor” ifadeleri ile destek verdi. Öneri oyçokluğu ile kabul edildi. “Okul Güvenliği” komisyonunda ise karma eğitim zorunluluğunun kaldırılması önerisi tekrar tekrar gündeme getirildi. Ancak Bakan Avcı’nın gündemde olmayan tekliflerin görüşülmemesine ilişkin talimatının olduğu belirtilerek, önerinin gündeme alınması reddedildi. Öneri sahibi Eğitim BirSen üyeleri ise ret kararını ayağa kalkarak alkışlarla protesto etti. tatürkçülük dersinin kaldırılmasına ret Öte yandan müfredat komisyonunda da T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersinin adının sosyal bilgiler olarak değiştirilmesi dersin haftalık ders çizelgesinden çıkarılması önerildi. Tartışmaların ardından öneri reddedildi. Şuraya Eğitimİş Sendikası adına katılan Genel Eğitim Sekreteri Önder Yılmaz’ın dersin adının “T.C. Devrim Tarihi ve Atatürkçülük” olarak değiştirilmesi önerisi tartışma yarattı. Bir komisyon üyesinin öneriye, “Devrim yıkmak demektir. Atatürk yıkıcı değil kurucudur. Devrim demek Atatürk’e haksızlık olur” sözleri ile karşı çıktığı öneri oylamada reddedildi. A Peki o kayıtlar ne oluyor sonra? İstihbaratçıların anlattığına göre Dinlenen kişilerin özel hayatına 3 tür dinleme var: dair istihbaratın şantaj amacıyla Birincisi illegal… kullanılması?.. Hiçbir yasal dayanağı olmayan, Olmadık şeyler mi? usulsüz dinlemeler… “Hiç örneği var mı” diye sordu İkincisi istihbarat toplama aşa istihbaratçılar… masındaki “önleme dinlemesi… ” Bildiklerimi sıraladım. Bu MİT, polis ve jandarma ta“Araştıralım” dediler. rafından ve mahkeme kararıyla Ama tahminim o ki, devlete güyapılıyor. Henüz devrede savcı vensizliğimizin nedenini, şimdi lık yok. İstihbarat, ele geçirdiği onlar da iyi anladılar. ipuçlarını mahkemeye sunup Dün dinleyenlerin bugün dinyeni dinlemeler için izin istiyor. lenmeye alındığı, yargılayanların Mahkemeler de genellikle cömert yargılandığı bu despotik çark, davranıyor. Her dinlemeden elde demokratik bir devlete evrilmez edilen istihbarat, bir havuzda top ise hepimizin esir düşeceğini artık lanıyor. Datalar analiz ediliyor, onlar da görüyorlar. “anlamlandırılıyor.” Yeni ipuçları, Belki dinleyenle dinlenenin yeni dinlemeleri mecbur kılıyor. tarihi buluşmasının en somut Havuz genişledikçe genişliyor. sonucu bu… Üçüncüsü ise “Adli dinleme…” Dinlemeler sonucu suç şüphesi görülürse bu, adli birime raporlanıyor. Suç içeren görüşmeler yazıya dökülüyor; bir klasörde toplanıyor, ses dosyası da CD olarak ekleniyor. Mühürlenip savcıya teslim ediliyor ve adli takip süreci başlıyor. Bundan Neden bu listeler bunca yıl sonra, sonrasını TCK’ye göre savcılık yürütüyor. Bütün dinleme dö şimdi ortaya çıkıyor? Tek cevabı var: kümleri de Yargıtay aşamasına Öküz öldü, ortaklık bozuldu da kadar saklanıyor. ondan… Derin kulak, Erdoğan’ın odasına, pler TİB’de telefonuna kadar uzanmasaydı, Anlaşılan o ki, gazeteye yanbütün bu dinleme faaliyeti muhtesıyan 160 ismin (ki daha yüz binlercesi var) çoğu için suç iliş melen devlet sırrı olarak kalacaktı. 17 Aralık skandalı gibi, bu devasa kisi olmadığı anlaşılmış, savcılık süreci başlamamış; dava dosyası dinleme şebekesini de biz, hükümetle cemaat arasındaki savaşa oluşturulmamış. borçluyuz. O zaman kritik soru şu: Hükümet, cemaati kıstırınca, bü“Bu kayıtlar sonra ne oluyor?” tün bunlar kendisinden habersiz İşte inanması zor cevap yapılmış gibi “üste çıktı”, müfettişler burada: görevlendirdi; mahkeme kayıtlarına “Davaya dönüşmediyse, önle bakıldı ve dinlenenlerin listelerine me dinlemelerinin kayıtları oto ulaşıldı. matikman imha oluyor” diyor Hürriyet’in haberi, “VIP kulak”ın istihbaratçılar: arkasındaki isim olarak dönemin “Bütün dinleme işlemleri, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü halen hükümetin kontrolün Ali Fuat Yılmazer’i işaret ediyordu. deki Telekomünikasyon İle Yılmazer halen içerde… tişim Başkanlığı (TİB) sistemi Ama içeri girmeden önce katıldığı üzerinden yapılıyor. Datalar, televizyon programında, Ergenekon TİB’in server’ında toplanıyor. soruşturması sürecindeki operasİstihbarat, o server’a bağlanıp yonları ve elde ettikleri istihbaratı, dinliyor ve dosya sonlandırılırken dönemin Başbakanı Erdoğan’la TİB’deki program, o kayıtları paylaştığını, ondan destek aldığını otomatikman imha ediyor.” açıklamıştı. Yani bugün yandaş medyanın antaj ihtimali “Bakın neler yapmışlar” diye orBu izahatı dinlerken yüzüme taya attığı suçlamaların ardında yayılan gülümsemeyi anlayışla Erdoğan’ın iradesi, izni, oluru, karşıladılar tabii… teşviki var. İhtimalleri sıraladım: Bunu göz ardı eden her yaklaHükümet kontrolündeki bir şım, hükümetin suç ortaklığının kuruluşun hafızasındaki o ka gizlenmesine yarar. yıtların özel ellere sızdırılması?.. Ortada bir suç varsa ki bence Diyelim hükümete muhalif bir var, her iki ortağı da bağlar. yayın kuruluşunun ticari sırlarının Bu gözlükle habere bakınca şunu düşündüm: deşifre edilmesi?.. Ya hapisteki yanlış yerde, ya Dinlemelerden elde edilen bilgilerle, hükümete ters bakan Saray’daki… bir holdinge baskı yapılması?.. Hayri İnönü’nün Sarıgüller ile yaşadığı gerilimde genel merkez devreye giriyor CHP’de Şişli rahatsızlığı u Şişli Belediye Başkanı İnönü’nün tehdit aldığı iddialarını doğrulaması üzerine Kılıçdaroğlu parti üst yönetimini topladı ‘Şişli için tavır konulsun’ kararı çıktı. FIRAT KOZOK ANKARA CHP’li Şişli Belediyesi’nde bir süredir Belediye Başkanı Hayri İnönü ile eski Başkan Mustafa Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül arasında yaşanan gerilim genel merkezde rahatsızlık yarattı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “Seçimle gelen bir belediye başkanı var ve o da görevinin başında” sözleriyle İnönü’ye destek mesajı verirken, Emir Sarıgül’ün uyarıldığı belirtiliyor. Kılıçdaroğlu, son değerlendirmesini MYK sonrası dar bir kadroyla yaptı. Hayri İnönü’nün Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada, görevinden istifa etmesi için ABD gezisi öncesinde “tehdit aldığı” iddialarıyla ilgili olarak, “O dönemde bu tarz bir şeyler olmuştu ama o kadarına girmeyeyim. Şu an sakin bir ortam. Tekrar gerginleşmesini istemiyorum” dedi. İnönü, geçen ay ABD’ye gitmeden önce Emir Sarıgül’den bir telefon aldığı iddialarıyla ilgili olarak, “İngilizce’de bir şey vardır: I won’t confirm or deny it. Anlatabiliyor muyum, ne demek istediğimi? Yani ne kabul ederim ne de hayır derim” dedi. İnönü’nün bu mesajları gözleri CHP Genel Merkezi’nin izleyeceği tutuma çevirdi. Dünkü MYK toplantısı öncesinde parti sözcüsü Haluk Koç’un geleneğin aksine basına açıklama yapmayacağı bilgisi verildi. MYK sonrası toplantı Edinilen bilgilere göre Şişli’de yaşanan gerilimle ilgili bilgiler günler öncesinde genel merkeze ulaştı. İnönü’nün göreve başlattığı danışmanların işten atıldıkları ve İnönü’nün bazı konularda Emir Sarıgül engeliyle karşılaştığı bilgileri Kılıçdaroğlu’na iletildi. Sabah saatlerindenda Kılıçdaroğlu, “Geleceği Birlikte Kuruyoruz, Gençlik Buluşması” toplantı sonrasında gazetecilerin sorusu üzerine “Seçimle gelen bir belediye başkanı var ve o da görevinin başında ve başarıyla da görevini yapıyor” demekle yetindi. Konunun MYK’de gündeme gelmediği belirtilirken Kılıçdaroğlu’nun Şişli ile özel olarak ilgilendiği öğrenildi. Bu çerçevede Kılıçdaroğlu, MYK sonrasında dar bir ekiple Şişli konusunda bir toplantı daha yaptı. Toplantıda Şişli ile ilgili partinin tavır alması kararlaştırıldı. Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’yı görevlendirdi. Ağababa’nın hazırlayacağı rapor Sarıgül’ün disipline sevk edilip edilmeyeceğini belirleyecek. Sarıgül, disipline sevk edilirse üyelikten atılması bile gündeme gelebilecek. Ancak genel merkezin bu konuda aceleci davranmayacağı belirtiliyor. İnönü’nün de yakın çevresine “Aralık ayı sonunda oğlumun nikâhı var. Ondan sonra başkanlık görevini bırakabilirim” dediği öğrenildi. Erdoğan dinlemelerden haberdardı İ Gazetenizin 04.08.2014 tarihli sayısının 6. sayfasında ve gazeteye ait internet sitesinde “IŞİD’liler halka saldırdı” başlıklı bir haber yayımlanmıştır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla haberde ismi geçen Sevgi ve Hoşgörü Derneği adına aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunluluğu hâsıl olmuştur. 02/08/2014 günü müvekkil Sevgi ve Hoşgörü Derneği tarafından İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, Karayolları Mahallesi, Fatih Cad. Taksim Eğitim Araştırma Hastanesi 100 mt. aşağısı Meydan karşısında bulunan Özkartallar Spor Kulübü’nde “Kur’an ile Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)” konulu bir program düzenlenmiştir. Program devam ederken ne amaca hizmet ettikleri ve kim oldukları belli olmayan silahlı bir grup tarafından programı düzenleyen ve programa katılanlara yönelik silahlı saldırı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu saldırıdan önce Karayolları Fatih Camii hoparlöründe “bunlar sahte peygamberin adamları, bunları dinlemeyin, bunlar sahtekâr, programı boşaltın” şeklinde mahalle sakinlerini ve programa dinleyici olarak katılan katılımcıları provoke eden anonslar yapılmıştır. Halkı provoke eden anonslardan sonra çıkan olaylarda müvekkil dernek yöneticileri dahil olmak üzere birçok kişi darp edilmiş, silahla yaralanmış ve birçok DÜZELTME VE CEVAP METNİDİR YILMAZER’İN AVUKATI araç yakılmıştır. Olayla ilgili olarak mala zarar verme ve silahla yaralama suçlarından ötürü suça karışanlara yönelik Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılmıştır. Anılan suç ve fiillere yönelik yapılan soruşturmada müvekkil dernek ve dernek yöneticileri olayların mağdurları olarak müşteki sıfatı ile ifade vermişlerdir. Hal böyleyken haberde geçen “IŞİD’e yakın olduğu ileri sürülen Merih Vakfı ile müvekkil Sevgi ve Hoşgörü Derneği’nin bağlantılı olduğu, toplantıda bir kişinin kendisini mehdi ve peygamber ilan etmesi” iddia ve ifadeleri doğru olmayıp, gerçek dışıdır. Müvekkil derneğin IŞİD ve IŞİD’le irtibatlı herhangi bir vakfı, dernek ya da kuruluşla yakınlığı ve bağlantısı söz konusu değildir. Dolayısıyla haberde geçen iddiaların doğru olup olmadığını anlamak imkânı var iken, bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın gazetede yayınlandığı şekilde haber yapılmasını gazetecilik etiği ve ilkeleri ile bağdaştırmak mümkün değildir. Söz konusu haberin hazırlanışındaki yaklaşımın değerlendirilmesini kamuoyu takdirine bırakıyoruz. İhtar Eden Vekili Av. Mahmut Tiryaki Dinlemeleri kabul etti İstanbul Haber Servisi Polislere yönelik operasyon kapsamında tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in avukatı Hüseyin Ataol, aralarında gazeteciler ve işadamlarının da olduğu ünlü isimlerin Yılmazer’in İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube’nin başında olduğu dönemde dinlenmesiyle kamuoyuna yansıyan haberlerle ilgili yaptığı yazılı açıklama yaptı. Ataol’un açıklamasında, “Yapılan dinlemeler 2559 sayılı Yasa kapsamında yapılmış kanuni işlemlerdir. Burada suç olan istihbari dinlemelerin ifşa edilmesidir ve bu savcılar tarafından resen araştırılması gereken bir suçtur” ifadeleri dikkat çekti. Ataol, araştırmaya tabi tutulan dönemin sadece müvekkili Yılmazer ve diğer müvekkillerinin çalışmış olduğu dönemle sınırlı tutulduğunu kaydetti. Ş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear