23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Aralarında Çarşı grubunun kurucularının da bulunduğu 35 kişi hâkim karşısına çıktı. Hâkim “Darbe yapmaya çalıştınız mı” diye sordu CANAN COŞKUN Gezi Parkı Direnişi’nde ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs’ ettikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istenen Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın kurucularının da aralarında bulunduğu 35 kişi dün hâkim karşısına çıktı. Duruşmada hâkimin “Darbe yapmaya çalıştınız mı” sorusuna sanıklardan Cem Yakışkan, “Gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık” yanıtını verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istenen Çarşı grubunun kurucuları Cem Yakışkan, Numan Bülent Ergenç ve Halil İbrahim Erol’un da aralarında bulunduğu 35 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP’li milletvekilleri Mahmut Tanal, Umut Oran, İlhan Cihaner, Kadir Gökmen Öğüt, Demokratik Gelişim Partisi Kurucu Genel Başkanı İdris Bal, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve eski CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da izleyici olarak katıldı. Duruşma öncesi mahkeme salonunun bulunduğu koridora gelen bazı taraftarlar Çarşı marşları söylerken, adliyede bulunan diğer kişiler de destek verdi. Öte yandan duruşmada sanıkları savunmak için İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 100 avukat hazır bulundu. Çok sayıda avukat ve izleyici olması nedeniyle 25 kişilik en küçük salon yetersiz kalınca izdiham yaşandı. Buna tepki gösteren avukat Ömer Kavili, adliyedeki büyük duruşma salonunun boş olduğunu, duruşmanın büyük salona taşınmasını istedi. Fotoğraf: VEDAT ARIK ‘Gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık’ Beşiktaş’ta ilk maçımı oynadım AYDIN ENGİN Kısa bir kişisel açıklama yapmazsam okuduklarınız anlamsız olacak. O yüzden izninizle... Ben Göztepeliyim. İzmir’de Konak’tan Üçkuyular’a kıyı şeridinin bütün çocukları Göztepeli doğar, Göztepeli yaşarlar. Altaylılar “Hem Altaylıyım, hem Beşiktaşlıyım”, Karşıyakalılar “Hem Karşıyakalı, hem Fenerliyim”, Altınordulular “Hem Altınordulu, hem mesela hem Galatasaraylıyım” derler ve çocuk kafalarımızla biz bunu anlamaz, “İnsanın iki takımı olur mu hiç” der kafa sallar, ağız büzerdik... Göztepe’nin birinci ligin tozunu attığı, 11 kişilik milli takımın 9 oyuncusunun “bizden” çıktığı, Adnan Süvari ağabeyimizin komutanlığında zaferden zafere koştuğu şanlı günlerdi. Sonra gün geçti, devran değişti. İkinci, ardından üçüncü lige, onun da ardından amatör kümeye düştük. Şimdi hülle yapıp yine profesyonel lige çıktık ama hangisi olduğunu bile bilmiyorum ve gazetelerde de soruma cevap bulamıyorum. İstanbul statlarında Fener’e, Gas’saray’a kök söktürüp, gol atınca kollarımızı kürek çeker gibi hareket ettirip “Oooohhhhhh” çektiğimiz, “Göööööz... Gööööz Göztepe” diye kükrediğimiz günler anılarda kaldı. Keyfim iyiden iyiye kaçtı. 6 yıl önce “99 yıllığına kiralık taraftar” olarak Beşiktaş’a transfer oldum. Bonservisim elbette Göztepe’de; ama artık İstanbul’da Beşiktaş için ter döküyorum. çArşı çocukları arasında şanlı yerimi aldım... Beşiktaş’ın demirbaş defterine kayıtlı Rıdvan Akar, Cem Dizdar tanıklarımdır... Kişisel açıklamam bundan ibarettir. HHH Dün Beşiktaş saflarında ilk maçımı oynadım. Deplasmandaydık. Zor maçtı. çArşı grubu ile birlikte Çağlayan Adalet Sarayı Stadı’nda oynadık. Bizi özel olarak, yani kasten dar seçilmiş bir salonda oynatmak istediler. Yemedik tabii. Bizim takımın asları rakibe çalım üstüne çalım attılar ve duruşma büyük salona alındı. Yani: Dakika 1, gol 1. Biz çArşı olarak stadın önündeki beton sıvanmış tribünleri siyah beyaz’a boyadık; koca adalet sarayının duvarlarında “siyah – beyaz” haykırışlarımız yankılandı. Futbola yabancıysanız, çArşı adını şöyle bir duyduysanız, bize kimliğini “futbol takımı taraftarı” olarak tanımlamış tuhaf insanlar, diye bakıyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz. Sözüme kulak verin. çArşı’nın çocukları Beşiktaş taraftarıdır ve “taraftar” sözcüğünden ne anlıyorsanız hepsini unutmanız gereken taraftarlardır. Hınzır bir yaratıcılık, fırlama bir zekâ, keskin bir mizahla donanmış, sahadaki on bir arkadaşla birlikte oynayan, yenilince de gülen, yenince de gülen, sadece tribünde oturmakla yetinmeyen, Van’da, karakışta titreyen depremzedelerin sırtını getirdikleri battaniyelerle, yüreklerini dayanışma bayrağı ile ısıtan çocuklardır onlar. Gezi Direnişi’nde saf tutan, TOMA’lara çalım atan, gaz yediğinde TOMA suyuyla yüzünü yıkayan çArşı çocuklarını başka taraftarlara benzetmeyin. Size gülerler. En çok da çArşı güler. HHH Dünkü maç mı? Kolay maçtı. Şey’e karşı oynadık. Şey’e... Eeee... Şeyspor diyeyim, siz anlamanız gerekeni anlayın. Daha maç başlamadan Şeyspor faullere başladı. Bizi hükümeti devirmek için gizli örgüt kurmakla filan suçluyorlardı. Güldük. Biz çArşı’yız. Gülünecek hale düşenlere hem acırız, hem güleriz. Dün de öyle yaptık. Gülmekle kalmadık, dosta düşmana da ilan ettik: çArşı / her şeye karşı / Allah affeder çArşı affetmez... Kimler yoktu ki aramızda. Sabahattin Ali ağabeyimiz mezarından çıktı geldi aramıza katıldı. Onun şiirini çArşı’ya uydurup hep birlikte söyledik: Aldırma Kartal aldırma... Bir baktık, koca Nâzım Hikmet de aramıza katılmış. Bu defada onunla birlikte söyledik: Güzel günler göreceğiz çocuklar... Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin İnan... Yok hepsini sayamam, Türkiye devrimci hareketinin adı duyulmuş duyulmamış bütün yiğitleri de geldi yanımıza. Yılların marşını çArşı’ya uygulayıp söyledik: Gün doğdu hep uyandık / statlara dayandık / Beşiktaş’ın uğruna biz / bayraklara dolandık... Hâlâ maçı mı soruyorsunuz?.. Dün ilk devreyi oynadık. 10 öndeyiz. Maç kaç devre sürecek bilmiyoruz ama umurumuzda da değil. Nasıl olsa kazanan biz olacağız. Nitekim dün Adalet Sarayı Stadyumu’ndaki deplasman maçımızda ilan ettik ya, “çArşı vicdandır, yargılanamaz” dedik ya... âkimden deplasman benzetmesi Mahkeme başkanı Metin Tamirci ise sanıklar, avukatlar, basın mensupları ve milletvekilleri haricindekilerin salondan çıkmasını istedi. Tamirci “Sanık avukat izleyici sayısı oturtulabilirdi. Burada yapmaya çalışacağız. Çünkü ne kadar mahkeme deplasmana gittiyse l Çağlayan Türk hukuk sisteminde hep sıkıntı altgeçidinde servis yaşandı” dedi. Buna karşılık avukat Ali minibüsüyle iki şeridi Rıza Dizdar da “Silivri’ye deplasmana trafiğe kapatan bir kişi gitmiyoruz. Aşağıda adliyede büyük yargılananlara destek duruşma salonu var. Ben şimdi hangi verdi. Bu sırada adliye avukata dışarı çıkın diyeyim” diyerek önünde bekleyen tepki gösterdi. Avukat Ömer Kavili de ve üstgeçidin “Buradakiler deplasman kartallarıdır. parmaklıklarına Burada deplasmanda olan biziz” pankart asan diyerek tepkisini dile getirdi. topluluk slogan Tartışmaların ardından salonun atıp tezahürat yaptı. yetersiz kalması nedeniyle duruşma Servis minibüsünün adliyedeki büyük salona alındı. üzerine çıkan bir kişi Duruşmanın başlamasıyla beraber tezahüratına burada mahkeme başkanı Metin Tamirci, devam etti. Yaklaşık 15 “Bir önceki duruşma salonunda dakika süren gösteri, çekim yapanlar oldu. Suç bazı taraftarların duyurusunda bulunacağım, peşin uyarısı üzerine son peşin söyleyeyim. Salondaki buldu. Grup trafiğe kamera kayıtlarını açtırmıştım” kapattıkları iki şeridi dedi. Duruşmada söz alan sanık açıp gösteriye son avukatlarından Ersan Şen, dosyaya verdi. delil niteliğinde konulan iletişim tespit tutanaklarının başka bir soruşturmadan bu davaya delil olarak gösterildiğini belirtti. Şen, “Soruşturma savcısı Adem Meral ‘Ben bu dosyada örgüt göremiyorum’ dedi. 2 ay sonra örgüt buldu. Tapeleri kendi lağv etmiş” dedi. H Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU, DHA ‘ Savunmasının alınmasına başlanan Cem Yakışkan ise “Darbe yapabilecek gücümüz olsaydı Çarşı grubu olarak Beşiktaş’ı şampiyon yapardık. 1980’de darbe gördüm ben. Ne demek olduğunu biliyorum. Bizim darbe ile siyasetle işimiz yok” dedi. Çarşı’yı terör ve suç örgütü olarak göstermenin haksızlık olduğunu kaydeden Yakışkan, “Çarşı bir simgedir, korunması gereken bir değerdir. Çarşı her türlü hukuka, aykırılığa, dolayısıyla darbeye de karşıdır. Çarşı taraftar grubunun suç ve terör örgütü olarak nitelendirilmesini kesinlikle reddediyorum. Çarşı taraftar grubu Beşiktaş’ın kalbinden doğmuş, ülkemizde ve dünyada adını duyurmuş demokratik bir gruptur. Haksızlıkların karşısında olduk, yardıma ihtiyacı olanların yanında olduk” diye konuştu. Çarşı darbeye de karşı’ Yargılanan 35 kişiye destek verenler duruşma bitene kadar adliyenin önünden ayrılmadı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) İnsan Hakları İzleme Örgütü: Kötü bir komedya l İnsan Hakları İzleme Örgütü, yaptığı açıklamada 35 futbol taraftarının darbe teşebbüsüyle yargılanmasının ceza adalet sisteminin bariz bir şekilde kötüye kullanılması olduğunu söyledi. “Beşiktaş futbol kulübü taraftarlarını bir halk protestosuna katıldıkları için devlet düşmanı olmakla suçlamak son derece kötü bir komedya” diyen İnsan Hakları İzleme Örgütü kıdemli Türkiye araştırmacısı Emma SinclairWebb, “İddianamede darbe teşebbüsü suçunu destekleyen hiçbir delil yok ve iddianame mahkemeye bile gelmemeliydi. Savcı bu suçlamalarla ilgili derhal sanıkların beraatını istemelidir” dedi. ‘Bu dava komik’ ERK ACARER “Arkası gelmez dertlerimin Fesupanallah...” Çağlayan Adliyesi’ne 80’lere damgasını vuran ve Beşiktaş taraftarının, o yıllarda takımına uyarladığı şarkı eşliğinde, bir stadyuma girer gibi giriyoruz. Darbeye teşebbüsten yargılanan çArşı’yı halk yalnız bırakmıyor. Dışarıda büyük bir kalabalık var. Farklı taraftar kitlelerinin yanı sıra çArşı’ya destek olmak için gelen gruplar da göze çarpıyor. Antikapitalist Müslümanlarla, LGBTİ üyelerini belki de Gezi’den bu yana ilk kez yan yana görüyoruz. içerisinde de ilginç görüntüler ortaya çıkıyor. Darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle suçlanan 35 kişiye destek verenler koridorları üçlü çekerek inletiyor. Hâkim “kartal işareti” yaparak selamlanıyor. Adliye içinde dolaşan ve çArşı davasıyla ilgisi olmayan başka avukatların siyah beyaz atkılar taktıklarına tanık oluyoruz. Nur Sürer’den Emrah Serbes’e ve Barış Atay’a kadar pek çok tanıdık sima çArşı’nın yanında yer alırken siyasiler de grubu yalnız bırakmıyor. CHP Milletvekili Mahmut Tanal, kısa ve öz konuşuyor: “Böyle birlik olduğumuz sürece sırtımız yere gelmez. En kısa zamanda AKP iktidarının biteceğine inanıyorum.” Bir diğer CHP’li Veli Ağbaba ise “Gezi’ye darbe diyenlerin, çArşı’yı da darbecilikle suçlamaları doğal” diye konuşurken esas amacın başka olduğunu dile getiriyor: “Art arda gelen davalar, AKP’nin 17 Aralık’la birlikte ortaya çıkan pisliklerini örtme çabası. Hiç uğraşmasınlar. Bunu tüm dünya biliyor artık.” Dışarıda kalabalık, içeride kalabalık... Dünyada ilk kez bir taraftar grubu darbecilikle suçlanıyor. Hâkim, çArşı sanıklarından Cem Yakışkan savunmasını yapıyor: “Darbe yapacak gücümüz olsa, Beşiktaş’ı her yıl şampiyon yapardık.” Bir diğer sanık, hâkimin sorduğu TOMA meselesine açıklık getiriyor: “Ehliyetim yok, TOMA kullanamam!” Adliye önündeki kalabalık ise cevapları duymadan davayı değerlendiriyor: “Bu dava komik!” Azıcık darbe girişimi ARİF KIZILYALIN Kimi formalı, kimi siyahbeyaz kravatlı, kimi şapkalı, hepsinin de keyfi yerinde. Korku, endişe uğramamış bile yanlarına. İçlerinden biri, “Twitter’la mı ihtilal yapacağız” diyor, öteki ekliyor, “Darbe silahımız Beşiktaş atkısı...” 13. Adliye’nin ufacık salonu önünde, avukatından, milletvekiline; gazetecisinden, zanlı yakınına herkes başlıyor gülmeye, hatta güvenlik önlemi almak için gelen spor büro polisleri bile kahkaha atmamak için kendini zor tutuyor... Dışarıdaki “İstanbul United” dostluğunu bir kenara bırakırsak, Adliye Sarayı’nın içi, dün eski İnönü Stadı’nı aratmadı. Adliyeye girip salona yaklaşamayan yüzlerce Beşiktaş taraftarı ana avlu etrafındaki katları mesken edinmesi, canları sıkıldığında, “Karşı taraf Siyah” desene naraları ve ardından başlayan, “Gücüne güç katmaya geldik, formanda ter olmayana geldik, Beşiktaş seninle ölmeye geldik...” diye bağırması duruşmanın da önüne geçerken, 35 sanığın neredeyse tamamının, “Kartal” hareketi yaparak salona geçmeleri, yine avukat ve milletvekillerinin aynı hareketle salondaki yerini almaları günün kayıtlara geçen enstantaneleriydi. Çoğu Beşiktaş formalı avukatların, “Bu salona sığmayız, aşağıdaki büyük salona geçelim” diyerek başlattığı tartışma ise sabahki bölümün, gol öncesi yapılan paslaşmaları andırıyordu. Mahkeme başkanı Metin Tamirci, başlarda, “Öyleyse sanık avukatları dışındaki hukukçularla, sanık yakınları da salona girmesin” uyarısı ise alkışlı protesto ile kesilince, mahkeme heyeti, “O zaman büyük salona geçelim” kararını almak zorunda kaldı. Bu açıklama, “çArşı 10 öne geçti” diye yorumlanırken avukatlarla mahkeme heyeti arasındaki, “deplasman salonuna iniyoruz” atışmasına CHP milletvekilleri de katıldı. Gerçekten sanık avukatları ilk isteklerini kabul ettirmişlerdi. Hayır Fenerbahçeliyim. (Barış) Örgüt lideri misin, azıcık da olsa darbeye yardım ettin mi? ÇArşı’da kimse kimseye emir vermez, biz darbeye de karşıyız, darbe gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık. Telefon kaydı üzerinden değil, somut şeyler üzerinden soru sorun. (Cem Y.) asan’ın annesi de oradaydı Caddenin karşısına asılan “Burada, sokakta, her yerde çArşı” pankartı yoldan geçen araçlar tarafından kornalarla selamlanıyor. Meşalalerin ateşi seslerle karışıyor. “çArşı vicdandır yargılanamaz” sloganı ile çınlayan adliye önü, siyah beyazlı taraftar grubuna sahip çıkanların, bu davayı baştan reddettiklerinin de bir göstergesi gibi. Berkin Elvan’ın ailesi çArşı’yı yalnız bırakmıyor. Onların gelişleri sırasında, “Berkin Elvan on dördünde bir fidan” sloganları atılıyor. Hasan Ferit Gedik’in annesi de “çArşı’yla birlikte yürüyenler” arasında. Gezi şehitleri anılıyor. Tek tek isimleri okunurken “burada” sesleri duyuluyor. İşin içinde çArşı olduğunda, polise selam yollamak da adetten sayılıyor: “Sık bakalım sık bakalım, biber gazı sık bakalım...” “Renksiz Türkiye’nin”, “hayret verici davası”, yargılanan çArşı’nın siyah beyazıyla renkleniyor. Adliyenin dışında olduğu gibi H Davayı yakından takip eden CHP milletvekilleri Melda Onur, Umut Oran, Hüseyin Aygün, Bir alt kattaki büyük salonda devam eden Gökmen Öğüt, eski İstanbul CHP İl Başkanı duruşmanın ikinci bölümünde ise mahkeme Oğuz Kağan Salıcı, Baro Başkanı Ümit heyetinin golüne tanıklık ettik. Hâkim Metin Kocasakal ise gün boyu 35 çArşı üyesine destek Tamirci, savunma avukatlarının “Dava düşsün, verdiler. Gözler ise Beşiktaş Başkanı düşmüyorsa da telefon Fikret Orman ve ekibini aradı, ancak dinlemeleri delil sayılmasın” Gülsüm ve birkaç divan kurulu üyesi dışında itirazlarını geri çevirince salondan Sami Elvan. kulüpten kimse gelmemişti, eski bu kez, “Hâkim durumu 11’e başkan adaylarından Hasan Arat, getirdi” sesleri yükseldi. Yaklaşık hastasını hastanede bırakıp akşam 2 sayfalık suçlama metnindeki, saatlerinde duruşmaya yetişirken eski “İstanbul ve Ankara’da Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail eşzamanlı olarak Başbakanlık Ünal da evlenme yıldönümünü adliye konutu ve evi basılacak” sözleri koridorlarında geçirdi. de salonun “mizah gücünü” 35 çArşı üyesine destek verenlerden ölçecek ifadelerdi ki kahkaha Sami ve Gülsüm Elvan ise, “Berkin’in tufanı koptu. Sanıkların ilk sorgusu abilerinin yargılanmasına gönlümüz izin ise Türk filmi gibiydi: vermiyor” diyerek gözyaşlarına engel olamadılar. Evladım TOMA’yı ele geçirdik demişsiniz. Keza Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik Hâkim bey, o tarihte ehliyetim yoktu, bisiklete de yaşlı gözlerle davayı takip etti. Evet, gün ve bile binemem ben.. (Koray) gece böyle geçti adliyede. Bakalım, ikinci duruşma Barış sen Beşiktaşlısın değil mi, çArşı mensubu çArşı’yı ve davayı nerelere götürecek. musun? Ehliyetim yok, TOMA kullanamam Gözler Fikret Orman’ı aradı ama.. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear