23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bürokratlarının çoğu artık yüksek yargı üyesi Memur yargısı u Erdoğan, idarenin hukuksuz işlemlerine karşı açılan davaları karara bağlayan Danıştay’a, bu davaların muhatapları olan bürokratları atadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yargı paketi uyarınca Danıştay üyeliğine 9 atama gerçekleştirdi. Ancak Erdoğan’ın, idarenin hukuksuz işlemlerine karşı açılan davaları karara bağlayan Danıştay’a atadığı isimlerin tümünü “idare”den seçmesi dikkat çekti. Bu kapsamda PTT Genel Müdürü Osman Tural, Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürü Ali Ürker gibi 9 bürokrat Danıştay’ın yeni üyesi oldu. HSYK ve Cumhurbaşkanı’nın yüksek yargıya yönelik toplamda yaptığı 186 atama ile Yargıtay ve Danıştay güç dengesi iktidar lehine değişti. HSYK’nin önceki gün Yargıtay’a 144, Danıştay’a ise 33 yeni üye atamasının ardından bir kararname de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yayımlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı paketi uyarınca Danıştay’a bürokrasiden 9 kişiyi Danıştay üyeliğine taşıdı. Bu isimler şöyle: Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürü Ali Ürker, eski Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşaviri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Hukuk Dairesi Başkanı Fatih Mehmet Alkış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İlker Sert, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürü İsmail Kalender, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Ballı, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ Genel Müdürü Osman Tural, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı 1. Hukuk Müşaviri Taha Erdinç Bülbül ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşaviri Zeynep Kenan. 2005 yılından bu yana PTT Genel Müdürü olan Tural, AKP’nin en güvendiği bürokratlar arasında yer alıyor. Tural döneminde PTT, MİT ile bilgi paylaşımı konusunda protokol imzalamıştı. Yargıçlar Sendikası, dün yazılı açıklama yaparak HSYK’nin yüksek yargı atamalarına tepki gösterdi. Toplantının 8 saat sürdüğünün kabul edilmesi halinde, bir kişinin dosyasının incelenmesi için bir HSYK üyesine 8 saniye zaman kaldığı anlatılan açıklamada, “Bu bir seçim değil, dayatmadır” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, yargı bağımsızlığı için var olan HSYK’nin, yargıya darbe yapan, yargıda ayrımcılık yaratan bir kurum haline dönüştürülmemesi gerektiği belirtildi. Oh Olsun Diyenlere, Oh Olsun Demeyiz... Türkiye’ye baskıcı, otoriter bir rejim gelirse yine bu ülkenin solcularının, yurtseverlerinin, sosyalistlerinin, komünistlerinin, demokratlarının, gerçek aydınlarının, emekçilerinin, gençlerinin başları yanar... Sorun, baskıcı rejime karşı bir demokrasi ve özgürlük cephesi kurmakta... Ülkemizde eksik olan evrensel hukuk, temel hak ve özgürlükler, adalette eşitlik ve yargı bağımsızlığıdır... Salt adalette eşitlik değil dürüstlük de gereklidir. Siyasal iktidar, demokrasi ve özgürlükleri bir yaşam biçimi olarak görmüyor; polis, eğitim, yargı kadrolarıyla Türkiye’de tek parti dönemine özgü bir yapılandırmayı yeniden kurmak için çabalıyor... İki yıl önceye dek Fethullah Gülen cemaatiyle birlikte hareket eden hükümet, bugün onları “terörist” olarak yaftalıyor. Yargı ve adalet konusunda, tahsisler ve ihalelerde çıkarılan yasalar, anayasal değişiklikler size neyi anımsatıyor? AKP’nin hükümranlığını! Faşizmi! Otoritertotaliter bir rejimi! Cemaatin Türkiye’de nasıl yapılandığını, TSK’ye, polise, yargıya, eğitime nasıl sızdığını, amaçlarını 1975 yılından bu yana yazıyorum... Ben bu yazıları yargı kararlarından alıp yazdım, devletin istihbarat birimlerinden, MİT’ten falan değil... HHH Benim tavrım açık... Ne cemaatin yanındayım ne de iktidarın... Demokrasiden, özgürlüklerden yanayım. Bu operasyon hem iki yıl önceki MİT baskınının hem de bugün bir yaşını dolduran 17/25 Aralık’ın öcünü almak için yapılmıştır. Bugün cemaate yapılan operasyon Zaman gazetesiyle kalmayacak, yeni gözaltılar olacaktır... Bu bir demokrasi ayıbıdır! Şimdi mağdur olanlar 20082009 operasyonlarında çok can yaktı, dün uzun uzun anlattım. O can yakanlara, Cumhuriyet’e acımasızca saldıranlara, haber yapıp YARGITAY BAŞKANI’NDAN YENİ ÜYELERE: KİMSE SİZE ETKİ EDEMEYECEK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Ali Alkan, yeni seçilen 144 üyeye “Hiçbir kimse, hangi gerekçeyle olursa olsun size etki edemeyecektir. Sizin düsturunuz, hukuk devleti, vicdanınız ve yasalar olacaktır” sözleri ile seslendi. Yargıtay’da, yeni seçilen 144 üye için tören düzenlendi. Törende, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Başsavcı Hasan Erbil, Yargıtay Başkanvekili Seyit Çavdar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Ekmekçi ve Yargıtay Genel Sekreteri Erkan Öztürk, yeni üyelere görevlerinde başarılar diledi. Alkan, yeni üyelere, “Sizin vereceğiniz karar ya hakkı, hukuku, adaleti sahibine teslim edecek ya da adaletsizlik gibi bir sonuç doğuracak. İşte bunun için çok titiz, çok duyarlı bir çalışma göstereceksiniz. Kılı kırk yaracaksınız. Bundan eminim. Hiçbir kimse, hangi gerekçeyle olursa olsun size etki edemeyecektir. Sizin düsturunuz, hukuk devleti, vicdanınız ve yasalar olacaktır” sözleri ile seslendi. Yargıtay’ın bina sorununa da değinen Alkan, şunları söyledi: “Üye seçildikten sonra yüksek mahkemenin saygınlığına yakışır fiziki ortamlarda karşılamak ve çalışma koşullarının da buna uygun olmasını isterdik ancak ani gelişen olaylar ve bizim dışımızda gerçekleşen olaylarla bunu sağlayamadık. Bu konuda sizlere bir özür borcumuzun olduğunun farkındayım. Hepinize ancak geçici olarak birer oda tahsis edebildik. Adresinizin belli olması için odacıklar, baraka da diyebiliriz, kusura bakmayın, ancak bu aşamada bunu gerçekleştirebildik” İlk günden oda özrü ANKARA TMMOB torbaya karşı yürüdü Haber Merkezi AKP hükümetinin gündeme getirdiği Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve İmar Yasası ile 13 ayrı kanunu değişitiren yasa tasarı birçok ilde TMMOB üyeleri tarafından protesto edildi. İstanbul Galatasaray Meydanı’nda dün akşam saatlerinde toplanan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu üyeleri, “AKP’nin torba yasasına karşı mesleğimize, halkımıza, ülkemize sahip çıkıyoruz” pankartı açıp, “TMMOB susmadı, susmayacak”; “AKP elini TMMOB’dan çek” sloganları attı. Burada açıklama yapan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Süleyman Solmaz, “AKP yasalarıyla bizleri susturmaya çalışıyor ama bizler susmayacağız. Bizler bilim ve teknolojiyi halkımızın yararına kullanmak için mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Ankara Kızılay Meydanı’nda da dün akşam saatlerinde toplanan yaklaşık 2 bin kişi “AKP’ye boyun eğmeyeceğiz”, “İşçi düşmanı hır İSTANBUL Sendika tepki gösterdi sız, katil AKP” sloganları atarak, polis engellemisine rağmen Yüksel Caddesinden Sakarya Caddesine meşaleli yürüyüş gerçekleştirdi. TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, “AKP 2 yılda bir bizi test ediyor. 60 yıllık örgütlü mücadelemiz ve tecrübemizle uğraşamayacaksınız” dedi. CHP milletvekilleri Gökhan Günaydın, Süleyman Çelebi ve Musa Çam da eyle me destek verdi İzmir Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan TMMOB üyeleri de sloganlar atarak cadde üzerinde yürüyüş gerçekleştirdi. Balıkesir, Adana, Samsun, Denizli, Antalya, Çanakkale, Kırklareli, Şanlıurfa, Manisa, Hatay, Kayseri, Tunceli, Van ve Zonguldak’ta da protesto gösterileri gerçekleştirildi. yazı yazanlara “oh olsun” demiyorum. Çünkü vicdan sahibiyim, insanım! Demokrasi ve özgürlükleri hayatım boyunca savundum, savunmayı sürdüreceğim! Açık söyleyeyim: “Ne kindarım ne dindar!” Beşaltı yıl önce, gazeteciler gözaltına alınırken ne diyorlardı bugün mağdur olanlar: “Onlar gazetecilik yapmaktan değil, terörist oldukları için tutuklanıyorlar...” Şimdi bu sözleri söyleyenler, ellerinde pankartlar taşıyor: “Özgür basın susturulamaz!” Arkadaşımız Ahmet Şık, cemaat operasyonu için bakın ne demişti, bir kez daha anımsatayım: “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden cemaatin bugün yaşadığının adı da faşizmdir!” HHH Gazeteciler, dizi yönetmenleri... Kimileri salıverildi, ifadeleri alındıktan sonra! Gözaltında Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca kaldı... Savcı, üç günlük daha gözaltı süresi istedi! Süreçte pek çok şaşırtıcı olayla karşı karşıya gelebiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önce “inlerine gireceğiz” demişti. Hizmet eri Fuat Avni’nin sosyal medyada yazdıklarını izleyebilirsek, önceden öğrenme olanağımız olacak. Hükümet eski gücünü yitirirken, 2015 seçimleri öncesi, hem Kürt sorununu bir başka bahara ertelemeyi, bu arada milliyetçi kesimi yanına alıp yürümeyi düşlerken, gerçekten şaşırtıcı olaylarla karşılaşabiliriz... Ekonomi alarm veriyor, olsun! Şu Fethullahçı yapıyı kırmak gerek! HHH Fethullahçı yapı kırılır mı kırılmaz mı? ABD, Almanya, İngiltere ve öteki ülkeler... Cemaatin en yoğun örgütlendiği ülke ABD ve Almanya... En çok okulu ABD’de bulunuyor ve çok güçlü bir lobisi var orada... Bunları geçelim! Cemaat için “oh olsun” demiyorum, diyemem... Ne iktidarın yanındayım ne de cemaatin! Demokrasiyi, evrensel hukuku, adalette eşitliği, dürüstlüğü, temel hak ve özgürlükleri savunuyorum. Oh olsun diyenlere, oh olsun demeyiz!.. KAYHAN AYHAN İlan yapılmadı, itiraz süresi getirilmedi. Üye seçilen yargıçlar, meslektaşlarının seçme seçilme hakkını engellemek pahasına oraya yargıç olmaya tenezzül ettiler. Yok hükmünde olan bir seçim söz konusudur. Bu seçim tüm sonuçlarıyla iptale mahkumdur” sözleriyle değerlendirdi. CHP’li Kart: Seçim yok hükmünde BALYOZ’DA 4 YIL CEZAEVİNDE KALAN SÜHA TANYERİ: CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, yüksek yargı organlarına yapılan üye seçimini, “Pazartesi günü HSYK’de yapılan Danıştay ve Yargıtay’a üye seçimi gayri meşrudur. Çünkü aday olacakların ilan edilmesi ve itiraz süresinin verilmesi gerekiyordu. Gerçekler ortaya çıkmaya başladı lendirilmiş bir yargıİstanbul Haber Servisilama olduğu için lehiBalyoz davasında eski 1. Ordu Harekât Başkanı Tuğgemize olan herşey gibi neral Süha Tanyeri’ye ait bunun da üstü kapalı olduğu iddia edilen iki CD kalsın istediler” dedi. üzerindeki yazıların makine Yargıtay’ın bozma ile yazıldığı bilirkişi rapokararının ardından yeruyla tespit edildi. Tanyeniden görülmeye başlari yazının kendisine ait ol u Kendisine ait nan davada da aynı tamadığını kanıtlamak için 5 olduğu ileri sürülen leplerde bulunduklarıyıldır uğraştığını vurgulanı belirten Tanyeri “Beyarak “Sonunda gerçek yazıların makine nim el yazım mı değil ler ortaya çıkmaya başla ile yazıldığı ortaya mi belirlenmesini istedı. Daha birçok gerçek çı çıkan Tuğgeneral dim. Yazının ne zaman kacak ortaya bu daha biyazıldığının mürekkep Süha Tanyeri, yaşından çıkarılmasırinci adımı. İnşallah bunbunun ortaya nı da istedik. Henüz o dan sonra adil bir yargılamayla suçsuz olduğu çıkacak gerçeklerin rapor daha çıkmadı” muz kanıtlanacak” dedi. diye konuştu. Bilirkişi raporunu gaze ilk adımı olduğunu ok eziyet söyledi. temize değerlendiren esçektik ki 1. Ordu Harekât Başka22 Ocak 2010’dan benı Tuğgeneral Süha Tanyeri, davaya bakan ve daha son ri bu işin içinde olduğunu söyleyen ra kapatılan İstanbul 10. Ağır Ce Tanyeri şunları kaydetti: “Yaklaza Mahkemesi’ne de yazının ken şık 4 yıl tutuklu ve hükümlü oladisine ait olmadığına dair raporlar rak cezaevinde kaldım. Bilirkisunduklarını anlattı. Bu yönde po şi raporları, eşlerimizin verdiği lis raporları bile bulunduğunu be mücadele, bazı arkadaşlarımılirten Tanyeri “Mahkemeye ‘bu zın maddi kayıpları, özlük hakyazılar benim yazıma bire bir ben larından kayıplar... Çok uğraşziyor ama benim yazım değil’ de tık, çok eziyet çektik. Hak etmedik. Yazıların makine ile yazıl diğimiz bir eziyetti. Artık gerdığına dair raporlar vardı. ‘Bu çekler ortaya çıkmaya başladı. yazının sahte olduğunu kabul edin Herkes suçsuz olduğuma inanıinanmıyorsanız siz bilirkişiye so yor da bunun artık adının resmi run’ dedik. Yanaşmadılar. Yön olarak konulması kaldı. ” Eğer Cemaat medyasına yönelik “operasyon” 14 Aralık yerine 24 ya da 34 ya da 44 Aralık’ta yapılsaydı ne olurdu? Bence bugünkü gazeteler artık bir milat gibi anılan 17 Aralık’la silme sıvama dolardı. Bellek tazelemesi için bir yıl önce 17 Aralık günü yaşananlar aktarılır; 25 Aralık’a bağlanır; kim ne dedi, kim, neyi, nasıl dedi hatırlatılırdı. Kimse bana tesadüf filan demesin; Cemaat medyasına yönelik operasyon, önceden hesaplanarak 14 Aralık’a denk getirildi. Biri kalkıp “Hatta çArşı davasının ilk duruşmasının da 16 Aralık’a denk getirilmesi aynı bezirgân hesabının bir başka halkasıdır” derse itiraz etmem. Peki, bu zavallı hesap tutar mı? Başlıktaki gibi söylersek: 14 Aralık 17 Aralık’ı döver, gölgeler, unutturur, gündem dışına itebilir mi? Sanmam. Cumhuriyet’te tutmayacağını biliyorum. Mesleğinin ilkelerine bağlı gazetelerdeki, haber sitelerindeki, TV’lerdeki arkadaşlarımız da bu oltadaki yemi yutacak kadar enayi değiller. Peki, sözünü ettiğim hesabı yapanlar enayi mi? Bunun yutulmayacağını hesaplamazlar mı? Kurnaz oldukları su götürmez. Dolayısıyla hesaplamışlardır. Hesapları pek yalın ve aşikâr: 14 Aralık’la, çArşı duruşması ile az da olsa gündemi 17 Aralık’tan uzak 14 Aralık, 17 Aralık’ı Döver mi? laştırma hesabı yaptılar. Elbet bununla yetinmediler. Daha 17 – 25 Aralık günlerinden bu yana adım adım, hedef gözeterek Cemaate karşı ittifaklarını genişletme çabasına girdiler. Herhalde kimse “Orduya kumpas kuruldu” diyerek, yeniden yargılamanın yollarını açarak, Balyoz ve Ergenekon davalarından tutuklu olanları özgürlüklerine kavuşturarak ve fakat hâlâ mahkum edilme kapılarını aralık tutup kendilerini sağlama almayı ihmal etmeyerek attıkları adımları sahici bir hukuk devletine bağlı oldukları, Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların birer intikam saldırısına dönüştürülmesine itirazları olduğundan attıklarını söylemeyecektir. Düne kadar can düşmanı olduklarıyla bugün yakınlık kurma çabaları bezirgânca bir siyasal hesaptan ibaret. İhtiyaç duymasalardı parmaklarını bile kımıldatmayacaklardı. Bugün “Hepsini Cemaat yaptı. Valla billa bizim katkımız yok” kallkanının ardına sığınanların başının daha dün “Ben Ergenekon davasının savcısıyım” dediğini unutabilir miyiz? İttifak arayışı bununla da sınırlı değil. Sizi bilmem, ben, son günlerin moda örgütü ilan edilen Tahşiyeciler adını yeni duydum. Daha önce sorsalardı, “Tahşiye, dinsel metinlere dipnot, kenar çıkması ekleyerek katkıda bulunmaktır. Tahşiyeciler de bu işi yapanlar olsa gerek” diye bir şeyler söylerdim. Oysa 14 Aralık operasyonu ile birlikte içimiz dışımız Tahşiyeciler oldu. Niye? Aynı ittifak arama, hedef küçültme hesabı. Türkiye’de siyasal İslam her zaman tarikatları, tarikatlar çerçevesinde örgütlenmiş cemaatleri, vakıfları, dernekleri kolladı, önemsedi, desteğini aradı. AKP’nin elebaşılarının Sünni cemaatlerin büyük kesimi ile sorunu yok. Hele en güçlü Sünni tarikatlardan Nakşibendiler kendilerini zaten AKP şemsiyesi altında iktidarda görüyorlar... Ancak bir başka güçlü Sünni tarikat olan Nurcular için aynı durum söz konusu değil. Onlar hemen her zaman Erbakan’la başlayıp Tayyip Erdoğan’a kadar ulaşan Nakşibendi ağırlıklı siyasal harekete karşı belli bir mesafe tuttular. Seçim dönemlerinde koşullu destek verdiler. Biliniyordur, Said Nursi’yi doğal ve ideolojik lider kabul eden Nur hareketi tek parça değil. Benim bildiğim dört parça: Gülen cemaati, Yeni Asya Grubu, Aczimendiler ve son olarak tanıştığımız Tahşiyeciler... İçlerinde en güçlüsü kuşkusuz açık ara ile Gülen cemaati. Diğer Nurcu kanatlar Gülen cemaatiyle mutabık değiller. Örneğin Aczimendiler onları Said Nursi yolundan sapmış, servet sahibi olmayı öne çıkarmış “varsıl Nurcular” olarak niteliyorlar. AKP tepeleri, özellikle Tayyip Erdoğan, cemaatle, geri dönüşü olmayan, barışma olasılığı sıfıra yaklaşmış ölçülerde papaz olunca, öteki Nurcu kanatlara dostluk elini uzattı. 14 Aralık operasyonunun Tahşiyeciler gerekçesine bağlanmasındaki tuhaflık, inandırıcı olmayan iddialar işte bu ittifak arayışının bir sonucu... Kuşkusuz bu ittifak arayışlarının, sonuç verse bile seçmen tabanında ciddiye alınacak bir karşılığı olmayacak. Ama psikolojik değeri var. O kadarına bile fitler. 17 Aralık karabasanının soluğunu sürekli ensesinde duyan bir hareket en küçük bir desteği, en önemsiz bir ittifak arayışını bile ihmal etme niyetinde değil. Gerçi korkunun ecele faydası yok. Ama hesap “Belki eceli geciktirmek mümkün olur” umudundan besleniyor. Ç C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear