Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Cumhuriyet, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun dinleyeceği 4 eski bakanla ilgili haberleri vermeyi sürdürecek ‘Yayın yasağını reddediyoruz’ R. Pekünlü’nün Suçu Ne? İzmir Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü emekli öğretim üyesi Rennan Pekünlü, bugün, 2 yıl 1 aylık hapis cezasının kalan bölümünü çekmek üzere hapse giriyor. Emekli öğretim üyesi bir profesör hapse girdi mi, her yerde insanlar sorarlar: Acaba suçu ne? Neden atmışlar Hoca’yı içeri? Resmi olarak Rennan Pekünlü’nün suçu eğitim ve öğretimi engellemesi. Türk Ceza Kanunu’nun 112. maddesi şöyle diyor: “Cebir veya da tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka herhangi bir davranışla; a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine, b) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına, engel olunması halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Rennan Hoca’nın resmi suçu işte bu maddeyi ihlal etmek. Rennan Pekünlü, YÖK’ün, Anayasa Mahkemesi kararına uyarak çıkardığı Kıyafet Yönetmeliği’ne uygun olarak türban ile derse giremeyeceklerini söylüyor 2011 yılında. Bir öğrenci bu uyarıya aldırmayarak derse giriyor. Renan Pekünlü de, bu durumu tutanağa geçirmek üzere fotoğraflayarak tespit ediyor. HHH Rennan Pekünlü hakkında İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılıyor ve Hoca bu davanın sonunda, TCK 112. maddesi gereği 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılıyor. Rennan Hoca kararı temyiz ediyor. Yargıtay’da da karar oyçokluğu ile onanıyor. Daha sonra Anayasa Mahkemesi de, Rennan Pekünlü’nün “davanın yeniden görülmesi” yönündeki başvurusunu reddediyor. Bütün iç hukuk yolları tükendiğinden Pekünlü, şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş durumda. Beklerken de aldığı sağlık raporunun süresi dolduğundan cezasının infazı için içeri alınıyor. Rennan Hoca, Anayasa Mahkemesi kararına dayanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de ters düşmediği AİHM tarafından saptanmış olan Kıyafet Yönetmeliği’nin gereğini yerine getirmeye teşebbüs ettiği için mahkum edilmiştir. Bu yüzden hapis yatmasını bir yana bıraksak ve davaya konu olan fiil sırasında yönetmeliğin yürürlükte olup olmadığı tartışmalarına girmesek bile, Rennan Pekünlü’nün, mahkumiyetinin haksız olduğunu, 112. maddedeki suçun unsurlarının oluşmadığını belirtmek zorundayız. Suçun unsurlarının oluşabilmesi için engel olunmanın gerçekleşmesi gerekir. Oysa söz konusu davada öğrenci derse girmiş, engel olma fiili gerçekleşmemiştir. HHH Nasıl ki, cinayet suçunun oluşması için ortada bir maktulün bulunması şart ise burada da eğitim öğretimi veya binalara girişi engellenmiş bir öğrenci şarttır. Bu şart yerine gelmediğine göre, suç tekemmül etmemiştir. Pekünlü’nün bu hususu belgelerle ispat etme girişimleri Ege Üniversitesi’nin ve çeşitli makamların eğitim ve öğretimi engellenmiş öğrencilerin listesinin verilmesi taleplerini yanıtsız bırakmaları yüzünden sonuç vermemiştir. Ve böylece R. Pekünlü maktulsüz cinayetin faili durumuna benzer bir konuma düşmüştür. Bir husus daha dikkati çekiyor. Bizim ceza sistemimizde, genelde suçlar için öngörülen cezaların alt sınırı takdir olunur. Rennan Hoca’ya bu yapılsa cezası tecil edilebilecektir. Ama bu yapılmamış, 2 yıl 1 ay cezaya hükmolunmuştur. Oysa ceza değil 1 yıl, 2 yıl bile olsa tecil edilebilecektir. Ama o kapı da kapansın diye 2 yıl 1 aya hükmolunuyor. Anlaşılan Renan Hoca’yı içeri tıkmaya karar vermiş düzen; kimi dernekleri, üniversitedeki işbirlikçileri, savcısı, yargıcı, mahkemesi, temyizi ile el ele verip hep birlik olup Rennan Hoca’yı içeri tıkmaya karar vermişler. Çünkü Rennan Hoca düzenin simgelerinden birine karşı çıkmıştır. O simge ki, zulmü, hırsızlığı, yolsuzluğu, baskıyı, talanı, yağmayı, cinayeti örtmek için kullanılmaktadır. Buna karşı çıkmak az suç mu? İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet gazetesi, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile ilgili 4 eski bakanın TBMM Soruşturma Komisyonu’na vereceği savunmalarla ilgili yayın yasağı kararına uymayacak, haberleri vermeye devam edecek. Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği’nin yayın yasağı kararı almasının hem yasaya, hem de hukuka aykırı olduğunu söyledi. Cumhuriyet’le birlikte Evrensel, Bir Gün, Today’s Zaman gazeteleri; internet gazeteciliği yapan T24, Rota Haber, Diken, On7Yirmi5 ve Grihat da yayın yasağı kararını tanımayacaklarını açıkladılar. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, isimleri yolsuzluk skandalına karışan eski bakanların ifade vermeden bir gün önce 17 Aralık komisyonu için getirilen yayın yasağı kararına ilişkin, Cumhuriyet gazetesinin nasıl bir tutum izleyeceğini açıkladı. Atalay, dört eski bakan hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nun talebi üzerine Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin yayın yasağı kararı aldığını anımsatarak “Bu karar hem yasaya, hem hukuka açıkça aykırıdır. Bir mahkeme ya da hâkim istediği konuda ve istediği gibi karar veremez. Yetkisi olmayan bir konuda ya da yasal dayanağı olmadan verilmiş bir yargı kararının yaptırımı bazı hallerde ‘yokluk’tur. Yani o karar, ilk alındığı tarihten itibaren hiç verilmemiş sayılır ve baştan itibaren hükümsüzdür” değerlendirmesini yaptı. Kanunlarda “yayın yasağı” diye bir kavram, kurum ve önlem çeşidi olmadığını belirten Atalay açıklamasına şöyle devam etti: “Kararın yasal dayanağı olarak belirtilen Basın Kanunu’nun 3. maddesi basının özgür olduğunu yazan maddedir. Basın özgürlüğünü güvenceye alan kanun maddesini yayın yasağına gerekçe yapan bir yargı ve yargıçlık kültürü, demokrasi ‘Kanunda yeri yok’ ve hukuk ironisidir. Kaldı ki, böylesi yasal dayanaktan yoksun şekli bir mahkeme kararına uymamanın kanunda yazılı bir yaptırımı yoktur. Bir mahkeme yürütülen soruşturmada, yasaya aykırı da olsa örneğin arama ya da tutuklama kararı verebilir. Çünkü böyle bir yetki ve kurum kanunda açık ve net olarak yazılıdır. Ama kanunda yazılı olmayan yeni bir önlemi, örneğin yayın yasağını kafasından uydurarak bu şekilde karar veremez. Bugüne kadar böyle bir kurum mahkeme kararlarıyla oluştu denerek kanunsuzluk kanuni hale getirilemez. Cumhuriyet Gazetesi okurları merak etmesin, bu karar bizim açımızdan hem hukuken, hem de yayıncılık etiği ve sorumluluğu gereği yok hükmündedir. Mecliste soruşturma konusu olacak kadar önemli bir olay hakkında ulaşılan her bilgiyi, nesnel, adil, ölçülü ve dürüst bir şekilde okurlarımıza aktarmaya devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.” Basın örgütleri: Halkın haber hakkı engellenemez Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yaptığı açıklamada, yayın yasağı kararını sansür olarak nitelendirdi. Açıklamada “Demokratik rejimlerde basın hürdür ve sansür edilemez. Yayın yasakları ile olayların kamuoyuna aktarılmasının engellenmesi TC Anayasası’na da aykırıdır” denildi. Basın Konseyi’nin açıklamasında ise mahkemenin böyle bir karar verme yetkisi olmadığı belirtilirken “Kararı, Anayasa’yla ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası antlaşmalarla bağdaşmadı gibi, demokratik toplumların vazgeçilmez öğesi olan, ‘halkın haber alma hakkı’nı da ortadan kaldırmaktadır” denildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş ise yasağın “Yolsuzlukların halktan gizlenmesine dönük bir girişim” olduğunu belirterek “Yayın yasağını tanımayan basın kuruluşlarının yanında olacağımızı da duyuruyoruz” dedi. Basın Enstitüsü Derneği de yayın yasağını Türkiye Cumhuriyeti tarihinde benzeri olmayan bir sansür olarak değerlendirip tarihe kara bir leke olarak geçtiğini açıkladı. CHP’li Tanrıkulu yayın yasağının kaldırılması için üst mahkemeye başvurdu ‘TBMM aklama yeri değil’ ENGELLİ ÇOCUKLARA ZİYARET Kılıçdaroğlu, dün Tuzla’da engelli çocuklarıyla yaşayan iki aileyi ziyaret etti. Mimar Sinan Mahallesi’nde oturan Yabansu ailesini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, 9 yaşındaki engelli Umut’a akülü tekerlekli sandalye armağan etti. Kılıçdaroğlu, daha sonra engelli çocuğu olan Kara ailesini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, CHP Tuzla İlçe Örgütü yöneticilerine talimat vererek maddi açıdan zor durumda olan aile için yardım kampanyası açılmasını özel olarak ilgilenilmesini istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, 4 eski bakanın rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan Soruşturma Komisyonu’na verecekleri savunma öncesi getirilen yayın yasağını yargıya taşıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da yasağın kaldırılması için bir üst mahkemeye başvurdu. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderilmek üzere, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği’ne verilen dilekçede, basın özgürlüğüne ve kamusal meselelerle ilgili bilgi edinmenin kamu yararına olduğu vurgulandı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, iktidarın saklanamaz hale gelen yolsuzluklar konusunda kamuoyunun haber alma hakkını engellemeye çalıştığını söyleyerek “Yargı Meclis’in denetim görevini engelleyemez. Bu konuda başvuran da kararı veren de anayasayı ve hukuku ayaklar altına almıştır” dedi. Gök, karara karşı itiraz dilekçelerini hazırladıklarını belirtirken, şunları kaydetti: “Meclis, yolsuzlukların aklanacağı, medya da yolsuzlukların saklanacağı bir organ değildir. Yolsuzluklar herkesin üzerine gitmesi gereken bir olaydır. Bu karar hukuksuzdur. Anayasaya aykırıdır. Denetim görevinin böylesine engellenmesine dönük bir kararı tanımıyoruz.” TBMM Anayasa Komisyonu üyesi CHP’li Rıza Türmen de Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Cumhuriyet’in yayın yasağına uymayacağını açıklaması konusunda “Basın kendi hak ve özgürlüklerine sahip çıkıyor, halkın özgürlüğüne de sahip çıkıyor” dedi. Komisyonun MHP’li üyesi Mesut Dedeoğlu, “Böyle saçma sapan birşey olmaz. Bu kararı biz komisyonda hiç bir şekilde görüşmedik tartışmadık. Hükümet yolsuzluk ve rüşvet olaylarını Türk milletinden kaçırmak istiyor. Buna müsaade etmeyiz” dedi. CHP’li komisyon üyesi Erdal Aksünger, Komisyon Başkanı AKP’li Hakkı Köylü’nün, komisyona danışmadan yaptığı yayın yasağı başvurusunun suç olduğunu söyledi. Aksünger, Köylü’nün komisyonda hiç müzakereye açmadan, komisyondan ‘olur’ olmadan başvuru yapmaya hakkı olmadığını kaydeden Aksünger, “Başvurunun detaylarına bakıp yasak kararının ‘kadük’ sayılması için resmi başvuruyu yapacağım” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, yayın yasağından haberi olmadığını söyleyen Meclis Başkanı Çiçek’i eleştirdi. Meclis Başkanı’nın Meclis’te kurulan tüm komisyonların işlemesini takip eden kişi olduğunu belirten Koç, “Usulen karşı çıkılması gereken bir husus var. CHP üyelerinin hiçirinin haberi yok. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, herhangi bir tartışma olmadan böyle bir karar alıyor. Meclis Başkanı Çiçek’in ‘haberim yoktu’ cevabını anlamak mümkün değim. Meclis Başkanıdır, senin haberin olmayacak da Meclis bahçevanının mı olacak? Haberim yom demesi bile zaaf göstergesidir. Şık değil, ama eninde sonunda tapeler bağımsız Türk yargısı karşısında karşılığını bulacaktır” dedi. ‘Hakkı Köylü suç işledi’ Bahçıvanın mı bilecek Kılıçdaroğlu ‘Yayın yasağıyla kimlere arka çıkıyorsunuz’ diye sordu SİBEL BAHÇETEPE ‘Meclis hırsızların hamisi’ bul Büyükşehir Belediyesi (İBB) genel sekreteri ve yardımcısı, İBB imar komisyonu başkanı, Zeytinburnu Belediyesi imar komisyonu başkanının burada dairesi bulunduğunu belirterek, “Bu daireleri satın alanların hiçbirisi bankadan en ufak bir kredi bile çekmemiş. AKP neden o binaları tıraşlayamaz? İşte bu nedenlerden ötürü” dedi. 17 Aralık nasıl örtüldü? l 17 Aralık operasyonu, savcılar Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Mustafa Erol tarafından başlatıldı. Operasyonun yapılmasından 2 gün sonra soruşturmaya dördüncü savcı olarak Ekrem Aydıner eklendi. Kara, Yüzgeç ve Erol, 29 Ocak 2014’te soruşturmadan alındı. Aydıner, 19 Ekim 2014 tarihinde soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı verdi. l CHP, 4 eski bakana ilgili TBMM’ye fezlekelerin ulaşmasının ardından soruşturma önergesi verdi ve o tarihte tatilde olan TBMM’yi 19 Mart’ta olağanüstü toplantıya çağırdı. Aynı gün AKP de soruşturma önergesi verdi. Ancak AKP’nin önergesi, yerel seçimin ardından 5 Mayıs’ta görüşüldü ve komisyon kuruldu. Ancak AKP, CHP ve MHP’nin komisyona bildirdiği üyelere itiraz ederek uzun süre isim bildirmedi. Komisyon ancak 10 Temmuz’da ilk toplantısını yapabildi. l Komisyon Başkanlığı’na seçilen AKP’li Hakkı Köylü, dizin pusulasının eksik olduğu gerekçesiyle 15 Temmuz’da dosyayı savcılığa iade etti. Savcılık, yeni dizin pusulası ile birlikte dosyayı 5 Eylül’de TBMM’ye gönderdi. Köylü, 10 Eylül’de komisyon üyesi vekillerin sadece not alması koşuluyla fezlekeleri incelemeye açtı. 15 Ekim’de komisyon, İstanbul’da incelemeler yapmak üzere alt komisyon kurdu. Alt komisyonun İstanbul’da Rıza Sarraf başta olmak üzere bazı isimleri tanık olarak çağırması tartışmalara neden oldu. Komisyon 11 Kasım’da Ankara’da toplandı. Köylü’nün başvurusu üzerine mahkeme “yayın yasağı” kararı aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’yla ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesini eleştirerek “Ne zamandan beri TBMM, hırsızların hamisi konumuna geldi? Yayın yasağı getirerek, kimlere arka çıkıyorsunuz?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, dün Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’ndedüzenlenen CHP İstanbul Bölge Toplantısı’na katıldı. Toplantının basına açık gerçekleştirilen bölümünde konuşan Kılıçdaroğlu, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği’nin yayın yasağı kararını sert dille eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Bunu kabul etmemiz doğru değil. Hiçbir zaman TBMM Başkanları hırsızları korumak gibi bir pozisyonda kendilerini tutmadı. İlk kez böyle bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi. İstanbul’un tarihi silueti bozan 16:9 gökdelenlerinin tıraşlanması için Başbakan Ahmet Davutoğlu’na seslenen Kılıçdaroğlu, “Sanal değil, gerçek başbakan ol, başbakanlığın hakkını ver. Oturduğun koltuğun hakkını veriyorsan 16:9’u tıraşlarsın. Yoksa, senin başbakanlığın her zaman tartışma konusu olur” dedi. Projedeki daire fiyatlarının 14 milyon lira arasında değiştiğini ve eski AKP Bağcılar belediye başkanı, eski İstan Kılıçdaroğlu, İBB’nin Hollanda’dan tanesine 1 milyon 200 bin Avro ödeyerek otobüs satın aldığını, otobüslerin yokuş çıkamadığı için kullanılamadığını, belediyenin, Türkiye’nin en modern hurdalığına sahip olduğunu söyledi. İzmir’de metronun kilometresinin 60 milyon liraya, Ankara’da 100 milyon liraya, İstanbul’da 145 milyon liraya yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Metro aynı metro, neden 60 milyon, neden 145 milyon?” diye sordu. İstanbul’un, dünyanın “en kirli” kentlerinden biri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “New York’ta kişi başına düşen yeşil alan 29, Londra’da 26.9 metrekare iken, Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Tuzla, Kağıthane, Ümraniye’de 1 metrekareden az. Çatalca, Ağva gibi yerler dahil edildiğinde kişi başına düşen yeşil alanın 5 metrekareye çıkıyor. İnsan için asgari yeşil alan 9 metrekare, bizim yönetmeliklere göre 10 metrekare olması gerekiyor.” En modern hurdalık Çiçek: Başvuruyu ben yapmadım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 4 eski bakan hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu haberlerine “yayın yasağı” getirilmesi konusunda kendisinin herhangi bir başvurusunun söz konusu olmadığını bildirdi. Anadolu Ajansı’nın duyurduğu bu bilginin doğru olmadığını belirten Çiçek, “Bizim ne böyle bir hakkımız ne de yetkimiz var” görüşünü dile getirdi. Yayın yasağı kararı verilen başvurunun Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Çiçek, AA’da yer alan haber doğrultusunda yayın yasağını duyuran Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, yurtdışında olduğu için haberden yeni haberdar olduğunu belirterek, AA’nın haberinin şahsına ve TBMM Başkanlığı’na yönelik bir “saygısızlık” olduğunu belirtti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olayı araştırmadan kendisini eleştirmesine tepki gösteren Çiçek, şu görüşleri dile getirdi: “Karara baktığımızda başvuruyu Soruşturma Komisyonu’nun yaptığı anlaşılıyor. Benim komisyona müdahale etmem mümkün değil. Ettiğim takdirde suç işlemiş olurum, çünkü yargısal faaliyet yapıyorlar.” Köylü’den savunma Hakkı Köylü ise Çiçek’in başvuru ile ilgili bilgisinin olup olmadığı sorusuna, “Var veya yok. O önemli değil. Bu konu bizi ilgilendirir, kimseyi ilgilendirmez. Soruşturmanın gizliliğinin korunması en baştan benim görevim. Gizlilik tedbirleri yetersiz kaldı. En son olarak bu tedbiri almak zorunda kaldım” dedi. Hukukçular, yayın yasağını ‘yetki gaspı’ olarak değerlendirdi ‘O karar yok hükmünde’ AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Başkanlığı’nın başvurusuyla, 4 eski bakan hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’yla ilgili haberlere “yayın yasağı” getirilmesine hukukçulardan tepki geldi. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, yargı organının, TBMM’nin yasama fonksiyonuna müdahale edemeyeceğini belirterek “Bu açıkça güçler ayrılığı ilkesine aykırıdır ve karar ‘yok hükmündedir”’ dedi. Yargıtay Onursal Başkanı ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu ise yayın yasağı için yapılan başvuruyu ve çıkan kararı “yetki gaspı” olarak nitelendirdi. Dinçer, yasama organı olan TBMM’nin aynı zamanda denetim yetkisi olduğunu belirterek yargının TBMM’nin bu yetkisine müdahale edemeyeceğini belirtti. Dinçer şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye’de parlamentonun yasama faaliyetleri, yani çıkardığı kanunlar Anayasa Mahkemesi’nce denetlenir. İdare Danıştay’ca denetlenir. Ancak parlamentonun denetim faaliyetlerini, parlamento dışında hiçbir kurum denetleyemez. Ama zaman zaman bu yetkiye müdahaleler oluyor. Örneğin, TBMM Başkanı milletvekillerinin soru önergesini reddediyor, işleme koymuyor. Oysa bunu, milletvekilinin soru sorduğu bakan değerlendirir. Aksi takdirde, TBMM’nin yetkisine bu şekilde müdahale, parlamentoyu ‘maaşlı insanlar yığını’ haline getirir.” Verilen kararın parlamentoyu bağlamaycağını belirten Dinçer, “Çünkü bu karar ‘yok’ hükmündedir” görüşünü dile getirdi. Kanadoğlu ise yayın yasağı kararının anayasa, TBMM İçtüzüğü ve Ceza Muhakemeleri Yasası’na aykırı olduğunu bildirdi. Kanadoğlu, komisyonun aynı zamanda “yargısal” işlevi bulunduğunu ifade etti. Komisyonun yetkisi ve işlevinin CMK’deki cumhuriyet savcısının işlevi ile eş anlamda olduğunu belirten Kanadoğlu, komisyon başkanlığının bu konuda gerekli kısıtlayıcı önlemi alma yetkisi bulunmakla birlikte, cumhuriyet başsavcılığına başvurulmasının “yetki gaspı” anlamına geldiğini söyledi.