22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 KASIM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 benzeri ama farklı bir fotoğrafı bugünlerde de görüyoruz... Mardin Kızıltepe’de 13 yaşındaki Uğur Kaymaz, babasıyla delik deşik edilerek öldürüleli kaç yıl oldu? Berkin Elvan, Ali İsmail, Mehmet, Ethem, Abdocan ve ötekiler... 40 yıl sonra bu çocukları öldüren polisler ne söyleyecekler? HHH Cumhuriyet’in Ankara Bürosu son günlerde çok güzel özel haberler çıkarıyor... Erdem Gül’ün “kulis yazıları”, Çiğdem Toker’in “haberyorumları”, tüm ekibin haberleri... İktidarın son torba yasayla ivedi kamulaştırma kararları... Ucu açık kararlar Resmi Gazete’de yayımlanıyor, “havuz medya”sı neyse ama “merkez medya” bile bu “talan düzeni”ni nedense görmezden geliyor. Yeni yapılan “Başbakanlık sarayı” Ak Saray olurken, Başbakan Davutoğlu, şu yılan hikâyesine dönüşen “çözüm süreci”nin neleri kapsadığını bir türlü anlatmıyor ya da anlatamıyor... Öte yanda işçi ölümleri, zeytin katliamı, iş sağlığı... Ermenek’te 16 madenci kardeşimizin yerin altında sulara gömülmüş ölü bedenleri... Hızla geçen günler, haftalar, aylar, mevsimler ve yıllar... Sahi Bingöl’de üç polisimizi öldürenler kim? Belleğiniz ne denli güçlü olursa olsun üç gün önce yediğiniz yemeği anımsayamazsınız! Yaşanmışı yeniden yaşayamazsınız! O ölümler yok mu ölümler... Uludere’den İstanbul Mecidiyeköy’e; Suruç’tan Şemdinli’ye kadar... HHH Varoluş, çektiğin acılar, ölüm! Coşkunun yerini korku, sevincin yerini acı almıştır... Hayat böyle bir şeydir işte! Bir esintiyle uçuşan sarı yapraklar belleğindeki iz ağacından kopmuştur. Eski korkular, korkusuzluğun için paha biçilmez deneylerdir. Bunun farkına vardığın zaman özgürlüğe açılan doğaya sahip çıkarsın... Köle düzenine karşı koyarsın! O zaman anlarsın belleğinle yaşayamayacağını... Yaşantını bilgiyle donatıp, hayata öyle bakarsın... Unutma ölüler anılır, ölülerle yaşanmaz! Bilmem o zaman görebilir misin “günahkârlar ordusu”nun yakın tarihimizdeki izlerini! Başbakan Davutoğlu 23 Kasım’da kente Dersim özrü ve Alevi açılımıyla gidecek Paketi Tunceli’de açıyor ERDEM GÜL ANKARA AKP’de, hazırlıkları süren Alevi açılım paketinin içeriği henüz netleşmedi ama nerede açıklanacağı belli oldu. AKP’de hazırlıklar, Alevi paketinin Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de açıklanması planıyla yürütülüyor. Alevi açılımına start için seçilen yer, AKP’nin 2015 seçimlerinde CHP’ye karşı Alevi kartı ile yarışma mesajı olarak yorumlanıyor. AKP’de bir süredir çalışmaları süren ve içinde neler olacağı belirsizliğini koruyan Alevi paketinden siyasal beklentiler ortaya çıkmaya başladı. AKP’deki iç çalışmalar, “siyasal mesaj” verecek biçimde paketin Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanması hedefiyle yürütülüyor. İlk olarak paketin açıklanacağı yer netleşti. Paketin açıklanacağı yer olarak gündemdeki sıcak konu olan ‘Dersim tartışması’ndan da hareket edilerek Tunceli seçildi. AKP kurmayları, Tunceli’yi Dersim tartışmasının yanısıra sembolik Alevi kenti olması ve Kılıçdaroğlu’nun da memleketi olarak 2011 seçimlerinde CHP’nin 2 milletvekilliğini de kazanmasından da ATALAY: ALEVİLER KENDİ İÇİNDE İTTİFAK SAĞLAYAMADI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Alevilerin, cemevlerinin statüsü konusunda kendi aralarında ittifak sağlayamadıkları için son demokratikleşme paketinden “Alevi açılımı”na ilişkin bölümleri çıkardıklarını açıkladı. Atalay, Alevi paketi tartışmalarıyla ilgili olarak da şu görüşleri dile getirdi: “Son demokratikleşme paketi 2013’te açıklandı ve yasalaştı. Cemevlerinin statüsüyle ilgili hem diğer konularla ilgili ama Alevi kesiminin kendi içlerinde bir ittifak sağlanamadığı için onu son anda paketten üzerinde çalışılsın diye çıkardık. Şu anda tekrar bunun üzerinde çalışılıyor. İnanıyorum bu defa bu konuda da bir ileri adım atılacaktır” dedi. Cemevlerine ibadethane statüsü verilip verilmeyeceği sorusuna ise Atalay, “Yok o şekilde anlaşılmasını istemem” yanıtını verdi. yol çıkarak tercih etti. Davutoğlu’nun Tunceli’de açıklanmasıyla, AKP; Alevi paketini 2015 seçimleri için önemli bir kampanya silahı haline getirerek, CHP ile Alevi seçmen üzerinde siyasi bir rekabete girmeyi amaçladığının açık mesajını verecek. Son anda bir sürpriz olmaması halinde Davutoğlu, 23 Kasım’da AKP Tunceli merkez ilçe kongresine katılmak amacıyla Tunceli’ye gidecek. Davutoğlu partisinin kongresine katıldıktan sonra Tunceli’de Hacıbektaşı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Cemevi’ni ziyaret edecek. AKP yönetiminden Tunceli teşkilatına paket hazırlıklarının 23 Kasım’da Davutoğlu’nun kenti ziyaretine yetiştirilmek üzere sürdürüldüğü, bu ziyaret için hazırlıkların yapılması talimatı verildi. Erdoğan, son seçimlerde Tunceli’yi ziyaret etmemişti. Bu nedenle çok uzun bir sürenin ardından ilk kez bir AKP’li Başbakan Tunceli’yi ziyaret etmiş olacak. AKP’de, hükümet tarafından yürütülmesine karşın çözüm süreci için “Mimarı Erdoğan’dır” tezi işleni yor. Ancak Türkiye’nin hızla seçimlere doğru gitmesi de dikkate alınarak, Davutoğlu’nun da Başbakan olarak bir projenin sahibi olması gerektiği görüşleri dile getiriliyor. Bu çerçevede Alevi açılım paketinin “Bir Davutoğlu projesi” olarak sunulması gündeme geldi. Davutoğlu, Tunceli’de kendisi paketi açıklarken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Dersim özrü”nü anımsatacak. Paketin Tunceli’de açıklanmasının ardından seçimlerde Alevi açılımı ve Dersim özrü ile Alevilerden CHP’ye değil ErdoğanDavutoğlu iktidarına oy vermeleri istenecek. Tunceli’ye yetiştirilmeye çalışılan paketin içeriğine ilişkin hazırlıklarda en önemli beklenti cemevlerinin statüsü olarak öne çıkmış durumda. Diyanet’in kendi bünyesinde cemevlerine ibadethane statüsüne sıcak bakmaması nedeniyle vakıf formülü başta olmak üzere değişik seçenekler üzerinde çalışılıyor. AKP’de, Davutoğlu’nun da özel olarak Alevi paketini özel bir proje olarak görmesinin ardından, Diyanet’in cemevleriyle ilgili eski direncinin kırıldığı bazı formülleri çin yumuşamalar olduğu bilgileri konuşuluyor. Günahkârlar Ordusu... Yaşanmışı yeniden yaşamak istersen şaşırırsın... Çektiğin acı, hayata bakış! Sevgi! Sevgisizlik! Bir ağacın katledilmesi içinizi acıtır mı? Bir çocuğun ağlaması! Kaçak göçmenleri taşıyan bir teknenin batması denizde... Ölümler! Geçenlerde yazmıştım: “İnsan yapısında duygular değil bilgiler yüklüdür!” Elbet insani duyguları bir başka yere koyuyorum. Duygular eğer akılla ve bilgiyle birlikte yürümez, insan yaşamının doğasında olan sevgiyi yüceltmezse kör bir inancı, katran karası bir düşünceyi yaratır! Sevgisizlik! Baskı! İnsanı köleleştirme! Ölüler anılır, ölülerle yaşanmaz! Biz ne yazık ki ölüleri anmıyor ölülerle yaşıyoruz toplum olarak... Siyasetçisi, aydını, solcusu, sağcısı... Bir coşkuyu sevgiyi, hüznü... Ne var ki artık yaşanan anılaşmış, bellekteki iz ağacından kopan bir yaprak gibi solmuştur. HHH Zamanın ruhuna göre hareket eden, yakın tarihin sayfalarında iz bırakan, darbeleri savunan bir düşünce yapısı Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın “ölüm fermanı” için iki ellerini kaldıran siyasetçiler ne diyor 42 yıl sonra: “Bugün olsa oy vermezdim... Verdiğim karardan ıstırap duyuyorum...” Şöyle 42 yıl önceye dönersek, “üç fidan”ın “ölüm fermanı” için oy vermeyenler de vardı o gün Meclis’te... Aradan 42 yıl geçip yaş kemale erdikten sonra nasıl oluyor da “vicdan azabı” çekiyorsun... Çünkü 42 yıl önceki siyasetçi duygularıyla davranıyordu, belleğindeki bilgilerle değil... Üç genç insanı “vatanı komünistlerden kurtarmak” için darağacında sallandırmaktan başka bir seçenek düşünmüyorlardı öteki arkadaşları gibi... Aradan 42 yıl geçmiş, Diyanet’in direnci ‘Bir Davutoğlu Projesi’ l Tanrıkulu’nun sözlerine ulusalcı isimler tepki gösterdi CHP’de ‘Dersim özrü’ tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun “Dersim özrü” parti içinde yeni bir tartışma başlattı. Partideki ulusalcı isimler Tanrıkulu’na tepki gösterirken; parti yönetimine yakın isimler “İnsani olarak üzüntüsünü dile getirmiş. AKP, CHP üzerinden Dersim tartışması yürütmeye çalışıyor, hükümet önce Uludere’nin hesabını versin” değerlendirmesi yapıyorlar. Tanrıkulu, özür açıklamasının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde olduğunu belirtmesine karşın, partinin internet sitesinde, bu konuda yaptığı açıklamanın yer almaması dikkat çekti. Tanrıkulu, önceki gece CNN Türk’de yayınlanan “Tarafsız Bölge” adlı programda, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Dersim üzerinden partisine yüklenmesine yanıt verirken, “Dersim’de acı duyan herkesten bin kere özür diliyorum. Acı duyan herkesten, ölen her insandan, sürgün edilen her insandan CHP adına da özür diliyorum” dedi. Daha sonra sözlerini “Mesele bu mu ben özür diledim bitti mi? Bu mesele kapandı mı?” diye sürdüren Tanrıkulu, sadece “özür” dileyerek sorunun çözülemeyeceğini, bunun için Meclis’te bir “Araştırma Komisyonu” kurulması gerektiğini ifade etti. Tanrıkulu’na parti içindeki ulusalcı isimlerden Uşak Millevtekili Dilek Akagün Yılmaz da yine twitter üzerinden “Dersim olayları nedeniyle özür dilemesi gereken CHP değil, ayaklanmayı kışkırtan, ölümlere neden olan emperyalizm ve işbirlikçileridir” mesajıyla tepki gösterdi. CHP Milletvekili Ali Rıza Öztürk ise Tanrıkulu’nun özür dilediğinin hatırlatılması üzerine “Ben hiç özür mözür dilemiyorum. 1930’ların koşullarıyla olayları değerlendirmek lazım” dedi. Öztürk olayların değerlendirilmesinin tarihçilere bırakılması gerektiğini savundu. ktidar Uludere’nin hesabını versin’ TBMM’de kurulan Uludere Alt Komisyonu üyeliği görevinde de bulunan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise Tanrıkulu’nun Dersim’de yaşananlarla ilgili “insani” olarak üzüntüsünü dile getirdiğini belirterek, “Daha yakın zamanda Uludere’de 34 kişinin öldürüldüğü olayı kapatmak için çaba sarfeden AKP’nin iktidarının, gündem değiştirmek için Dersim’e sığınması gündem değiştirme çabalarının üründür” dedi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise konuya ilişkin soru üzerine Tanrıkulu’nun Dersim’de yaşanmış olan acılar nedeniyle duygularını ifade ettiğini işaret ederek, “Dersim’deki acılarla ilgili olarak duygularını ifade etmiştir. Bunu başka yere taşımayı ben doğru bulmuyorum” sözleriyle sahip çıktı. ‘İ ‘Hızlandırma’ için ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, dünyanın en büyük devlet başkanlığı sarayı olan bin odalı Cumhurbaşkanlığı Sarayı için yatırımları hızlandırma ödeneğinden de toplam 550 milyon TL aktarıldığını açıkladı. Yılmaz, “2012’de 150 milyon lira, 2014’te ise 400 milyon lira olmak üzere toplamda 550 milyon lira verildi. Projenin toplam maliyeti ise kamulaştırma dahil 1 milyar 370 milyon lira” dedi. Yılmaz, önceki gün akşam, Kalkınma Bakanlığı’nın 2015 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakanlığın bütçesinin 1 milyar liralık kısımın 4 bölge için kullanacağını belirten Yılmaz, bütçenin bölgeler bazında dağıtımının henüz yapılmadığını kaydetti. “Dünyanın en büyük devlet başkanlığı sarayı olan bin l Yılmaz ‘KaçAk Saray’a aktarılan ödeneği açıkladı 550 milyon lira odalı Cumhurbaşkanlığı Sarayı” ile ilgili olarak muhalefetin soruları karşısında Yılmaz, yatırımları hızlandırma ödeneğinin her yıl karşılığının olduğunu, projenin programa Başbakanlık Hizmet Binası olarak girdiğini söyledi. Yatırımları hızlandırma ödeneğinden Başbakanlık Hizmet Binası olarak programa giren, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na dönüşen proje için 2012’de 150 milyon lira, 2014’te ise 400 milyon lira olmak üzere toplamda 550 milyon lira verildiğini ifade eden Yılmaz, projenin toplam maliyetinin ise kamulaştırma dahil 1 milyar 370 milyon lira olduğunu ifade etti. “Bu da ülkemizin bir prestij projesi. Devletimizin temsil edildiği bir proje” diyen Yılmaz, toplam yatırımlar içinde de çok büyük bir paya sahip olmadığını, Türkiye’nin yıllık kamu yatırımının bu yıl 85 milyar lira olduğunu kaydetti. Değer: İtibarım iade edilsin En ilginç tepki ise Eski Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer’den geldi. Değer yaptığı açkılamada 2011 yılında “Dersim’de yaşananlar, Dersim bölgesinde hayatını kaybedenlerin yakınlarından ve Dersim halkından özür diliyorum. CHP Diyarbakır İl Başkanı olarak özür diliyorum, acılarını paylaşıyorum” dediği için görevden alındığını anımsattı. Tanrıkulu’nun “Dersim özürü”nün ardından artık “iadei itibar” talep ettiklerini kaydeden Değer, “CHP Diyarbakır il başkanı olarak görevlendirilmemizi Sayın CHP Genel Başkanımızın da bu görevlendirmeyi yapacağından kuşkumuz yoktur” görüşüne yer verdi. ‘Sarraf beni sürdürdü’ Meclis komisyonu, 17 Aralık’a takipsizlik kararına itiraz eden eski emniyet amiri Orhan İnce’yi dinledi EMİNE KAPLAN ANKARA 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararına itiraz eden eski emniyet amiri Orhan İnce, TBMM Soruşturma Komisyonu’na verdiği bilgide, Rıza Sarraf’ın kendisiyle tanışmak için görev yaptığı karakola geldiğini, ancak daha sonraki görüşme taleplerini kabul etmediğini söyledi. Kendisine gelen Adem Gelgeç’in Sarraf’ın kara para kaçakçılığı yaptığını ve hakkında gizli bir soruşturma yürütüldüğünü söylediğini aktaran İnce, “Bu şikâyeti benden sandılar. Sarraf, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile ilişkisini kullanarak beni sürdürdü” dedi. İnce, Sarraf’ı tehdit ettiğine ilişkin iddiaların doğru olmadığını söyledi. 4 eski bakanla ilgili kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu, dün Sarraf’ın görevden aldırdığı ileri sürülen İnce’yi tanık sıfatıyla dinledi. Toplantıya avukatı Özcan Karakoç ile gelen İnce’nin avukatının toplantıya katılmasına izin verilmedi. Edinilen bilgiye göre İnce, Sarraf’ı tanımadığını, görev yaptığı karakola tanışmak amacıyla geldiğini, bu şekilde tanıştıklarını söyledi. Sarraf’ın daha sonra da kendisiyle görüşmek için girişimlerde bulunduğunu, ancak magazin haberlerine çok konu olması ve kirli ilişkileri bulunması nedeniyle kendisini reddettiğini belirten İnce, kendisini ziyarete gelen Sarraf’ın eski ortağı Gelgeç’in Sarraf’la ilgili olarak “Sarraf kara para kaçakçılığı yapıyor. Kendisiyle ilgili gizli bir soruşturma yürütülüyor” dediğini aktardı. Güler’in kendisi hakkında tapelerde yer alan küfür ve hakaretleriyle ilgili olarak da İnce, “Kanım dondu, hicap duydum. Ben mağdurum” dedi. İnce’nin dinlenmesinin ardından komisyon başkanı Hakkı Köylü, komisyon çalışmalarının gizli olduğunu belirterek, “Eğer bilgi sızdırılırsa siz de zor durumda kalırsınız, yayınlayan basın mensupları da” dedi. Toplantıda, CHP’liler, tanıklıktan çekilme kararı alarak komisyona bilgi vermeyen isimlerin yeniden çağrılmasını isteyerek, “Birinci derece akrabalıklar dışında tümden çekilme bir durum olmaz” görüşünü dile getirdi. DERSİM TARTIŞMASI MECLİS’İ GERDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, “Dersim” ve “soykırım” tartışması yaşandı. MHP’li Nevzat Korkmaz, özürün CHP’nin kurumsal görüşü olup olmadığını sordu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “Dersim’de yaşananlar keşke yaşanmasaydı. Kaldı ki Dersim’in CHP ile ilgili hiç ilgisi yoktur. Tarihteki olayları siyasi manivela gibi kullanmaya çalışmak yakışmaz. Ama bu olaylardan dolayı Dersim ahalisinden özür dileyecek merci CHP değildir. O acıları yaşatan devlettir ve yanlış yapılmıştır. Tanrıkulu kendi adına özür dilemiştir olsa olsa. Keşke AKP Roboski için, MHP Bahçelievler Katliamı için özür dilese” dedi. AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise konu ile ilgili tarihçilerin görev yapacağını belirtti. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Gelin Meclis olarak hep beraber araştıralım. Tarihi yüzleşmenin önünü açalım. Dersim’de isyan, kalkışma yok, açık bir katliam var, olanlar sistemli bir soykırımdır” ifadelerini kullandı. Baluken’in sözlerini eleştiren MHP’li Mehmet Şandır, “Soykırım sözü tutanaklardan acilen çıkarılması lazım. Türk milletini soykırım yapmakla suçlamak kimsenin haddi ve hakkı değil” dedi. AKP’liBostancı, “Devletin Dersim dahil geçmişte herhangi bir soykırım suçu işlemediği hususunu açıklıkla ifade etmek isterim” diye konuştu. Köylü’den uyarı İşçinin güvenlik eğitmeni ‘saray’dan SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Hükümetin önceki gün açıkladığı “iş güvenliği paketi”nde yer alan, “Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışanlara” verilmesi planlanan “mesleki eğitim” kurslarını, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çok tartışılan “kaçak sarayının” da müteahhidi olan Rönesans Holding’in vereceği ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik ile Rönesans Holding Anonim Şirketi Başkan Yardımcısı Zafer Akçasu arasında imzalanan protokole göre, sözkonusu mesleki eğitim kursu, 3 yıl boyunca Rönesans holding tarafından verilecek. Eğitimde adeta tüm sorumluluk Ak Saray’ın müteahhidi Rönesans şirketinde olacak. MEB sadece verilecek teorik eğitimin müfredatını sağlayacak. Ak Saray dahil, Rönesans Holding’in tüm yapıları ve şantiyeleri eğitim için kullanılabilecek. ‘TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK ÖRGÜTÜ’ İnce’nin avukatı Karakoç, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, müvekkilinin meslekten men edilmesine varan sürecin Türkiye tarihinde belki de görülmüş en örgütlü suç yapılarından biri tarafından gerçekleştirildiğini belirterek şunları söyledi: “Müvekkilimin nasıl meslekten atıldığıyla ilgili, nasıl rüşvet ilişkisi olduğuyla ilgili hususlar savcılıktaki dosyada sabittir. Müvekkilim, Erzurum’dan hemşerisi olan Sarraf’ın kuryesi aracılığıyla tanışma maksadıyla bir iki kez Rıza Sarraf’la görüşmüştür. Bunun dışında görüşmesi olmamıştır. Sarraf herkese ulaşabildiği için onurlu duruş sergileyen müvekkilime ulaşamayınca başka yollara tevessül etmiştir. Müvekkilimi meslekten attırmıştır.” Yeni kriptolu telefonlar geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları öncesinde, devletin üst yönetiminin kriptolu telefonlarının dinlendiğinin ortaya çıkmasının ardından, bu telefonların bütün yazılımlarını değiştirdiklerini belirterek, “Yılbaşından önce kriptolu telefonları güvenli şekilde kullanılacak tarzda devletin üst düzey yetkililerine ve görevlilerine sunmayı hedefliyoruz” dedi. Işık, yeni kriptolu telefonların muhalefet partilerinin genel başkanlarına verilip verilmeyeceği konusunda da “Milli Güvenlik Kurulu devlet güvenliği açısından kimi uygun görürse verir” açıklamasında bulundu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear