01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karsigazete.com ve Grihat siteleri hakkında soruşturma başlatılırken gazetecilere tehditler yağıyor duruşmalara katılma zorunluluğu kaldırıldı 9 Basın kuşatma altında İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, internetten yayın yapan haber siteleri Karsi Gazete ve Grihat hakkında soruşturma başlatıldı. “Soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Karsigazete. com’un ofisini basan polisler, 25 Aralık yolsuzluk operasyonuna ilişkin haberin kaldırılmasını istedi. Polis, savcılığın talebi üzerine Grihat’ta da arama yaptı. Dün sabah saatlerinde baskın düzenen karsigazete.com’un merkezine gelen polislerin, 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili bir haberin kaldırılmasını istediği öne sürüldü. İddiaya göre polisler internet sitesinde yer alan haber kaldırılıncaya kadar gitmeyeceklerini, aksi halde siteyi tamamen kapatacaklarını söyledi. Mecidiyeköy’deki ofise gelen Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ofiste arama yaptı. Sosyal medya üzerinden baskın haberini veren Karşı Gazete çalışanları yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Geçmişte sansür için çeşitli medya kuruluşlarına ‘Alo Fatih’ hattı kuran hükümet, artık doğrudan polis gücü kullanıyor. Şu an haber merkezimiz polis ekipleri tarafından kuşatılmış durumda. Emniyet güçleri, tehdit ve baskı dilini kullanarak ‘Hani o ses kayıtları montajdı’ şeklindeki haberimizin kaldırılmasını istiyorlar. Üstelik de bu yönde alınmış hiçbir savcılık ve mahkeme kararı yok. Tamamen polis gücü kullanarak sansür talep ediliyor. Haberdeki belgeler ise 22 Temmuz’da polisleri gözaltına alan savcılığın imzasını taşıyor. Muhabirimiz Emre Erciş, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yapan polisleri gözaltına aldırıp tutuklatan savcının belgelerinden, Erdoğan’la ilgili tapelerin montaj değil, orjinal olduğunu ortaya çıkaran ayrıntıları yakalamıştı. Hükümetin yargı ve savcılık kararına gerek görmeden ‘polis gücü’ kullanarak medyayı susturma döneminin ilk adımı karsigazete. com’un basılması oldu. Polis devletine karşı direniyoruz. Tüm medyayı ve meslek örgütlerini direnişimize destek olmaya çağırıyoruz.” İnternet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Emrah Direk, “Harddiskleri kopyaladılar. Bu süre zarfında çalışmamız yasaklandı. Telefonlarımızı kopyaladılar. Görüşme yapmamızı, içeriye girişçıkışı yasakladılar” diye konuştu. Polis, işten çıkarıların gazetecilerin kurduğu Grihat isimli internet sitesi hakkında da arama kararı olduğunu belirtti. Grihat sitesinin muhabirleri hakkında da arama kararı çıkarıldı. Grihat sitesinin ofisi olmaması nedeniyle haber sitesinin muhabirlerinin evlerinde arama kararları olduğu öğrenildi. Arama kararının Adana’daki MİT TIR’ları nedeniyle çıkarıldığı öne sürüldü. Dün Karsigazete’nin ofisinde arama yapılırken gazete çalışanlarının dışarıya çıkmasına izin verilmedi. İnternet sitesinin harddiskleri kopyalanırken personelin çalışmaları da engellendi. (Fotoğraf: Serkan Yıldız) Alp Gürkan’ın işleri yoğunmuş! İstanbul Haber Servisi Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Holding’in patronu Alp Gürkan ve Korkmaz Yiğit’in de aralarında bulunduğu 17 kişinin, hileli iflas ve nitelikli dolandırıcılık iddiasıyla 6 yıldan 18 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, Gürkan’ın temmuz ayında ifade verdiği ortaya çıktı. Avukatı ile celse arasında ifade veren Gürkan, suçlamaları kabul etmeyerek beraatını istedi. Mahkeme, işlerinin yoğunluğu nedeniyle duruşmalara katılma zorunluluğunun kaldırılmasını isteyen Alp Gürkan’ın talebini kabul etti. İstanbul 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan Korkmaz Yiğit, oğlu Mert Yiğit ve Kemal Kömür katıldı. Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu diğer sanıklar ise duruşmaya gelmedi. karan’a SoSYal mEdYada lİnÇ Gazetemiz Dış Haberler Servis Şefi Ceyda Karan’ın Şanlıurfa Suruç’taki izlenimleri sırasında çekilen fotoğrafı, sosyal medyada linç kampanyasına dönüştürüldü. Karan’ın Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, sınırın hemen karşı tarafından YPG ile IŞİD arasında yaşanan şiddetli çatışmaları gözlemlemek için gittiği bölgede çekilen fotoğrafı, sosyal medya üzerinde paylaşılınca iktidara yakınlığıyla dikkat çeken Haber7, Star ile Akit gazetelerinin internet sitelerinde Karan’ı hedef alan yayınlar yapıldı. Önce Karan’ın “selfie” çektirdiği öne sürüldü, ardından da “Bir dramın yaşandığı sınır hattında, askerleri arkasına alarak ‘gülücük saçan’” pozlar verdiği iddia edilerek ağır ifadeler kullanıldı. Karan ise fotoğrafın fotomuhabiri Burhan Özbilici tarafından sabah saatlerinde miting alanına ilk gittiklerinde çekildiğini, “selfie” iddiasının doğru olmadığını belirtti. Özbilici’nin kendisine “mübalağalı jestleri” karşısında güldüğünü anlatan Karan, insanların yeni toplaştıkları sırada ne bir çatışma, ne de biber gazlı saldırı olduğunu da vurguladı. Fotoğrafı Twitter’da paylaşan AP muhabiri Burhan Özbilici ise daha sonra yine Twitter hesabından Karan için yaptığı açıklamada; “Durmadan koştuğunu, insanlarla konuştuğunu bizzat gördüm. “Hep böyle koşar ve hiç gülmez misiniz?” deyince güldü, hepsi bu. Gerçekten ağır savaş şartlarında masumane bir tebessüme sebep olayım dedim o foto ile. Sonuca çok üzüldüm; yazık” şeklinde açıklama yaptı. BASIN KURULUŞLARINDAN TEPKİLER Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından yapılan yazılı açıklamada “Karşı internet sitesinin polisle basılması sansürün yeni bir örneğidir. Halkın bilgi edinme hakkına indirilmiş yeni bir darbedir” denildi. Gazetecilerin susturulmaya çalışıldığını ve baskı politikaları uygulandığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İktidarı ve muhalefeti ile tüm siyasetçilerden dileğimiz cezaevlerine gazetecileri dolduran, medya kuruluşlarını polisle basan, düşünceyi ifade özgürlüğünü engelleyen bir ülke imajından kurtulmak için ivedi olarak parlamentoda önlem almaları ve çağdaş bir demokrasinin gereklerini yerine getirmeleridir.” Basın Konseyi tarafından yapılan yazılı açıklamada ise “Karsigazete.com’a yapılan polis baskını, devletin basın özgürlüğünü elindeki polis gücüyle susturması” olarak değerlendirildi. Açıklamada “Özgürlüklerin tartışıldığı bir dönemde, medya merkezlerine yapılan polis baskınları, ifade ve basın özgürlüğünü savunan ülkelere yakışmamaktadır” denildi. Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı ve Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel ise karşıgazete.com ve Grihat internet sitelerine dün yapılan polis baskınını, gazetemiz yazarı Aydın Engin ve Taraf gazetesi yazarı Murat Belge için suikast hazırlığı ihbarını ve gazetemiz yazarı Ceyda Karan’a sosyal medya üzerinden yürütülen karalama kampanyasını vahim bir tablo olarak değerlendirdi. Gürsel “Yaşananlara karşı halkın haber alma özgürlüğünü savunan herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor çünkü belli oluyor ki bunun arkası da gelecektir” dedi. Halkın haber alma özgürlüğüne karşı her kesimin sesini yükseltmesi gerektiğine dikkat çeken Gürsel, “Murat Belge ve Aydın Engin’e yönelik ölüm tehditlerinin de çok ciddiye alınması lazım. Otoritelerin, yetkili makamların üzerine düşeni yapması lazım” dedi. Ceyda Karan’a yönelik yürütülen karalama kampanyasına ise “Gazetecilerin tek tek hedef seçilerek sosyal medyada ya da başka noktalarda karakter cinayetine uğratılmaları da gazetecilerin hedef gösterilmesini, buna bağlı olarak sindirilmesini amaçlayan örgütlü hareketlerdir. Buna karşı da meslek örgütlerinin meslek camiasının dayanışma içinde olması gerekiyor. Ceyda Karan’la dayanışma içinde olmalıyız” diye konuştu. ‘Alo Fatih yerine polis’ edilen örgüte üye olmak, hileli iflas ve nitelikli dolandırıcılık suçlamalarıyla 6 yıldan 18 yıla kadar hapis istemiyle hakkında dava açılan Alp Gürkan, temmuz ayında verdiği ifadesinde kimlik tespiti esnasında jeoloji mühendisi olduğunu, aylık gelirinin ise 2530 bin arasında olduğunu söyledi. Gürkan, tutanağa sabıkasız olarak geçti. Gürkan ifadesinde maden işi ile meşgul olduğunu kaydederek “Sadece sanıklardan Korkmaz Yiğit ile cemiyet toplantılarında bir iki defa karşılaştığımda selamlaşmaktan başka bir tanışıklığımız yoktur” dedi. 2004’te avukat Harun Tavşancıl’ın yanına gelerek bazı bölgelerde tarla vasfında arazilerin satılık olduğunu bunların zaman içerisinde imara açılacağını belirttiğini kaydeden Gürkan, “Ona vekâlet verdim. Benim adıma bir kısım taşınmazlar satın aldı. Bu taşınmazlardan bir tanesi de Mehmet Erdoğan’a aittir. Avukatım Harun Bey kendisi ile görüşme yapıp anlaşmayı sağlamıştır. Daha sonra belirlenen taşınmaz bedeli ilgili kişiye avukatım vasıtasıyla ödenmiştir” dedi. Taşınmazın Korkmaz Yiğit’e ait olduğu yönünde bilgisi olmadığını aktaran Gürkan, “Ayrıca satın almış olduğum taşınmazın tüm tedavülleri incelendiğinde Korkmaz Yiğit ile irtibatını gösteren herhangi bir kayıt da bulunmamaktadır. Olay alışverişten ibarettir. Bu yüzden üzerime atılı tüm suçları kabul etmiyorum. Dolayısıyla atılı suçtan beraatimi istiyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti diğer sanıkların ifadesinin alınması için duruşmayı erteledi. A ylık 2530 bin TL gelir Korkmaz Yiğit tarafından kurulduğu iddia Yiğit’e ait olduğunu bilmiyorum Gürsel’den açıklama Tehdit mektuplarının ardından Engin ve Belge suç duyurusunda bulundu SuÇlama ‘mala zarar VErmE’ Bölgedeki kameralara bakıldı mı? İstanbul Haber Servisi Gazetemiz yazarı Aydın Engin ve Taraf gazetesi yazarı Murat Belge, T24 haber sitesinin kapısına bırakılan bir mektup ile kendilerine suikast düzenleneceğinin ihbar edilmesi üzerine suç duyurusunda bulunarak koruma talep etti. Engin’in suç duyurusunda ölüm tehdidinin ilk defa yapılmadığı belirtilerek “Tehdidin kaynağı, bu tip suçlar işlemek için kurulmuş bir örgütün varlığına işaret etmektedir” denildi. Engin’in avukatları aracılığıyla dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçede, Aydın Engin’e yönelik ölüm tehdiAydın Engin di ihbarının soruşturulması, faillerinin tespit edilmesi, yakalanması ve haklarında kamu davası açılması istendi. Dilekçede, 29 Eylül 2014’te Aydın Engin’in kurucusu olduğu T24 haber sitesinin bürosunun bulunduğu binaya zarf içinde bir tehdit ihbar mektubu bırakıldığı anımsatıldı. İhbar mektubunda yazılı ölüm tehdidin ilk olmadığının vurgulandığı dilekçede, “Müvekkilimiz daha önce de ölüm tehditleri almıştır. Bu nedenle, kendisi için İstanbul Valiliği’nin yaptığı ‘yakın koruma’ görevlendirmesi halen sürmektedir” denildi. Engin’in avukatları müvekkillerinin daha önce aldığı bir tehdit nedeniyle yaptığı başvurunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulduğunu ancak şüphelilere ulaşılamadığı anlatıldı. Söz konusu ihbar mektubunun Engin’in Gökçek’e yumurtaya 10 yıl hapis istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e, kürtajla ilgili açıklamaları nedeniyle, 2 Haziran 2012’de, İzmir Caddesi’ndeki esnaf ziyareti sırasında yumurta atan 2 kadının “tehdit, hakaret ve mala zarar verme” suçlarından 10 yıl 4’er aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanıklar Neslihan Uyanık ve Nebiye Merttürk ile tarafların avukatları katıldı. Duruşmada, 2’si Gökçek’in koruması, 4 kişi tanık olarak dinlendi. Tanık Elif Doğan, daha önce verdiği ifadeyi tekrarladığını belirterek, “Beni en çok etkileyen, 2 genç çocuğun ölümle tehdit edilmesiydi. O yüzden müdahalede bulundum” dedi. “Kimin tehdit ettiğinin” sorulması üzerine Doğan, “Korumalarıydı” dedi. Gökçek’in koruması Selçuk Sarıkaya’ya da savcıya verdiği ifadeyi tekrarladığını söyledi. Sanıkların avukatlarından Tonguç Cankurt, tanığa “Görüntülerde ‘Gökçek benim babamdır. Onun için ölürüm de, öldürürüm de’ diyorsunuz. Boğarak öldürmekten mi bahsediyorsunuz? Açar mısınız?” sorusunu yöneltti. Tanık Sarıkaya, “İşimin gereğini yaptım. Bugün de olsa aynısını yaparım” dedi. Sanık Nebiye Merttürk, tanığa, “İnsan öldürmek göreviniz midir?” diyerek tepki gösterdi. Cumhuriyet Savcısı Şafak Güler, esas hakkındaki görüşünde, sanıkların olay sırasında Gökçek’e hakarette bulunduklarını, tehdit ettiklerini ve attıkları yumurtalarla ceketini kirlettiklerini ifade ederek, “tehdit, kamu görevlisine hakaret ve mala zarar verme” suçlarından 3 yıl 6’şar aydan 10 yıl 4’er aya kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Duruşma ertelendi. İlk değil... Grihat’ta da arama kararı yaşamının tehdit altında olduğunu gösterdiğine işaret edilen dilekçede, “Dahası tehdidin kaynağı, bu tip suçlar işlemek için kurulmuş bir örgütün varlığına işaret etmektedir” ifadelerine yer verildi. El yazısıyla yazılan zarfta gönderenin “Bir vatansever”, alıcının da “Sayın Bay Aydın Engin” olarak yazıldığı kaydedildi. Öte yandan T24 internet sitesinin binası Sıraselviler’de bulunuyor. Birçok ülkenin diplomatik binalarının ve mağazaların bulunduğu Sıraselviler’de birçok kamera sokak görüntüleri sağlıyor. Kamera kayıtlarının Emniyet tarafından incelenip incelenmeyeceği merak konusu oldu. Murat Belge Hanefi Avcı tutuklanmasına neden olan kasetlere ilişkin açıklamalarda bulundu ‘Paralelci polisler yolladı’ İstanbul Haber Servisi Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, tutuklanmasına neden olan kasetlerle ilgili delillerin karatıldığını belirterek, “Aramada elde edilen kasetler üzerinde usule ve hukuka uygun olmayan bir teknik inceleme yapılmış, üzerinde bana ait ne parmak ne de vücut izi bulunmuştur” dedi. Avcı, kasetlerin bugün Emniyet’teki paralel yapıya mensup olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan bazı polislerce Eskişehir’deki kişiye verildiğini tespit ettiklerini söyledi. Eski Emniyet Müdürü Avcı dün tutuklanmasına neden olaylar ve sonrasında ortaya çıkan yeni gelişmelere ilişkin Taksim Hill Otel’de basın toplantısı düzenledi. Tutuklanmasına neden olan kasetlerin ortaya çıkarılış şekline ilişkin polis görüntülerini gazetecilere izleten Hanefi Avcı, “Bu kasetler benim olsa idi yanında arşivler, kayıtlar, kişilerin KOM ve terör kayıtları ile HTS raporlarının da bulunması gerekirdi. Odada 2 tane çelik kasa olmasına karşın kasetlerin bulunduğu çanta dolabın üzerinde çıkıyor. Çantaya baktığınız zaman temiz olduğunu ve sadece çekerken sürtünmeden oluşan tozu görüyoruz. Peki, günlerce orada olan bir çanta nasıl oluyor da temiz olarak kalabiliyor” diye sordu. Çantanın içindeki kasetlerin çıplak elle kontrol edildiğini ve üzerindeki şeffaf naylonların yırtılarak atıldığını anlatan Avcı, “Eğer o naylonlar yırtılmamış olsa ve evraklar imha edilmemiş olsaydı üzerindeki parmak izleri tespit edilebilirdi. Buldukları iddia edilen kaset ve dosyada ne bir parmak izim ne de vücut izim ortaya çıktı” dedi. Avcı, söz konusu kasetlerin görev yaptığı dönemi ve illeri kapsamadığını anlatan Avcı, “20032005 yılları KOM Daire Başkanı olduğum dönemde Enerji, BOTAŞ, Neşter, mafya vs. birçok operasyonu yönettim orada kamuoyunu ilgilendiren siyasetçi, bürokrat vs. dinlemeleri dosyada olmasına rağmen onlara ait hiçbir ses kaydı burada yoktur. 20052009 yılarında Kapıkule operasyon vs. tahkikatlarının yapıldığı tarihlerde Edirne Emniyet Müdürlüğü yaptım. Bu konuşmalardan hiçbiri o dönemlere ait değildir. Eğer bana ait olsa o dönem yapılan olaylarla ilgili ses kaydı olurdu” diye konuştu. Terörle Mücadele’deki polislerin delil toplama konusunda uzman olmadığını anlatan Hanefi Avcı yaşanan çelişkileri özetle şöyle sıraladı: l Aramada bulunan 24 adet kaset orijinal çanta ile birlikte alınıp getirilmesi gerekirken çanta yerinde bırakılmış kasetler ayrı bir zarfa konularak paketlenmiştir. Çanta bilahare özel kalem görevlilerince savcılığa teslim edilmiştir. Bu kasetlerin önemli olduğu diğer materyallerin önemsiz olduğu nasıl belirlenmiş de yalnız bu kasetler için özel zarfa konup paraf edilmiş, diğer eşyalara bu işlem yapılmamıştır? l 1986 yılından beri bilgisayarım var ve basit düzeyde programcılık yapacak düzeyde bilgisayar teknolojisini bilirim. 1415 yıl 24 kasetle il il gezdiğimin kabulü normal hayat tecrübesine ve orta zekâlı insan davranışına göre mümkün değildir. Eğer benim olsa idi ya bir CD ya da USB bellekte taşımam gerekirdi. l Eskişehir de ayrılırken resmi kullandığım bilgisayarların disklerini bile değiştirdim. 28 gün boyunca giren çıkan hiç kimsenin bu çanta neyin nesi diye bakmamış olması makul değildir. l 4 adet kasetin içeriğinin boş veya duyulamayacak kadar kısık ses olduğu Cumhuriyet Savcılığı tarafından belirtildiğine göre 1415 yıldır 4 boş kaseti taşıdığım düşünülemez. l Arama esnasında bir kısım görevlilerin sürekli kameralardan kaçtığı ve bir şekilde yüzünü gizlemeye çalıştığı tesadüf olamaz. Sahte deliller ve dinleme yapanların ortaya çıkarılmasını ve yargı önüne çıkarılmasını istediğini anlatan Hanefi Avcı, “Bu kişiler yargı önüne çıkarılmalı ve mağduriyeti olanların mağduriyetleri giderilmeli. Davanın savcısı Kadir Altınışık hakkında HSYK’ye şikâyette bulunduk ama ses çıkmadı. Önümüzdeki HSYK seçimleri çok önemli” dedi. ‘GaVat ÜzErİnE’ Yazı HakarEt SaYıldı Vali Coş’a takipsizlik gazeteciye para cezası İstanbul Haber Servisi Yurt gazetesi yazarı Hakan Gülseven, Adana’da 10 Kasım 2013’te yapılan törende hükümet aleyhine slogan atan bir vatandaşa “Gavat” diyen eski Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’a Yurt gazetesinde 11 Kasım 2013’de yayımlanan “Gavat Üzerine” başlıklı yazısıyla hakaret ettiği gerekçesiyle 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Gülseven’e verilen hapis cezası 7 bin TL para cezasına çevrildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada Gülseven hakkında yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildi. Gülseven yazısında, “Sonradan düşündüm de… Sayın Vali Coş’a hak verdim… Doğrudur… Bence de Adana’da en az bir gavat var…” demişti. Basına da yansıyan görüntülerde Vali Coş’un bir vatandaşa söylediği belirtilen ‘gavat’ ifadesi nedeniyle hakkında açılan soruşturmada ise takipsizlik verilmişti. ‘Mağduriyetler giderilsin’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear