14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 EYLÜL 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Sarısülük’ün katil zanlısı polis Ahmet Şahbaz, Ankara dışına yollandı ABDULLAH CÖMERT Vurulma anı görüntüleri ortaya çıktı Haber Merkezi Hatay’daki Gezi eylemleri sırasında 3 Haziran gecesi yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in vurulduğu ana ilişkin kemara görüntüleri ortaya çıktı. MOBESE kamerasının çektiği ilk görüntülerde, Cömert’in polisin Akrep tabir edilen aracından atılan gaz bombasıyla vurulduğu görülüyor. Ulusal Kanal, olay gecesi Armutlu Mahallesi Gündüz Caddesi üzerindeki gösterileri görüntülen MOBESE kemarasının çektiği görüntüleri yayımladı. Görüntülerde, gösterilerin herhangi bir taşkınlık olmadan devam ettiği sırada, saat 23.05’te TOMA ve Akrep araçlarının müdahalesiyle Gündüz Caddesi ve Uğur Mumcu Meydanı bir anda karışıyor. Birkaç dakika sonra ise saatler 23.09’u gösterdiği sırada Cömert’in vurulduğu sokağın başında bir Akrep aracı duruyor. Akrep’ten art arda iki gaz bombası atılıyor. Gaz bombasıyla vurulan bir kişi yere düşüyor. Akrep aracının sokaktan uzaklaşmasıyla, yere düşen kişinin başına toplanan gençlerin bağırarak yardım istedikleri görülüyor. Bu sırada 11 dakikadır aynı noktayı çeken MOBESE kamerası sağa doğru dönüyor ve görüntü kesiliyor. tayin oldu Ethem Sarısülük davasında ailesine destek olmak için bir çok kişi adliyeye gelmişti. Peruk düşünce ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi Parkı protestolarına Ankara’dan verilen desteğin ilk gününde Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldürdüğü iddia edilen polis Ahmet Şahbaz’ın mahkemenin ilk duruşmasında yaşanan olaylar nedeniyle darp raporu aldığı ve Sarısülük ailesinden şikâyetçi olduğu öğrenildi. Peruğu düştüğü için deşifre olan polis Şahbaz’ın can güvenliği gerekçesiyle Ankara dışında bir ile tayip edildiği belirtildi. Ankara’daki Gezi Parkı eylemlerine katılan Ethem Sarısülük’ün, çevik kuvvet polisi Ahmet Şahbaz tarafından başından vurularak öldürüldüğü iddia edilmişti. Ahmet Şahbaz’ın olay sonrasında tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti. Yakın koruma verilen Şahbaz, aktif görevden pasif göreve çekilmişti. Sarısülük davasının ilk duruşmasında Sarısülük ailesi salona peruk, kalın çerçeveli gözlük ve bıyık takarak, korumalar altında gelen polis Şahbaz’ın üstüne yürümüş, başındaki peruk Ethem’in kardeşi İkrar Sarısülük’ün elinde kalmıştı. Sanık Şahbaz’ın olay sonrasında darp raporu alarak kendisine saldıranlar hakkında suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi. Ahmet Şahbaz’ın, darp raporunda vücudunda ve yüzünde morluklar ve eziklikler oluştuğu belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, dava sırasında Ahmet Şahbaz’ı savunmaları için sanık polise iki avukat tahsis etmişti. Emniyet’in, bu avukatlara da dava nedeniyle ölüm tehdidi aldıkları gerekçeleriyle ayrı ayrı yakın koruma verdiği öğrenildi. Öte yandan Şahbaz, mahkemede deşifre olması ve can güvenliği nedeniyle Ankara’dan başka bir ile tayin edildi. Şahbaz’a verilen yakın korumaların da Şahbaz ile birlikte tayin edildiği ile gönderildiği belirtildi. Prof. Onur’un Onurlu Savaşı Asbesti bilir misiniz? İnşaat sektöründe yoğun olarak kullanılırdı. Artık kullanılmıyor. Kullanımı yasaklandı. Neden? Çünkü asbest akciğer yetmezliğine yol açan asbestoz hastalığına, akciğer kanserine ve akciğerde ve karın içi zarlarında oluşan bir kanser türü olan mezetolyuma yol açıyor. 1960’lı yıllarda ABD’de Prof. Dr. Irwing Selikof asbestin zararlarını bilimsel araştırmalarıyla kanıtladı. ABD’de yasaklanması için çaba gösterdi. Bekleneceği gibi inşaat sektörü ayağa kalktı ve Selikof’u “şarlatanlıkla” suçlamaya kadar götürdü işi. Sonunda Selikof kazandı ve asbest yasaklandı. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde asbestin kullanımı yasaktır. Peki, inşaat sektörü pes etti mi? Hayır. Bugün bile bu ölümcül asbesti savunmayı sürdürüyorlar. “İkiz kulelerde asbest kullanılsaydı yangın çıkmazdı” diyenler bile var. HHH Kolay vazgeçmezler. Hele iktidar desteği varsa, hastalıktır, ölümdür falan dinlemezler. Çernobil faciasından sonra radyasyonlu çayların satışı sürsün diye yoğun çaba harcayan devlet görevlilerini, bakanları herhalde hatırlıyorsunuzdur. Peki, değişen bir şey var mı? Hayır. Yok. Yine belediye başkanları, devlet görevlileri, ağırlıklarını hastalık üreten, kirlilik yaratan sanayi kuruluşlarından yana koymayı, nehirleri kurutan HES yapımlarına, siyanürlü altın aramalarına destek vermeyi sürdürüyorlar. HHH 20 yüzyıl bir anlamda bilimde büyük gelişmelerin yaşandığı yüzyıl olarak biliniyor. Öyledir de. İnsanoğlu uzaya gitti; nükleer fizikte, genetik araştırmalarında büyük adımlar atıldı. Cern projesi düşünceden eyleme geçmeye 20. yüzyılda başladı. Ama 20. yüzyıl aynı zamanda çevrenin en fazla kirletildiği, sanayi ile doğa arasındaki savaşı ne yazık ki doğanın yitirdiği bir yüzyıl olmaktan kurtulamadı. Kapitalizm, çevrecileri arkadan dolanarak, deyim yerindeyse tuş etti. Bilimsel araştırma ve geliştirmenin yönlendirilmesi, araştırma fonlarının denetimi, bilimin ticarileştirilmesi kapitalist sistemin büyük başarısı oldu. Bugün bilim, siyaset ve sistemle kavga etmeden ilerleyemiyor artık. Yine de yürekli bilim insanları, Selikof’lar çıkıyor. HHH Bizde de Selikof’lar var. Onlardan birisi de Prof. Dr. Onur Hamzaoğludur. Selikof’un başına ne geldiyse şimdi onun başına geliyor. Ne yaptı Prof. Hamzaoğlu? Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamzaoğlu ve arkadaşları yaptıkları bir araştırmayla annelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk dışkılarında ağır metaller saptadılar. Bu saptama, araştırmanın yapıldığı ve kirliliğin dayanılmaz boyutlara ulaştığı Dilovası halkını yakından ilgilendiriyor. Çünkü Dilovası’nda her 100 ölümden 33’ü kanserden oluyor. Araştırmayı halkla paylaşan Hamzaoğlu için şimdi “araştırma sonuçlarını halk arasında panik yaratmak amacıyla kullandığı” iddiasıyla soruşturma başlatılmış durumda. HHH Böyle bir durumda üniversite ne yapar? Öğretim üyesine sahip çıkar, arkasında durur, araştırmanın sonuçlanmasını ve tüm Türkiye ile paylaşılmasını sağlar, devletin tüm katlarında bu halk sağlığını tehlikeye atan durumun önlenmesi için çaba gösterir. Ama öyle olmadı. Bir soruşturma da üniversite açtı. Hamzaoğlu’na “uyarı” cezası verdi. Üniversitesinin yalnız bırakmakla yetinmeyip bir de ceza verdiği Hamzaoğlu’na arkadaşları sahip çıktılar. Hem davanın izleyicisi oldular, hem de oturdular kapsamlı bir kitapla bu utanılası olayı enine boyuna incelediler. Yordam Kitap da yayımladı. Şimdi bize düşen nedir? Dilovası’ndaki yurttaşları, onları savunan bilim insanlarını, “önemli olan insan değil, kâr” diyenlere karşı savunmak değil mi? Savunmazsak yüzümüze kara bir gölge düşmez mi? 2. SORUŞTURMA Neden konuştun? TBMM KAPANMADAN ÖNCE VERİLEN ÖNERGE YENİDEN GÜNDEMDE ADANA (Cumhuriyet) Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları için Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından haklarında soruşturma başlatılan 13 öğretmen arasında bulunan EğitimSen Şube Hukuk Sekreteri Orhan Alıcı ile üye Mehmet Akarsubaşı hakkında bu kez de “Basına neden beyanat verdiniz” sorusunun yöneltildiği yeni bir soruşturma başlatıldı. Hakkında Gezi Direnişi’ne destek eylemlerine katıldığı gerekçesiyle 13 öğretmenle birlikte soruşturma açılan Alıcı ve Akarsubaşı hakkında “Demokratik eylemlere katıldıklarını ve açılan soruşturmanın meşru olmadığı şeklindeki söylemlerinin basında yer aldığı” gerekçesiyle Adana Valiliği’nin isteğiyle İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce yeni bir soruşturma daha başlatıldı. Yeni soruşturma kapsamında savunmasını yapan öğretmenlere, gazete kupürlerinin gösterilip “Bu beyanatı siz mi verdiniz” sorusunun yöneltildiği öğrenildi. AKP’de Gezi sıkıntısı EMİNE KAPLAN 2. ÇAPULCU KURULTAYI ‘Polis istemiyoruz’ İstanbul Haber Servisi TGB, üniversitelerde özel güvenlik görevlilerinin yerine polislerin görev yapması, savaş kışkırtıcılığının engellenmesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın nasıl kutlanacağı ve üniversitelerde gerici uygulamaların nasıl engelleneceğini tartışmak üzere 2. Çapulcular Kurultayı’nı topladı. İlki 30 Haziran’da gerçekleştirilen kurultayın ikincisi dün Aksaray’daki Su Tiyatrosu’nda düzenlendi. TGB’liler üniversitelerde düzenlenen forumlarla öğrencileri bilinçlendirdiklerini anlatarak polisi üniversitelerde istemediklerini vurguladı. 100 gündür tutuklular İstanbul Haber Servisi Gezi eylemleri sırasında tutuklanan gençlerin aileleri çocuklarının serbest bırakılması için bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yaptı. Yetkililere seslerini duyurmaya çalışan ailelerden bazıları, dünkü eylemde fenalaşarak baygınlık geçirdi. Aileler, 100 gündür cezaevinde olan çocukları için özgürlük istedi. Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri Platformu’nca yapılan eylemde “Gezi tutsaklarına özgürlük” pankartı açıldı. Bu haftaki eyleme CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün destek verdi. Aileler, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Gezi tutsaklarına özgürlük” sloganları attı. Tutuklu Emek Ulaş Suna’nın annesi Rahime Sakinci çocuklarının intikam için tutuklandığını belirterek “Hukukun uygulayıcılarına sesleniyorum; adalet için gereği yapın. Umarım tez zamanda size de lazım olur bu olmayan adalet” dedi. Eyleme destek veren Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız da Bakan Fatma Şahin’e “Buradaki anneler aile değil mi” diye seslendi. Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutulan Ali Haydar Akdeniz’in babası Hasan Akdeniz de, çocuğunun Alevi mitingine, 1 Mayıs mitingine katıldığı için tutuklandığını söyledi. Ortak açıklamayı yapan Haydar Tunç, “Hiçbir saptırma çabası Taksim’de uygulanan vahşeti gizleyemez” diye konuştu. (Fotoğraf: HAZAL OCAK) POLİS TECAVÜZÜ Kadınlar sokakta!.. İstanbul Haber Servisi Kadın örgütleri, Kadıköy’de gözaltına taciz ve tecavüzü protesto etti. Eyleme katılan Kağıthane Asayiş Büro Amirliği’nde tecavüze uğrayan ve hamile kalan Reyhan Topal yaşadığı psikolojik travmadan dolayı çocuklarıyla iletişiminin bozulduğunu, hala ölüm tehditleri aldığını vurguladı. Anarşist Kadınlar’ın çağrısıyla Kadıköy Boğa Heykeli önünde toplanan kadınlar Rıhtım Karakolu’na yürüdü. Kadınlar, polis barikatının önünde açıklama yaptı. Reyhan Topal belgeleri toparlarken çok zorlandığını anlatırken karakolun kamera kayıtlarının kaybolduğunu ve tecavüz bebeğini doğurmaya zorlandığını söyledi. Topal, N.Ç. davasının savcısı Ateş Hasan Sözer’in de “Kadınlar tecavüzden zevk alıyor” şeklinde konuştuğunu öne sürdü. Polis ‘Allah Allah’ diyerek uzluçayır’da inşasına başlanan cami cemevine karşı çıkan mahalleli anneler, “Bu inşaatta çocuklarımızın kanı var” diyerek, projeyi protesto etti. Tuzluçayırlı annelere polis, 1 TOMA ile çok sayıda Akrep aracı ile müdahalede bulunurken kadınlar yere düştü. Polislerin müdahale ederken “Allah Allah” diye bağırmaları dikkat çekti. Meydandan “camicemevi” inşaatının bulunduğu alana yürüyen Tuzluçayırlı anneler, inşaat alanına gelmeden polisin müdahalesi ile karşılaştı. Polisin, tazyikli su ve biber gazı ile müdahalesi sonucu çok sayıda kadın yaralandı. Bu arada Tuzluça T saldırdı Mahalleli koltuklarla barikat kurup polisle çatıştı yırlılar meydanda toplanarak, “Anaların öfkesi, katilleri boğacak”, “Tuzluçayır faşizme mezar olacak”, “Katil polis mahallemden defol” sloganları attı. Meydandakiler de “camicemevi” inşaatına yürüyüşe geçince yeniden polis müdahale etti. Polisle yurttaşlar arasında çatışma yaşandı. İnşaata giden bir çimento aracının önü kesildi. Çatışma sürerken yurttaşlar Süleyman Ayten Caddesi’nde barikat oluşturdu. Polis burada “Allah Allah” diye bağırarak müdahale etti. ANKARA TBMM’nin 1 Ekim’de açılmasıyla birlikte AKP’nin Gezi eylemleriyle ilgili verdiği araştırma komisyonu önergesi yeniden gündeme gelecek. Ancak bazı parti yöneticileri, “Gezi eylemleri gündemden düştü, eylemler de artık bir iki yer dışında yapılmıyor. Komisyon kurup tekrar konuyu gündeme getirmek parti açısından isabetli olmayabilir” değerlendirmesini yapıyor. TBMM’nin yeni yasama yılına başlamasıyla birlikte ilk gündeme gelecek konulardan biri AKP’li milletvekillerinin, Meclis kapanmadan önce verdikleri Gezi eylemlerinin araştırılması için komisyon kurulmasına ilişkin önergesi olacak. AKP yöneticilerinin de imzasının bulunduğu araştırma önergesi, Meclis’in tatile girmesi nedeniyle görüşülememişti. Önergede, “27 Mayıs 2013 gecesi İstanbul, Taksim Gezi Parkı civarında yol genişletme çalışmaları çerçevesinde başka yerlere nakledilmek üzere bazı ağaçların sökülmesine karşı tepki olarak 4050 kişilik bir grubun gösterileriyle başlayan, bilahare kamu düzenini ve toplumsal barışı bozucu bir nitelik kazanan müessif olayların iç ve dış bağlantılarının ülkeye doğrudan veya dolaylı olarak verdiği zararların araştırılmasında fayda mülahaza edilmektedir” denilmişti. Araştırma komisyonunun kurulup kurulmaması konusunda parti içinde farklı görüşler dile getiriliyor. Bazı parti yöneticileri, “Henüz bir değerlendirme yapılmadı. Ancak altında imzamız olan bir önerge geri çekilmez. Araştırma komisyonu kurulur” derken, bazı parti yöneticileri de “Komisyon kurulursa yararının ne olacağı konusunda iyi bir değerlendirme yapmak lazım. Önergenin verildiği dönemde eylemler sürüyordu ve konu sıcaktı. Ama şimdi Gezi eylemleri gündemde değil, istisnai bir iki yer dışında artık eylem yapılmıyor, sona erdi. Bu aşamada komisyon kurulursa, aynı konular yeniden gündeme gelecek, konu yine ısınacak. Bu aşamada komisyonun kurulması doğru olmayabilir, parti açısından da isabetli olmaz” değerlendirmesini yapıyor. Komisyonun kurulup kurulmayacağı, önergenin ne zaman görüşüleceği parti kurullarında yapılacak değerlendirmenin ardından netleştirilecek. Hayvanseverlere sert müdahale İstanbul Haber Servisi Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin Gezi direnişi sırasında gaz bombaları nedeniyle ölen hayvanlar için Gezi Parkı merdivenlerinde yapmak istediği oturma eylemine polis sert müdahalede bulundu. Eylemde darp edilerek gözaltına alınan 13 kişi birkaç saat sonra serbest bırakıldı. “Devletin katlettiği tüm canlıları anıyoruz” çağrısı ile bir araya gelen grup, açıklama yaparken polisin müdahalesi ile karşılaştı. Eylemciler kalkanlarla İstiklal Caddesi’ne doğru sürülürken “Ağaçlardan, hayvanlardan korkuyorsunuz” diye bağırdı. Çocuğu gözaltına alınan bir kadın ağlayarak, polislerden çocuğunu göstermelerini istedi. Dünya Yazarlar Birliği Türkiye Merkezi Başkanı Tarık Günersel de polisin kalkanlı müdahalesine maruz kalırken gazeteci Ali Öz darp edildi. Grup, gaz bombaları nedeniyle katledilen hayvanlar için Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını duyurdu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear