25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2013 CUMA 8 HABERLER Almanya Başbakanı Angela Merkel: l Sendikalar Konfederasyonu’nun uluslararası eylem çağrısı Özgürlükler Dış Haberler Servisi Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye ile müzakerelerin yeniden açılması kararından memnuniyet duyduğunu ifade ederken, “Bu sonuç, Türkiye’ye önemli bir ortak olduğunu ama protesto özgürlüğü, ifade hürriyeti, hukuk kuralları ile dini özgürlüklerin her zaman geçerli olduğunu ve pazarlık konusu olamayacağını göstermiştir” dedi. Parlamentoda yaptığı konuşmada, TürkiyeAvrupa Birliği (AB) ilişkilerini değerlendiren Merkel, Türkiye ile varılan uzlaşmanın insan haklarına saygı ve siyasi reform koşullarına bağlı olduğunu belirterek, bu koşulların “AB’nin sanki hiçbir şey olmamış gibi hareket etmediğini de ortaya koyduğunu” söyledi. Almanya Başbakanı, Türkiye ile fasılların açılması öncesinde “müthiş bir diplomasi yürüten” Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’ye teşekkür etti. Westerwelle’nin Türkiye’de yaşananları göz önün pazarlık konusu olmaz de bulundurarak, iyi bir öneri getirdiğini söyleyen Merkel, Türkiye ile ilgili sözlerinin son bölümünde, “Avrupa’nın demokratik değerleri tartışılamaz” dedi. Türkiye’de polisin Gezi Parkı eylemlerine sert müdahalesi Ankara ile Berlin arasında da gerilime neden olmuştu. Merkel, geçen hafta pazartesi günü hükümetin göstericilere yönelik tutumunu eleştirerek, polisin müdahalelerinin “çok fazla sert” olduğunu söylemişti. 20 bini aşkın protesto mektubu Gezi protestolarına müdahale ABD Kongresi’nde: Orantısız ve yasadışı Erdoğan kötü gösterdi AKP ÖNERGESİ MECLİS’TE ‘Gezi’ ‘Başbakan’ın şahsına yönelik bir eylem’miş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, Taksim Gezi Parkı eylemlerinin araştırılması için TBMM’de bir Araştırma Komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığı’na önerge verdi. AKP’nin önergesinde, eylemler için “kamu düzenini ve barışı bozucu olaylar” nitelemesi yapılırken hedefin “hükümet ve Başbakan Erdoğan’ın şahsı” olduğu değerlendirmesi yapıldı. Erdoğan tarafından da sık sık dile getirilen sanatçı Mehmet Ali Alabora’nın “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı” mesajı da önergeye girdi. AKP’nin önergesinde, “bu tür üzücü olayların bir daha yaşanmaması için demokratik bir hukuk devletinde alınması gerekli önlemlerin tespiti amacıyla” bir araştırma komisyonu kurulması istendi. Önerge ve gerekçesinde öne çıkanlar şöyle: Yaygın kara propaganda: Önce küçük bir grubun protestosuyla başlayan gösteriler, polisin olaya müdahalesi sırasında aşırı biber gazı ve tazyikli su kullanmak suretiyle orantısız güç kullandığı ileri sürülerek sosyal medyada ve bazı televizyonlarda provokatif söylemlerle tahrik edilerek kalabalıkların sokaklara dökülmesi yönünde yaygın kara propaganda başlatılmıştır. Hükümeti yıkmaya yönelik: Olaylar hem içeride hem de dışarıda Türkiye’nin ve hükümetin itibarını tahrip etmeye hatta hükümeti yıkmaya yönelik yasadışı eylemlere dönüşmüştür. Medya galeyana getirdi: Eylemlere destek veren bazı ünlüler, kanaat önderleri yerli, yabancı gazeteciler ve siyasetçiler halkı galeyana getirici beyan ve mesajlar vermiş; sanal bir savaş ortamı yaratılmış; bunların sonucu kitleler provoke edilmiştir. Alabora’nın tweet’i: Türkiye’de atılan “tweet” sayısı 8 milyondan 35 milyona kadar çıkmıştır. Bir sanatçının “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel” tweet’i de durumun masum bir çevresel duyarlılıktan öte olduğunu ortaya koymuştur. Erdoğan da aşırı gazdan rahatsız: Bu süreçte bazı polisler tarafından biber gazının aşırı kullanımı durumu söz konusu olmuş ve Başbakan, bu durumdan rahatsızlığını ifade etmiştir. Polisin yöntemi: Polisin uyguladığı yöntem, uluslararası metot ve kurallardan farklı değildir. Türk medyasına baskı: Türk medyasının hükümet baskısı nedeniyle gösterileri yayınlamadığı iddiaları tamamıyla yalandır. Dış Haberler Servisi ABD Kongresi’nde düzenlenen oturumda Gezi Parkı odaklı gelişmeler değerlendirilirken, hükümete sert eleştiriler yöneltildi. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Avrupa ve Avrasya Alt Komitesi’nde düzenlenen oturumda konuşan Washington Institute’ten ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, “protestoların ve hükümetin verdiği karşılığın, Türkiye’nin giderek artan biçimde, birbirinden oldukça farklı iki siyasi gruba ayrıldığını gösterdiğini” savundu ve “Bizlerde en fazla kaygı yaratan şey de bu” dedi. Jeffrey, “Hem gözlemcileri hem de beni ve ABD hükümetini rahatsız eden, bazı anlarda barışçıl protestolara görünürde ayrım gözetmeden güç kullanılması. Belki daha da rahatsız edici olan yönü, hükümet liderlerinden tümü değil ama bazılarının tavırları. Başbakan Erdoğan’ın protestocu heyetle görüşmesine rağmen, Erdoğan da dahil olmak üzere bu liderler, genel anlamda protestocuların tamamını kötü gösterdiler” diye konuştu. Jeffrey, “protestoculara karşı kullanılan dilin ve onlara yönelik tedbirlerin, hükümetin ifade ve toplanma öz l Oturumda konuşan Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel protestoların nedenlerini “ana akım medyanın yetersizliği, bağımsız yargının devre dışı bırakılması, yetkililerin en küçük protestolara bile hoşgörü göstermemesi ve polis şiddetine başvurması, Başbakan Erdoğan’ın kadınların kaç çocuk sahibi olması gibi kişisel hayata müdahale olarak algılanan açıklamalar yapması, alkol yasağı, Erdoğan’ın bazı kesimlere karşı sert dili” diye sıraladı. İstanbul Haber Servisi Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC), Gezi Parkı Direnişi’yle dayanışmak için uluslararası eylem çağrısı, çok sayıdaki ülkede kent merkezlerinde, büyükelçilik ve konsolosluk önlerinde sürüyor. DİSK’ten yapılan açıklamada, LabourStart web sitesinin 24 farklı dilde düzenlediği imza kampanyası kapsamında 20 binden fazla protesto mektubunun Başbakan Tayyip Erdoğan’a gönderildiği kaydedildi. DİSK’in açıklamasında 11 küresel sendika federasyonunun çatı örgütü olan ve 200 milyondan fazla işçiyi temsil eden Küresel Sendikalar Konseyi’ninde (CGU) de Başbakan Erdoğan’a bir mektup yazarak şiddete son vermesini, sendikal haklar dahil olmak üzere insan haklarına saygı göstermesini istediği kaydedildi. Açıklamaya göre ülke ülke Gezi eylemleri özetle şöyle: l Avustralya: Sidney Başkonsolosluğu önünde Uluslararası Gıda ve Taşımacılık Federasyonları’nca düzenlenen kitlesel gösteriye çeşitli sendikalar ve Türkiyeli göçmenler katıldı. l Tayland: Bangkok Büyükelçiliği önünde bir protesto gösterisi düzenleyen sendikalar daha sonra büyükelçi ile görüştüler. l Hollanda: Lahey Büyükelçiliği önünde bir gösteri düzenleyen Hollanda Sendikalar Federasyonu ayrıca İstanbul’a bir heyet gönderdi. Amsterdam’da kitlesel yürüyüş gerçekleştirildi. l İngiltere: Sendikalar Konfederasyonu (TUC), Londra’daki büyükelçilik önünde kitlesel gösteriler düzenleyerek Gezi Parkı’na bir heyet gönderdi. l Japonya: Sendikacılar büyükelçiliğe şiddet, gözaltı ve tutuklamalarla ilgili kaygılarını iletti. l Belçika: Sendika konfederasyonları Brüksel’de kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi. l Brezilya: Sendikalar Konfederasyonu, gösterilere Türkiye bayraklarıyla katıldı. l Almanya: Köln, Düsseldorf ve Dortmund’da on binlerce kişinin katıldığı mitingler düzenlendi. l ABD: AFLCIO, büyükelçilik önünde açıklama yaptı. Erdoğan’a protesto faksları gönderildi. l İrlanda: Sendikalar Konfederasyonu büyükelçilik önünde bir açıklama yaptı. l Yunanistan: Atina ve Selanik’te sendikalar “Her yer Taksim, her yer direniş” pankartlarıyla yürüyüşler düzenledi. gürlüğüne, orantılı olma prensibine ve azınlıkların görmezden gelinemeyeceği şeklindeki demokratik prensibe bağlılığı konusunda soru işaretleri yarattığını” savundu. Washington Institute’ün Türkiye Araştırmaları Direktörü Soner Çağaptay da son protestoların AKP’nin “kendi başarısının kurbanı” olduğunu gösterdiğini, partinin ekonomik politikalarının neticesinde büyüyen orta sınıfın, bireysel özgürlüklerine çok bağlı olduğunu ve şimdi AKP’ye “meydan okuduğunu” söyledi. Çağaptay, protestoların Türkiye’nin ilk büyük halk tabanlı siyasi hareketi olduğunu söyleyerek hükümetin, protestoların “dış mihraklar” tarafından yönlendirildiğine dair komplo teorilerine itibar etmemesini istedi. Düşünce kuruluşu Hudson Institute’ten Hillel Fradkin ise “Erdoğan’ın Gezi Parkı’na yönelik saldırısı, birçoğunun dediği gibi sadece orantısız değildi, aynı zamanda da yasadışıydı” diye konuştu. l ABD Büyükelçisi: Halkına güvenmeyen liderler başarılı olamaz Ricciardone’den manidar uyarı ADANA (Cumhuriyet) ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, 5 gün önce başladığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisini Adana ziyaretiyle sonlandırdı. Ricciardone, Gezi Parkı olaylarına eski ABD Başkan John Kennedy ve Atatürk’ün sözlerinden örneklerle değerlendirme yaptı. “Halkına güvenmeyen liderler başarılı olamaz. Fikirler baskıyla değil, karşı fikirlerle ölçülürse etkili olur. Aksi halde şiddet kaçınılmaz olur” diyen Riccardone, ABD’nin bağımsızlığını kazanmasının üzerinden 237 yıl geçmesine rağmen halen düşünce özgürlüğünü yeni fikirlerle karşılaşarak ve test ederek kutlamaya devam ettiklerini anlattı. Büyükelçi, “Halkının gerçekleri ve yanlışları açık bir ortamda ayırt etmesinden korkan bir ulus kendi halkından korkan bir ulustur. Bütün Türkiye için, Türk demokrasisi için ümitliyim” diye konuştu. ‘Sofra’ya oturmadılar ABKPK toplantısında AB Bakanı Bağış’ı sert eleştiren Avrupalı parlamenterler, toplantının ardından yapılan yemeğe de gitmedi Gezi eylemleri sırasında polisin halka orantısız şiddet uygulaması tepki toplamaya devam ediyor. güvence istedi Haber Merkezi Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) dün yapılan oturumunda, Gezi Parkı olayları ele alındı. Toplantı sonunda yapılan açıklamada üyelerden “AİHM içtihadı çerçevesinde toplantı ve gösteri özgürlüğünü güvence altına almaları istendi. Avrupa genelinde “toplantı, medya ve ifade özgürlüğü için gösteriler ve tehditler” konulu bir oturum düzenlenen AKPM’de, Türk hükümetine en fazla eleştiri Avrupa solundan geldi. AKPM Sosyal Demokrat grubu adına konuşan CHP’li üye Gülsün Bilgehan, Erdoğan’ı ve hükümeti eleştirdi. Sol grup adına konuşan BDP’li üye Ertuğrul Kürkçü ise Erdoğan’ı “Devlet benim” sözüyle tanınan Fransa Kralı 14’üncü Louis’ye benzetti. Oturum sonunda 15’e karşı 106 oyla kabul edilen karar metninde, güvenlik kuvvetlerinin kullandığı aşırı veya orantısız güç iddiaları hakkında soruşturma yürütülmesinin de istendiği kararda, biber gazı kullanımının net bir çerçeveye oturtulması ve kapalı yerlerde kullanımının yasaklanması gerektiği de kaydedildi. AKPM, özgürlüğe ‘Laik yaşam tarzına saygı azalıyor’ Haber Merkezi Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin protestolara yönelik tutumunu bir kez daha eleştirerek “Erdoğan laik yaşam tarzına giderek daha az saygı gösteriyor. Ve hükümetin yönünün Avrupa’ya dönük olduğu da kuşku götürür” dedi. Deutsche Welle Türkçe servisinin haberine göre Schulz, Alman “Welt” gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin AB ile üyelik müzakere sürecini ciddi bir şekilde sürdürme isteğinin azaldığı izlenimi edindiğini de kaydetti. Erdoğan’ın üçüncü görev dönemine gerilemelerin hâkim olduğunu savunan Schulz, “Türkiye’nin AB standartlarına uymak zorunda olduğu konusunda Erdoğan’ın açık bir mesaja ihtiyacı var” şeklinde konuştu. Martin Schulz, “Sürecin sonunda Türkiye’nin AB üyesi olacağından kuşku duyduğunu” belirtti. Schulz, Avrupalı liderlere seslenerek “Aslında istemediğiniz halde sürekli müzakere yürütemezsiniz” dedi. Haber Merkezi AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, Gezi Parkı olayları ve Türkiye’nin üyelik sürecindeki fasılların açılmasıyla ilgili bazı AB ülkelerini eleştiren sözlerine, dün yapılan ABTürkiye Karma Parlamento Komisyonu (KPK) 72. toplantısında üyelerden yanıt geldi. Üyeler Bağış’a “AB fikrini daha iyi anlamasını” tavsiye etti. Oturumun ardından AP Başkanı Martin Schulz adına düzenlenen yemeğe, ev sahibi Schulz da dahil olmak üzere hiçbir Avrupalı parlamenter katılmadı. Brüksel’de ABTürkiye KPK toplantısının 72. oturumu düzenlendi. Alman Yeşiller Grubu’ndan Franziska Keller, “Sayın Büyükelçi, AP sizin için bir anlam ifade ediyor mu? Türk hükümeti AP’den ne anlıyor? Gezi Parkı ile ilgili polisin şiddeti nasıl soruşturulacak? Olaylar Türkiye’de sivil toplumun ne kadar canlı ve çok önemli olduğunu gösterdi. İnsanlar ayağa kalktı” diye konuştu. Alman CDU Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Renate Sommer ise “Hükümete şunu söylüyorum: AB Bakanı Bağış tüm AP’ye saldırıda bulundu. Ben büyük saldırıya uğradım. Sayın Büyükelçi sizden dostane özür bekliyorum” dedi. AP Türkiye Raportörü Ria OomenRuijten de “Yüzde 50 oy almış olsalar da Türkiye’de bir tür bahar var” ifadelerini kullandı. Öte yandan oturumun ardından Schulz adına bir yemek verildiği ancak yemeğe Schulz da dahil olmak üzere KPK AP tarafından hiçbir vekilin katılmadığı öğrenildi. l İçişleri Bakanlığı’ndan toplumsal olaylara müdahaleye ilişkin genelge ‘Su’dan sonra gaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanlığı, Gezi direnişi ve buna yönelik tepki çeken polis müdahalesi sonrası toplumsal olaylara müdahale konusunda yeni bir genelge yayımladı. Polislere “Kanuna aykırı toplumsal olaylarda, önce tazyikli su ile müdahale edin, daha sonra gaz mühimmatı kullanın” talimatı verilen genelgede, “dağılmamakta ısrar eden gruplara karşı mümkünse müdahale anında, değilse teknik tespit yapılıp daha sonra gözaltı işlemleri yapılması” istendi. İçişleri Bakanı’nın imzasıyla valiliklere gönderilen genelgede, özetle şu talimatlar yer aldı: l Müdahaleden önce ses yükselticilerle kitle uyarılacak. l Gaz mühimmatı kullanmaya başlamadan önce içinde boya veya biber gazı olan kapsüller atabilen ve orta mesafede etkili olabilen darbe etkili savunma tüfeğinin ara silah olarak kullanılması sağlanacak. l Bazı durumlarda gaz fişeği yerine ses ve ışık fişeği ya da yüksek ses çıkartan diğer mühimmat kullanılacak. l Müdahale sonrasında gaz sarfiyatının bilinmesi, kontrolün sağlanması ve keyfi hareketlerin önüne geçilebilmesi için mutlaka gaz mühimmatını kullanan personel ve bu personelden sorumlu amir tarafından tutanak tutulacak. l TGC ve TGS, valiyle görüştü: Gazetecilerin güvenliği yok ‘Basına özgürlük’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şubesi, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu makamında ziyaret ederek, Taksim Gezi Parkı olaylarında polisin orantısız şiddetine maruz kalan gazetecilerin durumunu paylaştı. Gazetecilerin toplumsal olaylarda çalışma güvenliğinin olmadığı, şiddet olayları görüntülediği ve fotoğrafladığı için güvenlik güçlerinin hedefi haline geldiği belirtilerek, şiddet uygulayan güvenlik güçleri hakkında işlem yapılması gerektiği vurgulandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear