Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 HAZİRAN 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 istemez... İstedikleri sadece oy! Halkı yok saymak, aşağılamaktır ayakları küçümsemek... Kabak en büyük baştır ama yürümez, görmez! Koyunun başı ve ayağı vardır, Askeri darbelere dayanak gösterilen TSK İç Hizmet Yasası değiştiriliyor 35. madde çöpe BARKIN ŞIK Öfke Patlaması... Dipten gelen bir dalga, Gezi Parkı direnişi, polisin acımasızlığı ve Başbakan Erdoğan’ın seçmen tabanını, “İslamcı seçmeni”ni diri tutması için izlediği çizgi... Bir öfke patlaması! Yandaş bir hukuk düzeninin siyasal erk tarafından nasıl kullanıldığı... Sevgisizlik! Muhalifleri düşman olarak görmesi! Yargısız infaz içerikli insan haklarının çiğnendiğini dünya âlem gördü ama nedense toplumun bazı kesimleri göremedi ya da görmezlikten geldi. Ethem Sarısülük’ün ölüm nedeni bir polis kurşunundan çıkan mermi değil miydi? Kameralara yakalanan bir katil! Devletin mi, halkın mı polisi? Yargıç kararını verdi: “Polis kendini korumak amacıyla o kişiyi öldürmüştür. Vicdanım rahat. Çünkü meşru müdafaa. Kasten adam öldürme kuşkusunu ortaya koyan delil yok. Bir milyon kişi bir araya gelse kararım değişmez. Meşru müdafaa konusunda yoğun delil var.” Hukuk devleti düzeninin nasıl bir kenara itildiğini gösteriyor bu sözler. Haberi okurken tüylerim diken diken oldu... Yüreğim sızladı! HHH Ayakların baş olması beni yakın tarihimizin kanlı sayfalarına götürüyor ve darbeci Kenan Evren’in şu sözlerini anımsatıyor: “Asmayalım da besleyelim mi?” Biliyorum hemen aklınıza Erdal Eren geliyor... Yaşı büyütülüp idam edilen çocuk! Ardından Manisalı çocuklar... Lise öğrencisi ve yaşları 1516... Adliyenin önünde anneler ve babalar, kardeşler, arkadaşlar, avukatlar... Çocukların cezaevi aracına binmeleri ve bir annenin çığlığı: “O benim çocuğum, nereye götürüyorsunuz onu?” Daha dün gibi anımsıyorum aradan yıllar geçse de... Bugün dünden daha beter, daha acımasız... Değişen bir şey yok aslında. Aynı hamam aynı tas! Ayakların baş olmasını siyaset ARINÇ: KİMSE VAZİFE ÇIKARMASIN DİYE DEĞİŞTİRİYORUZ Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TSK İç Hizmet Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikle ilgili soruları yanıtladı. Arınç, “Kimse cumhuriyeti korumak ve kollamak görevinden, sivillere karşı, hükümeti devirmek, parlamentoyu feshetmek veya adına darbe deyin, bir başka şey deyin parlamentoyu kapatarak kendi yönetimlerini kurmayı anlamasınlar veya bundan vazife çıkarmasınlar diye Silahlı Kuvvetlerin vazifesini tekrar yeni bir şekilde tarif ediyoruz” dedi. ANKARA Hükümetin TBMM’ye sunduğu yasa tasarısı ile askeri darbelere “yasal dayanak” olarak gösterilen TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesi değiştiriliyor. Söz konusu maddedeki, “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi, Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamaktır” ibaresi, “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi; yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanması na yardımcı olmaktır” şeklinde değiştiriliyor. Düzenlemeyle “iç düşman konsepti” sona erecek. TSK İç Hizmet Kanunu, Askerlik Kanunu ve İl Özel İdaresi Kanunu’nda da değişiklik öngören Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı dün TBMM’ye sunuldu. Tasarıyla, halen “Türk vatanını, istiklal ve Cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Bu mükellefiyet özel kanun AKP’NİN TASARISINA TEPKİ Müdahale yetkisi MİT’e mi veriliyor? İLHAN TAŞCI ANKARA Hükümet bir yandan Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun “darbenin dayanağı” sayılan 35. maddesini değiştirmeye hazırlanırken öte yandan benzer bir “operasyonel” yetkiyi MİT’e vermeyi tasarlıyor. Eski MSB Başhukuk Müşaviri Cavit Çalış, taslağın yasalaşması halinde MİT’in herhangi bir şiddet, cebir olayı bile olmadan “operasyon” yetkisini kullanabileceğine işaret etti. Eski MSB Başhukuk Müşaviri, avukat Cavit Çalış, hükümetin 35. maddeyi değiştirme girişimi ve MİT Yasası’nda değişiklik öngören yasa taslağını değerlendirdi. Çalış, 35. maddeyle TSK’ye “Türk Yurdunu” ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni Korumak ve Kollamak” görevinin verildiğini belirtti. Çalış, “Bunun anlamı da ülkemizin toprak bütünlüğünü korumak için dışarıdan veya içeriden gelecek tehdit ve hareketlere karşı korumaktır. İçeriden gelen tehdit ve hareketlere karşı korumak ve kollamaktan maksat da devletin topraklarının tamamının veya bir kısmının yabancı bir devletin hâkimiyeti altına girmesi veya bağımsızlık ve bütünlülüğünün bozulmasına yönelik tehdit ve hareketlerdir” dedi. Çalış TSK’nin bu görevi yerine getirebilmesi için anayasa uyarınca Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararı ile olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali gibi, olağanüstü yönetim usullerinden birinin ilan edilmesi ve Meclis’in onaylaması gerektiğini anlattı. Avukat Cavit Çalış, “İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin TSK’ye darbe yapma yetkisi verilmesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Anayasa gereğince görev verilmedikçe TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin yerine getirilmesi söz konusu değildir. Bu nedenle 35’nci maddenin askeri darbelerin nedeni veya dayanağı olarak gösterilmesinin hukuki bir yanı yoktur” değerlendirmesini yaptı. Bir yandan darbe dayanağı değiştiriliyor görüntüsü yaratılırken MİT Yasa Taslağı’yla, teşkilata, “Anayasal düzene ve milli menfaatlerin gerçekleştirilmesine engel olan veya engel olması muhtemel iç tehdit odaklarına karşı her türlü istihbari ve operasyonel faaliyetlerde bulunmak” yetkisi tanınmaya hazırlanıyor. Cavit Çalış, TSK’nin görevinin olağanüstü yönetim usullerinden birinin ilan edilmesiyle başladığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “MİT Yasa Taslağı’nda ise olağanüstü hal yöntemlerinden birinin ilan edilmesine gerek duyulmaksızın, hatta cebir ve şiddet kullanılarak işlenen yaygın şiddet olayları dahi meydana gelmeden diğer bir anlatımla TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesindeki görev şartlarının oluşmasını gerektirecek boyutta olmayan muhtemel iç tehdit odaklarına karşı kullanılabilecek olan bir yetkidir. Bu yetkinin kullanılması, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesindeki görev şartlarının oluşması halinde, ilan edilecek olağanüstü hal yönetim şekline göre TSK’nin kullanılması gereken yetkilerin kullanılmasına herhangi bir engel oluşturmayacaktır.” 4 Askerlik hizmeti yapanlar, ölüm veya sakatlanma ile karşılaşırsa tazminat ödenecek. Afyon’daki mühimmat deposunda yaşanan patlama sırasında hayatını kaybeden er ve erbaşlar bu düzenlemeden yararlanabilecek. 4 Kaçırılan askerler, “kusursuz bulunursa” kaçırıldıkları süre askerlik hizmetinden sayılacak. Son olarak PKK tarafından kaçırılan askerler, Türkiye’ye dönmelerinin ardından askerlik hizmetlerini tamamlamaları için yeniden silah altına alınmıştı. Bu düzenleme yürürlükte olsaydı, o askerler terhis edilebilecekti. 4 Yüksek Askeri Şura’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesine “Yüksek Askeri Şura kararları Cumhurbaşkanının onayı ile tekemmül eder” fıkrası eklendi. 4 2565 sayılı As MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Erdoğan’ın en değer verdiği bürokratkeri Yasak Bölgeler lardan biri olarak biliniyor. TSK İç Hizmet Yasası’ndaki değişiklik ve Güvenlik Bölgeleri tasarısıyla aynı dönemde MİT yasasında da değişiklik planlandığı ve Kanunu’na yeni madde tasarının direkt MİT yöneticileri tarafından hazırlandığı öne sürülüyor. eklendi. Terörle mücadele kapsamında operasyon devam ettiği müddetçe; Genelkurmay Başkanlığı veya İçişleri Bakanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askeri veya özel güvenlik bölgesi ilan edirat amacıyla yayın yapma ve inter CAN HACIOĞLU net sitesi kurma, iç tehdit algılama lebilecek. GecikmesinESKİŞEHİR Eskişehir Baro Baş sı karşısında operasyon yapma, dış de sakınca bulunan halkanı Rıza Öztekin, MİT ile ilgili ha tehdit olursa yabancı ülkelerde aynı lerde vali kararı ile on zırlanan yasa taslağında MİT’e bazı biçimde operasyon yapabilme, po beş güne kadar özel gükamu kurumları ve şirketlerden kişi lis ve jandarmanın yetkilerini dev venlik bölgesi ilan edisel bilgileri alma yetkisi verilmek is ralma gibi daha pek çok olağanüs lebilecek. 4 Sözleşmeli erbaş tendiğine dikkat çekerek “Böyle bir tü ama hukuk dışı yetkiler tanınve erlerin uzman erbaştaslağın yasalaşmasını engelleme maktadır” diye konuştu. leridir. Yoksa demokratik hukuk Taslağın anayasaya aykırı olduğunu lığa geçiş yaş sınırı yirdevleti fiilen sona erer” dedi. vurgulayan Öztekin, “taslak anaya mi beşten, yirmi dokuEskişehir Baro Başkanı Rıza Özte samızdaki ‘demokratik hukuk devle za yükseltildi. TBMM Başkanı Cekin, “Kamuoyunda MİT’in görev ve ti, mahkemelerin bağımsızlığı, idareçalışma esaslarını düzenleyen ya nin her türlü işlem ve eyleminin yar mil Çiçek, TSK İç Hizsada değişiklik yapılmak istendi gı denetimine tabi olduğu’ ilkeleri met Kanunu’nda değiği, bu kapsamda MİT’in üst düzey ne ve daha pek çok hükme aykırı şiklik yapan tasarıyla ilgörevlilerce bir taslak hazırlandığı dır. Milletvekilleri anayasaya sa gili gazetecilerin sorulave Başbakanlık’a sunulduğu iddia dık kalacağına dair yemin etmiş rını yanıtlarken, bu geları var. Henüz bahsedilen bu tas lerdir. Beklentimiz, bu yeminlere lişmeleri olumlu değerlak resmiyet kazanmamıştır. Tar sadık kalmaları ve böyle bir tasla lendirdiğini söyledi. Çitışmalara konu olan içeriğine göre ğın yasalaşmasını engellemeleridir. çek, “Bu tasarının bir MİT’e istihbaratın yanında, fişleme, Yoksa demokratik hukuk devleti fi an evvel yasalaşması lazım” dedi. her türlü izleme, psikolojik istihba ilen sona erer” dedi. larla vaz’olunur” şeklinde tanımlanan askerlik, tasarıda, “Harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir” şeklinde değiştirildi ve TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddede yapılan değişiklik ile uyum içine sokuldu. Açılım düzenlemesi Torba tasarıyla, PKK’nin çekilme sürecinde en çok tartışılan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesinin (d) fıkrasında da değişikliğe gidildi. İl Özel İdaresi Kanunu’nda yapılacak yeni düzenlemeyle, illerde çıkabilecek olaylara karşı mü dahalede yetkiler, Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’ndan Bakanlar Kurulu’na aktarıldı. Yetkinin Bakanlar Kurulu’na devredilmesine gerekçe olarak, “birden fazla ili içine alan olaylarda” koordinasyonun sağlanması gösterildi. Torba tasarının önemli diğer bazı başlıkları şöyle: 4 Terörle mücadele sırasında veya bu görevlerinden dolayı alıkonulan ya da kaybolan sözleşmeli erbaş ve erlerin sözleşmeleri talep şartı aranmaksızın uzatılacak. Böylece terör örgü Afyon düzenlemesi geldi tü tarafından kaçırıldıkları için geçmişte mağdur olan sözleşmeli erbaş ve erlerin bu mağduriyetleri ortadan kalkacak. 4 Sözleşmeli erbaş ve erlerin terörle mücadele dışındaki diğer kritik birlik ve görevlere de atanabilmelerinin yolu açıldı. Bu askerlerden en az yedi yıl görev yapanların kamu kurum ve kuruluşlarındaki boş kadro ve pozisyonlara atanmalarına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. ‘MİT yasası geçerse demokrasi sona erer’ düşünmez! Doğanın tüm renklerini yok sayan, beyazı unutan, göğün ve denizin maviliğini duyumsamayan, yeşili türbe sananlar; gün gelir o yüzde 50 çoğunluk yitip gidecektir. Bilmezler, bilseler akıllarına getirmezler... İktidar gücü onları yüce olduklarına inandırdığı için öfke patlamasıyla rahata kavuşurlar. Kibir, tepeden bakma, aşağılama, böbürlenme! Kendilerine yapılanları unuttukları için, yüce devletimiz adına ne yaparlarsa doğru yaparlar! Birbirlerinden hiçbir farkı yoktur! Hukuk düzeni onlar içindir, iktidar hırsı onlar için! Ya halkın öfke patlaması sandığa yansırsa? HHH Erdoğan’ın orantısız güç patlaması, polisin orantısız güç kullanmasıyla örtüşüyor... O kibir, böbürlenme, iktidar gücü gökkuşağının tüm renklerini yüreğinden söküp alıyor. Başbakan’ın seçmen tabanı, onu seçenler de ezildi bu devletin baskısından. Sanıyor ki seçmen tabanının tümü onun gibi düşünüyor! Yanılıyor Erdoğan... Gezi Parkı eylemcilerinin, tencere tava çalanların arasında kendisine oy verenlerin de olduğunu aklının ucundan geçirmiyor. CHP’li ya da sol gruplar olduğunu sanıyor! Yanılıyor! CHP ve o küçük sol gruplar ya da partiler bunu becerebilseler, çoktan sandığa gömülürdü AKP... Gezi Parkı’ndan tüm yurda dağılan eylemlerden tüm siyasal partilerin ve demokrasimizin ders çıkarması gerekir. Hukuku çiğneyemezsiniz, yandaş yargı yaratamazsın! HHH Sokağın ve meydanların dilini anlayın artık! Vandallar, teröristler, çapulcular, ayyaşlar dediğiniz kitlelerin en az yüzde 80’i, hiç oy kullanmayanı, tencereciler tavacılar sandığa giderse sizi Obama bile kurtaramaz... Sanırım balık avına çıkacak bir arkadaş bulursunuz! grup seçiminden çok ‘ince’ mesajlar CHP’de yenilikçiler ‘değişim’i zorladı AYŞE SAYIN AKP’Lİ VEKİLLERİN GRUP YÖNETİMİNİ SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ BİLE YOK Kâtip demokrasisi! ERDEM GÜL ANKARA CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiçbir ismi işaret etmemesi üzerine uzayan turlarda yaptığı seçimlerin ardından AKP de, Meclis yönetim organlarında görev yapacak üyelerini bugün seçecek. AKP Grubu, bugün Meclis yönetiminde partiye düşen 2 TBMM başkanvekili, 5 grup başkanvekili, 2 idare amiri ve 6 kâtip üyenin seçimi için toplanacak. Seçimlerin yapılacağı grup toplantısı öncesinde milletvekilleri ne, “Yalnızca 2 idare amiri ve 6 kâtip üyelik için grubun serbest bırakıldığı, bu üyelikler için herkesin aday olabileceği” duyurusu yapıldı. Bunun üzerine ise doğrudan Başbakan Erdoğan’ın belirleyeceği duyurulduğu için bu görevlere başvuru olmadı. AKP’nin bugün yapılacak grup toplantısında, u AKP grubu Meclis yönetimine girecek üyelerini Erdoğan tarafından hazırlanacak listeyi oylayarak yapacak. Erdoğan, parti grubunun sadece 6 kâtip üye ve 2 idare amiri için bağımsız oy kullanmasına izin verecek. kâtip üyelikler ve idare amirlikleri için 20’ye yakın milletvekili başvuruda bulundu. Meclis başkanvekilleriyle grup başkanvekillerini 2 meclis başkanvekili ve 5 grup başkanvekili için yapılacak seçimler öncesinde Erdoğan’ın bu görevler için istediği isimler milletvekillerine ile tilecek. Erdoğan’ın istediği liste seçileceğinden Meclis ve grup başkanvekillerinin ilk turda seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. AKP grubunda asıl sandık demokrasisi 2 idare amirliği ve 6 kâtip üyelik için işleyecek. AKP milletvekilleri, idare amirliği ve kâtip üyelikler için serbest bırakıldıkları ve isteyen herkese adaylık hakkı tanındığı için istediği ismi seçebilecek. AKP’de Cemil Çiçek’in yeniden Meclis Başkanlığı’na iki yıl daha devam etmesi kesinlik kazandı. ANKARA CHP’de önceki gün yapılan Meclis Grup Yönetimi ve TBMM Başkanlık Divanı üyeliği seçimlerinde, “yenilikçiulusalcı” çekişmesi yaşanırken “demokratik centilmenlik” yarışına da sahne oldu. Seçimlerde en belirgin ortaya çıkan ise yenilikçi kanadın hemen her görev için “aday” çıkararak değişimi zorlaması oldu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, adaylar arasındaki sıkı çekişmeye karşın, “kavgasızgürültüsüzküskünler grubu yaratmayan” bir seçim atmosferinin yaşandığı seçimlerin ardından, milletvekilleriyle önceki akşam yemekte bir araya geldi. Ankara milletvekili Sinan Aygün’ün organize ettiği yemekte milletvekillerine seçimlerde gösterdikleri demokratik olgunluk için teşekkür eden Kılıçdaroğlu’nun, grup başkanvekilliği yarışını kaybeden Emine Ülker Tarhan ile TBMM Kâtip Üyeliği koltuğunu Muharrem Işık’a devreden Tanju Özcan’ı iki yanına oturtarak jest yaptığı öğrenildi. CHP kulislerinde, önceki günkü seçimlere prosedür gereği yapılan bir grup ve Meclis Başkanlık Divanı üyeliği seçiminden öte anlamlar taşıdığı değerlendirmeleri yapılıyor. CHP kulislerinde yapılan değerlendirmeler şöyle: Yenilikçiler zorladı: CHP’de uzun süredir yaşanan “ulusalcıyenilikçi” çekişmesi, Grup ve Meclis Başkanlık Divanı üyeliği seçimin de belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Yenilikçiler, Grup Başkanvekilliği için Manisa Milletvekili Özgür Özel, TBMM Başkanvekilliği için Erdal Aksünger ve TBMM Katip Üyeliği için de Muharrem Işık’ı aday olarak çıkarması dikkat çekti. Özgür Özel seçilemese de grup başkanvekilliği yarışını 4. tura kadar sürdürerek, “biz de varız” mesajı verdi. Ancak sadece yenilikçilerin desteklediği Erzincan Milletvekili Muharrem Işık TBMM Kâtip Üyeliği koltuğuna oturdu. Her iki tarafın üzerinde uzlaştığı isimler ise Akif Hamzaçebi ve grup başkanvekilliğine ilk kez seçilen Engin Altay oldu. Seçimlerde Emine Ülker Tarhan’ın grup başkanvekilliği koltuğunu kaybetmesinde, “grup başkanvekilliğindeki performansı”, “mesafeli” duruşu ve ulusalcı kanada yakın tavrının etkili olduğu yorumları yapılıyor. “Uyarı” aldılar: Son turda, diğer adayların çekilmesi ile Grup Başkanvekilliği’ne seçi len Muharrem İnce ile TBMM Başkanvekilliği’ne seçilen Güldal Mumcu’nun “zorlanarak” seçimi almaları, “gruptan uyarı mesajı” olarak yorumlanıyor. Yarışa “ilk turda seçileceği” hesabıyla giren İnce’nin bu turda 5. sırada oy almasının altında, “iyi hatip, seçmende karşılığı ve desteği olan bir milletvekili” olmasına karşın, grup yöneticisi olarak yeterince “onaylanmadığı”nın mesajı olarak değerlendiriliyor.