25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 TTB’nin Gezi raporu korkuttu: 16 günde 4 ölü, 63’ü ağır 5 bin yaralı var Savaş sonrası gibi GAZDAN NASİBİNİ O DA ALDI l Taksim’de önceki gün polisin müdahalesine sapanla tepki gösteren yaşlı teyze akşam saatlerinde ise hastaneye kaldırılırken görüntülendi. Biber gazından etkilendiği tahmin edilen protestocu teyze, baygın halde hastaneye kaldırıldı. Taksi... İstanbul... Nahit Duru taksiye bindi... Daha biner binmez taksici: “Soru bir, hangi partiye oy verdiniz?” dedi... “Hayrola?..” “Anket yapıyorum abi, siz on birincisiniz...” “Ne çıktı?..” “Yedisi daha önce AKP’ye oy vermiş, bir daha vermem dedi... Biri bunlara oy vermiş, yine verecek...” “İkisi?..” “Çekimser...” H Ankara... Andree ile Turna Hanım, VTM’de tedavi gören köpeğimiz Çıtır’a bakmaya gittiler, yine olaylı bir akşam... Ellerinde bir poşet... İçinde tencere ile bir kaşık... Hani programa giden kemancılar gibi... Balkonlarında tencere tava çalınan, kaldırımları slogan atan gençlerle dolu yolda, poşetten tencerelerini çıkardılar, taksi şoföründen çekine çekine... Şoför baktı... Sevindi... Koltuğunun altından o da çıkardı... Bir kaşık, bir tava... H Anketlere bakmayın... Taksicilere bakın... Gideni, geleni taksici bilir... H Daha dün... Taksi şoförleri genelde konuşmazlar... Bu daha kafamı uzatır uzatmaz: “Sanki ejderha... Açtı mı ağzını uuuuuvvv.... Dur bi... Başka kimse yok sanki ağzı neyn olan... Konuş konuş konuş... Hâlâ konuşuyor... Konuşsun yani diyem de... Maksat ne konuşuyor?.. Onu ben de söylerim... Lay lay lom lom... Ama bu insanlar haksız mı?.. Haksız dersen, senin bu yaptığın ne?.. İşte şu fiş, depo doldur, ev kirası kadar ver... Benzin dediğin su misali, bitiyor tabii... Çocuk dedi ki baba bu ne?.. Dedim oğlum ne yapalım?.. Şimdi kalkmış koymuş karşısına... Bu da diyor ki demokrasi var mı?.. Varsa benim demokrasim de var... Seninki ne kadar?.. Şu kadar... Benim dinim imanım bana, seninki sana... Gelmiş çıkmış iki saat, dedim ki Ömer.............” (..........) “Dur usta, kurban olayım, geçtik gittik...” İstanbul Haber Servisi Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Gezi Parkı olaylarına ilişkin tuttuğu son rapora göre, 63’ü ağır, 5 bine yakın kişi yaralandı, 12 kişi gözünü kaybetti, 35 kişi ise kafatası kırığı ve beyin travması sonucu hastanelerde yoğun bakımda tutuluyor. Raporda ayrıca 4 kişinin de yaşamını yitirdiği, yaralılardan 7’sinin durumunun ise ciddiyetini koruduğu kaydedildi. Taksim Gezi Parkı’nda 16 gündür süren eylemlerde polisin müdahalesine ilişkin yaralıların sayısını raporlayan TTB, yaralanmaların biber gazına bağlı yüzeysel yanma ve solunum sıkıntısı, yakından atılan biber gazı kapsüllerinin vücuda isabet etmesi, plastik mermi ve darba bağlı kasiskelet sistemi yaralanmaları ile doku zedelenmelerinden kaynaklandığı vurgulandı. TTB’nin raporuna göre il il yaralı sayısı şöyle: l İstanbul Olaylarda 1.845 kişi yaralandı. 23 kişinin ağır yaralandığı olaylarda 1 kişi öldü, 6 kişi ise atılan biber gazı kapsülü ve plastik merminin isabet etmesi sonucu gözünü yitirdi. l Ankara 1.297 kişinin yaralandığı olaylarda, 19 kişi ağır yaralandı. 6 kişi kafa travması sonucu yoğun bakımda tutulurken 3 kişi gözünü kaybetti. Durumu kritik olan Ethem Sarısülük’ün beyin ölümü dün gerçekleşti. l İzmir 800 kişinin polisin attığı biber gazı ve biber gazı kapsülünden yaralandığı olaylarda 2 kişinin durumu ciddiyetini koruyor. l Antakya 161 kişinin yaralandığı gösterilerde 3 kişi ağır yaralanırken Abdullah Cömert isimli genç öldü. l Adana 152 kişinin yaralandığı olaylarda 6 kişinin durumu ağır. 1 polis memuru ise köprüden düşerek şehit oldu. Gösterilerde polisin attığı biber gazı sonucu 10 yaşında 1 çocuğun kalçası kırıldı, 5 kişi ise kafa travması sonucu hastanede tedavi altında tutuluyor. l Eskişehir 300 kişinin yaralandığı polis müdahalesinde 2’si yoğun bakımda. 3 kişinin durumu ağır. l Muğla 50 kişi yaralandı, 1 kişi görme kaybı riski ile karşı karşıya. l Mersin 17 kişi yaralı, 1 kişi kafa tramvası sonucu tedavi altında. l Balıkesir 155 kişi yaralandı. Yaralıların tedavisi hastanelerde tamamlandı. l Antalya 150 kişinin yaralandığı gösterilerde, 1 kişi ağır yaralandı 1 kişi de gözünü kaybetti. l Bursa, Kocaeli, Rize 3 ilde yapılan gösterilerde 20 kişi yaralandı. Olaylarda 1 kişi gözünü yitirdi. ‘Gezi Parkı’ndaki revirde yüzlerce yaralı var’ iddiası Doktora, Yaşama tutunamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin açtığı ateş sonucu başından vurulduğu ileri sürülen Ethem Sarısülük’ün beyin ölümü resmi olarak açıklandı. Ağabey Mustafa Sarısülük, doktorların kardeşinin beyin ölümünün gerçekleştiği bilgisini verdiğini söyledi. 26 yaşındaki işçi Sarısülük, protesto gösterilerinin ilk günlerinde Kızılay’daki eylemde başından ağır yaralanmıştı. Sarısülük’ün polis tarafından vurulma görüntüleri internet sitelerinde yayımlanmıştı. Savcılığın soruşturması ise halen sürüyor. Ağabey Mustafa Sarısülük, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Maalesef kardeşim kurtulamadı. Çok üzgünüz. Şu anda hâlâ yaşam destek ünitesine bağlı. Bu da bittiğinde artık Adli Tıp süreci başlayacak” dedi. Aile avukatı Kazım Bayraktar, Ethem’in beynindeki cismin normal mermi olduğunu tespit ettiklerini ve bunun tomografi sonucuna yazıldığını belirterek “Ethem’in polis kurşunu ile vurulduğu görüntülerde var. Her silah ve mermi polis üzerine kayıtlıdır. Bir mermi eksildiğinde hangi polise ait olduğu bilinir. Emniyet Ethem’i vuran polisi biliyor ama saklayarak suç işliyor” dedi. Sarısülük, Ankara’daki eylemlerde ağır yaralanmıştı hastaya, herkese şiddet İstanbul Haber Servisi Taksim’de polisin dün sabaha dek süren müdahalesi sırasında yüzlerce kişi yaralandı. Gezi Parkı’ndaki büyük revire kaldırılan 526 yaralıdan 46’sının durumu ağır. İki yaralı beyin travması geçirirken bir kişinin ise gözlerinde ciddi hasar oluştu. Parkın içinde yer alan diğer revire de yüzlerce yaralının geldiği, atılan gaz bombaları nedeniyle hekimlerin ve sağlık personelinin zor anlar yaşadığı ifade edildi. Olaylar sırasında 2 yabancı basın mensubunun göğüs ve boyunlarına aldıkları cop darbeleriyle yaralandığı belirtildi. Olayların başladığı saatlerden itibaren Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne 67 kişinin getirildiği oksijen tedavisi gören bu kişilerin tamamının taburcu edildiği kaydedildi. Parktaki revirin sorumlusu tiyatrocu Cengiz Mert, kendisinin de yoğun gaz bombasına maruz kaldığını ve kalp krizi geçirdiğini, devlet hastanesine kaldırılarak tedavi gördüğünü anlattı. Mert “Burayı bir masa olarak kurmuştuk, şimdi hastane haline geldi. İnsanlar hastanede tutuklanıyor, bu nedir? Biz potansiyel suçlu değiliz. Bu iş sağduyulu olursak çözülür” diye konuştu. Polisin plastik mermi kullanması sonucu gözünden yaralanan Aydın Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Mahir Gür’ün ise tedavisine devam edildiği belirtildi. Gür’ün babası Aydın Gür, oğlunun durumunun kritik olduğunu söyledi. Baba Gür, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. Olaylarda polisin attığı plastik mermi gözüne saplanan Erdal Sarıkaya’nın yakını Veli Doğan ise “Erdal’ın 1.5 aylık ve 2 yaşında iki çocuğu var. Yapılanları tüm dünya gördü” diye konuştu. Gezi Parkı’nda gözüne gaz fişeği geldiği ifade edilen Zeynep Kaya’nın (22) geçici körlük yaşadığı belirtildi. Okmeydanı’nda yaralanan ve tedavisi süren Nuri Durmaz ise “Olayları merak edip pijamamla dışarı çıktım. Bu sırada bir tek ben vardım, polis 1 metreden beni hedef alarak biber gazı attı. Biber gazı kapsülü ile yaralandım, karaciğerim zarar gördü. Suç duyurusunda bulunacağım” dedi. Olaylarda bir polisin de bacaklarının arasında havai fişek patladı. Patlama sonrası polis, kasıklarından yaralandı. Taksim’de önceki akşamki müdahalenin ardından sabah AKM önünde beklemeye geçen Çevik Kuvvet ekiplerinin üzerine rüzgârın savurması sonucu tahta düştü, bir polis başından yaralandı. Olayı gören eylemciler park içindeki revirden sedye getirdi. Polisler önce sedyeyi kabul etmezken eylemcilerin ısrarı üzerine yaralı polisi sedyeye aldı, üzerine battaniye örttü. Olay yerine gelen sağlık ekipleri polisi ambulansa alarak hastaneye kaldırdı. Polisin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Gezi Parkı’ndaki 2. revirde gönüllü çalışan Beyin Cerrahı Kubilay Ece ise bu revirde çok sayıda yaralının tedavi gördüğünü anlattı. Savaş şartlarında bile hastaların toplandığı alana, sağlık ekiplerine kimsenin dokunmadığını vurgulayan Ece, şunları söyledi: “Hiçbir savaşta böyle bir ortam görülmemiştir. Bazı doktor arkadaşlarımdan, portakal gazı kullanıldığı yönünde şüpheli bulgular var.” NEYE NİYET NEYE KISMET... sığındık ÖZGÜR ULUSOY azetedeki “gündüz işte akşam direnişte” G ekibindenim. Tabii bizim meydanda geçirdiğimiz birkaç saat, gece gündüz yoğun gaz altında polis şiddetine maruz kalan gençlerin yaşadıklarının yanında kuru bir dayanışma ifadesi belki... Önceki gün de gazeteden bir grup, marketten yüzme gözlükleri, sirke, peçete, tezgâhtan gaz maskeleri alarak yola çıktık. Aslında hem bir toplantıya davetliydim hem arkadaşım Burcu Aksoy’un daha önce direniş nedeniyle bir kez ertelenen sergisinin açılışına gitmek istiyordum ama Gezi’deki duruma göre karar verecektim. Meydana vardığımızda saat yedi buçuğa geliyordu. Olay yok, büyük bir kalabalık toplanmış. Bu durumda hem toplantıya hem sergi açılışına gidip tekrar meydana dönebileceğimi düşünerek arkadaşlarımdan ayrıldım, İstiklal’e saptım. Asmalı Mescit yakınlarına geldiğimde burnuma kesif bir gaz kokusu geldi, kısa sürede ne uyduruk maskem ne ceketimin yetebileceği bir düzeydeydi gaz. Astım ilaçlarımı el yordamıyla kontrol ettim, gözlerimi açabilmem mümkün değildi, bir lokantaya attım kendimi. Lokantada limon, sirke servisi yapıldı; Başbakan Erdoğan ve polisle ilgili şimdi burada yazsam suç teşkil edebilecek bazı görüşler dile getirildi, Kılıçdaroğlu da bazı görüşlerden nasibini aldı. Mekândaki turistler belli ki duruma alışıklar; camları, kapıları kapatın diye seslendiler içeriden. Biraz ortalık yatışınca tekrar yola koyuldum. Taksim’e dönüş mümkün görünmüyordu, sergiye kaçabilirdim. Yolda bir başka arkadaşa rastladım; Almanya’dan yeni geldiği için tedarikli değil, kolunu burnuna götürmüş korunmaya çalışıyordu. Acaba yürüyebilir miyiz derken, ortalık yine gazla kaplandı. İstiklal’den “TOMA’lar geliyor, kaçın” diye koşarak aşağıya inen gençlere katıldık. Zar zor galeriye attık kendimizi. Sanatorium’da şarap yerine Talcid’li sütle karşıladılar bizi. Gözlerimizi, yüzümüzü yıkadık... Yaklaşık bir saat sonra galerinin adıyla yaşadıklarımız arasında esprili bir ilişki kurabilecek duruma gelmiştik. Sergiden haberi olmayanlar da sığınıyordu Sanatorium’a. Havadaki gaz oranının katlanılabilir seviyeye inmesinin ardından Cihangir’e, evime doğru yola çıktım. Meydandan gençler sık sık bizim sokaklara kaçıyorlar. Dün gece de öyle oldu; tencere, tava ve alkışla destek verdi mahalle sakinleri. Gece 4’e kadar Taksim’den atılan ses bombalarını dinledik... Bir gün önce sevgiyle dolup taşan valinin, bir gecede fikir değiştirip aleni tehdit ettiği, o yoğun gaz dumanının altındaki gençlerin “Her yer Taksim, her yer direniş” diye inleyen sesleri baskın çıkıyor sonunda... Sanatorium’a Gözünü yitirebilir... Polise direnişçiler yardım etti Şarap yerine ilaç Savaşta bile dokunmazlar...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear