Catalog

12 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, direnen gençlerin sevgi, Erdoğan’ın şiddet dilini konuştuğunu söyledi 5 oldukları için çevreye karşı duyarsızdı... Çevrecileri “casusluk” suçundan DGM’lerde yargıladı... Fişledi, izledi, baskı altına aldı... Bu yağmada, talanda dönemin dört yıldızlı paşaları, Bülent Ecevit çokuluslu altın avcılarına destek verdi. Birkaç gazeteci, yazar dillendirdi; talanı, soygunu... Şimdilerde ortalıkta dolaşan Gezi Parkı eylemi üstüne yazı yazan zibidiler, yıllar önce bunları yazanlara ad taktı: “Git Kaz Dağları’na çiçekleri, böcekleri, kuşları yaz!” Daha düne dek Başbakan’ın ağzıyla yazan ve konuşanlar bugün Gezi Parkı eylemini savunuyorlar. O yazarların arasında kimlerin istihbarat elemanı olduğunu biliyorum ama “haydi neyse” deyip geçiyorum. Onun için gençlere sesleniyorum... Çevrenizde dolaşanlara dikkat edin... Sizi kışkırtabilirler! Sakın tuzağa falan düşmeyin... Bir de genç sivil giyimli kişilere iyi bakın. Aralarında resmi görevli kışkırtıcılar olabilir, aranızdan dışlayın, yüz vermeyin! Taksim’de dün sabah yaşananlar bunun en somut örneği... HHH Birey bir değişim süreci yaşar! Bu süreç önemlidir! Yaşadıklarımızı iyi algılamak, 90 kuşağının dilini anlamak gerekir. Yıl ne 1968 ne de 1978’dir... Yıllar çok çabuk geçiyor ve dünya değişiyor... En büyük terörün “uluslararası faiz lobisi” olduğunu Başbakan bile Gezi Park’ı eyleminden sonra gördü. Böyle bir şey beklemiyordu! Paniğe kapıldı Erdoğan! Daha uzlaşmacı, toplumun geride kalan yüzde 50’sini kucaklayan bir tavır alsaydı, “uluslararası faiz lobisi” yerinden kıpırdayamazdı. Yazımı sonlandırırken şunları söyleyebilirim: Demokrasi ve özgürlükler bir yaşam biçimidir; demokrasiler yasaklarla değil yasalarla korunur... 2013 yılında Gezi’de, Kuğulu’da, Gündoğdu’da dalga dalga büyüyen direnişin, toplumsal bir harekete dönüşmesini iktidar ve tüm siyasi partiler iyi algılamalıdır. Ve dün Taksim ve Gezi’de yaşananlar... Ne diyeyim? Demokrasi mi?.. O da ne! ‘Öldürecek misin?’ Bahçeli: Gençleri sana yedirtmeyiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın en vahşi provokatör olduğunu kaydederek, “Türk gençliğini AKP’ye sandıkta ders vermeye davet ediyorum” dedi. Bahçeli, Erdoğan’a “Gençlere sürekli bağırıp, azarlamakla ne yapmak istiyorsun. Türk gençliğini sana çiğnetmeyiz, ezdirmeyiz Ve son günlerin modasıyla yedirtmeyiz sayın Başbakan” diye seslendi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Bizi meydanların aydınlığından ve demokratik platformundan sokakların alacakaranlığına çekmeye çalışan yarım akıllıların oyunlarına gelmedik” dedi. Erdoğan’ın masum insanların arkası arkasına çapulcu yaftası vurmasının maskaralık olduğunu kaydeden Bahçeli, masumane tepkilerini gösteren gençler ve vatandaşları anarşist, şehir eşkıyalarıyla bir görmenin ayıp saygısızlık ve müfterilik olduğunu dile getirdi. Erdoğan ve yandaşlarının lale devrini yaşarken gençlerin hayatlarını nasıl kazanacaklarının kaygısını taşıdığını kaydeden Bahçeli, “Çağın dinamiklerini, özgürlük ve demokrasideki yeni eğilimleri, kişisel istek ve yönelişlerin değişen felsefi arka planını kavrayamamış, anlayamamış ve esasen zamanın gerisine de çoktan düşmüştür” diye konuştu. Gezi Parkı’nın bir çığlık ve haykırışın sembolleştiği yer olduğunu kaydeden Bahçeli, gösterilerin demokrasi dışı arayışlarla darbeci heveslerle yakından uzaktan bir alakası olmadığını söyledi. Erdoğan’ın Gezi Parkı’nda gerilimi sürekli tırmandırdığına işaret eden Bahçeli, Erdoğan’ı karşılayan grubun “Yol ver gidelim, Taksim’i ezelim” sözleriyle zıvanadan çıktığını kaydetti. Faiz lobisiyle Erdoğan’ın 10 yıldır yedikleri içtiklerinin ayrı gitmediğini kaydeden Bahçeli, “Faiz lobisi kimlerden oluşmaktadır? Yurtiçi, yurt dışı ayakları nerelere kadar uzanmaktadır” dedi. Bahçeli, faiz lobisinin acilen TBMM’de araştırma komisyonu kurularak incelenmesini istedi. Bahçeli, Erdoğan’ın tüm zamanların en vahşi provokatörü gibi hareket ettiğini söyleyerek, “Başbakan, evladın yaşındaki gençlerle uğraşmaya, azarlamaya, bunlar benim gençliğim değil demeye utanmıyor musun? Kafanın bir köşesinde bu milletin çocuklarını birbirine kırdırmak mı var” dedi. Gençlerin Taksim’de suyun, gazın ve her türlü zorluğun altında kalmaktansa, erken veya zamanında yapılacak bir seçimle tüm isteklerini sandığa yansıtması gerektiğini kaydeden Bahçeli, “Türk gençliğini AKP’ye sandıkta ders vermeye davet ediyorum. Sandığı süpürün, Başbakan ve partisini söndürün” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı eylemlerini değerlendirirken “Bir numaralı provokatörsün sen. Gençler sevgi dili, Başbakan şiddet dili konuşuyor” sözleriyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında yaptığı açıklamalar özetle şöyle: Gençleri hafife almayın: Küçük bir kıvılcımla başladı, gençler ağaçlara sahip çıktı. Polis orantısız güç kullandı. Türkiye ayağa kalktı. Gençlerin haklı eyleminin yanında CHP kapı gibi duracaktır. Toplum değişti. Küçük bir parkta yetişen bir filiz tüm dünyada ses getirdi. Daha fazla demokrasi, da u Gezi Parkı eylemlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Şiddetin dilini kullanan Recep Tayyip Erdoğan, sevgi dilini kullanan gençlerimiz. Ne demek ‘anladığımız dilden konuşmak’? Dövecek misin, öldürecek misin? Demokrasi isteyenlerin öldürüldüğü rejime dikta rejimi, başındakine de diktatör denir” diye konuştu. ha fazla özgürlük istiyorlar. Çevreye ve insana saygı istiyorlar. Mustafa Kemal Cumhuriyeti emin ellere teslim etmiş. İktidarın polisi: Ne demek “benim polisim benim valim?” Vali ve polis, devletin polisi ve valisidir. Ama sen bunları kendi polisin ve valin haline getirdin. O yüzden ben sana “diktatör” diyorum Recep Tayyip Erdoğan. Hatay’da bir milletvekilinin çocuğu polisi sıraya dizip hesap sormuyor muydu? Senin aklın neredeydi o zaman? Onlarca vatandaşın gözü çıkarıldı, bir kişi polis tarafından öldürüldü. Polise saygımız var ama iktidarın polisini asla istemiyoruz. Halkın polisiyle bir sorunumuz yok. Dikta rejimi: Gençlerin sözlerine kulak vermeli, onları aşağılamamalı, onlara iftira etmemeli. Şiddetin dilini kullanan Recep Tayyip Erdoğan, sevgi dilini kullanan gençlerimiz. Ne demek “anladığımız dilden konuşmak”? Dövecek misin, öldürecek misin? Demokrasi isteyenle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Gezi Parkı eylemlerini değerlendirdi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Endişelerimiz duyulmuyor’ CHP Milletvekili Pavey, Türkiye’deki siyasi İslamın, herkesi aynı Sünni kalıba sokmaya çalıştığını söyledi Dış Haberler Servisi CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, İngiliz gazetesi Guardian için kaleme aldığı yazıda “Eğer Türkiye laiklik, İslam ve demokrasiyi bağdaştıramazsa, bunun küresel yansımaları olur” değerlendirmesinde bulundu. Laikliğin Türkiye’de canı istediği zaman alkol almak çerçevesine indirgenemeyeceğini kaydeden Pavey, “AKP, laik eğitim veren okulların sayısını azaltırken, bütçeden aslan payını cami ve dini okullara verdi. 67 bin okula karşılık 85 bin cami var. Geçen birkaç ayda yalnızca İstanbul’da 98 ilkokul imam hatibe çevrildi (...) Yakında yalnızca hali vakti yerinde olanların çocukları laik eğitim alabilecek.” “İfade özgürlüğü de tehlikede” diyen Şafak Pavey, Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısının diğer bütün ülkelerden fazla olduğunu anımsattı. Siyaset, sosyal ve ekonomik yaşamın gittikçe insanların dindarlıklarına göre şekillendiğini anlatan Şafak Pavey, ülkedeki siyasi İslamın, ahlaki bir kılavuzlukla yetinmediğini, kısıtlayıcı kurallarla herkesi aynı Sünni kalıba sokmaya çalıştığını kaydetti. Pavey, “Daha da kötüsü endişelerimiz, kendi ülkelerinde bu tarz siyaseti ve kısıtlamaları asla tolere etmeyecek Batı’da duyulmuyor” dedi. rin öldürüldüğü rejime dikta rejimi, başındakine de diktatör denir. Bütün Türkiye psikanalize merak sardı. Herkesi bir korku sardı. köşe yazarları, bilim insanları, sade vatandaş psikolog olduk. Hepimiz vazgeçirmeye çalışıyoruz, aman ha yapma eyleme sert konuşma memleketi felakete götüreceksin! Ama ben bildiğimi konuşacağım, diyor. Provokatör Başbakan: “Camide içki içildi” demek sorumsuzluktur. Sorumsuzluğun da ötesinde ahlaksızlıktır. Bir numaralı provokatörsün sen. Her toplumun içinde provokatörler olabilir. Hepimizin ortak görevi provokasyona gelmemektir. Ama bir sorun var provokatör başbakan olursa ne olacak? İncirlik Üssü’nde Kuran yırtılırken niye sesin çıkmadı? Irak’ta yüz binlerce kadına tecavüz edildi. Gıkın niye çıkmadı? Sen ne yaptın; o tecavüzcülere başarılar diledin. Müezzine soruyorlar; dürüst, namuslu adam, yalan söylemez, “içilmedi” diyor. Yenişafak yazarı Sayın Süleyman Gündüz onurlu, düzgün, dürüst bir insan. Olaylardan sonra camiye gidiyor, o sırada Egemen Bağış cami imamından bilgi alıyor. Polisin müdahalesinden kaçanlar camiye sığınmış. İçki içilmemiş. Faiz lobisi: Öyle bir konuşma yaptı ki son on yılın en büyük borsa düşüşünü yaşadık. Türkiye büyük kayıplara uğradı. Reel sektörün zararı yaklaşık 1 milyar dolar. Bu ülkede faiz lobisi varsa yeni mi geldi aklın başına? “Onların ümüğünü sıkacağım” diyor. Sıkmazsan namertsin, sık bakalım. Faiz lobisine imkânı sağlayan sensin. Cemil Meriç’ten alıntı: Cemil Meriç, “Hırsızlarla dolu bir panayırdayız. Bezirgânlar mallarını sürmek için sesleri çıktığı kadar bağırıyorlar” diyor. Saygın bir üslupla siyaseti ayağa kaldırmanın zamanıdır. Bu ülkeyi Erdoğan’dan kurtarmanın zamanıdır. Demokrasi mi?.. O da Ne! Kin, nefret, intikam tohumları yerine sevgiyi, kardeşliği, hayatı türkülü çiçekli dallarda çoğaltsaydık bugün demokrasi ve özgürlükler bahçesinde olacaktık hep birlikte... Bunu yapamadık! Dün de başaramadık bugün de! Bunu sorgulamamız, oturup tartışmamız gerekirken biz ne yapıyoruz, siyasal iktidar ne yapıyor, muhalefet nerede duruyor? Irkçılığın, inanç sömürücülüğünün, mezhep ayrımcılığının daniskasını yapıyoruz. Kana kan intikam duygularımız kabarıyor... Birbirimizi yiyoruz! Niçin oluyor bunlar? Yazı yazmadan önce Başbakan Erdoğan’ı dinledim... Durmadan dış güçlerden söz etti ama emperyal güçlerden, Irak’ı, Afganistan’ı işgal edenlerden hiç ama hiç söz etmedi. Suriye’deki iç savaştan, o savaşı tetikleyenlerden, mezhep ayrımcılığı yapanlardan, Irak’ta her gün onlarca kişinin öldüğünden, Libya’daki aşiret savaşlarından... Evet, bu kanlı olayları da gündeme getirmedi. AKP iktidarının baskısından, gizli açık telefon dinlemelerinden, insanların özel hayatına kırmızı çizgi konulmasından... Bunlara da değinmedi? Başbakan, kendi yaşam biçimini toplumun her kesimine dayatmak istiyor! Bunları yazanlara ise öfkeleniyor, gazetecilere, sanatçılara, aydınlara, işadamlarına, merkez medyanın patronlarına, bankaların genel müdürlerine gözdağı veriyor. HHH Yaşar Kemal’in söylediği gibi dünya bir kültür bahçesidir. Yaşadığımız coğrafya binlerce yıllık tarihin ve kültürün boy verdiği topraklardır. İyonya’dan Mezopotamya’ya dek uzanır. Bugün bize miras kalan uygarlıklar birer birer yok edildi, yağmalandı: Kaz Dağları, Turgutlu, Bergama, Eşme, Kütahya siyanürle zehirlendi. Allianoi ve Hasankeyf baraj suları altında kaldı... Siyasal iktidarlar aynı kafada BDP’li DEMiRTAŞ VE BUlDAN’lA GÖRÜŞTÜ Demirtaş, Erdoğan’a ‘öfke dilini bırak, gençleri anlamaya çalış’ uyarısı yaptı: Gezi’de bir gece kal çapulcu uyanırsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sokaklarda özgürlük arayan insanlardan korkmamak gerektiğini belirterek, “Ülkenin tek çapulcu tarafından yönetilmesindense üç beş çapulcu tarafından yönetilmesi daha demokratiktir” dedi. Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Demirtaş, Gezi Parkı protestolarını değerlendirdi. Gezi Parkı’nda başından beri özgürlük talebinin ortaya konulduğunu, halkın sesinin iktidar tarafından duyulmasının istendiğini belirten Demirtaş, kendilerinin de bu yönde çaba harcadıklarını ifade etti. Hükümetin ilk günden beri kalabalıkların duygularını, taleplerini anlamaktan uzak olduğunu savunan Demirtaş, “Kendisi demokrasinin mabedidir, ona atılan her taş, ona yönelen her muhalefet, ona atılan her slogan demokrasiye karşı yapılmış bir harekettir duygusu içinde davranıyorlar. Sayın Başbakan hâlâ bu duygularla, bu lışmasını isteyen Demirtaş, “Empati yapın, kasıntıyı bırakın, Başbakan olarak şortunuzu, tişörtünüzü giyin, siz de Gezi Parkı’na gidin. O gece gaza gelmezseniz, sabah çapulcu olarak uyanmazsanız bir şey bilmiyorum. Oradaki özgürlük arayan atmosfer sizi de etkileyecek” diye konuştu. u “Gençleri alkolden kurtaracağız ayağına gaz Demirtaş AKP’nin bağımlısı yaptınız” diyen Demirtaş, Erdoğan’ın miting hazırlıklarına da tepki göstererek, kendi tabanının hassasiyetlerini de dikkate mitinglerin kutuplaşalmadığını öne sürdü. Demirtaş AKP’nin miting mayı arttıracağı uyarısında bulundu. hazırlıklarına da tepki göstererek, mitinglerin Çözüm sürecine kutuplaşmayı artıracağı uyarısında bulundu. ilişkin değerlendirmelerde de bulunan öfke diliyle konuşuyor. tabanının hassasiyetlerini Selahattin Demirtaş, çöGezi Parkı ile ortaya çı de dikkate almadığını öne züm sürecinde birinci aşakan mesaj hükümet tara sürdü. Protesto gösterileri manın büyük ölçüde sağfından doğru algılanmaz ne ülkenin her yerinde biber landığını ve ölümlerin durve bunun gereği doğru bir gazıyla müdahale edildiğini duğunu ifade ederek, hüşekilde yerine getirilmez anlatan Demirtaş, “Genç kümetin, anayasal ve yase, Türkiye’de özgürlük leri alkolden kurtaraca sal konuları içeren ikinve demokrasi beklentileri ğız ayağına gaz bağımlı ci aşamada ne yapacağıbir kez daha rafa kaldı sı yaptınız” dedi. İktida nı ortaya koyması gerekrılmış olur” diye konuştu. rın gençleri anlamaya ça tiğini söyledi. Demirtaş, insanların yaşam tarzına, kişiliklerine, kimliklerine, inançlarına, ideolojilerine hakaretvari bakış açısının, görmezden gelen ve yok sayan tutumun insanların isyanının asıl nedeni olduğunu savundu. Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın kendi oy Ergin’den ‘yeni paket’ sinyali AYŞE SAYIN diğini belirten Demirtaş, içerik konusunda ise ayrıntılı bilgi verilmeANKARA Adalet Bakanı Sa diğini ifade etti. Önümüzdeki 15dullah Ergin, geçen hafta İmralı’ya 20 günlük sürenin “kritik” olduğugiden ve Abdullah Öcalan’ın ge nu belirten Demirtaş, bu süre içinçen “ilk aşamanın tamamlandı de demokratikleşme paketinin kağı ve ikinci aşama için hükümet muoyuna açıklanmasını bekledikten demokratikleşme adımlarını lerini ifade etti. Öcalan’ın kendileriyle görüşmede 2 hafatması” yönündeki mesajını ileten BDP heyetiu Demirtaş ve talık “analiz ve değerlendirme süreci”nden ne, “yeni paket hazırBuldan, önceki söz ettiğinin anımsatıllığı” sinyali verdi. BDP akşam Ergin’le ması üzerine de DemirGenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan’la görüşerek, Öcalan’ın taş, “Biz istiyoruz ki, bir dahaki görüşmeye kaheyet görüşmelerde daha esnek hale gelinmesi çözüm sürecinin dar müzakere sürecin2. aşamasına de hükümet bazı adımve avukat görüşünün yolunun açılmasının “kuv ilişkin hükümetten lar atsın. Bu sürecin sağılıklı ve seri ilerlemevetle muhtemel” oldubeklentilerini sine katkı sunar” diye ğunu söyledi. ilettiler. konuştu. Demirtaş, ken7 Haziran’da İmralı’ya dilerinin başta TCK ve giden heyette yer alan BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş TMK olmak üzere ifade özgürlüve Grup Başkanvekili Pervin Bul ğünün önündeki engellerin kaldıdan, önceki akşam Adalet Baka rılmasını da içeren yaklaşık 100 nı Ergin’le görüşerek, Öcalan’ın maddelik bir paket üzerinde çailk aşamanın tamamlanmak üze lıştıklarını ve bunu da hükümete re olması nedeniyle 2. aşamaya sunacaklarını bildirdi. Demirtaş, ilişkin hükümetten beklentilerine Öcalan’la yeniden avukat görüşüilişkin mesajlarını ilettiler. Görüş nün başlaması konusundaki talepmeye ilişkin bilgi veren Demirtaş, lerini bir kez daha ilettiklerini behükümetin artık ikinci aşama olan lirterek, “Dikkate alınması kuv“demokratikleşme” ile ilgili so vetle muhtemel diyelim” ifadenut çalışma yapması gerektiğini, sini kullandı. Demirtaş’ın verdikamuoyunun beklentisinin de bu ği bilgiye göre görüşmede, Adayönde olduğunu aktardıklarını bil let Bakanlığı’nın Sırrı Süreyya dirdi. Hükümetin yeni bir demok Önder ve Gültan Kışanak’la ilratikleşme paketi hazırlığı içinde gili vetosu konusunda da BDP heolduğunun kendilerine ifade edil yeti sitemde bulundu.