25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2013 PAZAR 4 ama tarifsiz bir mutluluk sunmaktadır. Bütün hastalar pencere kenarındaki hastayı kıskanmaktadırlar. Çünkü o renkli dünyayı film şeridi gibi izlemektedir. Ondan sonraki en kıdemli hasta özlemle onun yerine geçeceği günü beklemektedir. Nihayet, pencere kenarındaki hasta ölür. Sırasını bekleyen onun yerine geçer ve hemen pencereden dışarı göz atar. Aslında pencere, kör bir duvara bakmaktadır. Görünen sokak falan yoktur. Koğuşun mutluluğunun nedeni, pencere kenarındaki hastanın zengin düş gücüdür. Nazlıcan ile Tuncay’ın da hapishanede, görüş sonrasında birbirlerine son defa baktıkları kendi küçük mutluluk pencereleri varmış. Görüş sonrasında Tuncay’ın koğuşuna giderken son bir defa el salladığı bu penceredeki görüntüyü Nazlıcan belleğine yerleştirir, yol boyunca çıkarıp çıkarıp bakarmış. ??? Hapishanenin küçük mutluluklarının keyfini doyasıya çıkarmak, ama onlara fazla da bağlanmamak gerekir, çünkü onlar kırılgandırlar ve en umulmadık zamanda, en ilgisiz kişiler tarafından hoyratça çiğnenebilirler. Nazlıcan ve Tuncay’ın veda görüntüsünü çerçeveleyen pencere de öyle olmuş, biri camı beyaza boyayıvermiş ve veda görüntüsü artık bitmiş. Neden yapmışlar, güvenlik için mi, bir görüntüyü fazla gördüklerinden mi? Bilinmez. Yazdıklarından biliyorum, Tuncay hapishanedeki mutluluk vesileleri karşısında dikkatli olunmasını gerektiğini çoktan öğrenmiş. Eğer Nazlıcan da beş yılda yaşadıklarından çıkartmadıysa bu dersi son pencere olayından mutlaka çıkarmıştır. Sevgili düşünebiliyor musun? Bir genç kıza babasının küçük veda görüntüsü bile çok görülüyor ve engelleniyor, hatta belki farkında bile olmadan yapılıyor bu. Olay bana çok koydu. Sonra düşündüm. Bugünler de geçecek; Nazlıcan da, Tuncay da, daha ne küçük ve büyük mutluluklar yaşayacaklar, “Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir”. HABERLER Potansiyel adayları yönetime taşıdığını söyleyen Kılıçdaroğlu Sarıgül’den çekinmiyor Nazlıcan’ın Penceresi Sevgili, Dostum Tuncay Özkan’ın sevgili kızı Nazlıcan hapishaneyle daha çocukken tanışanlardan. Onun için hapishane camla, parmaklıkla bölünmüş, karşılıklı oturulup, sağ taraftaki telefon aracılığıyla konuşulan görüşme kabinleri veya masa başında konuşulan görüşme odaları, ziyaretçi giriş kapısı, uzun aramalar, kirli çamaşır alışverişleri, babaya bırakılan haftalık paralar ve yürek burkan veda sahneleridir. Onun yaşındaki genç kızların büyük bir bölümü için bir anlam taşımayan küçük ayrıntılar, Nazlıcan için çok önemli. Çünkü bir mahpusun kızı da kendisi gibi, küçük mutluluk fırsatları yaratmayı bilmelidir. Hayatları kısıtlanmış olan hapishanedekiler ve hastahanedekiler kendilerine küçük mutluluklar yaratırlar. Dışarıdan bakılınca inanılmaz görünür ama hapishanede ve hastanede de küçük ya da yoğun mutluluklar hatta özgürlükler yaşanır. 1983 Aralık ayında, Sağmalcılar Hapishanesi C16 koğuşunda, hapiste yaşamaktansa ölmenin daha iyi olduğu yolunda bir şeyler gevelediğimde, genç kader arkadaşım araba kaçakçısı Sezai’den aldığım şu hayat dersini hiç unutmam: Öyle deme Ali Abi! Yaşam her yerde, hapiste bile güzeldir. ??? Muhasebecilik yaptığı sırada sorumlu tutulduğu bir hesap hatası yüzünden hapse düşen ve orada Amerikan edebiyatının da, dünya yazınının da en güzel küçük hikâyelerini kaleme alan O’Henry (William Sydney Porter) bir hastane penceresinin koğuştakiler için yarattığı küçük mutluluğu anlatır. Hastane koğuşunun bir yatağı pencereden dışarısını görmektedir ve pencere yanında yatan hasta, koğuşun sıkıcı havasını paylaşan arkadaşlarına dışarıyı, mahallenin renkli yaşamını ballandıra ballandıra anlatmakta, onlara küçük Liderlik kaygım yok İLHAN TAŞCI ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına sıcak baktığı Mustafa Sarıgül’ün daha sonraki süreçte genel başkanlık koltuğunu zorlayabileceği yorumlarını “Sarıgül’ün genel başkanlık adaylığından çekinmem. Ben resmen ve potansiyel genel başkan adaylarının tamamını yönetime taşımış bir kişiyim” diye değerlendiriyor. Kulislerde, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin yanı sıra diğer grup başkanvekillerinden Muharrem İnce’nin de sürpriz bir şe İ N C E D E A D AY M I ? CHP grup başkanvekillerinden Muharrem İnce geçen hafta İstanbul’da bir haftaya yakın kalarak partililerle toplantılar gerçekleştirdi. İnce’nin de gelecek günlerde İstanbul büyükşehire olası adaylığının parti içindeki kimi kesimlerce “sürpriz” olmayacağı değerlendiriliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ise yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın ismi de konuşuluyor. CHP’nin kazanma olasılığının düşük olduğu bölgelerde ise Kılıçdaroğlu’nun hedefi kaybedilmiş olsa da bir önceki yerel seçimdeki oy oranını arttırmak. Gelecek aydan itibaren yerel seçimlere aday olacak isimli ve isimsiz anketlerle yerel eğilimlere yönelik çalışmalara hız verilecek. kilde İstanbul adaylığının gündeme gelebileceği konuşuluyor. Kılıçdaroğlu’nun İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Aziz Kocaoğlu ile devam edileceği yönündeki açıklamasının ardından İstanbul ve Ankara için kulisleri hızlandı. Farklı şirketlere yaptırılan “Belediye başkanı olarak hangi ismi görmek istersiniz” sorusunu içeren anketlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’ün ismi öne çıkarken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de adaylık için yoğun olarak çalışıyor. Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde aday belirlemedeki ölçütleriyle ilgili görüşlerini yakın çevresiyle paylaştı. Edinilen bilgiye göre; Kılıçdaroğlu, “Adaylık için isme, kişilere bakmam, hangisinin daha fazla oy alacağına bakarım. İki aday varsa, CHP’ye bir tek oy bile fazla getirecek adayı tercih ederim” mesajı verdi. İlçe adayları konusunda anlaşma sağlanırsa, Sarıgül’ün CHP’nin İstanbul adayı olması olasılığının yüksek olduğu kaydedildi. Yarıştan çekinmem Sarıgül’ün bir adım sonra genel başkanlık koltuğunu zorlayacağı yönünde değerlendirmeler yaygınlaşıyor. Sarıgül de milletvekilliği günlerine atıfla “Ankara’ya dönersem başbakan olarak dönerim” diyerek bu konudaki isteğini açıkça ortaya koyuyor. Kılıçdaroğlu isim vererek resmen CHP genel başkanlığına aday olmuş Umut Oran ve Prof. Dr. Haluk Koç gibi isimleri yönetime taşıdığını da yakın çevresine anımsatıyor. Kılıçdaroğlu, isimlerini dillendirmeden “potansiyel genel başkan adaylarından” da bir rahatsızlığının olmadığını her fırsatta dillendiriyor. Kılıçdaroğlu “Benim bu koltukta ilelebet oturayım ısrarım yok. Ben potansiyel genel başkan adaylarının tamamını yönetime taşımış birisiyim. Böyle bir kaygım olmaz. Hatta benden sonrası için potansiyel adayların yarışmasını öneriyorum” değerlendirmesiyle de parti içi yarıştan çekinmeyeceği ve olası rakiplerinin önünü kesmeye çalışmayacağını ifade ediyor. Antalyalılar CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük ilgi gösterdi. (DHA) Erdoğan’a jet yanıt ANTALYA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, etnik kimlik üzerinden siyaset yapmadıklarını vurgulayarak, “Etnik kimlik üzerinden siyaset yaparsak ülkeyi böleriz. Biz bölücü değiliz. Siyasetçi herkesi kucaklamak zorundadır” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, dün Elmalı ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi, esnafları ziyaret etti. Daha sonra otobüs üzerinden halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, herkesin derdini dert edindiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan’ın “milliyetçilik” ile ilgili sözlerini eleştiren Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan Mardin’e gitti, bir konuşma yaptı. ‘Kürt milliyetçiliğini de Türk milliyetçiliğini de reddediyoruz, kafatasçılık anlayışına sahip değiliz’ dedi. Boyuna aşan bir cümle etti. ‘Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık’ dedi. Ben de dedim ki: Sen bu lafı Mardin’de ettin git bir de Rize de et” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın Rize’de de konuşacağı yönünde açıklama yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, Rizelilerin yurtsever ve onurlu olduklarını, asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan’ın aynı sözü Elmalı’da da söylemesini isteyen Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün milliyetçiliğinin kafatası milliyetçiliği olmadığını, yurtseverlik, vatanı sevmek olduğunu anlattı Kılıçdaroğlu, “Biz bu memleket için mücadele ediyoruz. Başbakan başbakanlığını bileceksin, boyunu aşan laflar etmeyeceksin, milletin milli duygularıyla oynamayacaksın” dedi. Prof. Dr. Haberal’ın avukatı, TBMM’ye gönderilen fezlekeye tepki gösterdi: Yeni bir hukuk suikastı İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından tutuklu yargılanan CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye “cezaevine yasak eşya sokmak” isnadıyla hazırladığı fezlekenin gönderilmesine tepki gösteren avukatı Dilek Helvacı, “Haberal hakkında TBMM’ye gönderilen fezleke, halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin 4 yıldır yaşam hakkına kastedilerek hürriyetinin gasp edildiği gerçeğini örtbas etmek amacına yönelik yeni bir hukuk suikastıdır” dedi. Avukat Helvacı yazılı bir açıklama yaparak 19 Ocak 2011 tarihinde HSYK müfettişlerinin talimatıyla Haberal’ın tedavi gördüğü hastane odasına emniyet güçleri tarafından baskın yapıldığını belirtip, “Yaşanan bu olayların akabinde, müvekkilimizin o sırada tedavi gördüğü hastane odasına geceleyin aniden silahlı baskın düzenleyen HSYK müfettişleri ve Emniyet görevlileri hakkında 2 yıl geçmiş olmasına rağmen sorumlular hakkında maalesef hiçbir işlem yapılmamıştır. Prof. Dr. Mehmet Haberal, hastane odasına kesinlikle yasak eşya sokmamıştır” dedi. Bilgisayar refakatçinin... Arama sırasında bulunan dizüstü bilgisayarın Haberal’ın değil, yasal refakatçisine ait olduğunu belirten Helvacı, “Prof. Dr. Mehmet Haberal 11 Mart 2011 tarihinde düzmece raporlarla cezaevine sevk edilerek yaşam hakkına açıkça kast edilmiştir” şeklinde açıklama yaptı. Vardiya Bizde: Böyle adalet olmaz mine katıldı. İSTANBUL/İZMİR/ANİzmir Konak Meydanı’nda KARA (Cumhuriyet) Balbir araya gelen üyeler, adayoz davasından yargılanan let isteklerini haykırdı. Eski emekli ve muvazzaf askerlerin CHP Milletvekili Ahmet yakınları tarafından oluşturulan Ersin’in de destek verdiği “Vardiya Bizde Platfortopluluk adına açıklamada mu”nun “Sessiz Çığlık” eylebulunan emekli Albay Zeki mi, İstanbul, Ankara ve İzSungur, yaptıkları etkinlikmir’de gerçekleştirildi. lerle Türkiye’nin üzerindeİstanbul Beşiktaş Meydanı’nda ki kara bulutlara dikkat çek22. kez bir araya gelen platform tiklerini söyledi. üyeleri, “Fatih Hilmioğlu’na Ankara’da Vardiya Bizde özgürlük istiyoruz” pankartı Platformu Sakarya Caddeaçarak “Balyozdu balon oldu” si’nde “Sessiz Çığlık” eyyazılı dövizler ve tutukluların fotoğraflarını taşıdı. 2007 yılında Babası hapiste olan asker çocukları da İstanbul’daki lemi gerçekleştirdi. “Hukuk ve adalet için yürekten yaşamını yitiren eski Deniz Kuveyleme katıldı. (Fotoğraf: ERHAN KIZILGÜL) bir ışık” pankartı açılan eyvetleri Komutanı emekli Oramiral Emin Göksan’ın eşi Süheyla Gök düştü. Yasanın sopasını üstümüzden lemde anneler oğullarının, eşler kocalasan, destek için katıldığı eylemde “Siz eksik etmiyorlar” dedi. 13 ay tutuklu ka rının, çocuklar babalarının fotoğraflarılerden utanıyor ve özür diliyorum. lan ve tahliyesinden beş gün sonra ya nı taşıdı. TGB’li gençler ve ünlü modaEğer genç ve dinamik olabilseydim şamını yitiren Kuddusi Okkır’ın eşi cı Barbaros Şansal da Hilmioğlu’nun eyhaykırarak kamuoyunu bunu anla Sabriye Okkır da asker yakınlarına leminin ardından Vardiya Bizde Platmaya zorlardım. Bu görev de sizlere destek olmak için “Sessiz Çığlık” eyle formu’nun eylemine destek verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear