02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2013 PAZAR [email protected] 16 KÜLTÜR Siyah Kuğu, Bir Düş İçin Ağıt gibi filmlerin yönetmeni Darren Aronofsky İstanbul’da Daima ilham peşinde CEREN ÇIPLAK Ünlü yönetmen Darren Aronofsky dün İstanbul sokaklarını gezerken belki de yeni filmi için bir ilham kaynağı buldu! Neden mi? Çünkü sürekli ilham peşinde olduğunu söyleyen “Black Swan / Siyah Kuğu”, “Requiem for a Dream / Bir Düş İçin Ağıt”, “The Wrestler / Güreşçi” ve “Pi” gibi ses getiren filmlerin yönetmeni Aronofsky, “Daima ilham peşindeyim... Bu yüzden birazdan İstanbul’u merakla turlayacağım, çünkü bu işler hiç belli olmaz. Bazen ilhamı köşe başında bekleyen bir aileden, bazen de muhteşem binaları seyrederken alırım” diyor. alldesign tasarım konferansları kapsamında İstanbul’a gelen Aronofsky için dün Harbiye Hilton Otel’de bir Siyah Kuğu basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Arketipodesing Designo Genel Müdürü Murat Denizaltı ve alldesing grup koordinatörü Can Gürcan da katıldı. İlk olarak 12 yıl önce, bağımsız film festivali !fİstanbul’a konuk olan Aronofsky İstanbul’un çok değiştiğini söyleyerek başlıyor söze. Kentin muhteşem bir lokasyonda olduğunu belirterek “İstanbul çok faz u Yeni filmi NOAH’ı tamamlamak üzere olan Aronofsky, yine bağımsız sinemanın gücüne vurgu yapıyor. Gri ve bulanık alanların hikâyesini anlatmaya çalışan yönetmen, “Daima ilham peşindeyim. İstanbul’u da merakla turlayacağım, çünkü bu işler hiç belli olmaz” diyor. la fikir ve imaja sahip” diyor. Toplantının devamında elbette sinema başrolü üstleniyor. Salonda, fondaki Aronofsky fotoğrafının altında “Çektiği her film kült oluyor” yazıyor. Peki o bu fikre katılıyor mu? “Genç bir yönetmenken hayalim, kahramanım olan yönetmenler gibi filmler yapabilmekti. Bu benim için çok büyük bir iltifat. ‘Siyah Kuğu’ artık Hollywod’un çok satan filmler sınıfına atladı. Bu da benim kabahatim değil!” diyor. Elbette kabahat değil ama “Siyah Kuğu”da neyi yakaladı da film bu kadar beğenildi? “Hâlâ bilmiyorum” diyor, “Biz hem filmi çekerken hem ön gösterimlerde halkla paylaşırken bu kadar ilgi göreceğini anlama mıştık. Dün yanın birçok yerinde farklı kültürlerde dahi aynı etkiyi gösterdi. Film içinde birçok farklı unsur vardı. Bir tarafta şiddet vardı, biraz da seksi bir filmdi. Sanırım bunların kombinasyonu bu etkiyi yarattı.” ABD’de bağımsız, küçük bütçeli filmlerin de giderek güçlendiğini belirtiyor Aronofsky ve “Bağımsız filmler de herhangi bir Hollywood filmi gibi başarıyı yakalayabiliyor. Ayrıca televizyon dünyası da değişim içinde. Sanırım aynı şey Türkiye için de söz konusu. Eskiden sadece bağımsız filmlerde görebileceğiniz birçok şeyi artık TV’de görür hale geldik” diyor. Amerikalı bir yönetmen olarak Avrupa sinemasına yatkın olmasını ve bağımsız filmler yapmasındaki etkeni ise şu sözlerle açıklıyor: “Filmlerin birçoğunda dünyanın duyarlılığı ve karmaşıklığı kitlelere doğru şekilde aktarılmıyor. Olaylar, siyah beyaz zıtlığında yansıtılıyor. Aradaki o gri ve bulanık alanları tanımlamakta yetersiz kalındığını görüyoruz. Benim filmlerime baktığınızda ise Hollywood’daki gibi tamamen kötü bir karakter göremezsiniz.” Gelelim Aronofsky’nin 2014 Martı’nda gösterime girecek yeni filmi “NOAH”la ilgili detaylara... Nuh’un Gemisi’ni konu edineceği filmini İzlanda’da çekmiş yönetmen “Hep hayalini kurduğum büyük bir stüdyo filmi... 13 yaşından Yurttaş Buluşmasına Çağrı Sevgili okurlar, önceki gün bir çağrı aldım. Çağrıcılar listesindeki ilk iki ismi görmemle, (Şenal Sarıhan, Sevgi Özel) kendimi internette çağrıya ilişkin daha geniş araştırma yaparken buldum. (www.3martyurttaşbuluşması) Bugün köşeyi, bu çağrıya bırakıyorum: Bizler, 90 yıllık Cumhuriyetin tüm kazanımlarının ışığında, farklılıklarımızı varsıllık olarak içselleştiren, acıyı ve sevinci yurttaşlık bilinciyle paylaşan, yaşamın her alanında yurttaşlık bilinciyle buluşmayı amaçlayan bireyleriz. 3 Mart 1924’te kabul edilen ve Cumhuriyet tarihine “3 Mart Devrim Yasaları” adıyla yazılan “Hilafetin Kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin Kaldırılması, Eğitim ve Öğretim Birliği Yasaları”yla halk egemenliğinin olmazsa olmazı olan laikliğin toplumsal temelleri atılmış; yurttaşlık bilincimizin kökleşmesi sağlanmıştır. Uzun zamandır inanç ve köken farkımızı kullanarak siyaset yapanlar, 90 yıllık Cumhuriyetle hesaplaşmaktadır. Atatürk’e, laik cumhuriyeti kuranlara ve tüm aydınlanmacılara akıl, bilim ve ahlakdışı saldırılar yoğunlaşmaktadır. Bu kötü gidişin ilk kurbanları olan kadınlar ve çocuklar kullanılarak Cumhuriyetin tüm değerleri birer birer silinmektedir. Eğitim ve gelir düzeyi düşürülen halkın yurttaşlık bilinci yok edilerek bireylere “kul” gömleği biçilmektedir. Ulusal bayramların yasaklanması; yargı bağımsızlığının yok edilmesi; üniversitenin susturulması; “4+4+4’lük ucube”yle eğitimin dinselleştirilmesi; kız çocuklarını toplumsal yaşamdan koparacak sinsi tasarılar yapılması; basın yayının etkisizleştirilmesi; gericiliğin aklanması; sanatın “muhafazakârlaştırılması”; yayılmacının buyruklarıyla ülkenin savaşa sürüklenmesi; bu gidişin karşısında duran aydınların zindanlara tıkılması sürerken biz seyirci kalamayız! Yurttaşlık bilincimizin ve kimliğimizin çiğnenmesine asla izin vermeyiz! Kul değil yurttaş Hedefte çocuklar ve kadınlar Gericiliğin ilk hedefi çocuklar ve kadınlardır. Ancak kadın erkek hepimiz, Cumhuriyet devrimleriyle elde ettiğimiz kazanımları korumakta; aklın, bilimin ve sanatın ışığında geliştirmekte kararlıyız! İnanç ve köken farkımızın sömürülmesine izin vermeden, tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi yurttaşlık bilinciyle kenetleneceğiz! Artık, bu gidişe sessiz kalmamak ve karanlığa karşım “Haklarımız İçin YURTTAŞ BULUŞMASI” bir zorunluluk olmuştur! 3 Mart 2013 saat 13.00’te, Ankara’nın Tandoğan Meydanı’nda buluşacağız! Tüm yurtseverleri, Cumhuriyet, bağımsızlık, laiklik için; Çağdaş, bilimsel eğitim için; Adalet ve demokrasi için; Savaşa “HAYIR” demek için; Bilim ve sanat için; Her yaştaki çocuklarımız, kadınlarımız, engellilerimiz için; Emek ve emekçi için; Emekliler için; İnsanca yaşamak, hakça paylaşmak için; Yok pahasına satılan yeraltı ve üstü zenginliklerimiz için; Ormanlarımız, kuşlarımız, ırmaklarımız için; Derelerimiz gibi kurutulan tüm değerlerimiz ve Ulusal onurumuz için “Üç Devrim Yasası”nın kabulünün 89. yıldönümünde Ankara’da el ele, omuz omuza olmaya bekliyoruz! 3 Mart 3 Devrim Yasası Karanlığa Karşı Haklarımız için Yurttaş Buluşması 3 Mart 2013, saat 13.00 Tandoğan Ankara. beri bu hikâyeyi filme çekmeyi düşünüyorum. Amacım herkesin çok iyi bildiği bu hikâyenin ruhunu seyirciye yansıtabilmek” diyor. Bu akşam verilecek 85. Oscar ödülleri tahminleriyle sonlandırıyoruz Aranofsky’le sohbetimizi. Ne de olsa 2010 yılında Siyah Kuğu ile beş dalda aday olmuş ve Natalie Portman’ın “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazanmasında pay sahibi olmuştu. “Herkes ‘Argo’nun kazanacağını düşünüyor ama benim favorim ‘Lincoln.’ Lincoln, benim kahramanlarımdan biriydi. Onun yeniden canlanışını görmek benim için heyecan vericiydi” diyor. EDINBURGH DÜNYA YAZARLAR KONFERANSI Bütün filmleri İstanbul Modern’de Dünyanın yazarı Haneke filmografisi İzmir’de Kültür Servisi İzmir Yaşar Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, Edinburgh Uluslararası Kitap Festivali ve British Council’le ortaklaşa “Edinburgh Dünya Yazarlar Konferansı” düzenliyor. 2728 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek etkinliğe, Yunan yazar Panos Karnezis, İskoç yazar Denise Mina, Türkiye’den İnci Aral, Sema Kaygusuz, Şebnem İşigüzel ve Murat Uyurkulak katılacak. İngiltere’nin Türkiye Başkonsolosu Leigh Turner da etkinlikte hazır bulunacak. “Ulusal Bir Edebiyat” ve “RoMurat Uyurkulak manın Geleceği” temalarının işleneceği etkinlikte, “Edebiyat Çevirisi ve Sınırlar Ötesi Okur Kitlesi” ve “Yazar Adaylarına…” başlıklı iki ek oturum yer alacak. Kültür Servisi Bu gece Oscar Ödül Töreni’nde “Aşk” filmiyle yarışacak, Avrupa sinemasının en büyük yönetmenleri arasında gösterilen Avusturyalı yönetmen Michael Haneke’nin tüm filmografisi İstanbul Modern Sinema’da. Goethe Enstitüsü, Avusturya Kültür Ofisi ve Fransız Kültür işbirliğiyle 28 Şubat14 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek “Haneke Hakkında Her Şey” başlıklı programda, Haneke’nin 2012 Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye ile dönen ve “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Film” de dahil beş dalda Oscar adaylığı bulunan “Aşk” ve “Ölümcül Oyunlar”, “Kurdun Günü”, “Piyanist”, “Bilinmeyen Kod”, “Benny’nin Videosu” gibi sinema filmleri ve televizyon filmleriyle birlikte 21 çalışması gösterilecek. Film gösterimlerinin yanı sıra 28 Şubat Perşembe günü, “A Companion to Michael Haneke” kitabının yazarı Roy Grundmann ile bu yıl Altın Portakal’da “En İyi Film” seçilen “Güzelliğin On Par’ Etmez” filminin yönetmeni, aynı zamanda Haneke’nin öğrencisi Hüseyin Tabak’ın Piyanist katılacağı bir söyleşi gerçekleşecek. n Kültür Servisi Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Üniversitenin öğretim üyelerinin yanı sıra yurtiçi ve yurtdışından tarihçilerin de konuk olacağı bir seminer dizisi düzenliyor. Üniversitenin Üzeyir Garih Salonu’nda, perşembe günleri saat 14.00’te gerçekleştirilecek konferans serisi, 28 Şubat’ta Dr. Şefik Peksevgen’in “Muhteşem Süleyman Dönemi” başlıklı sunumuyla başlayacak. ‘Muhteşem Süleyman’ semineri Documentarist filmlerinizi bekliyor n Kültür Servisi Bu sene 6. yılını kutlayacak olan DOCUMENTARIST – İs tanbul Belgesel Günleri, Türkiye’den belgesellere ayrılan bölüm için filmlerinizi bekliyor. 16 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek etkinliğe Türkiye’den katılan yönetmenlerin 1. veya 2. filmleri Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü’ne aday gösteriliyor. Son katılım tarihi 12 Nisan. www.documentarist.org
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear