Catalog

24 ŞUBAT 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 ??? Ne yazık ki adalet mekanizması bu hale düşünce ülkede hiçbir kurum, hiçbir meslek bundan sakınamıyor… Çünkü tam bir “havuç ve sopa politikası”, güvenlik ve yargı kurumlarının baskısıyla her kuruluşa egemen oluyor… Her meslekten bilirkişiler de, bilirkişilik görevi yapan Adli Tıp da, TÜBİTAK da, polis teşkilatı da, savcılar da yargıçlar da, (ben söylemiyorum, Danıştay Başkanı söylüyor) “mümkünatı olmayan” bir biçimde, ülkedeki adaletin, demokrasinin ve insan haklarının altını oyuyor! İşte Prof. Mehmet Haberal’a rapor veren hekimleri hapse atan… Hekimlerin hapse atılmasıyla yaratılan korku ortamında, Prof. Fatih Hilmioğlu’nu ölümcül hastalıklarla boğuşmasına karşın tahliye etmeyen… Silivri yargılamalarındaki haksızlık ve hukuksuzlukları protesto eden tutuklu yakınları hakkında dava açan… Mahkemelerdeki haksızlık ve hukuksuzlukları protesto eden İstanbul Barosu’nu mahkemeye veren… Delil değerlendirmesi yapmayan… Savunma hakkını kısıtlayan… Polis tutanaklarını iddianame, iddianameleri de karar haline dönüştüren… Mahkum olmuş teröristlere, ırz düşmanlarına tanık olarak itibar eden, eski Genelkurmay Başkanı’na ve kuvvet komutanlarına itibar etmeyen… Perinçek’i, Balbay’ı, Özkan’ı, Gürüz’ü, Başbuğ’u ve onlar gibi daha yüzlerce asker ve sivili tutuklu yargılayan, mahkum eden düzen, işte böyle bir düzendir! ??? Ne hazindir ki, böyle adaletsiz bir düzende deontolojiyi savunmak da kahramanlık haline gelmiştir… Ne utanç vericidir ki, çeşitli meslek sahipleri, başta yargı ve güvenlik mensupları olmak kaydıyla, ama onları izleyen hekimler ve gazeteciler de dahil, hem genel ahlak hem de mesleki ahlak kurallarına uymakta zorlanmaktadırlar! Belki de uçları Hasdal’a, Ankara’ya, İzmir’e, Malatya’ya, Trabzon’a uzanan Silivri davalarının Türkiye’ye yaptığı en büyük kötülük budur: Adaletle birlikte, genel ahlakın ve her türlü deontolojinin altını oymak, “kural toplumu” yerine “korku toplumu” yaratmak! ??? Silivri, sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de ipotek altına almış görünüyor: Kimsenin sakınamayacağı, bir gün herkesin başına gelebilecek olaylarla, uzun yıllar kanayacak yaralar açarak! Ayakkabısı olmayan ekibin 3 puanı silindi Şırnak Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün organize ettiği Kulüplerarası Halk Oyunları Yarışması minikler, yıldızlar, gençler ve büyükler kategorisinde 4 ekibin katılımıyla kapalı spor salonunda gerçekleşti. Yarışmaya büyükler dalında Beytüşşebap ve Uludere ilçesinden katılan karma ekip, maddi imkânları yetersiz olduğu için ayakkabısız oyunlarını sergiledi. Jüri, ayakkabının ana giysi olduğunu belirterek bu nedenle ayakkabısız oynayan ekibin 3 puanını sildi. Karma ekipte yer alan gençler, ilgisizlikten yakınarak giysilerini kendilerinin temin ettiğini ve paraları olmadığını için de ayakkabı alamadıklarını belirtti. (Fotoğraf: DHA) Adaletsizlik, Deontoloji ve Gelecek Deontoloji, günlük dilde genellikle tıp ve ilgili meslekler için kullanılmakla birlikte, çok kısaca ve kabaca, bir meslek grubunun uyması gereken ahlak kuralları demektir. Örneğin deontolojik olarak, savcılar, yargıçlar ve avukatlar insan haklarını ve adaleti, hekimler, hemşireler ve öteki sağlık personeli insan hayatını ve sağlığını birinci derecede korumakla mükellef mesleklerin mensuplarıdır. Bir örnek vermek gerekirse, hekimlerin mesleki deontolojisinin ifadesi olarak Hipokrat Yemini akla gelir. Ama her mesleğin ahlak kuralları, yani deontolojisi vardır. Örneğin gazeteciler için hem uluslararası hem ulusal örgütler, Türkiye’deki “Basın Ahlak Yasası” gibi pek çok deontolojik belge hazırlamışlardır. ??? Aslında, dürüstlük, kurallara ve yasalara uymak, başkalarının hak ve özgürlüklerine, inançlarına kendi hak ve özgürlükleri, inançları için istenilen saygıyı göstermek, belki de “genel ahlak” kuralları içinde, mesleki deontolojinin de temellerini oluşturur. Birlikte yaşamanın birinci koşulu, uyulan kuralların adil olması ve insanların bu kurallar çerçevesinde güvenliklerinin, özgürlüklerinin ve haklarının sağlanmasıdır. Hiç kuşkusuz bunu sağlamak, vatandaşa hizmet için var olan, devletin görevidir. Peki, devlet adına iş yapan güvenlikçiler, adalet mensupları ve hatta hekimler sizin için güvensizliğin ve adaletsizliğin kaynağı oluyorsa, o toplumda ne yaparsınız? Bakın, AKP iktidarının kurduğu yargı düzeninde seçilen Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu ne diyor: “Şu memlekete baktığım zaman, affınıza sığınıyorum, işte polis, emniyet teşkilatımız savcı olmuş, bilirkişi de hâkim olmuş, mübaşir de yazıişleri müdürü olmuş, ondan sonra ‘adalet’ diye bağırıyoruz. Yok ya. Böyle bir şey olmaz. Mümkünatı yok.” Kadınların yetkililere seslendiği gün bir cinayet daha işlendi Durdurun artık Korkulan oldu mu? ? SAKARYA (Cumhuriyet) Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde bir pide salonunda yapılan denetimde, alınan et numunelerinden at veya eşek eti çıktı. İşletmeciler R.C. ve R.C, savcılıktaki ifadelerinde etleri N.T’ye ait kasaptan aldıklarını söyleyerek fatura ibraz etti. N.T. ise söz konusu faturanın karşılığında et vermediğini öne sürdü. Üç zanlıya 6.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Velidedeoğlu’nu anıyoruz ANKARA / MANİSA (Cumhuriyet) Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, 9 aydır ayrı yaşadığı eşi tarafından babasının evinde 4 yerinden bıçaklanarak öldürülen Gönül Dilekçi’nin ailesiyle “Kadınlarımıza sahip çıkıyoruz” eylemi gerçekleştirdi. Manisa Soma’da ise bir kadın kocası tarafından boğularak öldürüldü. Ankara’da Kızılay YKM önünde toplanan Dilekçi’nin ailesi ve platform üyeleri, ellerinde Dilekçi’nin fotoğraflarıyla “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Kadınlara koruma, katillere ceza” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan platform temsilcilerinden Zuhal Kaygısız, “Başbakan da Cumhurbaşkanı da kadın cinayetlerini kınamalı, kadınları koruyamayan devlet görevlileri yargılanmalıdır” dedi. ? İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin öncü anayasa hukukçularından, 1960 Anayasası’nın hazırlayıcılarından ve gazetemiz yazarlarından Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu aramızdan ayrılışının 21. yılında Karacaahmet’teki mezarı başında bugün saat 11.00’de törenle anılacak. Gazetemizde 50 yıl boyunca yazdığı yazılarla hukuk, aydınlanma konularında ışık tutan Ord. Prof. Dr. Velidedeoğlu’nun anma törenine onursal başkanlığını yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yurttaşlar katılacak. Eşini boğarak öldürdü Manisa’da Soma İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gelen Ö.D. (25), evlerinde tartıştığı karısını öldürdüğünü söyledi. Olay yerine giden polis ekipleri, Merve Ö’nün (18) cansız bedeniyle karşılaştı. Genç kadının boğularak öldürüldüğü bildirildi. İki kez aşıya uzaklaştırma ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mamak’ta Alper Tunga İlköğretim okulu öğrencilerine üst üste iki kez aynı aşının yapıldığının ortaya çıkmasının ardından okul müdürü ile 4 sağlık personeli görevden uzaklaştırıldı. Valilikten yapılan açıklamada, sağlık ekibinin okula giderek aşılanan öğrencileri muayene ettiği belirtildi. Barış için kulaç attılar ? DATÇA (Cumhuriyet) Datça 7. Uluslararası Açık Deniz Kış Yüzme Maratonu dün 235 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Türk, Yunan, İngiliz ve Fransız uyruklu katılımcıların 71’i, 1.5 kilometrelik Kumluk PlajıClup Datça etabında, 66’sı ise Kumluk Plajı ile Fener Adası arasındaki 5 kilometrelik uzun parkurda yarıştılar. ‘Çok yedin’ cinayeti ? KAYSERİ (Cumhuriyet) Melikgazi ilçesinde oturan Metin Asmaz (22), birlikte hazırladıkları yemeği kendisinden fazla yediğini öne sürdüğü arkadaşı Cengiz Alptekin’i (26) pompalı tüfekle öldürdü. Kaçan zanlı güvenlik ekiplerince yakalandı.