02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Başbakan Erdoğan’ın ‘9 yıllık hayali’ şehir hastanelerinin devlete ve yurttaşa maliyeti ‘4 kat risk, 5 kat zarar’ SİNAN TARTANOĞLU Yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına ara vermiştir. ANKARA CHP’nin iktisatçı vekillerinden Müslim Sarı, önceki gün Meclis’te kabul edilen şehir hastaneleri yasası ile ilgili olarak “Klasik ihale yöntemiyle 600 milyon TL’ye yaptırılacak bir hastane, kamu özel ortaklığı ile yaklaşık 3.5 milyar TL’ye mal olacak. Yani yaklaşık 5 kat zarar edilecek. Yabancı şirketlere verilen hazine garantisi ile ise devlet, 2001 krizinde batık bankaların mal olduğu 20 milyar TL’lik açığın 4 katı kadar riski üstlenecek. Zarar ve risk doktorun emeğinden yurttaşın da cebinden karşılanacak” değerlendirmesini yaptı. CHP’li Sarı, sağlık meslek örgütlerinin tüm itirazlarına karşın Meclis’te kabul edilen ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “9 yıllık hayalim” olarak ifade ettiği şehir hastanelerine ilişkin yasanın mali boyutlarını Cumhuriyet’e anlattı. Yasanın sağlık finansmanında “çok ciddi” değişiklikler getirdiğini belirten Sarı sistemi, “İhtiyaç duyulan hasta ‘DOKTORUN EMEĞİNDEN, YURTTAŞIN CEBİNDEN’ Ortaya çıkan milyonluk borçların faturasının yurttaşa kesileceğini belirten Sarı, “Borçlar, sağlık çalışanlarının hastane döner sermayesinden aldıkları paydan kesilerek ödenecek. Yasa ile zaten sözleşmeli çalışan haline gelecek olan sağlıkçılar, bütçe açığını da kapatmak için çalışacak. Ama bu yetmeyecek. Bu kez de gözler yurttaşa dönecek. Tedavi olmak için ödenen katkı payları giderek artacak. Yani zarar ve risk doktorun emeğinden yurttaşın da cebinden karşılanacak” ifadelerini kullandı. Risk 80 milyar TL Hastaneyi yapacak özel şirketin, uluslararası finans şirketinden alacağı kredilere Hazine garantisinin verildiğini anımsatan Sarı, “Özel şirket batarsa, uluslararası şirkete devlet kefaleti getirilecek. Batık bankalar 2001 krizinde Türkiye’ye 20 milyar TL açığa mal oldu. Şehir hastaneleri ile aynı yanlış bir daha yapılıyor ve burada Hazine tarafından üstlenilen risk çok daha büyük. Devlet 2001 riskinin 4 katı kadar, 80 milyar TL gibi çok büyük bir riske giriyor” dedi. ESKİ KİTAPLARA TOPLATMA ‘12 Eylül zihniyeti’ CİHAN ORUÇOĞLU ne ile ilgili olarak hazine bir yer gösteriyor. İhaleyi kazanan firma hastaneyi yapıyor ve 25 yıllığına işletiyor. Sağlık Bakanlığı bunun karşılığında hastanenin gerekli fiziki yatırımı için yıllık kira ve sağlık hizmetleri için de yıllık bir bedel ödüyor. Böylece kamu, baştan yapması gereken bir yatırımı yapmadan ‘yıllık kira bedelleri’ olarak ödemeyi yapıyor” ifadeleri ile özetledi. “Kamu bu işten açıkça zararlı çıkacak” diyen Sarı, “hastanelerin kamu özel ortaklığı üzerinden yapılması ile klasik ihale yöntemlerinin kullanılması arasındaki farka” ilişkin “Klasik ihale yöntemiyle 600 milyon TL’ye yaptırılacak bir devlet hastanesi, kamu özel ortaklığı sistemi ile 3.5 milyar TL’ye mal olacak. Yani yaklaşık 5 kat zarar edilecek. Çünkü tek bir hastane için ödenecek yıllık kira 50 milyon lira civarında. Üstüne yıllık 87 milyon lira da hizmet alımı için ödenecek. Yani devletin kasasından, 600 milyon liralık bir hastane için yılda 137 milyon lira çıkacak ve bu ödeme 25 yıl boyunca sürecek. Böylece para yaklaşık 3.5 milyar TL’ye kadar varacak” hesabını yaptı. BAKANLIĞIN TAMGÜNDEN GERİ ADIM FORMÜLÜ Profesör isteyen fark ödeyecek SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Sağlık Bakanlığı yetkilileri, tamgün yasası nedeniyle üniversiteden istifa eden profesörleri hastanelerine geri döndürmek için “Profesör ve doçente muayene olmak isteyen hastanın, mesai saatleri dışında ek ücret ödemesine olanak tanıyan ve tamgün yasası ile ortadan kaldırılan hoca farkı sisteminin yeniden gündeme gelebileceğini” açıkladı. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun tamgün yasasında “istifa eden hocaların geri dönmesini sağlayacak” düzenlemeler yapılacağını söylemesi üzerine çalışmalar başladı. Müezzinoğlu’nun açıklamasına göre Sağlık Bakanlığı üniversite hocalarıyla “geri dönüş formülleri” üzerinde çalışacak. Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre tartışılacak ilk formül ise “istifa eden profesör ve doçentlerin okullarına dönmesi için hoca farkı” olacak. Tamgün yasası ile uygulanması yasaklanan “hoca farkı” sistemine göre profesöre veya doçente muayene olmak isteyen hasta mesai saatleri dışında “fark ücreti” ödeyerek hizmet alabilecek. Böylece hem yurttaş hem profesör mağdur olmayacak. Umut Yayıncılık tarafından basılan “Umut 30 Yaşında, Parti ve Devrim Şehitleri Albümü”, “İşkencehanelerde Kızıl Direnme Ruhunu Yaşatmaya Hazır Ol” ve “Belgelerle TKP/ML 2 Fırtınalar İçinde Bıçak Sırtında” isimli kitaplara İstanbul 3 No’lu Hâkimlik tarafından toplatma kararı çıkarıldı. 15 yılı aşkın süredin kitapçılarda bulunan ve yeni baskıları yapılmayan kitapların toplatılma kararının gerekçesi, ilgili savcılığın 2001 ve 2002 yılında verilen ve sonrasında kaldırılan toplatma kararının yeniden uygulamaya konulması gösterildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Umut Yayıncılık tarafından son baskıları yaklaşık 15 yıl önce basılan ve bu süre içinde piyasada olan söz konusu yayınlara toplatma kararı çıktı. Başlatılan soruşturma kapsamında söz konusu kitapların TKP/MLTİKKO örgütünün propagandasını yaptığı belirtildi. Avukat Kemal Toraman, kitaplar hakkında 12 yıl önce verilen kararın geçen zamanda kaldırıldığını şimdi ise tekrar uygulanmaya konulduğunu belirtti. Toraman karara itiraz edeceklerini söyledi. Umut Yayıncılık tarafından yapılan açıklamada ise “AKP iktidarı yine bir ‘12 Eylül klasiğiyle’ karşımızda” denildi. Yine vatandaşın çebi DERSHANELERİN KAPATILMASI TTB, üzerinde çalışılacak “hoca farkı” formülüne itiraz etti. Önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Vatandaşın cebinden sağlık hizmeti için tek kuruş para çıkmayacak” düşüncesiyle üzerinde ısrarla durduğu tamgün düzenlemesinden geri dönmek için çabalandığını belirten Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Bayazıt İlhan “Tamgün düzenlemesi ve sağlıkta dönüşüm programı dönüp dolaşıp vatandaşın cebine dayandı. İstifa eden profesörleri yurttaşın parasıyla geri döndürmektir bu. Hani vatandaşın cebinden tek kuruş çıkmayacaktı. Hani doktorlar çok para kazanıyordu. Tamgün yasasından mağdur olan tüm sağlık çalışanlarının ücretleri kamu kaynaklarından karşılanmalı, ücretler kesinlikle emekliliğe yansımalı” dedi. Yeni bakandan randevu bekleyen TTB taleplerini sıraladı ‘Karar uygulansın’ veremedi HİCRAN ÖZDAMAR CANAN COŞKUN Erdoğan karar Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, tamgün yasası ile birlikte hizmet ve üniversitelerde eğitimin ciddi şekilde aksadığını, 2 yıl ücretsiz olarak izne ayrılan çok sayıda meslektaşlarının bulunduğunu anımsatarak yasada düzenleme yapılması halinde meslektaşlarının bir bölümünün yeniden geri dönebileceğini söyledi. Prof. Aktan, “Çünkü meslektaşlarımız kendi istekleriyle ayrılmadılar. Çalıştıkları ortamlar yaşanmaz hale gelince ayrılmak zorunda kaldılar” dedi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun tamgün yasası’na yönelik açıklamaları nı gazetemize değerlendiren Prof. Aktan, hekimlerin öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin hekimlerin 8 saatlik mesaileri sonrasında serbest çalışma haklarına yönelik kararına uyulmasını istediğini ifade etti. Aktan şöyle devam etti: “Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu kararı uygulamamak için inatlaşmaya kadar gitti. Akdağ, bu konuyu kan davasına dönüştürdü. Meslektaşlarımızın ayrılmasıyla iç hizmette, eğitim ve araştırmalarda büyük sorunlar yaşandı.” Aktan Müezzinoğlu’ndan bakanlığa atanmasından sonra randevu talep ettikleri halde bugüne dek 2 haftalık bir süre geçmiş olmasına karşın bir yanıt alamadıklarını belirtti. ERDEM GÜL ‘HEKİMLER HUZUR İSTİYOR’ Özdemir TTB olarak isteklerini özetle şöyle sıraladı: Hekimler daha güvenceli, emekliliğe yansıyacak gelir ve iş garantisi istiyor. Hekimler şiddetten uzak, huzurlu bir çalışma ortamı istiyor. Hekimler sık sık değişen sağlık mevzuatında şikâyetçi; bu konuda kalıcı, istikrarlı bir düzenleme istiyor. Hekimler özelleştirilen sağlık sisteminden endişeli. Hekimler, KamuÖzel Ortaklığı Yasa Tasarısı’nın yasalaşması halinde devlet hastanelerinin özelleştirilmesinin de önünün açılacağını düşünüyor. Hekimler, hekim sayısı artırılmak istenirken, tıp eğitiminin de kalitesinin düşmesinden kaygılı. Bu sorunun mutlaka dikkate alınmasını arzuluyor. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık sistemiyle ilgili sorunları tartışırken 120 bin hekimi temsil eden meslek örgütü TTB’nin de değerlendirmesinin alınmasını istiyor. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl 4+4+4 düzenlemesinden sonra yaptığı “dershaneler kapanacak” açıklaması çerçevesinde, AKP’li kurmaylarla yaptığı toplantıdan kesin karar çıkmadı. Hazırlanan rapor çerçevesinde kurmaylarıyla değerlendirme yapan Erdoğan, dershanelerde ilgili kesin kararın daha detaylı bir çalışma yapılmasının ardından verileceğini bildirdi. Erdoğan, dershaneler konusundaki değerlendirme toplantısı için önceki gece Başbakanlık resmi konutunda kurmaylarıyla bir araya geldi. Toplantıya, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile Erdoğan’ın dershanelerle ilgili rapor hazırlamakla görevlendirdi AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve ekibi katıldı. Toplantıda rapor Erdoğan’a sunuldu. Erdoğan, dershanelerin kapanmasından rahatsızlık duyduğu bilinen bazı kesimlerin görüşlerinin de açık olarak yansıyacağı ve verecekleri karar için ışık tutacak bazı başka verilerin de içinde yer alacağı daha detaylı bir çalışma ve yeni bir rapor hazırlanmasını istedi. Ormana şehir hastanesi ERDEM GÜL Tüm tarımsal araziler rayiç bedelinin yüzde 50’si üzerinden satılabilecek ANKARA AKP, 2B arazileri için getirdiği ödeme kolaylığını tarımsal amaçlı arazilere de uygulamak için verdiği yasa önerisiyle şehir hastanelerinin orman arazileri üzerinde yapılmasının yolunu açtı. AKP’nin yasa önerisinde rayiç bedelin yüzde 50’si üzerinden satış için tarımsal arazinin üzerinde mandıra, sera, ağıl, kümes gibi tarımsal yapılar hariç hiçbir yapılanma olmaması koşulu getirildi. Tarımsal arazisini, tarımsal amaçla kullanmadığı sonradan anlaşılan hak sahiplerine, rayiç bedelin yüzde 70’i üzerinden yapılması ve aradaki farkın faiziyle yansıtılması da hükme Ocak 2013’te yapılan bağlandı. Öneriyle tüm araziler değişiklikle 2B araziiçin ödeme süreleri uzatılırken lerinin 400 metrekaraye kadar taksitli satışlar için mücavir olan bölümünde rayiç bedelin alanlarda “5 yılda 10 eşit takyüzde 70’i değil, yüzde 50’si sit” olarak uzatıldı. Mücavir alan üzerinden satış yapılması kolaydışı yerlerdeki ödeme süresi de lığı sağlanmıştı. Arazileri 2B “6 yılda 12 eşit taksit” olarak üzerinde bulunan dar gelirli orman köylüleri ve çiftçiler de aydeğiştirildi. Düzenlemeyle başta nı olanağın kendilerine sağlanAnkara ve İzmir’de yapılacak ması talebinde bulunmuştu. hastanelerin ormanlık arazinin AKP, dün TBMM’ye yeni bir yabelli bir bölümünü kullanmasının sa önerisi vererek tarımsal arasağlanacağı belirtiliyor. AKP zilerin hak sahiplerine metrekaGrup Başkanvekili Nurettin Caresine bakılmaksızın rayiç bedenikli, önerinin salı günü komislinin yüzde 50’si üzerinden satılyonda, perşembe ya da cuma da masının yolunu açtı. TBMM’de olacağını bildirdi. Yargıtay: Doktor en hafif kusurdan da sorumlu İLHAN TAŞCI ANKARA Yargıtay 13. Ceza Dairesi, hastaların tedavisi sırasında doktorların uyguladıkları “hatalara” ilişkin ilginç bir karara imza attı. Tedavi sürecinde doktorların sorumluluğu ayrıntılandırılan kararda “Doktor tedavi nedeniyle yöneldiği sonucun elde edilememesinden sorumlu değil ise de en hafif kusurundan dahi hukuken sorumluluk altındadır” yorumu yapıldı. Yargıtay’ın kararına konu olayda, romatizmal kapak hastalığı teşhisi konulan bir hasta ameliyat sırasında vefat etti. Yakınları, hastanın yanlış kan verilmesi sonucu böbrek yetmezliğinden vefat ettiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu. Yerel mahkeme, Adli Tıp Kurumu ve bir üniversiteden alınan raporlara göre doktor tarafından yapılan müdahalede doktorun sorumluluğunu gerektirecek bilgi elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Karar, davacılar tarafından temyiz edildi.Dosyayı görüşen Yargıtay 13. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin davayı reddetme hükmünü haklı bulmayarak kararı bozdu. Bilirkişi raporunun yetersizliğine dikkat çekilen Yargıtay kararının gerekçesinde, şu değerlendirme yapıldı: “Davacının tedavisini üstlenen hastane doktorlarının meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.” 2 ay geçmeden yeni yasa 30
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear