02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2013 SALI 4 HABERLER BDP’li vekiller Sinop’ta saldırıya uğradı, saatlerce öğretmenevinde mahsur kaldı Önce Kendin Anla! Kendimizi bir türlü anlatamıyoruz birader. Benim kuşaklarım bu ve buna benzer yakınmaları dinleyerek bir ömür tükettiler. Yakınma aslında kendi eksikliğimizden çok, maruz kaldığımız haksızlığı dile getirmektedir. Yani bize haksızlık yapılmaktadır ve bu da olgu ile algı farklılığından kaynaklanmaktadır. Oysa olduğumuz gibi algılansak, hakkımızda yanlış anlamadan doğan yanılgılar ortadan kalkacaktır. Ama ah bu kendimizi anlatamamamız yok mu, işte o olmasa ne iyi olacaktır. Yıllar sonra anlamaya başladım ki, yanlış anlaşıldığımız falan yokmuş meğer. Kendimizi anlatamamaktan çok, kendimizi yanlış ya da eksik anlıyormuşuz. İlk adım kendimizi iyi anlamak olmalıymış. Geçen gün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin kendini iyi anlatamamasından yakınmasını görünce bütün bunlar geldi aklıma. Dostum Fahrettin Fidan Milliyet’teki “Açık Pencere”de şöyle diyordu: Yeni CHP’liler, CHP’yi anlamadılar ki başkalarına anlatabilsinler. Fidan’ın haklı olduğu kesin. CHP’liler yenisiyle eskisiyle birbirlerini, bunun için de her şeyden önce kendilerini tanımak, tanımlamak, anlamak zorundalar. HHH Türkiye zor bir dönemden, önemli dönemeçlerden geçiyor. Bir yandan iktidarda bulunan şeriatçı parti küresel güçlerle ele ele vermiş, öte yandan İmralı ile süren görüşmeler yepyeni oluşumları gündeme getirecek. AKP işbaşına geldiğinden bu yana, Cumhuriyet ile hesaplaşma çabası içinde ve bu yolda hatırı sayılır ölçüde de mesafe almış durumda. Cumhuriyetin tarihi ile kurumlarını yerle bir etmek için elinden geleni ardına koymuyor. AKP bu hesaplaşma çabası içinde, içeride “yetmez ama evet”çi liboşlarla, dışarıda küreselleşmeci egemen çevrelerin desteğini sağlamış durumda. Buna son olarak BDP ile ittifak eklendi. Bütün siyasal partiler, Kürt sorununu Türkiye’nin bir numaralı konusu olarak ilan ediyor, ama BDP dışında hiçbiri, bu konuda içerikli bir politika oluşturmadıklarından, görüşlerini açıklayamıyor. BDP de, isteklerini belki de şu anda uygun görmediğinden bütün açıklığıyla ortaya koyamıyor. İktidar partisi, müzakereleri yürütüyor, ama ilk bakışta ne kadar inanılmaz görünürse görünsün, Kürt sorunu konusunda belirli bir politikaya sahip değil ya da boyun eğmeğe razı olduğu çözümü kamuoyuna açıklamaktan korkuyor. Bu durumda CHP’nin gelecekte nasıl bir Türkiye öngördüğünü saptayıp, bunu açıklaması ve buradan hareketle Cumhuriyetin kurumları ve tarihi konusundaki görüşünü belirlemesi, bunu önce kendi üyelerine anlatması gerekiyor. HHH İnsanlar tarihe geçmiş için değil, gelecek için bakarlar. Duverger’nin de belirttiği gibi, arzuladığımız, yöneldiğimiz gelecek, tarihe bakışımızı da belirler. CHP Türkiye’nin geleceğine nasıl bakmakta, karşı karşıya bulunduğu sorunları nasıl çözmek istemektedir? CHP’ye göre çözüm, AKP’nin de öngördüğü gibi, ulus devletin tümden tasfiyesiyle mi mümkün olacak, yoksa ulus devletin sübjektivist var olma iradesine dayalı demokratik bir yapıya evrilmesinde mi aranacaktır çözüm? Kürt sorunu totaliter başkanlık sistemiyle takas edilmiş, demokratikliği açıklanmaya muhtaç otoriter bir “demokratik özerklik” ile mi çözülecektir, yoksa demokrasinin bütün kurumları ve kurallarıyla işlediği bir düzen ile mi? Ancak bu hedeflerin iyi belirlenmesi halinde, CHP geçmişine ve Cumhuriyet tarihine bilinçli bir şekilde dönüp bakabilecek ve ondan yola çıkarak köklerini fark edebilecektir. Bunu yapmadan, bütün ulus devletlerin tarihine bakış rahatlığına kavuşamayacak, zirzop bir “özür” saplantısının batağından kurtulamayarak, gülünç duruma düşecektir. Görülüyor ki CHP’nin kendini anlatabilmesi, önce kendi kendini anlayabilmesi ve üyelerinin gelecek hedefler, kimlik ve tarihinin değerlendirilmesi konusunda anlaşabilmesine bağlıdır. Evet, önce anla, sonra da anlat! Korkulan oldu CENGİZ DEMİREL SİNOP BDP’li milletvekillerinin Karadeniz turunun ikinci ayağı olan Sinop’ta bir grup, toplantı yapılan binayı ve milletvekillerinin araçlarını taşladı. 10 saat süren olayların ardından BDP heyeti zırhlı araçlarla bölgeden uzaklaştırıldı. Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Karadeniz turu kapsamında dün Sinop’a gitti. BDP’li vekilleri karşılamak isteyen bir grup, Derinboğanağzı Sokağı’ndaki çay bahçesine gitti. Ancak işyeri sahibi grubun BDP’lileri karşılayacağını öğrenince, işyerini kapatıp karşılamaya gelenleri çıkardı. Geceden Sakarya Caddesi’ndeki birçok işyerine Türk bayrağı asılırken, milletvekillerinin öğretmen evine gittiğini öğrenen sağcı bir grup ve şehit aileri saat 11.30’da binanın önünde ellerinde Türk bayraklarıyla toplandı. Grup tekbir getirerek “Sinop’ta PKK istemiyoruz” sloganı attı. Öğretmenevinin ön tarafında olaylar çıkarken, bir grup arka taraftan bahçeye girip binanın giriş kapısından içeriye girmeye çalıştı. Ancak burada önlem alan çevik kuvvet polisleri grubu engelledi. Göstericiler binayı ve BDP’li milletvekillerinin araçlarını taş yağmuruna tuttu. Bu sırada polis gruba müdahale eden polisin güvenlik tedbirlerinde etkisiz kal ‘İçeriye yanıcı madde atıyorlar’ BDP’li Önder, Facebook üzerinden “İçeriye taş ve yanıcı madde atılıyor, polis bir şey yapmıyor. Kendi önlemimizi alıyoruz” yazarak yaşananlara tepki gösterdi. Önder, çektiği fotoğraflarla içeride yaşadıkları zor anları takipçileriyle paylaştı. Önder’in paylaştığı fotoğrafların birinde BDP heyetinin bir salona sığınıp salonun camlarını sandalye ve masalarla kapattığı görülüyor. (Yanda) ‘Canımız onlara yağma olsun’ de şehre döndü. BDP’li milletvekilleri, Vali Cengiz’in zırhlı araçlarla bölgeden uzaklaştırılacakları ve güvenliklerinin sağlanacağı sözü üzerine, akşam saat 21.00 sıralarında dışarı çıkma kararı aldı. Kararın ardından çevik kuvvet polisleri, kalabalığı barikatlarla öğretmenevinden yaklaşık 150 metre geriye çekti. Daha sonra öğretmenevinin bahçesine alınan Emniyet’e ait 2 panzere bindirilen BDP’liler bölgeden uzaklaştırıldı. Olayların ardından akşamüstü bir basın toplantısı düzenlendi. Öğretmenevinde camların arkası saksı ve sandalyelerle kapatılarak barikat kurulması dikkat çekti. Levent Tüzel, Sinop yerel yöneticilerini provokasyonla suçlayarak, “Emniyet gördük ki olaylara göz yummuştur. Oysa biz çevreyi kirletenleri uyaracak, bunun için kırsal kesimle birlikte olacaktık. Bu manzara Sinop halkının değil, acıların şehitlerin arkasına gizlenenlerin eseridir” dedi. HDK Eşbaşkanı Fatma Gök, “Sinop’ta yaşanan baskı tüm Türkiye demokrasi güçlerine yapılmıştır” dedi. Sebahat Tuncel, “Biz bu çocukları suçlamak için değil bu çocukları kurtarmak için geldik” diye konuştu. Sırrı Süreyyar Önder ise “Taş yağmuruna biz alışığız. Canımız onlara yağma olsun. Biz buna da katlanırız ancak Sinop’ta barış adına katledilen bir süreç yaşadık. Gördük ki bizi linç etmekten çekinmeyecekler. Gençler bu hale getirilmiş. Karadenizli sert mizaçlıdır ancak ben Karadeniz’le provakasyon kelimelerini yan yana getiremem” dedi. Ertuğrul Kürkçü de “Bu binanın etrafını saranlar bertaraf edilemedi. Biz bu olaylardan çok mu korttuk, geri adım mı atacağım sanıyorlar. Biz baskıdan yılmayız” dedi.Valilik Sinop Emniyeti’ni suçladı. Toplantının ardından bir kişi camı kırarak içeri girmeye kalkıştı. Yaralanan kişi gözaltına alındı. ması dikkat çekti. Saat 14.30 sıralarında arka kapıdan içeriye giren bir kişi çatıya çıkıp binanın arka kısmına dev bir Türk bayrağı, Atatürk posteri asarak indi. Göstericiler, binaya uzaktan taş, yumurta ve su şişeleri atttı. Öğretmenevinin bulunduğu binanın bahçe demir korkuluklarına da “Sinop’u terk edin. Susturacak üç şey vardır: ezan sesi, saygı duruşu, İstiklal Marşı. Sinop Gençlik Platformu” pankart ve şehit er Halil Özdoğru ile Bülent Yalçın’ın fotoğrafı asıldı. Göstericiler, polise el yapımı patlayıcılar attı. Öğretmenevinde konuşan Sırrı Süreyya Önder, “Yumrukları sıkarak tokalaşamayız. Birbirimizi kulaklarımızla değil, kalplerimizle dinlersek anlayabiliriz” dedi. Ankara’da bulunan Sinop Valisi Ahmet Cengiz, olayların büyümesi üzerine akşam saatlerin Vali çıkardı ‘Programa devam’ Sinop’ta çıkan olaylar HDK’nin öncülüğünde bir araya gelen birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşunca protesto edildi. Taksim Meydanı’nda dün bir araya gelen grup, “Faşizme karşı omuz omuza” pankartı ve sloganlarla Galatasaray Lisesi’ne yürüdü. BDP milletvekili Halil Aksoy, “Bu işin sorumlusu İçişleri Bakanı, Emniyet müdürü ve validir” dedi. Telefonla kitleye seslenen Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise tüm bu olanlara rağmen programlarını degiştirmeyeceklerini belirtti. Ankara’da ise Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen HDK’liler yaptıkları açıklamada, “Bugünlerde barışı savunmak her zamankinden daha zor geldi. Ne hükümet, ne de Emniyet’in gücü 500 kişiye yetmedi” ifadelerini kullandılar. Fotoğraf: KAYHAN AYHAN Başbakan Yardımcısı Bozdağ, BDP’nin İmralı konusundaki restine karşılık verdi: Kararı Bakanlık verecek DEMİRTAŞ: DAYATMA KABUL ETMEYİZ, SÜRECİ KENDİLERİ YÜRÜTÜRLER MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı’ya gidecek ikinci heyette kimlerin yer alacağı tartışmalarıyla ilgili konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Bize isim tartışması dayatan bir siyasi anlayışla biz çalışma yürütemeyiz. Özellikle İmralı boyutuyla o saatten sonra kendi çalışmalarını kendileri yürütürler biz de engel olmayız” dedi. Demirtaş, ziyaretlerin rutin hale getirilmesi ni istedi. Demirtaş, İmralı’ya gidecek ikinci heyette kimlerin yer alacağını belirlediklerini ifade ederek, “Hangi arkadaşlarımızın başvuru yapacağı belli. Bakanlık gidiş konusunda izin verir, kararı partimiz verir” dedi. Bakan Ömer Çelik Yaşar Kemal’den destek istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, hükümetin “Kürt açılımı” çerçevesinde, hemşerisi yazar Yaşar Kemal’den destek istedi. Çelik, dün İstanbul’da, Kemal’i evinde ziyaret etti. Görüşmede Çelik’in hükümetin “Kürt açılımı” çerçevesinde Kemal’den destek istediği öğrenildi. Kemal’in de Çelik’e, “barış ortamının olması için elinden gelen her türlü desteği vereceğini” söylediği belirtildi. İmralı’ya önce kardeşi gitti LEVENT GENCELLİ ‘Samimiyet kuşkusu var’ MAHMUT ORAL İmralı sürecine halkın desteği yüzde 63 çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP MYK, toplantısında bir ay önce yaptırılan ve İmralı’da Abdullah Öcalan ile başlatılan görüşme sürecinin nasıl algılandığına ilişkin anket ele alındı. Ankette İmralı sürecine destek yüzde 63 çıktı. Ankete göre CHP oy verenlerin yüzde 40’ının, MHP oy verenleri ise yüzde 25’inin süreci desteklediği belirtildi. Ankette, AKP’nin oy oranının yüzde 52 olacağı sonucunu olduğu belirtildi. BURSA BDP’nin yapacağı ikinci ziyaret öncesinde, Mehmet Öcalan, ağabeyi terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ı İmralı adasında dün ziyaret etti. Mehmet Öcalan dün 08.00’de Gemlik Jandarma Bölük Komutanlığı’na gitti. Öcalan, burada İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi K Kapalı Cezaevi’nde Öcalan ile birlikte kalan PKK’li Cumali Karsu’nun ablası Pervin Oduncu, PKK’li Şeyhmuz Poyraz’ın kardeşi Felek Cız laşmaz ile işlemlerin tamamlanması için yaklaşık 2 saat bekledi. Öcalan, ziyaretin normal aile görüşmesi olduğunu belirterek, “Sürecin ilerlemesi için en kısa dönemde eşbaşkanlar veya bir heyetin buraya gitmesi gerekiyor. Kamuoyuna, Kandil gerekiyorsa Kandil’e bu mesaj kuşlarla gidilmez, insanlarla gidilir. Bir an önce bir heyetin oraya gitmesi çok önemlidir. Eğer süreç ilerleyecekse ikinci görüşün olması gerekiyor. Bazı mesajlar bazı yerlere gidecekse bu insanlarla gidilir” dedi. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan, “Biz bu sürecin samimiyetine dair çok büyük bir kuşku taşımaktayız” dedi. Fırat Haber Ajansı’na konuşan Karayılan, “Bu sorun, ciddi yaklaşıma ve siyasal bakış açısına dayanan bir proje temelinde çözülebilecek bir sorundur. Bu konuda henüz daha devlet ve hükümet katında ciddiye alınabilecek bir pratik adım atılmadı. Sanki çözüm için her şey yapılmış, sorun sadece İmralı’da önder Apo’nun açıklamasına kalmıştır, sanki ‘BDP veya DTK heyeti İmralı’ya giderse sorun çözülecekmiş’ gibi gösteriyorlar. Böyle bir durum yok” dedi. Öcalan’ın tutukluluk koşullarını, KCK ve askeri operasyonları, Paris suikastını eleştiren Karayılan, “Ortada bir çözüm projesi yok. Muhtemelen önderliğimiz onların istediği gibi tek taraflı bir çağrı değil her iki tarafa çağrı anlamına gelen yeni bir ‘yol haritası’nı sunabilir” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Eğer süreci olumsuz etkilerse PKK’nin yakasına yapışırız” diyen BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’a, “Bunu söylemekten öte eylemlerle ortaya koysunlar” karşılığını verdi. Bozdağ, AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, İmralı’ya gidecek heyette kimlerin yer alacağı konusunda henüz Adalet Bakanlığı’nın bir karar ortaya koymadığını söyledi. Bozdağ, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Şayet bizim önerdiğimiz isimler kabul görmezse süreci dışardan destekleriz. Sürecin dışında oluruz” sözlerini ise Bozdağ, “Böyle ‘Bizim önerdiğimiz isim kabul edilirse, edilmezse, şöyle olursa böyle olursa...’ biçiminde şartlı cümleler kurmak doğru bir yaklaşım değil. Şartlı cümleler ne kadar çok kurulursa o kadar yanlış yapılır. Onun için doğru görmüyoruz. Bu konuda Adalet Bakanlığı değerlendirmesini yapacak. Kimlere izin verilecekse kararını Adalet Bakanlığı verecek” diye yanıtladı. Bozdağ, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, “Eğer PKK süreci olumsuz etkilerse biz onun da yakasına yapışırız” sözlerinin sorulması üzerine de “Bunu söylemekten öte eylemleriyle ve söylemleriyle ortaya koymaları lazım. Hep beraber göreceğiz” dedi. Bozdağ, Başbakan Erdoğan’ın Mardin’de yaptığı “Kürtçe hutbe” açıklamasının sorulması üzerine de TRT6 kanalında Kürtçe olarak dini programlar ve dini sohbetler yapıldığını kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear