02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 ŞUBAT 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Olaylı müzayede olaysız son buldu Kültür Servisi Sanat dünyasında bir süredir tartışma yaratan “olaylı müzayede” sonunda yapıldı. Maçka Mezat’ın önceki gün The Sofa Hotel’de düzenlediği müzayedede en pahalı satışlar, Nejad Melih Devrim imzalı yapıtlar oldu. Maçka Mezat tarafından düzenlenen ve santralistanbul koleksiyonundan yapıtların u Maçka Mezat’ın da satışa sunulduğu müzayedesi, müzayedeye ilsantralistanbul gi yoğundu. Müzakoleksiyonuna bağış yede başlamadan hemen önce, sanyoluyla giren dört tralistanbul kolekyapıtın müzenin siyonunda bağış talebi doğrultusunda yoluyla yer alçekildiği an dört yapıtın müzenin taleaçıklamasıyla bi doğrultusunda başladı. çekildiği açıklandı. Toplam 145 eserin satışa sunulduğu müzayedede, 800 TL’den satışa çıkan Nejad Melih Devrim imzalı “Soyut Kompozisyon” 1 milyon 400 bin TL’ye alıcı buldu. Yine Santralistanbul koleksiyonundan satışa sunulan Nejad Melih Devrim tablolarından beyaz ağırlıklı “Soyut Kompozisyon” 1 milyon 300 bin TL, 41 lot numarasıyla sunulan “Soyut Kompozisyon” ise 1 milyon 100 bin TL’ye satıldı. Satışı merakla beklenen bir diğer yapıt olan Yüksel Arslan’ın 1978 tarihli “Kapitalin Güncelleştirilmesi” ise 100 bin TL’den satışa çıktı ve 500 bin TL’ye satıldı. Maçka Mezat’ta Nejad Melih Devrim imzalı yapıtlar en pahalı satışlar oldu Vic ve Flo ‘Ayı’yı gördü AYŞEGÜL ÖZBEK Berlin’de Alfred Bauer Gümüş Ayı Ödülü alan Denis Cote ayağının tozuyla İstanbul’a geldi u “Vic+Flo Bir Ayı Gördü” adlı filmi ile ödüle değer görülen Cote, “Elinde bayraklarla dolaşan filmler değil yapmak istediğim. Sadece iyi sinema” diyor. ‘Argo’ ve ‘Zero Dark Thirty’ye ödül n Kültür Servisi Amerikan Senaryo Yazarları Derneği’nin, “En İyi Senaryo” ödülünü Ben Affleck’in “Argo” ve Kathryn Bigelow’un “Zero Dark Thirty” filmleri paylaştı. Malik Bendjelloul’un “Searching for Sugar Man” adlı filmi de en iyi belgesel dalında ödül kazandı. Drama dalındaki ödülün sahibi ise “Breaking Bad” dizisi oldu. Berlin’den ayağının tozuyla İstanbul’a, !fistanbul’un davetlisi olarak gelen Kanadalı yönetmen Denis Cote’nin, Berlinale’den aldığı Alfred Bauer Gümüş Ayı Ödülü’nün yaşattığı heyecanı sürüyor. Festival kapsamında 23 Şubat Cumartesi günü gösterilecek filmi “Vic+Flo Bir Ayı Gördü”yü de ilk kez izleyiciyle İstanbul’da bulaşacağı için de heyecanı ikiye katlanmış. Aynı zamanda !fİstanbul’un jüri üyesi de olan Cote’nin festival kapsamında gösterilen başka bir filmi de 2012 yapımı “Bestiaire.” Berlin Film Festivali’nden, özellikle yeni bakış açıları sunan filmlere verilen bu ödülü almak nasıl bir duygu? Alfred Bauer Ödülü’nü ilk kez 1987’de Leos Carax almış. Geçen yıl da şu an İfİstanbul’da gösterilen “Tabu” filmiyle Miguel Gomes almıştı. Ve hepimiz bugün ifİstanbul davetlisi olarak İstanbul’dayız! Benim için bu ödül, ‘Senin filmin bu yarışmadaki en orijinal filmdi’ anlamına geliyor. Filmim böyle mi bilmiyorum ama, ‘yeni bir bakış açısı yaratmışsın ve bu yolda özgür filmler yapmaya devam et’ demek istediler bana sanırım. ‘Bağımsız filmler yapmayı bırakıp reklam filmleri mi çeksem’ dediğim zamanlar oluyor ama, bu ödüllere değer görülünce bu işe devam etmem gerektiğini anlıyorum. Berlin’de de bu espri yapılmıştır belki, Vic ve Flo gerçekten ayıyı gördüler mi.. Evet onlar zaten ödülü gördüler ama, gerçek bir ayı görülmüyor filmde. İzleyenler görecektir filmin adı filmin sonunda saklı. Film çok yeni. Biraz konusundan söz eder misiniz? Cezaevinde tanışmış ve yeni tahliye olmuş iki kadın üzerine kurulu film. Yeni hayatlarında birlikte yaşamaya karar veriyorlar. “Lezbiyen romantizmi” olduğu yazıldı birçok yerde ama gerçek mesele bu değil. Aralarında aşk olduğunu söyleyemem. Sadece kendilerini güvende hissetmek için birbirlerine çok bağlanıyorlar. Yaşlı olan Victoria genç olan Florence ile ormandaki bir kulübede her şeyden uzakta yaşamak istiyor ama Florence hayatı ve erkek leri yeniden keşfetmek çabasında. Victoria kendine ve doğaya dönen, Florence ise sosyalleşmeye çalışan bir karakter. Toplumun içinde olmak ya da kendini ondan soyutlamak çelişkisi üzerine kuruldu film, daha önceki filmim “Curling” gibi. Bu yönüyle biraz da otobiyografik denilebilir. Kadına odaklanan bir film “Vic + Flo Bir Ayı Gördü.” Erkek bir yönetmen olarak kadınların dünyasını anlatmak zor oldu mu? Ben yeterince erkek filmi yaptım, kadınlar hakkında yazmaya ise çekindim şimdiye kadar. Bir Ingmar Bergman, Woody Allen ya da Pedro Almodovar değilim tabii ama yaşlı adamların kadınlarla ilgili anlattığı klişelerden uzak durdum, senaryoyu sık sık kadın arkadaşlarıma da okuttum. Dolayısıyla senaryoyu oluşturmak uzun zaman aldı ve sonuç da içime sindi. Meseleyi sürekli gözünüze sokan, elinde bayraklarla dolaşan filmler değil yapmak istediğim. Sadece iyi sinema. Oyuncu için karakter yazdığınızı, oyuncu seçimi yapmadığınızı söylüyorsunuz... İnsanları izleyip “hadi güle güle, yarın seni ararız” demekten hoşlanmıyorum. Bir oyuncu için bir şey yazdığınızda daha özel oluyor. Oyuncu da kendisi için yazılmış bir senaryo motivasyonuyla oynuyor ve sana daha çok güveniyor. Vic karakterini Pierrette Robitaille’yi düşenerek yazdım. Pierrette büyük kitleler tarafından takip edilen, popüler, biraz da ucuz komedilerde oynayan bir oyuncu. Onu alıp kendi dünyama soktum. “Nasıl oluyor da Pierrette Robitaille, Denis Cote filminde oynuyor” dediler ama, performansını görünce herkes çok şaşırdı. Türkiye sinemasında da son yıllarda önemli yönetmenler popüler isimlere başrol veriyor... Toplum ve eğlence dünyası o oyuncuya bir misyon yüklüyor. Popüler dünyayı biraz da sanat dünyasına çekmek istedim. Belki burada da aynı düşünce vardır. Çoğu kişi Pierrette Robitaille için gitti filme. Yeni bir kitleyle tanışmak güzel. CERMODERN’DE ‘SANAT ATÖLYESİ’ ‘Sanatı Anlamak’ için... Kültür Servisi CerModern, alanında başarılı isimlerin sanatın dünyaya yön veren tarihini anlatacağı “Sanat Atölyesi”ne ev sahipliği yapıyor. Bedia Ceylan Güzelce’nin program yönetmenliğinde gerçekleşecek “Sanatı Anlamak Kısa Batı Sanatı Tarihi Atölyesi”, sanatı tanımak, anlamak ve anlamlandırmak isteyenler için iki aylık bir eğitim sunuyor. Osman Erden ve Bora Gürdaş’ın eğitmen olarak yer alacağı atölyeuCerModern’in de, Beral Madra ve Ali ev sahipliğinde Akay konuk konuşmacı düzenlenecek olarak bilgilerini ve deneyimlerini paylaşmak üze‘Sanatı Anlamak re katılımcılarla bir araya Kısa Batı Sanatı gelecek. Atölyede, Rönesans’tan Tarihi Atölyesi’, yeni dışavurumculuğa kasanatı tanımak, dar, 13. yüzyıldan günüanlamak ve müze sanat akımlarının anlamlandırmak yanı sıra, “Bir sanat eseri isteyenler için iki nasıl izlenir, değeri nasıl anlaşılır” gibi sorulara aylık bir eğitim da yanıt aranacak. Büyük sunuyor. başyapıtlar, küresel sanat etkinlikleri, sanatın metalaşması, koleksiyonerlik ve sanat felsefesi de, atölye süresince incelenecek konular arasında. 10 Mart’ta başlayacak ve sekiz hafta sürecek “Sanatı Anlamak Kısa Batı Sanatı Tarihi Atölyesi”, her Pazar 11.0014.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Kontenjanla sınırlı atölye için son kayıt tarihi ise 8 Mart. ‘SESLERLE ANADOLU’ ANKARA VE SAMSUN’DAN SONRA MERSİN’DEYDİ Anadolu’nun zengin sesi ERSİN ANTEP MERSİN Dört yılı geride bırakan “Seslerle Anadolu” adlı müzikli eser, Ankara ve Samsun’un ardından Mersin’deydi. Mehmet Balkan yönetiminde, Mehmet Yılmaz’ın yardımıyla sahneye koyulan eser, şimdiye kadar olduğu gibi yine kapalı gişe oynadı. Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde sahnelenen temsilde bir meddah, 13 solist, orkestra, bale dansçıları ile halkoyunu ekibi yer alıyor. Gördüğü bu büyük ilginin sebebi ise Anadolu’nun türküleri, folkloru, efsaneleriyle kültürel değerlerinin, zenginliğinin anlatılması. Bu yapısıyla, opera ya da klasik müzik bilmeyenlere de opera sahnesinin kapılarını açıyor. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Şadi Erdoğan’ın araştırmaları sonucu yazdığı librettoya dayanan eserin müziklerini, Ali Aykaç besteledi. Tayfun Çebi’nin tasarladığı dekorla üç boyut lu kasaba atmosferi yarattığı temsilin kostümlerinde Sevda Aksakoğlu’nun imzası var. Halk danslarını ise Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı halkoyunları ekibi sergiledi. “Seslerle Anadolu”, mayıshaziran aylarında Adana’dan Diyarbakır’a, Antakya’dan Mardin’e pek çok kenti dolaşacak ağustos ayında da Aspendos’ta uluslararası çapta izleyici karşısına çıkacak. ([email protected]) n Kültür Servisi !f İstanbul’un bugünkü programında, Amerikalı oyun yazarı ve senarist José Rivera ile ünlü yönetmen Ümit Ünal, “Kitaptan Sinemaya: Okumak ve Yazmak Üstüne” adlı sohbette bir araya geliyor. Yönetmen Katja Wiederspahn ise “20 Küçük Film”in hikâyesini anlatacak. Programda ayrıca, Michal Marczak “Orman için Seviş” adlı filmi hakkında konuşurken, Ufuk Aksoy “Devremülk” filmi ve Deniz Tortum da “Zayiat” isimli filminin yapım aşamasını konuşacak. !f İstanbul’da bugün
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear