02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Sakın ‘Adalet Yerini Buldu’ Sanma! İki gündür, ikide bir TV’nin düğmesine basıyor, haber kanallarında alttaki şeridi okuyorum. İki gündür gazeteye ikide bir telefon edip soruyorum: Yeni bir haber var mı? Biliyorum gereksiz bütün bunlar, yeni bir haber olsa, o ya da bu şekilde mutlaka duyulur, avukatlar zaten söz vermişlerdi bir sonuç alınınca telefon edeceklerdi. Gazetede Ayşe Sayın ile konuşuyorum. Gerginliğimi sesimden anlamış olmalı. Merak etmeyin! Bir şey olursa haber veririm, diyor. Yine de elde değil, insan anlamı olmadığını bile bile takmış kafayı “ne olacak” diye bekliyor. Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay’ın başvurusu üzerine seçilme hakkının ihlal edildiği ve tutuklulukta makul sürenin aşıldığı yolundaki kararı üzerine tahliye edilmesi olasılığı çıkınca ortaya, gergin bekleyiş de başladı. Bizim evdeki gerginlik böyle olursa, varın hesap edin, Balbaylar’ın evinde, Balbay’ın hücresinde yaşanan gerginlik ne olabilir. HSYK 1. Daire Başkanı Okur, Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine yaptığı değerlendirmede şu hükme varıyor: Tek seçenek tahliye! Arınç da, tahliye bekliyor; Cumhurbaşkanı da, İyimaya da... HHH Bir maskeli balo ki, sormayın! Herkes durumdan şikâyetçi ama insanlar beş yıla yakın süredir içerideler. Anayasa Mahkemesi bir karar veriyor, kararın kendi başına fiili bir sonucu yok, eğer Özel Yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararı verirse, bir anlam kazanacak Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle aldığı karar. Mahkeme ne karar verir? Şu satırlar yazılırken belli olmamıştı. Belki de, “Ben kararımı verdim dosya Yargıtay’a gitti. Ben bakamam” deyip topu atacak bir yer bulurlar. Gerçi gerekçeli karar henüz yazılmadığı için dosya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndedir. Ama belli mi olur? Burada en büyük yanlış, bunca olaydan sonra, olayı hukuk çerçevesinde düşünerek herhangi bir tahminde bulunmaktır. Bugüne kadar yaşadıklarımız, hukuktan söz etmeyi, hukuk zemininde ilerlemenin mümkün olduğunu söylemeyi imkânsız kılmaktadır. Hürriyet gazetesinin 5 Aralık tarihli manşetine de bu yüzden katılmak zor, hatta imkânsızdır. Hürriyet’in söz konusu manşeti şöyleydi. “4 yıl 273 gün sonra ADALET” Şimdi 4 yıl 273 gün yattıktan sonra gelecek olan (o da gelirse eğer) tahliye, yatılanları ortadan kaldırmayacağına, yine milli iradenin tecellisi zaten 2 yıl 178 gün engellendiğine ve bu durum da yaşanmamış sayılamayacağına göre, adaletin tecelli ettiğini söylemek abes olacaktır. HHH Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine, karar ile Haşim Kılıç’ın kurmak istediği vakıf konusunda, AKP’nin olumsuz tavrı arasında bağlantı kuran yorumlar yapıldı, söylentiler yayıldı. Elde delil olmadan bunların doğruluk dereceleri hakkında bir şeyler söyleyemeyiz tabii ki. Ama Anayasa Mahkemesi’nin yapısı konusundaki kaygıların yaygın olduğunu da herkes bilmektedir. Türkiye’de yargı bağımsızlığı kalmamıştır. Bu yargının bütün kademeleri için geçerlidir. Yargı bağımsızlığının kalmadığı bir yerde, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru da kurum olarak bir anlam ifade etmez, tesadüfen çıkan kararların içerikleri de, adaletin tecelli ettiği şeklinde yorumlanamaz. Bu yazı Balbay’ın tahliye talebinin sonucu belli olmadan yazılıyor. Ama sonuç ne olursa olsun, hiç kimse, hiçbir kademede adaletin tecelli ettiği gibi yanlış izlenime kapılmamalıdır. Böyle bir kanı şimdiye kadar yaşanmış olanların hiçbirinin anlaşılmamış olduğu anlamını taşır. ‘Öcalan’ın yolu açılır’ EMİNE KAPLAN Adalet Bakanlığı yetkilileri demokrasi paketi konusunda Bakan Güler’den farklı düşünüyor ANKARA Hükümetin “demokratikleşme paketi” olarak nitelendirdiği yasa tasarısı “Abdullah Öcalan’a siyaset yolu” tartışması başlattı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Böyle bir şey yok” derken Adalet Bakanlığı yetkilileri, düzenlemenin Öcalan’ı da kapsadığını belirtti. Hükümetin TBMM’ye sunduğu yasa tasarısında, Siyasi Partiler Yasası’nın siyasi partilere üye olamayacaklara ilişkin sınırlamalar kaldırılıyor. Mevcut yasada, “Kamu hizmetinden yasaklılar; basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar, kaçakçılık suç ‘NERESİ DEMOKRATİKLEŞME?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP MYK, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Açıklamalar yapan parti sözcüsü Haluk Koç, hükümetin “demokratikleşme” paketini eleştirdi. Koç, “İsmiyle orantılı olmayan bir paketimsiyle orantılı, ismiyle uyumlu olmayan bir paket. Neresi demokratikleşme? Tam tersine açık hava hapishanesine döndürülen bir Türkiye var” dedi. MYK’de, haftaya TBMM’de başlayacak Bütçe Tasarı’yla ilgili Kılıçdaroğlu’nun konuşmanın içeriği de değerlendirildi. CHP liderinin konuşmasının ana temasını Sayıştay raporlarının Meclis’e sunulmaması oluşturacağı öğrenildi. ları, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırmak ve devlet sırlarını açığa vurmak suçlarından mahkum olanlar; taksirli suçlar hariç 5 yıl ağır hapis veya 5 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar; TCY’nin 2. kitabının 1.babında yazılı suçlar (soykırım ve insanlığa karşı suçlar), terör eylemlerinden mahkum olanlar”ın si yasi partilere üye olamayacağı düzenleniyor. Tasarıyla Öcalan başta olmak üzere terör örgütü üyelerine siyaset yolunun açılıp açılmadığı hükümet içinde de tartışma yarattı. İçişleri Bakanı Güler, “TBMM’ye sunulan tasarıda da böyle bir şey yok. Ben altına imza attım” dese de Adalet Bakanlığı yetkilileri Güler gibi düşünmüyor. Üst düzey bir bakanlık yetkilisi, düzenlemenin Öcalan’ı da kapsadığını belirterek “Bence düzenlemeyle Öcalan’ın siyasi partilere üye olması önünde herhangi bir engel kalmamış olacak” dedi. Öcalan’ın genel başkan da olabileceği tartışmalarıyla ilgili de aynı yetkili, “Bir engel olduğunu düşünmüyorum, genel başkan da olabilir” diye konuştu. Yetkili, tasarıdaki düzenlemeyle asıl hedeflenenin dağdan inenlerin siyaset yapmasının sağlanması olduğunu belirtti. CHP’li Atilla Kart da paketteki düzenlemeyle Öcalan’ın siyasi parti üyesi olabileceğini belirtti. Kart, “Paketle SPY’deki siyasi partilere üye olmaya ilişkin sınırlama kaldırılıyor. Öcalan üye olabilir, ama seçilmeye ilişkin yasaklar yine devam eder, genel başkan seçilemez” dedi. HİKMET ULUĞBAY: Devrim kanunları yok olur! SİNAN TARTANOĞLU Polis, gündüz TOMA’larla göstericilere müdahale etti. Akşam saatlerinde ise Veysel ve Reşat İşbilir’in öldüğü hastanede ölenlerin yakınları ile pollis arasında çıkan gerginlik sırasında yüzleri kapalı özel harekât polislerinin hastaneye silahlarla girmesi dikkat çekti. (DHA) Yüksekova karıştı: 2 ölü İlçedeki olaylarda özel harekât polisleri ile göstericilerin karşılıklı ateş açtığı iddia edildi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde PKK’lilerin mezarlarının tahrip edildiği gerekçesiyle yapılan yürüyüş sırasında olaylar çıktı. Çıkan çatışmada 2 yurttaş vurularak yaşamını yitirdi. Görgü tanıkları özel harekât polislerinin halkın üzerine ateş açtığını belirtirken, valilik göstericilerin polise ateş açtığını savundu. Hakkâri’nin Yükseova ilçesinde, Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Derneği (MEYADER), PKK’lilere ait mezarların tahrip edildiğini belirterek basın açıklaması yapmak istedi. Yürüyüşe, BDP Yüksekova İlçe Başkanı Nail Durmaz, Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora, BDP’li yöneticiler, belediye meclis üyeleri, İl Genel Meclis üyeleri, MEYADER, TUHADFED, KURDİDER, Gever Kültür Sanat Derneği, Barış Anneleri İnisiyatifi, mahalle muhtarları katıldı. Yaklaşık 400 kişi, Orman Mahallesi’ndeki mezarlığa kadar yürüdü. PKK bayrakları ve Öcalan’ın posteri arasında PKK’nin gençlik yapılanması YDGH üyesi yüzü kapalı bir gösterici basın açıklaması yaptı. Eylem sonrası olaylar çıktı Yapılan basın açıklamasının ardından kalabalık dağılırken, polis ve göstericiler arasında gerginlik çıktı. Polis, göstericilere göz yaşartıcı bomba ve tazikli su kullanarak müdahale etti. Bir grup gösterici de polislere havai fişek ve taş attı. Gerginliğin büyümesi üzerine bölgeye özel harekât polisleri sevk edildi. Ara sokaklara kaçan göstericilerle polisler arasında kovalamaca başlayınca, esnaf da kepenk kapattı. Bu sırada amca yeğen olan Veysel (35) ve Reşat İşbilir (34) silahla vurularak Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Veysel ve Reşat İşbilir, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hakkâri Valiliği’nden yapılan açıklamada, “Polis çevik kuvvet unsurları saldıran eylemci gruba gaz ve suyla müdahale etmeye başlamıştır. Olayların başlamasından bir saat sonra da eylemciler, bu defa 89 uzun namlulu silahla değişik mevkilerden toplumsal olaylara müdahale araçlarına ateş etmeye başlamışlardır. Ateş sonrası isabet alan zırhlı araçlarda önemli hasar oluşunca özel harekât timleri devreye sokulmak zorunda kalınmış ve şehir merkezinde silahlı çatışma meydana gelmiştir. Güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren ve hastaneye yaralı olarak kaldırılan Veysel İ.(34) ve Mehmet R. İ.(32) isimli şahıslar hayatını kaybetmiştir. Konuyla ilgili adli makamlarca soruşturma başlatılmıştır” denildi. BDP Hakkâri Milletvekili Adil Zozani, olayın provokatif bir yönü olabileceğini, kimin tarafından ateş edildiğini söylemek için erken olduğunu, ilçede halk ve yetkillerle görüşeceğini söyledi. BDP’nin bölgeye bir heyet gönderdiği belirtilirken partinin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da bugün ilçeye gidecek. ANKARA Eski Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, demokratikleşme paketi ile Meclis gündemine gelen özel okullarda Kürtçe eğitim ve Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Yasa ile Şapka İktisası Hakkındaki Yasa’ya aykırı davrananlara verilecek cezanın kaldırılması ile ilgili olarak “4+4+4’ten bu yana Tevhidi Tedrisat Kanunu ve bu kanunu koruyan anayasa maddesi zaten ciddi bir şekilde törpüleniyor. Korkarım bu son törpü olmayacaktır” dedi. Demokratikleşme adımlarında ülkeyi Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği İnsan Hakları Bildirgesi karşısında nereye taşıdığına bakılması gerektiğini belirten Uluğbay, paketin geneli ile ilgili olarak “Demokrasiyi evrensel standartlardan çok daha fazla uzaklaştırıyor” değerlendirmesini yaptı. Paketteki eğitimle ilgili maddelerin de aynı gözle değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Uluğbay, “Eğitimin amacı, ulusal çıkarlarımızı uluslararası arenada savunan, uygarlık seviyesine yön veren insanlar yetiştirmektir. 4+4+4 yasasından bu yana atılagelen adımlar, Türkiye’yi bu anlamda da evrensellikten uzaklaştırmaktadır” dedi. Tevhidi Tedrisat’ın da bu amaç doğrultusunda atılan, eğitimin laik temele oturmasını sağlayan bir düzenleme olduğunu dile getiren Uluğbay, “Türkiye’de çocukların inancına yönelik eğitim, aileden giderek uzaklaştırıyor. İnanç eğitiminin tek ve temel sorumlusu ailedir. Din eğitimini ailenin elinden ne kadar fazla alırsanız, o zaman siz, sistem olarak tek tip bir militan yetiştiren bir çizgiye doğru gidiyorsunuz demektir” dedi. Uluğbay, paketteki anadilinde eğitim düzenlemesini ise “Anadilinizin yok olmasına yol açarsanız sonunuz Osmanlı gibi olur. Dil birliği konusunda verilen her taviz Türkiye’nin temelinden bir taş sökmekten farksızdır” sözleri ile değerlendirdi. Düzenlemelerin, devrim yasalarına ve bu yasaları koruyan anayasa hükmüne aykırı olup olmadığı ile ilgili olarak Hikmet Uluğbay, “4+4+4’ten bu yana Tevhidi Tedrisat Kanunu ve bu kanunu koruyan anayasa maddesi zaten ciddi bir şekilde törpüleniyor. Korkarım bu son törpü olmayacaktır. Her törpüleme ne kadar ileri giderse, anayasa, anayasa ile korunan devrim yasaları yok olur” ifadelerini kullandı. Militan yetiştiren eğitim Valilik: Eylemciler ateş açtı Hastaneye gaz bombası! Y akınlarının ölüm haberini alıp hastaneye akın eden İşbilir ailesi ve yakınları ile polisler arasında gerginlik yaşandı. Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora ve BDP Yüksekova İlçe Başkanı Nail Durmaz’ın da müdahale ettiği gerginlik sırasında camlar kırıldı. Acil polikliniğinin önünde yaşanan gerginlikte polis içerde hastalar olmasına rağmen gaz bombası kullanmaktan çekinmedi. Yoğun gazdan hastaların etkilenmesi üzerine hastane boşaltıldı. Gerginlik polisin hastaneden ayrılmasıyla son buldu.Görgü tanıkları özel harekât polislerinin halka ateş açtığını söyleyerek, duruma tepki gösterdi. BDP: Provakatif bir olay
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear