23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER Emniyet’te deprem sürüyor İstanbul’da 25 polis amirinin daha görev yeri değiştirildi. Eski il Emniyet müdürü Duyduğumuz Çapkın’ın 4 gün önce atadığı Fatih İlçe Emniyet Müdürü de görevden alındı Çatırtı Sesleridir İSTANBUL / İZMİR (Cumhuriyet) Bakan çocuklarının da adının karıştığı yolsuzluk operasyonunun ardından Emniyet içerisindeki görevden alma çalışmaları hızla sürerken, önceki gün de gece yarısı 25 polis şefinin daha görev yeri değiştirildi. Görevden alınan İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tarafından 4 gün önce Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Ertan Erçıktı da görevden alınanlar arasında bulunuyor. Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne Narkotik Şube Müdürü Özcan Bulduk getirildi. Türkiye’yi sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın da aralarında bulunduğu 36 emniyet müdürünün görev yerlerinin değiştirilmesiyle süren sarsıntı önceki gün de devam etti. Önceki gün boyu şube müdürleriyle saatlerce toplantı yapan İstanbul’un yeni Emniyet Müdürü Selami Altınok, gece yarısı operasyonuyla kendi ekibini kurdu. Asayiş Şube Müdürü iken Hüseyin Çapkın tarafından Fatih İlçe Müdürlüğü’ne getirilen Ertan Erçıktı, 4 günlük ilçe müdürlüğünün ardından müdüriyet emrine alındı. Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü’ne 1.5 yıl önce atanan Ufuk Balcı da görevinden alındı. Emniyet müdürü Ufuk Balcı’nın yerine Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürü Ramazan Tiryaki getirildi. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Metin Titiz, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Fatih Sarıyıldız, Personel Şube Müdürü Emin Yılmaz’ın da görev yerlerinin değiştirildiği öğrenildi. İstihbarat Şube Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli emniyet amirleri, başkomiserler, komiserler ve polis memurlarının tayinleri ilçelere çıkarıldı. Daha önce 13 şube ve ilçe müdürün değiştirildiği İzmir’de ikinci dalga dün geldi. İlk tayinde Mali Şuçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’den Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne atanan Emin Göktaş, bu kez Tanık Koruma Şube Müdürlüğü’ne atandı. Tanık Koruma Şube Müdürü Şevket Canıtez Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne, bu şubenin müdürü Mehmet Akpınar da, Bornova İlçe Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. İzmir’de ikinci dalga Belediye otobüs tahsisini kaldırdı İstanbul Haber Servisi Türkiye’yi sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü (İEM) arasında otobüs krizi yaşandığı ileri sürüldü. Emniyet bugüne dek araç sıkıntısı nedeniyle çevik kuvvet polislerini ve toplumsal olaylarda gözaltına alınanları sağlık kontrollerine ve adliyeye sevklerde, İBB’den kiraladığı otobüsleri kullanıyordu. Ancak bakan çocuklarının da adının karıştığı yolsuzluk operosyonunun ardından Emniyet’in otobüs talebi reddedildi. Emniyet yetkilileri ise olayın doğruluğunu belirterek “Yıllardır yaşanan otobüs sıkıntısını belediyeden kiralama yoluyla yapıyorduk. Ancak operasyonun başladığı günden beri otobüs vermeyeceklerini söylediler. Bir neden de göstermediler. Sorunu özel şirketlerden kiraladığımız otobüslerle aştık. Bundan sonra belediyeden otobüs istemeyeceğiz” dedi. Telefonla arayarak bilgi edinmek istediğimiz İBB Basın Danışmanlığı ise şu an için bir açıklama yapmayacaklarını söyledi. Babek son anda kaçtı İstanbul Haber Servisi İran basınında yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklanan Rıza Saraf’ın “reisim” dediği belirtilen 39 yaşındaki İranlı Babek Zencani’nin son anda kurtulduğu iddia edildi. Polis, örgütün 1 numarası olduğu öne sürülen Zencani ile Sarraf’n bu hafta Antalya’da buluşmak üzere anlaştığını tespit etti. Ancak operasyonun öne alınması üzerine Antalya’ya gelmesi beklenen Zencani ile operasyondan kısa süre önce Dubai’ye uçan Zarrab’ın adamları kurtuldu. Polis TÜRGEV’i de takip etti CANAN COŞKUN Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında rüşvet vermek ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından tutuklanan Rıza Sarraf’ın kuryesi Ahmet Murat Öziş’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kızı Esra Albayrak ve damadı Serhat Albayrak’ın da yönetim kurulunda olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) elinde çantalarla girerken görülen fotoğrafları ortaya çıktı. Soruşturma dosyasına giren polis bilgi notunda Öziş’in, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine rüşvet paralarını götürürken olduğu gibi TÜRGEV’e para götürürken de görüntülendiği belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 3 soruşturma üzerinden yürüttüğü rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında rüşvet vermek ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından tutuklanan Rıza Sarraf’ın kuryesi olan ve soruşturma dahilinde “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek” suçlarından tutuklanan Ahmet Murat Öziş’in 19 Temmuz 2013 günü, Bilal Erdoğan, Esra Albayrak ve Serhat Albayrak’ın kurucusu olduğu TÜRGEV Genel Müdürlüğü’ne de rüşvet paralarının bulunduğu 2 çantayla gittiği iddia edildi. Yeni fotoğraflarda Sarraf’ın kuryesi çantalarla vakfa geliyor Vakıf arazisi iddiası İstanbul Haber Servisi Bulgar Kilisesi Vakfı’nın Şişli’deki 60 dönümlük arazisine alışveriş merkezi inşa etmek üzere anlaşan Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı’nın Başbakan Tayyip Erdoğan’dan yardım istediği iddia edildi. Sol gazetesinde dün yayımlanan haberde, Turanlı’nın ricası üzerine Başbakan’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a talimat verdiği ve işlemlerin tamamlandığı öne sürüldü. Ayakkabı kutusuyla para götürmüştü Soruşturma dosyasına giren polis bilgi notunda ise şu iddialara yer verildi: “Ahmet Murat Öziş, TÜRGEV’e girerken 2 büyük çantayla içeri girdi. Saat 11.40 sıralarında TÜRGEV’den çıkarken ise Ahmet Murat Öziş’in elinde küçük bir çanta vardı. Kurye Öziş sadece Rıza Sarraf’ın paralarını taşıyan özel bir isim. Bu teslimattan 8 gün önce, 11 Temmuz 2013 günü, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine ayakkabı kutusuyla rüşvet paralarını götürmüştü.” ‘Büyük patrona gittim’ İstanbul Haber Servisi Büyük rüşvet operasyonunda gözaltına alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan işadamı Ali Ağaoğlu’nun soruşturma dosyasındaki telefon görüşmeleri dikkat çekti. Ali Ağaoğlu’nun Veliefendi Hipodromu karşısındaki bir arsada gerçekleştirmek istediği projeye ilişkin “Ben Başbakan’a yaptırdım, açık ve net söylüyorum yapmadınız, yapmadınız, Kadir Bey’e söyledim, olmayınca ben de gittim büyük patrona, o da Bakan’a talimat verdi” şeklindeki sözlerinin yer aldığı telefon tapeleri soruşturma dosyasında bulunuyor. 5 gündür sessiz kalan Güler, oğlu tutuklanınca konuştu ‘Delil uyduruldu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Oğlu Barış Güler yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler, operasyonun yapıldığı 17 Aralık’tan bu yana sürdürdüğü sessizliğini dün bozdu. Delil uydurulduğunu iddia eden Güler, “Yayımlanan sözde belgelerin ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırdığını gördüm. Hatta bizim konuşma tapelerimizde çok can alıcı yerlerde maalesef parayla ilgili konularda eklemeler olduğunu gördüm” dedi. Kendisine rüşvet verildiğine ilişkin hiçbir delil olmadığını öne süren Güler, konunun TBMM’ye gelmesi halinde hemen soruşturma açılmasını talep edeceğini açıkladı. Oğlunun yanı sıra kendisi de rüşvet operasyonunda suçlanan Güler, ilk açıklamasını sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabı üzerinden yaptı. Güler, özetle “Hiçbir kanunsuz işimiz olamaz. Veremeyeceğimiz hiçbir hesap da yoktur. Önümüzdeki günlerde her şey açığa çıkacaktır” mesajını verdi. Daha sonra AA’ya konuşan Güler, soruşturmanın gizliliğine duyduğu saygının gereği olarak bu zamana kadar susmayı tercih ettiğini belirtti. Güler, şöyle devam etti: “Bütün medyaya görüntüler, ifadeler deşifre edilmiştir. Soruşturmada gizlilik kararı olmasına rağmen hem polis camiası içinden, hem de başka kanallardan önceden sızdırılmış, bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır.” Güler, “Delil uydurulmuş mu diyorsunuz” sorusuna, “Maalesef, maalesef. Televizyonlarda ve basında internet sitelerinde geçen birçok tapelerde eklemeler vardır” diye yanıt verdi. Oğluyla ilgili iddialar Oğlu ile ilgili olayın başından itibaren, “Karapara aklama, altın kaçakçılığı, nüfuz kullanımı” gibi birçok suçlamalarda bulunulduğu ancak sonuçta bunların hiçbirinin sübuta ermediğini bildiren Güler, “Rüşvete aracılık yapma gibi bir suçtan ve bu suç katalog suçu olmadığı halde tutuklama yapılmıştır” dedi. Güler, Rıza Sarraf’a yaptıkları hiçbir işlemde kanunsuzluk olmadığını iddia etti. RTE’nin ABD Büyükelçisi’ni hedef alması ve büyükelçinin de ABD ile çatışma hayır getirmek benzeri söz etmesi, bu çatırtının en önemli fay hatlarından biridir. ABD ve Avrupa demek, AKP iktidarını 12 yıl ayakta tutan güç demektir. AKP ve Başbakan bunu bilmez mi? Bu ne demek şimdi demeyin.. İktidarın oyunu artıran, ekonominin 12 yıl çökmeden sürdürülmesidir. Bu, Batı ile istikrarlı bir ilişki sayesinde gerçekleşmiştir. 400 milyar dolara yakın dış borç, daha çok Batı kurumlarınadır. 400 milyar doları Türkiye’nin ayakları altından çekip alırsanız, geride derin bir uçurum kalır. Ne Başbakan’ın boyu posu ne de AKP.. Bütün o büyük böbürlenmeleri yerle bir olur. Başbakan’ın önünde, sözde bir “milliyetçi” söyleme yönelme olasılığı var. ABD’yi hedef alması, Batı ile istikrarsızlaşmayı göze alan, ama iç politikada “dış düşman” söylemi ile kitleler üzerinde egemenliğini sürdürmek istemesindendir. Zaten gazetelerine bakarsanız, Türkiye’yi karıştıran hep “dış düşman”dır. “Büyük Türkiye”yi hazmedemeyenlerdir. Oysa, Türkiye’de dış ve iç siyasi istikrar bozulmuştur. Nedeni de bu iktidardır. Ne yazık ki bunun bedelini Türkiye, bu ülke ödeyecek. Dış politikanın bütün temel öğelerinde yalnızlık ve başarısızlık egemendir. Sadece ülkenin düşmanlarını artırdı bu iktidar. İçeride izlediği politikalar da derin istikrarsızlıklarla doluydu. RTE ile birlikte hiçbir şey sütliman olmadı. Toplumun çeşitli kesimleri arasında ve muhalefet ile iktidar arasında derin fay hatları, bu iktidarın eseridir. Millet birbirine hasım halindedir. HHH Aslında derin bir fay hattı iktidar ortakları arasında da başından beri vardı. İki ayrı baş ve iki ayrı gövde, iki ayrı tarih, iki ayrı ideoloji, iyi ayrı yol, iki ayrı iktidar olma ve iktidara yürüme biçimi.. Ortak düşmanlarını alaşağı ettikten ve bu millete büyük eziyetler yaptıktan ve birbirlerini çok iyi kullandıktan sonra, sıra iktidar erklerini kullanmaya gelince, olay bitti.. Çok temel bir soru şudur, bugünü anlamak için: İkisinin ortak iktidarlarının ortak karakteri neydi? Otoriterlik, hukuksuzluk, adaletsizlik, özgürlüksüzlük… Türkiye, uyduruktan da olsa, demokrasi tarihinin en karanlık dönemini CemaatAKP iktidarı altında yaşadı. Hiçbir askeri yönetim bu kadar uzun sürmemişti! Türkiye basın tarihinin en karanlık dönemini yaşadı ve yaşıyor. Dünkü karara bakın: Emniyet müdürlüklerinden içeri gazetecilerin girmesi yasaklandı! İktidar çatırdıyor ama basına baskılar sürüyor. Savcıların, polislerin yaptıkları her soruşturmayı üstlerine bildirme zorunluluğu getirildi! Bütün operasyonları da, siyasi iktidara taaa göbeğinden bağlı, siyasilerin atadıkları valilere bildirme zorunluluğu da getirildi.. Böylece hiçbir bakanın çocuğu veya bakanın kendisi veya yakını veya koruduğu herhangi bir kimse, siyasi iktidarın bilgisi olmadan soruşturulamayacak. Türkiye, iktidarın bilgisi dışında kuşun bile uçamayacağı bir dikta yönetimine sokuluyor. Şüphesiz, istenen, siyasi iktidarların yolsuzlukları da gün ışığına çıkmasın.. Cemaat, iki yıl önce özgürlükçü müydü iktidarın ortağı iken… Zerre kadar hayır.. HHH Zımni bir kabul var.. Evet yolsuzluk ve rüşvet olabilir ama devletin milletin parasına bir şey olmadı! Bunu diyen Başbakan! Zaten Deniz Feneri yolsuzluğunda da “devletin parası yenmedi”! Rüşvet ve yolsuzluk bütün toplumu kasıp kavurabilir, ama bunun devletle bir ilişkisi yok, gibi saçmasapan çıkarsamalar yapmak, bütün yolların bir çıkmaza girdiğinin kanıtı ve çaresizliğin dile gelmesidir.. Eh başdanışmanı daha iyi: Yolsuzluk ve rüşvet her zaman olabilir.. Demek istiyor ki, bütün hükümetler döneminde rüşvet işler.. Bizim ne kabahatimiz var.. Hepiniz pirüpaksınız. Cebinize, alın teri dışında tek kuruş girmemiştir.. Bilmez olur muyuz! HHH Güçlü çatırtı sesleri geliyor. Ülkeye hiçbir özgürlük getirmeyen koalisyon iktidarının sonrasına hazırlanıyor Türkiye.. 2023 düşleri gören Başbakan’ın 2014’ü çıkarması zor görünüyor.. 2014 mü dedim?! BAKAN ÇOCUKLARINA ZİYARET ÇAĞLAYAN: BÜYÜK BİR TUZAK ANKARA (AA) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İstanbul merkezli operasyona ilişkin “Amacı ve hedefi çok farklı olan, büyük bir tuzakla karşı karşıyayız. Ne benim, ne evladımın ve ne de onun kadar değerli çalışma arkadaşlarımın bir yanlışın içinde olması söz konusu olamaz” değerlendirmesinde bulundu. Çağlayan AA’ya yaptığı yazılı açıklamada, 17 Aralık’ta başlayan süreç ve olayların, ortaya çıkış ve gelişme şekli itibarıyla normal olmadığını iddia etti. Bakan Çağlayan, şöyle konuştu: “Amacı ve hedefi çok farklı olan, büyük bir tuzakla karşı karşıyayız. Ne benim, ne evladımın ve ne de onun kadar değerli çalışma arkadaşlarımın bir yanlışın içinde olması söz konusu olamaz. Önümüzdeki günlerde her şey açığa çıkacaktır. Hukukun üstünlüğüne ve masumiyet karinesine herkesin özellikle de hukuku uygulamakla görevli ve yükümlü olanların çok daha fazla itina göstermesi gerektiğine inanıyorum. Bu süreçten alnımızın akıyla, milletçe güçlenerek çıkacağımıza inanıyorum.” İstanbul Haber Servisi Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın eşi Songül Çağlayan, 17 Aralık operasyonu kapsamında tutuklanan oğlu Salih Kaan Çağlayan’ı Metris Cezaevi’nde ziyaret etti. Dün saat 13.00 sıralarında biri Ankara plakalı, diğeri ön plakası olmayan iki araç Metris Cezaevi önüne geldi. Korumaların önlem almasının ardından araçtan Songül Çağlayan indi. Korumaların, Songül Çağlayan’ın görüntülenmemesi için çaba harcadığı görüldü. Songül Çağlayan’ın ardından korumalar araçtan çıkardıkları bavullar, baklava ve börek çantalarıyla cezaevine girdi. Bakan Muammer Güler’in tutuklanan oğlu Barış Güler’in yakınları da cezaevine paketlerle ziyarette bulundu. Çağlayan’ın eşini ve diğer ziyaretçileri taşıyan araçların cezaevinin ilk avlusuna girişine izin verildi. Yaklaşık 2 buçuk saat sonra ziyaretçileri taşıyan araçların art arda cezaevinden ayrıldıkları görüldü. Anneler Metris’te
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear