02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2013 SALI 8 olan psikolojik devrim aşaması. Algılar değişecek, vize serbestisi ile Türkiye ve AB halkları arasında iletişimde yeni dönem başlayacak. İkinci aşamada, önümüzdeki 33.5 yıl boyunca kurumlar arasındaki çalışmalar hızlanacak ve artacak. En önemlisi ise uzun vadede Türkiye ve Avrupa halkları, yoğun bir etkileşim içine girecekler.” AB, Türkiye’ye 2003’te bir taslak önerdi. “Geri Kabul Anlaşması” görüşmelerine Mayıs 2005’te Brüksel’de başlandı. Dört turdan sonra Aralık 2009 tarihinde Türkiye’nin önüne yeni bir taslak konuldu. Ardından Ankara’da 2 ve Brüksel’de 1 tur görüşmeyle taslak oluşturuldu. Brüksel’de Haziran 2012’de Geri Kabul Anlaşması “parafe” edildi. Sonra AB Konseyi “Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyeti sürecini” başlattı. Burada önemli bir noktaya dikkatinizi çekerim; AB’nin önceliği ne? Türkiye’ye “Geri Kabul Anlaşması”nı imzalatmak… “Vize muafiyeti” mi, sonra! Davutoğlu’nun dediği “psikolojik devrim aşaması” dün başlamış oldu. Bu sürede Türkiye, “ülkemiz üzerinden AB ülkelerine gittiği saptanan kaçak Türk ve yabancıları” geri alacak. Böylece Türkiye “toplama kampına” dönecek. Türkiye’nin uygulamalarına göre en iyimser tahminle “vize muafiyeti” ancak 33.5 yıl sonra yürürlük gündemini oluşturabilecek. Yalnızca uygulamalar mı? AB, Türkiye’de siyasal yapılanmayı da izleyecek. Yerel, cumhurbaşkanlığı, 2015 genel seçimlerine ilişkin “belirsizlikler” irdelendikten 11.5 yıl sonra gelişmeye göre “belki” yürürlük tarihi gündeme taşınabilecek. DIŞ HABERLER [email protected] 50 Yıl Sonra 2. Perde! kurlarım kısa bir süre O önce Avrupa Birliği’ni (AB) de içeren, “Yarım Yüzyıl” başlıklı yazımda bir noktayı anımsayacaklardır. Okumamış olanlara anımsatalım! Eylül 1963’te Türkiye ile o zamanki adı “Avrupa Ekonomik Topluluğu (Ortak Pazar)” olan AB ile Ankara’da “ortaklık anlaşmasının imza törenini” izleyen ve bugün de mesleğini sürdüren iki gazeteciden biriyim. Aradan yarım yüzyıl geçti, ne oldu? Onu da anımsamak için fazla gerilere değil 2004 Ekimi’ne gidelim! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Strasbourg’da AB’ye giriş konusunda “başarı gösterdiği” için Ankara’da Belediye Başkanı’nın yollara astığı “Avrupa fatihi hoş geldin!” yazılarıyla karşılanmıştı. Sonra ne oldu? Çıt çıkmadı… Dün tarihi Ankara Palas’ta “tarihi imzalar” atıldı! Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström, “TürkiyeAB Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni”ni imzaladılar. AB “içişleri bakanı” düzeyinde temsil edilirken Türkiye Cumhuriyeti Başbakan ve bazı bakanları ile boy gösterdi. Anlaşmayı da Dışişleri Bakanı imzaladı. Türkiye’de “devlet protokolü” değişti! Davutoğlu, sonrasında şöyle konuştu: “Önümüzde üç aşama var. Birincisi bugünden başlayacak AB için ortak yol haritası yok! E rdoğan, AB’nin göçmen yükünün üstlenileceği anlaşmaya karşılık, 33.5 yıl içerisinde vizesiz seyahat edilebileceğini savunurken, AB Komiseri Malmstörm hükümeti yalanladı: “Yol Haritası diyaloğun ne kadar zamanda tamamlanacağına dair belirli bir zaman çizelgesi sunmaz.” DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye’nin, AB’nin yasadışı göçmen yükünü alacağı Geri Kabul Anlaşması’nı (GKA) imzalaması ve 3 yıl sonra hayata geçirmesini öngören anlaşma ve Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni için imzalar dün Ankara Palas’ta atıldı. Ancak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmstörm’un imza attığı metinde ortak bir yol haritası değil, iki ayrı yol haritasının yer aldığı ortaya çıktı. AB’nin sunduğu Vize Muafiyeti Yol Haritası ve Türkiye’nin buna karşı sunduğu Meşruhatlı (koşullu) Yol Haritası ışığında hem Davutoğlu hem de Başbakan Tayyip Erdoğan, AB’nin Türkiye’ye vizeleri 3 yıl içinde kaldıracağını savundu. Erdoğan konuşmasında, “33.5 yıllık bir süre sonunda da artık vatandaşlarımıza tam anlamıyla vizesiz Avrupa seyahati başlamış olacak” dedi. Her iki anlaşmaya da AB adına Malmström imza atarken, Türkiye adına Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni’ni (VSDMM) Davutoğlu, GKA’yı ise İçişleri Bakanı Muammer Güler imzaladı. Tören öncesinde de Vize Serbestisi Diyaloğu’nun ilk toplantısı yapıldı. Törende Erdoğan’ın muhatabı olan AB Konseyi Başkanı ve AB Komisyonu Başkanı yer almadı. Türban yüzünden gidiyorlarmış B aşbakan Tayyip Erdoğan 1960’lı yıllarda Almanya’ya yoğun Türk işçi göçü nedeniyle AB’nin uyguladığı vize uygulamasına türban örneği verdi. Erdoğan, AB’nin vize uygulamasının ana nedeninin 12 Eylül darbesi ve türban yasağı olduğunu savunarak şöyle dedi: “12 Eylül döneminde ülkesini terk etmek zorunda kalan sanatçılarımız ve düşünürler artık tek tek ülkelerine dönüyorlar. 1990’larda ve 2000’li yıllarda maalesef gençlerimiz başörtüsü engeli ya da katsayı engeli nedeniyle Türkiye’den gitmek istiyorlardı. Artık bunu da ortadan kaldırmış olduk. Öğrencilerimiz kendi ülkelerinde hatta kendi şehirlerinde üniversitelerde özgürce okuyabiliyor. Artık üniversitesi olmayan şehrimiz yok. Hatta yurtdışından çok sayıda yabancı öğrenci artık Türkiye üniversitelerini tercih ediyor.” İmza törenine Malmstörm, Erdoğan, Davutoğlu, Güler katıldı. (NECATİ SAVAŞ) AB’nin Türkiye ile vizeleri belli bir zaman içinde kaldırmayı öngörmediğini, İçişleri Komiseri Malmstörm, “Vize serbestisi konusundaki müzakerelerin ne kadar süreceğini tam olarak kestiremediklerini” belirterek ortaya koydu. Malmstörm, Erdoğan, Davutoğlu, Güler ve AB Bakanı Egemen Bağış’ın bulunduğu imza töreninde serbestliğe dair bir takvim veremeyeceklerini de, “Yol Haritası diyaloğun ne kadar zamanda tamamlanacağına dair belirli bir zaman çizelgesi sunmaz; diyaloğun ne zaman tamamlanacağı veya bu teklifin ne zaman sunulacağı, vize serbestisi konusunda Türkiye’nin yol haritasındaki gerekleri yerine getirmesine bağlı olacaktır” sözleriyle kayda geçirdi. Türk diplomatik kaynaklar AB’nin kendi yol haritasını açıkladığını sakladılar. GKA ve VSDMM’de AB, anlaşmaların tüm üye ülkeleri kapsadığını kayda geçirdi. Malmstörm, bunu imza töreni sırasında yaptığı konuşmada, anlaşmaya imzanın tüm üye devletler adına atıldığını kayda geçirdi. Anlaşma Rum Kesimi’ne yasadışı gidenlerin Türkiye’ye iadesine de yol açacak. Ankara önümüzdeki günlerde Rum Kesimi’ni tanımadığını yapacağı tek taraflı bir açıklamayla kayda geçirmeyi hedefliyor. Erdoğan konuşmasında, imzaları “milat” olarak nitelerken “Biz 3.5 yılın da çok uzun olduğuna aslında inanıyoruz. Bu sürecin de çok daha kısaltılmasından yanayız” dedi. Erdoğan, AB’nin Suriye, Mısır, Filistin ve son olarak Bangladeş sorunlarına yaklaşımını da eleştirdi. ‘3.5 yıl uzun’ Rum Kesimi’ni tanıdı Anlaşma, AB’de kalma koşullarını taşımayan ya da yitirmiş olan 3. ülke vatandaşlarının, kendi ülkelerine gönderilmelerini öngörüyor. Yoğun bir göç yaşayan AB, anlaşmayı “Türkiye gibi transit ülkeyi de kapsayacak” biçimde imzalattı. Bir AB ülkesinde yakalanan kaçak göçmen, Türkiye’den geçmiş ise anlaşmaya göre ülkemize gönderilecek. Gün geçmiyor ki basına Türkiye kıyılarından Yunan adalarına yabancı kaçak işçi göçünde ölümlerle sonuçlanan tekne kazalarına rastlanmasın. Ayrıca Yunanistan geçen yıl Trakya’daki sınıra tel örgü bile çekti. Tel örgü çekilmeden önce Türkiye’den yalnızca haziranda 6 bin kaçak Yunanistan’a geçmişti. Bu gelişme Bulgaristan’ı da tetikledi. İki hafta önce Bulgar Başbakan Yardımcısı ve İçişleri ile Savunma Bakanları, basına Türkiye sınırına çekilen tel örgüsünü tanıttı. İlki Bulgar Golyamderbent köyünün yakınındaydı. 33 kilometrelik ilk tel örgünün çekildiği bu sınırı 1.5 yıl boyunca karakol komutanlığı yaptığım yedek subaylık dönemimde adım adım dolaşmış, Bulgarların tel örgüsünün ardında mayısta gül toplayan kızlarla “Izdrasti (merhaba) komşu” diye şakalaşmıştık! Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yumuşayan ilişkiler sınıra da rahatlık getirmişti. Şimdi yeniden tel örgüler… Açıklamaya göre 3 m. yüksekliğindeki tel örgü 650 km’ye uzatılacak. Anlaşma Türk İçişleri Bakanlığı’na önemli görev yüklüyor. Kevgire dönen Türkiye sınırlarında kaçak AB ile tel örgü modası! eri Kabul Anlaşması” giriş ve çıkışların önlenmesi “G Türkiye’ye önemli bir için bir yapılanma gerekecek. sorumluluk yüklüyor. AB Bakanı Egemen Bağış ‘Başımıza büyük sıkıntı açacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, hükümetin AB ile imzaladığı “Geri Kabul Anlaşması”nın Türkiye açısından ileride büyük bir sıkıntı yaratacağını belirtti. Meclis’te düzenlediği basın toplantısında anlaşmanın Meclis’te onaylandıktan hemen sonra yürürlüğe gireceğini, oysa vize muafiyetinin ancak 3.5 yıl sonra gündeme geleceğine işaret eden Loğoğlu “O da AB tarafının yapacağı bir değerlendirmeye bağlı olarak. Olup olmayacağı belli olmayan bir şeye karşı biz çok ağır yükümlülükler üstlenen bir noktaya getirilmiş bulunuyoruz. Oysa vize serbestisi Türkiye’nin doğal hakkı, ancak yeterince ve etkili müzakere etmediği için iş bu noktalara geldi. Elma ile armudu karıştırırcasına vize serbestisi ile geri kabul anlaşmasını aynı teraziye koyduk. Ve bunu bir müzakere başarısı gibi takdim eden bir AB İşleri Bakanımız var” görüşünü dile getirdi. bu amaçla “yeni bir birim kurulacağını” söyledi. Davutoğlu da önlemlerin yükü konusunda AB’nin göç ve mülteci yapılanmasını önlemek için 500 milyon Avro’luk bütçesinden yararlanılabileceğinden söz etti. Anlaşmanın 3. maddesine göre, bir üye ülkenin başvurusu üzerine, yabancılardan ikamet etmeye ilişkin koşulları yerine getirmeyenler arasında Türk vatandaşları da varsa bunları herhangi bir gerekçe göstermeden Türkiye kabul edecek. AB’de yaşayan 5 milyondan fazla Türk açık bir tehditle de karşılaşıyor. Hollanda’da yaşayan Türkler, muhalefetin bu anlaşmayı onaylamaması için bir bildiri yayımladılar. Bildiride ayrıca şöyle deniliyor: “Unutmayalım, vize muafiyeti Türk vatandaşlarının hiçbir engelle karşılaşmadan AB ülkelerinde seyahat edebilecekleri anlamına gelmiyor. Vize muafiyetinin uygulanması halinde, bir AB ülkesine giriş izni verip vermeme yetkisi kapıdaki pasaport ya da sınır görevlisinin yetkisinde olacaktır.” Elli yıldır kapıda bekleyen Türkiye’nin AB’den Sorumlu Bakanı Bağış bile umutsuz olduğunu, verdiği bir demeçte “Süreç uzarsa Türkiye AB dışında kalıp Norveç modelini seçebilir” diye anlatıyor... Yazı bitmişti ki AB Bakanı Malmström’un “Geri kabul anlaşmasının gecikmeye mahal vermeksizin iki tarafça onanmasını ve vize serbestisi diyaloğunun, kısa bir süre içinde ciddi ilerlemelere yol açmasını umuyorum” açıklaması geldi. “Geri verme” imzalanmış, ancak “vize muafiyetinde başlayan diyalog için umut” belirmişti! Bachelet’in (altta) kazandığının kesinleşmesinin ardından destekçileri, kutlamalar için sokaklara döküldü. (Fotoğraflar: AFP) Şili’de solun ezici zaferi Dış Haberler Servisi Şili’de devlet başkanlığı seçiminden zaferle çıkan isim sosyalist aday Michelle Bachelet oldu. İkinci tur için önceki gün yapılan seçimlerde sağcı rakibine karşı sandıktan çıkan oyların yüzde 62’sini kazanan Bachelet bir dönem önce ayrıldığı, ardından sağcı iktidarın oturduğu koltuğa dönüşünü ilan etti. Muhafazakâr kanattan rakibi Evelyn Matthei’nin yüzde 38 destek aldığı 2. turda yüzü gülen isim olan Bachelet, 20062010 yıllarında devlet başkanlığı görevini yürütmüş, seçim yasası gereği bir kez daha adaylığını koyamamıştı. Bu görevinin ardından BM Kadın Örgütü Başkanı olan Bachelet bu yıl başlarında ülkeye dönerek seçimlere katılacağını duyurmuştu. Bachelet, lideri olduğu Sosyalist Parti’nin yanı sıra Hıristiyan Demokratlar ve Komünistlerin de yer aldığı bir seçim ittifakının ortak adayıydı. BBC’nin haberine göre, Santiago’da parti merkezinde yaptığı zafer konuşmasında Bachelet, ülkenin köklü reformlara ihtiyaç duyduğunu belirtti, birlik mesajları verdi. Salondaki yüzlerce destekçisinin çoğunun kadın olduğu, kalabalıkta eşçinsel ve çevreci örgüt üyelerinin de olduğu kaydedildi. Bu seçimle görevine veda edecek olan devlet başkanı milyarder işadamı sağcı Sebastian Pinera, aralarındaki görüş ayrılıklarına rağmen hem halefi hem de selefi için onun yapıcı tavrına inandığını söyledi. Latin Amerika’da ilk kez iki kadın adayın yarıştığı başkanlık seçimlerinde ayrıca Bachelet cunta dönemi sonrasında 1990’dan bu yana en yüksek oy alan aday oldu. 62 yaşındaki Bachelet, kampanyası süresince zengin ile yoksul arasındaki gelir uçurumunu azaltmaya yönelik politikaların üzerinde durmuş, parasız eğitim planlarını dile getirmişti. Çocuk doktoru olan Bachelet ile rakibi Matthei’nin çocukluklarına uzanan hikâyesi aslında ülkenin yaralı demokrasi tarihinin de trajik bir parçası. Her ikisinin de babası hava kuvvetlerinde generalken aynı lojmanda aileleriyle yaşıyordu. 1973’te Pinochet’nin askeri darbe ile iktidara gelmesinin ardından babaların yolları derin bir ayrıma giriyor. Matthei’nin babası Fernando cunta rejimine katılırken Bachelet’nin babası Alberto sosyalist Allende yönetimden yana kalmayı sürdürüyor. Bachelet’nin babası cuntaya destek vermediği için işkence sonucu yaşamını yitiriyor. İşkence gördüğü belirtilen askeri okulun müdürü ise Matthei’nin babası. Almanya’da ilk kadın savunma bakanı Dış Haberler Ser visi Almanya’da ilk kez bir kadın Savunma Bakanlığı’na atandı. Yedi çocuk annesi olan Ursula von der Leyen, Başbakan Angela Merkel’in muhUrsula von temel rakibi olarak da gö der Leyen. rülüyor. Brüksel doğumlu, iyi İngilizce ve Fransızca bilen Von der Leyen, London School of Economics’den mezun. Eski Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı olan Von der Leyen, hem Avrupa hem de ABD’de iyi iliş Aydan Özoğuz. kileri olan biri. 55 yaşındaki Von der Leyen’in fazla özenli giyim ve saç tarzı ise eleştiriliyor. Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı sırasında çocuk yardımını artırma ve babalara da ücretli izin hakkı tanıma gibi reformlarla Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) imajına katkıda bulundu. Babası eski Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olan Von der Leyen, o yıllarda sol örgütlerden gelen tehditler nedeniyle gençliğinde polis koruması altında yaşadı. Almanya’da yeni kurulan CDU, Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve sosyal demokratlardan (SPD) oluşan koalisyon hükümetinde ilk kez bir Türk bakan da yer alıyor. SPD Genel Başkan Yardımcısı 46 yaşındaki Aydan Özoğuz, göç, mülteci ve uyumdan sorumlu devlet bakanlığı görevine getirilmişti. Bulgar sınırında tel örgüsü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear