17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gezi’nin ilk kaybı Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi kalbine yenildi 5 olduk artık. İftira, sahte belge ne ararsan var... Fişleme, dişleme, gizleme... Kim, kimden buyruk alıyor, orası öteden beri biliniyordu. Şimdi ne oldu? Her şey ortaya saçıldı, kavga değil savaş başladı... Paralel devlet! Göz dağı! Birilerinin elinde neler var neler! Kim, kime boyun eğecek?.. Haydi sen söyle, kahraman! Kahraman sıkıntıda, abiler, ablalar sıkıntıda... Bir korku bir korku sormayın... Sonunu kestirmek zor mu, kolay mı! Bu işin galibi olmayacağı kesin de... Bekleyelim göreceğiz! HHH Sen yıllardır cinayetleri kutsayıp, cinnetleri yok saydın... Sen, canileri koruyup kolladın, Batman’da genç kadınların intihar olaylarını görmezden geldin... Sen Hizbullah’ı eğittin, eline silah verdin, insanları öldürttün. Seni, ben Susurluk’ta gördüm... Her şey vatan içindi değil mi? Kurşun atan da yiyen de! Batman’da genç kadınlar intihar ederken, hukuk intiharlarını hiç umursamadın... Zindanlardaki ölümleri, ölümcül hastalıkları... 2000’lerde ortaya çıkan Hizbullah’ın mezar evlerini... Ve şimdi El Kaide’ye ve El Nusra’ya kucak açtın! Günahların diz boyu! Ayrımcılığın daniskasını yapıyorsun, sıkışınca, durumdan vazife çıkarıyorsun! Canını mı acıttı paralel devlet? Canını sıkıyor belli! Ben gücüm diyorsun ama bak seni dinlemiyorlar, bel altından vuruyorlar, tehdit ediyorlar... Yoksul evlerin çocukları, kana kan intikam duyguları, ölenler, sağ kalanlar, gaziler, hainler, şunlar bunlar! Lobiler... Hukuk öldürüldü, çiğnendi, buldozerle üzerinden geçildi... Sen seyrettin hep! Şimdi ne kızıp öfkeleniyorsun? HHH 30 yıllık acıların bitmesini istemedin ama ister gibi göründün. Siyasetle toplumu düzenlemek istedin... Barış, özgürlük, demokrasi değil, din kardeşliği istedin... Din, dil, ırk, mezhep, inanç ayrımcılığı yaptın... Sonunda ne huzur kaldı ne sevgi ne de insanlık! Fadime anne, oğlunun acısına dayanamadı CANAN COŞKUN Cinayet ve Cinnet!.. Katliamların, işkencelerin, baskının, cinayetlerin hesabını vermedin... O uzun tutukluluk sürelerinin... Gizli ve açık dinlemelerin, kasetlerin... Sınır karakollarında, dağlarda, ovalarda, derin vadilerde ölenlerin... Gezi Direnişi’ne katılıp, katledilenlerin... Asit kuyularına atılanların... Susurluk’un, Gazi’nin, Madımak’ın, Başbağlar’ın. Hapislik nedir, hücre nedir bilir misin? Kimdir Engin Çeber adını duydun mu, ölüme nasıl gittiğinin görüntülerini hiç izledin mi? Haksızlık, salt sadece sana yapılan mıydı, senin hapse atılman mıydı? O ölüm hücrelerini gördün, acıyı, hüznü yaşadın mı? Demokrasi ve hukuk devleti balonu patlarken, insanlar korku tünelinden geçerken, özgürlüğün ışığını ararken cezaevi katliamlarını anımsadın mı? Ulucanlar’ı bilir misin sen! Karakollardan suçsuz insanlara ateş edildiğini, onların öldürüldüğünü, faili belli olan ama meçhul cinayetleri... Anaları, babaları, eşleri, çocukları... Zulmü... Acıyı bal eylemeyi! HHH Bak sana gösteriyorum kanlı tarihin sayfalarını, darbeleri, kıyımları, cinayetleri... Erdal Eren’i idam sehpasına gönderenler sözde yargılanıyor, darbecilerden sözde hesap soruluyor... Berfo Ana, oğlunun mezarını aramaktan yorgun düştü... 104 yaşına dek yaşadı... Erdal Eren, idamının 33. yılında, Ankara Karşıyaka’da mezarı başında anıldı. Yakınları, arkadaşları umutlarını kesmemişti hâlâ... Slogan attı: “Darbecilerden hesap sorulacak!” Zaten hayatımız hep böyle geçti 40 yıl... Ne darbecilerden ne katillerden ne de derin güçlerden hesap soruldu. Gizli tanıkların, itirafçıların, düzmece kaset hazırlayanların kol gezdiği bir ülke Gezi Parkı eylemlerinin ilk kaybı Mehmet Ayvalıtaş’ın (20) annesi Fadime Ayvalıtaş (47) geçirdiği kalp krizinin ardından kaldırıldığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Fadime Ayvalıtaş’ın eşi Ali Ayvalıtaş, eşi fenalaştığında götürdükleri hastanede kimsenin ilgilenmediğini belirterek “Mehmet’in katilinin serbest bırakılmasına çok üzülmüştü. Ethem Sarısülük’ün davasında hâkimler ile savcının dalga geçer gibi uyumaları da onu üzmüştü. Duruşma sonrası bir baygınlık da geçirmişti” dedi. Fadime Ayvalıtaş’ın oğlu Mehmet Ayvalıtaş da 2 Haziran günü 1 Mayıs Mahallesi’nde eylemcilerin arasına hızla giren otomobilin çarp ması sonucu hayatını kaybetmişti. Eşini kaybeden Ali Ayvalıtaş, oğulları Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümünün ardından 7 aydır yaşantılarının değiştiğini belirterek “2 Aralık’ta Ethem Sarısülük’ün katillerinin yargılandığı duruşmadan sonra baygınlık geçirdi. Doktora götürdüğümüzde kalp kapakçığında sarkma olduğunu söyledi” diye konuştu. Önceki gün eşinin tetkiklerinin yapılması için Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittiklerini anlatan Ali Ayvalıtaş, şöyle devam etti: “Kan tahlili yapılarak beyin tomografisi çekildi. Gelecek hafta perşembe gününe randevu vermişlerdi. Hastalığının bu kadar riskli olmasına karşın bizi gönderdiler. Belçika’dan bir kanal bizimle röportaj yapacağı için eve dön dük. Eve döndüğümüzde rahatsız olduğunu ve yatacağını söyledi. Oğlum Muharrem eve geldiğinde kalktı. O zaman iyiydi. Sabah saat 07.45 gibi nefesi kesildi. Hemen Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdık. Ama kimse ilgilenmedi.” Fadime Ayvalıtaş, bu gün Mustafa Kemal Mahallesi Pir Sultan Abdal Cemevi’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından oğlu Mehmet Ayvalıtaş’ın bulunduğu Çekmeköy Mezarlığı’na defnedilecek. Keşke ben mezarda olsaydım.. yan anne Fadime Ayvalıtaş sessizce oturmuş, taziyeleri kabul ederken yalnızca çok sevdiği en küçük oğlunu anlatmak için sessizliğini bozmuştu. Fadime Ayvalıtaş, oğlu ile son gününde yaşadıklarını şöyle dile getirmişti: “Ağabeyi yürüyüşe gidecekti. Ona çok kızdım, gitmesin diye yalvardım yakardım. Ama Mehmet’e hiçbir şey demedim. Biliyordum yürüyüşe gideceğini. Gitme desem ‘Ağabeyim gitti, ona izin verdin niye bana engel oluyorsun’ diye düşünür kırılırdı. Çok çabuk küser içine kapanırdı, o yüzden gitme demedim. Giderken geldi, yüzümü, gözümü öptü... Gidiş o gidiş.” Anne Fadime Ayvalıtaş, Kurban Bayramı’nda oğlunu mezarında ziyareti sırasında “Askerim, kuzum kalk... Keşke ben bu mezarda olsaydım da bayramda sen ziyaretime gelseydin... Kalk, tertiplerin askere gitti. Mezar sana yakıştı mı” diye ağıtlar yakmıştı. yaşındaki oğlu Mehmet Ayvalıtaş’ı kaybeden anne Fadime Ayvalıtaş, geçen temmuz ayında arka20 daşımız Özlem Güvemli’ye verdiği röportajda oğlu ile yaKILIÇDAROĞLU: ÇOK ÜZÜNTÜ VERİCİ şadığı son gününü anlatmıştı. Oğluna ölümü konduramaCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yayımladığı başsağlığı mesajında, “Öyle anlaşılıyor ki, hayatını Gezi eylemcilerinden Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş’ın yüreği evlat acısını daha fazla taşıyamadı. Mehmet Ayvalıtaş’tan sonra annesi Fadime Ayvalıtaş’ın da hayatını kaybetmesi hiç kuşku yok ki, başta ailesi olmak üzere, yakınları ve yüreğinde insan sevgisi bulunan herkes için çok üzüntü vericidir” ifadelerini kullandı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, yayımladığı mesajda “Fadime Ayvalıtaş’ın TBMM’de ifade ettiği ‘Başbakan her giden gün yaramızı daha kanatıyor’ sözleri hafızalarımızdan silinmeyecektir. Bizim için ‘destan’, gencecik insanlarımızın öldürülmesi değil, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde evlatlarını yitiren Fadime ananın ve diğer anaların onurlu duruşudur” dedi. Fotoğraf: VEDAT ARIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear