17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2013 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 78. Doğum Gününde Çıkmazdan Çıkış SAYIN Profesör Hikmet Sami Türk’ün bu sayfada dün bilgece sözünü ettiği sınırlı anayasa değişikliklerini ele alıp tartışmak insanlarımızı “yeni anayasa” çıkmazından kurtarmanın bir yolu olabilir elbet. Gelgelelim, ille de hem yeni hem bütün bir metin beklentisi var büyük çoğunluğun. Sanki tartışmalar bitmiş, bütün sorunlar açıklığa kavuşmuş gibi. Aslında, hemen bütünlük isteyenler bir bakıma haksız da sayılmazlar; konuyu bir bütün olarak ele almadan olmaz, son çalışmalarda bir ara denenmek istendiği gibi maddeleri grup grup yazıp uc uca ekleyerek başarılı bir metine varmak zordur. Parçalı bohça ya da yorgan kılıfı dikerken bile biraz renk uyumu istenir. alnız bu “yeni anayasa” işinde şimdi umut ve gurur verici bir yenilik var. İnsanız artık “bilenler bir ara gelsin ve en iyisini yapıp bize versin” yahut “bir yerlere ısmarlayıp parasını vererek alalım” demiyor, anayasasını da kendisi yapmak istiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, böyle bir ana metin yapmak hukukçuluğun ve yasa yapıcılığın ustalığını halk yığınlarının hevesine ve sıcaklığına uygun kalıplara dökmek, siyasal ve akademik kadrolarların katılımıyla ortaklaşa başarılabilecek bir iştir. Yeter ki, bu yönde yol gösterici bir profesyonellik bulunsun. ma asıl nedenin siyasal kadrolardaki ideolojik belirsizlik olduğunu bilelim. Politika, iyi belirlenmemiş bir iktidar özleminden ve onun somut çıkarlarından öteye geçmiyor çoğu zaman. Böyle olunca bu özlemi ve bunun kamusal çıkarlara yönelik ilkelerini metinlere yerleştirmek türünde bir anayasacılık kolay kolay fidanlaşmıyor, anayasacılık, iktidar salonundan mutfaktaki yazıcı ustalara seslenip örneğin “iyi pişirilmiş bir başkanlık sistem”i ısmarlamak değil ki. Türkan Saylan’a Mektup Aldıkları eğitimle ülkemizin geleceğini kuracak yardıma muhtaç çocuklarımız, cüzamlı hastalarımız, Gezi Parkı’nda ağaçların yaşaması için uğraş veren gençlerimiz, kuzey ormanlarını korumaya çalışan duyarlı insanlarımız, Atatürk’e ve Cumhuriyetine sahip çıkan gençlerimiz ve tüm yurttaşlarımız size selam ve saygılarını gönderiyorlar Hocam. Av. HÜSEYİN KARATAŞ / ÇYDD Onur Kurulu Üyesi D Y A okunulmazlara dokunan Sevgili Hocam Türkan Saylan, Geçen yıl yazdığım mektupta hani şu evinizde arama yapıldığı gün pencereye çıkarak sağ elinizi diklemesine sol elinizin içine koyarak yaptığınız “es” “mola” işareti vardı ya, ülkemizin 2013 yılında bir molaya ihtiyacı olduğunu belirtmiştim. Pek de mola verilmedi Sevgili Hocam? Gerilim arttıkça arttı. “Geleceği kuracak olanlar kız çocuklarımızdır” demiştiniz. Kız çocuklarının eğitimine önem vermiştiniz. Bu yıl, 10 yaşında evlendirilen kız çocuk, bebek doğurdu. Adana’da 13 yaşındayken berdel usulü evlendirilen iki küçük kız çocuğu karakola sığındı. İçişleri Bakanlığı’nın rakamlarına göre son üç yılda 18 yaşını doldurmadan evlendirilen çocukların sayısı 130 bini geçmiş. Bir gazete, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin bugünlerin moda deyimiyle kızlıerkekli kaldığı öğrenci yurtları açtığını yazdı. ÇYDD’nin öğrenci yurdu yok ki Hocam? ÇYDD, yaptırdığı derslikleri, okulları, yurtları Milli Eğitim Bakanlığı’na devretmedi mi? Nasıl da yalan söylüyorlar Hocam? Türkiye Cumhuriyeti’nde bakanlıkların ve bazı kamu kuruluşlarının isimleri başında bulunan T.C. kaldırılmaya başlandı. Tepkiler üzerine bir kısmı yerine konduysa da sessiz ve derinden silmeler devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde Türkiye Cumhuriyeti denmesi neden yasaklanır Hocam? Suriye’de başlayan iç savaş hâlâ sürüyor. Muhalif güçlere desteği Türkiye’nin verdiği söyleniyor. Caniler çocukları bile öldürüyor. İnsanları yaşatabilmek için hayatı boyunca mücadele etmiş bir doktor olarak bu vahşeti iyi ki görmüyorsunuz Hocam!.. Yıllar önce üçüncü köprü cinayettir diyen Başbakan, İstanbul Boğazı’na üçüncü köprünün temelini attı. Toplumun bir kesiminin ciddi rahatsızlığına rağmen köprünün adını da Yavuz Sultan Selim köprüsü koydu. Kuzey ormanları artık ciddi bir yok olma tehlikesi altında. İstanbul yakında nefessiz kalacak Hocam. Ergenekon, Balyoz dendi birçok insan tutuklandı. Genelkurmay Başkanımız dahi terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle mahkum edildi. Bu dünyada iken izlediğiniz son konseri veren piyanist Sevgili Fazıl Say bile dini değerleri aşağıladığı gerekçesiyle mahkum edildi, kendisine gelen bir tweet’i başkalarına da gönderdiği için. Tweet’te Ömer Hayyam’ın bir rubaisi vardı. Yaşasaydı Ömer Hayyam da mahkum edilirdi kesin. Taksim Gezi Parkı’nı kaldırıp yerine Topçu Kışlası adı altında bina yapacaklardı. Gençler ağaçların katledilmesine göz yummadı. Aralarında şimdilerde sosyal medya denilen yolla iletişimi sağlayıp, birlik olup direndiler ağaçların yok edilmesine. Taksim’de kalabalıklar oluşturup birey olmanın tadını çıkarttılar. Olayları izahla değil mizahla anlattılar. O zekâya hayran kalırdınız Hocam, okusaydınız. Ama güzellik buraya kadardı Sevgili Hocam. Hükümet çok kızdı bu işe. Başbakan, toplumun kendisine oy verdiğini ima ettiği yüzde 50’sini bu gençlere karşı zor tuttuğunu söyledi. Halkı birbirine karşı kutup haline getirdi. Hemen polislerimiz TOMA denen tazyikli su sıkan araçları ve biber gazı mermisi atan tüfekleri ve copları ile olaya müdahale etti. Tamamen insan olmanın bir gereği olarak doğayı korumaya çalışan gençlerin üzerine yürüdüler. Türkiye’nin değişik yerlerinde çıkan olaylarda biri polis kurşunu, biri canavarca dövülerek olmak üzere altı genç hayatını kaybetti. Şimdi onlar da yanınızdadır. Sorun onlara. Ellerinde silah var mıydı? Akıllarında ölmek var mıydı? Gözlerini kaybedenler ve ağır yaralananlar da var. Yetmedi hocam. Türkiye’nin değişik yerlerinde Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesini istemeyen, bu nedenle yasal toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılan gençler, hükümeti devirmeye teşebbüsle suçlanarak haklarında davalar açıldı. İnanmayacaksınız ama bir kısmı tutuklandı. Sayıları milyonu bulan genç, potansiyel terörist ilan edildi. Taksim boşaltılınca bir genç geldi Taksim Meydanı’na ve sadece durdu. Ke sintisiz Atatürk Kültür Merkezi’ne bakıyordu. “Duran Adam” oldu adı. Durarak protesto etti yaşananları. Toplantı yok, yürüyüş yok. Boşuna hukuk zemini aradılar duran adamları da gözaltına almak için. Toplanmak yasak, yürümek yasak, durmak yasak!.. Bir güzel şey 10 Kasım’da yaşadık Hocam. Atatürk adı silinmek isteniyor demiştim ya geçen yıl. Bu yıl 10 Kasım’da Anıtkabir ziyaretçi sayısı milyonu aştı. Çocuklarımız 23 Nisan’ı, gençlerimiz 19 Mayıs’ı, kadınlarımız Fransa ve İsviçre’den önce seçme ve seçilme hakkını, tüm halkımız bağımsızlığını armağan eden Atatürk’üne sahip çıktı. Umutlar yitirilmez ve hukuka güvenilirse yıkılmayacak set yoktur. Bu yıl, “hukukun ışığı” az da olsa göründü Hocam. Anayasa Mahkeme si, Sevgili Mustafa Balbay’ın uzun tutukluluk süresini ve milletvekili seçilmiş olduğu halde tutuklu kalmasını hukuka uygun bulmadı. Mustafa Balbay, 4 yıl 278 gün tutukluluktan sonra tahliye edildi. Söylediğiniz gibi, “Güneş umuttan doğdu, özgürlük de hukuktan”. ÇYDD yine sizin belirlediğiniz hedefler için çalışmakta. Binlerce ekonomik durumu iyi olmayan öğrenci, eğitime gönül vermiş insanların bağışları ile eğitimlerine devam ediyorlar. Cüzamla Savaş Derneği de hasta çocuklarına burs ve hastalarına da ayakkabı, koltuk değneği ve evlerinin ihtiyaçlarını karşılamaları için diğer yardımları yapmaya devam ediyor. Aldıkları eğitimle ülkemizin geleceğini kuracak yardıma muhtaç çocuklarımız, cüzamlı hastalarımız, Gezi Parkı’nda ağaçların yaşaması için uğraş veren gençlerimiz, kuzey ormanlarını korumaya çalışan duyarlı insanlarımız, Atatürk’e ve Cumhuriyetine sahip çıkan gençlerimiz ve tüm yurttaşlarımız size selam ve saygılarını gönderiyorlar Hocam. Sizi çok özledik!.. İyi ki doğdunuz!.. Yürekten sevgi ve saygılarımla… Bir Büyük Yazar: Cahit Kayra Cahit Kayra’yı 1970’li yılların sonuna doğru Ankara’da politikacı olarak tanıdım... Ecevit’in 1977 seçimlerinden önce, CHP programını yeniden yazmak için Göreme Sokak’ta oluşturduğu “Beyin takımının” koordinatörüydü! Bir politikacı kimliğiyle tanıdığım bu büyük insanın büyük bir yazar da olduğunu ancak yıllar sonra Bodrum üzerine yayımladığı öykü kitabı ile anladım. HHH Mülkiye mezunu olan Cahit Kayra, uzun yıllar Maliye Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunmuş ve 1972 yılında emekli olarak politikaya atılana kadar, mali ve ticari konularda 7 tane araştırma kitabı yayımlamıştır. 1972 ile 1980 arasında politika yapmış, milletvekili olmuş, bakanlık koltuğuna oturmuş, ama alçakgönüllülüğünden hiçbir zaman ayrılmamıştır. 1983 yılında Bodrum öykülerini yayımlayarak yeniden yazarlığa dönmüştür. Daha sonra yakın Cumhuriyet tarihi üzerine son derece ilgi çekici, hem gerçek verilere dayanan nesnel, hem de çarpıcı tezleri öne süren iddialı araştırma kitapları yayımlamıştır. HHH “Bodrum Üzerine Çeşitlemeler” adlı öykü kitabı muhteşem bir eserdir: İnsan ruhunun derinliklerine işleyen bir gözlem gücünü ve son derece çarpıcı, ince bir mizah anlayışını yansıtır. Gerek araştırma gerekse edebiyat alanında pek çok yapıt sahibi olan Kayra, bu yıl Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü’nü, son araştırma kitabı olan “Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü 19231950 / Devletçilik: Altın Yıllar” adlı eseriyle kazanmıştır. HHH Kayra’nın, çok sayıda olduğu için burada sayamadığım ama ilerde mutlaka yeniden değineceğim, son derece değerli araştırma kitapları arasında en dikkat çekici olanlardan biri de Varlık Vergisi üzerine olanıdır. Tarihçi Kitabevi tarafından basılan bu kitapta Kayra, İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki Türkiye ekonomisini ve Varlık Vergisi’nin bu ekonomi içindeki yerini anlatır... Tamamen rakamlara dayalı olarak, bu verginin hem işlevini hem de sadece azınlıkları değil, tüm vergi mükelleflerini ezdiğini tartışılmaz biçimde ortaya koyar: Tahsil edilen 315 milyon liranın yalnız 30 milyonu gayrimüslimlerdendir... Yabancılardan ise 130 milyon lira alınmıştır... Kitapta daha çok önemli bilgiler de var ama ben buraya en çarpıcı olanını aldım! Kayra’nın tüm kitapları okunmadan Cumhuriyet tarihi bütünüyle anlaşılamaz!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear