23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 AĞUSTOS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 AKP’nin çevre düzeni planında olmayan projeleri hayata geçirdiğini eleştiren Şehir Plancıları oldu bittilere karşı İstanbul’u zorlamayın ŞEHRİBAN KIRAÇ Trafik ve altapı sorunlarıyla can çekişen 14 milyon nüfusluk İstanbul’a 1 milyon kişilik yeni bir şehir kuruluyor. Kuzeye doğru büyümesi İstanbul’u daha yaşanmaz, ölü bir kent haline getirecek uyarılarına rağmen hükümetin seçim kampanyalarında da sıkça gündeme getirdiği İstanbul’da iki yeni şehir kurulması planları hayata geçiriyor. Uzmanlar devasa projelerin iyi etüd edilmesi ve çevre düzeni planlarının yapılması gerektiğine işaret ederek üstünkörü, birkaç düzenleme ile yapılan projelerin İstanbul’u yaşanmaz hale getireceğini vurguluyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman, hükümetin Kayaşehir’e 1 milyon nüfusluk yeni bir şehir kurulması planını eleştirerek bu projenin İstanbul’un 2009’da kabul edilen çevre düzeni planında yer almadığını, hükümetin kendi idaresinin çizdiği senaryoları dahi görmezden geldiğini söyledi. Kahraman, “2009’da bu kentin gelecek senaryosunu bir çevre planıyla çiziyorsunuz, sonra buna uymuyorsunuz. Kayaşehir’e 1 milyon nüfus büyüklüğündeki bir projenin etütlerinin çevre planlarında yer alması gerekiyor. 2009’da demek ki bu projeler kabul görmemiş işletilmemiş, ama bir dizi değişiklikle hükümler getiriliyor” dedi. Kahraman, İstanbul’un artık daha fazla yeni yapılaşmayı kaldıramayacağını, ku zeye doğru büyümenin tamaAKP men durdurulması gerektihükümeti ğini, İstanbul’un sınırlarını zorlamanın bu kenti ölkendi dürmek anlamına gelehazırladığı çevre ceğini ifade etti. düzeni ve imar Kahraman, “İsplanlarına bile tanbul’un olmazsa olmaz doğal uymadan kaynakları ki İstanbul’da 1 milyon bunları bugüne nüfuslu yeni bir şehir kadar fazlasıyla kurmak için harekete tahrip ettik. Bu yapılaşmalarla geçti. Şehir da yok edimesi plancılarına göre anlamına geliyor. Avrupa yakasında Yeni yapılaşma su Kayaşehir denilen havzalarına, oksijen kaynaklarına bölgede kurulması talebi artıracak. Bu planlanan devasa İstanbul’un yaşaproje İstanbul’u yamayan bir kent ölü bir kent haline gelmesi anlamına geliyor” ifadesini haline kullandı. getirecek. BÖYLEYDİ 1 milyon nüfuslu yeni şehir ‘Evcilleştirme Tamam..’ New York Times’ın, Askeri Şura’da tutuklu 40 generalin emekli edilmesi haberiyle ilgili “Evcilleştirme Tamam” değerlendirmesini duyunca, özel yargı elinde bekleyen Ergenekon’la başlayan pek çok davanın ana işlevlerinin de tamam olduğunu düşünüyordum ki.. Dün sabahın gündemini özetleyen haberci arkadaşların Balyoz yargılamasında karar sürecine geçilebileceği, savcının, savunma hakkı ile bağlantılı kilitlenmiş davada sanık ve avukatlarını caydırmaya yönelik, çıkış yolu gerekçeli olarak gündeme getirdiği birleştirme önerisinden vazgeçtiği, önerisini geri çektiği bilgisi geldi. Duruşma başlar başlamaz savcının yeni önerisi için yargıçlar ara karar vermek üzere çekildiler.. Sonrasında 16 Ağustos gününe ertelenen duruşmaya kadar sanıklardan son diyeceklerinin sorulması, savunma yapmazlarsa da karar geçilmesi kararı verildi.. Bilmem daha önceki gelişmelere ilişkin haberlerde yer alan bilgilendirmeler ne olup bittiğinin algılanması için yeterli olabilir mi? Özeti hukuk devleti düzeninde, dahası özel yargı eliyle yürütülen bu davalarda bile yasalar gereği uyulması zorunlu yargılama süreci, sanıklar aleyhine katledilmişti. Sanıklar ve avukatlarının savunma hakkı ile bağlantılı istedikleri yargılama süreçleri atlanıvermiş, sanıklardan ve avukatlardan savunmaya yönelik son sözleri istendiğinde de, bilinen savunma krizi çıkmıştı. Avukatların direnişini kırmaya yönelik olarak mahkemenin dışardan avukat getirtme istemi de Baro’nun savunma hakkı lehine kararı ile işletilememişti. Yargılamaya uzunca bir süre kriz gerekçeli görüntüde ara verilmişti.. Durumda, krizde en küçük bir gelişme yaşanmamışken, yeniden göz göre göre eksik yargılama süreci sırıtırken, karar sürecine geçişte zorlamanın anlamı ne? Bu köşeyi paylaşan okurlar, kimi canlı yayın söyleşilerinde de gündeme geldikçe altını çizmeye çalıştığım iktidar erkinin kullanılmasında, kamunun her alanına dönük olarak gerçekleştirildiği; yargılama, özel yargılamalara da yansıdığı üzere, Emniyet’ten başlayan süreçlerin bütününde “iyi poliskötü polis” rollerinin oynanmakta olduğuna ilişkin kimilerine göre önyargımı, bana göre haklı yargımı bilirler.. Ne ilginç, çarpıcı bir raslantıdır ki.. özel yargının simge olmuş ismi, savcısı Sayın Öz, Ergenekon’da tanıklık yapan emekli Genelkurmay Başkanı Sayın Özkök’ü “Darbeleri durduran komutan” sıfatı ile “demokrasi kahramanı” olarak kucaklıyor.. Özkök, uzun yıllar beklenen mahkeme tanıklığında tek bir sanığa yönelik olarak bile “darbeciydi, suçluydu, belge vardı” anlamına gelebilecek ifade vermemişken.. Bırakınız darbe eylemini, girişimini, muhtıra içeriği anlamına gelebilecek, yargılamaya esas yapılmış tüm resmi belgeler için “İşlem yapmayı gerekli kılacak nitelikte değillerdi, işleme koymadım, imha ettim..” türünden sonuç değerlendirmeler yapıyordu. Olsa olsa kimi askeri amacı sınırlarını aşabilen tatbikatlardan, kendisinin haberdar olamadığı, kimi kanıtsız kalmış ihbarlarından, duyumlardan ancak söz açıyordu.. ??? Genelkurmay Başkanı’ndan kalabalık generaller kadrosuna, en kilit görevlerdeki kurmay komutanlara uzanan bir halkada bunca yıldır yargılanan, yargısız infaz boyutunda tutuklu kalan, askeri gelecekleri karartılan ve en son şura kararları ile de emekliliğe sevk edilenler için.. Dışardan bakanlar “TSK’yi iktidardan yana evcilleştirme işlemi tamam” sonucuna varmışlar.. Şimdi bu sonuç tablo sırıtırken, özellikle son yıllar ve aylarda kamuoyunu aptal yerine koyma anlamına da gelen, özellikle polis ve yargı içindeki “iktidarcemaat çatışması vitrini”, bize göre oyununun anlamı ne? Tartışmalarda yüz yüze olduğumuzda cemaat ve iktidar savunucuları bir yerlerine iğneler batmış gibi bu “iyi poliskötü polis, iktidarda rol paylaşımı..” değerlendirmemize öfkeli itirazlar yapıyorlar.. Yani şimdi siz Sayın Başbakan Erdoğan’ın hafta sonu konuşmasında yinelediği “İlker Paşa tutuklu olmamalı” görüşüne, bağımsız yargı karşısında iktidar gücünün yetmediğine inananlardan mısınız? İşlerine gelmeyen yargılama seyirlerinde, AKP’nin 12 Eylül’ü sayesinde de, HSYK hemen devreye girebilirken, işe gelmeyen yargılamaları yürüten savcılar, yargıçlar görev yerlerinden buharlaştırma hızıyla uzaklaştırılırlarken.. Özel yargıyı biçimsel olarak kaldıran ancak görev sürelerini açılmış davalar için uzatan son yargı paketinin, siyaseten açıklanan hükümlerine uymamayı bırakın, umursamayan özel yargının bağımsız gücünü kullanabildiği savlanabilir mi? 12 Mart12 Eylül askeri darbe hukukunda bile geçerli olmayan, savunma hakkı aleyhine yargılama süreçleri atlanmış, hızlandırılmış sonuç kararlarında yargısız infaz içeriğini kazanmış ön tutukluluklar için “Pardon, yanlış yapmışız” diyebilirler mi? Tutun ki dediler, TSK’de “evcilleştirme operasyonunun” gerçekleştirilmesinin yanında gazetecilikte, öğrencilikte, aydınlar arasında, yaşamın her alanında yaşanan sindirme operasyonlarını üreten özel yargı eliyle, rekor ceza içerikli infazlar, insan hakları ihlalerinin bir karşılığı olabilir mi? Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul’da ileriye yönelik bir milyon nüfuslu bir şehir kurmayı planladıklarını belirterek, ilk etapta 500 bin nüfus, arkasından 700 bin, onun da arkasından 1 milyonu bulacak şekilde yeni bir şehre başlanıldığını ifade etti. Bayraktar, “Bizim Kayaşehir diye yaptığımız yer, yapacak olduğumuz şehrin çekirdeği durumundadır. O çekirdeği genişleteceğiz. O şehrin çalışmalarına süratle başlıyoruz” diye konuştu. Bayraktar ayrıca, Anadolu yakasında, halihazırda yer arayışlarının devam ettiğini aktardı. Bayraktar, ekimde Başakşehir ilçesine bağlı olan Kayabaşı, başlayacak olan afet riski altındaki alanların döilçenin kuzeyinde yer alıyor, Altınşehir ve nüşümü hakkında süreçle ilgili çalışmaların deGüvercintepe mahallelerine komşu vam ettiğini, binaların çetelelerinin çıkarıldığıdurumda, Atatürk Olimpiyat Stadı’nın nı aktardı. Bayraktar, “Riskli binaların haritalarını yanı başında yer alıyor. Başakşehir, çıkarıyoruz. Risk nitelik ve nicelik durumlarını Bahçeşehir, Ispartakule gibi uydu çıkarıyoruz. Bu duruma yönelik yasa mevzuatkentlere yakın konumda olan bölgede larını hazırlıyoruz. Bakanlar Kurulu kararını çıağırlıklı olarak dar gelire hitap eden karıyoruz. Bunlarla beraber, belediyelerle kokonutlar yer alırken TOKİ’nin nuşuyoruz. Belediyeleri yasal mevzuata göre habünyesindeki arsaları kat karşılığı zırlıyoruz” diye konuştu. anlaşarak inşaat firmalarına vermesiyle Sürecin 20 yıldan daha erken bir zamanda bibölgede yavaş yavaş altorta ve orta tirmeyi hedeflediklerini kaydeden Bayraktar kesime hitap eden projelere yer “Çok ciddi şekilde ve artan bir hacimde müraverilmeye başlandı. Coğrafi açıdan caatlar var. Bizim binalarımızı gelin yıkın diye, intoprak zeminin kayalık olmasından sanlar bize başvuruda bulunuyorlar. Bu yıkımlara ötürü Kayabaşı adı verilirken başlamayı, Başbakanlık’ımızın vereceği start ile BÖYLE OLACAK şimdilerde yeni yapılaşmalarla bölgenin Türkiye’nin herhangi bir yerinden başlatacaismi Kayaşehir olarak anılıyor. ğız” açıklamasını yaptı. Kayabaşı oldu Kayaşehir Anadolu Hayat Emeklilik kârlı büyüdü Ekonomi Servisi Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, şirketin 2012 yılı haziran dönemi finansal sonuçlarını açıkladığı değerlendirmesinde kârlı ve istikrarlı büyümeyi sürdürdüklerini belirtti. Uğurlu şu bilgileri verdi: L Konsolide olmayan finansal sonuçlara göre, şirketimizin aktif büyüklüğü 6.4 milyar TL ve öz sermayesi de 446.8 milyon TL oldu. L Brüt kâr 50.7 milyon TL’ye ve net kâr da 39 milyon TL’ye ulaşırken, elde edilen toplam teknik kâr geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 96 oranında artışla 25.4 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. L Bireysel emeklilik sisteminde 600 bin katılımcıya ulaşan ilk şirket unvanını kazandık. Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre, 2012 yılı haziran ayı sonu itibarıyla, 604 bin 389 katılımcıya ve 3.7 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştık. Pazar payımız bu kalemler itibarıyla sırasıyla yüzde 21.2 ve yüzde 21.5 düzeyinde oldu. İstanbul’un elektriği yeniden satışta Ekonomi Servisi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Boğaziçi, Gediz ve Akdeniz elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi için ilana çıktı. Son teklif verme tarihleri Akdeniz EDAŞ için 6 Kasım, Boğaziçi EDAŞ için 13 Kasım ve Gediz EDAŞ için 20 Kasım olarak açıklandı. Önyeterlilik için son başvuru tarihleri ise Akdeniz EDAŞ’ta 21 Eylül, Boğaziçi EDAŞ’ta 28 Eylül ve Gediz EDAŞ’ta 5 Ekim. Boğaziçi ve Gediz elektrik dağıtım bölgelerinin önceki özelleştirme ihalesi Ağustos 2010’da yapılmış, ancak teklif veren yatırımcılar, yükümlülüklerini yerine getirmeyince ihaleler iptal edilmişti. GÜRİŞ’in Haziran 2011’de yapımına başladığı ve geçen aylarda işletmeye alınan Hatay’daki Şenköy Rüzgâr Enerjisi Santralı açıldı. Santral 40 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak. Yılda ortalama 41 bin ton karbon salınımını engelleyecek. Hatay Şenköy’e rüzgâr santralı Güneşe yatırım artacak Ekonomi Servisi Deloitte Türkiye’nin “Yenilenebilir Enerjide Güneşli Günler” raporunda, güneş enerjisinde yüksek potansiyele sahip Türkiye’de, teşviklerin artması ile yatırımların artacağı öngörüldü. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli, mevcut teknolojilerin maliyetleri ve güneş enerjisi santrallarını (GES) nelerin beklediğini ortaya koyan rapor, yatırımcılara yol gösteriyor. Deloitte Türkiye Enerji, Doğal Kaynaklar ve İnşaat Endüstrisi sorumlu ortağı Sibel Çetinkaya, güneş enerjisi yatırımlarıyla ilgili olarak doğru bir fizibilite çalışması yapılması gerektiğinin altını çizdi. Rapora göre güneş santrallarına yüksek düzeyde sabit fiyat garantisi veren Almanya, İspanya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde GES kurulu gücü çok hızlı arttı. Teknolojinin ucuzlamasıyla bu ülkelerdeki teşvik düzeyleri azaldı. Teşviklerdeki indirimlere rağmen yine de bu ülkelerdeki desteklerin düzeyi Türkiye’deki mevcut destek düzeyinin üzerinde. Kuru üzüm ihracatçısı ‘destek’ istiyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çekirdeksiz kuru üzüme, Destek Fiyat İstikrar Fonu’ndan ton başına verilecek 55 dolarlık desteğin geri çekilmesi ihracatçıları kızdırdı. İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde, 2012/2013 sezonu Ege Bölgesi çekirdeksiz kuru üzüm rekolte tahmin çalışmaları tamamlandı. Rekolte 286 bin 570 ton olarak tahmin edildi ve bu bir önceki yıla göre yüzde 6.6’lık artış anlamına geliyor. Toplantıda konuşan Alaşehir Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Soygür, Bakan Zafer Çağlayan’ın 28 Temmuz’da Mersin’de, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda alınan karar kapsamında bu yıldan itibaren ihraç edilen tarım ürünlerdeki desteğin Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nca üreticiye yapılacağını belirttiğini ancak tarımsal destekleme bütçesinde böyle bir ödeneğin olmadığını söyledi. Ton başına 55 dolarlık desteğin sürdürülmesi çağrısında bulunan Soygür, aksi halde üreticinin perişan olacağını savundu. Toyota Türkiye, üretime ara verdi Ekonomi Servisi Toyota Türkiye Kurumsal Strateji Planlama Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Belgin, bakım çalışmaları nedeniyle üretime 2 hafta ara vereceklerini söyledi. Belgin, 6 ve 22 Ağustos tarihleri arasında fabrikada üretimi durduracaklarını ifade etti. İşçilerin bakım sürecinde izin kullandığını dile getiren Belgin, “Yıllık bakımla ilgili her sene olduğu gibi bu sene de üretimi 2 hafta durdurduk. Otomotiv sektörünün çoğu genelde ağustos ayında üretimi durduruyor. Biz de ona paralel her sene olduğu gibi bu yıl da ağustos ayında 2 haftalık duruş yaptık. Bu süreçte fabrika içindeki ekipmanların temizliği, boyası ve bakımı yapılıyor” dedi. GYİAD: Merkez sıkı duruşunu gevşetmeli Ekonomi Servisi Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Başkanı Burcu Akdarı Toprak, dünyada Avrupa ve Avro’ya ilişkin endişelerin arttığına dikkat çekerek “İçeride Merkez Bankası aşırı temkinli duruşunu ısrarla sürdürüyor. Oysa ekonomimizin gevşemeye ihtiyacı var” dedi. Toprak, şu tespitlerde bulundu: ? İçeride sıkı duruş ile oluşan yüksek faizler ve getiriler yabancıları cezp ediyor. Net sermaye girişi var. Bu da TL’nin değerlenmesine neden oluyor. İç piyasada işler bir süre daha zayıf kalmaya devam edecek. ? Enflasyon ile cari açığı kontrol etmek için ekonomiyi soğutmayı hedefleyen ve bunun için yılbaşından bu yana sıkılaştırılmış bir para politikası uygulayan TCMB’nin politikalarını gevşetmesi gerekir. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear