Catalog

4 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Açık havada Batman keyfi ? Kültür Servisi Batman serisinin gişe rekorları kıran son filmi Kara Şövalye Yükseliyor, Kozyatağı’ndaki Wings Cinecity Trio Açık Hava Sineması’nda gösterilecek. Christian Bale, Tom Hardy, Anne Hathaway, Gary Oldman ve Morgan Freeman’ın başrollerinde oynadığı film, 78 Ağustos tarihlerinde açık havada izleyicilerle buluşacak. Locarno Film Festivali 65. yılını doldurdu, ama emekli olmaya hiç niyeti yok Sinemanın büyülü ışıltısı ? İlk gecenin yıldızı Charlotte Rampling’in yalın bir dileği vardı: Seyircilerin, yorumladığı karakterlerin ardında kendilerini tanıyabilmeleri, insanlık gerçeğinden yansımalar bulabilmeleri. Locarno’ya ilk kez gelen Alain Delon ise “Madem daha geniş kitlelerce tanınmak istiyordunuz, beni davet etmek için neden 50 yıl beklediniz!” diyordu. MEHMET BASUTÇU Pınar Kür’le yazarlık atölyesi ? Kültür Servisi Yazar Pınar Kür’ün, Art 10 Yazarlık Atölyesi Ayvalık’ta yapılacak. Yazarlığa yeni başlayanlara destek olmayı hedefleyen atölye, 29 Ağustos7 Eylül tarihlerinde saat 14.00’te Ayvalık Ticaret Odası’nda düzenlenecek. ([email protected]) LOCARNO 65. açılış gecesinin İsviçre’nin ulusal bayramıyla aynı güne denk gelmesi, festivale farklı bir ses getirdi. Sıcak yaz gecesinin ayışığı altında, Piazza Grande’yi dolduran 8 binden fazla seyirci, koltuklar üzerinde buldukları Uzakdoğu türü krepon kâğıtlı iri fenerlerin pilli küçük lambalarını yakarak başları hizasında sallamaya başlayınca, festivalin farklı kimliği büyülü bir ışıltıyla dalgalanıverdi. Bir de sürpriz vardı: İsviçreli ünlü mezzo soprano Giuliana Castellani, ulusal marşı çocuk korosu eşliğinde, ülkesinin üç resmi dilinde seslendiriyordu. Tüm dünyayı saran milliyetçilik rüzgârlarının, ülkelerinin en önemli uluslararası film festivalinde bile yankı bulmasından hiç de hoşnut olmayanlar, en azından İsviçre’nin çokdilli ve çokkültürlü kimliğinin vurgulanmış olmasıyla avunmaya çalışıyorlardı. Ayrıca, 170 yıllık ulusal marşlarının yenilenme sürecinde olduğu da böylece dünyaya duyurulmuş oluyordu. Pek alkışlanmayan, ulusal nitelikli bu ilk adımın ardından, sınır tanımayan yeni bir gizemli sinema yolculuğu başladı. Festival 65 yaşında emekli olmaya hiç de niyetli değildi. Elimizdeki kalın Pussy Riot’a sanatçılardan destek ne genç yönetmenler ne de sanat sinemasının zor sayılabilecek kimi deneysel örnekleri yine dışlanmamıştı. Ancak, popüler sinema bu yıl birkaç basamak daha yukarılara taşınmıştı. Piazza Grande’de neredeyse her gece ünlü bir oyuncu ya da yönetmen konuk edilerek ödüllendirilecekti. Locarno gelecekte daha da “vazgeçilmez” olmayı hedeflemekteydi. İlk gecenin yıldızı Charlotte Rampling’di (1946). Vakur duruşu, mesafeli tavrı ardında gizlenen sıcak kimliğinin gözlerine yansımasını engelleyemeyecek kadar heyecanlı ve mutluydu. Kendisine verilen ödülü tanımlayan mükemmeliyet kavramının erişilmezliğini anımsatırken içtenlikliydi. Luchino Visconti’den (190676) “genç yönetmen” Steve McQueen’in (1969) son filmi “Shame”e kadar onlarca unutulmaz karakter yaratan Charlotte Rampling’in yalın bir dileği vardı: Seyircilerin, yorumladığı karakterler gerisinde kendilerini tanıyabilmeleri, insanlık gerçeğinden yansımalar bulabilmeleri... Bir şampanya markasının adını taşıyan ödülün ardından izlenen Nick Love’ın polisiye filmi, hoş bir şampanyanın kabarcıkları gibi geceyi serinletmenin ötesine geçemiyordu. Katıksız sinefiller için, yandaki kapalı salonda bir Otto Preminger filmi programlanmıştı. Ertesi gece ödül alma sırası Alain Delon’daydı (1935). İlk kez geldiği Locarno’yu sevmişti. “Madem festivalin dünyada daha geniş kitlelerce tanınmasını istiyordunuz, beni davet etmek için neden 50 yıl beklediniz!” derken, kendisi kadar festivali de önemsiyordu herhalde. Cuma günü yapılan açıkhava toplantısında da keyifliydi Delon. Visconti, Antonioni, Melville gibi hem sahneleme sanatını, hem oyuncu yönetimini hem de kamera gerisinde görüntü yönetmenliği yapmayı bilen usta sinema adamlarının artık yetişmediğinden yakınıyordu. Son yıllarda film çekmek istememesinin nedeni de buydu. “Ben aslında söylendiği gibi zor bir oyuncu değilim. Sadece bu temel niteliklere sahip olmayan salak yönetmenler için zor bir oyuncuyum” diye ekliyordu gülümseyerek. ? Kültür Servisi Aralarında Franz Ferdinand ve The Smiths’in de bulunduğu bazı İngiliz müzisyenler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, Pussy Riot topluluğu için adil bir yargılama süreci talebinde bulundu. Önceki gün Times gazetesinde yayımlanan açık mektupta, 12 müzisyen, topluluk üyesi kadınların katedralde Putin karşıtı “punk dua” söyledikleri için suçlanmalarını “gülünç” olarak nitelendirdi. İngiliz sanatçılar, “Muhalif olmak demokratik bir haktır, 7 yıl cezaya çarptırmak ise demokrasiyle bağdaşmaz” diyerek, sanatçı arkadaşlarını savundu. Charlotte Rampling Cevdet Kudret’e son başvuru ? Kültür Servisi Bu yıl tiyatro dalında verilecek Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’ne başvuru süresi 31 Ağustos’ta sona eriyor. Ödüle, son beş yıl içinde yazılmış ancak sahnelenmemiş eserler aday olabiliyor. Metin Balay, Yılmaz Öğüt, Seçkin Selvi, Dikmen Gürün, Yeşim Özsoy Gülan’dan oluşan seçici kurul, kararını ekim ortasında açıklayacak ve kazanan yazara ödülü TÜYAP Kitap Fuarı’nda yapılacak bir törenle verilecek. kataloğun eklektik içeriği, bırakın emekliliği, tam tersine, Locarno’nun yeni bir atılım içinde olduğunu gösteriyordu. Temel çizgiden sapma yoktu; AYDIN ESEN VE OKAY TEMİZ’DEN SÜRPRİZLERLE DOLU BİR KONSER SSM terasında Ramazanda Caz Okay Temiz Kültür Servisi Ahmad Jamal’in Haliç kıyısındaki konseriyle başlayan “Ramazanda Caz” etkinliği bu kez Aydın Esen ve Okay Temiz’i ağırlıyor. Aydın Esen ve Okay Temiz konseri, Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) terasında 6 Ağustos Pazartesi günü saat 21.15’te gerçekleşecek. İlk “Ramazanda Caz”a “Aydın Esen Plays for Ramadan” projesiyle katılan Aydın Esen, bu kez Okay Temiz’le birlikte sürprizlerle dolu bir projeyle dinleyicinin karşısına çıkacak. Konsere gelenler aynı zamanda, 19.0021.00 saatleri arasında “KobraÖzgür Sanatın 1000 Günü” sergisi ile SSM’nin “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu”nu da ücretsiz gezme olanağı bulacak. “Ramazanda Caz”ın İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde 9 Ağustos Perşembe akşamı düzenlenecek kapanış konserinde ise son albümü “Night Rider”la İlhan Erşahin’s Istanbul Sessions yer alacak. Kudret Sabancı’nın yöneteceği film 10 milyon TL’lik bütçesiyle dikkat çekiyor Tek kişilik müzikal gösteri ? Kültür Servisi Karadeniz müziğinin usta yorumcusu Birol Topaloğlu, tek kişilik müzikal gösterisi 4SazTekSes, Bahçeşehir Gölet mevkisinde 8 Ağustos’ta ilk kez hayata geçiyor. Sanatçı bu projede hayatını, enstrümanlarla tanışmasını, yaşadığı yerleri hikâyeler, şarkılar ve görsellerle zenginleştirerek anlatıyor. Çalışmaları uzun süredir devam eden projede Topaloğlu; bağlama, kemençe, çonguri ve tulum çalıyor. ‘Karaoğlan’ beyazperdede Kültür Servisi Suat Yalaz’ın yazıp çizdiği, haftalık tarihi çizgi roman “Karaoğlan” beyaz perdede yeniden hayat buluyor. Kudret Sabancı’nın yöneteceği film 10 milyon TL’lik bütçesiyle dikkat çekiyor. Yapımcılığını Erol Avcı’nın üstlendiği filmin senaryosunu, Suat Yalaz’ın önderliğinde, Kudret Sabancı, Melek Öztürk ve Rana Mamatlıoğlu yazdı. Yiğitliğiyle bir efsane haline gelen “Karaoğlan”ı filmde Volkan Keskin canlandıracak. Yaklaşık 6 aydır hazırlıkları süren filmin çekimleri için Kemerburgaz’da 20 hektarlık arazi üzerine 3 “şehir”den oluşan dev dekor kuruldu. Ağustos ayında çekimleri başlayacak olan filmin 8 haftada tamamlanması planlanıyor. “Karaoğlan”, ocak ayında 300 kopya ile 400 sinema salonunda gösterime girecek. Karaoğlan’ın çıkış noktası 1926’da Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun, Kızıltuğ adlı öyküsünde yer alan, maceradan maceraya koşan Orta Asyalı kahraman Kaan. Vampir dosyası raflarda ?Kültür Servisi Edebiyat dergisi Sabitfikir bu ay, vampir dosyasıyla okuyucunun karşısında. Damla Özlüer’in hazırladığı “Kırk Ateşle Harlanmış Kahraman: Vampir” başlıklı dosyanın yanı sıra, dergiye Elif Tanrıyar, küçük İskender gibi isimler yazılarıyla eşlik ediyor. C MY B C MY B