26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 AĞUSTOS 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 RICCIOTTI TOPLULUĞU TÜRKİYE’DE ‘Seyyar Orkestra’nın ilk durağı Esenboğa Havalimanı ırk genç müzisyenden oluşan ve senfonik müziği canlı dinleme olanağı olmayan yerlere ulaştırmayı amaçlayan seyyar bir senfonik orkestra olan Ricciotti Topluluğu, Türkiye ile Hollanda’nın 400 yıllık Diplomatik İlişkilerini kutlamak amacıyla iki ülkede toplam 60 konsere imza atacak. Türkiye’deki ilk konserini bugün saat 20.00’de Esenboğa Havalimanı’nda verecek olan orkestra aynı akşam K Göksu Park’ta saat 21.30’da da başkentlilere bir konser verecek. Sahneye ihtiyacı olmayan ve eşsiz bir hareket yeteneğine sahip Ricciotti, 2026 Ağustos tarihleri arasında Ankara’dan yola çıkarak Kırşehir, Avanos, Göreme, Ürgüp, Bor, Niğde, Mersin ve İskenderun üzerinden Antakya, Altınözü, Tarsus ve Karsu köyüne kadar uzanan bir yolda 25 gösteri ile Türkiye sokaklarında olacak. Emirgân Teşvikiye Sarıyer’de sarı otobüsü gördüm, Kabataş’a gidiyormuş, bindim. Arife günüydü, “Bu otobüsleri bayram şekerleri gibi rengârenk boyuyorlar artık” demeyi de unutmadım. Boğaz yolu arife yolu, unutulmuş, kimsenin geçtiği yok. Herkes bayramcı olmuş. Öyle bir söz çalınmıştı kulağıma bir ara, “arifeyi görmeden bayram ediyorlar” gibisine. Sarı otobüs neredeyse şu ünlü metrobüs reklamı gibiydi, yarıboş. Emirgân’a yaklaşırken, eskiden kulağım çınlar, gözlerim de arardı, sanki evinde oturduğu köşeden, benim o yoldan otobüsle geçtiğimi görecek, sesimi duyacakmış gibi. Sevdiğin insanlardan biri bile yanında değilse, ıssızsın. Peki, ya sevdiğin insanlardan birini bir daha ne zaman göreceğin bile belli değilse... Sorumu bilemedim, sen de bilemediğin zamanlarda “Büyüğümsün, bilmelisin!” derdin bana. Emirgân Camisi’nin caddeye bakan köşesinde “Emirganlılar Derneği” yazısını gördüm. Emirgânlı öğretmen ve yazar Cafer Hergünsel’in düzenlediği etkinliğe gitti aklım. Bahardı, yağmurlu olduğuna göre nisandı. Seni uğurlamak için toplandığımız caminin karşısındaki kahvedeydi Seyhan Erözçelik anması. Tibor Dery’nin “Eğlentili Bir Gömme Töreni” kitabını tam da burada hatırlamamın nedeni, bu “anma” sözcüğünün sana pek komik gelmiş olacağını düşünmemdir büyük olasılıkla. “İçten” bir anmaydı diyelim. Yaklaşık 40 kişi vardı, çoğu ADD ve CHP üyesi kadınlı erkekli Emirgânlılar, hazırlık da yapmışlardı, masaların üstünde tatlı tuzlu kurabiyeler, ev yapımı zeytinyağlı yaprak sarmalar vardı. Mahalle berberin yoktu ama terzin oradaydı. Berberi olan adamın terzisi olmaz mı? Hele senin gibi 24 ayar klasik bir şairin? Ben de üç ayda bir Taksim’de kilisenin arkasındaki Hüseyin berbere gidip sakallarımı kısalttırıyorum ama, bir terzinin kapısından içeri adım atmayalı 45 yıl filan olmuştur. Neyse. Şair Nurduran Duman da kahvedeydi. Dedi ki “Ben yalnızca bir cümle etmek için geldim”. Nurduran, bir şiir etkinliği için Prag’a gittiğinde, ünlü bir şair ya da kütüphane müdürü seni sormuş, sanırım senin çevrilmiş şiirlerini okuyan biri. Nurduran bunu “günün şiir ve anlamı”na uygun bir biçimde tek dizeyle pek güzel anlattı ama, ben çevirip toparlayamadım işte. Ama seninle ilgili çok “şahane” bir şey olduğunu biliyorum. Geçen yılın 24 Ağustos’unda herkes kahvede ve camideydi, şairler, reklamcılar, gazeteciler, Sansar ve Seyhan sevenler. Biri yoktu. Önce onun nerede olduğunu düşündüm, sonra kendime kızdım, sonra bunu bir daha düşünürken yakaladım kendimi: “Yahu Süha nerede?” Süha nerede olacak, Seyhan’ı karşılamaya gitmiş. Seyhan’dan iki yıl önce 24 Haziran’da. Süha öyleydi, herkesten önce orada olmak isterdi. Devrimde, aşkta, arkadaşlıkta, yardımlaşmada, paylaşmada, iyilikte, cömertlikte. Kimsenin olmak istemediği yerlerde de. O yüzden Seyhan’dan önce orada olması doğaldır. Süha’nın doğasıdır. Benim Süha nerede diye sormamın da doğal olduğu gibi. Kırmızı ayakkabılı olduğu için mi ayağına çabuktu yoksa gönlü kızıl olduğu için mi herkesten önceydi, ikisi de. Süha Tuğtepe aramızda ve şehrimizdeyken, Teşvikiye arife günü, Beyoğlu bayram yeri olurdu. Arkadaşlık böyle bir şenlik ve gönlümüz böyle bir zenginlik görmemiştir daha. Sonra bir Ahmet Kaya şarkısını hatırlatır gibi gitti, sitemsiz ama dokunaklı. Abisi Sefa Tuğtepe onun için “Üstüne devrilen harflerin altında kalarak öleceğinden de eminim” diye yazmıştı. Güzel şakaymış doğrusu. Üstüne harfler yağsın Süha! Hilmi Yavuz hocamız “Doğunun Kalıtı” şiirinde “biz üç güzel kardeştik ve ölüm, / en gencimizdi bizim / bize doğunun büyük şiiri kaldı” der. Yeni “devletlu”lerin gazabına uğrayan arkadaşımız Yıldırım Türker de “Cihangir Kedileri” şiirinde “tuhaf bir aşkı vardı bize yoksulluğun / hayır büyümedik büyümeyiz büyümedikçe güzeliz / müziğimiz kadarız genç ve telaşlı /.../ çıplak hayvan, kadife yeraltı, hırsızın günlüğü / ah bir isim bulsaydık şu gruba” diye yazar. Biz üç güzel arkadaştık, ama büyüdük, öldük ve onların güzel şiirleri kadar güzel anıları kaldı bana. ‘Arkadaşım Bienal’ Uluslararası Çanakkale Bienali kapsamında çocukların önerisiyle bu yıl ilk kez yapılıyor Benimle sanat oynar mısın? Kültür ve Turizm Bakanı Günay, sırada Efes’ten Hacıbektaş’a pek çok yer olduğunu söyledi Dünya Mirası’na yeni dosya ? Dünya Mirası listesindeki yerlerimizin sayısını Selimiye Camisi ve Çatalhöyük’le 11’e çıkardıklarını belirten Günay, “Bir düzineyi tamamlayacağım” dedi. NAZLI PEKTAŞ Kültür Servisi Kültür ve Tudaha varlıklı ve kültürlü kesimrizm Bakanı Ertuğrul Günay, ler. Onlar da dünya mirası kataHatay’ın Reyhanlı ilçesi Tell Tayi loglarına bakıyor, bu ülkede ne nat Höyüğü’nde ortaya çıkarılan var diye” dedi. ve Hitit dönemine ait olduğu tahKendisi görevi devraldığında min edilen kral heykeli Şuppiluliu Dünya Mirası Listesi’nde 9 yerima’yı, replika haline getireceklerimiz olduğunu belirten Günay şunni söyledi. Bakan Günay, AA muları söyledi: habirine yaptığı açıklamada, Rey“Hiç unutmuyorum, bana bir hanlı’da ortaya çıkarılan kral heyÇinli rehber, Pamukkale’de gekelinin yurtiçinde ve dışında basın zerken ‘Sizin ülkenizde 9 Dünya da büyük ses getirMirası alanı var’ dedi. diğini belirtti. ‘Evet’ dedim. ‘30 olHeykelin farklı ması lazım’ dedi. Buözelliklere sahip nu bir yabancı söyleolmasının onun dedi. Ben de buna inağerini daha da arnıyorum, 30, 40 oltırdığını ifade eden ması lazım. Ama geç Günay, “2009’da kalmışız. Şimdi bunu Marcus Aurelius telafi etmek için son heykeli Sagalasyıllarda kolları sıvasos’ta çıktığında dık. Selimiye Camisi Burdur Müzeve külliyesinin Dünsi’nin deposunya Mirası Listesi’ne daydı. Arabama girdiği haberini atlayıp kendi ba2011’de seçimler sışıma iki kez görrasında almıştım ve meye gittim. Hiçbence seçimlerden bir kırığı, eksiği Hitit dönemine ait olduğu daha önemli diye setahmin edilen kral heykeli vinmiştim. Bu sene olmayan Roma Şuppiluliuma. İmparatoru heyÇatalhöyük girdi, keli. Marcus Audünyanın en eski tarelius ki tarihte ‘Bilge Kral’, ‘Firım yerleşimlerinden birisi. Sayı lozof İmparator’ denilen kişidir. 11 oldu.” Çok heyecanlanmıştım, ama bu Dünya Mirası Listesi için yeni beni daha çok heyecanlandırdı. dosya hazırladıklarını bildiren BaÇünkü benzeri Roma’da, Atikan Günay, şöyle devam etti: na’da olmayan bir heykel bul“Çok yerimiz var. Alanya sıraduk” diye konuştu. da. Alanya Tersanesi ve Kalesi Türkiye’nin yakın yıllara kadar çok umut ediyorum ki girecek. dünya mirası kavramına çok uzak Efes, Bergama, Diyarbakır surolduğunu dile getiren Günay, dünları sırada. Noel Baba bekliyor ya mirasını çok önemsediklerini sırasını. Hacıbektaş girebilir çok vurgulayarak, “Çünkü ben Türki rahatlıkla. Birçok yer girebilir ye turizminin içine kültür zenlisteye. Mevlana Külliyesi girebiginliklerini katmayı çok önemsilir. Roma, Selçuklu, Osmanlı ve yorum. Dünyada bir denize girbeylikler dönemlerinden birçok meye, bir de sizin kültürünüzü, yerimiz var. 9’u 11 yaptık. İnşaltarihinizi tanımaya gelenler var. lah bir düzineyi görev dönemim Bu ikinciler müzeye gidiyor, yeiçinde tamamlayıp, bu işi bir yemek yiyor, müzikli yere gidiyor, re çıkarmış olacağım.” Çanakkale’de ocak ayından beri çocuklar sanatla oyun oynuyor. Uluslararası Çanakkale Çocuk Bienali, Mavitay Çocukların Kültür Evi ve Çanakkale Belediyesi öncülüğünde; yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde birçok kurum ve kişiyle ortaklık kurularak 2012 yılı boyunca devam ediyor. 2010 yılında 2. Uluslararası Çanakkale Bienali sırasında çocukların önerisiyle ilk defa gerçekleştirilen “Arkadaşım Bienal” projesi esnasında, atölyeye katılan çocuklardan birinin önerisiyle ortaya atılan slogan, şimdi bu projenin ismi. Uluslararası Çanakkale Çocuk Bienali’nin ocak ayında başlayan atölye çalışmaları ekim ayı sonunda bitiyor. Sergi ise 17 Kasım 16 Aralık tarihleri arasında yapılacak. Bienalin küratörü Mustafa Horasan, “Benimle oynar mısın” sorusu etrafında şekillendirdiği bienalin konseptini şu sözlerle açıklıyor: “Arkadaşım Bienal’in amacı; sanat yapma eylemini büyük bir oyun alanına çevirip özgürce eğlenmek ve çocuklarımızı biraz daha hayatın farklı alanlarına yönlendirmek, onların sanat yapıtlarına bakışlarındaki prototipleşmeyi kırarak içlerindeki yaratıcılığı, enerjiyi ortaya çıkarmak.” Bugüne kadar atölye çalışmalarına birçok sanatçı katıldı: Simla Sunay, Antonio Cosentino, İnci Furni, Barış Sarıbaş, Mustafa Horasan, Saadet Sorgunlu ve Çekül Vakfı eğitmenleri Çanakkale’de çocuklarla buluşup, onlarla sanat oynayarak gerçek yaratıcılığın zihinde gerçekleşen bir süreç olduğunu, bunu özgürce istedikleri malzeme ve yöntemle sunabileceklerini birlikte deneyimledi. Oyun, bu bienal için hem kavrayış hem de sunuş biçimi. Burada sanatçılar, 515 yaş arasındaki çocuklar. Hal böyle olunca üretilen yapıtlar da onları gerçekleştiren genç yaratıcıların özgürlüğünce şekillenmiş. Kuşkusuz bu yönüyle de kurallardan ve bilinenlerden olabildiğince uzak. Atölyeler süresince konu ve malzeme sınırlaması hiç olmamış. Sanatın sadece üstün beceri gerektiren bir uğraş olmadığı, sa ? Bienalin küratörü Mustafa Horasan, “Benimle oynar mısın?” sorusu çevresinde biçimlendirdiği bienalin konseptini şu sözlerle açıklıyor: “Sanat yapma eylemini büyük bir oyun alanına çevirip özgürce eğlenmek ve çocukların sanat yapıtlarına bakışlarındaki prototipleşmeyi kırarak içlerindeki yaratıcılığı, enerjiyi ortaya çıkarmak.” natçıların gerçekleştirdiği sunumlarda sık sık hatırlatılarak çocukların dilediğince çalışmaları desteklenmiş. Proje koordinatörü Erdinç Alnıak, birkaç ilginç atölye çalışmasından heyecanla söz ediyor: “Atölyelerimizde farklı dönemlerden, farklı alanlarda üretimler gerçekleştirmiş sanatçıları tanıdık ve onlarla ilgili çalışmalar yaptık. Bunlardan bazıları; Cindy Sherman uyarlamaları (feminizm, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda sohbet ve fotoğraf çalışması), Action Painting Atölyesi (Jackson Pollock’tan yola çıkarak üretim), Archimboldo Uyarlamaları (gerçek meyvesebzelerle kolaj).” “Arkadaşım Bienal”de başta Çanakkale olmak üzere çeşitli kentlerde şu ana kadar 2300 ço cuğun katıldığı 100’ün üzerinde atölye çalışması yapılmış. Yurtdışından katılanlarla birlikte bienalde yer alan çocuk sayısı 3 binin üzerinde. Proje sonunda sayının 5 bin civarında olacağı düşünülüyor. Türkiye dışında, Almanya, Amerika, Litvanya, Ermenistan, Portekiz, İngiltere, Filistin, Rusya, İtalya, Çek Cumhuriyeti olmak üzere 10 ülkenin katıldığı bienale; ülkemizden, 20 kentten 50’nin üzerinde kurum katılıyor. Bir yıla yakın bir süreye yayılan bu bienalde, doğaları gereği keşfetmeyi oyunla gerçekleştiren çocuklar, sanatın sadece seyirlik bir alan olmadığını deneyimleyerek, sık sık dile getirilen sanathayat ilişkisini heyecanla paylaşıyorlar. Keşfettiklerini sanatla örerek, öğretilen dogmaları sorgulama şansı ediniyorlar. Bir çocuk daha okusun diye 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası Osmanbey Şubesi 00158007287986476 C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear